22 sonuç bulundu

Geri dön

Re: müslüman akıllıdır

Yüreğine sağlık Misbah..
Tutku
Cum May 25, 2012 8:14 am
 
Foruma git
Konuya git

akıllı insan.2

Peygamber efendimiz, Hz. Ali ye buyurdular ki;
Ya Ali şu 5 şeyi yapmadan yatma!

1_Kuran-ı kerimin hepsini okumadan,

2_4000 dirhem sadaka vermeden,

3_Kabeyi ziyaret etmeden,

4_Cennette yerini hazırlamadan,

5_Küs oldugun biriyle barışmadan,

Hazreti Ali: Ya Resulallah! Bu nasıl olur? Diye sorunca buyurdular ki:

1_3ihlas okumak, kuran-ı kerimi hatmetmek gibidir.

2_ 4 fatiha okumak, 4000 dirhem sadaka vermeye eşittir.

3_ 10 defa; “ La ilahe illallah vahdehu la-şerike-leh lehül mülkü ve lehül hamdü yuhyı ve yümit ve hüve ala külli şey’in kadir.” Demen de kabeyi ziyarete eşittir.

4_ 10 defa; La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim.” Demen , cennette yerini hazırlamana vesiledir.

5_10 defa; “Estağfirullahel’ azim ellezı la ilahe illa hu el hayyel kayyum ve etubü ileyh.” Demen, dargın ve husumetli oldugun insanlarla barışmış derecesinde mükafata vesiledir.
Er_kin_
Cum May 25, 2012 9:46 pm
 
Foruma git
Konuya git

neden akıllı insan

konu başlığımı hep akıllı insan olarak yazıyorum buda merak konusu olmuş bir kaç arkadaşım sordu bende cevap verme isteği duydum MÜSLÜMAN AKILLIDIR...
Akıl; hak ile batılı ayırt edebilen ve kalpte bulunan bir nurdur. Zeka ise; çabuk anlama ve bilme kabiliyetidir.
Yani akıl ve zeka ayrı anlaşılması gerekmekte.
Her zeki, akıllı değildir.
Her akıllı da zeki olmak zorunda değildir.
Hadis-i şerifte: "Müslüman akıllıdır." denilmiştir.
Demekki insanların akıllarının seviyesi Allah'ı (cc) kabul etmesi ve islamı bilmesidir... burada kısaca açıkladım müslüman akıllıdır hadisi şeriftir.ve açılmıda bukadar kısa değildir.....
MisbaH_
Pts May 28, 2012 10:42 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: ARİFLER YOLUNUN EDEPLERİ

amin ecmain inşallah
MisbaH_
Pts May 28, 2012 10:44 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: ARİFLER YOLUNUN EDEPLERİ

emeginizize yüreğinize sağlık allah razı olsun
MYnettin_hoca
Sal May 29, 2012 8:42 pm
 
Foruma git
Konuya git

Ve bu üçü varsa hayat güzeldir...

Köy sakinleri yağmur duasına çıkmışlardı. Bütün köy ahalisi toplandı. İçlerinden sadece birinde şemsiye vardı.

Bu İNANÇ tır.

Babalar bebeklerini havaya hoplatır, çocuklar gülmekten bayılır. Yere düşübileceğini akıllarına bile getirmezler. Çünkü babaları onu tutacaktır.

Bu GÜVEN dir.

... Yatağımıza girerken yarın uyanıp yaşamaya devam edeceğimize dair teminatımız yoktur. Ama yine de ertesi güne dair planlar yaparız.

Bu ÜMİT tir.

Ve bu üçü varsa hayatınız güzeldir...

Üstün Dökmen...
Tutku
Cum May 11, 2012 4:24 pm
 
Foruma git
Konuya git

istanbulun fethi tüm islam alemine mübarek olsun

“Letüftehanne’l Kostantıniyyete, ve le ni’mel emrü zâlike’l emr, ve le ni’mel ceyşü zâlike’l ceyş”

“Kostantiniyye, bir gün fetholunacaktır. Onu fetheden asker ne güzel askerdir, onu fetheden komutan ne güzel komutandır.”
| Hadis-i Şerif |
Er_kin_
Sal May 29, 2012 10:43 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: MEVLAM NE EYLERSE GÜZEL EYLER

Mevlam neylerse güzel eyler...
Yüreğine sağlık Ebrum..
Tutku
Per May 31, 2012 9:20 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: MEVLAM NE EYLERSE GÜZEL EYLER

Sıkıntı, dert, tasa ALLAH'a sevgili olandan başkasına inmedi...
Günahlara kefaretdir gönüldeki keder,
Niyetler halis olunca ameller olmaz heder,
Biraz daha sabreyle neler görüceksiniz neler...
Mevlamız ihmal değil sadece imtihan eder...

Paylaşımınız için tşkkrlr yüreğinize sağlık;
umutsuzluk içinde umut arayanalara çok güzel bir nasihat olur inşllh...
Nur__
Per May 31, 2012 5:25 am
 
Foruma git
Konuya git

Yanmam Lazım...

Yanmam Lazım
Harcadım hırpaladım
çok zarar verdim beni affet
insan tuhaf ne hoyrat
ne şaheser ve nasıl ilkel hayret
kibir bir canavar gibi
bekliyor pusuda
tıpkı bir volkan gibi uykusunda
kalbini kurban veriyor
sen aşkın talibi o galibi
olmaya tutkun yok korkusu da
küçük bir hayat var biliyor
yanmam lazım daha yol almam lazım
kendimden caymam lazım zor...

Beste olarak egoya, güfte olarak insan ruhuna hitap eden şarkılara pek rastlanmıyor günümüzde.
İlk dinlediğimde bu şarkıyı, ya Sezen Aksu yazmıştır ya da Nazan Öncel diye düşünmüştüm. Yanılmamışım, söz ve müziğini Sezen Aksu yazmış. Özellikle sözlerdeki felsefi yaklaşım hemen belli ediyor Sezen Aksu menşeli olduğunu.

Aslında yazı yazma konusunu uzun zamandır düşünüyordum. Ancak buradaki bazı şahsiyetler beni bu düşüncemden vazgeçiriyordu.” Yazarım, biri gelir asabımı bozar, ters bir şey söyler, zaten polemik delisi bir sürü adam var, seni rahat bırakmazlar” diye düşünüyordum. Ama ego üstün geldi ruhuma.

Ego ve ruh tan bahsetmişken, asıl konumuza dönelim.

İnsan vardır melekten daha melek, İnsan vardır hayvandan daha hayvan. Yukarıdaki şarkı sözleriyle alakalı olduğu için bu konuyu açtım, hemen basit bir açıklama yapıp melek-insan-hayvan üçgenini kapatıyorum. İnsan melekten daha üstün olabilir, nefsine uyup, egoyu tatmine çalışmayıp, şeytana uymazsa. Ve İnsan hayvandan daha hayvan olabilir ruhunu geliştirmekle uğraşmazsa. Çünkü Meleklerde salt akıl vardır, hayvanlarda da salt nefs. İkisinin ortasında insan vardır. Sufist bir bakış açısı olayı böyle ifade eder.

Harcadım hırpaladım
çok zarar verdim beni affet
Burada şair, Ya Allaha hitap ediyor ya da içindeki ızdırab sebebi ile kendi ruhuna.

İnsan tuhaf ne hoyrat
ne şaheser ve nasıl ilkel hayret
Az önce bahsettiğim ruh-ego ikilisi anlatılıyor bu sözlerde. Ego derken siz isterseniz buna nefs, isterseniz şeytan diyebilirsiniz. Her şeyi çift yaratan Allah, ruhu nefs ile birlikte yaratmıştır.

Kibir bir canavar gibi
bekliyor pusuda
tıpkı bir volkan gibi uykusunda
kalbini kurban veriyor
Anlam giderek derinleşmeye başlıyor. (Burada Hande Yenerin tarzı da değişiyor. Dikkatinizi çekerim tempo artıyor çok başarılı bir tasvir) Ego-nefs-şeytan, insanı rahat bırakmaz. Sabah kalktığınızda her türlü olumsuz duyguyu kafanıza yerleştirir.” Yine aynı iş için uyandım yine aynı yollarda gideceğim yine aynı insanları göreceğim” dersiniz.
Yağmur yağdığında ıslanma korkunuzu, fazla yağarsa yolda ya da selde kalma korkunuzu tetikler. Yazın sıcaktan, kışın soğuktan şikâyet edersiniz. Kahvaltı için masaya oturduğunuzda yine aynı şeylerimi yiyeceğim? Diye hayıflanırsınız.


Velhasılı kelam kalbinizi kurban verirsiniz namahreme yan gözle baktığınız için, kıskançlık yaptığınız için, suni zan ve gıybet ettiğiniz için.

Sen aşkın talibi o galibi
olmaya tutkun yok korkusu da
küçük bir hayat var biliyor.
Hayat kısa dersiniz, dünyaya bir daha mı geleceğim dersiniz. Ruhunuz size bunların tersini yapmanızı söyler, içinizde ufak bir kıvılcım dahi olsa vardır. Ama hayır, dediğim gibi hayat kısadır ve yaşanması gerekir. Her türlü yaşanması gerekir korkusuzca. İllaki yaşanması gerekir edepsizce. Ve yine ego galip gelir.

Yanmam lazım daha yol almam lazım
kendimden caymam lazım zor...
Ve bir gün Hande Yener bir taraftan söylerken, bir kafede, ya da arabada tek başınıza, ya da diskoda sevgilinizle eğlenirken “yanmam lazım daha yol almam lazım kendimden caymam lazım zor...” dersiniz ama bilerek ama bilmeyerek.
Leydiii__
Pzr Haz 03, 2012 10:26 pm
 
Foruma git
Konuya git

KÖTÜ ZANDA BULUNMAK :

KÖTÜ ZANDA BULUNMAK :
Hucurat (49/12) Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir.
En’am (6/116) Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye tâbi olmaz, yalandan başka söz de söylemezler.
Yunus (10/66) İyi bilin ki, göklerde ve yerde ne varsa yalnız Allah'ındır. (O halde) Allah'tan başka ortaklara tapanlar neyin ardına düşüyorlar! Doğrusu onlar, zandan başka bir şeyin ardına düşmüyorlar ve onlar sadece yalan söylüyorlar.
Ashab'ım, zandan (sebepsiz ithamdan) çekininiz! Çünkü sanıkla ithâm sözlerin yalanı çok olanıdır. Biribirinizin eksikliğini görmeğe ve işitmeye çalışmayınız, husûsî ve mahrem hayâtınızı da araştırmayınız! Bir de almayacağınız bir malı alıcıyı zarara sokmak için arttırmayınız, biribirinize hased de etmeyiniz! Buğuz (düşmanlık) da etmeyiniz! Biribirinize arkanızı çevirip küsmeyiniz de. Ey Allah'ın kulları, biribirinize kardeş (mesâbesinde) olunuz! (Biribirinizi seviniz!)

Sanal deyip geçiyoruz...... ama işte öyle değil.......
Leydiii__
Pzr Haz 03, 2012 10:12 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: HADİS,İ ŞERİF

emeğine sağlık süper bir paylaşım ürpermemek elde değil..
MisbaH_
Pzr Haz 03, 2012 8:09 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: HADİS,İ ŞERİF

Ebrym ne güzel bir paylaşım..Yüreğine sağlık..
Tutku
Pzr Haz 03, 2012 12:53 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: HADİS,İ ŞERİF

Emegine Saglik ebru Kardesim Paylasimini cok begendim Tesekkür ederim
Asri_Saadett
Cmt Haz 02, 2012 10:41 pm
 
Foruma git
Konuya git

mevlam herkese böyle ölüm nasip eder inşallah.

Onk. Dr. Haluk Nurbaki'den gerçek bir hatıra...

Ben, 40 yıllık bir kanser uzmanı olarak maddeyi aşan sayısız olayla
karşılaştım ve bunları, o olaya şahit olanlarla birlikte belgeleyerek
özel bir arşiv yaptım. Bunlardan 1976 yılında yaşanmış bir olayı size
... nakletmek istiyorum.
Kanser hastanesinde başhekimken Serap adında genç bir hanım hastam
vardı. Bu hastam göğüs kanserine yakalanmış ve tedavi için yurt dışına
gitmek istemesine rağmen, bazı formaliteler sebebiyle o imkanı
bulamamıştı. Serap'ı özel bir ilgiyle bizzat ben tedavi altına aldım.
Ve kısa bir süre sonra da iyileştiğini gördüm. Ancak Serap'ın da bütün
diğer kanserliler gibi ilk 5 yıllık süreyi çok dikkatli geçirmesi
gerekiyordu. Bir iş kadını olan Serap, 4 yıl kadar sonra 1 ihale için
İzmir'e gitmek istedi. Kışaylarında olduğumuz için uçakla gitmesi
şartıyla kabul ettim. Maalesef bilet bulamamış ve benden habersiz
bindiği otobüsün kaza geçirmesi üzerine 6 saat kadar mahsur kalmış.
Dönüşünden kısa 1 süre sonra kanser, kemik ve akciğerine yayıldı. Serap
bacak kemiklerindeki metastaz nedeniyle yürüyemez hale gelirken,
hastalığın akciğerdeki tezahürü sebebiyle de devamlı olarak oksijen
cihazı kullanıyor ve söylediği her kelimeden sonra ağzını o cihaza
yapıştırarak nefes almak zorunda kalıyordu. Evine gittiğim gün, yine
güçlükle konuşarak:

-''Doktor bey,'' dedi. ''Ben size...dargınım.'' ''Niçin?" diye sordum.

-"Siz...dindar bir insanmışsınız. Niçin bana da, ALLAH 'ı, ölümü,
ahireti anlatmıyorsunuz?"

Dini inançlarının çok zayıf olduğunu bildiğim için bu teklifi karşısında
oldukça şaşırdım. O'nu üzmemeye çalışarak:
--"Doktora ulaşmak kolaydır'' dedim. ''Parayı bastırdın mı istediğine
tedavi olursun. Ancak iman tedavisi için gönülden istek duymalısın..."

Konuşmaya mecali olmadığından "Ben o isteği duyuyorum" manasında başını
salladı. Artık ümitsiz bir tıbbi tedavinin yanı sıra, ebedi hayatın ve
saadetin reçetesi olan iman derslerimiz başlamış ve dersler
"hızlandırılmalı öğretime" dönmüştü. Anlattığım iman hakikatlarını bütün
ruhuyla meczediyor ve arada bir soru soruyordu.Vefatına bir hafta
kala:

-"Doktor bey,'' dedi. ''Ben ölürken ne söylemeliyim?"

-"Senin durumun çok özel" dedim. ''Kelime-i Şehadet sana uzun gelir. O
anı farkedince ''Muhammed'' (s.a.v) sana yeter."

O, haliyle tebessüm ederek yine başını salladı. Çok ıstırabı olduğu için
Serap'a sürekli morfin yapıyor ve O'nu uyutmaya çalışıyorduk. Ben, bir
iş seyahati sebebiyle bir müddet ziyaretine gidemedim. Dönüşümde annesi
telefon ederek:

-"Serap, bir haftadır morfin yaptırmıyor." dedi. "Sabahlara kadar
inliyor ve çok ıstırap çekiyor. Hemen eve gittim ve iğne yaptırmamasının
sebebini sordum. Aldığım cevabı hala unutamıyor ve hatırladıkça
ürperiyorum. "Ya morfinin tesiriyle ölüme uykuda yakalanır ve son
nefeste "Muhammed" diyemezsem?.

İşte Serap, böyle bir hanımdı. Bu arada benden istihareye yatmamı ve
eğer bir kaç gün daha ömrü varsa , son günü uyanık kalacak şekilde
morfin yaptırılmasını rica etti. Ben hiç adetim olmadığı halde cuma
gününe rastlayan o gece istihareye yattım ve Serap'ın acizliği hürmetine
sandığım salı gününe kadar yaşayacağına dair işaret sezdim.

Ertesi gün O'na:

-"Hiç korkma!" dedim. "İğneyi vurdurabilirsin

Ve Serap bir veda niteliği taşıyan bu görüşmemizde son sorusunu da
sordu:

-"Doktor bey...Azrail bana nasıl görünecek?"

-"Kızım," dedim. "O bir melek değil mi? Hiç merak etme, sana yakışıklı
bir prens gibi gelecektir."

Salı günü Serap'ın ağırlaştığı haberini alınca hemen eve gittim.Ancak
vefatına yetişememiştim. Ailesi tam manasıyla perişandı. Sadece
kendisine uzun müddet bakan dindar bir hanım akrabası ayaktaydı ve beni
görünce yanıma gelerek:

-"Doktor bey, biliyor musunuz, bu evde biraz önce bir mucize yaşandı!"
dedi ve devam etti:

-Serap, bir saat kadar önce oksijen cihazını attı ve "yataktan kalkması
imkansız" denmesine rağmen kalkarak abdest aldı, iki rekat namaz
kıldı.Bütün ev halkı hayretten donup kaldık. Ve kelime-i Şehadet
getirerek vefat etmeden biraz önce de:

-Doktor bey'e söyleyin, dedi. Azrail, O'nun söylediğinden de güzelmiş!..
Er_kin_
Pts Haz 04, 2012 12:31 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: ASIL FAKİRLİK

Ne güzel bir cevap:)) Oğul'un verdiği:))
Yüreğine sağlık Ebrum..
Tutku
Per Haz 07, 2012 3:13 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: ASIL FAKİRLİK

hüzünlenmemek elde değil emeğine sağlık.
MisbaH_
Per Haz 07, 2012 10:17 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: ASIL FAKİRLİK

Emegine Saglik Cok güzel bir paylasim Ebru Kardesim Tesekkür ederim
Asri_Saadett
Per Haz 07, 2012 4:01 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: YIRTIK ÇORAP İBRETLİK OKUYALIM İNŞ

Ebrum yüreğine sağlık..
Tutku
Cum Haz 08, 2012 7:15 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: YIRTIK ÇORAP İBRETLİK OKUYALIM İNŞ

Ömür dediğin nedirki hemen geçer mal mülk dediğin nedirki ölünce biter...




Cok Begeniyle okudum paylasimini Emegine Saglik Ebru Kardesim
Asri_Saadett
Cum Haz 08, 2012 9:16 pm
 
Foruma git
Konuya git

birazda GÜLELİM.))))

KÖTÜ KARNE !!

Adam oğlunun odasının önünden geçerken hayretle bakakaldı. Yatağı güzelce toplanmıştı ve odası hiç olmadığı kadar derli toplu görünüyordu. Sonra adam yastığın üzerine bırakılmış mektup zarfını farketti. Üzerinde -Babama- yazıyordu. Aklından geçen bin bir kötü düşünceyle mektup zarfını açtı ve titreyen elleriyle mektubu okudu:

Sevgili babacığım;

Sana bu satırları derin bir pişmanlık ve üzüntü içinde yazıyorum. Kız arkadaşımla kaçmak zorundaydım çünkü seni ve annemi yaşanacak rezaletten uzak tutmak istedim. Gerçek tutku ve aşkı ben jale ile buldum ve o öyle tatlı ki anlatamam. Şunu biliyordum siz onun vücudunun her yerine taktığı küpeleri, derisine işlettiği dövmeleri, kendine has o çılgın giyim tarzını asla ama asla onaylamayacaktınız ve tabi benden çok büyük olmasıda bir sorundu. Fakat benim için bunlar değildi gerçek tutku ve gerçek aşk Baba jale hamile! Jale’nin dediğine göre çok mutlu olacağız. Ormanda kendine ait bir karavanı ve tüm kış yetecek kadarda yakacağı var. Bir sürü çocuğa sahip olma düşüncesi rüyalarımızı süslüyor. Jale benim gözlerimi esrar gerçeğine açtı ve artık biliyorum ki esrar kimseye zarar vermez. Esrar yetiştirecek ve insanlara pazarlayacağız ve yine bu sayede ihtiyacımız olan kokoin ve ekstaziye ulaşacağız. Artık tam anlamıyla bilime yalvarıyoruz dualar ediyoruz şu AIDS in çaresi bulunsun ve Jale sağlığına kavuşsun diye... O kesinlikle iyileşmeyi hakediyor. Endişelenmeyi bırak baba ben 15 yaşındayım ve kendi başımın çaresine bakabilirim. Eminim birgün geri döneceğiz ve sen kendi torunlarını tanıyacak, seveceksin Oğlun...

NOT: Baba yazdığım mektubun tek kelimesi bile doğru değil. Ben Mehmet'lerdeyim. Sadece sana; masamın üzerinde seni bekleyen karneden daha kötü şeylerin olduğunu hatırlatmak istedim.
Er_kin_
Cum Haz 08, 2012 11:00 pm
 
Foruma git
Konuya git
cron