52 sonuç bulundu
52 sonuç bulundu • 3 sayfadan 1. sayfa • 1, 2, 3
Re: Hala Umut VarkenNe çok şey anlatır gözyaşları...Bazen söylenemeyen sözlerin sesi, bazen bir pişmanlığın diyeti ,Sessizliğin çığlıklarıdır aslında gözyaşları...Anlatılamayanı anlatmak ister karşısındakine...Eğer anlayabilirse...İnsanoğlu bi garip...Sevinir ağlar, üzülür ağlar, hasret çeker ağlar, kavuşur yine ağlar. Kelimeler kifayetsiz kaldığında, gözyaşları görev başındadır. Aslında ağlayabilmek büyük bir nimet...Ve ağlamak taş kalpli olmadığımızı gösteriyor. Hala insan olduğumuzu, hissettiğimizi, DUYGUSUZ olmadığımızı...Ama bazen gözpınarlarından aşağı süzülemez gözyaşları...Onlar dışa akıp ziyan etmezler kendilerini...Çünkü çok daha önemli bir görevleri vardır. İçteki bir yangını söndürmek isterler. Göz kapaklarınızın alev alev yandığı, boğazınıza bir şeylerin düğümlendiği, burnunuzun direğinini sızladığı oldu mu hiç? Dikkat ettiniz mi o anlarda gözyaşlarınızın istikameti neresi? En zor olanı bu belki de...Ağlamak zayıflık mı? Neden ağlamamız gereken anlarda; yumruklarımızı, tırnaklarımız avuçlarımızı kanatıncaya kadar sıkar, boğazımızdaki düğümleri yutkunarak gidermeye çalışırız? Neden kaçırırız buğulanan gözlerimizi başkalarından?Bakın ağlıyorum işte! Utanmıyorum kimseden...O kadar içime akıttım ki gözyaşlarımı!...Artık zapdedemiyorum içimdeki çağlayanı....
Re: Hala Umut VarkenGünlerden bir gün, köylerden birinde, adamın birinin eşeği, kuyunun birine düşmüş. Niye düşer, nasıl düşer sormayın. Eşek bu. Düşmüş işte. Belki kör bir kuyuydu, ağzı tahtayla kapatılmıştı belki, üzerine de toprak dökülmüştü. Zamanla tahta çürüdü, zayıfladı, toprakta biten otları yemek isteyen eşeğin ağırlığını çekemedi ve güm. Hayvancık saatlerce acı içinde kıvrandı, bağırdı kendi dilinde. Ayıptır söylemesi, anırdı yani. Sesini duyan sahibi gelip baktı ki vaziyet kötü. Zavallı eşeği kuyunun dibinde melul mahzun bakınıyor. Üstelik yaralanmış. Karşılaştığı bu durumda kendini eşeği kadar zavallı hisseden adamcağız köylüleri yardıma çağırdı. Ne yapsak, ne etsek, nasıl çıkarsak soruları havada kaldı. Sonunda karar verildi ki kurtarmak için çalışmaya değmez. Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek. Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine toprak attılar. Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek dibe döktü. Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yükseldi ve sonunda yukarıya kadar çıkmış oldu. Köylüler ağzı açık bakakaldı. (Hayat, bazen bizim de üzerimize abanır.) (Ne bazeni, çoğu zaman.) Toz toprakla örtmeye çalışanlar çok olur. Bunlarla başetmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil, düşünüp silkinmek ve kurtulmak, aydınlığa adım atmaktır. Kör kuyuda olsak bile .....
Re: Hala Umut VarkenKolay değil belki, ama imkansızda değil. Hangi küskünlük bitmemiş, hangi dostluk başlamış ha ! Yüreğin senin elinde dostum. İnsanları değiştiremezsin, ancak onlara olan düşüncelerini değiştirebilirsin. Herkesi olduğu gibi kabul et, sen de olması gerektiğince ol. İnancının kazanmasını , ondan uzaklaşarak elde etme saçmalığından kurtul. Hatırla, İYİLİĞİN HALLEDEMEDİĞİNİ KÖTÜLÜK HİÇ HALLEDEMEZ Kİ. . Yüreğine de kaydet bunu. ÜCRETSİZ BİLETTİR TEBESSÜM YÜREK YOLCULUĞUNDA. . Sevgiye davet çıkar sen de hadi. Kanaat getir, olumsuzlukları eriteceğine. Geçmişe üzülme. Yaptığın hatalardan ders aldıysan, mutlu edebildiysen eğer; bugünü bugünle yaşa. Fakat biraz dur. Hayatına deneyimler eklemen için şart değil yanlışlardan geçmen. Başkalarının edindikleri doğruları yerleştir zihnine. Ölümün ne zaman geleceğini bilmediğinden, yolu uzatıp kaderini zorlama. Güzellikleri de bizzat kendin uygula. Savrulma sakın.
Re: Hala Umut VarkenKüllenmiş her düşüncenin, her duygunun içinde iyi yahut kötü, acı yahut tatlı, neşeli yahut hüzünlü elbette bir kor sıcaklığı vardır ki, eşelendikçe alevi ortaya çıkar. Bazen ısıtır bu alev, bazen yakar. Olumlu ya da olumsuz bütün hayaller, bütün idealler ve bütün arzular sonuca ulaşmadıkça, hedefini bulmadıkça elbette kül içinde saklanan kor gibi sıcak bekler. Küçük bir esinti, azıcık bir savrulma... Bir hatırlama... Küçük bir dokunuş... Hele içinizi bir yoklayın... Zamanın hızlı akışı, feleğin hızla dönüşü içinde her şey bizim istediğimiz rengi göstermeyebilir, bizim istediğimiz biçimde tahakkuk etmeyebilir. Bağrımızı yırtmanın, yüreğimizi parelemenin, ciğerlerimizi kan doldurmanın faydası da yoktur üstelik. Bu bir ayrı sınav biçimidir. Tesellisi hep ertelenen bir sınav... Çoğu insan kendisinin, asıl bulunması gereken yerde olmadığını hisseder. Aslında belki tam da bulunması gereken yerde olduğu için kabullenmek istemez. çünkü küllenen hayallerine alevlenmeyi bekleyen nice korlar gömmüştür. Bedel ödemeden, yüreğini tutuşturmadan, kendini yakmadan gelinebilecek mertebelerin elbette bir seviyesi vardır; ve bir de yolları çile ile yürünmüş ve kabullenilmiş makamları... Bütün korların küller içinde gül gül olduğu makamlar... Hayret makamı, aşk makamı, sükûnet makamı, teslimiyet makamı... İşinizde ve aşınızda, sevincinizde ve kıvancınızda, düşlerinizde ve görüşlerinizde tutuşmayı bekleyen korlar yurt tutmuşsa eğer, eskilerin düstur edindikleri şu beyti teselli babında vird edinmenizi tavsiye ederiz: Ele girmezse eğer sevdiğimiz Ne çâre, eldekini sevmeliyiz Erdem, işte bu asaleti gösterebilmek, kazaya rıza ile cevap verebilmektir. Hele bir düşünün, buraya ağlamaya mı gelmiştik, gülmeye mi; ölüyor muyuz, yoksa doğuyor mu?!..
Hala Umut VarkenUcu bucağı görünmez bir hayatın içinde
bazen debelene debelene yaşarken, biraz itmiş, biraz yitirilmiş; sakladığımız, taşıdığımız, her şeyde hâlâ umut varken Benim hayatımı yargılamadan önce, Benim ayakkabılarımı giy ve Benim geçtiğim yollardan, sokaklardan, dağ ve ovalardan geç. Hüznü, acıyı ve neşeyi tat. Benim geçtiğim senelerden geç, benim takıldığım taşlara takıl. Yeniden ayağa kalk ve Aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi. Ancak ondan sonra, beni yargılayabilirsin.. Geçer dediklerimi geçirdim, biter dediklerimi bitirdim. Nefret ettiklerimi sildim, Artık yeter dedim. Geride bıraktıklarım hesap sormaya kalkmasın o yüzden bana. Farkında olduğum için var oldunuz, Vazgeçtiğim için bugün yoksunuz.."
Re: ✿ ✿ ✿ ✿ ✿ Vazgeçemedim ✿ ✿ ✿ ✿ ✿Aramaktan kovalamaktan yorulduğumdan beri Aşağılandığımı öğrendim Kaçmak aranmak daha kazançlı olmalı Öyleyse kaçmasınıda öğrendim Acı çektirmek ve zulmetmek zevk vermesede Sevilirken sevinmesini öğrendim Her gün her şeyimi kaybederken Bulmasınıda öğrendim Acınmaktan ve çaresiz görülmekten Kovulmaktan kandırılmaktan Erdemi öğrendim Aramaktan, kovalamaktan yorulduğumdan beri Değişmesini öğrendim Sevmesini nereden öğrendim bilmediğimden Her istediğimi elde edememekten Vazgeçmesini öğrendim canımm sonunda banada şiiri sevdirdiin teşekkürlerr
Re: ✿ ✿ ✿ ✿ ✿ Vazgeçemedim ✿ ✿ ✿ ✿ ✿BİR ADIM KALA.... VAZGEÇTİM
Sana bir adım kala vazgeçtim sen olmaktan, senin olmaktan senli hayalleri kurmaktanSana bir adım kala vazgeçtim kollarında olmaktan nefesini hissetmekten beni ısıtmandanvazgeçtim hayallerinle yaşamaktan sana dair gelecek kurmaktan senin üzerine yeminler etmektensen bittin dedim seni bitirdim dedim bir siğara dumanı gibiydin sen bende sonunda beni öldürecegini bile bile kandım sana tutsak oldum esirin oldum bagımlısı oldumşimdi kurtulmak istediğim an geç olsada sen çiğerlerimi parça paraça etmiş olsanda vazgeçtim sendenuçurumun kenarına geldiğim an hayat bitti dediğim an hayallerim tükendi dediğim an senden ve sana dair herşeyden vazgeçtimbir tek kendimden vazgeçmedim geçmeyecegim ayakta durup güçlü olup yeni bir sayfa açaçağım hayatıma bir kendimden vazgeçmeyecegim geçmişime bakamasamda gelecegime umutla bakacagımseni silmeyecegim anılarımdan tam tersi her günümü seninle yaşayacagım yaşayacagımki bir daha bir zalimi sevmeyeyimşimdi ben sana bir adım kala vazgeçiyorum senden senli hayallerden damarlarıma işlemiş olan zehirinden ben senden nihayet kurtuluyorum ve ben sana bir adım kala BEN SANA BİR ADIM KALA... SENDEN VAZGEÇİYORUM canım güzel yüreğine sağlık
SanalKahve © Copyright 2007 - 2014 Tüm Hakları Saklıdır.
|