11 sonuç bulundu

Geri dön

hayırlı olsun

forum köşesi yenilikleri çok güzel ve kullanışlı ancak 101 oyunuda bir an önce faaliyete geçerse dahada sevinicez.....
Er_kin_
Pts Oca 23, 2012 6:26 pm
 
Foruma git
Konuya git

turnuvamız

Her hafta Çarşamba günü saat 14.oo Cumartesi akşamı 21.oo puan ödüllü turnuvalarımızı geleneksel hale getirdik.Tüm oyuncu arkadaşlarımız davetlidirler.Turnuva saatinde salonumuzda olmaları yeterlidir.Katılım yapacak arkadaşlarımıza bol şans diliyorum.
Er_kin_
Çar Şub 08, 2012 10:02 pm
 
Foruma git
Konuya git

aman ha....

yaradılanı sev yaradan,dan ötürü (hz mevlana celaddini rumi) söze böyle başlamak istedim çünkü sanal alem deyip istediğini istediği şekilde yapabileceğini sananlar.şunu unutmasınlarki sanal oyun olsun forum olsun veya herhangi olay her bir nick her bir ismin ardında bir İNSAN olduğunu unutmamalıdır eyvah demeden önce biraz düşünüp öyle hareket etmelidir ki yaptığı her ne olursa olsun yarın aynısı veya bir başka şekilde başına gelebilir başımıza gelmesini istemediğimiz şeyleri yapmayalımki YAPMASINLAR.yaradılanı severiz yaradan,dan ötürü saygılarımla...
Er_kin_
Cum Şub 10, 2012 6:49 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: YEŞİL EVREN 101 de Kompozisyon Yarışması

selamun aleyküm
eğer dostluk bir kasa ise ben cinayeti başlatan adem aleyhisselamın oğlu kabilin öldürme iç güdüsünü bu sandığa koyardım ki bütün insanlar dost ve kardeş olarak kalabilsinler...
Er_kin_
Pts Mar 05, 2012 8:36 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: BEN KADINIM

hz MEVLA,m kadınlarımıza, hz MUHAMMED (S.A.V)in verdiği değer gibi değer görmelerini nasib eylesin
inşallah kardeşim...
Er_kin_
Per Mar 08, 2012 7:13 pm
 
Foruma git
Konuya git

akıllı insan.2

Peygamber efendimiz, Hz. Ali ye buyurdular ki;
Ya Ali şu 5 şeyi yapmadan yatma!

1_Kuran-ı kerimin hepsini okumadan,

2_4000 dirhem sadaka vermeden,

3_Kabeyi ziyaret etmeden,

4_Cennette yerini hazırlamadan,

5_Küs oldugun biriyle barışmadan,

Hazreti Ali: Ya Resulallah! Bu nasıl olur? Diye sorunca buyurdular ki:

1_3ihlas okumak, kuran-ı kerimi hatmetmek gibidir.

2_ 4 fatiha okumak, 4000 dirhem sadaka vermeye eşittir.

3_ 10 defa; “ La ilahe illallah vahdehu la-şerike-leh lehül mülkü ve lehül hamdü yuhyı ve yümit ve hüve ala külli şey’in kadir.” Demen de kabeyi ziyarete eşittir.

4_ 10 defa; La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim.” Demen , cennette yerini hazırlamana vesiledir.

5_10 defa; “Estağfirullahel’ azim ellezı la ilahe illa hu el hayyel kayyum ve etubü ileyh.” Demen, dargın ve husumetli oldugun insanlarla barışmış derecesinde mükafata vesiledir.
Er_kin_
Cum May 25, 2012 9:46 pm
 
Foruma git
Konuya git

istanbulun fethi tüm islam alemine mübarek olsun

“Letüftehanne’l Kostantıniyyete, ve le ni’mel emrü zâlike’l emr, ve le ni’mel ceyşü zâlike’l ceyş”

“Kostantiniyye, bir gün fetholunacaktır. Onu fetheden asker ne güzel askerdir, onu fetheden komutan ne güzel komutandır.”
| Hadis-i Şerif |
Er_kin_
Sal May 29, 2012 10:43 pm
 
Foruma git
Konuya git

mevlam herkese böyle ölüm nasip eder inşallah.

Onk. Dr. Haluk Nurbaki'den gerçek bir hatıra...

Ben, 40 yıllık bir kanser uzmanı olarak maddeyi aşan sayısız olayla
karşılaştım ve bunları, o olaya şahit olanlarla birlikte belgeleyerek
özel bir arşiv yaptım. Bunlardan 1976 yılında yaşanmış bir olayı size
... nakletmek istiyorum.
Kanser hastanesinde başhekimken Serap adında genç bir hanım hastam
vardı. Bu hastam göğüs kanserine yakalanmış ve tedavi için yurt dışına
gitmek istemesine rağmen, bazı formaliteler sebebiyle o imkanı
bulamamıştı. Serap'ı özel bir ilgiyle bizzat ben tedavi altına aldım.
Ve kısa bir süre sonra da iyileştiğini gördüm. Ancak Serap'ın da bütün
diğer kanserliler gibi ilk 5 yıllık süreyi çok dikkatli geçirmesi
gerekiyordu. Bir iş kadını olan Serap, 4 yıl kadar sonra 1 ihale için
İzmir'e gitmek istedi. Kışaylarında olduğumuz için uçakla gitmesi
şartıyla kabul ettim. Maalesef bilet bulamamış ve benden habersiz
bindiği otobüsün kaza geçirmesi üzerine 6 saat kadar mahsur kalmış.
Dönüşünden kısa 1 süre sonra kanser, kemik ve akciğerine yayıldı. Serap
bacak kemiklerindeki metastaz nedeniyle yürüyemez hale gelirken,
hastalığın akciğerdeki tezahürü sebebiyle de devamlı olarak oksijen
cihazı kullanıyor ve söylediği her kelimeden sonra ağzını o cihaza
yapıştırarak nefes almak zorunda kalıyordu. Evine gittiğim gün, yine
güçlükle konuşarak:

-''Doktor bey,'' dedi. ''Ben size...dargınım.'' ''Niçin?" diye sordum.

-"Siz...dindar bir insanmışsınız. Niçin bana da, ALLAH 'ı, ölümü,
ahireti anlatmıyorsunuz?"

Dini inançlarının çok zayıf olduğunu bildiğim için bu teklifi karşısında
oldukça şaşırdım. O'nu üzmemeye çalışarak:
--"Doktora ulaşmak kolaydır'' dedim. ''Parayı bastırdın mı istediğine
tedavi olursun. Ancak iman tedavisi için gönülden istek duymalısın..."

Konuşmaya mecali olmadığından "Ben o isteği duyuyorum" manasında başını
salladı. Artık ümitsiz bir tıbbi tedavinin yanı sıra, ebedi hayatın ve
saadetin reçetesi olan iman derslerimiz başlamış ve dersler
"hızlandırılmalı öğretime" dönmüştü. Anlattığım iman hakikatlarını bütün
ruhuyla meczediyor ve arada bir soru soruyordu.Vefatına bir hafta
kala:

-"Doktor bey,'' dedi. ''Ben ölürken ne söylemeliyim?"

-"Senin durumun çok özel" dedim. ''Kelime-i Şehadet sana uzun gelir. O
anı farkedince ''Muhammed'' (s.a.v) sana yeter."

O, haliyle tebessüm ederek yine başını salladı. Çok ıstırabı olduğu için
Serap'a sürekli morfin yapıyor ve O'nu uyutmaya çalışıyorduk. Ben, bir
iş seyahati sebebiyle bir müddet ziyaretine gidemedim. Dönüşümde annesi
telefon ederek:

-"Serap, bir haftadır morfin yaptırmıyor." dedi. "Sabahlara kadar
inliyor ve çok ıstırap çekiyor. Hemen eve gittim ve iğne yaptırmamasının
sebebini sordum. Aldığım cevabı hala unutamıyor ve hatırladıkça
ürperiyorum. "Ya morfinin tesiriyle ölüme uykuda yakalanır ve son
nefeste "Muhammed" diyemezsem?.

İşte Serap, böyle bir hanımdı. Bu arada benden istihareye yatmamı ve
eğer bir kaç gün daha ömrü varsa , son günü uyanık kalacak şekilde
morfin yaptırılmasını rica etti. Ben hiç adetim olmadığı halde cuma
gününe rastlayan o gece istihareye yattım ve Serap'ın acizliği hürmetine
sandığım salı gününe kadar yaşayacağına dair işaret sezdim.

Ertesi gün O'na:

-"Hiç korkma!" dedim. "İğneyi vurdurabilirsin

Ve Serap bir veda niteliği taşıyan bu görüşmemizde son sorusunu da
sordu:

-"Doktor bey...Azrail bana nasıl görünecek?"

-"Kızım," dedim. "O bir melek değil mi? Hiç merak etme, sana yakışıklı
bir prens gibi gelecektir."

Salı günü Serap'ın ağırlaştığı haberini alınca hemen eve gittim.Ancak
vefatına yetişememiştim. Ailesi tam manasıyla perişandı. Sadece
kendisine uzun müddet bakan dindar bir hanım akrabası ayaktaydı ve beni
görünce yanıma gelerek:

-"Doktor bey, biliyor musunuz, bu evde biraz önce bir mucize yaşandı!"
dedi ve devam etti:

-Serap, bir saat kadar önce oksijen cihazını attı ve "yataktan kalkması
imkansız" denmesine rağmen kalkarak abdest aldı, iki rekat namaz
kıldı.Bütün ev halkı hayretten donup kaldık. Ve kelime-i Şehadet
getirerek vefat etmeden biraz önce de:

-Doktor bey'e söyleyin, dedi. Azrail, O'nun söylediğinden de güzelmiş!..
Er_kin_
Pts Haz 04, 2012 12:31 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: GIYBET.....İFTİRA...

emeğine sağlık ablamm..
Er_kin_
Pts Haz 04, 2012 5:51 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: mevlam herkese böyle ölüm nasip eder inşallah.

tutku35 ben bu paylaşımı Onk. Dr. Haluk Nurbaki'den aldım imza benim değil sadece paylaşım ..sizde paylaşmak isterseniz bunu belirtmenizi isterim teşekkür ederim..
Er_kin_
Pts Haz 04, 2012 5:43 pm
 
Foruma git
Konuya git

birazda GÜLELİM.))))

KÖTÜ KARNE !!

Adam oğlunun odasının önünden geçerken hayretle bakakaldı. Yatağı güzelce toplanmıştı ve odası hiç olmadığı kadar derli toplu görünüyordu. Sonra adam yastığın üzerine bırakılmış mektup zarfını farketti. Üzerinde -Babama- yazıyordu. Aklından geçen bin bir kötü düşünceyle mektup zarfını açtı ve titreyen elleriyle mektubu okudu:

Sevgili babacığım;

Sana bu satırları derin bir pişmanlık ve üzüntü içinde yazıyorum. Kız arkadaşımla kaçmak zorundaydım çünkü seni ve annemi yaşanacak rezaletten uzak tutmak istedim. Gerçek tutku ve aşkı ben jale ile buldum ve o öyle tatlı ki anlatamam. Şunu biliyordum siz onun vücudunun her yerine taktığı küpeleri, derisine işlettiği dövmeleri, kendine has o çılgın giyim tarzını asla ama asla onaylamayacaktınız ve tabi benden çok büyük olmasıda bir sorundu. Fakat benim için bunlar değildi gerçek tutku ve gerçek aşk Baba jale hamile! Jale’nin dediğine göre çok mutlu olacağız. Ormanda kendine ait bir karavanı ve tüm kış yetecek kadarda yakacağı var. Bir sürü çocuğa sahip olma düşüncesi rüyalarımızı süslüyor. Jale benim gözlerimi esrar gerçeğine açtı ve artık biliyorum ki esrar kimseye zarar vermez. Esrar yetiştirecek ve insanlara pazarlayacağız ve yine bu sayede ihtiyacımız olan kokoin ve ekstaziye ulaşacağız. Artık tam anlamıyla bilime yalvarıyoruz dualar ediyoruz şu AIDS in çaresi bulunsun ve Jale sağlığına kavuşsun diye... O kesinlikle iyileşmeyi hakediyor. Endişelenmeyi bırak baba ben 15 yaşındayım ve kendi başımın çaresine bakabilirim. Eminim birgün geri döneceğiz ve sen kendi torunlarını tanıyacak, seveceksin Oğlun...

NOT: Baba yazdığım mektubun tek kelimesi bile doğru değil. Ben Mehmet'lerdeyim. Sadece sana; masamın üzerinde seni bekleyen karneden daha kötü şeylerin olduğunu hatırlatmak istedim.
Er_kin_
Cum Haz 08, 2012 11:00 pm
 
Foruma git
Konuya git
cron