6 sonuç bulundu

Geri dön

Platon 'a iki soru sormuşlar

Platon 'a iki soru sormuşlar

Birincisi ; "İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nedir ? "... Platon tek tek sıralamış :- Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki çocukluklarını özlerler...- Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler. Ama sağlıklarını geri almak için de para öderler...- Yarından endişe ederken bugünü unuturlar. Dolayısıyla ne bugünü ne de yarını yaşarlar...- Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler...Sıra gelmiş ikinci soruya ; "Peki sen ne öneriyorsun?"Bilge yine sıralamış ;- Kimseye kendinizi "sevdirmeye" kalkmayın! Yapılması gereken tek şey, sadece kendinizi "sevilmeye" bırakmaktır...- Önemli olan; hayatta "en çok şeye sahip olmak" değil, "en az şeye ihtiyaç duymaktır.
Yurekte_Sen
Çar Haz 26, 2013 6:00 am
 
Foruma git
Konuya git

Bir Gencin Tövbesi..


 
 
 
Bir Gencin Tövbesi..
 
 

Allahü teâlâ, peygamberi Musa aleyhisselâma hitap edip:"(Ey Musa! Filân mahallede, bizim dostlarımızdan biri vefât etti. Git onun işini gör. Sen gitmezsen, bizim rahmetimiz onun işini görür) buyurdu. Hazret-i Musa, emir olunduğu mahalleye gitti. Oradakilere: -Bu gece, burada, Allahü teâlânın dostlarından biri vefât etti mi? diye sorunca: -Ey Allahın peygamberi! Allahü teâlânın dostlarından hiç kimse vefât etmedi. Ama, filân evde zamanını kötülüklerle geçiren fâsık bir genç öldü. Fıskının çokluğundan, hiç kimse onu defnetmeye yanaşmıyor, dediler. Musa aleyhisselâm: -Ben onu arıyorum, buyurdu. Gösterdiler. Hazret-i Musa, o eve girdi. Rahmet meleklerini gördü. Ayakta durup, ellerinde rahmet tabakları olup, Allahü teâlânın rahmet ve lütfunu saçıyorlardı. Hazret-i Musa, yalvararak münacaat etti: -Ey Rabbim! sen buyurdun ki, o ''Benim dostumdur.'' İnsanlar ise fâsık olduğuna şahitlik ediyorlar. Hikmeti nedir? Allahü teâlâ: 
(Ey Musa! İnsanların onun için fâsık demeleri doğrudur. Ama, günahından haberleri var, tövbesinden haberleri yok. Benim bu kulum, seher vakti, toprağa yuvarlandı ve tövbe etti. Bizim huzurumuza sığındı. Ben ki, Allah'ım! Onun sözünü ve tövbesini kabul ettim. Ona rahmet ettim ki, bu dergâhın ümitsizlik kapısı olmadığı anlaşılsın!) buyurdu.
 
Yurekte_Sen
Çar Haz 26, 2013 9:26 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Gül yaprağı..










Gül Yaprakları
Adı bende kaldı Giderken... Bir sesizlik çınladı, Ellerinin arasından tane tane gül yaprakları saçıldı Ürkek yollar hüzüne boğulmuştu Söyleyememişti bu defa da, Bu gidişin son gidiş olduğunu...
 
Emeğine sağlık  adaşım...







Yurekte_Sen
Çar Haz 26, 2013 7:11 am
 
Foruma git
Konuya git

Çivi Çıkar İzi Kalır




Çivi Çıkar İzi Kalır


Kötü karakterli bir genç varmış. Bir gün babası ona çivilerle dolu bir torba vermiş. "Arkadaşlarınla tartışıp, kavga ettiğin her zaman bu tahtaya bir çivi çak" demiş. Genç, ilk gün tahtaya 37 çivi çakmış. Sonraki haftalarda kendi kendini kontrol etmeye çalışmış ve geçen her gün daha az çivi çakmış. . Nihayet bir gün gelmiş ki hiç çivi çakmamış. Babasına gidip söylemiş. Babası onu yeniden tahtanın önüne götürmüş. Gence "Bugünden başlayarak tartışmayıp kavga etmediğin her gün için tahtadan bir çivi çıkar sök" demiş. Günler geçmiş. Bir gün gelmiş ki her çivi çıkarılmış. Babası ona "Aferin iyi davrandın ama bu tahtaya dikkatli bak. Çok delik var. Artık geçmişteki gibi güzel olmayacak" demiş. Arkadaşlarla tartışılıp kavga edildiği zaman kötü kelimeler söylenilir. Her kötü kelime bir yara (delik) bırakır. Arkadaşına bin defa kendisini affettiğini söyleyebilirsin, ama bu delik aynen kalacak kapanmayacak. Bir arkadaş ender bulunan bir mücevher gibidir. Seni güldürür, yüreklendirir, ihtiyaç duyduğunda sana yardımcı olur, seni dinler ve sana yüreğini açar" demiş.


Yurekte_Sen
Çar Haz 26, 2013 10:58 am
 
Foruma git
Konuya git

BİR ÇOCUĞUN DUYARLILIĞI




 BİR ÇOCUĞUN DUYARLILIĞI


Bir pastanın üç otuz paraya satıldığı günlerde 10 yaşında birçocuk pastaneye girdi. Garson kız hemen koştu..Çocuk sordu: `Çikolatalı pasta kaç para?..``50 cent!..`Çocuk cebinden çıkardığı bozukları saydı.Bir daha sordu: `Peki dondurma ne kadar..``35 cent` dedi garson kız sabırsızlıkla..Dükkanda yığınla müşteri vardı ve kız hepsine tek başınakoşuşturuyordu.Bu çocukla daha ne kadar vakit geçirebilirdi ki...Çocuk parasını bir daha saydı ve `Bir dondurma alabilir miyimlütfen` dedi.Kız dondurmayı getirdi. Fişi tabağın kenarına koydu ve ötekimasaya koştu.Çocuk dondurmasını bitirdi. Fişi kasaya ödedi.Garson kız masayı temizlemek üzere geldiğinde, gözleri doldubirden. Masayı sanki akan yaşları ile temizleyecekti.Boş dondurma tabağının yanında çocuğun bahşiş olarak bıraktığı 15 cent duruyordu


Yurekte_Sen
Çar Haz 26, 2013 10:49 am
 
Foruma git
Konuya git

Nasipten Ötesi Yok




 Nasipten Ötesi Yok


Gencin birisi Kâbede hep, "ey dogrularin yardimcisi olan Allahim,ey haramdan sakinanlarin yardimcisi olan Allahim, sana hamdü sena ederim" diye dua eder.bu durum herkesin dikkatini çeker.birisi, (neden hep ayni duayi yapiyorsun, baska bir sey bilmiyor musun?) der.o da anlatir:7-8 sene önce yine Kâbede iken içi altin dolu bir torba buldum. tam 1000 altin vardi. ıçimden bir ses bu altinlarla, sunlari sunlari yaparsin)diyordu. hayir dedim kendi kendime, bu benim degil, baskasinin mali, kullanmam haram olur dedim.bu sirada birisi,"söyle bir torba . bulan var mı?" diye bagiriyordu.çagirdim onu, nasil bir torbaydi, içinde ne vardi diye sordum.torbayi tarif etti ve içinde 1000 altin vardi dedi. al öyleyse torbani diyerek verdim. adam torbayi açip içinden bana 30 altin verdi.pazara gittim.temiz yüzlü genç bir esiri överek satiyorlardi.gencin temizligi dikkatimiçekti.yanlarina gittim, bu köle için ne istiyorsunuz dedim. 30 altin dediler.adamdan aldigim 30 altini verip genci satin aldim.bir iki yil geçti.genç çok çaliskan, çok edepli idi. onu aldigima çok memnun olmustum.bir gün onunla giderken karsidan iki üç kisi geliyordu.genç bana dedi ki,-efendim, ben fas emirinin ogluyum. bu gelenler babamin adamlari.beni buldular. senden beni satin almak isterler. sen iyi bir insansin,onlara 30bin altindan asagiya satma dedi.o kisiler yanima geldi, bu esiri bizesatar misin dediler.satarim dedim. 60 altin verelim dediler.olmaz dedim. ıyi ama sen bunu 30 altina almadin mı? biz sana iki misliniveriyoruz dediler.öyleyse gidin pazardan alin dedim.artira artira 20 bin altina kadar çiktilar. 30 binden asagi olmaz dedim.çaresiz kabul ettiler. altinlari verip, genci alip gittiler.ben o 30 bin altinla isyerleri açtim, ticaret yaptim, daha çok zenginoldum.bir gün bana arkadaslar, "çok zengin bir ailenin iyi bir kizivar.babasi yeni vefat etti. onunla seni evlendirelim" dediler. ben de "olur"dedim.nikah kiyildi. deve yükleri çeyizini getirdiler. çeyiz arasinda bir torbadikkatimi çekti.kiza, "bu nedir" dedim.ıçinde 970 altin var, babam kâbede bunu kaybetmis, bulan gence 30 unuvermis.kalanini da bana hediye etti, çeyizine koyarsin dedi".demekki buldugum altinlar benim rizkim imis, vermese idim haram yoldangelecekti,simdi helal yoldan yine bana geldi.bana yardim edip . haramlardan koruyan, nice nimetler ihsan eden yüceRabbime hamd ederim.takdirden ötesi yok...nasipten ötesi yok...


Yurekte_Sen
Çar Haz 26, 2013 10:44 am
 
Foruma git
Konuya git
cron