104 sonuç bulundu

Geri dön

Re: Eski Türk Sineması Afişleri

http://img101.imageshack.us/img101/148/im1533sq1.jpg


http://img123.imageshack.us/img123/2497/im1548ih6.jpg


http://img170.imageshack.us/img170/378/im1549ip5.jpg


http://img123.imageshack.us/img123/8559/im1553ce3.jpg


http://img85.imageshack.us/img85/9104/davarowc2.jpg
Almira
Pzr Şub 05, 2012 7:43 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: DEĞİŞEN ZAMAN MI? YOKSA BİZLER Mİ.....?

Değişen zaman değil biz, içi boş değişkenler olduk sadece. Değişim bizden bir çok değer aldı ve bir çok değerimiz de aşındı durduk yere.
Tarihini gizlemeye çalışan toplumların başına gelmesi en doğal felaket olan yozlaşma ve yok olma maalesef bizimde en büyük sorunumuz.
Hoşgörümüz azaldı.tahammülsüzleştik, içimizdeki sevgi gün geçtikçe ölüyo,değişim adı altında herşeyimizi kaybettik,tüm güzellikleride,kültürümüz,sağlığımız,ahlak,edep,tüm güzel olan herşey yavaş yavaş kayboluyor,eskiden ,sevgi saygı ,kültürel değerler,komşuluk,yardımseverlik,misafirperverlik vardı şimdi ise teknoloji
teknoloji; tamam olmalı ama değerlerimizide kaybbetmemeliyiz.....

Teşekürler abi çok değerli bir paylaşım olmıuş.....
Almira
Pzr Şub 05, 2012 8:36 pm
 
Foruma git
Konuya git

Nargile sigara kadar zararlı

http://image.haber7.com/haber/haber7/bigmanset/348020120108075002366.jpg


Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi (SSUK), sigara dışındaki tüm tütün ürünlerinin de zararlı olduğuna dikkati çekerek, sadece sigaranın değil tüm tütün ürünlerinin bırakılması çağrısında bulundu.

SSUK'tan yapılan yazılı açıklamada, sigaranın zararları anlaşıldıkça tütün ürünlerinin kıyafet değiştirerek insanların karşısına çıktığı, buna bağlı olarak nargile kullanımının gençler arasında hızla yayıldığı kaydedildi.

SSUK'un, İstanbul Üniversitesi öğrencileri arasında yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre, her iki öğrenciden birinin ayda bir kaç kez nargile kullandığı, tütün kullanmadığını söyleyen öğrencilerin de yüzde 20'sinin nargile içtiğinin ortaya çıktığı belirtilen açıklamada, araştırmaya katılan öğrencilerin, nargilenin de bir tütün ürünü olduğunu bilmedikleri vurgulandı.

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

''Nargile tütün ürünüdür ve sigara kadar zararlıdır. Nargile, tütünün yanı sıra, içimi kolaylaştıran ve bağımlılığı kimyasal olarak arttıran melas ve aromalar içerir. Su şişesi içinden geçen tütün dumanı kanser yapıcılardan arınmaz. Aynı şişeyi kullanmak verem dahil bazı enfeksiyonların bulaşmasını arttırır. Nargile kullanımından sonra kanda sigara içenler kadar nikotin, daha yüksek oranlarda karbon monoksit, idrarda kanserojenler saptanmaktadır. Nargilenin de sigara gibi bağımlılık yaptığı bulunmuştur. Tek nargile seansından sonra kalp ve solunum hızının arttığı, tansiyonun yükseldiği, solunum işlevinin azaldığı saptanmıştır. Nargile kullanıcıların da uzun dönemde kanser ve kronik obstriktif akciğer hastalığı (KOAH) geliştiği görülmüştür. Nargile kafe ve barlarında çalışan sigara içen ve içmeyen personelde karbon monoksit yükselmesi saptanmaktadır. Ülkemizde sigara salgını kadar önemli olan nargile salgını da önlenmelidir.''

Sigaraya başlamada reklamların da etkili olduğu ifade edilen açıklamada, çocukların ve gençlerin reklamlardan korunması gerektiği vurgulandı.

Açıklamada, görüşlerine yer verilen SSUK Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, çocuklar ve gençler arasında tütün ürünü reklamlarının çok etkili olduğunu belirterek, İstanbul Üniversitesi öğrencileri arasında yapılan araştırmanın, gizli marka tanıtımlarının devam ettiğini ve gençlerin bu tanıtımlardan ne kadar etkilediğini ortaya koyduğunu belirtti.

Satış noktası reklamlarını yasaklayan ''Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik''in Temmuz 2011'de yürürlüğe girdiğini anımsatan Dağlı, açıklamada şu görüşlerini aktardı:

''Yönetmeliğe uyumun izlenmesi için 8 ilde tütün ürünü satan işletmelerde gözlem yapıldı. Bu gözlemler sonucunda, yönetmeliği ihlal eder şekilde, işletmelerin yüzde 44'ünde tütün ürünlerinin dışardan görüldüğü, yüzde 31'inde ürünlerin şeffaf dolaplarda sunulduğu, yüzde 27'sinde ürünlerin birden çok noktada sergilendiği, yüzde 16'sında resimli uyarılar görülmeyecek şekilde sergilendiği, yüzde 11'inde ünite üzerinde reklam bulunduğu saptandı. Bu bilgiler yönetmeliğin uygulanmadığını ve denetimlerin yetersiz olduğunu gösteriyor. Reklam yasaklarına uyumun arttırılması gerekliliği ortadadır. Sigarayı bırakmanın güçlüğü göz önünde tutularak gençlerin başlamaması için var olan mevzuata uyumu arttırılmasını talep ediyoruz.''
Almira
Sal Şub 07, 2012 1:52 am
 
Foruma git
Konuya git

Çocuklar ritimle daha kolay öğreniyor

http://image.haber7.com/haber/haber7/photos/2010/590620120202095059495.jpg


Uzmanlar, çocukların zorla değil dans ederek daha kolay okuma yazma öğrenebileceklerini belirtti.

Birinci dönem okuma yazmayı öğrenemeyen, öğrenmede güçlük çeken minikler; ses, müzik, ışık ve ritim eşliğinde, beş duyuyu çalıştıran öğrenme metodu sayesinde daha çabuk ve kolay okuma ve yazma öğrenebiliyorlar.

Psikolog İnci Özkoray; öğrenme güçlüğü çeken öğrencilerin farklı metodlarla öğrenebileceğini, bu metodları uygulayan uzmanların sabrının, sevgisinin ve empatisinin yeterli olduğunu belirtti.

HERKES AYNI YÖNTEMLE ÖĞRENECEK DİYE BİR KURAL YOK

Öğrenme güçlüğünün bir kusur ya da eksiklik olmadığını belirten İnci Özkoray; “Her çocuk aynı yöntemle öğrenecek diye bir kural yok, farklı öğrenme metodları kullanılarak bu sorun ortadan kaldırılabilir” dedi.

Özel olarak hazırlanmış egzersizler sayesinde çocuklar ses ve görüntü farklılıklarını ayırt etmeyi, hafıza, yönelme ve beden farkındalığını kazanmayı öğreniyorlar. Algı fonksiyonlarını düzelterek okuma-yazma öğrenme sürecinde cesurca yerlerini alıyorlar.

5 DUYUYU ÇALIŞTIRAN ÖĞRENME METODUNUN ÖZELLİĞİ NEDİR?

Özkoray; farklı öğrenme metodlarından biri olan 5 duyuyu çalıştıran bu yöntemin; ses, müzik ve ışık eşliğinde öncelikle hece farkındalığı yarattığını belirtiyor. Hece farkındalığını yapılan tekrarlarla ses ve ışık uyarıcıları ile beyne yerleştirdiklerini, müziğin yanında dramayı da kullanarak okumayı pekiştirdiklerini vurguluyor. Harflerin ve sayıların ritmik beden hareketleri ile canlandırıldığını, bu çalışmanın parmakları hazırladığını ve yazmayı kolaylaştırdığını belirtti. Özkoray; ünlü müzik eğitimcisi Wolfgang Löscher’in “Dinleme Oyunları” adlı kitabından alıntı yaparak şöyle diyor; “Yazıya geçişte müzik eşliğinde çalıştırılan minik parmaklar kalemleri dansettirerek bir ritm oluşturuyor ve yazı yazma kolaylaşıyor. Bedenin ritim alması ile kalem kullanımı kolaylaşıyor ve yazmayı öğrenmek bir problem olmaktan çıkıp çocuğun bütün akademik hayatını etkileyici zevkli bir faaliyete dönüşüyor.

Psikolog İnci Özkoray; en önemli becerinin duyulan sesleri sembollere yansıtılabilmek, yani harfleri oluşturulabilmek olduğunu belirtiyor. Duyuların işitsel – görsel – dokunsal işbirliği ile okuma zorluğunun üstesinden gelinebileceğini, bu güçlü işbirliğinin okuma yazma becerisinin (Literacy) kazanılmasında vazgeçilmez olduğunu belirtiyor.
Almira
Sal Şub 07, 2012 1:43 am
 
Foruma git
Konuya git

Akıllı telefonlar PC'leri geçti

http://image.haber7.com/haber/haber7/photos/2010/964020111212025058672.jpg


2011 yılında teknoloji dünyasının odak noktasında akıllı telefonlar ve tabletlerin bulunduğunu söylesek yanlış olmaz diye tahmin ediyoruz. Bu durum satış rakamlarına da yansımış gibi görünüyor.

2011 yılı, akıllı telefonların ilk defa bilgisayarlardan çok satmasına sahne olan yıl olarak tarihe geçti.

Bilgisayar ailesine masaüstü bilgisayarların, notebookların, netbookların ve belki de en önemlisi tabletlerin de dahil olduğu düşünülecek olursa akıllı telefonların 2011 yılında elde ettiği başarının boyutları bir kat daha artıyor.

Canalys'in açıkladığı rakamlara göre 2011 yılı içerisinde 488 milyon satılan akıllı telefona karşılık satılan bilgisayar sayısı 415 milyonda kaldı. Böylece tarihte ilk kez akıllı telefon satışları, bilgisayar satışlarını geride bırakmış oldu.

Bilgisayar satışlarına daha dikkatli bakacak olursak satılan 415 milyon cihazın 29.4 milyonluk bir kısmını netbooklar oluşturuyor.

Görünen o ki tabletler netbookların popülaritesine ciddi bir darbe vurmuş. Zira bir önceki yıla göre daha az satan tek cihaz türü netbooklar olmuş.

Notebooklar ise 2011 yılında 209 milyon adet satarak bilgisayar ailesinin en popüler üyesi olmuş. Masaüstü bilgisayarlardan ise 112.4 milyon adet satılmış.

2011 yılı boyunca 63.2 milyon adet tablet, satıcılardan tüketiciye geçmiş. Bir önceki yıla göre yüzde 274 adet daha fazla satmış olmasıyla dikkat çeken tabletlerin bu hızla artan satış rakamlarının 2012'de de aynı ivme ile artış göstermesi bekleniyor.
Almira
Sal Şub 07, 2012 1:47 am
 
Foruma git
Konuya git

Göğüs Yayı Ve Kullanımı:

Göğüs Yayı Ve Kullanımı:

Adı sizi yanıltmasın sakın. Sadece göğüsleri çalıştıran bir alet değildir. Hatta göğüsleri hiç çalıştırmaz diyebiliriz. Etkilediği başlıca bölgeler: Kanat ve beraberinden sırt, triceps, trapez....(omuz genişlemesinin %85inin kanattan geldiği düşünülse yay mükemmel bir alettir.)

Göğüs yayını ağırlık çalışmasından ayıran şey; kaslara(sinirlere) gelen uyarının kademeli bir şekilde artmasıdır. Yayı ne kadar çok açarsak, aşamalı olarak o kadar kuvvet harcamış oluyoruz. Bu kaslar için çok farklı bir çalışma şeklidir. (Ağırlık idmanlarında da böyle bir uyarı ve kuvvet kordinasyonu yoktur.) Bu kordinasyon ve uyarıyı daha da açmak istiyorum: bu türlü çalışmalar sinirleri daha fazladan uyarır ve uyarılarının beyne daha çabuk ulaşmasını sağlar. Beyne giden mesaj da şudur: Kaslar farklı bir şekilde zorlanıyor! Buraya en kısa zamanda protein yolla!.

Bu türlü çalışma şeklinin olumsuz yanları da vardır. Yayı dengesiz kullanma ve yetersiz ısınma durumunda çok büyük sakatlanmalar yaşanabilir. Bu nedenle bazı kişiler, yayı kesinlikle önermez.

Yay, ileri seviye vücutçular için çok iyi bir seçenek sayılmaz. Yayın en büyük etki kitlesi yeni başlayan veya orta seviyeye yaklaşmış sporculardır.

KULLANIMI: Öncelikle yayı aldığınız zaman 4-5 tane yayın bağlı olduğnu görüceksiniz. Göğüs açma hareketi ile(açıklayacağım) hemen bir deneme yapmalısınız. Yayı sonuna kadar açabilmeniz gerekli.Örn: 1 tane yay takılı iken açabiliyorsanız diğer yayları söküp 1 yay bırakmalısınız.Sakın kendinizi zorlamayın!

yay kullanımında birçok yer aynı anda çalışabiliyor. Şimdi hareket hareket, yüzde oranlarına göz atalım:

Günaydın: %55 omuz, %30 kanat, %15 triceps
Tersten kanat açma: %60 omuz, %25 kanat, %15 triceps
Göğüs açma: %60 kanat, %40 üst sırtın tamamı

http://img407.imageshack.us/img407/5428/makale1.jpg

Okçu: %50 göğüs + %50 kanat = %75, %25 triceps(bir triceps)(çünkü vücudun tek bir yanı çalışıyor. Aynı şekilde diğer kolla yapmak lazım.)
Testere: %80 kanat, %20 üst ve orta sırt(rowing gibi düşünün)
Belden çekiş: %100 triceps

http://img521.imageshack.us/img521/9830/makale2k.jpg

Bu hareketler kanat, triceps veya omuz günlerinde 1er, 2şer olarak; ağırlık hareketleri yerine serpiştirilebilir. Çok ta verimli olur.

Çok ÖNEMLİ: Yayı kullanmak çok daha farklıdır. Yayı sonuna kadar açabileceğimiz seviyede ayarlamalıyız. Aksi takdirde, zorlamaya çalıştıkça yararından çok, çok büyük zararları olacaktır.
Almira
Çar Şub 08, 2012 12:56 am
 
Foruma git
Konuya git

Mini Basketbol Eğlencedir

http://2.bp.xxxxxxx.com/_0sCHP-HWopw/SIMfkTz_pNI/AAAAAAAAAZk/dfyU2jGtm_4/s1600/mbas.jpg


Mini basketbol eğlencedir!

Haftalardır spor okulları ile ilgili çok önemli eleştiriler yazılmakta. Çocuklarımızı emanet edeceğimiz kişilerin denetlenmesi gerektiğinden ve her önüne gelenin sadece para kazanmak için spor okulu açmasının ve bunun yarattığı zararların çocukların gelişiminde problemler yaratacağı gibi iyi ve kaliteli sporcuların ortaya çıkmasını da engelleyebileceği gerçeğinden bahsedilmektedir. Altyapı ve spor okullarında çalışan antrenörlerin daha çok pedogoji , psikoloji, motor öğrenme ve antrenman bilgisi eğitimi almış veya bu konularda açılan kurslara katılmış kişilerden oluşması basketbolumuzun geleceği için önemli bir kazançtır.
Reyting uğruna sadece yatırım yapan müessese takımlarının spor medyasında desteklendiği gerçeği, birçok kişinin uzun bir süredir spor bilimcilerin yaptığı olumlu eleştirileri görmezden gelmelerine neden olmuştur. Yine Sn. Mahmut Kulein'in ve Sn. Mehmet Baturalp'in arasıra yazdıkları altyapı ile ilgili eleştiriler bizleri olumlu yönde sevindirmiştir.

Spor okulu çalışmalarında antrenman programı hazırlanırken çok önemli bir konu hep gözardı edilir. Antrenmanın sonuna oyun ve yarışmalar konur. Bu oyun ve yarışmalar çocuğun öğrendiklerinin sahada uygulanması olarak düşünülebilir. Fakat oyun ve yarışma sonunda kazanan ve kaybeden takımlar ortaya çıktığında o yaştaki çocuğun psikolojisi hep gözardı edilmiştir. Kazanan kendini hep güçlü görecek kaybeden ise güçsüz olarak tanımlanacaktır. Ailesi veya arkadaşları sorduğunda "kim kazandı oğlum veya kızım?" çocuğun vereceği cevap onun ruhsal durumu ile ilgili olacak ve hep kazanmanın önemli olduğunu algılayacaktır. O yaştaki bir çocuk için bu ileriki hayatında basketboldan soğumasına veya arkadaşları arasında kendini daha güçsüz olarak algılamasına sebep olacaktır. Kazanan bir öğrenci ise nasılsa ben kazanıyorum , çalışmama gerek yok diyecek ve bireysel becerilerinin gelişmesi için çalışmaya ihtiyaç duymayacaktır.
Spor okullarında önemli olan bu tür oyun veya yarışmaların berabere bitirilmesi ve sporculara herşeyin kazanmak olmadığının öğretilmesi gerekmektedir. Sporcu kendi bireysel performansları ile ilgilenmeli, başka bir sporcu ile kendini kıyaslamamalıdır. Kendi performansını ön plana almalıdır. Bu nedenle rakibin baskı yaratan bir faktör olarak ortaya çıkmasının önlenmesi , antrenör tarafından sporcuya verilecek eğitimle anlatılmalıdır.
SPOR OKULLARI SADECE BASKETBOL BECERİLERİ ÖĞRETEN YERLER DEĞİLDİR, BU AYNI ZAMANDA BİR EĞİTİMDİR . ÇOCUKLARA BASKETBOLU SEVDİRMEK VE ONLARI EĞLENDİRMEK ANTRENÖRLERİN İLK HEDEFİ OLMALIDIR.
Uluslararası Mini Basketbol Federasyonu ( FIBA Mini-Basketball CIM ) genel sekreteri Mr. Ken CHARLES 'in göndermiş olduğu Çocuk Merkezli Koçluk ( Child Centred Coaching- by Martin Lee PhD) kitabında koçların yapması ve yapmaması gerekli uygulamalar anlatılmaktadır.
Koçların Yapması Gerektiği ,
1- Her çocuğun başarı ve başarısızlığı nasıl değerlendirdiğini anlayın.
2- Kazanma ve kaybetmeden çok , çocukların kendi performanslarını değerlendirerek , karar vermelerini sağlayın. Onlara bir görevde ustalaşmaya yönelik olmalarına yardımcı olun.
3- Her çocuğun yeteneğine uygun performans hedefleri koyun.
4- Her çocuk için bireysel hedefler belirleyin,
5- Sporcu başarılı olamazsa bile kendi çabasını ödüllendirin.
6- Ödülleri geliştirin.
7- Her çocuğun gerçekçi kişisel beklentilerini geliştirmesine yardım edin.
8- Her çocuğa oyunda ve uygulamada kendini gösterme şansı verin.

Koçların Yapmaması Gerektiği,
1- Sadece en iyileri ödüllendirmeyin,
2- Oyunculara kesinlikle iyiden kötüye doğru bir sıralama yaparak kıyaslamada bulunmayın.
3- Sadece en iyileri seçip ayırmayın.
Tüm basketbol altyapı ve spor okulları antrenörlerine başarılar diliyor ve basketbolda daha güzel günlerin gelmesi için hepimizin elbirliği ile çalışması gerektiğine inanıyorum.
Almira
Çar Şub 08, 2012 12:48 am
 
Foruma git
Konuya git

Dünün Galibi 'Öyle Bir Geçer Zaman Ki'

http://img.vol.io/dizifilm//newpics/news/010220121054180683590_2.jpg


Dünün Galibi 'Öyle Bir Geçer Zaman Ki'

Kanal D’nin dizisi Öyle Bir Geçer Zaman Ki genel izleyici grubunda geçen haftaya göre bir rating daha fazla alarak 19 ratingle birinci olurken AB’de ise geçen hafta aldığı ratingi koruyarak birinciliği elde etti. Show TV’nin dizisi Pis Yedili ise genel izleyici grubunda geçen haftaya göre yaklaşık bir rating daha fazla alarak üçüncü oldu. Pis Yedili AB’de geçen haftaya göre yaklaşık dört rating daha fazla aldı ve altı sıra yükselerek üçüncü oldu.

ATV’nin yarışması Kim Milyoner Olmak İster dün az da olsa seyirci kaybetmiş. Geçen hafta genelde üç AB’de ise ikinci olan Kim Milyoner Olmak İster dün akşam genelde bir rating daha az alarak dördüncü olurken AB’de de iki rating daha az alarak üçüncü oldu. TRT’nin komedi dizisi Seksenler AB’de geçen haftaya göre bir rating daha az aldı ve üç sıra kaybederek yedinci oldu. Seksenler genel izleyicide ise 9,92 share’le on sekizinci oldu. TRT’nin dün akşam yayınlanmaya başlayan yeni dizisi Kurt Kanunu ise kötü bir başlangıç yaptı. Kurt Kanunu ne genel izleyici grubunda ne de AB’de 5 share’in üstüne çıkamadı.

Dün akşam final bölümü yayınlanan Akasya Durağı genel izleyicide aldığı 15 share’le dokuzuncu, AB’de ise 11 share’le on yedinci olarak Star TV’nin dün en çok izlenen yapımı oldu.
Almira
Çar Şub 08, 2012 10:41 pm
 
Foruma git
Konuya git

En Güzel Türk Fıkraları

http://t3.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcStMp29bGN4qW3ej0yc2xfL5GbSVOO3dge00haugY9Rpix5sq3b5A

En Güzel Türk Fıkraları

* Dünyanin Sahibi Kim Olacak?
Dünyanin gelismis ülkeleri bir araya gelmisler. Bir gün, en son teknolojilerle üretilmis bir bilgisayara bütün ülkelerle ilgili verileri yüklemisler ve sormuslar: "Dünyanin sahibi kim olacak?"
Bilgisayar uzun süre bilgileri değerlendirmis ve büyük an gelmis. Nefesler tutulmus. Bilgisayar, sonucu yaziciya göndermis. Hakem heyeti sonucu ilan etmis.
"Türkiye" Herkes sasirmis. Mutlaka bir yanlislik olmustur düsüncesiyle ayni soruyu bir kez daha sormuslar Bilgisayar uzun süre çalistiktan sonucu yaziciya göndermis. "Türkiye"
Tüm dünya soka girmis. Birisinin aklina "niye?" diye sormak gelmis. Herkes bu fikri begenmis ve bilgisayara sormuslar. "Niye?"
Bilgisayar sonucu yaziciya hiç düsünmeden göndermis."Herkes bir gün uzaya çıkacak ve dünya Türklere kalacak"


* Ayı Nerden Bilsin
Avcılar kendi aralarında atıp, tutuyorlarmış. Avcının biri;
- Geçenlerde İstanbul'da Belgrad Ormanlarında ava çıkmıştım. Birde ne göreyim, karşımda 5 metre boyunda bir ayı.
Avcılardan biri hemen atılır:
- Hadi be sende İstanbul'da Belgrad Ormanlarında ayı ne gezer.
Avcı hemen cevap verir:
- İyide arkadaş Allahın ayısı oranın Belgrad Ormanı olduğunu nerden bilsin.


* Ramazan Topu
Bir gün tilki ormanda tek başına gezerken ağaca asılmış bir parça et görür. Etin yanına yaklaşarak incelemeye başlar ve etin arasına gizlenmiş bir bomba görür. Ete hiç dokunmadan 10-15 metre kenara çekilerek uzanır ve beklemeye başlar. Biraz sonra kurt çıkagelir ve eti görür, şöyle bir sağa sola bakınırken tilkiyi görür ve sorar: "Eti görmüyor musun?" Tilki: "Ben orucum." der. Kurt: "Ben yiyebilir miyim o zaman?" diye sorar. Tilki: "Buyur ye, afiyet olsun!" der. Kurt eti ısırmasıyla bombanın patlaması bir olur ve kurt ağır yaralı bir şekilde 8-10 metre ileriye sürüklenir. Tilki bulunduğu yerden kalkarak etin yanına gider ve başlar yemeye. Buna dayanamayan kurt sorar: "Hani sen oruç tutuyordun?" Tilki: "Top atıldı duymadın mı?" der.


* Cenaze Namazı
Birgün temelin annesi ölmüş temele sormuşlar niye namaz kılmeysun temel ben cenaze namazı kılmasını bilmeyrum demiş 15 gün sonra kaynanası ölmüş temel en önde namaz kılıyomuş temele hani sen cenaze namazı kılmasını bilmiyordun demişler temel bu cenaze namazı deyildür bayram namazudur demiş.


* Sarışın öğretmen
Sarışının biri ilkokul öğretmeni olarak staja başlar, çok heveslidir.
Bir gün teneffüs sırasında bütün çocuklar futbol oynarken bir çocuğun oyun alanının sonunda kenarda durduğunu görür. Çocuğun iyi olup olmadığını öğrenmek üzere yanına yaklaşır ve çocuk bir sorununun olmadığını söyler. Bir süre sonra sarışın çocuğun yine tek başına aynı yerde durduğunu görür, içi rahat etmez ve tekrar çocuğa yaklaşarak;
- ''Senin arkadaşın olmamı istermisin?'' diye sorar, çocuk pek hevesli olmamakla birlikte;
- ''tamam'' der.
İlerleme kaydettiğini düşünen sarışın öğretmen;
- ''Bütün çocuklar topun peşinde koşturup oynarlarken sen neden burada duruyorsun?''.
Afallayan çocuk hayretle cevap verir;
- ''Çünkü ben kaleciyim''..


* Dört Ayaklı Ördek
Bir gün, Nasrettin Hoca, camide bir vaaz veriyordu. Cemaatten bir kışının esnediğini ve bir kısmının uyukladığını fark etti. Bunun üzerine şöyle konuşmaya başladı: -Bir sabah, Akşehir'den dışarı çıkmıştım. Çayın kenarında dört ayaklı ördekler su içiyorlardı... Dört ayaklı ördek sözünü işiten cemaat, gözlerini açarak Nasrettin Hoca'yı dikkatle dinlemeye başladı. Bunun üzerine Nasrettin Hoca: Yahu!... Siz nasıl adamlarsınız. Deminden beri size vaaz ediyorum, uyukluyorsunuz da, kuyruklu bir yalan uydurunca hepinizin gözleri açıldı...
Almira
Çar Şub 08, 2012 11:05 pm
 
Foruma git
Konuya git

Kurtlar Vadisi Pusu-147

K.V.P. 147. BÖLÜM ÖZETİ VE FOTOĞRAFLAR


http://www.kurtlarvadisi.com/images/fotograflar/bigsize/147_1.jpg



Türkiye’nin fenomen dizisi Kurtlar Vadisi Pusu’nun nefesleri kesecek 147. bölümü, 9 Şubat Perşembe akşamı TNT ekranlarında olacak. İşte Kurtlar Vadisi Pusu’nun 147. bölümünde yaşanacaklar:
Amerikalılarla görüşen Polat Alemdar’a pusu kuran kim? Çıkan çatışmada neler yaşanacak? Memati, Abdülhey ve Cahit, Polat’ı yara almadan kurtarabilecek mi?

Pusat, güç kazanmak için nasıl bir yol izleyecek? Polat Alemdar, bu durum karşısında ne yapacak? Nesrin’le görüşen Polat, ne yanıt alacak?

Kara, oğlunun yerini nasıl öğrenecek? Ferman’ı zarar görmeden kurtarmayı başarabilecek mi?

Dicle’nin peşine düşen İzzet’in hastaneye gönderdiği adamı ne yapacak?

Polat Alemdar, Shamir için yeni planlar yaparken onu bekleyen büyük sürpriz ne olacak?
Almira
Per Şub 09, 2012 12:59 am
 
Foruma git
Konuya git

TRT 1 - Kurt Kanunu

http://www.ozgunbakis.com/resimler/5df56c492d9d425ff8d32134ad81801d.jpg



Kurt Kanunu 1. bölüm full izle Pana Film ekibinin yeni dizisi TRT 1’de başlıyor bilgisi
2012-02-07 - 06:10:08

Kurtlar Vadisi , Kurtlar Vadisi Pusu yapımcılarının yeni dizisi Kurt Kanunu 1. bölüm full olarak izleme adresiniz Polat Alemdar konuk oyuncu olacağı dizinin 1. bölümü burada. Gündemi tekrardan sarsmayı hedefleyen Pana Film Kurt Kanun 1. bölümüyle TRT 1 ekranlarında.

Kurtlar Vadisi , Kurtlar Vadisi Pusu yapımcılarının yeni dizisi Kurt Kanunu 1. bölüm full olarak izleme adresiniz Polat Alemdar konuk oyuncu olacağı dizinin 1. bölümü burada. Gündemi tekrardan sarsmayı hedefleyen Pana Film Kurt Kanun 1. bölümüyle TRT 1 ekranlarında.

Bu gece 22:00’de TRT1 ekranlarında başlayacak olan “Kurt Kanunu” dizisini izleyecek olanları büyük bir sürpriz bekliyor…

Diziden önce bir sunumla birlikte ilk defa İsmet Paşa’nın Lozan Konferansı’ndan döndükten sonra Çatalca Tren İstasyonu’nda, Sirkeci Tren İstasyonu’nda ve Ankara Garı’na geldiği anda çekilen orijinal görüntüler yayınlanacak. Pana Film’den Bahadır Özdener’in dün Akşam Gazetesi’nden Elif Aktuğ’a verdiği röportajda ilk kez bahsettiği bu görüntüler, yarın akşam Türkiye televizyonlarında ilk kez Kurt Kanunu dizisinde yayınlanacak.

Yapımcılığını Pana Film’in, yönetmenliğini Yasin Uslu’nun üstlendiği Kurt Kanunu’nda başrolleri Ümit Acar, Ali Başar, Pelin Akil, Bahar Kerimoğlu ve İlker Kızmaz paylaşıyor. Kurt Kanunu’nun konsept danışmanlığını ise ünlü yazar Alev Alatlı üstleniyor.
Almira
Per Şub 09, 2012 1:11 am
 
Foruma git
Konuya git

Kuzey Güney 22. Bölüm

http://www2.dizifilm.com/newpics/fotogaleri/act/1965_6020_08022012_6.jpg

Kuzey Güney 22. Bölüm

Güney ile Banu’nun evlilik kararı alması üzerine, Tekinoğlu Ailesi’yle Sinaner Ailesi’nin tanışmak için biraraya gelecekleri akşam, Ali de Simay’ın yalanlarını ortaya çıkarmak için harekete geçiyor. Kuzey’in telefonu Cemre için, Banu ile Güney’in nişanlandıkları gecenin anlamını tamamen değiştirir. Kuzey’in kendisine doğru bir adım attığını düşünen Cemre, bu telefona büyük anlamlar yükler. Sinaner Ailesi’nde Banu ile Güney’in nişanlanmalarının sarsıntısı artarak devam eder. Ebru ve Barış’ın bu nişanı sessizce kabullenmeye niyetleri yoktur. Güney’in Banu’yla evliliğe doğru ilk adımı atması en çok Handan Hanım’ı sevindirir. İki ailenin tanışması için organize edilen akşam yemeğine büyük hevesle hazırlanır. Tekinoğlu Ailesi, Sinaner köşküne çıkar. O gece özellikle Güney için hayli sıkıntılı geçecektir. Öte yandan Simay, Kuzey’le Güney’in sırrını öğrenir. Kuzey’in hayatında yerini garanti etmek için şimdi çok daha güçlü bir kozu vardır. Simay’ın yalanlarının farkında olan tek kişiyse Ali’dir. Tekinoğlu Ailesi’yle Sinaner Ailesi’nin biraraya geleceği akşam, Ali de Simay’ın yalanlarını ortaya çıkarmak için harekete geçer.
Almira
Çar Şub 08, 2012 10:46 pm
 
Foruma git
Konuya git

Bugün Bir İyilik Yapın Kendinize

 

Bugün bir iyilik yapın kendinize


BUGÜN BİR iyilik yapın kendinize...
Bir selam verin sevdiklerinize.
Yağmur damlalarıyla halleşin yahut...
Eski günlerdeki gibi masal diyarında yolculuğa çıkın şöyle bir.
Hatırlayın hayalin ne kadar uçsuz bucaksız olduğunu.
Çünkü hayal, hayatın rengidir, tadıdır, tuzudur.
En fakiri zengin eder hayaller.
Çünkü cebi dolu, hayal dünyası boş insanlar vardır her yerde.
Kâinatta zerreyi göremeyenlerin yanında,
Zerrede kainatı görenlerden olun.

Bugün bir iyilik yapın kendinize...
Dostlarınızla güzel bir yemek paylaşın.
Tebessüm edin minik bir çocuğa.
Vedalaşın sonbahar yapraklarıyla.
Çayınızın her yudumunda,
İçinize dolan ılık sevinci paylaşın.
Ve paylaştıkça çoğalsın güzellikler.

Bugün bir iyilik yapın kendinize...
Işığı seyredin bugün.
Alışılmışın dışında bir kitap edinin.
Sayfalarda gezindikçe, dünyanıza bir dünya daha katın..

Bugün kendinize çok büyük bir iyilik yapın...
Sevin en küçüğünden en büyüğüne herkesi, herşeyi.
Ki Rabbiniz de sevsin sizi.

Bugün bir iyilik yapın kendinize...
Gelmeyen dolmuşunuzu beklerken, sabırdan ışıltılar sunsun gözleriniz.
öfkeden kaşları iki büklüm olmuş bir hanıma tebessümü öğretsin.
Nakış nakış işlensin ruhunuza mutluluk...

Bugün çok önemli bir başka iyiliği de unutmayın kendiniz için...
Dua edin herkese.
Vermeyi sevenden, vermekten usanmayandan isteyin isteyeceğinizi...
İstemekten usanmayın.
Hep iyiyi, hep hayrı isteyin.
En çok da başkaları için isteyin ki,
Sizin dua gönüllüleriniz melekler olsun.
Düşen her yaprağa verdiğiniz selamı alan melekler olsun duacınız...

Bugün bir iyilik yapın kendinize...
İçini sonbaharda olabildiğince boşaltıp rahatlayan göğün derdini dinleyin.
Sohbet edin kuşlarla.
Kedileri ürkütmeden geçtiğiniz duvar kenarlarına bir parça ekmek bırakın bazen.
Ve bir de yağmur sularıyla oyun oynayın.
Åžıpırtılar içinde koştuğunuz cadde küsmesin size.
Karanlık sandığınız gece ümitlerinizle aydınlansın.

Bugün bir iyilik yapın kendinize...
Ne olur, bugün ümit edin.
Bugün hayal edin.
Bugün düşünün.
Bugün paylaşın.
Bugün sevin herkesi ve herşeyi.

Bugün bir iyilik yapın kendinize...
Gecenin karanlığı korku vermesin size.
Düşünün; dünyanın bir diğer diyarı aydınlıktır şimdi.
Çok korkuyorsanız, rüyalarınızı seyretmeye başlayın hemen.
Orada güneş kadar aydınlık mekânları dolaşın.
Yahut diğer tarafına gidin dünyanın.
Güneşle kovalamacılık oynayın.
Gerek de yok bunlara aslında bugün.
Çünkü karanlık da olsa güzeldir geceler.
Günün bitiminde yarın için tohumlar ekeriz ya yüreğimize...
Ya da hayaller kurarız yarın için...
Bugüne dair şükürler ve yarına dair ümitlerle kapatın bugün gözünüzü...

Bugün bir iyilik yapın kendinize...
Ne yapacaksanız, en güzeli, onu ‘bugün’ yapın.
Bereketlendirin bugünü.
Gelmeyen günden önce ve giden dünden sonra.
Böylece aydın olsun bir ömür.
Herkesi aydınlatsın.
Yaşamayanlara ibret olsun.
Åževklendirsin yaşayanları.
Lezzet dolsun saniyeler.
Zerreler adedince şükürler olsun.
Rabbimiz her daim bizimle,
Ve yüreğimiz Rabbimiz ile dolu olsun...




 

Almira
 
Foruma git
Konuya git

Paris’te dantel ve tül rüzgarı

http://luxurylife.com.tr/timthumb/timthumb1.php?src=/wp-content/uploads/127970639_10.jpg&h=400&w=700&q=85&zc=1


Alexander McQueen, Valentino gibi ünlü markalar Paris’te gelenekle yeniliğin uyumunu da sergilediler. Dantel, tül ve şifonla pastel renkler; şıklığı ve zerafetin altını çiziyordu.

Alexander McQueen’in Paris’te sergilediği 2012 İlkbahar Yaz Koleksiyonu’na yine radikal fikirler ve mükemmel bir kesim hakim oldu. Markanın yeni kreatif direktörü Sarah Burton, geçen yıl intihar eden Alexander McQueen’in modacı ruhunu devam ettirmeyi başardı. Burton da Lagerfeld ve Tisci gibi denizaltından esinlenmişti ;ancak Alexander MacQueen’in koleksiyonu detayları ve zorlu kesimleriyle öne çıktı. Kat kat tüller, pırıl pırıl ışıldayan kumaşlar modellerin her hareketinde dalgalanıyor ve adeta deniz dibinde suyu takip eden mercanları ya da mercan kayalıklarını anımsatıyordu. Sarah Burton her ne kadar McQuenn’in modacı ruhunu yaşatsa da kendi çizgisini ihmal etmemişti. Uzun dar etekler, pastel tonda fırfırlı daha kadınca elbiseler bunun kanıtı oldu. Özellikle koyu siyah deri ve dantel tasarımlar büyüleyiciydi. Mankenlerin başlarının dantel maskelerle sarılmış olması, koleksiyona ürkütücü bir gizem kattı.

Valetnino’nun misyonu değişmedi

Valentino, rüya gibi tasarımlar yapmaya ya da başka bir deyişle, hayal edilen tasarımları gerçekleştirmeye devam ediyor. 2012 ilkbahar yaz koleksiyonunda Pier Paolo Piccioli ve Maria Grazia Chiuri kreatif direktörlüğü devralmış olsa da durum; Valentino’nun misyonunun değişmediğinin ispatı gibi. Danteller, pastel renkler ve deri kullanılarak yapılmış tasarımlar tam da ”Valentino eski alışkanlıklarını koruyor” dedirtirken, podyumda beliren bir sweatshirt soru işaretlerine neden oluyor. Romantik ve işveli elbiseler yine Valentino’nun odak noktası. Aslolan dantele ise bir bakıyorsunuz; giysiye renkli ve zarif bir biçimde iliştirilmiş, derken bir de bakıyorsunuz; pastel tonlarda ve büyük parçalar halinde yerleştirilmiş. Pastel tonda sade kesimler ve siyah şifon elbiseler de aynı zarafet ve şıklığı koruyor.
Almira
Pts Şub 13, 2012 1:06 am
 
Foruma git
Konuya git

PARİS’TE HAUTE COUTURE GÜNLERİ

http://luxurylife.com.tr/timthumb/timthumb1.php?src=/wp-content/uploads/Versace_Paris_HC.jpg&h=400&w=700&q=85&zc=1

aris Haute Couture haftası kapsamında 23 – 26 ocak tarihlerinde dünyaca ünlü moda devleri 2012 İlkbahar/Yaz koleksiyonlarını renkli şovlarla beğeniye sunacak. Avrupa’nın en gözde moda merkezlerinden biri olan Paris’te İlkbahar/Yaz 2012 koleksiyonlarının tanıtılacağı Paris Haute Couture Moda Haftası, ünlü İtalyan modaevi Versace’nin defilesi ile başladı.

Paris’te Haute Couture alanında kendini ispatlamış sayılı modaevlerinden biri olan Versace’nin defilesi moda otoriteleri tarafından büyük beğeni topladı. Versace, en son 2004′te Paris Haute Couture resmi takviminde yer almıştı. Dört gün sürecek moda haftası boyunca milyon dolarlık şovlarla tasarımlarını sergileyecek markalar arasında Chanel, Dior, Gaultier, Givenchy ve Armani gibi ünlü moda devleri bulunuyor.
Almira
Pts Şub 13, 2012 12:54 am
 
Foruma git
Konuya git

Milano’da açılış Gucci ile

http://luxurylife.com.tr/timthumb/timthumb1.php?src=/wp-content/uploads/125952308_10.jpg&h=400&w=700&q=85&zc=1


Milano Moda Haftası, ünlü İtalyan lüks markası Gucci’nin 2012 ilkbahar – yaz kadın modasını sergilediği defilesi ile açıldı. Siyah ve altın renginin hakim olduğu tasarımlar, bir yaz akşamı New York, Paris ya da Roma’da açık havada düzenlenen bir gece için ideal.



Gucci’nin 1012 İlkbahar – yaz koleksiyonunu altın kıymetinde şıklık ve çıplaklık olarak özetlemek mümkün. Markanın Kreatif Direktörü Frida Giannini’nin tasarımlarında siyah ve altın renginin hakim olması, kostümlerin bele değil daha çok kalçaya oturmuş olması dikkat çekiciydi. Hafif kumaşların tercih edildiği tasarımların güzelliği; enli çizgilere, sıra dışı desenlere ve kemerler gibi ayrıntılara gizlenmiş.



Kendinden desenli ya da aslan desenli şeffaf kumaşlar, askeri tarzda kesilmiş mini ya da sırtı açık altın renkli işlemeli ceketler, göğüs dekoltesini ön plana çıkaran bluzlar, diz üstü yine kendinden desenli elbiseler dünyaca ünlü modellerin üzerinde göz alıcı görünüyordu. Yeşili, siyahı, beyazı ve altın rengini mükemmel bir biçimde harmanlayan Gucci’nin koleksiyonu, önümüzdeki ilkbahar -yaz sezonunda da yüksek topukların moda olmaya devam edeceğinin habercisi oldu.



Altı gün süren Milano Moda Haftası’na, aralarında Armani, Dolce & Gabbana, Fendi, Missoni, Prada, Max Mara, Alberta Ferretti, Alessandro Dell’Acqua – No21 ve Versace gibi markalara çalışan 73 tasarımcı katılıyor. İrili ufaklı 144 sunumun yanı sıra Gucci ve Louise Vuitton’un, ikisi de Milano’nun ünlü alışveriş merkezlerinden Via Montenapoleone’de bulunan iki yeni mağazasının açılışı da yapılacak. Cumartesi günü Armani, Jil Sander ve Emilio Puccini; pazar günü de Dolce & Gabbana, Missoni ve Christopher Kanes Versus sonra da Giorgio Armani ve Roberto Cavalli tasarımlarını modaseverleri ile buluşturacak.
Almira
Pts Şub 13, 2012 12:48 am
 
Foruma git
Konuya git

Sevgililer Günü beklentisi

Sevgililer Günü beklentisi tek taşyüzük ~ İşte anket sonuçları


Sevgililer Günü, her yılın 14 Şubat günü birçok ülkede kutlanan özel gündür. Kökeni, Roma Katolik Kilisesi'nin inanışına dayanan bu gün, Valentine ismindeki bir din adamının adına ilan edilen bir bayram günü olarak ortaya çıkmıştır. Bu sebeple bazı toplumlarda "Aziz Valentin Günü" (İngilizce: St. Valentine's Day) olarak bilinir. Valentine kelimesi, Batı medeniyetlerinde hoşlanılan kişi veya sevgili anlamlarında da kullanılır.



Günümüzde, bazı toplumlarda sevgililerin birbirine hediyeler aldığı, kartlar gönderdiği özel bir gün olarak devam etmektedir. Tahminlere göre 14 Şubat günü, tüm dünyada 1 milyar civarında kart gönderilmektedir. Bunun yanı sıra hediye alımlarından kaynaklı piyasada satışlar artmaktadır.


Yahoo, omg! sitesinin her yıl düzenlendiği ‘Sevgililer Günü’ anketinin sonuçları yayınlandı. Bu sene çalışmaya katılan kadınların 14 Şubat’ı ABD’li aktör George Clooney ile geçirmek istediği belirlenirken erkeklerin tercihinin de ‘Friends’ dizisinin başarılı oyuncusu Jennifer Aniston olduğu gözlendi.
http://media3.ntvmsnbc.com/j/NTVMSNBC/Components/ArtAndPhoto-Fronts/SectionsThumbnails-TSM-Colorbox/Ya%C5%9Fam/120213-sev.hmedium.jpg

İSTANBUL - 2000 kişinin katıldığı ankette ‘Sevgililer Gününü kiminle geçirmek istemezdiniz?’ sorusuna kadınların büyük çoğunluğu aktör Charlie Sheen’in ismini verirken ‘Hollywood’daki hangi iki eski sevgili barışsın?’ sorusuna verilen cevap Brad Pitt-Jennifer Aniston oldu.

Çalışmaya katılan kadınların %56’sı bu özel günde kız arkadaşlarıyla eğlenmek için gece dışarı çıkarken yanlarında Oscar'lı oyuncu Sandra Bullock’u görmek istediklerini belirtti.

14 Şubat gecesi hangi filmi izlemek istedikleri sorulduğunda ise ankete katılanların büyük bir çoğunluğunun tercihi başrollerinde Rachel McAdams ve Ryan Gosling’in oynadığı ‘The Notebook’ (Not Defteri) oldu.
Almira
Sal Şub 14, 2012 10:44 pm
 
Foruma git
Konuya git

Sevgililer Günü'nde en güzel hediye

Sevgililer Günü'nde en güzel hediye


http://www.gazetevan.com/files/sevgililer-gunu.jpeg

Muğla’da yaşayan peyzaj mimarı 47 yaşındaki kadın, 1 aydır diyalize giren eşine sevgililer günü öncesinde böbreğini verdi.

Muğla’da ticaretle uğraşan 53 yaşındaki Ali Fevzi Koçer, 25 yıl önce peyzaj mimarı 47 yaşındaki Melek Koçer ile evlendi. 2 çocukları bulunan çift, 25 yıl boyunca sağlıklı bir hayat sürdü. 4 yıl önce gittiği bir kontrol sırasında tek böbrekli dünyaya geldiğini öğrenen Ali Fevzi Koçer’in bir süre önce tek böbreği de işlevini görmez hale geldi.

Muğla’da 1 aydır diyalize giren Koçer’in sağlığına kavuşması için eşi Melek Koçer, hiç düşünmeden gönüllü oldu. Tetkiklerin ardından nakil işleminin yapılmasına karar verildi. Çift ameliyathaneye el ele tutuşarak girdi.

Prof. Dr. Alper Demirbaş yönetiminde gerçekleştirilecek ameliyat öncesi gazetecilere açıklama yapan Melek Koçer, Sevgililer Günü’nden bir gün önce eşine böbreğini verdiği için çok mutlu olduğunu söyledi. Eşine ’en güzel sevgililer günü hediyesi’ verdiğine inandığını anlatan Melek Koçer, "Ameliyatın sevgililer gününden bir gün önceye denk gelmesi bizim için de unutulmaz bir tesadüf oldu. Umarım eşimle birlikte eski sağlıklı günlerimize geri döneriz" dedi.

Eşinden aldığı böbrekle hayata adeta yeniden "merhaba" diyeceğini belirten Ali Fevzi Koçer ise "Muğla’da ’Ev yaparsan tuğladan, kız alırsan Muğla’dan’ diye ünlü bir söz vardır. Eşim bu sözün doğruluğunu kanıtladı. Ona çok teşekkür ediyorum. Bana çok güzel bir sevgililer günü hediyesi verdi" diye konuştu.

Hastanenin Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Alper

Demirbaş ise nakillerde doku uyumu zorunluluğunun kalkmasının ardından eşten nakillerin arttığına dikkati çekti. Demirbaş, doku uyumu zorunluluğu bulunduğu dönemde en fazla anne ve babadan nakillerin yapıldığını belirtti.

Eşlerin aynı evde yaşadığı için sağlık sorunlarını daha fazla hissettiğini vurgulayan Demirbaş, "Bir kişinin sağlığının bozulması en yakınında olduğu için eşini de etkiliyor. O nedenle eşler arasındaki nakiller de arttı" dedi.

Koçer çiftinin naklinin sevgililer günü öncesine denk gelmesinin büyük bir mutluluk olduğunu belirten Demirbaş, ameliyatın başarılı geçtiğini ifade etti.

Sevgililer Günü için ekmek yaptı

http://www.gazetevan.com/files/ekmek.jpg

KAYSERİ’de fırıncı 25 yaşındaki Faruk Demirtaş, "Evine ekmeği zor alanlar var" diyerek, 14 Şubat Sevgililer Günü için dar gelirlilere özel kalp şeklinde ’Sevgi ekmekleri’ yaptı.

Faruk Demirtaş, müşterilerinin daha çok dar gelirliler olduğunu belirtirken, her tarafta tek taş yüzük, tatil ve eğlence gibi afiş, davetlere ait reklam bulunduğunu söyledi. Demirtaş, "Bazı vatandaşlarımız evlerine ekmeği dahi zor götürüyor. Bu hizmetlerden yararlanamıyor. Biz de daha çok dar gelirli vatandaşlarımıza hitap ediyoruz. Bu nedenle onlara özel bir kampanya başlatmak istedim. Kalp şeklinde adını da ’sevgi ekmeği’ verdiğimiçz ekmekler yaptım. İsteyenler bu ekmekleri evlerine götürüp, eşlerine en azından çam sakızı çoban armağanı tarzında kurulan sofrada sürpriz yapabilir" dedi.

Yaptığı ’Sevgi ekmeleri’nin normal ekmekle aynı; 60 kuruş olduğunu belirten Demirtaş, "Pahalı hediyeler alamıyorum diye üzülmeyin sevgi ekmekleri ile hem sevginizi hem de ekmeğinizi paylaşın" diye konuştu.
Almira
Sal Şub 14, 2012 10:49 pm
 
Foruma git
Konuya git

TahLiye davaLarı

Tahliye davaları Borçlar Kanunu (BK) 260 vd. maddeleri ile 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanun (GKKK) da düzenlenmiştir. Özel kanun olan 6570 sayılı kanunun uygulanmadığı durumlarda BK’ nun ilgili maddeleri uygulanmaktadır. 6570 sayılı kanun Belediye teşkilatı olan yerlerle iskele, liman ve istasyonlardaki gayrimenkulların (örtülü olmayanları hariç) kiralamalarında uygulanır. 6570 sayılı kanun hükümleri kiracı aleyhine değiştirilemez, ama lehine değiştirilebilir. BK sisteminde kiraya verenin tek taraflı irade beyanı ile sözleşme sona erdirilebileceği halde 6570 sayılı kanuna göre akdin akıbeti hakim kararına bağlıdır.

6570 SAYILI GKKK GÖRE TAHLİYE SEBEPLERİ;

Yazılı Tahliye Taahhüdü Sebebiyle Tahliye: (6570 sayılı K.mad.7/a)

Davacı kiralayan, kiralayan ölmüşse mirasçılarıdır. Kiralayan olmayan malikin dava hakkı yoktur. Davalı ise kiracıdır. Dava açma süresi; yazılı taahhüt tarihinden itibaren (1) ay’dır. Kiralayan taahhüt tarihinden itibaren (1) ay içinde ya Sulh Hukuk Mahkemesinde tahliye davası açacak veya aynı (1) ay içinde icra takibi yapacaktır. Yargıtay, tahliye taahhütü ilk kira sözleşmesine bir madde olarak yazılmışsa veya ilk kira sözleşmesi ile aynı tarihi taşıyorsa, kiracı müzayaka halinde olduğundan geçerli kabul etmiyor. (Buna ilişkin 04.10.1944 gün ve 15-20/28 sayılı Yarg. İçtihatları Birleştirme Kararı halen yürürlüktedir.) Uygulamada; taahhüt noterden verilmişse, kiracının imzayı inkar hakkı yok. Ancak taahhüt adi olarak yapılmışsa, imza inkar edildiği takdirde mahkemece imza örnekleri alınarak Adli Tıp yoluyla imza incelemesi yapılıyor, sonucuna göre karar veriliyor.

İhtiyaç Sebebiyle Tahliye:

Mesken ve İşyeri İhtiyacı Sebebiyle Tahliye: (6570 sayılı K.mad.7/b-c)

Buna göre kiralayan; kendisi veya eşi veya çocuklarının mesken veya işyeri ihtiyacı için kira sözleşmesinin bitiminden itibaren (1) ay içinde tahliye davası açabilecektir. Tahliye davası açabilmek için “kiraya veren” sıfatına haiz olmak gerekir. Bu davayı kiralayanın yanı sıra malik ve intifa hakkı sahibi de açabilir. Dava kiracıya karşı açılır; eğer kiracılar birden fazla ise, davanın hepsine birden yöneltilmesi gerekmektedir. Zira tahliye borcu, bölünebilecek nitelikteki borçlardan değildir. Kira sözleşmesinin bitiminden itibaren bir ay içinde dava açılacaktır; ama dava açılacağı daha önceden veya bir aylık süre içinde kiracıya bildirilmişse, davanın bildirimini takip eden dönem sonuna kadar açılması mümkün hale gelecektir. Dava açıldıktan sonra veya ihtar çekildikten sonra kira parasının ihtirazi kayıtla alınıp alınmamasının önemi yoktur. Bu durumda kira bedeli alınabilir. Bu davada mahkemece aranacak en önemli husus ihtiyacın samimi olup olmadığı hususu olup, ihtiyaç iddiası her türlü delille ispatlanabilir.

Yeni Malikin İhtiyacı Sebebiyle Tahliye: (6570 sayılı K.mad.7/d)

Bu davada yeni malik iktisap tarihinden itibaren bir ay içinde iktisap durumunu, ihtiyacını, tahliye isteğini ve aksi halde tahliye davası açacağını kiracıya bildirmek kaydıyla, gene iktisap tarihinden başlayarak altı ay sonra tahliye davası açabilecektir. Diğer ihtiyaç sebebiyle açılan davada söylenenler bu dava içinde geçerlidir.

Yeniden İnşaa Veya Esaslı Onarım Sebebiyle Tahliye: (6570 sayılı K.mad.7/ç)

6570 Sayılı Kanunun konuya ilişkin mad. 7/ç hükmüne göre “taşınmazı yeniden inşa veya imar maksadıyla esaslı bir surette tamir, genişletme veya düzenleme için çalışma esnasında içinde ikamet veya faaliyet mümkün olmadığı fennen anlaşıldığı takdirde kira akdinin sonunda” kiraya veren tahliye davası açabilir. Bu dava da kira süresinin bitiminden itibaren bir ay içinde açılmalıdır. Davayı kiralayan açar, ancak, ihtiyaç sebebiyle tahliye davalarında olduğu gibi, kiralayan durumunda olmayan malikinde bu davayı açma hakkı bulunmaktadır. Keza aynı şekilde bu dava için de önceden ihtar gerekli değildir. Ancak gerekmemekle birlikte ihtarname gönderilmişse, bu durumda bu davada dönem sonuna kadar açılabilir. Bu davada en önemli husus, yeniden inşaaya, esaslı tamir ve tadilata ilişkin olarak hazırlanan tadilat projesinin mahkemeye sunulmasıdır. Keşif sırasında teknik bilirkişiler, söz konusu tadilat sırasında taşınmazda kiracının bulunmasının fennen mümkün olmadığını bildirilerse, mahkemece tahliyeye karar veriliyor. Dolayısıyla yapılacak tamir ve tadilatın esaslı surette olması ve bunlar yapılırken mecurda kiracının oturmasının fennen mümkün olmaması gerekmektedir.

Bir Kira Yılı İçinde İki Haklı İhtar Sebebiyle Tahliye: (6570 sayılı K.mad.7/e)

Buna göre, kira bedelini ödemediğinden dolayı bir yıl içinde iki defa haklı olarak yazılı ihtarnameye sebep olan kiracı aleyhine kira sözleşmesinin hitamında, kiralayan tarafından tahliye davası açılması mümkün bulunmaktadır. Buradaki ‘bir yıl’ tabiri ‘bir kira yılı’ şeklinde anlaşılmalıdır İki haklı ihtar sebebiyle tahliye davası da, kira süresinin bitimini izleyen bir aylık süre içinde açılmalıdır. Bu dava için

a-Kiracının iki haklı ihtara sebebiyet vermesi,

b-Bu iki ihtarın bir kira döneminde ve bir yıl içinde başka başka aylara ait olması,

c-İhtarların muaccel olan kira bedellerini kapsaması,

d-Davanın kira süresinin hitamını takip eden bir ayın içinde açılmış olması gerekmektedir.

Kiracının veya eşinin aynı belediye sınırları içinde meskeni bulunması sebebiyle Tahliye:

(6570 sayılı K.mad.7/son)

Kiracının kirada oturduğu yer ile aynı belediye sınırları içinde meskeninin bulunması halinde kiralayan her zaman tahliye davası açarak, kiracının tahliyesini isteyebilir. Bu dava süreye bağlı değildir. Ancak her zaman kiracının aynı belediye sınırları içinde meskeninin bulunması her zaman tahliye sebebi olamaz Gerçektende, bu hususta tahliye davasına muhatap olan kiracının sağlık durumu, sosyal, ekonomik ve kültürel şartları mutlaka dikkate alınmalıdır. Mesela romatizmal hastalıkları bulunan kiracının aynı belediye sınırları içinde çok rutubetli bir bodrum kata sahip olması, onun tahliyesi için yeterli sebep oluşturmayacaktır. 6570 sayılı K. mad. 7/2 hükmüne göre tahliye davasını açmaya sadece malikin yetkili olduğunu da belirtmeliyiz . Oysa buraya kadar incelediğimiz tahliye sebeplerinde dava açma hakkı, kural olarak, kiraya verenlere tanınmıştı. Ancak bu dava, malik tarafından ‘her zaman’ açılabilecektir. Demek ki malik sıfatına sahip olan kiraya veren, incelemekte olduğumuz tahliye davasını açmak için süresin sonunu veya iktisap tarihinden itibaren altı ayın geçmesini beklemek zorunda değildir.

Fuzuli İşgal Sebebiyle Tahliye: (6570 sayılı K.mad.12)

6570 sayılı kanun, kira sözleşmelerinde aksine açıklama olmadıkça, kiralanan yerin kiracı tarafından başkasına kiraya verilmesine (alt kirayı) veya kiracının kiracılık hakkını devretmesini (kiranın devrini) caiz görmemiştir. Keza, kiracının terk ettiği taşınmazı başkasına herhangi bir sebeple işgal ettirmesi de yasaklanmıştır. Buna karşılık, sözleşmenin asıl amacı itibariyle başkalarına kiraya verilmesi gereken veya mutad olan otel, pansiyon öğrenci yurdu gibi yerler ise, bu hükmün dışındadır. Ne var ki, taşınmazın ‘tamamının’ başkasına kiraya verilmesi veya taşınmazın ‘tamamı’ için kiranın devri gene yasak kapsamına alınmıştır. İşte, belirtilen yasaklara aykırı davranılmışsa, taşınmaza kiracı veya devralan sıfatıyla girenler ya da taşınmazı herhangi bir sebeple işgal edenler aleyhine hiç bir ihtara hacet kalmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde tahliye davası açılabilecektir. Bu takdirde devreden kiracıya akde aykırılıktan, işgal edene karşıda fuzuli şagillikten dolayı birlikte veya ayrı ayrı dava açılabilir.

BORÇLAR KANUNUNA GÖRE TAHLİYE SEBEPLERİ;

Akde aykırılık nedeniyle tahliye davası: (Borçlar K. mad.256)

BK md. 256 genel bir hüküm olup, hem BK, hemde GKKK kapsamına giren yerler için uygulanır. Bu maddeye göre kiracının akde aykırı davranması durumunda, kiraya veren süre sonunu beklemeden sözleşmeyi hemen feshedebilecektir. Malikin bu davayı açma hakkı yoktur. Kiraya verenin bu yola başvurabilmesi için, evvela kiracıya akde aykırılığı gidermesini ihtar etmesi ve münasip bir mehil vermesi gerekir. Bu ihtar, herhangi bir şekle tabi değildir. Eğer kiracı, kiralananı açıktan açığa fena kullanarak kiralanana daimi bir zarar verirse , ihtara da gerek yoktur. Eğer yapılan ihtar amacına ulaşmışsa, yani kiracı ihtar üzerine, yani kiracı ihtar üzerine sözleşmeye ve kanuna aykırı davranışlarına son vermişse, artık kiraya verenin sözleşmeyi feshetme hakkı mevcut olmayacak, akde aykırılık giderilmediği takdirde ise tahliye davası açılabilecektir. (EK-6 Örnek dava ve cevap dilekçesi)

Temerrüt nedeniyle tahliye: (Borçlar K. mad.260)

Kiracı muaccel olan kira bedelini altı ay ve ya daha fazla süreli kira sözleşmelerinde otuz günlük; daha az süreli sözleşmelerde altı günlük süre içinde ihtarname tebliğine rağmen ödemezse temerrüte düşmüş olur. Buna göre, kiraya veren, muaccel kira bedelini ödemeyen kiracısına bir ihtarda bulunacak ve bu ihtarla hem ödeme için 30 günlük süreyi bildirecek, hem de süre sonunda sözleşmeyi feshedeceğini açıkca belirtecektir. Ayrıca ödenmeyen kira miktarının da ihtarda gösterilmesi gerekir. Kiracı, verilen mehlin sonunda kira borcunu öderse, mesele kalmaz. Kiralayan ihtarnamede fazla kira talep etse dahi, kiracı ihtilafsız kira bedelini 30 günlük süre içinde ödemek zorundadır. Aksi halde temerrüte düşecektir. Dava 30 günlük sürenin sonunda açılabilir. Kira süresinin sonunu beklemeye gerek yoktur. (EK-7 Örnek dava dilekçesi)

Sürenin Dolması veya Feshi İhbar Üzerine Sona Erme: Eğer kira sözleşmesi belirli süreli ise , süre bitiminde her iki taraf da sözleşmeyi sona erdirme imkanına sahiptirler. Kira sözleşmesinin belirsiz süreli olması durumunda ise, sözleşmenin nasıl sona erdirileceği probleminde ise herşeyden önce taraflar arasındaki sözleşmeye itibar edilmiştir. Eğer tarafla feshi ihbar mevzuunda bir düzen kabul edilmiş ise, ona uyulacaktır. Şayet taraflar arasında bu hususa değinilmemiş ise, belirsiz süreli kira sözleşmelerinin sona erdirilmesi şu şekilde olacaktır:”Mefruş olmayan apartmanlar, yazıhane, tezgah, dükkan, mağaza, mahzen, samanlık, ahır” ve bu gibi yerler, mahalli adet başka bir dönemde tayin edilmiş değilse, altı aylık sürenin bitimi için ve her halde üç ay önce yapılması gereken bir ihbar ile feshedilebilecektir. (BK262/2f) “mefruş apartman, yahut müstakil odalar yahut süknaya mahsus mefruşat” ancak bir aylık dönemin bitimi icin ve iki hafta önce yapılması gereken bir ihbar ile feshedilebilecektir.(BK262/2f2 Diğer menkul şeyler her istenilen zaman için ve üç gün evvel yapılması lazım gelen bir ihbar ile akti feshedebilirler.

KİRA TESBİT DAVALARI:

Kiraya veren veya malik kira tespit davası açabilir. Kira sözleşmesinin sona ermesinden itibaren en geç 15 gün önce ihtar veya dava dilekçesinin davalı kiracıya tebliğ edilmesi gerekir. Buna uyulmazsa, mahkemece tespit edilen kira, bir sonraki kira döneminden itibaren geçerli olacaktır. Belirtilen süre içinde ihtar gönderilmişse, dönem sonuna kadar dava açılabilecektir. Kira sözleşmesinde kira artışına ilişkin özel şart varsa, bu şart yenilenen ilk dönemde tarafları bağlar; yani yenilenen ilk dönemde bu şarta göre kira artışı yapılır. Yine sözleşmede her yıl kiranın artacağına ilişkin özel şart varsa, ihtarname çekmeye gerek yoktur. Dönem sonuna kadar her zaman dava açılabilir.

Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin bu konudaki yerleşik içtihatlarına göre, kira bedelinin tespiti davalarında; öncelikle taşınmazın bulunduğu muhitteki olağan rayiç araştırılacak; olağan rayicin bulunamaması halinde, kira parası ekonomi esaslarına göre bir başka deyimle Toptan Eşya Fiyat Endekslerindeki (TEFE) artışa göre tespit edilecek; bu yöntemle tespit edilen kiranın çevrede oluşan rayiç kira bedellerine göre yetersiz kalması halinde ise, gerektirici nedenleri açıkca gösterilerek aşırı olmayacak bir oranda kira parasında Hak ve Nesafet kuralları çerçevesinde ayrıca bir artış yapılabilecektir.

Yüksek Mahkeme son kararlarında tarafların serbestçe ve her türlü etken dışında yaptıkları kira akdinde kararlaştırdıkları kira parasının,aksi kanıtlanmadıkça o dönemin olağan rayicine uygun olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, koşullar değişmediği ve özel nedenlerin varlığı ileri sürülüp kanıtlanmadıkça kira sözleşmesinde olağan rayice uygun olarak kararlaştırılan bu kira parasının tespiti için Toptan Eşya Fiyat Endeksinin % 65 ile sınırlı olarak üç yıl için artırımının esas alınacağını, bu şekilde hesaplanacak kira parasının o dönemin hak ve nesafet kurallarına uygun ve aşırı olmayan bir kira parası olduğunun ilke olarak kabul edilmesi ve uygulamanın buna göre yapılması gerektiğini vurgulamıştır.

Bu davada uygulamada genellikle mahkemece mahallinde keşif yapılarak (Hukukçu+inşaat mühendisi+mülk sahibi) nden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmakta; rapor doğrultusunda karar verilmektedir.
Almira
Pzr Şub 19, 2012 12:20 am
 
Foruma git
Konuya git

Borçlar Hukuku Özeti

Borç İlişkisi:
Borç ilişkisi öyle bir ilişkidir ki,taraflardan biri,bu ilişki uyarınca ötekinden belirli bir davranışta bulunmasını isteme yetkisine sahiptir;öteki tarafta bu isteği yerine getirmekle yükümlüdür.
Alacaklı borç ilişkisinin aktif süjesidir. Edimi isteme yetkisine sahip olan tarafa alacaklı denir.
Borçlu ise pasif süjedir. Alacaklının isteğine uygun bir davranışın yükümlüsü olan borçludur.
Edim,borç ilişkisi uyarınca alacaklının istemeye yetkili olduğu,borçlunun da yerine getirmekle yükümlü bulunduğu davranıştır.
Alacak ve İstem:
Borç ilişkisi,alacaklı ile borçlu arasındaki tüm hukuksal bağı anlatır;alacak ise bunun içinde tekil bir bağlantıdır.
Alacak hakkının temel özelliği;alacaklıya,borçludan borçlandığı edimin yerine getirilmesini isteme yetkisini vermesidir.
Borç ve Sorumluluk:
Borcun esası,borçlunun belli bir davranışa yükümlü olmasıdır. Borçlunun borçtan sorumlu olması borca aykırı davranışlarının getireceği sonuçlara katlanması zorunluluğudur.
Malvarlığı ile Sorumluluk;borçlunun malvarlığına el koydurarak,alacağın alınabilmesidir.
Bazı hallerde borç olduğu halde sorumluluk doğmaz,bu tip borçlara tabi borç denir. Örneğin;kumar borcu(BK.504).
Bazı hallerde ise borç ilişkisine taraf olamayan 3. kişilerde borçtan sorumu olur. Örneğin bir kimsenin başkasının borcu için rehin vermesi durumu.
Sınırlı Sorumluluk:
Bir kimsenin borçtan doğan sorumluluğunu,malvarlığının bir bölümü yada belli malvarlığı unsurlarıyla sınırlayabilmesidir.
Niceliksel Sınırlama:
borçlunun,borca aykırı davrandığı takdirde,ödeyeceği tazminat tutarı peşin olarak saptanmışsa durum böyledir.(158/II).
Borç ilişkisinin Nisbi niteliği:
Bir hakkın nisbi oluşu;o hakkın sadece belirli kimselere karşı ileri sürülebilmesidir. Buna karşılık mutlak haklar herkese karşı ileri sürülebilir.
Bunun sonucu olarak;borcunu yerini getirmeyip,borçlandığı şeyi 3. kişilere devreden borçluya karşı alacaklı,bu ilke nedeniyle,ancak bir tazminat isteminde bulunabilir. Edimi oluşturan şeyi onu elde eden 3. kişiden isteyemez.
HUKUKSAL İŞLEM VE SÖZLEŞME

Hukuksal Olay Eylem ve İşlem:
Herhangi bir olay,bir hukuksal ilişkinin doğmasına,değişmesine yada bozulmasına neden oluyorsa,buna hukuksal olay denir.
Hukuksal sonuç doğuran insan eylemlerine hukuksal eylem denir. Bu 3’e ayrılır:
İrade açıklamaları:
Hukuksal sonuç doğurmaya yönelik irade açıklamalarıdır. Eyleme dönüşen irade,sadece eylemin meydana gelmesini değil aynı zamanda,bu eylemden hukuksal sonuç doğması amacını da içerir.
Dar anlamda hukuksal eylemler:
Belli bir eyleme dönüşen bilinçli bir istek vardır. Eylemden doğan hukuksal sonuç,iradeye dahil olmayabilir. Hukuksal değişim istendiği için değil,yasa bu eyleme o sonucu bağladığı için meydana gelir. Bunlar;hukuksal işlem benzerleri (BK.101/I,BK.106,BK.38) bilgi açıklamaları(BK.165) maddi eylemler
Hukuka aykırı eylemler:
Hukuka aykırı olan ve çoklukla kusurlu olarak nitelenen eylemlere de hukuksal sonuç bağlanır. (BK.96)
Hukuksal İşlem:
Belli bir hukuksal sonuç doğurmaya yönelik irade açıklamaları yada bir hukuksal sonucun meydana getiren ve bu sonucun meydana gelemsine yönelik irade açıklamasını içeren olgular demetidir.


Bir taraflı hukuksal işlemler:
Hukuksal işlem bir kişinin irade açıklamasıyla meydana gelmektedir.
Çok taraflı hukuksal işlemler:
Birden çok kişinin o işleme taraf olarak katılması gerekmektedir. İki taraflı hukuksal işlem sözleşme denir.
Borçlandırıcı işlemler:
Bir kişinin malvarlığında bir borç meydana getiren işlemlerdir.
Tasarruf işlemleri:
Bir hakkı doğrudan doğruya etkileyerek,onu ortadan kaldıran,azaltan yada değiştiren hukuksal işlemdir. Bir tasarruf işleminin yapılabilmesi için tasarrufta bulunanın,bu işlemin konusunu oluşturacak hak üzerinde belli bir yetkiye sahip olması gerekmektedir.
Ölüme bağlı H.İ.:O Hukuksal işlemin sonuçları,o hukuksal işleme girişen kişinin ölümünden sonra meydana gelen işlemdir.
Sözleşme:
İki taraflı bir hukuksal işlemdir. Borçlandırıcı bir işlemdir. Sağlararası,şekle bağlı olmayan, sebebe bağlı bir hukuksal işlemdir.
Devir ve Feragat sözleşmeleri:
Bunlarda bir şey üzerindeki mülkiyet hakkının başkasına geçirilmesidir. Alım-satım,trampa
Kullandırma Söz.:
Bir şey veya bir hakkın kullandırılması amacını içerir. Ariyet,karz
Konusu iş olan Söz.
:Borç ilişkisinin konusu olan edim bir işin yapılaması yada görülmesidir.
Saklama Söz.:
Bu tür sözleşmelerde,bir şeyin saklanmak yada muhafaza edilmek için bir kimseye bırakılması edimdir. Vedia,ardiye söz.
Muhtaralı Söz.:
Bu gruba sokulan sözleşmelerde ortak özellik,sözleşmenin konusu olan edimin,taraflardan biri bakımından bir risk oluşturmasıdır. Kefalet,kumar ve bahis
Ortaklık Söz.:
Adi şirket sözleşmesi(BK.520-541)

Sözleşmenin bir tarafa yada her iki tarafa borç yüklemesi durumuna göre,sözleşmeler bir taraflı ve iki taraflı sözleşmeler olarak ikiye ayrılır.
İki taraflı sözleşmelerden bir bölümü tam iki taraflıdır(alım-satım);bir bölümde eksik iki taraflıdır. Bunlarda bir taraf baştan itibaren borç altındadır;diğer taraf ise sonradan(muhtemelen)borç altına girebilecektir.
Sözleşmenin Unsurları:
1-İrade
2-İradenin açıklanması
3-Karşılıklı irade
4-Konu:Bir sözleşmeyi meydana getirecek karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarının belirli bir hukuksal sonuca yönelmiş olması da şarttır.
Almira
Pzr Şub 19, 2012 12:28 am
 
Foruma git
Konuya git

Hukuk Nedir?

Hukuk, her şeyden önce bir düzen demektir. Fakat hukukun öngördüğü düzen, fiilen gerçekleşen bir düzen değildir. Hukuk, toplum içinde insanların gerçekten nasıl davrandıklarını değil, nasıl davranmaları gerektiğini gösterir. Hukuk, kendisine uyulmak ve uygulanmak için vardır. Adalet değeri dolayısıyla, insanlar arası ilişkileri bir düzene koymak, toplumsal yaşamın gerçekleşmesini sağlamak ister. İnsanlara, “Bana uy; Beni gerçekleştir” buyruğu ile seslenir. Hukuk düzeni, doğduğu andan itibaren bireyin karşısına kabul edilmesi ve uyulması gereken, kesinlikle doğru kurallar olarak çıkar.
İnsan, özgür bir varlıktır ve iradesini hukukun buyrukları doğrultusunda kullanabileceği gibi, onlara aykırı bir yönde de kullanabilir. Bu nedenle toplum içinde insanların tutum ve davranışlarının hukuk kurallarına uymaması, her zaman mümkündür.
“İşte hukuk, insan davranışlarını değerlendiren, çıkar çatışmalarına çözüm getiren kurallardan, normlardan meydana gelen bir sistem, bir bütündür.”
İdesi ve ideali adalet olan hukuk, genel olarak şu şekilde tanımlanabilir:
"Hukuk, adalete yönelmiş toplumsal bir yaşama düzenidir."
Bu tanımdan, hukukun üç ayrı fonksiyonu yerine getirdiğini görmekteyiz. Bu fonksiyonlar düzen, pratik yarar ve adalettir.
Almira
Pzr Şub 19, 2012 12:10 am
 
Foruma git
Konuya git

Kısa Ve İlginç Bilgiler

Hapşırdığınız Zaman Kalbinizde Dahil Olmak Üzere Bütün Vücut Fonksiyonlarınız Bir An İçin Durur.

İnsan Elinde; En Yavaş Uzayan Tırnak Baş Parmağınki, En Hızlı Uzayan Tırnak İse Orta Parmağınkidir.

Eiffel Kulesinin Tepesine Çıkana Kadar 1792 Basamak Vardır.

İnsan Saçı 3 Kilo Ağırlık Kaldırabilecek Esnekliktedir.

Bir Erkek Hayatının Ortalama 3350 Saatini Tıraş Olmak İçin Harcar.

Yataktan Düşerek Ölme Olasılığı 2 Milyonda 1dir.

İnsanlar Vücutlarında 300 Adet Kemikle Doğuyorlar Ama Yetişkin Olduklarında Bu Sayı 206ya Düşüyor.

Bir Karınca Kendi Ağırlığının 50 Katı Ağırlığı Kaldırabilir. Filler Zıplayamayan Tek Memelilerdir.

Zürafaların Ses Telleri Yoktur.

Zürafalar 35 Cm Uzunluğunda Siyah Bir Dile Sahiptirler.

Kangurular Geri Geri Yürüyemezler.

Kelebekler Ayaklarıyla Tat Alırlar.

Kadınlar Erkeklere Oranla 2 Kat Fazla Göz Kırpar.

İnsan Vücudundaki En Güçlü Kas Dildir.

Gözleri Açık Tutarak Hapşırmak İmkansızdır.

Hapşururken Burnu yada Ağızı Kapamak, Felçe Neden Oluyor.

Ayı inlerinin girişleri her zaman kuzeye bakar.

Degerli taşların çoğu birkaç elementten oluşur, sadece pırlanta tamamen karbondan oluşur.

Kedilerin beyninde 32 adet kas vardır.

Bukalemunların dilleri, vücutlarından iki kat daha uzundur.

Global ısınma yüzünden yükselen deniz seviyesi 2050 yılında Shangai ve deniz kıyısındaki diğer cin şehirlerinde büyük sellere neden olacak. Bu sellerde 76 milyon kişi evsiz kalacak.

Üzerinde barkodu olan ilk ürün Wrigleys marka sakızdır.

Kereviz yerken harcanan kalori, kerevizin içindeki kaloriden daha fazladir.

Sümüklüböceklerin dört tane burnu vardır.

Bir devekuşunun gözu beyninden büyüktür.

İnek sütünün pH degeri 6dır.

Bir timsahın gözlerinin arasındaki mesafe, ayaklarinin büyüklüğüne eşittir.

Dalmaçyalılar gut olmayan tek köpek cinsidir.

Hipopotamlar insandan daha hızlı koşarlar.

Meşe ağaçları elli yaşına gelmeden meşe palamudu üretemezler.

Aslanlar bir günde 50 kez sevişebilirler.

İnsan elinde, en yavaş uzayan tırnak baş parmaginki, en hızlı uzayan tırnak ise orta parmağınkidir.

Hawaii alfabesinde sadece 12 harf bulunmaktadır.

Güney Kore başkenti Seul, Kore dilinde "başkent" anlamına gelmektedir.

Kanada, Kızılderili dilinde "buyuk koy" anlamina gelmektedir.

İngilizcedeki Wendy ismi, Peter Pan hikayesinde kullanılmak üzere uydurulmuştur.

Avustralyadaki tuvaletlerin sifon suları saat yönünde akar.

ABDde, yaşları 20 ile 29 arasında olan zenci erkeklerin ücte biri ya hapiste ya da gözaltinda tutulmaktadır.

Ortalama bir erkek, hayatinin 3350 saatini tiraş olmak için harcar.

Sallanan sandalyede hiç durmadan sallanma rekoru 440 saattir.

Bir cam kırıldığında, ufalanan parçalar saatte üç bin millik bir hızla etrafa saçılır.

İnsan saçı, üç kilo ağırlik kaldırabilecek esnekliktedir.

Gunumuzde, evlenenlerin yuzde ellisi bo$anmaktadir.

Beethoven beste yapmadan once kafasini soguk suya sokardi.

Her 25 ki$iden biri astim hastasidir.

Dunyadaki hayvanlarin yuzde sekseni alti ayaklidir.

Uranus, ciplak gozle gorulebilen bir gezegendir.

Kaptan Cook, Antarktika haric butun kitalara ayak basan ilk insandir.

Guni$igindan daha fazla yararlanmak icin saat uygulamasini Benjamin Franklin ba$latmi$tir.

Bir okyanusun en derin yerinde, demir bir topun dibe cokmesi bir saatten uzun surer.

Bugune kadar olculmu$ en buyuk buz dagi, 200 mil uzunlugunda ve 60 mil geni$ligindedir ve Belcikadan daha buyuk bir yuzolcumune sahiptir.

Bugune kadar kaydedilmi$ en buyuk dalga, 1971 yilinda Japonyanin ishigaki Adasinda 85 metre yuksekligine ula$mi$tir.

Acik bir gecede, ciplak gozle iki bin ayri yildizi gormek mumkundur.

Sahra colundeki Tidikelt kasabasina on yil boyunca hic yagmur yagmami$tir.

Ba$kan John F. Kenndy, yirmi dakikada dort gazete okuyabilirdi.

Mumyalarin ayak parmaklari tek tek sarilarak mumyalanmi$tir.

Dunyadaki ilk telefon rehberinde sadece elli isim yer almi$ti.1878 yilinin $ubat ayinda Connecticut New Havenda yayimlanmi$ti.

Yataktan du$erek olme olasiligi iki milyonda birdir.

Ünlu cizgi film kahramani Temel Reis, 1919 yilinda Elzie Crisler Segar tarafindan yaratildi.

İlk cama$ir makinesi 1907 yilinda Hurley Machine Co. Tarafindan pazarlandi.

Kita isimlerinin hepsi ayni harfle ba$layip ayni harfle biter.

Herhangi bir okyanusun en uzak oldugu nokta cindir.

Ki$ aylarinda, Moskovadaki buz pateni pistleri 250 bin metrekarelik bir alani kaplar.

Rusyada dogudan batiya dogru seyahat edilirse, yedi saat ku$agi gecilir.

Norvecin kuzeyinde, her yaz 14 hafta gece gunduz gune$li gecer.

Sadece di$i sivrisinekler isirir.

Dunyada her dakika iki tane du$uk $iddette deprem olmaktadir.

Hindistandaki yillik dogum sayisi, Avustralyanin toplam nufusundan fazladir.

Rusyanin dortte biri ormanlarla kaplidir.

Tarih boyunca yeryuzunde bulunan altin 200 kat daha fazlasi okyanuslarda bulunmaktadir.

Kopeklerin ter bezleri ayaklarindadir.

Yazar Rudyard Kipling sadece siyah murekkep kullanirdi.

Mickey Mousedan once en me$hur cizgi film kahramani Felix The Catdi.

Larry Hagman (JR.)Dallas dizisinin setinde hic kimsenin sigara icmesine izin vermezdi.

Salataligin yuzde 96si sudur.

Bir kilo limonda bir kilo cilekten daha fazla $eker vardir.

Peruda hic umumi tuvalet yoktur.

Timsahlar renk korudur.

Yarim kilo bal yapabilmek icin arilar iki milyondan fazla cicekten bitki ozu toplamak zorundadirlar.

Sadece di$i kanaryalar otebilir.

Tarantulalar iki bucuk yil yiyeceksiz ya$ayabilirler.

Havuca rengini karoten verir.

İnciler sirkede erir.

Venus saat yonunde donen tek gezegendir.

İnternetin yillik buyume yuzdesi 314.000dir.

Rodinin unlu Du$unen Adam heykeli aslinda İtalyan $air Dantenin portresidir.

En fazla asfaltli yola sahip ulke Fransadir.

Sihirli sozcuk abrakadabra ilk olarak yuksek ate$li hastalarin ate$lerini du$urmek icin soylenmi$ti.

Marilyn Monroenun alti ayak parmagi vardi.

Albert Einstein dokuz ya$ina kadar duzgun konu$amami$ti.

Her iki taraf da kan bagi$inda bulunursa, Paraguayda duello yapmak yasaldir.

Eiffel Kulesinin tepesine cikana kadar 1792 basamak vardir.

Hindistan`da oyun kagitlari yuvarlaktir.

Cocuklar baharda daha fazla buyuyor.

Odemeli telefon konusmalarinin cogu babalar gununde ediliyor.

Ortalama bir pire, kendi buyuklugunun 150 katiyukseklige ziplayabiliyor.Bu orani tutturmak icin bir insanin yaklasik 30 metre ziplamasi gerekli.

Eger barbie gercekten yasasaydi vucut olculeri 97-72 82 cm olacakti.

insanlar vucutlarinda 300 adet kemikle doguyorlar ama yetiskin olduklarinda bu sayi 206 ya dusuyor.

Her dort amerikalidan biri mutlaka televizyonda gorunuyor.

Uyurken, televizyon seyrederken yaktigimizdan daha fazla kalori harciyoruz.

Kelebekler ayaklariyla tat alirlar.

Sari$inlarin esmerlere gore daha fazla saci vardir.

Yillara gore ortalama alindiginda , her sene esekler tarafindan oldurulen insan sayisi ucak kazalarinda olenlerin sayisindan dahafazla.

Kadinlar erkeklere oranla iki kat fazla goz kirpar.

insan vucudundaki en guclu kas dildir.

Gozleri acik tutarak hapsirmak imkansizdir.

insanlar beyinlerinin sadece %10`unu kullanirlar.

Filler ziplayamayan tek memelidir.

Elektrikli sandalye bir disci tarafindan icat edilmistir.

Bir karincanin koku alma yetenegi en az bir kopeginki kadar gelismistir.

Amerikan havayollari, ucuslarda yolculara sundugu kahvaltilarda hertepsiden bir zeytini kaldirarak 1987 yilinda 40 bin dolar kar etmistir.

Yetiskin bir ayi, bir at kadar hizli kosabilir.

Atlarin insanlardan 18 tane fazla kemigi vardir.

Fareler kusamaz.

Hapsirdiginiz zaman, kalbiniz de dahil olmak uzere butun vucut fonksiyonlariniz bir an icin durur.

Tom sawyer daktiloda yazilan ilk romandir.

Hamambocekleri yaklasik olarak 250 milyon yildir yasadiklari halde hicbir degisime ugramamislardir.

Gozlerimiz hicbir zaman buyumez. Ama burnumuz ve kulaklarimizin buyumesi asla sona ermez.

Kediler ultrason seslerini duyarlar.

Zurafalarin ses telleri yoktur.

Bir hamambocegi kafasi koptuktan sonra acliktan olmeden dokuz gun yasayabiliyor.

ingiltere`deki butun kugular kralicenin malidir.

Kutup ayilari solaktir.

Amerika`da satisa sunulan ilk cd, bruce springsteen`in "born in theusa" albumudur.

Bir karinca kendi agirliginin elli kati agirligi kaldirabilir.

Timsahlar dillerini disari cikaramazlar.

Zurafa 35 cm uzunlukta siyah bir dile sahiptir.

Yunuslar bir gozleri acik uyurlar.

Kangurular geri geri yuruyemezler.

Zebralar beyaz uzerine siyah cizgilidir.

Dunyanin bir numarali domuz ureticisi ve tuketicisi cinliler.

Bugune kadar bilinen en agir bobrek tasi 1.36 kg.

Dunyanin en hizli buyuyen bitkisi bambu, bir gunde 90 cm kadar uzuyor=.

18 subat 1979 yilinda sahra colune kar yagmisti.

İnsanlar yasamlari boyunca alti filin agirligina esit miktarda yiyecek tuketiyorlar.

Dunyanin en buyuk seker ihracatcisi kuba`dir.

Eskimo dilinde kar yagislarinin farklarini tarif etmek icin kullanilan yirmiden fazla sozcuk vardir.

En yakin olduklari noktada, rusya ve amerika`nin birbirlerine uzakliklari dort km `den daha azdir.

Mexico city her sene 25 cm kadar batiyor.

Buckingham sarayi`nda 602 oda bulunuyor.

Yeni zelanda, dunyadaki her turlu iklimin yasandigi tek ulke.

Peru `da hic umumi tuvalet yoktur.

Newton, yer cekimi kanununu fark ettigi zaman 23 yasindaydi.

Dunyada insan basina dusen karinca sayisi bir milyon.

Sag elini kullanan insanlar sol elini kullananlara gore ortalama dokuzyil daha fazla yasiyorlar.

Bir big mac hamburgerin ekmeginde ortalama 178 adet susam bulunuyor.

Bir insan yasami boyunca iki yuzme havuzunu dolduracak kadar tukuruk salgilar.

Central park`ta yuzmek yasalara aykiridir.

Kirli kar, temiz kardan daha kolay erir.

Pablo picasso, parasizlik cektigi genclik gunlerinde yaptigi resimleri yakarak isinirdi.

Suudi arabistan`da hic irmak yoktur.

Monakonun ulusal orkestrasi ordusundan daha genis bir kadroya sahiptir.

Zurafalar yuzemez.

Ortalama olarak, amerika`da gunde uc adet cinsiyet degistirme operasyonu gerceklesmektedir.

İnsan beyninin % 80`i sudur.

Amerika`da her saat 40 kisi kanserden hayatini kaybediyor.

Bir kromozom bir genden daha buyuktur.

ileri dogru bir adim atildiginda, insan vucudundaki 54 kas calisir.

insan beyninin ortalama agirligi 1.3kg`dir.

Birinin yuzunu hatirlamak icin beynin sag tarafi kullanilir.

Ortalama bir insan hayati boyunca iki yilini telefonda konusarak harciyor.

Ortalama bir buzdaginin agirligi 20 milyon ton.

New york bir zamanlar amsterdam`di.

Virginia woolf kitaplarinin cogunu ayakta yazmistir.

Pablo picasso, parasizlik cektigi genclik gunlerinde yaptigi resimler yakarak isinirdi.

Sigirlarin dort tane midesi vardir.

Zurafalar yuzemez.Yuzse bile kesin bogulur

Sadece bir tane kovboy filmi kadin yonetmen tarafindan cekilmistir.

Dollenmeden sonra cocugun boyu 5 milyon kat buyur...

Yetiskin bir insan gunde ortalama olarak 23 bin kez nefes alir.

Kaslari yukari kaldirmak icin 30 kasi harekete gecirmek gerekiyor.

Erkekler kadinlara gore on kat daha fazla renk koru oluyorlar.

Sadece bir tane kovboy filmi kadin yonetmen tarafindan cekilmistir

Penguen yuzebilen ama ucamayan tek kustur.

Sineklerin bes gozu vardir.

Baykus mavi rengi gorebilen tek kustur
[b]
Bugune kadar bilinen en agir bobrek tasi 1.36 kg [/b]
Almira
Per Şub 23, 2012 11:49 pm
 
Foruma git
Konuya git

Dekorasyonun En Önemli 10 Sırrı

Desenden korkuyorsanız, çizgilileri tercih edin
Eğer bu sezon moda olan büyük desenlerin yaratacağı etkiden emin olamıyorsanız, çizgili kumaşları kullanabilirsiniz. Böylece çok karışık bir görüntüye neden olmadan farklı renkleri yan yana getirmiş olursunuz. Bronz, beyaz ve bej gibi birbirinin türevi tonları seçerseniz, etkisi daha yumuşak olur. Çizgi temasını abajur şapkası ya da vazo gibi diğer objelere sıçratarak daha güçlü kılmanız da mümkün.

Yaşama alanınıza bir bank ekleyin
Çoğu insan bankların antre ya da mutfak için uygun olduğunu düşünür ama onları salon dahil, oturma yeri kısıtlı olan her alanda rahatça kullanabilirsiniz. Yerinize tam uygun ölçülerde yaptırabilir; ipek ya da kadife kumaşla kaplayarak şık bir hava verebilirsiniz.

Evinizin girişi etkileyici olmalı
Evinize gelen misafirlerin ilk karşılaştıkları yer kapı girişiniz, yani antrenizdir, dolayısıyla bu alanın sizi ve tarzınızı ifade etmesi çok önemlidir. Eğer yeriniz müsaitse, küçük bir oturma bölümü yaratmak yararlı olacaktır. Duvara astıklarınız ve zemin kaplamanız da ilk bakışta dikkat çekecektir; seçimlerinizde sıradışı ve beklenmedik detaylar olmasına çalışın. Yarattığınız farklılık, evin geri kalanı için de ipucu verecektir.

Aydınlatmaları göz hizasına yerleştirin
Göz hizasında, yani yerden ortalama 160 cm yükseklikte yerleştirilen abajurlar en doğru sonucu verir; daha yüksekte kalırlarsa istenmeyen gölgeler oluşabilir. İstediğimiz atmosferi yaratmak için ihtiyaç duyduğumuz abajurlar, daha fazla aydınlatma gücüne sahip olan tavandan aydınlatmalar ve vurgulayıcı özelliğe sahip aplikler ile de desteklenmelidir.

Duvarlar ve perdeler aynı renkte olsun
Duvarlar için seçtiğiniz renk ile perde kumaşınızın rengini birbirlerine yakın tonlarda belirlerseniz, daha modern ve sakin bir tarz yakalarsınız. Pencerelerinizden memnun değilseniz, perdenizin kornişini ya da demirini tavandan sadece 10 cm aşağı takmanız işe yarayabilir. Örneğin yemek odası için seçeceğiniz nil yeşili duvar boyası ve aynı tonda perdeler, sofrada oturanların kendilerini taptaze bir havayla çevrelenmiş hissetmelerini sağlayacaktır.

Benzer tonlarda cam objeler dikkat çeker
Aynı renk tonlarında, farklı cam objelerin birlikte kullanılması, masanızın ortası için mükemmel bir düzenleme oluşturur. Örneğin amber ve açık yeşil tonlarında, farklı yükseklikte cam vazo, kase ve tabaklar etkileyici bir silüet yaratır. Cam grubunuzun kapladığı toplam alanın, yerleştirdiğiniz masa ya da dresuarın yüzey alanıyla orantılı olmasına dikkat edin.

Kaliteli olanla kitsch olanı karıştırın
Bir koleksiyon yapıyorsanız, içindeki her parçanın çok değerli olması gerekiyor diye bir kural yoktur. Koleksiyon yapmanın zevki, sadece sevdiğiniz için alabilme özgürlüğüdür. Çok ender rastlanan bir antika ya da her yerde görülen sıradan bir obje koleksiyonunuzda birleşebilir; eğer sevdiyseniz değerinin önemi yoktur. Ve sadece gerçekten tutkunu olduğunuz bir şeyin koleksiyonunu yapmanız doğru olur. Örneğin ben, çok hoşlandığım Fransa yolculuklarımda topladığım hatıra eşyalarını aynalı bir tepsi üzerinde bir araya topladım. Antikacı arkadaşımın hediyesi olan bir vazo da var, nehir kenarındaki sokak satıcısından aldığım bir kar küresi de...

Doğadan ilham alın
Dışarıyı içeriye taşıyın. Doğanın muhteşem güzelliği her iç mekanda mucize yaratacaktır. Çakıl taşlarına, kuru yapraklara, çiçeklere yer vermek için her fırsatı değerlendirin. Orta sehpanıza koyacağınız midye kabukları ya da raflarınızın birinde sergileyeceğiniz mercan, mutlaka pozitif enerji yayacaktır. Sadece kum ve taş renklerini değil, doğada bulacağınız kızılları, yeşilleri ve mavileri de taşıyın evinize. Ancak hiçbirinde aşırıya kaçmayın, yoksa bir tema odasıyla karşı karşıya kalabilirsiniz.

Yatak odanızda renk katmanları yaratın
Yatak, özellikle küçük alanlı yatak odalarının odak noktasıdır. Tavanlarınız yüksekse, cibinlikli bir yatak, kumaştan tasarlanmış yatakbaşı ve kat kat keten örtüler mükemmel seçimler olacaktır. Hepsinin kumaşlarının farklı olması ilginç ve davetkar bir etkiye sahip olur. Farklı kumaşları karmaşa yaratmadan yan yana ve üst üste kullanmanın kuralı ise, ana renk paletini kısıtlı tutarak tonlarda oynamalar yapmaktır.

Perdelerinizde abartıya kaçmayın
Perde uygulamalarının mobilyaların önüne geçmesine izin vermeyin. Drapeler ve balonlar yerine, katlamalı ve düz sistemlerden yana kullanın tercihinizi. Seçtiğiniz sistem sadeleştikçe, perdenizin kumaş kalitesi de artmalıdır. Pamuklu, keten, ipek ya da saten kumaşlar uygundur. Perde ölçünüzün pencereleri tamamen örtecek ve yumuşak dalgalarla yere inecek şekilde ayarlanması önemlidir.

Su ve mum
Deniz ve mehtap kadar güçlü olmasa da, su ve mum da üzerinizde mutluluk etkisi yapacaktır. Hele de yorucu bir günün sonunda. Banyonuzdaki sıkıcı aydınlatmadan kurtulun ve içine kalın mumlar yerleştirdiğiniz cam fanusları tavandan sarkıtın. İçeriden çıkmak istemeyeceksiniz!
Aynalarla oynamaya devam. Duvardaki alanınıza uygun tasarımı bulamıyorsanız, kendi tasarımınızı kendiniz yaratın ve istediğiniz boyut ve ölçülerde aynalar kestirerek istediğiniz düzenlemeyle asın. Ve mucizeyi seyredin.
Almira
Cum Şub 24, 2012 12:43 am
 
Foruma git
Konuya git

Dekorasyon Sözlüğü

-A-

Abajur

Işığın göze direk gelmesini engelleyen lamba.

Abanoz

Abanozgiller familyasından ağaç türü (sert ve siyah tahtası vardır)

Abara

Köy evlerinin tavan kısmındaki boşluk.

Akaju

Açık ve koyu damarlı kızıl kestane rengi.

Alaçam

"Karaçam"a Toroslarda verilen ad.

Anfora

İki kulplu, yumurta şeklinde, dibi genelde sivri olan veya bir ayakla biten antik kap.

Ankastre

Bir yuvanın içine yerleştirilmiş, gömülmüş olan.

Aplik

Duvar şamdanı, duvar lambası.

Armoni

Uyum, ahenk.

Arnuvo Cam

Bir yüzü pürüzlü dekoratif cam.

Asismik

Depreme dayanıklı.

Asiye

Direk, sütun.

Aterfon

Paslanmaz çelik içine, aralarına kuru hava bırakılarak yerleştirilmiş çift cam.

Ayrıntı

Detay.

Aynaduvar

Bir duvarda çevresi silmeli, mermer taklidi veya sıvalı bölüm.

Aypencere

Yarım daire şeklinde pencere.


-B-

Bakıncak

Küçük bir odacık şeklinde dışa taşan pencere, cumba.

Bakırtaşı

Malakit.

Balıkpulu

Aynı çizgi üzerinde birbirine değen ve bir çizgiden ötekine almaşan daire yaylarından meydana gelen mimarlık süslemesi.

Balar

Çatı kirişi.

Balza

Mantar kadar yumuşak ağaç. Maket yapımında tahtası kullanılır.

Bam

Çatı, dam, kubbe.

Bara

Demir çubuk.

Barhana

Büyük kullanışsız konak.

Başsedir

Eski Türk odalarında, başköşelerde bulunan üzeri minderli sedir.

Baştaban

Saçaklık bölümünü taşıyan ve sütun başlıkları üzerine oturarak, sütunları birbirine bağlayan taş bloklardan ibaret kısım.

Bauhaus

Almanya'da 1919 yılında ünlü mimar Walter Groius'un iki ayrı eğitim kuruluşunu, Weimar Güzel Sanatlar Akademisi ile yine Weimar'daki Uygulamalı Güzel Sanatlar Okulu'nu birleştirerek, kurduğu tasarım (dizayn) enstitüsü.

Baza

Mobilyanın alt kısmında, boydan boya uzanan en enli kısım.

Bazilika

Romalılarda dikdörtgen şeklinde yapılan planlı yapı.

Belverme

Bir kiriş veya döşemenin ortasından sarkması.

Berjer

Yastıklı derin koltuk.

Berced

Kalın dokunmuş kilim.

Bezek

Renkli, renksiz, düz veya kabartma olarak yapılan süs ögesi.

Bezemek

Süslemek, donatmak.

Biçim

Süsleme Sanatlarında belli bir temanın plastik veya grafik açıdan dile getirilişi.

Bide

Klozetin yanında yerleştirilen ve cinsel organın temizlenmesinde kullanılan fıskıyeli tekne.

Bisküvi

Sırsız porselen veya fayans.

Biruni

Selamlık odası, dairesi.

Bisat

Keçe, halı, minder,kilim gibi yaygı.

Bizote

Kenarı traşlı cam veya ayna.

Bocut

Ağaçtan oyularak yapılan testi.

Bosaj

Bir duvar yüzündeki taşların, çeşitli şekillerde (pürüzlü ve çıkıntılı) olarak bırakılması.

Brizbiz

Pencerelerin çerçevesine içeriden tutturulan ince perde.

-C-

Cam elyafı

Cam ipliklerden meydana gelen, bir çeşit dokuma. Cam elyafı, polyesterle birlikte fiberglas yapımında kullanılır.

Cumba

Eski Türk evlerinde çoğu kafesli çıkma.

Cümle kapısı

Ana kapı.

-Ç-

Çalma

Kalemle oyularak işlenmiş.

Çıralı çam

Sarıçam

Çantı

Ormanlık bölgelerde ağaç gövdeleri üst üste yığılarak yapılan ev.

Çapak

Madenler dövülürken sıçrayan ince ufak parça.

Çardak

Üstüne sarmaşıklı ağaç veya çiçek sarılarak yapılmış, kafesli gölgelik.

Çarpı

Kaba sıva.

Çatalçivi

Sıva üzerinden giden elektrik kablosunu tutturmakta kullanılan, iki ucu sivri U şeklinde çivi.

Çevirgi

Kapı kolu, elektrik anahtarı gibi çevrilince herhangibir işi görmeye yarayan araç.

Çil

Aynada sır bozulmasından meydana gelen leke.

Çiti

Halı kilimi örgüsünün sökülmemesi için saçaklarından dip kısmında yapılan örgü.

Çubhar

Ağaç kurdu.

-D-

Damasko

Bir çeşit döşemelik kumaş.

Dekupaj

Çevre kesme işlemi.

Delgi

Matkap.Döndürülerek delik açmaya yarayan alet.

Demografi

İnsan topluluklarının istatistik etüdü.

Denizlik

Pencere eteğinin üstünde, içte yapılan ve camdan süzülen terleme sularını toplayan ahşap veya taş kısım.

Deriçe

Küçük oyma kapı veya pencere.

Derz

İki yapı gereci, elemanı veya yapının iki bölüğü arasında kalan aralık, bitişke.

Diplik

Halı kilim gibi şeylerde şekillerin dışında kalan kısım.

Dişbudak

Zeytingillerden, beyaz, sert keresteli bir ağaç.

Dişli döşeme

Nervürlü döşeme.

Diyagonal

Köşegen.

Dizayn

Tasarım.

Dülger

Yapıların kaba ağaç işlerini yapan usta.

E-

Ebru

Kağıt ve porselen bezekçiliğinde, yüzünde türlü renk ve şekilde boya bulunan suyun üzerine kapamak yoluyla kağıt ve porselene verilen hare, budak ve dalga gibi çeşitli süs.

Ekser

Büyük demir çivi.

Ekspertiz

Bir arsaya veya yapıya değer biçme.

Ekspresyonizm

Figüratif resim sanatında, bireyselciliğin ve nihilizmin anlatımı olarak özellikle Almanya'da yaygınlaşmış bir akım.

Ekstansometre

Cisimlerin deformasyonun ölçmekte kullanılan çok duyarlı bir alet.

Ergonomi

İnsan-iş ilişkilerini ve özellikle vücudun yeteneklerine uygun ve en az yorulmayla çalışmayı sağlamak amacıyla makina, sandalye, masa vb. dizaynını kapsayan inceleme alanı.

Eskis

Bir tasarımın ön taslağı.

Eskalator

Yürüyen merdiven.

-F-

Fağfur

İyi porselenden yapılmış Çin işi kase vb.

Falçete

Maket bıçağı.

Farbala

Perde vb. şeylerin kenarına dikilen kırmalı veya büzgülü süs, fırfır.

Fiber

Sıkıştırılmış ve sentetik reçine ile bağlanmış bitki tellerinden yapılmış yapay tahta.

Fresk

Daha yaş iken duvar sıvası üzerine toprak boyalarla yapılan resim.

Freze

Bir delik ağzını genişletmek için kullanılan hızlı döner burgu.

Frize

Boydan boya çok düzgün çizgileri bulunan (ahşap kaplamada kullanılır).

-G-

Galibarda

Mora çalan kırmızı renkte bir çeşit kök boyası.

Gözgü

Ayna.

Gravür

Ağaç veya maden üzerine kazılarak yapılan kalıplardan kağıda basılan resim, kazıma resim.

Grifon

Kartal başlı aslan.

Grotto

Doğal bir mağarayı andıracak şekilde deniz kabukları ile süslenmiş yer.

Güzey

Gölgede kalan yer.

-H-

Halı kilimi

Halı dokusunun dağılmaması için baş ve son tarafına örülen şekilsiz şerit.

Halvet

Hamamlarda tek kurnalı yıkanma yeri.

Hanay

Sofa, hol.

Hare

Kimi eşya üzerinde dalgalanır gibi görünen parlak çizgiler, dalgır, meneviş.

Harim

Osmanlı camiilerini mahalleden ayıran duvar.

Hasbahçe

Padişah saraylarının bahçelerine eskiden verilen ad.

Haşebe

Kalın kuru ağaç.

Haşep

Ağacın odun kısmı.

Hat

Çizgi.

Hatayi

İnce kıvrımlarla birbirine bağlanan madalyonlar içinde toplanan üsluplaştırılmış çiçek ve yapraklardan meydana gelen, kıvrıkdallı Türk süslemesi.

Hatemkari

Kakmacılık.

Hattat

Güzel el yazıları yazan sanatçı.

Havra

Musevi tapınağı. Sinagog.

Helik

Duvar örülürken büyük taşların arasına yerleştirilen küçük taşlar.

Hilali

Altın kaplanmış bakır.

Hokka

Maden, cam ya da topraktan küçük kap.

Horoz

Kapı zembereğinin mandalı.

-I-

Ilıklık

Roma hamamlarında soğukluk ile sıcaklık arasında yer alan bölüm.

Isgrafito

Deri, tahta gibi şeyleri kazımakta kullanılan, iki ucu saplı eğri bıçak.

Işıtın

Toprak kandil.

-İ-

İçlik

Eski binalarda iç bölümde bulunan nakışlı camlı, alçı pencere.

İfraz

Ayırma, parselleme, parselasyon.

İhale

Bir işi, birçok isteklinin arasında en uygun görünen koşulları önerene bırakma, üsterme.

İkon

Rus ve Yunan kiliselerinde, renkli İsa, Meryem ve aziz tasvirlerine verilen ad.

İkonografi

Resim, heykel ve öbür plastik sanatların meydana getirdikleri tasvirleri inceleyen bilim.

İsfenks

Eski Mısırlılardan kalma, kadın başlı, aslan vücutlu anıtsal heykel.

İsmar

Çivileme, mıhlama.

İspanyolet

Pencere kanatlarını kapadıktan sonra sürgülemeye yarıyan ve ortasında düzeni işleten kolu bulunan demir sürgü.

İspina

Hipodromların ortasındaki eksen duvarı.

İşkence

Tutkallanan ahşap parçaları bir süre sıkıştırmak için kullanılan vidalı kıskaç.

İvgi

Ağaç oymaya yarar balta.

-J-

Jardiniyer

Çiçek yerleştirilen veya konulan bir sandığı taşıyan süslü bir mobilya.

Jerfin

Kapı sürmesi

Jips

Alçıtaşı

Jipsoplasti

Alçıdan kabartma süsler yapma sanatı.

K-

Kafesoyma

Mermer, tahta gibi gereçleri kafes şeklinde oyarak yapılan süsleme.

Kagir

Taş veya tuğladan yapılmış olan yapı.

Kaide

Bir anıt veya heykelin üzerinde oturduğu yüksekçe taban.

Kakma

Levhalara arkadan kakılıp, vurularak yapılan resim.

Kalafat

Döşeme tahtalarının arasını üstüpü ile doldurup, macun veya ziftle tıkalayarak su geçirmez hale koyma işi.

Kalfa

Ustalıktan yetişme mimar yardımcısı.

Kalibre

İç çap.

Kama

Ahşap parçaları birleştirmek veya sıkıştırmak için kullanılan konik ahşap takoz.

Kameriye

Bahçelerde küçük köşk şeklinde yapılan ve üstü yeşillikle sarılan çardak.

Karkas

İskeletli bir strüktünün, taşıyıcı bölümlerinin hepsine verilen ad.

Kerevet

Üzerine şilte serilerek, yatmaya veya oturmaya yarıyan ahşap seki.

Kerki

Büyük balta.

Kermen

Kale, germen.

Kıtık

Mobilyacılıkta minder, yastık gibi şeyleri doldurmak için kullanılan keten veya kendir telleri.

Kızılkök

Kök boyası.

Kirnas

Kimi Anadolu evlerinin üst katlarında, dışa doğru çıkıntılı inşa edilmiş hela.

Kitabe

Yazıt.

Klape

Bir beton kalıbında, kanat tahtalarını bağlayan ahşap parça.

Konstrüksiyon

Yapı.

Kontur

Çevre çizgisi.

Konveks

Dışbükey.

Kozöz

Küçük kanape.

Körkasa

Bir kapı veya pencere kasasını ya da telaroyu tutturmak üzere alta, sonradan görünmeyecek şekilde konulan kasa veya telaro.

Köşker

Dülger.

Kromatizm

Çok renklilik. Mimaride 2.Dünya savaşından sonra önem kazanmıştır.

Kroşe

Boru ve parçalarını, geçtikleri yerlere tutturmak için kullanılan araç.

Kundur

Konsol kirişi (Doğu Karadeniz'de)

Kurağ

Sanatsal değeri olan yapı.

Kutur

Çap.

Kuvars

Doğal billuri silislerin genel adı.

Küpeşte

Korkulukların üzerine, elin kayması için yerleştirilen ve boydan boya devam eden profilli ahşap, maden veya plastik kısım.

-L-

Labrum

Romalılarda banyo teknesi.

Lahit

Eskiden sinlerin üzerine konulan tabut biçimindeki taş.

Lal

Yakut gibi değerli taşlardan sayılan parlak kırmızı renkte, billurlaşmış, saydam bir alüminyum oksidi.

Lama Demiri

Uzun, ensiz, yassı, dikgörtgen kesitli demir.

Lata

Yapıda kullanılan dar, uzun kereste.

Lateks

Bitkilerin, çoğu süt görünüşünde olan öz suyu.

Lika

Boyacılıkta ve yaldızcılıkta astar olarak kullanılan bir çeşit zamk.

Litoloji

Taş bilimi.

Lületaşı

Doğal magnezyum silikatından ibaret, kolayca yontulup işlenebilen beyaz taş.

-M-

Mabet

Tapınak.

Mabeyn

Eski konaklarda, harem ile selamlık arasında yer alan, hem harem hem de selamlık olarak kullanılabilen oda veya daire.

Maço

Taş çekici, balyoz.

Manivela

Bir ucundan bağlı bulunduğu nokta etrafında dönen kol.

Mapa

Ucu halkalı cıvata.

Maroken

Fas'ta işlenen yumuşak bir cins keçi derisi.

Maun

Tespihağacıgillerden, Hindistan ve Honduras'ta yetişen büyük bir orman ağacı ve bunun, parlak kırmızımtrak renkte, sert ve iyi cila tutan kerestesi. Güneş ığında koyulaşır ve makbuldür.

Maymuncuk

Her kilidi açmaya yarar, eğri ve sivri bir demirden ibaret alet.

Mefruşat

Döşemelik eşya.

Meneviş

Su yüzünde, maden ve ipekli kumaş gibi şeylerde görülen ince dalgalar. Hare.

Menfez

Girecek veya geçecek yer, delik, ağız, açma.

Menzil

Konak yeri.

Meşe

Gürgengillerden, kerestesi dayanıklı bir ağaç. Sert olduğundan iyi cila tutar.(akmeşe, karameşe, tüylümeşe, mantar meşesi, kızılmeşe)

Mıcır

Kırmataş.

Mıskala

Maden parlatmaya yarar.

Mine

Maden eşya üzerine kaplanan renkli cam tabakası.

Minyatür

Yazma kitaplarda bulunan, ince bir sanatla işlenen, küçük renkli resimlere verilen ad.

Moket

Doğal veya yapay hammaddeli, duvardan duvara döşenen bir çeşit halı.

Mozaik

Türlü renklerde küçük taş, cam, çömlek parçalarının yan yana getirilmesiyle yapılan duvar, döşeme, tavan kaplaması şeklinde resim ve bezeme işi. Mozaik tasvir şeklinde veya geometrik düzende olabilir.

-N-

Nakkaş

Ressam.

Nervür

Kaburga, damar, diş.

Nihale

Sofrada kullanılan tencere altlığı.

Niş

Çoğunun üstü kemerli duvar hücresi.

Nötr

Yansız, tarafsız.

O-

Odeon

Eski Yunanda, içinde konserler verilen, şiirler okunan basamaklı yer.

Oniks

Damarlı akik.

Ö-

Öntasar

Herhangibir tasarının ilk biçimi. Avan proje.

Örek

Duvarcı ve dülger eliyle meydana gelmiş yapı.

Ören

Eski yapı veya şehir kalıntısı. Harabe.


-P-

Pafta

Üzerine proje çizilen levha.

Palafit

Göl üzerine yapılan ilkel ev.

Palandız

Çeşmenin musluk taşı.

Palledyen

Gotik ve klasik ögelerin karışımına karşı İngiltere ve Fransa'da bir tepki olarak doğmuş bir akımdır.

Palmet

Palmiye dalı, yelpaze şeklinde kabartma desen.

Paraçol

Saçak, cumba gibi çıkmaların altına konan destek.

Parsel

Belli bir amaç için ayrılmış arazi parçası.

Paska

Doğu Karadeniz'de köhne yapı, serander.

Patyo

Bir evde taş döşeli avlu.

Pergola

Dikmeler ve sık kirişleme ile yapılan ve üzerine yeşillik sardırılan gölgelik.

Perspektif

Eşyayı, durağan bir noktaya göre uzaklıklarını ve aralarındaki duruş ayırımlarını canlandıracak şekilde resimleme yolu.

Pervaz

Bir şeyin çevresine veya kenarına uzunluğuna eklenen dar kenarlık.

Peyke

Bazı yerlerde, özellikle eski kahvelerde bulunan sedir.

Peyzaj Mimarisi

Bahçe Mimarlığının diğer adı; bir toprak parçasını bitki, su, taş gibi doğa elemanları ile düzenleme sanatı.

Pirinç

Bakıra çinko karıştırılarak elde edilen bir alaşım.

Pirometre

Fırınlardaki yüksek sıcaklığı ölçer alet.

Planya

Uzunluğu fazla olan yüzeylerin düzeltilmesinde kullanılan uzun rende, düzleme rendesi.

Platin

Rengi gümüşten esmerce, yumuşak, kolay işlenir, oksitlenmez, asitlere karşı dayanıklı, Pt simgesiyle gösterilen maden.

Polyester

Cila işlerinde cam elyafı ile donatılmış olarak mobilya ve çeşitli yapı elemanları yapmakta kullanılan sentetik reçinenin adı.

Pompadur

Fransa'da XV. Louis devrinde ortaya çıkan mobilya ve bezeme tarzı.

Portal

Taç kapı.

Proje

Bir yapının gerçekleşmesi için yapılan plan, kesit ve diğer ayrıntıların tümü.

Puşide

Türbelerde sandukaların üzerine örtülen yeşil örtü.

Pürmüz Lambası

Benzin, gazyağı ve ispirto ile çalışan, taşınabilir, ağzından püskürttüğü alev ile lehim yapma gibi işlerde kullanılan aygıt.

PVC

Elektrik kablolarının yalıtımında, suya karşı geçirimsizlik sağlanmasında kullanılan yanmaz bir polimer, vinli reçine. Döşeme kaplama gereçleri yapmakta kullanılan PVC'den temiz ve pissu boruları da yapılmaktadır.

-R-

Rahle

Üzerine kitap koyup, bağdaş kurarak önüne oturulan bir çeşit alçak masa.

Raspa

Demir veya tahtayı kazımak için kullanılan iri dişli çelik eğe, törpü.

Rasyonalizm

1900'lerde başlayan ve 1928 yılında CIAM toplantısı ile daha da ağırlık kazanan mimarlık akımı. Duygu yerine akıl ve mantığın, pozitif bilimlerin ön plana geçtiği bu akıma, fonksiyonellikte denir.

Rejans Tarzı

Fransa'da XIV. ve XV. Louis üslupları arasında bir geçit üslubu. (1715-1723)

Restorasyon

Aslına sadık kalınarak onarma işi.

Reze

İnce talaş.

Rondela

Cıvata başlarının veya somunların altına yerleştirilen, ortası delik, yuvarlak, yassı, madeni parça, pul.

Rotond

Planı bir daire olan, kubbeli yapı.

Rögar

Kanalizasyonda, yer altındaki temizleme parçalarını kontrol etmek ve çeşitli doğrulardan gelen boruları, başka bir doğruya yöneltmek için yapılan baca, lağım bacası.

Röleve

Bir yapının bütün boyutlarını ölçerek plan, kesit ve görünüşünü yeniden çıkarma, ölçüleme.

Röper

Bir doğrultuyu, bir düzeyi, bir yüksekliği belirlemek veya yeniden bulmak üzere bir duvar, jalon ya da arazi üzerine konulan işaret.

-S-

Saç

Demir levha

Sağır

Penceresiz, saydamsız.

Sahanlık

Binalarda kapı önünde, merdiven başlarında veya ortasında olan boşluk.

Saykal

Maden parçalarının üzerine vurulan cila.

Sedef

Midye ve istiridye gibi hayvanların, süs eşyası yapmak için kullanılan, beyaz, parlak ve renkser kabuğu.

Sedefkar

Sedef işleyen sanatçı.

Sinagog

Musevi tapınağı.

Sismoloji

Yer hareketlerini ve depremleri inceleyen bilim dalı.

Sundurma

Yağmur veya güneşten korunmak için bir kapı üstüne veya duvar önüne yapılan saçak.

Sunta

Ahşap yonya levhası.

Süpürgelik

Yapılarda, duvarların döşeme ile birleştiği yerlere yerleştirilen ve boydan boya giden 5-8 cm. yüksekliğinde ahşap, taş, metal veya plastik şerit.

-Ş-

Şablon

Kesme veya oyma kalıbı.

Şadırvan

Ortasında yüksekçe bir yerden şarıltı ile bol su akan havuz veya çavresi musluklu duvarla çevrilmiş su haznesi.

Şahide

Mezar taşı.

Şale

İsviçre'de kır evlerine verilen ad.

Şapel

Küçük kilise.

T-

Tahrilli Cam

Çeşmibülbül.

Takçagöz

Duvarlarda öteberi koymak için bırakılan, dolap içi gibi girgin yuva, oyuk raf.

Takke

Yarım kule şeklindeki kubbenin üst bölümü; küçük yassı kubbe.

Tandır

Yere çukur kazılarak yapılan bir çeşit fırın.

Taraça

Oturup hava almaya yarayan, düz ve çevresi açık yüksekçe yer, seki. Teras.

Tarz

Üslup.

Taşeron

Büyük bir işin bir bölümünü yapmayı, asıl müteahhitten üzerine alan ikinci üstenci.

Tav

İşlenecek bir nesnede bulunması gereken ısı, nem gibi durum.

Telkari

Gümüş veya altın tellerden meydana getirilen motiflerlerle süslü. (Telkari bir vazo)

Temren

Demir parmaklık çubuklarının ucundaki sivri kısım.

Terrakotta

Sarıdan kızıl kahveye kadar değişik renklerde, tuğla ve kiremitten çok daha düzgün, ince dokulu pişmiş toprak.

Tezhip

Yaldız ve boya ile bezeme işi.

Tezyin

Bezeme, süsleme.

Tırkaz

Kapıyı sıkıca kapamak için arkasına enine sürülen demir veya ağaç.

Tunç

Bakır, çinko ve kalay karışımı olup, pirinci andıran sarı bir alaşım.

Türkuvaz

Firuze. Firuze rengi. Türk mavisi.


Ufki

Yatay.

Ustuka

Sönmüş kireç.

-Ü-

Üstüpü

Kalafat işlerinde kullanılan didilmiş kendir.

Ütopya

Gerçekleşmesi olanaksız tasarı ya da düşünce.

Üzengi

Kirişleri veya bazı çatkı parçalarını taşımak üzere altlarına geçirilen U şeklinde bükülmüş, lama demiri veya yuvarlak demir.

Üzgeç

Çekilip alınır ip merdiven.


-V-

Varak

Yazılmış kağıt- Altın, gümüş, veya başka madenleri döverek meydana getirilen ince yaprak. Folyo.

Vasistas

Pencere ve kapı üzerinde bulunan, havanın değiştirilmesine yarar, açılır-kapanır pencere.

Vidanjör

Septik çukurlarının suyunu boşaltan.

Vihara

Hindistan'da Buda manastırı.

Vitray

Pencereleri süslemek için; kesilmiş renkli camları, ince kurşun veya ağaç çubuklarla ya da alçı ile birbirine bağlayarak, yapılan resim.

Vitrifiye

Camlaşmış, camsı; vitrifiye seramik.

-Y-

Yüksük

Mobilya'da vida başlarını örtmek için kullanılan yüksük biçiminde maden parça.

Yüz

Yapının cephesi.
Almira
Cum Şub 24, 2012 12:06 am
 
Foruma git
Konuya git
cron