Kulların ALLAH' a en çok yaklaştıkları anlardır dua ettikleri anlar. Namaz kılarken, bir işe başlarken, gece yatarken edilen dualar insanların Allah’a şükretmeleri, O’ndan yardım istemeleri için en önemli araçtır. Bu anlarda insanlar hem kendi güçsüzlüklerini hem de Allah’ın gücünü daha iyi anlarlar, Allah’a yakınlaşırlar. Ancak edilen dualar ile ilgili halk arasında yerleşmiş ve yayılmış önemli bir yanlış anlama vardır. “O kadar dua ettik yine de olmadı” gibi ifadeler edilen her duanın kabul edilmesi yani gerçekleşmesi gereklidir gibi bir mesaj taşır ki bu dinen asla doğru değildir.
Allah’ın mucib sıfatı işte tam da bu noktaya işaret eder. Mucib kelime anlamı olarak cevap veren demektir. 11 Hud Suresi’nin 61. ayetinde geçtiği şekliyle Allah’ın mucib sıfatı Allah’ın kullarına cevap verdiğini belirtir. Unutulmamalıdır ki cevap vermek dikkate almak demektir. Yani Allah kullarını, kullarının dualarını kuşkusuz ki duyar ve onlara mutlaka karşılık verir ancak bu karşılık olumlu da olumsuz da olabilir. Bir şeye cevap ya da karşılık vermek onu kabul etmek demek değildir. 2 Bakara Suresi’nin 186. ayeti de aslında aynı noktayı vurgulamaktadır. Allah ayette biz kullarına yakın olduğunu, biz ona yalvardığımız anda bizi duyduğunu ve bize karşılık verdiğini söylüyor.
Kullarım sana benden sorarlarsa ben Karîb’im, gerçekten çok yakınım. Dua edenin çağrısına, bana çağırıp yakardığı anda cevap veririm. Hadi onlar da bana karşılık versinler, bana inansınlar ki doğru ve iyiyi bulabilsinler.
Bizi bu şekilde kendisine dönmeye, kendisine dua etmeye çağıran Allah hiçbir şekilde tüm dualarımızı kabul edeceğine, dualarımızın hepsine olumlu cevap vereceğine dair bir söz vermiyor. Zaten bu her şeyin sınırlı olduğu dünya hayatında mümkün de değildir. Yani şöyle düşünün; üniversite sınavına giren tüm gençler Boğaziçi Üniversitesi’ni kazanmak için dua etseler, bir pozisyon için bir şirkete iş başvurusu yapan kişilerin hepsi işe kabul edilmek için dua etseler tüm bu duaların kabul edilmesi dünya şartlarında zaten mümkün değildir.
Kaldı ki Allah Kuran’ında bu dünyanın bir sınav olduğunu, insanların sıkıntılar ve yokluk ile sınanacağını söylemektedir. Tüm isteklerimizin gerçekleştiği bir dünyada sınavdan bahsetmek elbette ki imkânsızdır. Hem bu dünyada böylesine kusursuz, herkesin her istediğini aldığı bir hayat yaşansaydı cennetin de pek bir anlamı kalmazdı. Kuşkusuz ki cennet müminler için en büyük ödüldür. Müminlerin istedikleri her şeye sahip oldukları, her türlü kötülük ve sıkıntıdan kurtuldukları yer olan cennet işte bu özellikleriyle müminler için eşi benzeri olmayan kusursuz bir ödüldür.
Bu konudaki önemli bir nokta da Peygamberimiz’e mal edilen hadisler aracılığı ile Allah’ın vermediği sözlerin Allah’a atfedilmesidir. “Falanca gün edilen her dua kabul olur” gibi ifadeler Kuran’da geçmez, dolayısı ile bu tür sözleri Allah vermemiştir. Kuran’da bu tür “kabul edilmesi garanti olan dua”lar bulunmamaktadır. İyi niyetle uydurulan bu hadislere inanan birçok kişi, Allah’a olan inancını sorgular hale gelmektedir.
Diğer yandan tüm dualarının kabul edilmesi kullar için her zaman iyi olmayabilir de. Biz kullar sınırlı bilgimiz ile bazen kendimiz için aslında iyi olmayan şeyler için dua edebiliyoruz. Bizim için iyi olur sandığımız şeylerin aslında bizler için iyi sonuçlar doğurmadığını görünce ise çok daha fazla üzülüyoruz. Bu durum bir Kuran ayetinde de “Bir şey sizin için hayırlı olduğu halde siz ondan tiksinebilirsiniz. Ve bir şey sizin için şer olduğu halde siz onu sevebilirsiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz” (2 Bakara Suresi 216. ayet) şeklinde ifade edilmiştir. Yani duaların kabul edilmemesi zaman zaman bizler için daha hayırlı olabilir.
Öyleyse müminler “o kadar dua ettim ama yine de olmadı”, “Allah’ım sesimi duymuyor musun” gibi serzenişlerde bulunmamaya özen göstermeli ve Allah’ın bizlere çok yakın olduğunu, dualarımızı mutlaka duyacağını ve onlara cevap vereceğini bilmelidirler. Dahası her şeyin en iyisini Allah’ın bildiğini hatırlayarak teslim olmak ve hayırlısı neyse o olsun demek kuşkusuz ki en doğrusudur. Sayın sanalkahve dostlarım unutmayın lütfen sabır ve dua müslümanın en güzel silahıdır selam ve saygılarımla Hacegan
2 sonuç bulundu
2 sonuç bulundu • 1 sayfadan 1. sayfa
DUA KALIR SÖZ UÇAR...........Nice sözler söylenir ama unutulur bir zaman sonra... Kalpten gelmeyen sözlerin ömrü bir nefesliktir. Bir nefes sonra kaybolup giderler ama kalbin sözü unutulmaz. Kalp, sözünü hiç unutmaz. Kalbin sözü hedefine ulaşmadan yere düşmez. Kalbin sözü kalpten bir ruhla doğar ve ulaştığı yere hayat verir.
Kalbin sözü hiç ölmez. Hatta kalp söze ihtiyaç bile duymaz, kalbin sözü sevgidir. İşte bu yüzden: SÖZ UÇAR SEVGİ KALIR… Bazı sözler vardır kalbe iner. Kalbi diriltir o sözler. Semalardan kalbe gelir, ruh beslerler. O sözden her bir harf bir meleğin omuzlarında iner. Ve insanın ayaklarını dünyadan keserler. O sözler ki taşa değse, taş parça parça olur, göz göz olur ağlar, yürek olup toza döner, semaya uçar. O sözler ki semanın kalbinden gelir. Bu yüzden: SÖZ UÇAR VAHİY KALIR… Sözler vardır dünyadan öte, kalpten içeri... Sözler vardır yerden gelen ama semaya emanet edilen... Cennetin duvarları o sözlerle örülür. Gözyaşları o sözlere eşlik ederler. O yaşlar toplanır, Cennetin ırmakları oluverirler. Bu yüzden o sözler dudaklardan çıkar çıkmaz meleklerin kanatlarında semalara yükselir, Rabbin kapısına serilir. Onun cevabı özlenir. Özlenesi sözlere hasret ve hayretle beklenen cevap iliştirilir. Dua edenin kalbine iletilir. İşte bu yüzden: SÖZ UÇAR DUA KALIR... Yusuf olmak için; Kuyulara atılmak lazım...! Zindanlarda yatmak lazım..! Hamza olmak için; Lime lime doğranmak lazım..! Ali olmak için; Açlıktan ağzın kokması lazım..! Adem olmak için; Yeryüzünü gözyaşına boğmak lazım..! Bilal olmak için; Tonlarca ağır taşın altında, kızgın kumlar üstünde, ehat demek sorulunca daha çok kızdıracak bir şey bilseydim kafirlere onu söylerdim demek lazım..! Ebubekir olmak için; Ballı süt ikram edildiğinde o içmemişken ben nasıl içerim diye, saatlerce ağlamak ve susturulamamak lazım..! Fatıma olmak için; Babası vefat ederken S.A.V., Bana ilk kavuşacak sen olacaksın deyince, bayram tebliği almış gibi sevinmek lazım..! Sad Bin muaz olmak için; (Cenazesinde 70 000 bin meleğin namaz kıldığı) anam babam sana feda olsun ya Resulallah diyecek kadar canını feda eden iman erleri lazım..! ONLARLA OLABİLMEK İÇİN ONLAR GİBİ YAŞAMAK LAZIM..!Selam ve saygılarımla Hacegan....
SanalKahve © Copyright 2007 - 2014 Tüm Hakları Saklıdır.
|