711 sonuç bulundu

Geri dön

Re: HEP GÜLÜMSEYİN:)))

EMEĞİNİZE YÜREĞİNİZE SAĞLIK GÜZLE PAYLAŞIMINIZ İÇİN...
Koray
Per Şub 09, 2012 9:36 am
 
Foruma git
Konuya git

Koray...

Sendeki sırrın kapılarını araladıkça,
bendeki umutsuzluğun sebebini daha iyi anlıyorum.

Buluştuğumuz adreslerde birbirini iten gerçeklerin,
aslında hayatın gerçekleri olduğunu biliyorum.
Aşk tek kişilik yalnızlıktır, iki kişilik bir oyun.
Gerçek aşkın, üçüncü tekil şahıslara asla tahammülü yoktur
. Bir kalbi tam anlamıyla fethedemediysen,
o kalbin sınırları içinde gezinerek, ancak zaman kaybedersin.
Bu gerçek ikimiz içinde geçerli.

Yalnızlık nöbetlerimde, seninle yaşadığım her anı,
Bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçirdim.
Yüreğimdeki duyguları YaLnızLıK ambarına boşalttım
. Bir rüyadan uyandım ve anladım ki, biz birbirimiz için yaratılmış değiliz
. Kandırmayalım kendimizi. Gözlerimizin aynı hizada buluşmasının getirdiği heyecanı, çok fazla büyütmeyelim
. Hayatın tekrarı yok ve zaman hızla geçip gidiyor
. Hayat, doğru zamanda yanlış insanlarla harcanmayacak kadar
DeğErli. Ve ben hayatın değerini bildiğim kadar, kendi değerimi de biliyorum.
Sonu hüsranla bitecek maceralar bana göre değil.

Karamsarlık değil bunlar
. Mantığımın duygularıma ağır basması. AkLIMIn ZAFERİ...
Yeni bir MaSaL da kendimi harcatmaman gerektiğini haykıran yüreğimin sesi..
. Biliyorum ki, bütün kahramanlar YALNIZDIR vE BEN yalnızlığımdan kalan saltanatı sürdürmeliyim.
Dertlerin Kıralı olmaktansa, böyle bir yalnızlığı tercih ederim
. Çünkü, Benden bir başka bir ben daha yok bu dünyada.
Ve hayat ikinci bir şansı her zaman sunmuyor insana...

.
UNUTMA!!!!!!!!!
Hayat, doğru zamanda yanlış insanlarla harcanmayacak kadar DEGERLI...
Koray
Per Şub 09, 2012 10:20 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: HEP GÜLÜMSEYİN:)))

GÜZEL PAYLAŞIMLARINIZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜRLER GÖNLÜNÜZE SAĞLIK
DiLay__
Per Şub 09, 2012 10:20 pm
 
Foruma git
Konuya git

ARKADAŞ VE DOST KAVRAMI...

Arkadaş evinize geldiğinde misafir gibi davranır,
> > > >Dost geldiğinde buzdolabını açıp istediğini alır.
> > > >Arkadaş senin ağladığını görmez,
> > > >Dostunun omuzu ise senin gözyaşlarınla ıslanır.
> > > >Arkadaş davetine katılınca bir paket hediye ile gelir,
> > > >Dost sana yardım etmek için erken gelir toparlanman için geç gider.
> > > >Arkadaş, onu o yattıktan sonra ararsan rahatsız olur,
> > > >Dost neden bu kadar geciktiğini sorar, derdini anlatmak için,
> > > >Arkadaş bir kavgadan sonra her şeyin bittiğini düşünür,
> > > >Dost ise tekrar arar.
> > > >Arkadaş senin daima onun arkanda olmanı ister,
> > > >Dost ise her zaman senin arkandadır.
> > > >Arkadaş zaaflarınızı öğrenir ve onları kullanabilir,
> > > >Dost zevklerinizi öğrenir ve onlara hitap eder.
> > > >Arkadaş zayıflıklarınızı bilirse başınıza kakar,
> > > >Dost zayıflıklarınızı bilirse örtmeye çalışır.
> > > >Arkadaş sizi ikinci görmek ister,
> > > >Dost ikinciniz olmaktan şeref duyar
> > > >Arkadaş sıkıntınız olmadığında yanınızdadır,
> > > >Dost sıkıntınız olduğunda size koşar,
> > > >Arkadaşlarınıza siz huzur vermeye çalışırsınız,
> > > >Dostlarınız size huzur vermeye çalışır.
> > > >Arkadaş bu mesajı okur ve siler,
> > > >Dost okur ve dostlarına yollar...
Koray
Per Şub 09, 2012 7:08 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: İNANMAYANLAR BİLMEZLER.......

yüregine saglık hacegan
LaLe__ZaR
Cum Şub 10, 2012 12:07 pm
 
Foruma git
Konuya git

Isyanda Birakma Rabbim Affet

[color=#000040][b]Nisyandan aldın beni, isyanda bırakma Rabbim!
Bağışla beni Rabbim, tevekkülden başkası gelmiyor elimden. Başkası yok elimde.
Şimdi elimden gelenlerin hepsi senin “El”inde.
… Bağışla beni, göremedim.
Göremedim, nice ananın karnında nice karanlıklar içindeyken gün yüzüne çıkardığını bebelerin yüzünü.
Unuttum, çocuk tebessümlerini nice belirsizliklerden alıp güneşe erdirdiğini,
Bilemedim, yüreğimizi yokluğun dehlizlerinden aşırıp aşkın vadisine eriştirdiğini.
Göremedim, her sabah yerin sükûnetini odamda ekmek gibi sımsıcak hazır ettiğini.
Her akşam yastıkta unuttuğum bedenimi sabah yeniden yanıma verdiğini göremedim.
Beni her sabah ihya ettiğini, bedenimi her an zaaflardan çıkardığını, varlığını her an yokluktan geri getirdiğini göremedim.
Göremedim Rabbim her günü ödünç verdiğini.
Göremedim, bağışla beni…
Fakat, şimdi gördüklerim gösterdi bana hepsini
Geç kaldım görmekte.
Tebessümü beton yığınları arasında sönen bebeler gördümse de, biliyorumSenin El’nde şimdi hepsi ve sonsuz tebessümler verdin herbirine.
Sevinci soğuk topraklarda boğulmuş çocuklar gördümse de, biliyorum Senin Rahmetinin kucağında hepsi ve bitmez sevinçler bağışladın herbirine.
Ümitleri bir apansız sarsıntıyla yıkılan insanları gördümse de, biliyorum Senin Şefkatinin ikliminde âsûde ve mutlu her biri…
Bağışla beni Rabbim, unuttum, nisyanda kaldım.
Hatırlamadım verdiğini ve var kıldığını.
Elimden alınca verdiğini ve yokluğa yuvarladığında varlığımı
Hatırladım ve ama geç hatırladım.
Gördüm, ama güç gördüm, acıyla gördüm.
Varlıkta kör oldum, yoklukta gördüm.
Bollukta unuttum, darlıkta hatırladım.
Affet beni Rabbim, bari, yoklukta Sana vardım.
Hiç olmazsa, hiçlikte seni andım.
Şimdi, bir tevekkül var elimde.
Başka herşey düştü, herşey yokluğa döküldü.
Hatırladım, elimdekiler de, ellerim de Senin Elinde.
Şimdi, dua sığıyor sadece avuçlarıma.
Sadece yakarış yakışıyor yakama.
Gözlerim müjdeni gözlüyor uzaktan.
Gönlüm hiç bitmez tesellini özlüyor.
Sen ki, unutmaktan alıkoydun, nisyandan kurtardın beni Rabbim
Şimdi isyandan koru beni Rabbim.
İsyandan koru beni, isyandan koru beni, isyandan koru beni…
Ve lûtfet ki, avuçlarında teselliden ötesi yok.
Affet ki, elimde duâdan başkası yok.[/b][/color]
CheinTall
Cum Şub 10, 2012 9:35 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Isyanda Birakma Rabbim Affet

Yüreğinize sağlık..Okuyan her arkadaşımın bir satırında kendini bulacağı bir paylaşım..
Tutku
Cmt Şub 11, 2012 9:05 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Isyanda Birakma Rabbim Affet

paylaşım için tşkler
efe_19
Cmt Şub 11, 2012 5:01 am
 
Foruma git
Konuya git

Mutluluk ve Huzur

Insan, doğası geregi huzura, rahata ve mutluluğa koşar. Hayat denen yalancı sahtekar, uzman ama tatlı kumarbaz, insanı eninde sonunda kendi çıkarlarını korumaya ve mutlu olmaya yöneltir. Bundandir, özünde insan bir yandan zevkine düskün öbür taraftan da tembeldir. İşine yarayacağını anlasa üşenir yapmaz. Bir çok kişi gözatar, ama işine yarayacağını anlasa bile bu makaleyi sonuna kadar okumaya üşenir. Sonra da ben de onlardan birimiyim diye düşünür.



Herkesin mutluluktan anladığı farklıdır. Nadir olanı mutluluğu yakalar, hemen hemen hiçbiri ise orada kalmayı bilmez. Herkes mutluluğa farklı şekilde koşar.



Mutluluğu çogu insan başkasında arar. Bu diğer insan genelde sevgilidir. Bu ilke üzerinde yaşayan ve sevgilisi olmayanlar mutlu olmak için yana yakıla sevgili ararlar. Aslında seven diğerinin iki dudağının arasına girer. Kimisinde salyası olursun sevdiğinin. Senden sanki kurtulmaya çalışır. Kendini asalak hissetsen de onun asalağı olmak sana mutluluk verir. Ufacık şeylerden dahi mutlu olmaya çalışırsın. Düştüğün durumların ne kadar komik olduğuna çok sonraları farkına varırsın. Kimisinde rujusundur sevgilinin, seni daha güzel görünmek için tasir yaninda. Gözlüğünden, saatinden ya da aksesuarlarindan cok az farkın vardır. Çok azı dudaklara öpücük olarak konar. İki kişi nadiren aynı oranda cok sever. Aslinda asktan daha büyük bir aci varmidir bu hayatta. Sevgi o kadar büyük bir hazdır ki anlatmaya, dinlemeye ömür yetmez ama kim sevgiden mutlu olmuşki sen de olasın. Askin ne zaman huzur getirdigi görülmüşki. Öte yandan evlat sevgisi ise anlatılamayacak bir haz ve mutluluk kaynağıdır. Bu konu o kadar derindirki kitaplar yetmez bu hayatın anlamı ya da mutluluğunu anlatmaya.



Mutluluk arayanların başka bir kaynağı ise yakın arkadaşlarıdır. Bu kişiler mutluluğun bulaşmasını istedikleri için mutlu insanları arar ve onlardan ayrılmazlar. Mutluluk bulaşıcıdır. Mutlu insanlar mutluluklarını gizleyemez kendilerinden taşırır başkalarına da aktarırlar. Bu tür insanlar mutlu etmek icin değil mutlu olmak için çalar kapını. Bu arkadaşlıklar çıkarların örtüşmesi, karşılıklı ihtiyaçların giderilmesi halinde dostluğa dönüşebilir. Mutluluk kadar, mutsuzluk da bulaşıcıdır. Bazen bu insanlar karamsar ve mutsuz insanlara rastlarlar. Dışa bağımlı bu insanlar iç mutluluklarını saglamayı bilmedikleri için hayatlarının o döneminde cehennemi yaşarlar. Aslında insanın kalıcı mutluluğu baskasında bulması mümkün değildir. Dışardan ikame kaynaklar, taşıma suyla dönen değirmenler gibidir. Mutluluk için taşıma su degil, azgın bir akarsu, çağlayan gerekir. Başkası öncelikle kendisi mutlu olmak için yanaşır sana. Başkasının sağladığı mutluluk, gördüğün rüyalarin kadar kalıcı olabilir.



Mutlulugu fakir olanlar para ya da mevkide zannederler. Bunun ne kadar yanlış olduğunu ancak zenginler anlayabilir. Para yokluktan çıkış sırasında geçici bir süre mutluluk verir insana. Azla yetinmez insanoğlu. Belirli bir süre sonra mevcut düzey varolması gereken düzey kabul edilir ve daha fazlası istenir. Doyurulmamış ego gereksiz dahi olsa kendisine bir ihtiyaç yaratır. Karşılanmayan ihtiyaç o kişiye mutsuzluk olarak dönecektir. Mutluluğu para da arayanlar kendilerine dert edecek biseyler illaki bulurlar. Bunun yanında para ve mevki yönetilmesi gereken bir sorumluluktur. Sorumluluğun artması insanı mutlu etmez. Para ve mevki yani artı deger arı kovanı gibi sadece bir dolu gereksiz ve nankör insanı toplar etrafına. Mutlu insanlar sahip olduklarıyla yetinebilen kanaatkar insanlardır. Yetinmeyi bilmeyen ne kadar zengin ya da mevki sahibi olursa olsun mutlu olamaz.



Bazı kisiler mutlulugu zamanda arar. Kendilerine sürekli yeni bir hedef koyarlar. Mutlu olmaları için sürekli birseylerin olması gerekiyordur. O hedefe genelde hiç ulaşılmaz. Ulaşıldığında ise mutlu olunmaz, çünkü yeni bir hedef çoktan konulmustur bile.



Mutlulugu bazisi yasadigi kötü olaylardan kaçarak arar. Sonrakinin kendisini daha mutlu edeceğini zanneder. Sonraki öncekinden genelde farkli degildir. Ayni hastalıklı ve hatalı davranış biçimi her ortamda birbirine yakın sorunlar yaşar ve birbirine yakın karakterleri etrafına toplar. Bundan dolayı, ilişkiler yaşanan hikayeler sanki cok farklıymış gibi başlar ama sonu genelde birbirine cok yakındır.



Bilmek diken gibidir insani sadece mutsuz eder. Bilmek farkındalık düzeyini artırır. Çok sey bilen çok acı çeker, çünkü gerçekler katlanılamayacak kadar çok acıdır. Gerçekleri bilen, ayıkken açık kalp ameliyatı geçirir. Doktor, hastane, hemşire değişir ama ameliyat farklı şekillerde devam eder. Mutlu olabilmek için biraz unutkan, biraz da vurdumduymaz olmak gerekir.



Mutlulugun aslında ön koşulları vardır. Bunlar olmadan mutlu olabilmek mümkün değildir. Mutluluğun en önemli koşulu saglıktır. Sağlıklı dilenci, hasta kraldan daha mutludur. İkinci önemli mutluluk koşulu ise özgürlüktür. Bu uğurda insanlık tarihi birçok savaşa sahne olmuştur.



Ön koşullar sağlandıktan sonra, mutluluğu yakalamak için kişinin uzaklara, başkalarına değil sadece kendi içine bakması gerekir. Kişi mutluluğu sadece kendi içinde yakalayabilir. Mutluluk ancak yakın gözlüğü takılarak görülebilir. Yakın gözlüğünü takmasını bilenler eksikliklerinin, ihtiyaçlarinin, kişilik özelliklerinin farkındadırlar. Kişi sadece kişisel özellikleri sayesinde mutlu olabilir. Insani mutlu kılan kişisel özellikler kişinin derinliği, meşguliyeti, kanaatkar olması, hareket etmesi ve en önemlisi sevebilmesidir.



Derinlik yeteneklerin kullanılmasi ve gizli yeteneklerin keşfedilmesiyle saglanir. Yetenekler kişinin yaratıcılığı ve içsel zenginliğinden beslenir. İnsan yetenekli olduğu alanlarda diğerlerinde olduğundan daha fazla başarılı olur ve bu alanlarda daha hızlı gelişir. Bu alanlar insanın konfor alanıdır. Çoğu zaman bunları yaparken kişi yorulmaz bile. Yeteneklerin keşfi için farklı şeyler denenmelidir.



Yeteneklerin olması ve bulunması kadar kullanılması da mutluluğun olmazsa olmaz koşuludur. Hayat zaman harcından yapılmıştır. Aslında mutluluk zamanın huzurlu bir şekilde kullanılmasıdır. Kişinin yetenekleriyle mesgul olması gerekir. Meşguliyet kişinin ne kadar çalışkan ya da tembel olmasına bağlıdır. Meşguliyet kendi başına mutluluk getirmez ama meşgül olmayan insan kesinlikle mutsuz olur. Mutluluğun formülü, Yetenekleri kullanabilmek ve zenginleştirmek, geri kalan zamanlarda ise önemsiz seylerle mesgul olabilmektir.



Mutluluk bir açıdan kisinin içinde saglanan iç barış, iç dengedir. Gerçek ihtiyaçlarının farkında olan, elindekilerle yetinebilen insan başına ne gelirse gelsin mutsuz olmaz. O kişi her seferinde mutlu olacak birşey bulacaktır. Bu kişinin bir tarafta ihtiyaçları, umutları, öbür tarafta imkanları arasındaki denge her zaman aynı olacaktır. İhtiyaçları ve umutlarını imkanlarına göre değiştiren kişiyi kim üzebilir ki.



Sevebilmek aslinda bir sanattir. Herkes sevemez. Herkesde, gördüğün herşeyin içinde bir güzellik vardir. Sevebilmek için bu güzelliği cımbızla çekip çıkarmak ve görebilmek gerekir. Güzelliği görmek tek başına yetmez güzelliği zenginleştirmek, özgürleştirmek de gerekir. Sen ilgi duyduğuna bir seyler katinca sevmeye başlarsın. Genelde insanlar guzelligi sahiplenmeye çalisir. Hatta bazisi bunun icin fiziki kuvvet bile kullanır. Sahip istesede sevemez, sahip olunan mal senindir, sevmene de gerek yoktur. Öte yandan sahip ne yapsa sevilmez. Bundan dolayı hiçkimseyi ya da hiçbir şeyi sahiplenme. Zaten istesende hiçbirinin sahibi olamazsın. Zenginleştir, güzelleştir, özgürleştir. İşte o zaman, çoğu kendiliğnden kul olmaya gelir.



Son olarak doğa topluca bir mutluluk kaynağıdır. Onu ve içindeki güzelliği gören ve elinden geldiğince ona kaynaşan, onun içinde hareket eden kişi herhangi bir şey yapmasa dahi mutlu olur. En derindeki içgüdüler harekete geçer. Doğada yani denizde, ormanda geçirilen bir günün ardından geçirilen gece kadar huzurlu olanı varmıdır.



Sonuçta mutlu olmayı bilen ve mutlu olan insan mutluluğu saklı tutamaz, kendinden taşırıp diğer insanlara da yansıtır. Mutluluk paylaşılarak azalmaz, artar. Mutluluk çok ucuz bir kaynaktir ama o kadar nadir bulunurki insanlar onu gördükleri yerlere ve kişilere gitmekten kendilerini alamazlar. Hiçbir makyaj onun kadar güzel yakismaz bir insana. Mutluluk başkasına verilebilecek en güzel hediyedir. Ya o hediyeyi alır ya da kendi kısır döngünde devam eder, kaderine lanet edersin.
efe_19
Cmt Şub 11, 2012 5:14 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Mutluluk ve Huzur

Efe Çok güzel bir yazı.Hani zaten bilidiğimiz bişeyi biri bir söz söyler de birden dank eder kafamıza aynen öyle.. Yani ben bu yazıya teşekkür edemeden geçemedim.. Bizlelre paylaştığın için emeğine yüreğine sağlık..
elagan
Cmt Şub 11, 2012 8:11 am
 
Foruma git
Konuya git

Bir Tebessüm Et Yeter

Biran tebessüm nedir diye bir düşünce geçti zihnimden. Tebessüm bir anlamdır dedim kendi kendime ve üretmeye başladım.


Tebessüm, gülmek için yapılan bir ön adımdır. Tebessüm, mutluluktur. Tebessüm huzrun ifadesidir. Tebessüm, güvendir. Tebessüm, hem kendimizi hem de karşımızdakini rahatlatmaktır. Bu böyle bir müddet daha arttı çoğaldı.


Sonra yeni bir düşünce beynimi kemirmeye başladı. Biz hangi durumlarda tebessüm bekleriz. Aslında bu bir ihtiyaç ve sanırım doğduğumuz ilk andan itibaren o keskin çığlığın arkasından başlıyor. ilk önce popomuzu tokatlayan doktordan, ebeden bekliyoruz. Sonra annemizden bizi ilk kucağına aldığında. Ve bu sonralar öncelik sırasına göre yer değiştirmeye başlıyor. Okul sıralarında öğretmenler, arkadaşlar, yeni aşklarla birlikte sevgililer.


Peki günlük yaşantımızda ne kadar tebessüm ediyor, ne kadar beklentimize karşılık buluyoruz. Evimizin içinde eşimizden, çocuklarımızdan bekliyoruz. Anne güzel bir yemek yaptığında, şık kıyafetler giydiğinde, saçını boyattığında... baba, maaaşına zam aldığında, terfi ettiğinde, eve farklı bir eşya aldığında, yatırım yaptığında... ya çocuklar onlar belki ' bir tebbessüm ' beklemede en masum olanları. Yeni davranışlar öğrendiğinde, becerilerini sergilediklerinde, notları iyi geldiğinde veya küçük yanlışlar yaptığında....


Bir de sosyal yaşantımızın içinde 'bir tebessüm' beklentilerimiz var ki onlar çok farklı bir yer ve anlam kapsıyor hayatımızda. İş yerimizde patrondan, müdürden, arkadaşlarımızdan bekleriz bir ödülmüşcesine. Resmi kurumlarda işimizi yaptırırken güvence olarak görürüz bekleriz. Ve en önemlisi hastanelere gittiğimizde bekleriz, hastabakıcısından sekreterine, asistanından uzman doktoruna kadar hepsinden. Burdaki 'bir tebessüm' beklentisinin diğerlerinden bir farkı vardır. Kendinizi yetersiz hissediyorsunuzdur. Hasta olduğunuz için ordasınızdır.Oranın doğru adres olduğunu, güvende olduğunuzu hissetmek için ordasınızdır ve beklersiniz gülen gözlerle size bakılıp 'geçmiş olsun geçer, rahatsızlıklarınızı el birliğiyle atlatırız' denmesini. Ama ne kadar acı ki aradığınızı bulamazsınız. Hasta görmekten, kalabalıktan bunalan memurlar, sekreterler ve doktorlarla doludur orası.


Bu düşünceler neden mi beynimi kemirmeye başladı, son bir aydır hastanelerle fazla muhatap olduğum için. Hastalığınızı anlatacağınız doktora ulaşabilmek için suratında huzur, mutluluk ve tebessümden eser bulunmayan sekreterlerden randevu alabilmek için yapılan mücadeleden.


Nihayet genel cerrahi hocasından randevumuzu almış hocanın yanına gireceğimiz anı beklerken kalabalığın arasında bir hengame kopuverdi. Ne oluyor diye merakla bakınırken tenis öğretmeni olduğunu söyleyen bir bey yanımıza geldi. Çok sinirli ve kızgındı. Sekretere sinirlenmişti. Bunlar mutsuz, bu işi isteyerek yapmıyor, hasta görmekten yaşlılara laf anlatmaktan memnun değil dedi. Baksanıza tik oluşmuş, tiki de var. İşte o an düşündüm şöyle bir, sekreterede kızamadım. Tüm öfkem geçti. Doğruydu hemde çok, işini sevmiyordu çünkü bu işi kendi isteği ile yeteneklerine göre seçmemişti. Aslında hangimiz tam anlamı ile seçiyorduk ki.


Mühendisliği seçip iş bulamayıp birkaç ay formasyonla öğretmenliğe geçenler mi, ailede bir doktor, avukat olsun deyip yapanlar mı, öğretmenlik isteyip kpss sınavını veremeyip ilaç mümessili olanlar mı... Kim istediğini yapıyordu ki?


Ama bu yinede bizim hayatımızdan tebessüm ihtiyacımızı gidermemeli. Unutmayalım ki tebessüm etmeyi unuttuğumuz anda hem kendimizi hem karşımızdakini mutsuz ediyor, mutluluğumuzu çalıyoruz el birliğiyle...

(alıntı)
efe_19
Cmt Şub 11, 2012 5:18 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: ADMİN VE YÖNETİCİ ÖZELLİKLERİ...

hecegan Teşekrüler payşamın için.. admin ve yönetici olmadığım için Rahatlıkla teşekkür edebilirm :|
elagan
Cmt Şub 11, 2012 5:43 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: KİMLERE SAYGI DUYARIZ KİMLERE DUYMAYIZ...

Paylasim icin Tesekkür ederim, emeginize saglikk .
Selam vede Saygilarimla
CheinTall
Cmt Şub 11, 2012 9:17 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: KİMLERE SAYGI DUYARIZ KİMLERE DUYMAYIZ...

Yorumunuz için tşklr gözlerinize sağlık ben tşk ederim.
Baybora__
Cmt Şub 11, 2012 9:20 pm
 
Foruma git
Konuya git

aman ha....

yaradılanı sev yaradan,dan ötürü (hz mevlana celaddini rumi) söze böyle başlamak istedim çünkü sanal alem deyip istediğini istediği şekilde yapabileceğini sananlar.şunu unutmasınlarki sanal oyun olsun forum olsun veya herhangi olay her bir nick her bir ismin ardında bir İNSAN olduğunu unutmamalıdır eyvah demeden önce biraz düşünüp öyle hareket etmelidir ki yaptığı her ne olursa olsun yarın aynısı veya bir başka şekilde başına gelebilir başımıza gelmesini istemediğimiz şeyleri yapmayalımki YAPMASINLAR.yaradılanı severiz yaradan,dan ötürü saygılarımla...
Er_kin_
Cum Şub 10, 2012 6:49 pm
 
Foruma git
Konuya git

varlık

yokluğumuzun farkında olmayanın varlığından haberdar olmayızz muhtar :)
aliyar
Sal Oca 31, 2012 10:30 am
 
Foruma git
Konuya git

VİZYONDAKİ YENİ FLİMLER...

Zengin bir ailenin oğlunun, ailesinin onun için çizdiği yoldan ayrılacak mı ayrılmayacak mı hikayesi. Bunu yaptıracak olanınsa aşk olduğunu biliyoruz. Asla kaçırmayından ziyade İzlenilebilecek bir film olmuş gibi. Çünkü bizim insanımız bu zenginliği değil Kemal Sunal filmlerinin de bize gösterdiği ve göstermeye de devam ettiği yoksulluğu yaşıyor. Onun için yabancı oldukları konular ama ilgi de uyandırabilir çünkü insan çoğu zaman kendinde olmayanı ister. Bunu bize filmin gişesi söyleyecek...


Bir Avuç Deniz
sayfasına git
fragmana aykutcanturk Dünya İstilası: Los Angeles Savaşı için demişkiBenzeri pek çok filmeden bir tanesi. Tamam bu tip filmleri seven biri olarak seyrettim ama bende düş kırıklığı yarattı. Özellikle posterleri ile içeriğin pek tutmaması rahatsız edici. İyi bir Mac ve orta halli bir kamera ile, yaratıcılığınız varsa, ve tanii Amerika'da yaşıyorsanız, çevirebileceğiniz türden bir film. Yine de vakit geçirmek için, meraklısına, iyi bir seçim.


Dünya İstilası: Los Angeles Savaşı
sayfasına git
fragmana git ulpi Saklı Hayatlar için demişkiÇok göz önünde olmayan; bir yabancının ''bu yüzyılda böyle nedenlerden ayrılık, kavga, hatta cinayet mi olur'' dedirten oysa kimsenin konuşmasa da herkesin bildiği, konuşsalar da olanın yine büyük umutlar besleyen küçük insanlara olduğu bir konuyu işlemiş film. Güzel mi işlemiş onu görücez..! İstanbul film festivalinde bu filme mutlaka giricem ama buruk bir şekilde. Çünkü; İlerde benim işlemek istediğim bir konuydu. Sizinde filmi izlemenizi tavsiye ederim...


Saklı Hayatlar
sayfasına git
fragmana TROLLJEGEREN... Vizyon Tarihi :27 Mayıs 2011Süresi :90 dak.Yönetmen :Andre OvredalTür :Aksiyon, Dram, Gerilim, Korku, MaceraSenaryo :Andre OvredalYapımcı :Trond G. Lockertsen, Marcus B. BrodersenGörüntü Yön. :Hallvard BræinMüzik :Henrik Hawor, Johan Husvik Yapım :2010, 2011 - NorveçOyuncular :Johanna Mørck, Tomas Alf Larsen, Gleen Erland Tosterud, Hans Morten Hansen, Knut Nærum, Otto Jespersen, Robert Stoltenberg
Koray
Pzr Şub 12, 2012 12:32 pm
 
Foruma git
Konuya git

Sevgililer Günü sözleri

http://img.xxxx.com/uploads/erhan37100_sevgililergunu10030.jpg



Sevgililer gününde belki yanında değilim ama dünde, bugünde, yarında yüreğin kadar yanındayım. Kendini yalnız hissettiğinde elini kalbine koy; ben hep ordayım! Sevgililer günümüz kutlu olsun aşkım.



Sana doğru bir kelebek uçurdum, dağları denizleri aştı seni buldu. Yanağına ufacık bir öpücük kondurdu, hissettin mi? Sevgililer Günümüz Kutlu Olsun Aşkım…

Sen Tanrıya dilediğim dilek, göklere uzanan ellerimsin.
Sen gözümden süzülen yaş, tek düşüncem, hasretimsin.
Sen yaşadığım ömür, en güzel günlerim ve daima benimsin...


Bulutlara yükledim hasretimi, rüzgarlarla yolladım sevgimi, yağmurlar yağdırdım gözyaşlarımla küçük melekler gönderdim seni öpmeye! Sevgililer günün kutlu olsun!


Hani en güzel aşklar imkansız gelir ya insana, imkansız olduğun için aşığımsana!.. Sevgililer Günün kutlu olsun birtanem, seni çok seviyorum.


http://www.yenimakale.com/resim/14_subat_sevgililer_gunu_2.jpg

Sevgililer gününde beyaz bir güvercin yolluyorum sana; kanatlarında mutluluk, yüreğinde sevgi ve sadakat, karbeyaz tüylerinde umut ve gagasında iyi geceler öpücüğü, yanağını uzat. Yüreğin kadar yanındayım. Kendini yalnız hissettiğinde elini kalbine koy; ben hep ordayım!



Sana yıldızlar kadar yakın olmak isterdim her baktığında beni görebilmen için, sana bulutlar kadar yakın olmak isterdim üzüldüğünde gözyaşlarını yağmur olup silebilmek için, sana sen kadar yakın olmak isterdim ki beni, seni sevdiğim kadar sevebilmen için. Sevgililer günün kutlu olsun biriciğim.

http://img16.dreamies.de/img/651/b/l0bfrx2jqi.gif


http://img0.liveinternet.ru/images/attach/c/2/82/840/82840004_defne14.gif

http://img1.liveinternet.ru/images/attach/c/2/82/838/82838911_defne86.gif

http://img0.liveinternet.ru/images/attach/c/2/82/837/82837774_defne54.gif

http://img0.liveinternet.ru/images/attach/c/2/82/837/82837542_defne47.gif
DiLay__
Pts Şub 13, 2012 6:18 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Sevgililer Günü sözleri

DiLay payLaşım için tşkler
efe_19
Pts Şub 13, 2012 7:11 am
 
Foruma git
Konuya git

Öyle Bir Geçer Zaman ki 61. Bölümü

http://www.stargundem.com/resimler/58000/58228.jpg

Öyle Bir Geçer Zaman ki 61. Bölüm Özeti
Kanal D’nin en çok seyredilen dizilerinden Öyle Bir Geçer Zaman ki rüzgar Caroline için tersten esmeye başlıyor. Öyle Bir Geçer Zaman ki 14 Şubat Salı akşamı 61. Bölümü ile Kanal D ekranlarına geliyor.


Öyle Bir Geçer Zaman ki’nin geçen hafta ekrana gelen bölümünde Aylin’in hamile olduğu gerçeği ortaya çıkmıştı. Ali, bu hamileliğe büyük tepki gösterse de Cemile kızından yana olmuştu. Cemile, Ali’ye doğacak bebeğin Aylin için çok önemli olduğunu anlatmaya çalışmıştı. Aylin ise hamile olduğunu Soner’den saklamakta ısrarlıydı. Aylin’de Soner’e karşı aşk ve nefret duyguları bir aradayken Berrin de kızı Zehra’yı yanına alıp götürme derdindeydi. Mete, nihayet Nihal’i bulmuş ve onun yaşadığını öğrenmişti. Nihal’le konuşmaya çalışan Mete, Nihal’in yaptığı evliliğin zoraki olduğunun farkındaydı. Kenan ise Kemal’le büyük bir iş çevirmenin planlarını yapmaktaydı.
Öyle Bir Geçer Zaman ki’nin bu hafta ekrana gelecek olan yeni bölümünde rüzgar bu kez Caroline’in aleyhine esmeye başlıyor. Caroline, Kenan ile öpüşürken akrabalarının kızına yakalanıyor ve karşılığında ağır bir tehdide maruz kalıyor. Diğer taraftan Aylin, yeni tanıştığı doktorun da etkisiyle çocuğunu doğurma kararı veriyor. Cemile ise Nedim’le önemli bir iş yemeğindedir; karşısındaki adam onu derinden etkileyecektir.
Öyle Bir Geçer Zaman ki 61. Bölümü ile 14 Şubat Salı akşamı Kanal D’de!
Dizinin Künyesi:
Dizinin adı: Öyle Bir Geçer Zaman ki
Yayımlandığı Kanal: Kanal D
Yayımlanan Son Bölüm: 61 (2. Sezon)
Yayın Yılı: 2011 - 2012
Yönetmeni: Zeynep Günaytan
Senarist: Coşkun Irmak
DiLay__
Pts Şub 13, 2012 6:27 am
 
Foruma git
Konuya git

Yinede Seviyorum Seni

http://i51.tinypic.com/24mzt6r.jpg

http://i52.tinypic.com/i3h289.jpg

http://i56.tinypic.com/2dn9mw.jpg

http://i52.tinypic.com/16ke3r6.jpg

http://i53.tinypic.com/2dv4o6v.jpg

http://i54.tinypic.com/spccap.jpg

http://i56.tinypic.com/hwa3a8.jpg

http://i52.tinypic.com/dxy1zb.jpg

[IMG]http://i53.tinypic.com/2qlqpmv.jpg[/IMG9

http://i54.tinypic.com/1z1qyvc.jpg

http://i52.tinypic.com/2mmv0bq.jpg

http://i53.tinypic.com/2vl14yr.jpg

http://i53.tinypic.com/2dspn55.jpg

http://i53.tinypic.com/21n1fn6.jpg

http://i52.tinypic.com/33tjh5j.jpg
DiLay__
Pts Şub 13, 2012 11:38 am
 
Foruma git
Konuya git

Sen Beni Hiç Sevmedin

http://i31.tinypic.com/30tlvyp.jpg

Sen Beni Hiç Sevmedin / Yokluğunun İç Cebinde



Suskunluğun dudaklarımda kuramadığım tek cümle."



Yine sensizliğin bilmem kaçıncı gecesi. Özleminin çaydanlığında yokluğunun demi. Sen yoksun ya hiçbir şey fayda etmiyor susuzluğuma. Bir mühür vurdum adının gezinmediği dudaklarıma. Vurdum kendimi otobüs camlarında yeşeren düşlere. Salıverdim içimdeki kuşları özgürlüğe..










Sensizliğin başlangıcı bir bulut oldum,


Aktım sel oldum senli yollarda..
Sonra yıldız oldum,
Kopardım kendimi göğümden..
Işık oldum karanlıklarına..
Ama bir ses vermedin duvarlarıma..
Gözlerinden bir ışık sermedin sancılarıma..
Ama usanmadım seni sevmekten..
Bıkmadım seni özlemekten..






Gün geldi susuzluğuma su diye kana kana içtim özlemini..


Boşaldıkça bardak, seni doldurdum dudaklarıma..
Kurudukça hasretin toprakları,
Sağnak halinde gözlerini akıttım içimin tozdan sofralarına..







Sen beni hiç sevmedin.



İçimde bir yangından ibaret gözlerin. Dışımda kanayan sözlerim..Dayanacak gücüm yok. Ah bir bilsen içimdeki senli yalnızlığı..Bana kurulan tuzağı..Hayatının devam eden yanından değil, geçmiş zamanından bir yer istiyorum. Küçücük bir yer..Adımın tuttuğu kadar. Sağdan sola..Hüzünden mutluluğa.Beş harf..Bir cümle..



Sen beni hiç özlemedin..



Şimdi içimdeki tüm denizler kurudu.Suskunluğum nüksetti..Kanıyorum…Kanadıkça acıtıyorum her yanımı..Bir cümle olup suç üstü yakalanıyorum. Zanlı gömleğimi senin gözlerinde yitirmişken özleminde yeniden suçlanıyorum.İnfazım özlemin.







Sözlerim sakın acıtmasın içini..Sevmediğinden, özlemediğinden değil bunca söz bunca cümle..Yokluğundan bu sancı.Üstüm başım özlem..Yüzüm gözüm ömrüm hasretinin ince derdinde..Hani bunca acı sadece sesinin yokluğunadır. Perdelediğin gözlerinin ıslaklığına yüreğimin güneşini seremediğimden..Derdim sana kavuşamadığımın telaşı değil..Sanki bir kuyudasın..Çıkar beni, çek beni der gibi yokluğun..



Farkındayım, suskunluğun bir imtihan bana..


Sustuğun her kelimede büyütüyorum yetim güllerimi..
Sensiz gecelerimi uykusunda sana bölerken,
Ben sana kaçıyorum katar katar..







Açılmadıkça sessizliğin kapıları,


Kovuluyorum tüm yurt bildiğim cümlelerden.
Sonra dar bir yola giriyor çocukluğum..
Ve kaçak bir yalnızlığa sarkıtılıyor gövdem..
Kana bulanıyor dudaklarım..
Koparıldıkça tenimden bir parça,
Toprağa karışıyor düşlerim.
Temizlenip yeniden yüreğimden kök salıyorum sana…
Büyüdükçe sana,
Bir türkü başlıyor bir rüzgarlı tepede..
Seni anlattıkça rüzgar,
Sen oluyorum cümlelerin sen diye bittiği yerde..
Ve hayatın sana bakan yüzünde,
Bir söz oluyorum özlemin sen diye filizlendği yerde..







" Dudaklarında bir cümle olabilmeyi mutluluk adleden yüreğimin suskunluğuna en büyük cevabıdır "



Dipnot : Suskunluğun dudaklarımda bükemediğim tek cümle..


Yazdıklarım sadece özlemine dair / Unutmayasın..
Suskunluğuna denk gelecek büyüklükte bir kelime haznem yok yürek lugatimde..
DiLay__
Pts Şub 13, 2012 11:11 am
 
Foruma git
Konuya git

Keşke tanımasaydım seni

http://img21.dreamies.de/img/193/b/o7r2yk0gdbh.gif
http://i037.radikal.ru/0910/60/1c7eb625a4a4.gif
http://img21.dreamies.de/img/193/b/o7r2yk0gdbh.gif

http://s005.radikal.ru/i211/1005/ca/5285a5070da4.gif

Keşke tanımasaydım seni
Omuzlarıma bu kadar yük binmezdi o zaman
Gözlerim ağlamayı bilmezdi
O kadar sık kalbim çarpmazdı böyle delicesine,

http://img21.dreamies.de/img/193/b/o7r2yk0gdbh.gif

Benim de ellerim sımsıcak olurdu mutlaka
Geceleri asla uykusuzluk çekmezdim sabaha kadar
Rüyalarım hatta tatlı hayallerim olurdu
Duygusuzca düşünmezdim yokluğunda günlerimi, saatleri hep

http://img21.dreamies.de/img/193/b/o7r2yk0gdbh.gif

Hiç üşümezdim böylesine ölü soğukluğunda
Hırsım takip etmezdi beni, kötü kader
Kan çanağına dönmezdi gözlerimin ta içi.
Kayan yıldızlardın bende farklı dilekler tutardım,

http://img21.dreamies.de/img/193/b/o7r2yk0gdbh.gif


http://s005.radikal.ru/i211/1005/ca/5285a5070da4.gif

http://i026.radikal.ru/1004/b1/ce8e64f17253.jpg


http://s005.radikal.ru/i211/1005/ca/5285a5070da4.gif


Duyardım, anlardım yanımda konuşulanı,
Hayretim bu kadar artmazdı o zaman
Ben de gülerdim zaman zaman
Deniz ve mehtap benim için önemli olurdu.
Hele kara saplı bıçak dostum olmazdı sırtımda


http://i026.radikal.ru/1004/b1/ce8e64f17253.jpg


Güneşsiz dünyamda kavrulmazdı ciğerim
Beynim ise böylesine hırçın ağlamazdı.
Kar yüreğime damla damla vurmazdı.
Gözyaşım ruhumu daraltmazdı, benliğimi sıkıştırmazdı.

http://i026.radikal.ru/1004/b1/ce8e64f17253.jpg


http://s005.radikal.ru/i211/1005/ca/5285a5070da4.gif


http://img710.imageshack.us/img710/5416/50078969ogl.gif

http://i026.radikal.ru/1004/b1/ce8e64f17253.jpg


http://s005.radikal.ru/i211/1005/ca/5285a5070da4.gif

En tiz sesiyle çığlıklar atmazdı göğsüm.
Simsiyah yankılar oluşturmazdı uykumda.
Saçıma sakalıma bende bakardım.
Delicesine bütün gücümle sigaramı çekmezdim.

http://i026.radikal.ru/1004/b1/ce8e64f17253.jpg


http://s005.radikal.ru/i211/1005/ca/5285a5070da4.gif

Ya da keşke tanımasaydım seni...
Keşke...
http://i026.radikal.ru/1004/b1/ce8e64f17253.jpg


http://s005.radikal.ru/i211/1005/ca/5285a5070da4.gif

http://uploads.profilegoodies.com/2008/1022/692557-2110_2083.gif
Murat Göğebakan
DiLay__
Pts Şub 13, 2012 11:23 am
 
Foruma git
Konuya git

GALİBA YORULDUM HERKES KADAR ,HER ŞEY KADAR,SEN KADAR..

Galiba Yoruldum; Her Şey Kadar...Herkes Kadar...Sen Kadar

Biraz değiştim,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar…
Değiştim,
Unutamadığım sözlerinin arasında sıkışıyorum,
Bir yanım kendimi kolluyor bir yanım seni
Ben benimle savaşıyorum,
Seninle değil!
Sonucu kılıcı kuşananından belli olan bir savaşın
Ne kazanabileni ne de kaybedeniyim,
Sorun değil!

Elbet alışırım,
Biraz alıştım,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
Alıştım,
Varlığını istemediğim tüm eksik yanlarıma,
Ve çokluğunu da yokluğunu da istemediğim bu iki arada bir derede duyguya alışıyorum,
Bir yanım bırak diyor bir yanım –ma,
Kesin değil!

Henüz tanıştım,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
Tanıdığımı sandığım bana daha da yakınım artık,
Duvarlara anlatırken öğrendiklerim kendi hakkımda,
Ve aynalara ağlarken gördüklerim kendi tarafımda…
Bir yanım memnun oldum diyor, bir yanım tanıyamadım daha,
Samimi değil!

Bir hayli kırıldım,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
Canıma batan her halin felç gibi indi bedenime,
Gözlerimden tut da ciğerime kadar kırgınım!
Aslında ne sana, ne olanlara…
Kendime kırgınım…
Maziye hiç değil, an’a kırgınım.
Anlatamadığım, anlayamadığım masalların bana yaptıklarına,
Dinlediğim şarkılarda bana seni anlatan şarkıcılara,
Beni anlamadığın kelimelerin bana her şeyi anlatıyor
Beni anlamadığın kelimelerin bana her şeyi anlatıyor gibi geliyor oluşlarına…
Bir hayli kırgınım…
Beni ben kırdım oysa,
İyi değil!

Galiba yoruldum,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
Kendime kalbimi kanıtlamaktan,
Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan,
Ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum...
mihrinur
Pts Şub 13, 2012 9:29 am
 
Foruma git
Konuya git
cron