711 sonuç bulunduSanalkahve Forum yenilendiMerhaba sanalkahve yönetim olarak site forumumuzu yenilemiş bulunmaktayız hafta içi yenilikler devam edecek umarım beğenirsiniz..
Re: hayırlı olsunTeşekür ederiz, inş tüm üyelerimizimiz beğenir ve sevginin, saygının arkadaşlığın, dostluğun ve paylaşımların bolca olduğu güzel bir yer olur...101 yenilikleri inş yakında açılak
hayırlı olsunforum köşesi yenilikleri çok güzel ve kullanışlı ancak 101 oyunuda bir an önce faaliyete geçerse dahada sevinicez.....
Re: NEDİR BU SOZDE ERMENİ SOYKIRIMI?[b][/b] Hacegan emeklerine sağlık paylaşım için tşkler[color=#000080][/color]
Re: NEDİR BU SOZDE ERMENİ SOYKIRIMI?Ermenilerde bilmiyor kendi pisliklerini kapatmaya çalışıyorlar dert bu tüm avrupa devletleri geçmişte yaptıkları pislikleri kapatmak için bak sizde soykırım yaptınız diyebilmek için Türkiye bu çamur atılmaya kalkışılıyor ermeniler köyleri terkederken o kadar cana kıydı bu ne demek oluyor onlara sormak lazım.
Re: NEDİR BU SOZDE ERMENİ SOYKIRIMI?Teşekürler Hacegan abi çok güzel tesbitler olmuş emeklerine sağlık....
Bence TBMM de karar çıkartmalı Fıransa nın yaptıkları ortada Viyatnam, Cezayir ve Afrika da yaptıklarını kimse unutmadı Asalaya verdiği desteğide unutmadık.Bu karar AB içindeki çatlağı büyütecektir. Türkiye, başbakanın başlattığı ve muhalefetin tamamen destek verdiği dik duruşunu sürdürebildiği takdirde, AB ülkeleri meclislerinin Ermeni soykırımı iddiaları ile ilgili aldıkları kararların mantıklı bir gerekçesi olmadığını göreceklerdir. Fıransa hadini aştı hiç olmazsa elimizden geleni yapmalıyız,Fransız ürünlerini boykot edelim... Edilecek Fransız Markaları: Benzin: Total, Elf Süpermarket: Carrefour, Gima, Dia Endi, ChampionSA Yoğurt: Danone, Yoplait Şişe Suyu: Perrier, Danone, Evian Mutfak ve diğer ev eşyalar: Tefal Oto Lastiği: Michelin, Uniroyal, Recamic Oto Yedek Parça: Valeo Otomobil: Renault, Peugeot, Citroen Giyim: Lacoste , Givenchy, Pierre Cardin, Yves Saint Laurent, Etam, René Derby, Sonia Rykiel, Cacharel, Daniel Hechter Çanta: Longchamps, Lancel, Louis Vuitton Şampuan: L’Oreal, Studio Line, Lancome Saç ürünleri: L’Oreal, Studio Line, Garnier, Kerastase Bebek giyim, mama, oyuncak: Bledina, Mellin, Majorette, DPAM, Petit Bateau Kozmetik: L’Oreal, La Roche Posay, Biotherm, Christian Dior, Clarins, Vichy Parfüm: Chanel, Christian Dior, Clarins, Drakkar Noir, Fahrenheit, Lancome,Lavendar Harvest Cilt Bakım ürünleri: Clarins, Guerlain, Avon, Avene İnşaat: Ondulin Avrasya (Onduline -Bituline-Isoline), Lafarge, Chryso, Weber Markem Seyahat: Air France, Club Med, Fransa’da tatil, Fransız Kültür Merkezi Tıraş Bıçağı : BIC Çakmak:BIC, Cartier Kırtasiye: BIC, Sheaffer Spor Ekipmanı: Le coq sportif Motosiklet, Bisiklet: Peugeot Dergi: Marie Claire, Elle Telekom: Alcatel Sigorta: AXA, Günes Sigorta, Basak Sigorta, Başak Emeklilik (Groupama International) Finans: Societe General Bankasi, TEB (Türk Ekonomi Bankasi) İlaç firmaları : Sanofi (Aventis&Synthelabo&Pasteur ortakligi): Servier, Fournier, Guerbet, Pierre
Re: Resmi belgelerle Ermeni vahşeti93 Harbi ihanet fitilini ateşledi
İlk silahlı isyanı 1780’de Zeytun’da gerçekleştiren Ermeniler, 93 Harbi’nde Osmanlı’nın zayıf düşmesini fırsat bilerek dernekler aracılığıyla teşkilatlandı. Bu hain çeteler, sadece Türkleri değil, kendilerine destek vermeyen Ermenileri de katletti Ermenilerin Osmanlı Devleti yönetimine karşı ilk silahlı isyanı Maraş’ın Zeytun (Süleymanlı) ilçesinde gerçekleşti. Zeytun Ermenileri, IV. Murat tarafından verildiğini iddia ettikleri ve varlığını kanıtlayamadıkları bir fermana dayanarak, 1774 tarihinden bu yana devlete vergi vermiyorlardı. 1780 yılında çıkan asayişsizlik nedeniyle Maraş’a atanan Ömer Paşa, Zeytun Ermenileri tarafından katledildi. Zeytun kazası, 7 ay sürecek bir sıkıyönetime tabi kılındı. 1819 yılında Maraş civarındaki Zeytun Ermenileri bir kez daha isyan bayrağı çekti. Yozgat Ayanı Çapanoğlu Celâl Mahmut Paşa, Ermenilerin üzerine kuvvet gönderdi, ancak bir sonuç alamadı. Üçüncü isyan, 1852-1853 yıllarında Münip Paşa’nın valiliği döneminde yaşandı. Fesat yuvaları kuruldu Ermeniler, 93 Harbi olarak bilenen 1878 tarihli Osmanlı-Rus Savaşı sırasında ihanet fitilini yeniden ateşledi. Savaş, Anadolu’da tarifi olmayan acılara neden olurken, Ermeniler de tebaası oldukları Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklanmaya girişti. Ermeni militanlar önce dernek adı altında teşkilatlandı. Ermenilerin kurduğu derneklerin yapısı ve faaliyetleri oldukça ilginçti. Bunlardan bir tanesi, 1878 yılında Van’da kurulan Kara Haç Cemiyeti idi. Cemiyetin örgüt yapısı, ABD’de zencilere yönelik katliamlarıyla adından söz ettiren Klu Klux Klan’a benziyordu. Ermenileri kışkırttılar 1880 yılında Rusya yönetimindeki Ermenistan’da da bazı dernekler faaliyete geçti. Amaç, Anadolu’da Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklanan ve işgalci devletlerin yanına geçen Ermenilere silah ve mühimmat yardımında bulunmaktı. 1881’de Erzurum’da Anavatan Müdafileri (Pashtpan Haireniats), 1885 yılı sonlarında Van’da İhtilalci Armenakan Partisi kuruldu. 1887’de Cenevre’de Marksist Ermeniler tarafından kurulan Hınçak Partisi, 1890’da İhtilalci Hınçak Partisi adını aldı. Partinin programındaki ilk hedef, Anadolu’daki Ermenilerin siyasi ve milli bağımsızlığını sağlamaktı. Bu hedeflere ulaşmanın yolu propaganda, kışkırtma, terör ve teşkilatlanma idi. 1890 yazında Tiflis’te Ermeni İhtilâl Federasyonu-Taşnaksutyun kuruldu. Kısa adı Taşnak olan parti, 1892 yılında açıkladığı programında, hedefin, isyanla bağımsızlığa ulaşmak, bu amaçla ihtilalci çeteler kurmak, halkı silahlandırmak, Osmanlı Devleti’nin yetkilileri ve kurumları ile içerideki ’muhbir ve hainlere’ karşı suikastlar düzenlemek olduğunu duyurdu. İstanbul ve Doğu Anadolu’nun muhtelif şehirlerinde teşkilatlar kuran Taşnaksutyun, tedhiş hareketlerini çok geçmeden başlattı. Bu sırada yurtdışındaki kuruluşlar da Rusya, İran, Avrupa ve Amerika’nın pek çok şehrinde şubeler açıyor, Osmanlı topraklarında ise gizli gizli teşkilatlarını oluşturuyorlardı. Armenakan Partisi İstanbul, Trabzon, Muş ve Bitlis’te, Hınçak Partisi ise İstanbul, Bafra, Merzifon, Amasya, Tokat, Yozgat, Arapkir ve Trabzon’da teşkilatlandı. Türklerin karnına barut doldurup ateşe verdiler Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Azmi Süslü, “Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayları” adlı eserinde Birinci Sason İsyanı ile şu bilgileri veriyor: “1894 (1310) yılında Adana’nın Saimbeyli kazasından olan ve tıbbiyede 8 sene okuduktan sonra Sason ve Talori civarına yerleşen Hamparsun Boyacıyan ve 5 arkadaşı, Ermenileri isyana teşvik etmiştir. Papazlar, Murat takma adını kullanan Boyacıyan’a, propaganda yapması için ellerinden gelen yardımı yapmışlardır. Boyacıyan, ilk defa çetesiyle Muş’ta Vilikan Aşireti’ne saldırdı. Ardından Bekran Aşireti’nin ileri gelenlerinden Ömer Ağa’nın kardeşinin oğlu Hacı’nın karnına barut doldurarak ateşleyip, cesedi parçaladılar. Ermeniler, ellerine geçirdikleri Müslümanları; gözlerini oyarak, kulaklarını keserek ve daha birçok iğrenç işkencelerden sonra öldürüyorlardı. Hamile kadınların karınlarını deşerek ceninleri öldürmek gibi canavarca hareketleri fırsat buldukça yapmaktan çekinmemişlerdir.” Mektupta itiraf ettiler Prof. Süslü, bu canavarlıkların, Talorili Ohanes adında bir Ermeni’nin Hamparsun’a yazdığı ve sonradan ele geçen mektupta itiraf edildiğini bildiriyor. Ermeniler bir taraftan bu mezalimi yaparken, diğer taraftan da İslâm dinine ve Osmanlı Devleti’ne ağza alınmayacak kadar adi küfürlerle hakaretten geri kalmamışlardı. Bu olayların ardından, isyancıların başı Hamparsun Boyacıyan yakalandı. Yakalandıktan hemen sonra, İngiltere’nin de yardımıyla bağımsız bir Ermenistan kurmak için isyan ettiklerini itiraf etti. Kumkapı ayaklanmasının da elebaşlarından olan Boyacıyan, 1908 yılında Kozan Sancağı’ndan Ermeni oyları ile Adana Mebusu seçilmiştir. Dernekler tedhiş yuvasına dönüştü Ermenilerin isyan sürecini başlatan olayların perde arkasına ve hazırlık safhasına ilişkin kısa bir tespitte bulunmak gerekiyor. Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Ermeni meselesinin ortaya çıkış sürecini bilimsel veriler ışığında şöyle anlatıyor: “Türkler ve Ermeniler gerek Selçuklu Devleti, gerekse Osmanlı Devleti dönemlerinde 850 yıl hiçbir sorun olmadan birlikte aynı devleti paylaştılar. Ancak 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı, iki halk arasında yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Ayastefanos Antlaşması’nın 16. maddesine giren Ermeni ıslahatı maddesi, daha sonra İngiltere ve Fransa’nın baskısıyla Berlin Antlaşması ’nın 61. maddesi olarak kabul edildi. Rusya ile İngiltere arasındaki rekabet, Ermeni konusunu, devletlerarası bir hüviyete soktu. Bu durumdan cesaretlenen bazı Ermeniler de harekete geçtiler ve yurtiçinde ve dışında ihtilâlci Ermeni partileri ve dernekleri kurmaya başladılar. Görünüşte hayır cemiyetleri olarak kurulan dernekler, kısa süre sonra Ermenistan kurma plânı için birer tedhiş yuvası haline dönüştü.” Desteklemeyen Ermenileri de öldürdüler 1895’te çıkan Sason isyanı Ermeni propagandasının ilk kez milletlerarası boyut kazanmasına yol açtı. Milletlerarası Tahkikat Komisyonu, 20 Temmuz 1895’te yayımladığı raporunda Sason olaylarında Ermenilerin masum olmadığını açıkladı. Sason olayının, Avrupa ülkelerinin İstanbul’a fiili bir müdahalesine neden olacağını düşünen Ermeniler, bunun üzerine İstanbul, Divriği, Trabzon, Eğin, Develi, Akhisar, Erzincan, Gümüşhane, Bitlis, Bayburt, Urfa, Erzurum, Diyarbakır, Siverek, Malatya, Harput, Arapkir, Sivas, Merzifon, Maraş, Muş, Kayseri, Yozgat ve Zeytun’da olaylar çıkarmaya başladı. Afla kurtuluyorlardı Olayların arkasında özellikle Hınçak Partisi mensupları vardı. Cinayetler işlendi, katliamlar yapıldı. Yalnızca Türkler değil, kendilerine destek vermeyen Ermeniler de katledildi. Evler, dükkânlar kundaklandı. İsyanlar birbirini izliyor, Osmanlı güvenlik güçleri ülke genelinde asayişi sağlamakta zorlanıyordu. Suçlular mahkemelere çıkarıldığında, Batı ülkelerinin direkt müdahalesiyle karşılaşan Osmanlı Devleti, zaman zaman katil Ermeniler için af çıkarmak zorunda kalıyor, çete mensupları bir kez daha Anadolu’nun yolunu tutuyordu.
RAUF DENKTAÅž.....Büyük dava adamı milliyetçi vatansever yürekli bir savaşcı kaybettik. ALLAH RAHMET ETSİN MEKANI CENNET OLSUN.. Hainler onu üzse de yıpratsada o tarih boyunca bir kahraman olarak anılacaktır..
BİRSU.....
GÜZEL AHLAK GÜZEL USLUP.....
EMEGİNİZE SAGLIK ABİCİM..
BİRSU.......
YAÅžANMALIDIR...."Kul için güzel ahlaktan daha iyi mertebe yoktur. İnsan, güzel ahlakı ile dünya ve ahirette yüksek derecelere kavuşur
Re: KORKU !O şefkat denizi,
O merhamet hazinesi, şefkat ve merhameti binihaye olan Rahmanirrahim, ezel ve ebed sultanı Allah’tır.
Resûlullah Efendimizin (sav) Mübârek İsimleri ve MânâlarıResûlullah Efendimizin (sav) Mübârek İsimleri ve Mânâları
Abdullah: Allah (cc)' ın kulu Âbid: Kulluk eden, ibadet eden Âdil: Adaletli Ahmed: En çok övülmiş, sevilmiş Ahsen: En güzel Alî: Çok yüce Âlim: Bilgin, bilen Allâme: Çok bilen Âmil: İşleyici, iş ve aksiyon sahibi Aziz: Çok yüce, çok şerefli olan Beşir: Müjdeleyici Burhan: Sağlam delil Cebbâr: Kahredici, gâlip Cevâd: Cömert Ecved: En iyi, en cömert Ekrem: En şerefli Emin: Doğru ve güvenilir kimse Fadlullah: Allah-ü Teâlanın ihsânı, fazlına ulaşan Fâruk: Hakkı ve bâtılı ayıran Fettâh: Yoldaki engelleri kaldıran Gâlip: Hâkim ve üstün olan Ganî: Zengin Habib: Sevgili, çok sevilen Hâdi: Doğru yola götüren Hâfız: Muhafaza edici Halîl: Dost Halîm: Yumuşak huylu Hâlis: saf, temiz Hâmid: Hamd edici, övücü Hammâd: Çok hamdeden Hanîf: Hakikate sımsıkı sarılan Kamer: Ay Kayyim: Görüp, gözeten Kerîm: Çok cömert, çok şerefli Mâcid: Yüce ve şerefli Mahmûd: Övülen Mansûr: Zafere kavuşturulmuş Mâsum: Suçsuz, günahsız Medenî: Şehirli, bilgilive görgülü Mehdî: Hidayet eden, doğru yola erdiren Mekkî: Mekkeli Merhûm: Rahmetle bezenmiş Mes'ûd: Mutlu Metîn: Çok sağlam ve güçlü Muallim: Öğretici Muktedâ: Peşinden gidilen Mübârek: Uğurlu, hayırlı, bereketli Müctebâ: Seçilmiş Mükerrem: Şerefli, yüce Müktefî: İktifâ eden, yetinen Münîr: Nurlandıran, aydınlatan Mürsel: Elçilikle görevlendirilmiş Mürtezâ: Beğenilmiş, seçilmiş Muslih: Islah edeci, düzene koyucu Mustafa: Çok arınmış Müstakîm: Doğru yolda olan Mutî: Hakka itaat eden Mu'tî: Veren ihsân eden Muzaffer: Zafer kazanan, üstün olan Müşâvir: Kendisine danışılan Nakî: Çok temiz Nakîb: Halkın iyisi, kavmin en seçkini Nâsih: Öğüt veren Nâtık: Konuşan, nutuk veren Nebî: Peygamber Neciyullah: Allah' ın sırdaşı Necm(i): Yıldız Nesîb: Asil, temiz soydan gelen Nezîr: Uyarıcı, korkutucu Nimet: İyilik, dirlik ve mutluluk Nûr: Işık, aydınlık Râfi: Yükselten Râgıb: Rağbet eden, isteyen Rahîm: Mü'minleri çok seven Râzî: Kabul eden, hoşnut olan Resûl: Elçi Reşîd: akıllı, olgun, iyi yola götürücü Saîd: Mutlu Sâbir: Sabreden, güçlüklere dayanan Sâdullah: Allah' ın mübârek kulu Sâdık: Doğru olan, gerçekci Saffet: Arınmış, seçkin kişi Sâhib: Mâlik, arkadaş, sohbet edici Sâlih: iyi ve güzel huylu Selâm: Noksan ve ayıptan emin olan Seyfullah: Allah' ın kılıcı Seyyid: Efendi Şâfi: Şefaat edici Şâkir: Şükredici Tâhâ: Kur'ân-ı Kerîm' deki ismi Tâhir: Çok temiz Takî: Haramlardan kaçınan Tayyib: Helal, temiz, güzel, hoş Vâfi: Sözünde duran, sözünün eri Vâiz: Nasihat eden Vâsıl: Kulu Rabb'ine ulaştıran Yâsîn: Kur'ân-ı Kerîm' deki ismi, gerçek insan, insan-ı kâmil Zâhid: Mâsivadan yüz çeviren Zâkir: Allah' ı çok anan
Re: Resûlullah Efendimizin (sav) Mübârek İsimleri ve MânâlarALmira emeklerine sağlık tşkler
Sıra oyunlarımızdaYeni Form süpper olmuş yüreğine sağlık sıra oyunlarımızda
Yenilenen FORMUzun zamandır beklediğimiz Sanal Kahve'nin yenilenmesi Form'da yenilenmeyle başladı..Kendi adıma görselliğini çok beğendim.İnceliklerini de çözecem:) Paylaşımı sevem tüm arkadaşlarımıza hayırlı olsun.Değişimde emeği geçenlere teşekkürler..Yüreğinize sağlık..Büyük bir sabırsızlıkla oyunlarımızı bekliyoruz..Bu arada tüm arkadaşlarımızı güzellikleri paylaşmak adına Form'a davet ediyorum..
Re: TARTIŞMA KAYNAĞI KİBİR.........konu seçimin her zamanki gibi çok güzel ellerine yüreğine sağlık
Re: HAYDİ GÜZELLİK ARAMAYA VARMISINIZ?emeklerine sağlık hacegan tşkler
Erkekleri seviyoruz çünkü...Sizce biz kadınlar erkekleri neden seviyoruz? Cevabı bulmakta zorluk çekiyorsanız işte gerçekler!
Omuzları ergonomiktir. Ne kadar gereksiz detaylar içerirse içersin, anlattığımız her şeyi dinlerler. İltifat edip güzel ve akıllı hissetmemizi sağlarlar. Peşimizden koşturup özgüvenimizi arttırırlar. Tıraş olduklarında yanakları yumuşacık olur. Hesabı ödemek için istekli olurlar, sık sık çiçek alırlar. Her zaman için teknolojiden bizden daha iyi anlarlar. Bir araya geldiklerinde ilgimizi çekmeyen konulardan konuşup bizi sıksalar bile, teknik servis olarak işimize yararlar. Eve geç kalma dertleri olmadığından, bizi uğurlamadan eve gitmezler. Ailemizden gece izni alabilmemiz için dua ederler. Ağladığımızda bizden fazla üzülürler. Ağlayarak onlara her istediğinizi yaptırabilirsiniz. (Üstelik bu gerçeği bilirler de) Pek ağlamazlar ama ağladıklarında da çok şirin olurlar. Sık sık en iyi arkadaşımız olurlar. Bizim için ulaşamadığımız raflardaki eşyaları alırlar. Riskli işlere onlar girerler. Namus kurtarmacılık oynarlar, kendilerini Cüneyt Arkın zannederler. Olmadık şeyleri kıskanıp bizi kendilerine güldürüler. Kapıları açar, hatta bazen sandalyelerimizi tutarlar. Takım elbise ile acayip havalı olurlar
GÜNÜMÜZDE MEDYANIN GÜCÜ....Medyanın toplum üzerindeki etkisinin ne kadar büyük olduğunu hepimiz biliyoruz. Hergün gazete, televizyon ve internet aracılığıyla, istenilen bilgi, haber, yorumlar insanlara ‘istenildiği’ gibi verilmekte ve beyinler çok ince ayarlarla kontrol altına alınmaktadır.
Medyanın bu kadar güçlü olmadığı dönemleri hatırlayalım… Toplumda sevgi, saygı, hoşgörü, yardımlaşma çok daha fazlaydı. Komşuluk ilişkileri, yıllarca süren okul arkadaşlıkları ve herşeyden önemlisi güçlü yapıya sahip aile bağları… Huzurun ve güven duygusunun henüz yitirilmediği o dönemlerde insanlar çok daha mutluydu. Çıkar ilişkileri hayatımızı bu kadar ele geçirmediği için insanlar küçük şeylerle mutlu olur, anlamsız hırslara kapılmazlardı. Ahlak anlayışı henüz yitirilmemiş olduğundan herşey çok masum ve güzeldi. Bugüne dönersek geçmişte yaşanan huzur ve güven ortamından eser kalmadığını hepimiz çok net görüyoruz. Aile bağlarının koptuğuna, para ve iktidar hırsının insanları nasıl esir aldığına hepimiz hergün şahit oluyoruz. Nerede o eski arkadaşlıklar dediğimiz günümüzde arkadaşlık ve dostluklar maalesef çıkarlar doğrultusunda şekillenmekte ve ufak bir darbede yıkılabilmektedir. Tıpkı yapılan evlilikler gibi…Toplumun bu hale gelmesinde pek çok neden olabilir. Ancak en önemli etkenlerden biri hiç kuşkusuz medyadır. Bugün televizyonlarda özellikle gençlere ve çocuklara yönelik hazırlanan programlara, dizilere ve filmlere bakınca toplumun neden bu duruma geldiğini anlamak çok ta zor olmuyor. Her geçen gün bir öncekinin tahribatından daha büyüklerini yapmaya çalışan dizileri izledikçe ahlakın ve iyiliğin neden kaybolduğunu, neden insanların bencil ve hırslı olduğunu daha iyi anlıyoruz. Gençlerin sınır tanımaz özgürlük anlayışı ve aile kurumunu hiçe sayan tavırları, evlilik dışı beraberliklerin artması ve toplumun hızlı değişimi.. hepsi verilen telkinler sonucu oluşmaktadır. Duygusallık ve romantizm telkinleriyle gençleri anı yaşamaya teşvik edenler, sonuçları üzerinde sorumluluk kabul etmeyip sadece gazetelerin 3. sayfalarından ya da tv’lerden haberlerini vermekle yetinirler. Evlilik vaadiyle kandırılan genç kızlar, aşkı için herşeyi yapan ve hayal kırıklığına uğrayıp intihar edenler, töre cinayetleri ve pekçok acı olay… Toplumu oluşturan insandır. İnsana şiddeti, yalanı, güçlü olmayı, zinayı, nefreti aşılarsan böyle bir toplumda yaşarsın. Şeytanın sistemine hizmet eden bu yayınları izlerken daha bilinçli olalım ve çocuklarımızı bu tehlikeli oyunlardan uzak tutalım. Bugünün çocukları, gençleri bizim geleceğimizi oluşturacaksa daha düzeyli ve güçlü bir topluma sahip olmak için bu yayınlara tepkimizi gösterelim. En güzel ahlakı yaşama konusunda kararlı olalım ve asla taviz vermeyelim! Selam ve saygılarımla.....
Re: GÜNÜMÜZDE MEDYANIN GÜCÜ....Medya bakiş açınızı istediği yöne kolayca yönlendirebilen güctür.Devlet ordu medya üçlüsündeki medyanın yeri onun gücünü gösterir.
Neyi anlatmak isterse onu anlatan, nasıl anlatmak isterse öyle anlatan, tek başlı, çok kollu, kolları kesildikçe yerine tıpatıp aynısını çıkaran dev, bir canavardır medya. her şeyi bilir, susması gerekirse konuşur, konuşması gerektiğinde susar. Medya uyutabilir, susturabilir, isyan ettirebilen,eğitebilecek,yok olmayacak bir güçtür.Bu gücü iyi niyette kulanmak gerekir aksi taktirde durum ortada.. Teşekürler, Bahtiyar_34 çok önemli bir konuya değinmişsin...
Re: ŞEYTAN..[color=#800080][color=#8000BF]""Rabbim bizleri her zaman şeytanın ve şeytanlaşmış insanların şerrinden korusun hep iyi insanlarla karşılaşmayı nasip etsin amin ecmain inşallah."
amin ecmain.... emeğine sağlık, paylaşımına teşekkürler hacegan adminim..[/color][/color]
SENİ HİÇ UNUTMADIK BARIŞ ABİ...Güncel Barış Manço ölüm yıl dönümünde anıldı Barış Manço ölüm yıl dönümünde anıldı
Barış Manço, ölümünün 13. yılında ailesi ve sevenlerince anıldı. 18 saat 18 dakika önce eklendi. Barış Manço'nun oğulları Doğukan ve Batıkan Manço ile sevenlerinin, Manço'nun müze haline getirilen Moda'daki evinde bir araya geldiği gecede, Manço kardeşler babalarının unutulmaz şarkılarını gitar eşliğinde seslendirdi. Gecede, Barış Manço'nun sevenleri de mumlar yakarak, şarkılara eşlik etti. Moda'daki evde, Manço'nun bestelerini yaptığı piyanosu, yurt dışı gezilerinden topladığı objeler, aksesuarlar, sahne kostümleri ve kendi yaptığı tablolar sergilenirken, bu yılki anma etkinliği için bakımı yapılarak kullanılır hale getirilen 34 BM 777 plakalı otomobili de evin önüne getirildi. Doğukan Manço, babasının yeri doldurulamayacak bir sanatçı olduğunu vurgulayarak, müze haline getirilen evde, Barış Manço'nun yaşatılması, eserlerinin, hatıralarının sergilenmesinin kendisi için büyük mutluluk olduğunu söyledi. Yaptıkları ile millete mal olmuş bir kişinin evinin müze olmasının doğal bir şey olduğunu söyleyen Manço,''Gönlüm bu evde oturmak ister. Fakat tüm halka mal olmuş birinin evinin müze olması sevenleri tarafında da arzulanan bir şey olsa gerek...'' dedi. Anma etkinlikleri çerçevesinde, 4 Şubatta Marmara Forum AVM'de Barış Manço'yu Anma Konseri, 5 Şubatta vapur gezisi, 6-20 Şubat arasında Palladium AVM'de Barış Manço sergisi, 10 Şubat'ta Sefaköy Kültür Merkezi'nde fotoğraf sergisi düzenlenecek, Grup 84 konser verecek
Re: MEVLİD KANDİLİ... http://img2.xxxx.com/images/s/o/n/sonbaharhazani/1156451608kandil001cl7.jpg
Mevlid Kandili Kandiliniz Mübarek Olsun - 03 Şubat 2012 CUMA "Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik." (Enbiyâ, 107) İnsanlığın kurtuluşu için gönderilen son ve en büyük peygamber, bizim Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) 571 yılında Kameri aylardan Rebiü'l-evvel ayının 12.gecesi doğmuştur. Milâdî takvime göre ise bu, 571 yılı Nisan ayının yirmisine rastlamaktadır. Bu mübarek geceye "Mevlid Kandili" denir. O'nun doğduğu çağda dünyanın her tarafında cehalet, zulüm ve ahlâksızlık almış yürümüş, Allah inancı unutulmuş, insanlık korkunç ve karanlık bir duruma düşmüş, dünya yaşanmaz hale gelmişti. O'nun doğduğu gece, insanlığın kurtuluşu için çok hayırlı ve mübarek bir başlangıçtır.O gecenin sabahı gerçekten de feyizli bir sabahtı. İnsanlık için yepyeni bir gün doğmuş, aydınlık bir devir açılmıştı. Bir fazilet güneşi ve hidâyet meşalesi olan sevgili peygamberimizin gönderilişi, Yüce Allahın bütün insanlara en büyük nimetlerinden birisidir. Bu hususta Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmuştur: "Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah'ın âyetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkârdan) kendilerini temizleyen, kendilerine Kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar apaçık bir sapıklık içinde idiler." (Âl-i İmrân, 164) Bu gece, müslümanlar arasında yüzyılllardan beri büyük bir coşku ile kutlanmakta, Sevgili Peygamberimiz derin bir saygı ile anılmaktadır. Büyük Türk Alimi Süleyman Çelebi tarafından yazılan ve asıl adı "Vesiletün'necat" olan mevlid kitabı O'nun doğumunu, üstünlüğünü ve mucizelerini en güzel bir şekilde dile getiren değerli bir eserdir. Peygamberimizin doğum yıldönümlerinde okunan mevlidleri saygı ile dinlemek, O'nun mübarek ruhuna salât ve selâm okumak hiç şüphesiz büyük milletimizin Sevgili Peygamberimize olan engin sevgi ve bağlılığının bir ifadesidir. Bununla beraber, O'nun ahlâk ve fazilet dolu hayatını öğrenmek ve kendimize örnek almak başta gelen görevlerimizdendir. Asıl o zaman O'nun sevgisini ve hoşnutluğunu kazanmış oluruz. O âlemlerin Rabbinden, "Alemlere rahmet olarak gönderildi." Asırlara sığmayacak inkılapları birkaç sene içerisinde gerçekleştirdi. Evlâtlarını diri diri toprağa gömen babalar O'na ve getirdiği prensiplere iman ettikten sonra mükemmelleştiler, dünyaya insanlık, adalet ve medeniyet rehberi olacak hale geldiler. İnsanlar O'nun tek emriyle, kökü yüzlerce yıl derinde olan alışkanlıklarını bıraktı. O, yirminci asır insanının yüzyılda yerleştiremediği hakkı, hukuku, adâleti, hürriyeti, demokrasiyi ve insan haklarını bir solukta yerleştirdi. Böylece cehâlet asrı bir saâdet asrı olup, çıktı. Nihayet asır, asırlara taştı. Ve O, çağlar ötesiyle kucaklaştı. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed kendisinden önceki peygamberler gibi sadece bir kavme veya millete değil, bütün insanlığa peygamber olarak gönderilmiştir. O'nun diğer peygamberlerden en farklı yönlerinden birisi budur. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulur: "Biz seni bütün insanlara ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların çoğu bilmezler." (Sebe, 28) İnsanlığın her zaman ve mekânda Hz. Peygamber'in tebliğ ettiği ilâhî mesaja ve bu mesajın hayata geçirilmiş şekli olan onun sünnetine ihtiyacı vardır. O'nu örnek almak, Kur'an'a uymaktır. Çünkü Hz. Aişe (r.a.)'nın ifâdesiyle O'nun ahlâkı Kur'an'dı. (Müslim, Misâfirîn, 139). Kur'an-ı Kerim, Peygamberimiz Hz. Muhammed'in inananlar için en güzel örnek olduğunu bildirmekte ve bu hususta şöyle buyurulmaktadır: "Andolsun, Allah'ın rasûlünde sizin için, Allah'a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar için ve Allah'ı çok ananlar için güzel bir örnek vardır." (Ahzâb, 21) Bu geceyi nasıl ihya edelim? Bütün insanlık âlemine bir hidayet tarihi açan ve âlemlere halis ilâhî rahmet olan böyle yüksek şanlı bir Peygamber'in ümmeti olmakla şereflenmiş bulunan biz müminlere ne mutlu! Bu geceyi vesile bilerek, O'na ümmet olmanın şuuruna erebilmek, Bu gecenin manevî zenginliğinden istifâde etmek için en azından bir Tesbih Namazı kılalım, bir de Hatm-i Enbiyâ yapalım. O'na ümmet olan müminlere gevşeklik yakışmaz. Unutmayalım... Alemlere rahmet olarak gönderilen muazzez Peygamberimizin, doğumunu anarken, yalnız mevlid okumak, ilâhîler söylemek ve kandil simidi dağıtmak yeterli değildir, sadece bu geceyi yaşamak yeterli değildir. Yüce Allah'ın sevgisine, hoşnutluğuna ve bağışlamasına ermenin yegâne yolu, Peygamberimizin yolundan gitmektir... "De ki: Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günâhlarınızı bağışlasın..." (Âl-i İmrân, 31)
Bengü ağız alışkanlığı http://slecinky.eu/images/09522309238660101844.gif http://slecinky.eu/images/09522309238660101844.gif http://slecinky.eu/images/09522309238660101844.gif
Ağız alışkanlığı http://c1202.hizliresim.com/u/2/2by5l.gif Bazılarına güvenilmez, onlardan biriymişsin, Beni acılara çiviledin, her kötülüğü de yapabilirsin. http://i55.tinypic.com/8z0lms.gif Bazılarına güvenilmez, onlardan biriymişsin, Beni yalnızlığakilitledin, her kötülüğüde yapabilirsin. http://i55.tinypic.com/8z0lms.gif Aşk köretti gözümü, gerçeği göremedim.. http://i55.tinypic.com/8z0lms.gif Güldüğünde yalanmış, sarılmalarında, Sevdiğinde yalanmış, sevişmelerinde.. http://i55.tinypic.com/8z0lms.gif Bana gelişlerin acılarından kaçışınmış, Seviyorum deyişin ağız alışkanlığınmış http://i55.tinypic.com/8z0lms.gif http://img12.dreamies.de/img/202/b/z8u1pamexxp.gif Sunum Dilay http://img12.dreamies.de/img/202/b/z8u1pamexxp.gif
SanalKahve © Copyright 2007 - 2014 Tüm Hakları Saklıdır.
|