83 sonuç bulundu
83 sonuç bulundu • 4 sayfadan 1. sayfa • 1, 2, 3, 4
Re: güvenmeGüven düştüğün batakta tutunduğun dal darda kaldığında sığındığın liman yıkıldığında dayandığında onurlu bir çınar ihanette koştuğun yaralarını sardığın dermandır kaybettiğinde güvendiğin dağlara karlar yağınca aslında hata fazlasiyla kendini içini açmandadır olduğunca saklanmadan dökülmen sığınmandır karşılığı bu olmamalıdır belki ama yaşanacak her şey yaşanır her şey olmak zorundadır hayatta güven ağır bir yük gibidiri başkalarına verirken sunarken dikkat edilecek hassas bir terazi kefesidir başkalarının güvenini kazanmakta ise alırken pahalıya alınan değerli kıymetli bir mücevher olarak görülmeli değeri hiç kaybettirilmemelidir bir tek kaybedicek hiç bir şeyi olmayan insanlara asla güvenmem güvenirliğini ispatlayana kadar güvensizdir kişi
GÜVEN RUH GİBİDİR ÇIKTIĞI YERE ASLA GERİ DÖNMEZ...
Re: Yasamı ıskalamayalım...Farkında olabilmek ne kadar önemli, her defasında bir başka yönden önemini kavrıyor insan. Hayat kocaman bir tiyatro sahnesi ve bizler o sahnedeki oyuncularız. Ancak çoğumuz oynadığımız rollerin farkında değiliz. Hayatın o hızlı koşturmacası içinde üstlendiğimizi düşündüğümüz rolleri sorgulamadan, üzerimize uyup uymadığına bakmadan öylesine yaşıyor gibiyiz. Sanki dışardan bir el bizi yönetiyormuşçasına. İşte bu nedenle de mutsuz, hayal kurmaya bile çekinen, cesaretten yoksun bireyler haline geliyoruz. Mutlu olmak için gerçekten nelere ihtiyacımız olduğunu ya bilmiyoruz ya da biliyor ama görmezden geliyoruz ki; bu daha da kötü. Çünkü o sahneye hepimiz sadece bir defa çıkma hakkına sahibiz. Bizi mutlu edecek, hayallerimizle süslenecek, kendi seçtiğimiz rolü oynamak da en doğal hakkımız. Bunun için de kendimizi çok iyi tanımalı, neler hissettiğimizi çok iyi bilmeli, duygularımız da dahil kendimizin FARKINDA OLMALIYIZ.
Re: 'Kimi Sevsem Sensin'....Bir gün bir doktora, gerginlik ve tedirginlikten şikayetçi olan bir hasta gelmiş.Yapması gereken çok işinin bulunduğunu; fakat kendisinin rahatsız, işlerin ise beklemeye tahammülü olmadığını söylemiş.
Doktor, Bu işleri başka biri yapamaz mı? Ya da bir başkası size yardımcı olamaz mı? diye sormuş. Adam, - Onları yalnız ben yapabilirim; bütün işler bana bakıyor! diye cevap vermiş. Doktor, Sana bir reçete vereceğim. Bu reçeteyi aynen tatbik etmen gerekiyor! diyerek, yazıp eline vermiş. Adam reçeteyi eline alıp baktığında, hayretler içinde kalmış. Reçetede, her gün en az iki saat işi bırakıp yürüyüş yapacaksın ve her haftanın yarım gününü bir mezarlıkta geçireceksin yazıyormuş. Hasta adam; - Yürüyüşü anladık ama; neden mezarlık? diye sormuş. Doktor, Oraya gidip mezar taşlarına bakmanı istiyorum. Mezarlıklar, kendilerini vazgeçilmez sanan insanlarla doludur. Sen de onlar gibi ölüp mezarlığa gömülünce, kendinden başkasının yapmasına imkan olmadığını zannettiğin işlerin, başkaları tarafından da yapılmaya devam ettiğini göreceksin, demiş. Evet, bulundukları noktada kendilerini vazgeçilmez gören; halbuki orada, problem çözmek yerine problemin bir parçası olduğunun farkına varmayan insanlar için de, doktorun reçetesi geçerli değil mi? Aslında, kendini bu hasta adam gibi gördüğü sürece, herkes için geçerli bir reçete…
HÜRMETIN BÖYLESI"Muhammed" isminde çok sevdigi bir hizmetçisi bulunan "Putkiran" lakapli Hindistan fatihi GazneliMahmud, bu hizmetçisini devamli ismiyle hitap ederek çagirmaktaydi.Gazneli Mahmud’un, bu hizmetçisini günün birinde kendi ismiyle degil de, babasinin ismiyle çagirmasiüzerine kalbi kirilan hizmetçisinin böyle davranmasinin sebebini sormasi üzerine, Peygamberimiz’in (sav)delicesine asigi olan Gazneli Mahmud su cevabi vermistir:"Evladim, her gün sana ’Muhammed’ isminle hitap ediyordum. Zira abdestli bulunuyordum. Su anda iseabdestim yok. ’Muhammed’ ismini abdestsiz söylemekten haya ediyorum. Onun için seni babanin ismiyleçagirdim."
Re: Okunası...İnsan, duyan, düşünen ve inanan bir varlıktır. Temiz bir fıtratla dünyaya gelen insan, hilkatin özü, kainatın özetidir. Yüce Allah, insanı en güzel ve en özel bir varlık olarak yaratmıştır. Hiç bir varlıkta bulunmayan üstün meziyetlerle donatmış, bütün nimetleri emrine vermiştir.
Yüce Allah (cc), İlk insanı topraktan yaratıp ona en güzel biçimi verdiği gibi, her insanı da en güzel bir şekilde var etmiştir. Yüce Allah (cc) Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “..Sina dağına ve şu emin beldeye yemin ederim ki, biz insanı en güzel biçimde yarattık. Sonra da onu aşağıların aşağısına indirdik. EMEĞİNE YÜREĞİNE SAĞLIK USTAM
Re: Her İnsan biraz Yalnızdır..Yalnızım
Yalnızım. Issız bir ada gibi... Kalbim sevgisizlikten dağ... Ne içimde yaşayanlar var. Ne de etrafımda benim gibi yalnızlar. Yalnızım. Deniz ortasında kalmış bir sal gibi... Bir oraya,bir buraya savruluyorum. Ne elimden tutup çıkaranlar var. Ne de etrafımda benim gibi savrulanlar. Yalnızım. Eşi kaybolmuş bir ayakkabı gibi... Kuytu köşelerde küfleniyorum. Ne beni yakabilecek cesur bir el var. Ne de bana eş olacak insanlar. Yalnızım. Bir sürü apartmanın arasında sıkışmış köhne bir ev gibi... İçimi örümcek ağları sarmış. Ne benim için içi burkulanlar var. Ne de burukluğumu umursayanlar. Yalnızım. Yapayalnız... Herkes evine çekilmiş. Perdelerini çekmiş. Sokakta bile hep kendine bakıyor. Ne vefa kalmış,ne merhamet var. Anladım ki, hep yalnızlığa mahküm kalacak,yalnızlar. Emeğine sağlık ustamm
Re: "OKUMAK" ANLAMADAN CEVAP VERMEMEK Bu çok karışık bir durum KoRaTeS_ kardeşim Okuyup anlamayan olurokuyup cevap veren ve karşısındaki anlamayan olur okuduğunu ve yazdığını kendisi için doğru olduğunu düşünürokuyup anlayıp yazılan kafasında doğru olduğunu düşünür karşısındakive bu böyle uzayıp gider :)))
Re: ötekileştirmekYüreğine sağlık kardeşim kim tutar seni devamm:)))
Re: BUGÜN ALLAH İÇİN NE YAPTINEvet DOSTLAR şöyle bir an düşünelim bakalım Allah için neler yapıyoruz neleri yapmaya çalışıyoruz ve sadece bir saniye düşünelim bugün Allah için ne yaptık cevap kocaman bir hiç değil mi? Allah her ayrı gün onun için birşeyler yapmamızı nasip etsin inşallah... AMİNN
Yüreğine sağlık korateşim
Re: DİKKAT EDELİMSanal veya gerçek dost diye ben ayırım yapmam.. dostluk heryerde aynıdır yalnız dürüstlük, saygı, sevgi ve güven oldumu zaten dostluk başlar nerede olunursa olunsun... önce kendimize güven duymamız lazım kendimize o güveni verirsek zaten karşı tarafda o güveni hissedecek ve dostluk başlıyacakdır... sanal da olsa gerçekde olsa bir insanın başını omzuna dayayıp derdini açabileceği, ağlıyabileceği, gülebileceği onunla herşeyini paylaşabileceği bir dostu olması kadar güzel bişey var mı acaba...
Saygılarımla
Re: Yasamı ıskalamayalım...Ustam tşkrler bizden yüreğine sağlıkk birbirinden güzel paylaşımlarla renk verirsinn
Yakın ve uzak çevremizBizler genelde en çok sevdiğimiz ve yakından tanıdığımız kişilerle daha zor geçiniriz. Aramızdaki yakınlıktan istifade ederek her şeyi çekinmeden söylememiz, çok rahat bir şekilde birbirimize kapris yapmamız, kendimizi naza çekmemiz, hiç çekinmeden birbirimize sızlanmamız ister istemez bazı sorunların gereksiz yere büyümesine neden olur. Bu durum, yakınımızdaki kişilerin hareketlerinden, duygularından, sözlerinden yakınmamıza sebep olur. Hatta en olmayacak nedenlerle, halk arasında; ‘ İncir çekirdeğini doldurmayacak’ denilen nedenlerle kavga bile ederek aramızda bir kırgınlığa, bir küslüğe neden olabiliriz.
Bütün bunları neden yaptığımızı hiç düşündünüz mü? Şöyle bir davranışlarımıza ve içsel hayatımıza göz attığımızda aslında bu davranışlarımızın altında hiçbir art niyet ve incitme duygusu olmadığını görürüz. Aslında sevdiğimiz kişileri incitmeyi hiç istemeyiz. Ama az önce de söylediğim gibi, fazla yakın olmaktan ya da çok fazla diyalog kurmaktan kaynaklanan bir güven hissiyle kendimizi koyverince ister istemez sorunlar da kendiliğinden gelir. En çok bize yakın olanları kırdığımızın farkına vardığımızda, bizlerde çok üzüleceğimiz tepki davranışlarına maruz kalabiliriz. Çünkü ister istemez etki, tepkiyi doğuracaktır. Bu yüzden üzdüğümüz kadar da üzülürüz. Bize yakın olanlarla güzel ilişkiler kuramadığımız gibi, bize uzak olanlarla da kuramayız. Halk arasında ‘ kanım kaynamadı’ sözü ile dillendirdiğimiz ve o etiketi yapıştırdığımız kişilerle de güzel anlaşamayız ve onlarla da geçinmekte zorluk çekeriz. Çünkü onlar, sevmediğimiz, içimizin ısınmadığı kişilerdir. Aslında tanımaya bile fırsat vermediğimiz kişilerdir. O kişiler ağızlarıyla kuş tutsalar bile bize yaranamazlar. Çünkü sonuçta kanımız onlara kaynamamıştır. Kimi zaman bu kişilere sempati duysak bile, bunun dışına taşırmayız duygularımızı. Aslında genelde olumlu ya da olumsuz bir duygu besleme zahmetine bile girmeyiz. Çünkü onlar gözümüze soğuk ve biraz da sanki soyut bir varlık olarak görünürler. Çünkü gerçeklik, onların üzerine serdiğimiz, anti duygularımızla kaplanmış örtüyü kaldıracakmış gibi geldiğinden onları somutlaştırmak istemeyiz. Uzakta olmaları bizi rahatlatır. İletişim kurma zorunluluğu hissettirmez. Biz aslında, yeterince tanımadığımız insanlarla güzel anlaşırız. Çünkü karşılıklı nezaket kuralları içindeki diyaloglarımız, birbirimizi kırmamak adına dikkat edilen sözler ve davranışlarla dengeyi korur. Bu şekildeki nezaket, iki tarafın da karşılıklı iletişimden zarar görmesine engel olur. Herkes sözlerine ve hareketlerine dikkat ettiği için; kırıcı sözler, nazlanmalar, çekince göstermeden yapılan eleştiriler olmadığından yüzler her zaman gülümseyerek bakar. Ama sonuçta ne diyebilirim ki, ben şahsen birinci seçenekteki kişilerden olmayı yeğlerim. Eğer dostum arkadaşım diyebileceğim, yeri geldiğinde naz edebileceğim, kızacağım, iltifat edeceğim, şakalaşacağım, eleştirebileceğim bir dostum, yakınım yoksa, hayatımızın da anlamı yok demektir. Aramızdaki olumsuz etkileşim bile insan olmamızın bir gereğidir. Hepimiz insanız hatalarımızla sevaplarımızla, kusurlarımızla. Önemli olan birbirimizi bu şekilde kabul edip, yakınlaşabilmek. Herkesin hayatında nazının geçeceği dostlarının olması dileğiyle…
O Bir HayvanNe dil bilir, ne de lisan Unutma ki o bir hayvan Senin gibi değil insan Unutmaki o bir hayvan Yargı bilmez, yargıç bilmez Bir dilekçe arzedemez Hakkını hiç arayamaz Unutmaki o bir hayvan Karada, havada, denizde Yaradanın yarattığı Doğanın bir parçasıdır Unutmaki o bir hayvan İster kedi, ister köpek İster eşek, ister katır Gösteriver sende hatır Unutmaki o bir hayvan Susamışsa suyunu ver Açsa karnı, durma doyur Bu da derim büyük hayır Unutma ki o bir hayvan Kuş dediğin uçan canlı Uçmuyorsa sebebi var Bir bakıver derdi nedir Unutmaki o bir hayvan Her bir zaman barışık kal Sevgi şefkat ile yaklaş Yeri geldi onla oynaş Unutmaki o bir hayvan
İKİ SEY!...İKİ ŞEY! 'Kalitesiz İnsan’ın özelliğidir:1- Şikayetçilik2- DedikoduİKİ ŞEY! Çözümsüz görünen problemleri bile çözer:1- Bakış açısını değiştirmek2- Karşındakinin yerine kendini koyabilmekİKİ ŞEY! Yanlış yapmanı engeller:1- Şahıs ve olayları akil ve kalp süzgecinden geçirmek2- Hak yememekİKİ ŞEY! Kişiyi gözden düşürür :1- Demagoji (Laf kalabalığı)2- Kendini ağıra satmak (övmek, vazgeçilmez göstermek)İKİ ŞEY! İnsanı 'Nitelikli İnsan' yapar:1- İradeye hakim Olmak2- Uyumlu OlmakİKİ ŞEY! 'Ekstra Değer' katar:1- Hitabet ve diksiyon eğitimi almak2- Anlayarak hızlı okumayı öğrenmekİKİ ŞEY! Geri bırakır:1- Kararsızlık2- CesaretsizlikİKİ ŞEY! Kâşif yapar:1- Nitelikli çevre2- Biraz delilikİKİ ŞEY! Ömür boyu boşa kürek çekmemeni sağlar:1- Baskın yeteneği bulmak2- Sevdiğin isi yapmakİKİ ŞEY! Başarının sırrıdır:1- Ustalardan ustalığı öğrenmek2- Kendini güncellemekIki sey basariyi mutlulukla beraber yakalamanın sırrıdır:1- Niyetin saf olması2- Ruhsal farkındalıkİKİ ŞEY! Milyonlarca insandan ayırır:1- Sorunun değil, çözümün parçası olmak2- Hayata ve her şeye yeni (özgün, orijinal, farklı) bakış açısıylayaklaşabilmekİKİ ŞEY! Gelişmeyi engeller:1- Aşırılık (mübalağa, abartı, ifrat)2- Felakete odaklanmış olmakİKİ ŞEY! Çözüm getirir:1- Tebessüm (gülümseme)2- Sükût (susmak)İKİ ŞEY! Değeri kaybedilince anlaşılır:1- Anne2- BabaİKİ ŞEY! geri alınmaz:1- Geçen zaman2- Söylenen sözİKİ ŞEY! Ulaşmaya değerdir:1- Sevgi2- BilgiİKİ ŞEY! "hayatta önemli olan her şey" içindir:1- Nefes alabilmek2- Nefes verebilmek
Re: Sabretki...Dertten kavrulsa da ciğerin, kurumuş bir dala dönsen de sabret!..sabret ki kim bilir belki de huzurda yeşereceksin..Sabret ki o zor günde meleklerin dualarına dahil edilesin..Sabret ki Hakkın Rahmetine kavuşacağın an,sevgi seliyle, Yar in nazarıyla, Rasulün şefaatiyle karşılanasın..Bu yalan dünyanın dikenleri batsa da canına aldırma sabret,katlan ki ebedii mekanın gül bahçeleriyle dolsun..hangi dertten yakınıyorsan yine de sabret,sabret ki O En büyük Merhamet sahibi ellerinden tutsun... Mevlana
Yüreğine sağlık ustamm
Re: İKİ SEY!...Teşekürler arkadaşlar okuyan gözlerinize sağlık
Yaşanması gereken bir şeydir hayat Katlanmamız gereken bir şeydir. Onun çözümü yoktur. Karlareriyince..
Re: ÖĞRENDİM..Sonsuz bir karanligin içinden dogdum. Isigi gördüm, korktum. Agladim.Zamanla isikta yasamayi ögrendim.Karanligi gördüm, korktum.Gün geldi sonsuz karanliga ugurladim sevdiklerimi...Agladim.Yasamayi ögrendim.Dogumun, hayatin bitmeye basladigi an oldugunu;aradaki bölümün, ölümden çalinan zamanlar oldugunu ögrendim.Zamani ögrendim.Yaristim onunla...Zamanla yarisilmayacagini, zamanla barisilacagini, zamanla ögrendim...Insani ögrendim.Sonra insanlarin içinde iyiler ve kötüler oldugunu...Sonra da her insanin içinde iyilik ve kötülük bulundugunu ögrendim.Sevmeyi ögrendim.Sonra güvenmeyi...Sonra da güvenin sevgiden daha kalici oldugunu,sevginin güvenin saglam zemini üzerine kuruldugunu ögrendim.Insan tenini ögrendim.Sonra tenin altnda bir ruh bulundugunu...Sonra da ruhun aslinda tenin üstünde oldugunu ögrendim.Evreni ögrendim.Sonra evreni aydinlatmanin yollarini ögrendim.Sonunda evreni aydinlatabilmek için önce çevreni aydinlatabilmek gerektigini ögrendim.Ekmegi ögrendim.Sonra baris için ekmegin bolca üretilmesi gerektigini...Sonra da ekmegi hakça ülesmenin,bolca üretmek kadar önemli oldugunu ögrendim.Okumayi ögrendim.Kendime yaziyi ögrettim sonra...Ve bir süre sonra yazi, kendimi ögretti bana...Gitmeyi ögrendim.Sonra dayanamayip dönmeyi...Daha da sonra kendime ragmen gitmeyi...Dünyaya tek basina meydan okumayi ögrendim genç yasta...Sonra kalabaliklarla birlikte yürümek gerektigi fikrine vardim.Sonra da asil yürüyüsün kalabaliklara karsi olmasi gerektigine aydim.Düsünmeyi ögrendim.Sonra kaliplar içinde düsünmeyi ögrendim.Sonra saglikli düsünmenin kaliplari yikarak düsünmek oldugunu ögrendim.Namusun önemini ögrendim evde...Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk oldugunu;gerçek namusun, günah elinin altindayken, günaha el sürmemek oldugunu ögrendim.Gerçegi ögrendim bir gün...Ve gerçegin aci oldugunu...Sonra dozunda acinin,yemege oldugu kadar hayata da lezzet kattigini ögrendim.Her canlinin ölümü tadacagini,ama sadece bazilarinin hayati tadacagini ögrendim.Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim.Olur ya ...Kalp durur ...Akıl unutur ...Ben dostlarımı ruhumla severim.O ne durur, ne de unutur ... MEVLANA
Yüreğine Sağlık Ustam
Ah Min'el AskAh... Tek hece... Bütün Lisanlarda aynı olan mana... Bir elif ardından bir he... Allah adının ilk ve son harfi... Elif ve heile yanmış aşk...Zora tahammülü güzel bulanlara değil; güzele tahammülü zor bulanlara yazgılıdır âh...Güneşi izleyen bulut, gizleyebilir mi hiç varlığını güneşin; acıyı saklayan tebessüm, ya saklayabilir mi hiç vücudunu acının? Dokunulunca en ince teline içindeki sızının, bülbül durabilir mi şeydalanmadan ta mahşer olunca?...Her nereye bakarsa gördüğü âhtır aşkın; âh elinden niyaz için mescide girse dahi...Minaresi elif, kubbesi hedir çünkü camilerin...Ve hala elifin bağrı şerha şerha kan ve hala iki gözü iki çeşme henin...
Erbab-ı aşka pîşe heman her gün âhimiş Her bir nefes ki âh ile geçmez, günah imiş... Ve sözün düğümü; Âhmine-l aşk!... İskender PALA Ey aşık! Hani özlem çekiyorsun ya sevgiliye..Bilki sevgilidendir özlemin özü..Odur asıl sana özlem duyan..Çünkü o tutuşturmayınca alevi,kimsede olmaz ateş..Ve aşk ateşi önce sevilene ondan sonra sevene düşer.. ”Aşkın hikâyesini, durmaksızın feryâd eden bülbüle değil;Sessiz sedasız can veren pervanelere sor…! ”Seni tanımadan önce Aşk masalları okurdum.Şimdi senin aşkınla,ben kendim masal oldum” Haydi yeniden gel sevgili !... Sabır tesbihini tekrardan alalım elimize... Sen"ben" çek... ben de "sen"... Erelim yenidensenli-benli günlere,Sonsuza dek...
Re: Ah Min'el AskEskiler "Ah mine'l-Aşk" yani "Ah aşkın elinden!" demişler Galiba biz de"Ah Bine'l-Aşk" yani"Ah aşka ulaşmak!"demeliyiz..! Biz Acıyı Aşk'a Yama Yaptık ..! Şey Gibi; Biraz Günlük, Biraz Şiir,
Biraz Deneme..gibiyiz.../ Ama Elhamdülillah Yine Kokusunda Gül Saklı Her Sözün Hizmetçisiyiz ve asr-ı saadet aşığıyız...
Re: Ah Min'el AskBen tşkr ederim arkadaşlarr Birbirinden güzel paylaşimlarla destek verdiğiniz için..
SanalKahve © Copyright 2007 - 2014 Tüm Hakları Saklıdır.
|