2 sonuç bulundu
2 sonuç bulundu • 1 sayfadan 1. sayfa
Su ve TUZHintli bir yaşlı usta, çırağının herşeyden sürekli şikayet etmesinden bıkmıştı. Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Yaşamındaki herşeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyledi. Çırak, yaşlı adamın söylediğini yaptı ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı."Tadı nasıl?" diye soran yaşlı adama öfkeyle "Acı" diye yanıt verdi.Usta kıkırdayarak çırağını kolundan tuttu ve dışarı çıkardı. Sessizce az ilerideki gölün kıyısına götürdü ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyledi. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken aynı soruyu sordu:"Tadı nasıl?""Ferahlatıcı" diye yanıt verdi genç çırak."Tuzun tadını aldın mı?" diye soran yaşlı adamı, "Hayır" diye yanıtladı çırağı. Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi:"Yaşamdaki acılar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Acının miktarı hep aynıdır. Ancak bu acının acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Acın olduğunda yapman gereken tek şey, acı veren şeyle ilgili duygularını genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış."
Cennettin kapıları...SEKİZ CENNET İN SEKİZ KAPISI VARDIR VE SEKİZ ANATARI VARDIR Birincisi beş vakit namaz kılan müminlerin imanıdır İkincisi Besmele-i şerife dir. Diğer altı sı da Fatiha-i Şerife nin içinde dahildir. Sekiz cennet’in 1. dâri-celal 2. Dâri-karar 3. Dâri-selam 4. Cennetül huld 5. Cennetül mevâ 6. Cennetül adn 7. Cennetül firdevs 8. Cennetü naim dir. Dâri celal : Beyaz nurdan dır Dâri karar : Kırmızı yakuttan dır Dâri selam : Yeşil zebercetten dir Cennetül huld : Mercandan dır Cennetül mevâ : Gümüşten dir Cennetü adn : Altından dır Cennetül firdevs : Hem altından hem de gümüşten dir Cennetü naim : Kırmızı yakuttan dır. Cennette dört ırmak akar .Bu ırmakların baş tarafı bir dir, dip tarafı ise başka başkadır.Her birinin lezzeti bir birine uymaz. Bu ırmakların biri saf sudur.ikincisi saf süttür.üçüncüsü cennet şarabıdır.dördüncüsü de saf baldan dır. Cennette yüksek köşkler vardır ve köşk eğilir,mümin o köşke biner ve istediği yere gider.Bu köşk’ün dünyadaki benzeri devedir. Cennete Tuğbâ ağacı vardır ve bu ağacın gövdesi yukarda,dalları ise aşağıda dır.Bu ağacın dünyada ki benzeri ise Ay ve Güneş tir. Cennet ehli yer,içer fakat hacet gidermezler.Böyle bir ihtiyaç olmaz. Allah-u tealâ cennete ki kullarına seslenir “Benden daha başka ne istersiniz? Vereyim,zevk ve sefâ da olun.” Kullar da ;Yarabbi bizi cehennem den azât eyledin ve cennetine girdirdin, bu kadar huri ve gilman verdin,akla gelmeyen,gözle görülmeyen ve kulakların işitmediği bu kadar nimetler verdin artık bir şey istemeye utanırız derler. Rabbül Âlemin yeniden hitap eder “Kullarım bunların dışında benden isteyeceğiniz bir şey var.”dediğinde kullar; Yarabbi artık bizim bir şey istemeye yüzümüz yoktur ve hem de ne isteyeceğimizi bilmiyoruz .derler Rabbül Âlemin “kullarım sizin dünyada bir meseleniz olduğunda ne yapardınız? Kullar Ulemâ ya danışırdık meselemiz hallolurdu Hak Teâlâ Hazretleri “öyleyse gidin Ulemâ ya danışın haber alın,ne haber alırsanız size onu vereyim” Kullar Ulemâ ya danışırlar Ulemâ __sizler CEMALULLAH’ı unuttunuz mu?dünyada iken derdiniz ki Rabbimiz cennette,mekandan münezzeh olduğun halde cemalini bize gösterse diye arzu ederdiniz.Onu isteyin der. Kullar da rukyet-i Cemâlullah-ı istediklerinde ,Allah-u Azimüşşan mekandan münezzeh olduğu halde cemâli bâ kemâli ni gösterir. Kullar Mevlâ Teâlâ nın Cemal –ini gördüklerinde nice bin yıl hayran kalsalar gerektirrr…inşallah inşallah…inşallahhh… Cennetin toprağı misk dendir.Binasının bir kerpiç i gümüşten bir kerpiç i de altından dır.<cennet ehlinin her birine yüz erkek kuvveti verilir. Kişi cennette ,köşkünde otururken etrafında pencereler,önlerinde meyveler vardır,kullar o meyveleri gürünce uzanayım alayım o dalı çekeyim koparıp yiyeyim diye hatırından geçirdiğin de, oturduğu yerden kalkmaya ve dalı koparmaya hacet kalmadan,oturduğu yere doğru hemen dal önüne gelir..kişi meyveyi koparıp ağzına koyup çiğner fakat daha lezzeti boğazına gitmeden,kopardığı yerden aynısını gibi yeniden biter ve yediği meyveden daha olgun ve lezzetlidir… Rabbimiz bizler için ne nimetler ne mükafatlar hazırlamış değilmi?Bunlar sadece anlata bildiklerimiz ve ye kitaplardan okuya bildiklerimizdir. Bu dünyada hayran kaldığımız ne lezzetler,tatlar var değilmi arkadaşlar?hem de çeşit çeşit ve hiç birinin tadı bir diğerine benzemiyor!.Acaba içimizden kaç kişi bu nimetleri rabbimiz bize verdi de yiyiyoruz diyerek şükrederek,tefekkür ederek yiyiyor yada teşekkür ediyor?. Ayrıca tattığımız bu muhteşem nimetler, cennetteki o lezzetlerin tatların bir zerrenin binde biri kadardır varıp düşünelim acep oradaki tatlar mükafatlar nasıldır?. Cennete hanımların kıyafetleri şeffaftır yani tırnağın altından derimiz nasıl gözüküyorsa öyledir.. Cennette hiçbir yasak yoktur.ibadet yoktur.sadece zevk ve sefa vardır.. Bir kitapta şöyle okumuştum: hakkıyla örtünen bir hanım denizin dibindeki inci tanesi gibidir.O inciye ne bir balıkçı nede bir dalgıç ulaşamaz yani bir insanın ulaşamayacağı bir derinliktedir o inci. Hak teâlâ en değerli varlık olarak kadınları yaratmıştır.O halde biz kadınlar bu değerin kıymetini bilip Rabbimizin bize verdiği değeri muhafaza etmeliyiz. Kitapta şöyle devam ediyordu: “kendini sakınmayan hanımlar ise karaya vurmuş balıklar gibidir topla topla ye!.” Evet bu nimetleri Mevla teâlâ “ iman edip Salih amel işleyen kullarıma vereceğim “diyor. sözünü yerine getirmekte rabbimizden başka daha ziyade sadık yoktur!!! (HAKK'IN KELAMIDIR). Ayrıca cenneti Allah’ın cemalini görebilmek için istemeliyiz!!! İbadetlerimizi yapmakla emrolunduğumuz her şeyi rabbimizin rızasını kazanıp cennetinde Cemalullah’ını göre bilmek için yerine getirmeliyiz….Rabbim hepimizi cennetin kapılarından kolayca geçen kullarından eyesin inşallah amin ecmain Hacegan...
SanalKahve © Copyright 2007 - 2014 Tüm Hakları Saklıdır.
|