43 sonuç bulundu

Geri dön

'Kimi Sevsem Sensin'....


Kimi Sevsem Sensin


Kimi sevsem sensin, hayretsevgi insanı nasıl degistiriyorGözleri maviyken yaprak yeşiliSenin sesinle konuşuyor elbet…Yarım bakışları o kadar tehlikeliSenin sigaranı senin gibi içiyorKimi sevsem sensin, hayretSenden nedense vazgeçilemiyor..

 



Her şeyi terk ettim, ne aşk ne şehvetSarışın başladığım esmer bitiyorAnlaşılmaz yüzü koyu gölgeliDudakları keskin kırmızı jiletBir belaya çattık, nasıl bitirmeliGitar kımıldadı mı zaman deliniyorKimi sevsem sensin, hayretKapıların kapalı girilemiyor..



Kimi sevsem sensin, senden ibaretHepsini senin adınla çağırıyorumArkamdan şımarık gülüşüyorlarGetirdikleri yağmur, sende unuttuğumHani o sımsıcak iri çekirdekliSenin gibi vahşi öpüşüyorlarKimi sevsem sensin, hayretİn misin cin misin anlamıyorum..

 
 

YÜREĞİMSİN

 
 

Atıla ilhan

Siyahin_Matemi
Cum May 24, 2013 11:30 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: 'Kimi Sevsem Sensin'....

Şimdi altı çizilmiş kitaplardanÇalınmış öğütler sunamam sanaSen benim kör düğümümGizlimde saklım benimAkıl infial hali,Hislerimi hiç sormaBelki yar diye seniBağrıma basamam ama;Yüreğine su serperde içini soğutursaEmin ol ki,Kimi sevsem sensinBu günde sonra….
 Bedirhan GÖKÇE 
                                                                  
Siyahım Matemim..Canım teşekkürler..
Tutku
Cmt May 25, 2013 7:16 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: 'Kimi Sevsem Sensin'....

 
Tam  herkes aynıymış sanalda dediğim,doğru düzgün insan dost arkadaş yokmuş burda dediğim bi zamanda karşılaştık seninle Tutkum ve bunun hiçte böyle olmadığını gösterdin bana artık bu sitede gitmem için çok sebep varken,sen kalmam için tek sebep oldun bugünlerde ...Keşke daha öncede tanısaydımda seni ,belki bu kadar üzülmezdim herşey için...Umarım hep birlikte nerde olursa olsun hiç önemli değil belki burda belki başka yerlerde ,sitelerde hep birlikte oluruz....
 
 Teşekkürler Canım...
Siyahin_Matemi
Cmt May 25, 2013 11:17 am
 
Foruma git
Konuya git

Yasamı ıskalamayalım...

        Allah'ın bize bağışladığı bu güzelim dünya için bişeyler yapalım...Yaşamı ıskalamayalım..
Çok zaman önceydi.O kadar zaman önceydi ki zaman diye bir şey yoktu.İnsanlar güneş doğup batıncaya kadar yaşıyorlardı hayatı.Bir daha hiç olmıyacakmış gibi dolu ve anlamlı.Derken zaman diye üç parçalı bir şey icat etti insan.Bir parçasına dün dedi,diğer parçasına bugün.öteki parçasınada yarın.Sonra fesat karıştı zamana ve insan bugünü unuttu.Dünü düşünüp pişman oldu,yarını düşünüp telaşlandı;Ama işin ilginç tarafı tüm telaş ve pişmanlıkları güneş doğup batıncaya kadar yaşadı.Farkında olmadan rezil etti bu gününü.

         Oysa yarın,bu güne ne diyor,dünde bu gün için yarın diyordu.Bir türlü beceremedi.Bir eliyle yarına,diğer eliyle düne yapıştı.Bu günü eline yüzüne bulaştırdı..Mutsuz oldu insan.Ve ne gariptirki yarının telaşıda  dünün pişmanlığınıda hep bu gün yaşadı,ama bugünü hiç yaşayamadı.Ne yarın ne de dün!

Mutlu günlere..
Tutku
Cmt May 25, 2013 12:58 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Yasamı ıskalamayalım...

Farkında olabilmek ne kadar önemli, her defasında bir başka yönden önemini kavrıyor insan. Hayat kocaman bir tiyatro sahnesi ve bizler o sahnedeki oyuncularız. Ancak çoğumuz oynadığımız rollerin farkında değiliz. Hayatın o hızlı koşturmacası içinde üstlendiğimizi düşündüğümüz rolleri sorgulamadan, üzerimize uyup uymadığına bakmadan öylesine yaşıyor gibiyiz. Sanki dışardan bir el bizi yönetiyormuşçasına. İşte bu nedenle de mutsuz, hayal kurmaya bile çekinen, cesaretten yoksun bireyler haline geliyoruz. Mutlu olmak için gerçekten nelere ihtiyacımız olduğunu ya bilmiyoruz ya da biliyor ama görmezden geliyoruz ki; bu daha da kötü. Çünkü o sahneye hepimiz sadece bir defa çıkma hakkına sahibiz. Bizi mutlu edecek, hayallerimizle süslenecek, kendi seçtiğimiz rolü oynamak da en doğal hakkımız. Bunun için de kendimizi çok iyi tanımalı, neler hissettiğimizi çok iyi bilmeli, duygularımız da dahil kendimizin FARKINDA OLMALIYIZ.
Turku
Cmt May 25, 2013 2:00 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Yasamı ıskalamayalım...

Kim dünyaya çok önem verirse, Allah onun işini dağıtır (zorlaştırır). İki gözünün arasına fakirliği (aç gözlülüğü) koyar. (Halbuki) dünyadan ona ulaşacak olan kendisi için yazılandan başkası olamaz. Kimin de niyeti âhiret(i kazanma) ise Allah onun işini toparlar (kolaylaştırır). Onun kalbine zenginliği koyar. Ona dünyadan da ihtiyaç duyduğu şey ulaşır.    İbn Mâce, Zühd 1, hadis no: 4104, 2/1378; Tirmizî, Kıyâmet 31, hadis no: 2467 Tutku ablam emeğine yüreğine sağlık..
Hacegan__
Cmt May 25, 2013 2:25 pm
 
Foruma git
Konuya git

saygı ve sevgi....

Saygı ve sevgi insanlar arasında iyi bir bağ oluşmasını sağlar ve bu bağ sayesinde insanlar birbirleriyle iyi geçinirler.Saygı ve sevgi, çocuk yaşta öğrenilir. Ailede bir çocuğa insanlara karşı saygı duyması öğretildiyse bu çocuk hayatı boyunca insanlara saygılı ve hürmetkar davranır; fakat ailede çocuğa iyi bir eğitim verilmediyse bu çocuk hiçbir zaman insanlara saygılı davranmaz ve ondan hiçbir şey beklenemez. Bu yüzden hem ailesinde hem de toplumda karışıklıklara sebep olur.Aile içinde saygılı davranan bir çocuk toplumda da saygılı davranır. Toplumda saygı insanlar arasında barışı ve dostluğu pekiştirir. Bu da insanların birbirleriyle uyum içinde yaşamasını sağlar. O toplum gelişir ve ilerler, geçmişten bugüne gelindiği gibi…Saygının yanında insanlar birbirine sevgide duymalıdır. İnsanlar birbirlerini severse her zaman diğerlerine yardım etmek ister. Bu sayede birinin bir sıkıntısı olduğu zaman bütün toplum o kişiye yardım etmek için bir noktada buluşur. O kişinin acısını paylaşır ve sıkıntısını azaltır. İster istemez yüreğinde taşıdığı o sevgi yumağını ve yapmış olduğun bu paylaşımdan dolayı rahatlık hisseder.Saygı ve sevgi farklı unsurlardır ama biri olmadan diğerinin hiç bir anlamı olmaz. İkisi biri birine bağlantılıdır diye düşünürüm. Saygı ve sevginin bir arada bulunduğu toplumlar uzun ömürlü olur ve hiçbir zaman kargaşa içine düşmez.Bu yüzden biz de birbirimize saygılı davranmalıyız. Her zaman başkalarının sevincini ve acısını paylaşmalıyız. İnsanları sevmeli onları birbirinden ayırmamalıyız. Saygının önemi sevgiden oluşur. İnsanlar toplum içerisinde bile sevginin belirtisi olarak, birbirlerine saygı sunarlar, bu da sevginin önemli bir noktasıdır. Dünyamızda herhalde en çok kullanılan sözcüklerden biri de sevgidir. Çoğu zaman bu kelimeyi çoğunlukla anlamadan kullanır veya kendi ihtiyaçlarımıza göre değerlendirdiğimiz anlar çok olmuştur. Merhamet bile paralel olarak sevgiyi işaret eder . Aslında bu kelime insanoğlunun elinde zorda kaldıkça kullandığı bir silah gibidir. Sevgimizi ilan ederiz. Kendimizi bazen acındırmak için sevilmediğimizden yakınırız. Derinlerde sevginin anlamını gerçekten bilen ve anlayan çok az insan var sanırım. Sevgi yürekte haykıran sestir. Heyecanların bittiği, alışkanlıkların başladığı yerde sevgi önem kazanır. O kadar önemlidir ki, sevgi kelimesinin üzerindeki değerlere sahip olabilen insan, şefkati, fedakarlığı ve beklemeden vermeyi içinde barındırdığı müddetçe hayatı kavrar; çünkü gerçek sevgide karşılık beklenmez, beklenemez.İnsanın kalben en iyi hissedebildiği sevgilerden bir tanesi, üç boyutlu yaşadığı dünyada karşı cinsle olan birlikteliğidir. Sevgi o birlikteliği, zor koşullarda dahi olsa yürütebilen güçtür. Sadece insanların belki de farkında olmadığı, belki de göremediği yaşanan anları vardır. İki sevgilinin hiç konuşmadığı anlardaki huzur, mutluluk, sevgi hisleridir ki işte en gerçek, en saf hisleridir bunlar. Sevgi, susmaktır bakarak sevgisini sunmaktır.Herşeyin gönlünüzce olmasını niyaz ederim selam ve dua ile Hacegan.....
Hacegan__
Çar May 29, 2013 7:55 am
 
Foruma git
Konuya git

Kim Adaletsiz? Dünya mı? İnsan mı?

Derler ki “hayat acımasız, kader kötü, adaletsiz bir dünyadayız. ” Küçükken ne düşünürdüm bilemem ama inanmış mıyımdır bunlara? Belki. Neredeyse çoğu çocuk bu lafları duyarak büyüyor ve benimsiyor. Sonra onlarda kendi çocuklarına öğretiyor. Böylec kısır döngü gibi sürüyor bu.
 

Bazen bu çarkın dişlilerinden biri duruyor ve bu kendisine öğretilenleri düşünüyor ya da başkasıyla bu öğretilenleri konuşuyor. “Yav neden bu hayat acımasız? Neden dünya adaletsiz? ” diye sorunca işte o zaman herkes gerçeğe bir adım atar. Adaletsiz olan insandır, dünya ya da başka biri değil. Kimi Yüce Allah(c. c) suç atar “kaderim kötü” diye, kimi aslında gene Yüce Allah(c. c)a suç atar dünya adaletsiz diye. Oysa o en adaletli, en merhametli varlıktır. Yaratıcımızdır.
Yakınının öldürülmesi dünya adaletsizliği ya da kötü kader midir yoksa insanın adaletsizliği midir? İnsan doğanın, dünyanın bir parçası olabilir ama bu kader, dünyayı bağlamaz. İnsan içinde iyi ve kötü ile yaratılmış, akıl ve irade verilmiş ama buna ilaveten nefis verilmiş Allah(c. c) ın yarattığı bir canlıdır. Seçim bize ait, Allah bize ne istersek onu verir. Dünya hayatını isteyene dünya nimetleri, ahiret isteyene ahiret nimetleri. İkisinden birini seçersin ve ona göre hareket edersin. Sana istediğini verdi diye Yüce Allah(c. c)a kızamazsın. İnsanın adaletsizliği de açgözlülüğünden, egoistliğinden ve bencilliğinden gelir. Sonra herkes “kader kötü, hayat acımasız” diye yaptığını mazur gösterecek bahaneler sunmaya çalışır. Binlerce yıldır egolarımızı tatmin etmek için insanları hor gördük, küçümsedik, böbürlenip, büyüklendik. Çaldık, çırptık ve adam öldürdük. Sonra da buna “kader” dedik. İnsanın kaderinde adam öldürmek yoktur, hırsızlık ta yoktur. Kötü kader hiç yoktur. Ne yapıyorsak biz kendimize yapıyoruz. Kendimize acı çektiriyoruz, kendimizi yakıyoruz ve sonra sorumluluktan ve sonuçlarından kaçmak için ya bahaneler uyduruyoruz ya yaptığımızı haklı buluyoruz ya da Yaratıcımızı yok sayıyoruz.
Ben ruhani temizlikten yanayım. Kibirimizden arınalım, nefsimizi kontrol edelim ve sürekli şükür edelim. Ruhunu temizleyip, kalbini Yüce Allah(c. c)`a açan kim geri kalan ömründe huzursuz, mutsuz olur? Kim bir daha “hayat kötü, acımasız” der? Kimse… İnsan, dünyanın geçici olduğunu ve bu hayatın bir sınav hayatı olduğunu aklında çıkarmazsa, belki o zaman herşeyin daha kolay farkına varıcak.
Siz ne dersiniz?
Hacegan__
Cum Mar 29, 2013 2:38 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Kim Adaletsiz? Dünya mı? İnsan mı?

Ben ruhani temizlikten yanayım. Kibirimizden arınalım, nefsimizi kontrol edelim ve sürekli şükür edelim. Ruhunu temizleyip, kalbini Yüce Allah(c. c)`a açan kim geri kalan ömründe huzursuz, mutsuz olur? Kim bir daha “hayat kötü, acımasız” der? Kimse… İnsan, dünyanın geçici olduğunu ve bu hayatın bir sınav hayatı olduğunu aklında çıkarmazsa, belki o zaman herşeyin daha kolay farkına varıcak.
 
Siz ne dersiniz?
Hacegan__
Pzr Haz 02, 2013 6:47 am
 
Foruma git
Konuya git

SANALDA DOSTLUKLAR..

Hani Dost'luklar vardır..
Hani Dost'luklar vardır..Sanalın gerçekliğini..Reelin yalanlarını bastırır...
Tam düşerken..Hiç görmediğin..Belkide çokta tanımadığın meçhul bir el tutar kaldırır seni...
 
Kimi zaman bir gece yarısı..Şiirsel bir sohbette ağlarken..
Tüm yaşanmışlığına inat..Alır götürür hüzünlere o güzel sohbet..
Kimi zaman..Kimi zaman ..Yalnızlar rıhtımının martıları olursunuz onlarla..
Uçarak özgürce kanat çırparsınız..Hayat denen prangaya inat..
Resim ..Resim..kahkahalarınızı derin bir offf..çekiş böler.. kimi zaman
Kardeş..Abi..Abla..Bacı.. bulursunuz.
Kimi zaman..Kimi zaman bir AŞK çalar kapınızı..Hiç yaşanmamış kadar yüce üstelik..
 
 
Bir tık kadar uzağındadır Dost'lar..Hasretin vuslatına bir tık kalmıştır...
Kışın yakıcı soğuğunda..Kışın yakıcı soğuğunda sıcacık bir çay dır ..Edilen sohbetler..
Bazen bir bardak buzlu rakı  alır getirir Dost meclisindeki şenliği..
Oysa alkol oranı sıfırdır..Ceza yemez..Yadırganmazsınız...
Ağlıyorsanız..Ağlıyorsanız eğer mutlaka bir içten sesle irkilirsiniz..
Neyin var..Paylaş lütfen der.. O sıcacık nefes..
Kırk yıllık Dost'luklara inattır..üç günlük paylaşım..
Hayatın yalanlarında tek gerçektir..Sanaldaki Dost'luklar kimi zaman..
Cansız silüetlerde canlılık..Açlıkta duyulan ve sunulan sofradır..O canım sohbetler..
Beklentisiz değildir elbet gösterilen çabalar..Ancak beklenti ne bir çuval dolusu maddiyat,
Nede imkansızların kucağından kurtarılıştır..
Bir Hoş Sada'dır sadece..Bir nefes mutluluk,içilen acı bir kahve tadındadır beklenti..
Riyasız yalansız paylaşımdır beklentiler..Ne kadar dürüstsen o kadar Dost'sundur..
Ne kadar doğruysan o kadar Dost'un olur..
 
Çaresizliğe..Çaresizliğe aranan çare değil..
Yorulmuşlukta alınan bir dinlenme molsıdır..
Bazen bir radyonun linkinde yaşanır..Bir ömür mutluluk..
Bazen msnden çözüm deryasına geçiştir..Paylaşımdır kısacası..
Riyasız beklentinin minumum olduğu..Üstelik..üstelik kaybedecek birşey olmadığından..
Cesurdur Dost'luklar burda..
Ülkemin bir ucunu diğer bir ucuna bağlayıp,üstelik bununla yetinmeden,ülke sınırlarını aşıp giden paylaşımdır..
Azla çoğun kardeşliğinde..İyilik ve kötülüğün çırılçıplak gözlemlendiği,herkesin kendinden birşeyler verdiği
yerde yaşanan duygular bütünüdür...Sanalda Dost'luklar...
Her güzelliğin yaşandığı kadar,kötülükleride barındıran,Ancak kısa zamanda ortaklaşa arındırılan bir paylaşımdır...
 
Hüsranla biter beklentiler bazen...
Bazende reelde bulamadığın özü bulursun.Dost'luk..İnsanlık..Hatta AŞK tan yana..
Dost meclislerinde...Dost olanlara ..Yalnızlara inat..Dost bulanlara...
Dost'luğa özüyle..Kalbiyle katılanlara..Selam olsun...
Saygılarımla...Baralcan'dan...
 
 
 DOST'luklarımızın kıymetini bilmemiz ümidiyle..
Tutku
Sal Haz 04, 2013 11:21 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: SANALDA DOSTLUKLAR..

Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın... "Nereden çıktın bu vakitte" dememeli bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında; "Gözünün dilini" bilmeli; dinlemeli sormadan söylemeden anlamalı... Arka bahçede varlığını sezdirmeden mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında; sen her daim onun orada durduğunu hissetmelisin. ihtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesine yaslanabilmeli kovuklarına saklanabilmelisin. Kucaklamalı seni güvenli kolları ...dalları bitkin başına omuz yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı... En mahrem sırlarını verebilmeli en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz... Onca dalkavuk arasında bir tek o sözünü eğip bükmeden söylemeli yanlış anlaşılmayacağını bilmeli. Alkışlandığında değil sadece asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli. Övmeli alem içinde baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin"hak ettim" diyebilmelisin. Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi... Seni senden iyi bilen sana senden çok güvenen bir sırdaş... Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin. Ve sen ağladığında onun gözünden gelmeli yaş..Tutku ablam emeğine yüreğine sağlık bu güzel paylaşımın için....
Hacegan__
Sal Haz 04, 2013 1:29 pm
 
Foruma git
Konuya git

Sitemizin Bütün Babalarının Babalar günü Kutlu Olsun

Canım Babam Kart


SİTEMİZİNBÜTÜN BABALARININ BABALAR


GÜNÜ KUTLU OLSUN


Babalar Günü

Ece
Çar Haz 05, 2013 10:40 pm
 
Foruma git
Konuya git

O Bir Hayvan


 
Ne dil bilir, ne de lisan Unutma ki o bir hayvan Senin gibi değil insan Unutmaki o bir hayvan Yargı bilmez, yargıç bilmez Bir dilekçe arzedemez Hakkını hiç arayamaz Unutmaki o bir hayvan Karada, havada, denizde Yaradanın yarattığı Doğanın bir parçasıdır Unutmaki o bir hayvan İster kedi, ister köpek İster eşek, ister katır Gösteriver sende hatır Unutmaki o bir hayvan Susamışsa suyunu ver Açsa karnı, durma doyur Bu da derim büyük hayır Unutma ki o bir hayvan Kuş dediğin uçan canlı Uçmuyorsa sebebi var Bir bakıver derdi nedir Unutmaki o bir hayvan Her bir zaman barışık kal Sevgi şefkat ile yaklaş Yeri geldi onla oynaş Unutmaki o bir hayvan
 
Turku
Per Haz 06, 2013 9:45 pm
 
Foruma git
Konuya git

Üsüyorum...





Bir coşku var içimde bu gün kıpır kıpır Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum Gözlerim parke parke taş duvarlarda Açılıyor hayal pencerelerim Hafif bir rüzgar gibi süzülüyorum Kekik kokulu koyaklardan aşarak Güvercinler ülkesinde dolaşıyor Bir çeşme başı arıyorum Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp Mis gibi nane kokuları arasında Ruhumu dinlemek istiyorum Zikre dalmış her şey Güne gülümserken papatyalar Dualar gibi yükselir ümitlerim Güneşle kol kola kırlarda koşarak Siz peygamber çiçekleri toplarken Ben çeşme başında uzanmak istiyorum Huzur dolu içimde Ben sonsuzluğu düşünüyorum Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum Durun kapanmayın pencerelerim Güneşimi kapatmayın Beton çok soğuk, üşüyorum.. Muhsin YAZICIOĞLU







Mekanın cennet olsun...

Tutku
Sal Haz 18, 2013 11:09 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Üsüyorum...


Kabri nur mekanı cennet olsunn       rahmetle anıyoruz             <3 MeLTeM <3

huzun_gecesi
Çar Haz 19, 2013 6:59 pm
 
Foruma git
Konuya git

Sabretki...




Dibi yosun tutan denizlerle ilgilenme. Sen dağları seyret.Yenik düşüyorsan özlemlerine aldırma,kalbindeki o uçsuz bucaksız sevgiyi hisset. Işıklar sönmüşse ve karanlıksa ona da aldırma, ay ışığını seyret.SABRET... Sabret ki herşey hissettiğin kadar derin ve sonsuz olsun. Sabret ki herşey gönlünce olsun.. Hz.Mevlana







Tutku
Sal Haz 18, 2013 11:16 pm
 
Foruma git
Konuya git

İnternet beddua çeşitleri...

İnternet beddua çeşitleri
 
Özgün Beddualar ———————–
 

1- Netten 50 MB'lik bir dosya indirirken, bitmesine iki dakika kala elektrikler kesile de mosmor ol inşallah!
2- Chat yaparken kapı zilin çala!
3- Maus'unu kedi yesin!
4- Içtiğin çay klavyeye dökülsün!
5- Arama motorlarına giremeyesin!
6- Hitin düşsün, liste sonu ol!
7- Posta kutuna iki ay mail gelmesin!
8- Üç vakte kadar bağlantın kopsun inşallah!
9- Klavyenin sesli harf tuşları basamaz olsun da, sevgiline mektup yazamayasın!
10- Windowsun çöksün, ıcq'un kopsun da ele güne muhtaç ol innnnşallah!
11- Kafana harddiskler kadar taş düşsün!
12- Kodlarını yanlış yazasın da web sayfası yapamayasın ya rabbim!
13- Askerliğini uzun dönem yapasın da, 18 ay nete bağlanamayasın!
14- 2 senedir yazmaya çalıştığın 500 sayfalık roman dosyana virüs girsin de, edebi hayatın bitsin!
15- Bütün beddualarım tutsun da iflah olamayasın inşallah!

————————————–Modern Beddualar——————–

1-Mouse'un kirila.
2-Tik tıklayamayasan .
3-Hatlarin kopa da hiç bir yere baglanamayasan.
4-Disk'lerin "crash" ola.
5-File'larina virüs bulasa.
6-Networklerden atılasan.
7-Database'in patlaya.
8-Security key'lerin desifre ola.
9-Back-uplarin bozulsun da geçmişe dönemeyesen.

————————————–Ekonomik Beddualar——————

1-Repo'da açığa düşesen, faiz sana zarar yaza.
2-IMKB 100 endeksin 1600 direncini kıramaya.
3-Uygun kur bulmaya, pozisyon açigina düşesen
4-Reuters'in arizalana, rate'leri izleyemeyesen.
5-Paran araci kurumda kala, iç edile; Dövize endeksli kredi alasan.
6-"zede"lenesen Merkez Bankasi para piyasalarina müdahale ede.
7-O sirada sen de orada olasan Halden anlamayan Bireysel Danisman'a denk düsesen
8-Sabah seansinda endeks hizla düse sen panik olup kagit çikasan, ikinci seansta endeks kendini toplaya ama is isten geçmis ola.

————————————–Münefrit Beddualar——————-

1-Silikonun patlaya insallah
2-Hem fikir, hem zikir suçlusu olasan.
3-Ne yersen ye asit yapa agzinda, bir "falim" çiklet bulamayasan.
4-Kaplama alani disinda kalasan.
5-Aldigin dolarlar sahte çiıka.
6-Susurluk Skandali'na adın karisa.
7-Bir decoder olamayasin.
8-Güçlü Türk olamayan, persil adam olasin
9-Medyalara gelesin insallah Talk showlara, reality showlara çikasan imajin sarsila.
10-Tam otomatik çamasir makinen kireçlene, bir gram Calgonit bulamayasan.
11-Siyaset Meydani'na çikamayasin.
12-"Maraba Televole" diyesin, Sabah sekerleri'ne çikasin Reha Muhtara'a konuk olasan.
13-Yeryüzünde tashih hatasi gibi dolasasin.

——————————————Öğrenci Bedduaları—————

1-Sınavda kaleminin ucu bitesice…
2-Gününün her saati Türkçe dersi olasıca…
3-Tarih sınavından önce kitabini okulda unutasica…
4-Akşam servisi kaçırasıca…
5-Allah sana ingilizce öğretmeni gibi kari/koca veresice…
6-Fen projeni evde unutasica…
7-Ögretmen seni idareye yollayasica
Siyahin_Matemi
Çar Haz 19, 2013 7:53 pm
 
Foruma git
Konuya git

Güzel cevaplar alimlerden bilim adamlarından..

Güzel cevaplar alimlerden bilim adamlarından
Sokrat ölüme mahkum edildiğinde, eşi: - Haksız yere öldürülüyorsun, diye ağlamaya başlayınca,
Sokrat: - Ne yani, birde haklı yere mi öldürülseydim! -------------------------------------- Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayışı ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbirşeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir. Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa:
"Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der. Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin şu karşılığı verir: - Ben çekilirim!! -------------------------------------- Meşhur bir filozofa: - Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz? diye sorulduğunda: - Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan, demiş. -------------------------------------- Dostlarından biri, Fransız kralı 15. Lui' ye: - Majesteleri, akıl vergisi almayı hiç düşündünüz mü? Hiç kimse budalalığı kabul etmeyeceğine göre, herkes böyle bir vergiyi seve seve öder. Kral, alaylı alaylı gülerek: - Hakikatten enteresan bir fikir, cevabını vermiş. Bu buluşunuza karşılık, sizi akıl vergisinden muaf tutuyorum. -------------------------------------- Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galile' ye hasımlarınından biri: - Efendim, kulaklarınız, bir insan için biraz büyük değil mi? Galile: - Doğru, demiş. Benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama, seninkiler de bir eşşeğe göre fazla küçük sayılmaz mı? -------------------------------------- Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon' un bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek: - Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini zaptetmeliydiniz, gibi fikirler belirtmeye başlayınca, Napolyon: - Evet, Onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım. -------------------------------------- Bir toplantıda bir genç M. Akif küçük düşürmek için: - Affedersiniz, siz veteriner misiniz? demiş. M. Akif hiç istifini bozmadan şu cevabı vermiş: - Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu? -------------------------------------- İdam edilmek üzere olan bir mahkuma: - Diyeceğin bir şey var mı? diye sorduklarında: - Bu bana iyi bir ders oldu!! -------------------------------------- Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ; - Sen sır saklamayı bilir misin? diye sormuş. Vezir: - Evet hünkarım, bilirim dediğinde, Yavuz cevabı yapıştırmış: - Bende bilirim. -------------------------------------- Sultan Alparslan 27 bin askeriyle bizans topraklarında ilerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla: - 300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor, der. Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der: - Bizde onlara yaklaşıyoruz. ------------------- Bir filozofa sormuşlar: Şansa inanırmısınız? Filozof: Evet, yoksa sevmediğim insanların başarısını neyle açıklardım
 
Siyahin_Matemi
Çar Haz 19, 2013 8:14 pm
 
Foruma git
Konuya git

İKİ SEY!...

İKİ ŞEY! 'Kalitesiz İnsan’ın özelliğidir:1- Şikayetçilik2- DedikoduİKİ ŞEY! Çözümsüz görünen problemleri bile çözer:1- Bakış açısını değiştirmek2- Karşındakinin yerine kendini koyabilmekİKİ ŞEY! Yanlış yapmanı engeller:1- Şahıs ve olayları akil ve kalp süzgecinden geçirmek2- Hak yememekİKİ ŞEY! Kişiyi gözden düşürür :1- Demagoji (Laf kalabalığı)2- Kendini ağıra satmak (övmek, vazgeçilmez göstermek)İKİ ŞEY! İnsanı 'Nitelikli İnsan' yapar:1- İradeye hakim Olmak2- Uyumlu OlmakİKİ ŞEY! 'Ekstra Değer' katar:1- Hitabet ve diksiyon eğitimi almak2- Anlayarak hızlı okumayı öğrenmekİKİ ŞEY! Geri bırakır:1- Kararsızlık2- CesaretsizlikİKİ ŞEY! Kâşif yapar:1- Nitelikli çevre2- Biraz delilikİKİ ŞEY! Ömür boyu boşa kürek çekmemeni sağlar:1- Baskın yeteneği bulmak2- Sevdiğin isi yapmakİKİ ŞEY! Başarının sırrıdır:1- Ustalardan ustalığı öğrenmek2- Kendini güncellemekIki sey basariyi mutlulukla beraber yakalamanın sırrıdır:1- Niyetin saf olması2- Ruhsal farkındalıkİKİ ŞEY! Milyonlarca insandan ayırır:1- Sorunun değil, çözümün parçası olmak2- Hayata ve her şeye yeni (özgün, orijinal, farklı) bakış açısıylayaklaşabilmekİKİ ŞEY! Gelişmeyi engeller:1- Aşırılık (mübalağa, abartı, ifrat)2- Felakete odaklanmış olmakİKİ ŞEY! Çözüm getirir:1- Tebessüm (gülümseme)2- Sükût (susmak)İKİ ŞEY! Değeri kaybedilince anlaşılır:1- Anne2- BabaİKİ ŞEY! geri alınmaz:1- Geçen zaman2- Söylenen sözİKİ ŞEY! Ulaşmaya değerdir:1- Sevgi2- BilgiİKİ ŞEY! "hayatta önemli olan her şey" içindir:1- Nefes alabilmek2- Nefes verebilmek
 
 
Turku
Çar Haz 19, 2013 12:21 am
 
Foruma git
Konuya git

Seni Anlayan Bir'i Var...




"...Dünya hayatı ağır imtihanlarla doludur... Kimi zaman o kadar ağırdır ki... Dünyada ölürsünde dirilerin arasında kalırsın sadece ... Yaşıyormuş gibi... ... Mutluymuş gibi... Herşey yolundaymış gibi... Allah rızası için etrafındakiler üzülmesin diye yaparsın bunu... Bir Rabbe anlatırsın , çünkü seni bir anlayan odur..."







Tutku
Sal Haz 18, 2013 11:05 pm
 
Foruma git
Konuya git

Su ve TUZ


Hintli bir yaşlı usta, çırağının herşeyden sürekli şikayet etmesinden bıkmıştı. Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Yaşamındaki herşeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyledi. Çırak, yaşlı adamın söylediğini yaptı ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı."Tadı nasıl?" diye soran yaşlı adama öfkeyle "Acı" diye yanıt verdi.Usta kıkırdayarak çırağını kolundan tuttu ve dışarı çıkardı. Sessizce az ilerideki gölün kıyısına götürdü ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyledi. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken aynı soruyu sordu:"Tadı nasıl?""Ferahlatıcı" diye yanıt verdi genç çırak."Tuzun tadını aldın mı?" diye soran yaşlı adamı, "Hayır" diye yanıtladı çırağı. Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi:"Yaşamdaki acılar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Acının miktarı hep aynıdır. Ancak bu acının acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Acın olduğunda yapman gereken tek şey, acı veren şeyle ilgili duygularını genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış."
Tutku
Çar Haz 26, 2013 1:29 am
 
Foruma git
Konuya git

Gül yaprağı..

Uzakdoğu’da bir budist tapınağı, bilgeliğin gizlerini aramak için gelenleri kabul ediyordu. Burada geçerli olan incelik; anlatmak istediklerini konuşmadan açıklayabilmekti. Bir gün tapınağın kapısına bir yabancı geldi. Yabancı kapıda öylece durdu ve bekledi.
Burada sezgisel buluşmaya inanılıyordu, o yüzden kapıda herhangi bir tokmak, çan veya zil yoktu. Bir süre sonra kapı açıldı, içerdeki budist, kapıda duran yabancıya baktı. Bir selamlaşmadan sonra sözsüz konuşmaları başladı. Gelen yabancı, tapınağa girmek ve burada kalmak istiyordu. Budist bir süre kayboldu, sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir kapla döndü ve bu kabı yabancıya uzattı. Bu, yeni bir arayıcıyı kabul edemeyecek kadar doluyuz demekti. Yabancı tapınağın bahçesine döndü, aldığı bir gül yaprağını kabın içindeki suyun üstüne bıraktı. Gül yaprağı suyun üstünde yüzüyordu ve su taşmamıştı. İçerideki budist saygıyla eğildi ve kapıyı açarak yabancıyı içeriye aldı. Suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardı…
Tutku
Çar Haz 26, 2013 12:39 am
 
Foruma git
Konuya git

Güven tek kullanımlıktır...

"Seni affedecek kadar olgunum ama tekrar güvenecek kadar aptal değilim."

GUNAHKAR_
Cum Haz 28, 2013 3:41 pm
 
Foruma git
Konuya git
cron