19 sonuç bulundu
19 sonuç bulundu • 1 sayfadan 1. sayfa
sendalgalar nasıl taşlara çarpıp özür dilemiyorsa,,nasıl güneş batarken ve dogarken dogadan izin almıyorsa bende seni senden izinsiz seviyorum ve özür dilemiyorum
BENİMLE YAŞLANIRMISINBenimLe YaşLanırmısın..?Kitap Okurum, Çay DemLer Şiir Yazarım Sana..Ha Birde, Her Sabah Yanında Olduğum İçin Şükrederim,Sonra GözLerine Bakar "AMİN" Derim..Amin,Bu Günde Gördüm Seni, Bu Günde GüzeL Geçecek Demek ki..Ben Herkes Gibi DeğiLde, Duam Gibi Severim Seni,KaLbimden, GönLümden Kopan GizLi SakLı SözLer Gibi..Kim Duasını Sevmeden DiLer ki..?
Re: BENİMLE YAŞLANIRMISINBugün en çok seni özledimÖnce rüyamda gördüm seniKalktığımda sen vardın aklımdaYanımdaydınSanki seninle geçirecektim tüm günüBu sefer mutluluk verdi özlemin banaBütün gün sana yoğunlaştım...Öğleye dogru acıtmaya başladı özleminGülüşün aklıma gelmeye başladı....Sonra camın önüne gittim bi sigara yaktım.....Giderek beynimi kemirmeye başladı duygularımın karmaşıklığıve çaresizliğim midemi bulandırıyorduBeklemiyordum artık aramanıÖzlüyordum işte.....Yanımda uyumanı,doya doya gözlerini seyretmeyi istiyordum ama yoktun işteBugün her şeyi seninle yapmak istedim.Bide olacakmış gibi bir sürü hayal kurdumOnlarda mutlu eder gibi oluyor ama gerçekle yüzleşince geçiyorişte...Sonrada içimdeki yorgunluk ve küskünlük...Şımarıklıktan nefret eden ben bugün seni şımartmak istedim..Kendim için yaşayan ben bugün senin için yaşamak istedimBugün en çok seni özledim benBütün alışkanlıklarını,ne biliyim yürüyüşünü falan göresim geldi...Bir dokunuşunu,bir bakışını,sesini duymayı...Seninle olmayı en çok bugün özledim ben...
Yüreğine sağlık can kardeşim
Celilom'dan..Dürüstlükten bahsedip " İKİ YÜZLÜ " olanlara, Sadakatten bahsedip " İHANET "edenlere, Merhametten bahsedip, " ACIMASIZ" olanlara,Adaletten bahsedip, " HAK " yiyenlere, Gururdan bahsedip, "YALAKALIĞIN " dibini vuranlara,... Aldığı paranın helalinden bahsedip, onun bunun sırtından geçinen " PARAZİTLERE" Allah korkusundan bahsedip menfaati uğruna " İFTİRA ATANLARA" Dostluktan bahsedip, dakikasında Arkadaşını "SATANLARA" MERT'im deyip, " DANSÖZ " gibi " KIVIRTANLARA "Canınız Cehenneme Diyesim Var.
Ah be yar.. AH YÂR, BİR BİLSEN SEVGİMİN BÜYÜKLÜĞÜNÜ !Ah yarr bir bilsen içimdekileri Kâğıda kaleme dökemediklerimi... Gözyaşlarımla yazmaya cesaret etmeden sildiklerimi Bir bilsen sevgimin büyüklüğünü Bir bilsen Bilsen bırakıp gider miydin sen Hani sevdiğini düşünür ya insan Her yerde onu görür ve hisseder ya Ahh yar günümde sen gecemde sen Esir olmuşum hayalinle gözyaşım ve ben Özlüyorum yarr özlüyorum seni ve sevgini Arafdayım sen gittin gideli Ne olur söyle bir daha dönmezmisin geri Eyy can düştün ya yine aklıma ateşi suzan oldun yanık sineme Ahh yar sen gittin gideli saatlere bakar oldum Acaba nerde ne yapıyor diye... Seni düşünmek çile olsan da gönlüme Düşünmeyi seviyorum kendimce Düşünürüm yar düşünürüm bazen saatlerce ilacını aldımı başı ağrıyor mu diye Hani geçen gece yine geldin ya düşlerime Küsmüydün yar neden bakmadın yüzüme Bilmez misin bu yürek bir bakışa hasret Bilmez misin bir bakışın bir can verir bu âcize Bilmez misin yar dargın olman zulüm olur gönlüme Gözyaşı olur boğar beni günlerce Ah yarr bana sorardın aşkın tarifini nasıldı diye Gülerdim ben mecnuna sor diye Unuttum yar unuttum Leylada severmiş diye leyla sevmese kays mecnun olmazdı diye Şimdi biliyorum aşkı ama tarife hacetim yok Aşkın tarifi düşünce dilime gözyaşı da yoldaş oluyor gözlerime Bu aşk hiç yalnız gezmez mi şöyle Gözyaşından başka yoldaşı yok mu neden bu beraberlik böyle Söyle yar bazen acı bir burukluk içini kemiren İç çekmek belki söylenmemiş sözlere Çekindiğim için söyleyemediklerime Artık söylüyorum yar söylüyorum Çekindiklerimi kalemle defterime söylüyorum Ey benim candan ötem Sessizlik düştü sevgimize Sükût düştü yanık yüreğimize Artık sükûtumuz haykırış olsun bizim gibi sevip de kavuşamayan yüreklere Ahh yar sevgin içimde bir alev yakıyor yüreğimi Ahh yarr özlüyorum seni :( Diyorsunki bana.. Diyorsunki Ben Sana '' G Ö N L Ü M Ü '' Verdim..!İyide '' G Ö N Ü L '' Dediğin Nedirki Ey Sevgili.?BEN SANA GÖNLÜMÜ VERMEM.Çünkü GÖNÜL Dediğin Toprağa Girince Toz Olur,Toprak Olur.Ben SANA '' R U H U M U '' Veririm.ÇÜNKÜ '' R U H '' SENDE SONSUZLUK OLUR Kral tanımam.. Sen hiç ölümün gölgesinde özgürlügü yaşadınmı Bir garibanın elinden tutupta hiç kadere rest çektinmi Alçağın adisine ispiyoncusuna kurşun yağdırdınmı Dedim ya gülüm ben bu alemde kral tanımam Sen zevkini sefanı sürerken ben hayat okulunu okuyordum Sen elin cilalı mermer taşlarında kibar beylerlen dans ederken Ben hergün azraillen dans ediyordum Dedim ya gülüm ben bu alemde kral tanımam Sen sıcak yatağında rahat uyurken Ben ise parçalanmış vucudumun acısıyla mahkeme duvarlarına Yaslanmış,gelmeyi bilmiyen karanlığı bekliyordum Dedim ya gülüm ben bu alemde kral tanımam İdam sehpasında bir mahkum yaşamayı ne kadar çok istiyorsa Bende seni o kadar çok seviyorum.. Aşıma katmadım haram,güzel çirkin aramam Yanlış yapanı tanımam... bu senin içinde geçerlidir gülüm Dedim ya gülüm ben bu alemde kral tanımam..! Hayat bize mutlu olma şansı vermedi be güzelim.. .hayat bize mutlu olma şansı vermedi sevgili biz kendimizden başka herkesin üzüntüsünü üzüntümüz, acısını acımız yaptık çünkü. Dünyanın öbür ucunda hiç tanımadığımız bir insanın göz yaşı bile içimizi parçaladı. Kedilere ağladık, kuşların yasını tuttuk... Yüreğimizin zayıflığı kimi zaman hayat karşısında bizi zayıf yaptı. Aslında ne güzel şeydir insanın insana yanması sevgili... Ne güzeldir bilmediğin birinin derdine üzülebilmek ve çare aramak. Ben bütün hayatımda hep üzüldüm, hep yandım. Yaşamak ne güzeldir be sevgili...Sevinerek, severek, sevilerek, düşünerek... Ve o vazgeçilmez sancılarını duyarak hayatın... Farklıyız güzelim.. farkLıyız GüzeLİm birbirimizden apayrı dünyanın insanlarıyız tek suçu doğupta yaşamak olan bir anlık hevesin kurbanlarıyız Sen Senin oLacak Şeyi Seversin bEnse YALNIZ SENİ SENİ Severim Sen ALLAHTAN NELer NeLer iSterSin bEnSe YaLnıZ SENİ SENİ İSterim Dedimya GÜZELİM FARKLIYIZ BİRBİRİMİZDEN..!
Re: baba anneme iyi bak Ancak; bu kadar güzel anlatılırdı... Emeğinize yüreğinize sağlık...
Re: Türk'ü söyler..Türk'ü anlatır türküler.Emeginize saglık ablacım Türkülerimizi Atasözlerimize benzetiyorum bende..Her olay için ayrı bir anlatım ve nefis bir duyarlılık..
en sevdiklerimden biri ... Seher yeli bizim ele gidersen Nazlı yare küstüğümü söyleme söyleme... Ne hallara düştüğümü sorarsa O yar beni sorarsa Bağrıma taş bastığımı söyleme Ona söyleme yare söyleme..... Ağrılar baş tutar ahuzardayım Mahsur gibi çekilmişim dardayım dardayım Gezer dolaşırımda bilmem nerdeyim nerdeyim Deli delide gezdiğimi söyleme Ona söyleme söyleme söyleme.......... Belki bir gün çıkar gelir diyorlar Gönül muradınıda alır diyorlar Seven sevdiğini bulur diyorlar Umudumu kestiğimi söyleme söyleme.............
Re: Türk'ü söyler..Türk'ü anlatır türküler.Türkülerimiz
Türküler yüreğimizin dili, başımızın sevda yelidir. Türküler yüreğimizin dili, başımızın sevda yelidir. Anadır, bacıdır, kardeştir, gurbete gidip dönmeyen oğul, hasret çeken yavukludur, Anadır, Anadolu’dur türküler. Türkülerin olmadığı yerde çiçekler açmaz, kuşlar cıvıldamaz, akmaz derin-dingin ırmaklar hasrete; bahçeye dikilen fidanlar yeşermez türküler olmadıkça… Çiçekler kokmaz türkülerin geçmediği yollarda… ”İnsanların türküleri kendilerinden güzel/ kendilerinden umutlu/ kendilerinden kederli/ daha uzun ömürlü kendilerinden/ sevdim insanlardan çok türkülerini/ insansız yaşayabildim/ türküsüz hiçbir zaman…”” derken Nazım Hikmet, türküleri övmekle kalmıyor aynı zamanda da yaşıyor… Türküler umuttur, hasrettir, vefadır, dostluktur ve yüreğimizde kıvrım kıvrım dolanan ince bir yoldur sılaya uzanan gurbet ellerde. Dermandır dermansız kalanlara… Yüreğin gurbetinde büyüyen, özlemleri kor kor, demet demet sunan iki damla hasret çiçeğidir türküler… Yüreğimizdeki sevgi kıpırtılarıdır, sevgi pınarıdır gürül gürül hasrete akan… Yaşama sevincinden tutunda ölüm acısına kadar, vefayı, vefasızlığı, hasreti, sevgiyi, inancı, direnci, aşkı türkülerle dile getirmiş, türkülerle seslenmişiz. İçimizi, acımızı, sevdamızı türkülere dökmüşüz, türkülerle bölüşmüşüz!… Bir damla aşk iksiridir kırık kadehlerde yudumladığımız, bir damla su’dur hayatımızda türküler. Yüreğimizde ateşlerle dağlanan volkanlar kadar dağlayıcı, özlemler kadar sıcak ve yakıcıdır. Aynı zamanda da bahar yelleri gibi serin ve dağbaşında bir pınar kadar ferahlatıcıdır türkülerimiz.. Bakın Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun dizelerine… “Ah bu türküler Türkülerimiz Ana südü” gibi candan Ana südü” gibi temiz Türkülerde tüter dağ dağ, yayla yayla Köyümüz, köylümüz, memleketimiz”. Türküler kanatsız kaldığımızda kanadımız, efkarlı olduğumuz ve yalnız kaldığımız gecelerde tesellimiz olmuştur. Sesimizim çıkmadığı yerde sesimiz, nefesimizin kesildiği yerde nefesimiz olmuştur türküler…. Bazen toprağa düşen su damlası gibi düşüp yüreklerimize ayrılık ateşini söndürmüş. Yağmur olup bizi vuslatına erdirmiş bazen… Bizim canımız, coğrafyamız, anamız, yarimiz, gurbet ellerde tek teselli kaynağımız olmuş türküler. Memleketin başı dumanlı dağlarından, yemyeşil ovalarından, bağlarından, pınarlarından turnalarla haber beklemiş, seher yelleriyle selam yollamışızdır sevdiklerimize türkü türkü. “Ah bu türküler, köy türküleri Mis gibi insan kokar, mis gibi toprak Hilesiz hurdasız, çırılçıplak Dişisi dişi, erkeği erkek Kaşı kaş, gözü göz, yarası yara Bıçağı bıçak. Ah bu türküler, köy türküleri Karanlık kuyularda açılmış çiçekler gibi Kiminin reyhasından geçilmez Kimi zehir, kimi zemberek gibi.” Geceleri uzanıp kalınca gurbet yataklarına yorgun ve kimsesiz; Bir türkü nağmesi gelmeyiversin kulağımıza, dumanlanır hemencecik gözlerimiz; ince ince bir sızı sızar yüreğimize… Türküler damlayan gözyaşlarımızdır yağmurlu gecelerde, yanağımızdan süzülen pınarlardır… Türküleri “Hasret Gültekin” bilip, “Mahsuni”gibi uğurlarken, ardında yolladığımız gözlerimizdir kimsesiz mezarlara… Bilirizki; türküler de, türküleri yakanlar da çoğu zaman kimsesizdir… Yine de en acılı günlerimizde bile bizi terk etmeyen en vefalı sadık dostumuzdur türküler, sevdiğimizdir ele-güne, dosta- düşmana karşı… Türküler değil midir? Buram buram hasret kokan toprak gibi; Emek gibi, ekmek gibi, ter gibi, bir çocuğun elindeki taze somun gibi… Türküler değil midir? dünyanın en muhteşem gelini, en sabırlı anası… Türküler değil midir? Özümüz, sözümüz, gözümüz; yollarda yoldaş olup dağlar denizler aşan bizimle… Anamızın gözünde bir damla yaş olup süzülen, yavuklumuzun yüzünde bir tomurcuk çiçek olup açan. Gurbette hasretimiz, sılada ayrılığımız, karımız, kızımız, oğlumuz. Tek dostumuz, avuntumuz, sırdaşımız bekar odalarında Türküler değil midir? … Türkülerimiz acılardan damıtılmış gözyaşı, yangınlardan yüreğimize düşmüş madımak, mevsimlerden bahar, vakitlerden akşam; Çiçeklerden gül, figanda bülbül, kuşlardan turnadır… Biliriz ki, türküler baharda ruhumuza işleyen pak nefesler gibidir, yeni yetme sevdalıların dilinden rüzgarlarla savrulan, pınarlarla çoşan… Bilirizki, bülbüllerin gözyaşlarıdır güle kavuşma adına türküler… Biliriz ki, bahar yağmurlarında güle kavuşma sevinci gizlidir. Güz yağmurlarında ise bülbüllün gülden ayrılacağının hicranı… Biliriz ki, türküler Anadolu insanının dilden, gönülden söylediği kah ağlayan, kah ağlatan, güldüren, sevindiren duygu dolu gönül sesimizdir. Rüzgar olup şahlanan, sel olup çoşan, deniz olup dalgalanan yaşama sevincimiz, vefalımız, vefasızımız, aşkımız, sevdamızdır… USTAM Emeğine yüreğine sağlık
Re: Türk'ü söyler..Türk'ü anlatır türküler.Sunam türküsü ve hikayesi
"şafak söktü yine sunam uyanmaz" şeklinde başlayan Sunam'ın öyküsü şöyledir;Suna köyün en güzel kızıdır. Köyün zenginlerinden Mehmet Ağa (Mehmet'i attım, emin değilim) sevmektedir Suna'yı. Suna da boş değildir Mehmet Ağa'ya, evlenirler haliyle. Lakin Mehmet Ağa'nın bir kötü huyu vardır, her akşam içmektedir. Evliliğin ilk akşamı Mehmet Ağa içip eve gelir, kapıyı çalar. Suna bakar kocası sarhoş, alır içeri, yemeğini yedirir, pijamalarını giydirir yatırır. Bu böyle 1-2 ay devam eder. Sonunda bir gün Suna'nın canına tak eder. Mehmet ağa o akşam gene sarhoş gelir kapıyı çalar. Suna açmaz. Mehmet ağa gene çalar, Suna'dan ses yok. Yarım saat çalar, kapı açılmaz. 1 saat çalar, yok. Çalmaya devam eder. Suna sonunda dayanamayıp kapıyı açar. 1 saatten uzun süredir kapıyı çalmakta olan Mehmet Ağa, Suna'yı karşısında görünce "bizde kapıyı geç açan karıyı makbul saymazlar" der, çeker vurur Suna'yı ve oracıkta sızar kalır. Sabah şafak vakti uyanır Mehmet Ağa, bakar çok sevdiği karısı yerde yatıyor, ölmüş. Hiçbir şey hatırlamamaktadır. "şafak söktü yine, sunam uyanmaz" diye başlar ağıt yakmaya. Sözleri:Şafak söktü yine sunam uyanmazHasret çeken gönül derde dayanmazÇağırırım sunam sesim duyulmazUyan sunam uyan derin uykudanÇektiğim senin elindenUsandım gurbet elindenHiç kimse bilmez halimdenUyan sunam uyan derin uykudanBunca diyar gezdim gözlerin içinNiye küstün bana el sözü içinDilerim Allah’tan sızlasın içinUyan sunam uyan derin uykudan Emeğine sağlık canım....
Re: Türk'ü söyler..Türk'ü anlatır türküler.HASTANE ÖNÜNDE İNCİR AĞACI Hastane önünde incir ağacı Doktor bulamadı bana ilacı Baştabip geliyor zehirden acı Garip kaldım yüreğime dert oldu Ellerin vatanı bana yurt oldu Mezarımı kazın bayıra düze Yönümü çevirin sıladan yüze Benden selam söylen sevdiğimize Başını koysun karalar bağlasın Gurbet elde kaldım diye ağlasın Yaşama sevincinden tutunda ölüm acısına kadar, vefayı, vefasızlığı, hasreti, sevgiyi, inancı, direnci, aşkı türkülerle dile getirmiş, türkülerle seslenmişiz. İçimizi, acımızı, sevdamızı türkülere dökmüşüz, türkülerle bölüşmüşüz!… Emeğinize yüreğinize sağlık.... Harika payla$imlar olmu$...
Re: Türk'ü söyler..Türk'ü anlatır türküler. Annemizin sevgisine, şefkatine, sıcaklığına, tebessümüne ihtiyacımız vardır. Onun özlemini çeker, yanında, dizinin dibinde olmak isteriz. Başımızı göğsüne yaslayıp huzuru içimize çekmek isteriz. Bizi katıksız seven tek varlıktır annemiz. Bir tarhana çorbasının kokusu bile bazen onu hatırlatır bize, canım annem nerdesin dediğimizde işte bu bizim türkümüzdür o zaman. Ağlama yar ağlama anam Mavi yazma bağlama Mavi yazma tez solar anam Yüreğimi dağlama Elma al olanda gel anam Ayva nar olanda gel Hasta düştüm gelmedin anam Bari can verende gel Düğünler neşeyi, sevinci çağrıştırır. Ancak bu neşenin, coşkunun içinde ayrılık ve bir de hüzün vardır. Gelinin son gecesidir bu ana-baba ocağında. Kardeşlerinden, annesinden babasından ayrılacak, kuş misali yuvadan uçacaktır. İşte bu da o ayrılığın türküsüdür. Kınayı getir anam Parmağın batır anam Bu gece misafirem Yanında yatır anam Evleri evlerine benzemez; yolları yollarına; dağları dağlarına benzemez. Gurbete gelin gitmek daha da zordur. Hem ana-baba ocağından ayrılmak hem de memleketten, hasret daha da büyür, ayrılık ateşi daha da yakar insanı. İşte o zaman şu türküyü söyleriz içli içli. Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler Annesinin bir tanesini hor görmesinler Uçan da kuşlara malum olsun Ben annemi özledim Hem annemi hem babamı Ben köyümü özledim Düğün sevinçtir coşkudur dedik. Her ne kadar içinde ayrılık da olsa düğünlerde bu coşkuyu bu sevinci doyasıya yaşarız. Halaylar kurar, horonlar teperiz. Türkülerle yaşarız bu coşkuyu. Onlar neşemizin ve sevinçlerimizin türküleridir. Halay başı kim çeker Bir incecik kız çeker Kız yolunu şaşırmış İnşallah bize gider Halaylım yâr halaylım Maşrabası kalaylım Bayramlar değerlerimizi hatırladığımız, kısmen de olsa yaşamaya ve yaşatmaya çalıştığımız müstesna günlerdir. Unuttuklarımızı hatırladığımız ve hatırlandığımız günlerdir. Gözlerimizi kapayıp geçmiş bayramları düşünürken, eski bayramların hazzını bir kere daha duyar ve koskoca bir tarihimizi; daha doğrusu kendi ruhumuzu, kendi anlamımızı ve kendi değerlerimizi bir kere daha yaşarız. Bu itibarla da bayram günlerinde âdeta gönüllerin tasalarıyla zevklerinden meydana gelen bir türküyü beraber dinler gibi oluruz. Küslük olmaz artık bu günlerde. Şu mübarek günde küsmek olur mu Uzat ellerini bayramlaşalım Tanrı selamını kesmek olur mu Uzat ellerini bayramlaşalım Düşmüşse içine sevda ateşi, canansız hayat olmuşsa senin için ızdırap, gece gündüz terk etmiyorsa hayali sevgilinin seni, kavuşmak senin için yaşamak olmuşsa, hele de gizli sevda çekiyor, söyleyemiyorsan aşkını, işte o zaman seni, ancak sevda türküleri anlar.
Karadır kaşların ferman yazdırır Bu aşk beni diyar diyar gezdirir Lokman Hekim gelse yaram azdırır Yaramı sarmaya yâr kendi gelsin Bir güzel söz bekleriz sevdiğimizden. Onun sevgimizi, sevdamızı anlamasını isteriz. Gözümüzün yaşı onun için akar yüreğimize doğru. Sevgiliyse umursamaz ne bizi ne de sevgimizi. Sitemimiz onadır, duyar da bizi anlar diye söyleriz türkümüzü. Coşkun çaylar gibi çağlamayan yâr Gönlünü gönlüme bağlamayan yâr Benim bu halime ağlamayan yâr Daha ağlamasın öldükten sonra Bir haber bir mektup bekleriz sevdiğimizden. Bekleyişimiz yâr ile bizi ayıran yollar kadar uzundur. Ama bizim sabredecek gücümüz yoktur. Bir an önce gelsin isteriz yârdan bir haber bir mektup. Sevdiğimiz gelemezse de razıyızdır. Yeter ki yıkılmasın isteriz umutlarımız. Kara tren gelmez m’ola Düdüğünü çalmaz m’ola Gurbet ele yâr yolladım Mektubunu salmaz m’ola Bizi ayakta tutan, adım atmamızı, hayata tutunmamızı sağlayan ve her şeye rağmen dayanmalısın diyen umutlarımızdır. Kaybettiğimiz her şeyin yerine yenisini koyabiliriz. Yeter ki umut olmasın kaybedilen. Yitirirsek umudumuzu, hayatın rengi solar, güzellikler yok olur gider gelmemek üzere içimizden. İçimizdeki umudu beslemeli, yeşertmeliyiz. Kendimizi güçsüz, neşesiz, yalnız daha da önemlisi tatsız tuzsuz hissettiğimizde, işte içimizdeki umudu yeşertecek türküler dinleme zamanıdır. Ağlama gözlerim Mevla kerimdir Her daim rüzigar böyle de kalmaz Dermansız dert olmaz sabreyle gönül Geçer bu ahuzar böyle de kalmaz. Aslında türkülerimizin en güzel türküsünü: “zifiri karanlıkta ayak sesinden şiirin hasını tanıyacak kadar” şairliğinden emin olan, ancak bir köy türküsü duyduğunda şairliğinden utanan Bedri Rahmi EYÜBOĞLU şu mısralarla söylemiştir. Şairim; zifiri karanlıkta gelse şiirin hası, ayak seslerinden tanırım! Ne zaman bir köy türküsü duysam, şairliğimden utanırım… Ah bu türküler, türkülerimiz, ana sütü gibi candan, ana sütü gibi temiz Türkülerde tüter dağ dağ, yayla yayla, köyümüz köylümüz memleketimiz… Ah bu türküler köy türküleri, Dilimizin tuzu biberi… Memleket ahvalini onlardan sor; kitaplarda değil, türkülerde ara Yemen’i! Öleni, kalanı, gidip de dönmeyeni… Ben türkülerden aldım haberi! Ah bu türküler, köy türküleri; Mis gibi insan kokar, mis gibi toprak, hiledir hurdasız, çırılçıplak… Dişisi dişi, erkeği erkek! Kaşı kaş, gözü göz, yarası yara, bıçağı bıçak! Ah bu köy türküleri, karanlık kuyularda açılmış çiçekler gibi… Kiminin reyhasından geçilmez, kimi zehir gibi, kimi zemberek gibi… Ah bu türküler, köy türküleri… Ne düzeni belli, ne de yazanı… Altlarında imza yok ama, içlerinde yürek var! Türküler sevda kokar, türküler hasret kokar, türküler Anadolu kokar, türkülerde memleketimin hüznü, sevinci, üzüntüsü, neşesi vardır. Y.Bülent Bakiler’in dediği gibi; ” Bizim türkümüzde gurbet var artık, hasret var, yürek var, toprak var balam .” Türküler bize bizi anlatır olduğumuz gibi, katıksız samimi. Velhasıl aslında: TÜRK‘ü söyler, TÜRK‘ü anlatır türküler.
Neden ben????Efsane Wimbledon un ilk zenci Şampiyonu Arthur Ashe kan naklinden kaptığı AIDS den ölüm döşeğindeydi. Hayranlarından biri sordu. "Tanrı böylesine kötü bir hastalık için neden seni seçti?" Arthur Ashe cevap verdi: "Tüm dünyada 50 milyon çocuk tenis oynamaya başlar, 5 milyonu tenis oynamayı öğrenir, 500 bini profesyonel tenisçi olur, 50 bini yarışmalara girer, 5 bini büyük turnuvalara erişir, 50 si Wimbledon a kadar gelir, 4 ü yarı finale, 2 si finale kalır. Elimde şampiyonluk kupasını tutarken Tanrı ya "Neden ben?" diye hiç sormadım. Şimdi sancı çekerken, Tanrı ya nasıl "Niye ben?" derim..? Mutluluk insanı tatlı yapar. Başarı ışıltılı.. Zorluklar güçlü.. Hüzün insanı insan yapar, yenilgi mütevazı.. Tanrı ya asla "Neden ben" diye sormayın. Ne olacaksa olur...
Re: beni güzel hatırla Hatırlamak için hafızamız varken unutmak için elimizde hiç bir şeyin olmaması hayatin bize attığı en büyük kazık :))
Yüreğine Sağlık
İnsanlar vardır..İnsanlar vardır; Gelip geçerler hayatlarımızdan. Kimi hiçbir iz bırakmaz ardından, Kimi hafifçe okşar ruhumuzu, Kimi de hüzün bırakır ardından. İnsanlar vardır; Usulca sokulurlar içimize, Sonsuzcasına orada kalsın isteriz. Bazıları serap gibidir, Yokluğunda hayalleridir gerçeğimiz. İnsanlar vardır; Konuştukça su olur akarlar kalbimize, Kan gibi, Can gibi, Canan gibi. İnsanlar vardır; Işığı sönmüş yıldızlar gibi çaresizdirler. Açtın mı kollarını, Kalbine doldururlar ışığı. İnsanlar vardır, Soğuk duvarlar misali Gülümsemenin sıcaklığını bilmezler, Bilseler de sevmezler. İnsanlar vardır, Gelip geçerler hayatlarımızdan Kimi depremlerle, Kimi fırtınalarla. Ben kalanlardan yanayım. Gitmeyenlerin sadakatini ve sabrını severim, Sarılıp bırakmayanların sıcaklığını...
Canım oğluma / kızımaÜstün Dökmen
CANIM OĞLUMA / KIZIMA Benim yaşlandığımı düşündüğün gün Sabırlı ol lütfen ve beni anlamaya çalış… Yemek yerken üstümü kirletirsem… üzerimi değiştirecek gücüm yoksa. Lütfen sabırlı ol. Benim sana bir şeyler öğretmek için seninle ilgilendiğim zamanları hatırla... Seninle konuşurken, sürekli aynı şeyleri 1000 kere tekrarlıyorsam… sözümü kesme beni dinle. Sen küçükken, uyuyana kadar sana aynı hikayeyi 1000 defa tekrar tekrar okumak zorunda kalıyordum. Banyo yapmak istemediğimde; Beni utandırma yada azarlama… Seni banyoya götürmek için icat ettiğim küçük yöntemlerimi ve oyunlarımı hatırla… Yeni teknolojiler karşındaki cahilliğimi görürsen… bana zaman tanı ve beni yüzünde alaycı bir gülümsemeyle izleme… Bazı zamanlarda unutkan olursam yahut konuşmalarımızda ipin ucunu kaçırırsam… lütfen hatırlamam için gerekli zamanı bana tanı… eğer hatırlayamazsam, sinirlenme… çünkü asıl önemli olan benim konuşmam değil, senin yanında olabilmem ve senin beni dinliyor olmandır. Ben sana bir sürü şeyi nasıl yapacağını gösterdim… İyi yemek yemeyi, iyi giyinmeyi… yaşamı göğüslemeyi… Eğer birşey yemek istemezsem, baskı yapma bana. Ne zaman yemem yada yememem gerektiğini ben gayet iyi bilirim. Ve yaşlı bacaklarım yürümeme izin vermediğinde... … bana elini ver… Tıpkı, benim sana ilk adımlarını atarken verdiğim gibi. Ve bir gün artık daha fazla yaşamak istemediğimi söylediğimde… ve ölmek istediğimi… kızma… Birgün anlayacaksın… yaşımın; zevk alma değil artık idareten yaşama yaşı olduğunu anlamaya çalış, Bir gün şunu anlayacaksın: hatalarıma karşın hep senin için iyi olanı gerçekleştirmeye çabaladım ve senin yolunu hazırlamaya çalıştım Senin yanında olduğumda üzgün, kızgın yada güçsüz hissetme kendini. Benim yanımda olmalısın, beni anlamalısın ve bana yardım etmelisin. Yürümeme yardımcı ol… ve yolumu sabır ile, sevgi ile bitirmeme.... Benim için yaptıklarını, bir gülümseme ve senin için her zaman taşıdığım çok derin bir sevgi ile geri ödeyebilirim ancak. Seni çok seviyorum oğlum/kızım…. Ve hep seveceğim…
Re: BUDA YEŞİL EVRENDEKİ YÜREKİL CANLARIMA GELSİNDesinyo canım teşekkürler...Yüreğine sağlık..
Re: aglama babamAlbayrağa sarılı tabutun önünde Durmuştu bir imam kıblemizin yönünde Saf saf oldu insanlar hocanın arkasında Şehidin resmi vardı herkesin yakasında Büyük bir boy resimle kortejin önlerinde Özenle taşınıyor asker ellerinde Gençliğin baharında henüz yirmi yaşında Mavi bir bere vardı o tertemiz başında Tüm cemaat ağlıyordu yaşları sel gibiydi Esen meltem rüzgarı kara bir yel gibiydi Seni uğurlarken içimiz yasla doldu Tüm analar babalar ak saçlarını yoldu Omuzlarda yükseldin göklere erdi başın Olmasa da dünyada bir tek taşın Öteki yaşamında makamın cennet oldu Sen gidince yurdumun tüm çiçekleri soldu Benim şehit askerim sen ölmedin asla Vatanın dağlarına ismin yazıldı kanla Sana silah çeken el kırılacaktır bir gün Bu dünyadan edilecektir sürgün Bunu asla unutma ey kahraman şehit Her şeyi bilen Tanrı bize olsun ki şahit Seni toprağa değil yüreğimize gömdük Yanıyor çiğerimiz sanki ateşe döndük Celaleddin Alıcı Emekli Kıdemli Albay Vurulup, tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilal uğruna yarap ne güneşler batıyor. Yüreğine sağlık..Celilom
SanalKahve © Copyright 2007 - 2014 Tüm Hakları Saklıdır.
|