1. Tanrı kadınlara geçmişi ve geleceği, erkeklere ise yaşadığı günü armağan etti. Kadınlar geniş bir zamana yayıldıkları için huzursuz, erkekler daracık bir zamana sıkıştıkları için anlayışsız olurlar. 
 
2. Kadın psikolojisini otuz yıldır incelememe rağmen büyük soruya cevap bulamadım. Gerçekte kadınlar ne istiyor?
3. Zengin dullar bir gözleriyle ağlarlar, öbürünü kırparlar.
4. Erken kalkmayan avrat, söz dinlemeyen evlat, mahmuzla gitmeyen at; kapında varsa kaldır at.
5. Kadına inanan, kendini aldatır. İnanmayan da kadını aldatır.
6. Bir sürü erkek başarısını ilk karısına borçludur. İkinci karısını da başarısına.
7. Kadın peşinde koşmanın zararı yoktur. Zararı veren onları yakalamaktır.
8. Erkek hissettiği, kadın göründüğü yaştadır.
9. Bir erkek ölürken kıpırdayan son yeri, kalbidir. Bir kadın ölürken, dili.
10. Bir kadın kısık sesle konuşuyorsa bir şey istiyor demektir. Sesini yükseltiyorsa bilin ki istediğini elde edememiştir.
11. Kesinlikle evlen! Karın iyiyse mutlu, kötüyse filozof olursun.
12. Bütün dünyada bir tek güzel çocuk vardır. Bütün annelerde ona sahiptir.
13. Her başarılı erkeğin arkasında, onunla gurur duyan bir karısı ve bu işe şaşakalmış bir kayınvalidesi vardır.
14. Erkekler yaşlanır, kadınlarsa değişir.
15. Niye evlenecekmişim ki? Evlenirsem başıma gelecek en iyi şey boynuzlanmamaktır ki evlenmezsem bunu çok daha emin yollardan elde edebilirim.
16. Erkekler kendilerini yorgun hissettikleri için, kadınlar ise meraktan evlenirler. İkisi de hayal kırıklığına uğrar.
17. Evlilik geleneksel olarak kadınlara sunulmuş tek gelecektir. Bir çok kadın ya evlidir, ya bir zamanlar evlilik geçirmiştir,ya da evli olmadığı için acı çekiyordur.
18. Bir erkek karınızı elinizden aldığı zaman karınızı ona bırakmaktan daha büyük bi intikam yoktur.
19. Bekar erkekler kadınlar hakkında evli erkeklerden daha çok şey bilirler. Eğer bilmeselerdi onlar da evlenmiş olurdu.
20. Erkek evlenene kadar eksik bir erkektir. Ve evlendiğinde artık bitmiştir.
21. Kadınlara büyük saygı duyan ve onları her şeyin üstünde tutan erkekler, kadınlar arasında popüler olmayı nadiren başarabilirler.
23. Kadınlar güçsüz olana kendini bir ödül, güçlü olana bir eşya gibi sunar Bir erkeğe göre 'erkeğin iyisi' ile , bir kadına göre 'erkeğin iyisi' aynı şeyler değildir. ,
24. Erkekler, hayatlarının bir devresinde evlerinin tam hakimidirler. O da doğdukları günden üç yaşına kadar oldukları zamandır.
25. Erkekler şaraba benzer. Geçen yıllar kötülerini ekşitir, iyilerini olgunlaştırır.
26. Cömertlik, erkeğe yakışan erdemdir.
27. Erkeği evinden kaçıran damın akması, bacanın tütmesi ve kadının çenesidir.
28. Evli erkekler her yeni damadı sevinçle seyrederler. Tıpkı ormanda yeni yakalanıp getirilen genç bir aslanı seyreden kıdemli sirk aslanı gibi.
29. Erkeklerin aklı, ev kadını arar, ama kalbi ve hayal gücü başka özellikler peşindedir.
30. En mükemmel kadın, çocuklarına babalarının yokluğunda baba olabilecek kadındır.
31. Kadın öyle bir konudur ki, onu ne kadar incelersen incele her zaman yepyenidir.
32. Bir kadın ya sever, ya da nefret eder; ortası yoktur.
33. Kadınlar sevmedikleri adama hiç acımazlar.
34. Kadınlarda feci olan şey, ne onlarla ne de onlarsız yaşanabilmesidir.
35. Kadınların gözleri keskin, zekaları uyanık, düşünceleri vesveseli olur.
36. Kadın, insanın gölgesi gibidir; kovalarsanız kaçar, kaçarsanız kovalar.
37. Kadın kendi başına ne gül goncasıdır, ne de diken. Koklamasını bilirsen gül, tutmasını bilmezsen diken olur.
38. İyi bir kadın bir erkeği etkiler, zeki bir kadın onda ilgi uyandırır, güzel bir kadın büyüler, anlayışlı bir kadın ise ona sahip olur.

Hayatın, yaşanılmak için var olduğu gerçeği, temelde bir genel-görüş olmasına rağmen; insanlar, birçok tabu-gerekçelerle ya bu gerçekten uzak durmakta ya da bu gerçeğe ulaşamamaktadırlar. İnsanların doğduğu günden itibaren, her zaman birilerine bağımlı olarak yasadığını da düşünürsek, öğrenmenin, yeni bir şey keşfetmenin ne kadar zor olduğunu sanırım tahmin etmek çok zor olmasa gerek. Oysa hayatı yaşanılır yapmakla yaşanılmaz yapmanın yolu başkalarının değil, kendi elimizdedir. Unutulmamalıdır ki hayat, ileride mutlulukla tebessüm ettirecek hâtırâlar bırakmaktır geride. İşte tam bu noktada sevgi, çok önemli bir yere sahip bulunmaktadır. Sevgi, yaratılışımızda var. Sevgiyle doğuyoruz, sevgiyle büyüyoruz. Her şey sevgiyle var, her şey sevgiyle güzel. Aslına bakarsanız, belki sevilmeyen vardır ama sevmeyen yoktur dünyada. Çünkü sevgisizlik yokluktur, açlıktır. Yokluğu varlığa, doyuma açan kapıdır sevgi. Bu nedenle hayat da sevgidir. Hayatın hem kaynağı sevgi ve hem de gayesi sevgidir. Hayat, yaşanılmak için ise, neyi yaşayacağımız ya da hayatı ne şekilde yaşayacağımız da apaçık bellidir aslında. Problem de işte buradadır. Ne yazık ki duygularımızı, düşüncelerimizi açık açık söyleyemiyoruz birbirimize; Gülüşlerimizi, tebessümlerimizi bile içten yapamıyoruz gizlemeyi yeğliyoruz sıklıkla. Kendimizle barışık olamıyor, bunun doğal bir sonucu olarak başkalarıyla da barışı tadamıyoruz. Paylaşamıyoruz yada paylaşmakta zorluk çekiyoruz. Çünkü tanımıyoruz birbirimizi, tanıyamıyoruz; yakınlaşmıyoruz birbirimize, yakınlaşamıyoruz. İlişkilerimizi yapaylıktan, yüzeysellikten, formaliteden, geleneksellikten sıyırıp içselleştiremiyoruz. Olmasını istediğimiz gibi değil, olması gerektiği gibi yaşıyoruz. Gerekenlerin, gerçekten de ve mutlaka gerekli mi olduğunu da sorgulamıyoruz, sorgulayamıyoruz. Bu sarmal, giderek sarıyor hepimizi. Böylece biz, kendimizin hapishanelerini kuruyoruz içimizde ve bir hayat, bir türlü kendimiz olamadan ve kendimizce yaşanmadan tükeniveriyor öylesine. Oysa hayat, kendimizi gizlemeye değmeyecek kadar kısadır, çok kısa. Ve hayat, yaşanılmak içindir. Ve hayat, sevgidir." “Hayat, iyilerle kötülerin daim olarak savaştığı bir arenadır. Bu savaşta, kötüler her zaman galip gelse de, kazanan her zaman iyilerdir.”

ÖĞRETMENİM
Kalkınma yolunda her ülke birtakım zenginlik kaynaklarına muhtaçtır. Bu kaynakların bulunması ise, o ülke insanlarının tutum ve davranışlarına sıkı sıkıya bağlıdır. Bu tutum ve davranışların iyi yönde gelişmesin! sağlayan eğitimdir. Eğitimin temeli şüphesiz öğretmenlerdir. O öğretmenler ki, insanları cehaletten kurtarıp onlara gerçeği anlatırlar. Üzerinde yaşadığımız ve fedakar atalarımızın kanlarıyla sulanmış bu yurdu sevmeyi, onun için gerekirse canımızı vermeyi, bize öğretmenlerimiz öğretirler. Bağımsızlığımızı simgeleyen ve Türk'ün her zaman özgür yaşayacağını göklerde dalgalanarak bütün dünyaya haykıran şanlı bayrağımızı sevmeyi, ona saygı göstermeyi bize ilk kez kim öğretti? Öğretmenlik mesleği, mesleklerin en kutsalıdır. Özveri ister, yurtseverlik ister. Öğretmen, karşılıksız vermeyi bilen yüce bir varlıktır. Bize düşen görev, öğretmenin bu çabalarına çok, daha çok yardımcı olmaktır. Büyük Atatürk: "Muallimler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır" derken öğretmene olan güvenini vurgulamamış mıdır? Bu eserin Atatürkçü doğrultuda yücelmesi, öğretmenlerin kutsal çabasına bizim de gönülden katılmamızla mümkün olacaktır. Öğretmenim, sana sevgi, sana saygı... Bize güven, sen bizim dünümüz, bugünümüz ve yarınımızsın. Senin kutsal ellerinle biçimlenen bizler, yarının güzel Türkiye'sini mutlaka yaratacağız; şüphen olmasın...

 

Efe Teşekkürler