6 sonuç bulundu

Geri dön

3 MAYIS TÜRKÇÜLÜK BAYRAMI.....

6000 yıllık tarihi boyunca Türk Milleti, hiçbir zaman milli benliğinden taviz vermemiş ve başka milletlerin güdümünde yaşamamıştır.

1944 yılında Rusların Almanlar karşısında zafer kazanması ile birlikte ülkemizde bazı aydınlar! Rusya’ya şirin görünmek adına komünizm propagandası yapmaya başlamıştır. Bu propagandaların dozu ne kadar artarsa artsın, Rusya’nın yanlış anlayabileceğinden korkan idareciler sessiz kalmış ve propagandaya müsaade etmişlerdir.

“Ben Türkçü bir Başvekilim” diyen dönemin Başbakanının, ülkeyi kızıl şafaklara uyandırmak isteyen kökü dışarıda beyinler karşısında suskunluğuna daha fazla tahammül edemeyen, büyük Türkçü-fikir adamı H.Nihal ATSIZ, çıkardığı ORHUN dergisinde, devrin başbakanına açık mektup yazar. Yayınladığı mektuplarda, ülkede komünizm adına yapılan ihanetleri, dönen dolapları, kurulan çarkı ve bu çarkı devlet eliyle besleyenleri ifşa eder ve “ben Türkçüyüm” diyen Başbakanı göreve çağırır.

Bu mektuplar Ankara’da Nuh tufanını andıran büyük bir gürültü kopmasına neden olur. Mektupta kendisine hakaret edildiği gerekçesi ile Sabahattin Ali, Sayın H.Nihal ATSIZ’ı mahkemeye verir.

Türkçülük-Turancılık davasının 2.celsesinin yapılacağı 3 Mayıs 1944 günü, binlerce Türkçü-Üniversite öğrencisi Atsız Ata’nın Ankara’da kaldığı otelin önünde toplanmış ve Türk Milliyetçiliğine bağlılıklarını haykırmışlardır. O güne kadar Anadolu’nun sesine kulak tıkayanlar, Milli değerlerden uzak yaşayanlar bu kalabalığın haykırışları karşısında irkilirler ve Türkçü-Turancı düşünceyi vatana ihanet gibi gösterip ülkede Turancı avına çıkarlar.
Milli Şef İnönü, yaptığı 19 Mayıs konuşmasında, Turancıları suçlar. Milli Şef’in ricasını emir telakki eden ve Rusya’nın gönlünü fethedebilmek gayesi ile harekete geçen dalkavuklar tarafından, binlerce gencin en vatansever duygularla ve büyük bir milletperverlikle yaptıkları yürüyüş bir isyan gibi gösterilir ve Türkçü-Turancı düşünceye inanların çile günleri başlar. Başta H.Nihal ATSIZ olmak üzere, aralarında “Bu Vatan Kimin” şiirinin şairi Orhan Şaik GÖKYAY, Prof. Zeki Velidi TOGAN, Alparslan TÜRKEŞ, O.Yüksel SERDENGEÇTİ gibi isimlerinde bulunduğu yüzlerce kişi tutuklanır ama bunlardan sadece 23 kişi sıkıyönetim mahkemeleri tarafından sorgulanır. Haksız suçlamalara maruz kalırlar. Aylarca çile çekerler ve mahkeme son bulduğunda en ağırı 10 yıl olmak üzere bütün sanıklar suçlu bulunur.

Çünkü bu dava birilerine gözdağı vermek niyetiyle açılmıştır ve suçlu olmasalar da sanıkların ceza almaları gerekmektedir. Türkçüler, Kürşad yürekliler davayı Askeri Yargıtay’a taşırlar. Askeri Yargıtay’ın başında, Orduda dürüst bir şöhrete sahip Orgeneral A.Fuat ERDEN vardır. ORG. ERDEN, İsmet İnönü’nün 40 yıllık samimi bir dostu olmasına karşın davayı usulden ve esastan bozar ve davayı yürüten mahkemenin taraflı davrandığı hükmünü verir. Ve Kürşad yürekliler uzun süren mahkemeler, işkenceler, hakaretler, linç girişimlerinin sonunda beraat ederler.

3 Mayıs’ı zindandan bayrama çeviren bu 23 kişinin, tabutluk denilen 2,5 m. yüksekliğinde, 40cm eninde, 50cm boyundaki hücrelerde başlarının üstünde 1500 watt ampul yandığı halde sorgulanmaları değildir. 3 Mayıs’ı zindandan bayrama çeviren, 23 Kürşad yürekli Türk Milliyetçisinin tırnakları sökülecek, gözleri görmeyi yitirecek, ağzından kan gelecek ya da açlıktan zafiyet geçirip hastanelik olacak derecede işkenceye maruz kalması da değildir. Ve o işkenceler, korkutmalar ve başlarına gelebilecek bütün felaketlere rağmen Türkçülük-Turancılık fikrine imanlarını inkâr etmemeleri de değildir.

3 Mayıs’ı zindandan bayrama çeviren, o güne kadar edebi ya da ilmi anlamdan öteye geçemeyen Türk Milliyetçiliği fikrinin ilk defa harekete dönüşmesi ve haykırılmasıdır. 3 Mayıs bir dönüm noktasıdır Türk Tarihinde. Yıllarca milli duygulardan koparılan, kendi öz değerlerine yabancılaşan kısacası Mankurtlaştırılmaya çalışılan Türk Gençlerinin isyanıdır 3 Mayıs. Bu tarihten sonra Türk Milliyetçiliği fikri siyasi arenaya taşınacak, edebi ya da ilmi olmanın dışında sosyal ve siyasi çözümleri de sunacak ve Milliyetçi Hareket doğacaktır.

Türk Milliyetçiliği fikrini tabutluklarda harekete dönüştüren bu Kürşad yürekliler kendisinden sonra geleceklere de hareketi devam ettirme görevi verirken; onlara Ülkü Bayrağının yanı sıra davayı besleyecek çilehaneleri yani Yusufiyeleri de miras bırakmışlardır.

Bu çilenin takipçileri Türk Milliyetçiliği sancağını yere düşürmemişler ve Yusufiyeleri, Taş Medreseleri terk etmemişlerdir.

Her yıl olduğu gibi bu 3 Mayıs’ta da; başta, Rahmetli Alparslan Türkeş, Atsız Ata, O.Yüksel Serdengeçti, O.Şaik Gökyay, Zeki Velidi Togan, R.Oğuz Türkkan olmak üzere, 1944 yılında çektikleri çilelerle ülkü gülünü besleyen, büyüten ve 3 Mayıs’ın dönüm noktası olduğunu bizlere aktaran ve bugünü bayram olarak kutlamamızı öğütleyen, bütün Türkçüleri minnetle anıyor, uçmağa varanlara rahmet niyaz ediyoruz.

Selam ile
TANRI TÜRK’E YAR OLSUN!
hatip_
Per May 03, 2012 6:02 am
 
Foruma git
Konuya git

KORKAĞIN AKLI, AKILSIZIN ÎMÂNI OLMAZ...

Dinci-dinsiz, liberal-sosyalist, "Kapitalist Nurcu"- Nurcu Aczmendi, Şövenist Kürtçü- Ermeni Diasporası, Dolma Kalemler- Karen Fogg Çocukları, II. Cumhuriyetçiler-Yeni Osmanlıcılar, kindârlar-dindârlar, Okumayan aydınlar-Rol bulamayan tiyatrocular- artistler, AKP'liler-CeHaPe'liler-PKK /KCK'lılar, AB'ciler-ABD'ciler, Haçlılar- Haçlı Müslümanlar, Sosyetik dilberler- Tesettürlü sosyeteler, hırsızlar-arsızlar, "Paranın dîni olmaz" öğretili "Babalar gibi satarım"cılar-"Vatanı bir çift güzel kadın cilvesine satarım"cılar, Korkak külhanlar- Psikopat korkaklar, v.s. pis örnekleri çoğaltabiliriz...

Ne kadar gayr-ı millî, teslîm olmuş esîr beyinli varsa demokratlaşmışlar, yetmemiş İleri Demokrat kesilmişler ve kalemle, ekranla, gazete-dergiyle, yalanla-iftirâyla Türk'e, Türk Milliyetçilerine saldırıyorlar!

Elinizden geleni ardınıza koyarsanız nâmertsiniz!

Bir adım geri basarsak ta biz nâmertiz!

Biliriz ki it, korktuğuna ürür!

Biliriz ki peşinden yüz it ürümeyen kurt, kurt değildir!

Biliriz ki hayvansever(!)lerin kısırlaştırıp sokağa saldıkları, soyunu kuruttukları küpeli itlerin ürümesi ses kirliliği yani gürültüdür ama kurt uluması tedbîr gerektirir!

Israrla söyleriz!

Yıllardır; bazen yalvararak, rica ederek, bazen nâra atarak; "Milletliğimizi hedefe aldılar! Türk Milleti karakterimizi, Türk Milleti birliğimizi koruyamazsak; bu onun bunun kapı kulları demokratların halkçılıklarına, "Halkların kardeşliği, Halkların eşitliği, Halklara özgürlük" terânelerini demokratlık sayıp kaale almazsak, aymazlığımıza devam edersek, millet halklara bölünürse içinde yaşadığımız anarşiyi, terörü mumla ararız! Millet, halkların birleştirilmesiyle olur. Milletin teşkilatlanmış haline devlet denir. Devletin kan-can pahasına sahiplendiği sınırlar çizdiği Vatan, Devletin sâbit ikâmetgâh adresidir. Biz; halkları, başlıya baş eğdirerek, dizliye diz çöktürerek milletleştiren erkiz, biz Türk'üz! Millet olmadan ne vatanın, ne de devletin esâmisi okunmaz! Türk Milleti silkin, Tanrı aşkına kendine dön!" diye söyler, söylenir, dolanırız!

Niye temcît pilâvı gibi aynı konuya vurgu yaptığımız hâlâ anlaşılmayacak mı?

Kur'ânın yasaklamadığı, hatta; "O'nun en büyük âyetlerinden biri de gökleri ve yeri yaratması, lisânlarınızın ve renklerinizin değişik olmasıdır." (Rûm-22) diye bizi Türkçe lisanımızla ve Türk tenimizle yaratıldığımızı Allah'ın buyurduğu, Hz. Peygamber'in;"Sizin en hayırlınız -kavminin zulüm ve haksızlıklarını desteklemek günahını işlemeden- kendi soyunu müdafaa eden kimsedir."(Ebu Dâvud, Sünen, IV, s.331, no: 5120) buyurarak soyumuzu-boyumuzu sevmemize izin verdiği bilinmesine rağmen; müslüman demokratların veya demokrat müslümanların, Haçlı ile veya Haçlı taşeronu bölücü alçaklarla elele Türk Milliyetçilerine saldırmaları, 40 yıl sonra yeniden Ülkücülere iftirâlara başlamaları, hâlâ birşey ifâde etmeyecek mi?

Doğru, eğriler içinde sırıtmaz mı?

Korktukları için biraraya geldiklerini bilmiyor muyuz? Korkaklar gruplaşıp öbekleşmez mi?

Korksunlar!

Korkularında haksız değiller!

Ne kadar görmezden gelseler de Tarih Öğretmen onlara, onbinlerce yıldır, bütün düşmanlarının Türk'e ne yapabildiğini veya bütün düşmanlarının Türk'ün zerbesiyle ne hâle geldiklerini öğretiyor!

Biliyorlar ve bildikleri için bir araya gelerek toplanıyor ve ne kadar kalabalıklaşırlarsa o kadar korkuyorlar!

Korksunlar!

Çünkü Tanrı'nın da yardımıyla Türk'ün hesap gününde, ilk yalvarmayı başaran korkaklar canlarını kurtarabilecekler biliyorlar!

Keşke kendilerine acısalar, korkakta akıl olmaz ama yine de akl'etseler ve Türk'ün muhteşem öfkesi kabarmadan baş eğseler, diz çökseler!

Aksi halde olan onlara olacak ve huzûrun ve asâyişin ve adâletin tanzîmi için alınan canların hesâbı bile tutulmayacak! Keşke bilseler...

"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."

Selâm, sevgi, dua....
hatip_
Pts May 14, 2012 1:26 pm
 
Foruma git
Konuya git

TÜRK"ÜM

Türklük, gurur sebebidir. Bilemez Türk olmayan. Hadi onlar bilmiyorlar. Bazıları niye ecdadını tanımaktan aciz. Başkalarından medet arar, onları örnek alırlar. Aslına bakarsan onlarda bilirler Kür-Şad’ını, Atilla’sını, Fatih’ini, Atatürk’ünü. Ama bilmez bizimki bunların büyüklüğünü, yaptığı işleri. Biraz açıp okusalar anlarlar belki.



Kür-Şad kırk kişiyle zülme dur demiş. Sen nasıl ekmeğini elinden alana boyun eğersin. Atilla korku salmış koskaca Çin’e, Avrupa’ya. Sen ne diye her dediğini yaparsın bu zalimlerin bu korkakların. Fatih, çağ açıp çağ kapamış. Sen daha kitabının kapağını açmaktan acizsin. Atam imkansızı başarmış memleketi kurtarmış. Sen elinde olanı mahveder, onların kıymetini bilmezsin.



Che gibi virgül kadar yerde sözde devrim yapan adamdan medet ararsın, koskoca tarihini, ecdadını hiçe sayarsın. milliyetçiliği anlayıp, dinlemeden kafatasçılık sanırsın. Bizler elimize mezura alıp kafataslarını ölçmedik. Uğruna kan döküp, can verdiğimiz toprağımız, türküm diyen milletimizi sevdik.



Ne zulme boyun eğdik ne zulmettik. Ne kimseyi uşak ettik ne kimseye uşaklık ettik. İnsan olanı ayırmadan sevdik ama milletimizi, ecdadımızı hiç etmedik. Biz sadece Türk’ün ilerlemesini, yükselmesini istedik. Bunu yaparken de mazlumu ezmedik. Kimsenin hakkına girmedik. Ele değil yalnızca Allah’a kulluk ettik.Ne ararsan Gökte var Yıldız da var Ay da var TÜRK"E ancak TÜRK"ten fayda var Tanrı Türk"ü korusun ve yüceltsin Amin.Selam ve saygılarımla
hatip_
Per May 24, 2012 5:24 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: KARDEŞLİĞE ÇAĞRI.......

İslam’ın adalet ve sevgi ikliminde, huzur dolu bir dünya için Bir ve beraber olalım.Haydiiiiiiiii.....
hatip_
Per May 24, 2012 5:27 am
 
Foruma git
Konuya git
cron