4 sonuç bulundu

Geri dön

Söz'ün özü...

“Söz söyleyen kemal sahibi olursa, marifet ve hakikat sofrasını serdi mi, o sofrada her türlü yemek bulunur. Herkes orada gıdasını bulur.”
İnsan, büyük bir şeydir ve içinde her şey yazılıdır. Fakat karanlıklar ve perdeler bırakmaz ki insan içindeki o ilmi okuyabilsin. Bu perdeler ve karanlıklar; bu dünyadaki türlü türlü meşguliyetler, insanın dünya işlerinde aldığı çeşitli tedbirler ve gönlün sonsuz arzularıdır.
Vazifesini tam yerine getirmemiş olanın vicdan yarasına ne mazaretin devası ne ilacın şifası deva getirmiş

Kuzgun, bağda kuzgunca bağırır. Ama bülbül, kuzgun bağırıyor diye güzelim sesini keser mi hiç?

İnsan gözdür, görüştür, gerisi ettir. İnsanın gözü neyi görüyorsa, değeri o kadardır.
 
Şu deredeki su,kaç kere değişti,yıldızların akisleri hep yerinde.

Kim benliğinden kurtulursa bütün benlikler onun olur. Kendisine dost olmayan herkese dost kesilir. Nakışsız ayna olur, tüm nakışlar onda seyredilir.

Gül düşünür, gülistan olursun. Diken düşünür, dikenlik olursun!
Kişinin değeri nedir?
Aradığı şeydir!
Eğer sen,can konağını arıyorsan,bil ki sen can sın.
Eğer bir lokma ekmek peşinde koşuyorsan,sen bir ekmeksin.
Bu gizli,bu nükteli sözün manasına akıl erdirirsen,anlarsın ki
Aradığın ancak sensin,sen.
Madendeki  inciyi aradıkça madensin.
Ekmek lokmasına heves ettikçe,ekmeksin.
Şu kapalı sözü anlarsan,anlarsın her şeyi;
Neyi arıyorsan sen osun.
Senin canın içinde bir can var,o canı ara!
Beden dağının içinde mücevher var,o mücevherin madenini ara!
A yürüyüp giden sufi,gücün yeterse ara.
 
Tutku
Sal May 14, 2013 11:14 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Yorumsuz...

İslâm Dîni, kadın hakları üzerinde titizlikle durmuş ve kadını, hiçbir nizâm ve sistemin veremediği müstesnâ bir makâma sâhip kılmıştır. Nitekim Cenâb-ı Hakk Kur’ân-ı Kerîm’inde:“Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır.” buyurmuştur.
Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz de erkekleri, kadınların hak ve hukûkunu gözetmeye dâvet etmekte ve bu konuda: “Kadınların haklarını yerine getirme husûsunda Allâh’tan korkunuz! Zîrâ siz onları Allâh’ın bir emâneti olarak aldınız.” buyurmaktadır.
Başka bir hadîs-i şerîflerinde de: “Sizin en hayırlınız, ehline (eşine ve çocuklarına) en hayırlı olanınızdır. Ve ben de ehline karşı en hayırlı olanınızım.” buyurur.
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, erkeklere, kadınlara dâimâ iyi davranmalarını tavsiye ederek: “Mü’minlerin îmân bakımından en olgunu ve en hayırlısı, hanımına karşı en hayırlı olanıdır.” buyurmaktadır.
Vedâ Haccı’ndaki meşhûr hutbesinde Peygamber (s.a.v.) Efendimiz: “Ey insanlar! Kadınlar hakkında Allâh’dan korkunuz! Sizin kadınlarınız üzerinde hakkınız vardı
Cenneti analarımızın ayakları altına veren Dinimizi de unutmayalım...
Mustafa Kemal ATATÜRK ü hatırlarken....
 
Tutku
Çar Nis 17, 2013 5:00 pm
 
Foruma git
Konuya git

KARDEŞLİĞE ÇAĞRI.......

Yeryüzü yeryüzü olalı, kimbilir kaçıncı seferdir, zulmün ve küfrün baskıları, dayatmaları altında inliyor…İnsanlık, korkunç bir kabusun kıskacında perişan bir haldedir. Her taraf adeta yangın yerine dönmüş.Bir tarafta sefalet kol gezerken, diğer tarafta sefahat arş-ı alaya çıkmış…
Bir tarafta oluk oluk kanı akıtılan mazlumlar, diğer tarafta sömüren ve kan akıtan efendiler…
Bir tarafda hakkını alamayan hak sahibi yığınlar göz yaşlarını katık yaparken, diğer tarafda hakkı olmayanı gasbeden eşkiyalar iğrenç göbeklerini şişirmede…
Bir tarafda ezilen, öldürülen fakir milletler, diğer tarafda sanayi ve teknoloji çarkını büyük bir hasetle elinden kaptırmamak için canavarlaşan emperyalist güya medeni ülkeler…
Bir tarafda ahlaklı ve namuslu insanlar horlanır, iftira ve yalanlarla zulme maruz kalırken, diğer tarafda şımartılan, el üstünde taşınan ahlaksız, şerefsiz, ırz ve namus bezirganı mahluklar…İnsanlık, bu korkunç tezatların verdiği bunalım içinde kıvranmakta, kendine kurtuluş yolu aramaktadır.
Zulümle, aldatma ile iktidarlarını sürdürme ihtirası içinde olan batıl güçler ise bir yandan, yığınlara kurtuluş yolunu göstermemek için yaldızlı, aldatıcı ve uyuşturucu propağandalarını sürdürürken, diğer yandan kurtuluş yolunu görebilmiş ve yığınlara gösterebilecek insanlara karşı acımasızca iftira ve yalan iddialarla karalama, çatıştırma, parçalama ve yoketme metodu ile hucuma devam etmekteler.
Yüzyıldır dayattıkları sistemleri ile insanlığa mutluluk, saadet, huzur ve adalet getireceklerini iddia eden sefiller! Yüz yılın sonunda insanlığı getirdiğiniz şu bataklığa bakın! Her yerde kan, her yerde ölüm, her yerde acı, her yerde zulüm, her yerde açlık, her yerde sefalet…
Böyle bir karanlık fecrin sabahında kabuslarla uyanan kardeşlerimiz. Dünyayı saran bu yedibaşlı küfür ve zulüm ejderhasından kurtulmak zorundayız. Peki nasıl kurtulabiliriz?derken, bu soruya akıllı bir cevap vermeliyiz.
Biz diyoruz ki bu soruya akıllı bir cevap ancak İslamda Birlik ve Kardeşliğe çağrıdır.
Çağırıyoruz…Haksızlığa karşı yürekleri isyanla dolu insanlarımızı.
Çağırıyoruz…Sömürüye karşı sosyal adalet isteyen kardeşlerimizi.
Çağırıyoruz…Kurtulmak için kurtarmak gerektiğine inanan kardeşlerimizi.
Çağırıyoruz…İnançlarına, ahlak ve şereflerine saygı isteyen kardeşlerimizi.
Çağırıyoruz…Yolsuzluk ve suistimal çetelerine yeter diyen kardeşlerimizi.
Çağırıyoruz…Haksız yere kan dökülmesine paydos diyen kardeşlerimizi.
Çağırıyoruz…Birbirini seven, huzur dolu, sevgi dolu, barış dolu güzel bir dünya arayan kardeşlerimizi.
Evet bütün bu güzelliklerin arayıcısı, taliplisi ve takipçisi olan kardeşlerimizi, Hak ve Hakikatların kaynağı adalet, sevgi ve hoşgörü iklimi İslam’da birleşmeye ve İslam’da Kardeşliğe çağırıyoruz.
Hangi meşrebte, hangi gurupta, hangi cemaatta olursan ol ben de Müslümanım diyen kardeşim, kör taasubu, cahilliği, anlamsız ayrılığı bir tarafa atarak, inançlarımıza, Kitabımıza, Peygamberimize ve milli değerlerimize karşı amansız eylemler, zulümler düzenleyen küfre karşı, ister kapitalist olsun, ister kominist olsun, ister sosyalist olsun, ister mason olsun, ister laikçi olsun, ister şu veya bu ırkın ırkçılığını sürdüren olsun İslam’a ve İslam’ın değer ve kurumlarına karşı eylemler yapan, mazluma gözyaşı döktüren, ahlakı yıkıp ahlaksızlığı ve hayasızlığı, iffet ve namusu yokedip, iffetsiz ve namussuz bir sürü oluşturmak isteyenlere, arkadan terör odaklarını destekleyip kan akıtmayı, tetikçilerine öldürtmeyi bile göze alan, bu eylemlerini hergün tekrar etmekten bir an dahi fütur getirmeyen dinsiz ve imansızlara, vatan ve millet düşmanlarına, topyekün şeytanın taraftarlarına karşı bir ve beraber olalım!
Sen, hayat verici şuur ve bilgiye sahip olması gereken insan! Ayağa kalk, kendine gel, çevrene sevgi, merhamet ve birlik tohumlarını ek! Ta ki gayret ruhu, iman ruhu neşvünema bulsun…
“Küfür bir millettir, inananlar bir millettir” diyen İslam’ın sesine kulak ver. Bu ayrılıklara bir son ver…
Gel bu ayrılık girdabında boğulmak, lokma lokma yok edilmek yerine, birlik ve kardeşlik ummanına yelken açalım…
Haksızlığa, sömürüye karşı yegane çare İSLAM’dır.
Gel inandığını söylediğin bu mübarek dinin atmosferinde birleşelim…
Bütün inananları kusurları ile, sevapları ile kucaklayarak bir gönül adamı ol! Bütün umutlar sende canlansın. Seni yoketmeye, öldürmeye gelen sende dirilsin.
Kardeş olalım. Bir olalım, bütün olalım. Dünyadaki zulüm düzenleri, onların çeteleri ve kuklaları ancak biz bütünleşirsek eriyip yok olacaktır.
Ayrılıklar ancak küfrün ve düşmanın ekmeğine yağ sürüyor. Sen de , ben de hepimiz sömürülmeye, aldatılmaya ve ezilmeye devam ediyoruz. Gel artık Hak yolda elele kardeş olalım.
İslam’ın adalet ve sevgi ikliminde, huzur dolu bir dünya için Bir ve beraber olalım.Haydiiiiiiiii.....
Hacegan__
Per Şub 09, 2012 12:55 am
 
Foruma git
Konuya git

Alıştınmı...?

Bir kartpostalın üzerindeki yazı...
Ne kadar küçük şeyler için ağlardık; Bir tutam saç, bir oyuncak araba, bir bebek... Şimdi büyüdük. Çok büyük olaylar bile ağlatmıyor bizleri... Ölümler, yalanlar, ikiyüzlüler... Şimdi daha mı güçlüyüz? Yoksa daha mı alışkın? Hayatı öğrenmek, ''Alışmak mı acaba ? ''

---
''Alışmak'' ne kolay bir kelime. Söylemesi de çok kolay... Omuz silkercesine umursamaz bir tavırla''alıştım dersin işte... En büyük yalanı da kendine söylersin.
Alıştın mı gerçekten,
Ya da alışırmı insan kendine söylediği yalanlarla? Yüreğinde koca bir delik açmaz mı alıştıkların, Ya da sözüm ona alışmaya ve alışmamaya çalıştıkların?
Yoksa '' hayat işte'' deyip mi hep geriye attıkların, Başından savuşturdukların?
Alışılır mı, Çok isteyince bırakılır mı sonuna kadar savundukların?
Ne çok şey vardır içinde kimbilir yaşamadıkların,yaşayamadıkların...
Ne çok söz var kandığın...aldandığın... Daha zamanı değil deyip te sonraya sakladığın.
Belki de koyup gidiverdiğin bir sevgilidir söz verip oyaladığın... ''Alışırım'' korkusuyla tek bir cümle bile kurmadan geride bıraktığın...
Ve''alışmak'' üzerine kendine söylediğin yalanların hep karşındadır bir zebani gibi...
''Alıştım''dediğin yalnızlığın... ''Alışmalıyım'' dediğin sevdiğin, ''Mutluyum'' dediğin mutsuzluğun...
''Seni seviyorum'' derken bile,içinde bas bas bağıran sevgisizliğin!!..
Alıştın mı sen şimdi bunlara?
Birşeylerin ucunu kopmasın diye düğüm atmaya çalıştıkça düğüm açılıyorsa, Hayatın içinde ters dönmüş bir hamamböceği gibi hissediyorsan kendini eğer... Alışmamışsın sen hiçbirşeye...alışılmaz da zaten hiç bekleme. ''MIş''gibi yapmalara hiç gerek yok... ''Yalan'' dediğin her şey sonuna kadar gerçek... Gerçek olan,kendinden sakladıkların ve kendine yasakladıkların...
Tutku
Cmt Ekm 25, 2014 3:10 pm
 
Foruma git
Konuya git
cron