19 sonuç bulundu

Geri dön

Aklım Takıldı...


Aklım Takıldı . . .
 

Seni Düşünüyorum Yine

Aklım takıldı!Bir şey diyeceğim!Yok, yok demeyeceğim!Vazgeçeceğim! Aslında başka bir şeydi söylemek istediğim. Yazdım, sildim… Yazdım, sildim…
Seni düşünüyorum ne yalan söyleyeyim. Ama sorsan söylemem! Sen anla! Hisset ya da.Yormak istemiyorum artık hiç kimseyi. Yorgunum zira! Yeniden kurasım yok hiç, aşka dair cümleler. Kelimeleri yan yana getiresim yok bir de, kendimi anlatmak için. Sen anla!
Konuşmak istemiyorum kısaca. Konuşacak ne var ki? Benim sana gelene kadar ne yaptığım mı, senin bana gelene kadar ne yaşadığın mı? Saçma!Ne geçmişe aidim artık ne de geleceğe ve kaçırmak istemiyorum şu anı da, olmuşların, bitmişlerin, gelmişlerin, geçmişlerin laf kalabalığında. Olacakların, biteceklerin ve geleceklerin kurgusunda ya da…
Ama şimdi burada, seni düşünüyorum ne yalan söyleyeyim. Ama sorsan söylemem! Sen anla!Ne şu andan öncesi ne şu andan sonrası… Dedim ya; bir tek şu an’ın ciddiyetindeyim.
Hayallerim yok sana uzun uzun anlatabileceğim ama çok istersen kurarım tabi senin için ve illâ merak ediyorsan hatırlarım elbet canımın yanmışlığını da zira unutmuş değilim.
Ruhumda dikiş izlerim…Yeni bir alfabe arıyorum konuşabilmek için! Hiç söylenmemiş sözler duymaya ihtiyacım var, ve belki yeniden cümleler kurmaya ihtiyacım var, yetmiyor bildiklerim.
Şimdilik, baş edilir gibi değil içime çekilmişliğim…Sözlerini duyuyorum; düşüncemi zorlayan, aklımı sana uçuran. Her anlamaya çalıştığımda merak edilen oluyorsun. Anlamak istemiyorum merak etmekten korktuğum için!Yoksa buradayım yani, yörüngendeyim.Masallar tadındayım… Zehirli elma hevesindeyim! Bul beni! Lakin ne soru istiyor canım ne cevap. Ne bir beklentim var ne de bir söz verebilirim.Bulursan, sadece bulduğuna sevineceğim! Ve eğer geleceksen, seni burada bekleyeceğim.
Ama ben sana, gün dünü unutmadıkça ve beyaz sayfalar gibi olmadıkça ruhum, gelmeyeceğim…Özür dilerim bu kadar yorgun olduğum için!



TeLmA
Çar Mar 27, 2013 5:34 am
 
Foruma git
Konuya git

Hoşgeldin Aşkım...


 
  
 
Bir kere geldin artık.
  Bir kere girdin o kapıdan.
  Hoş geldin ömrüme, hoş geldin hudutlarıma.
  Buralar benim hayatım.
  Şu çizgiler alnımdaki, benim hayatımın hudutları.
  Aslında uzun zamandır bir sürü hudut karakolu dikip, bir sürü asker koymuştum.
  İzin vermiyordum topraklarıma girilmesine.
  Sen öyle masum ve sade bir ritimle girdin ki, ''Tamam" dedim, "Buyursun girsin ömrüme..".
Hoşgeldin...
  Gelir gelmez yağmur yağdı farkındayım.
  Allah'ın hikmeti işte.
  Elimizde olmaz bazen her şey.
  Ya da bahane ederiz işte böyle.
  Aslında bulamaz mıydım bir şemsiye?
  Bal gibi de bulurdum da, işime gelmedi.
  Özlemişim yağmurda ıslanmayı.
  İyi de geldi bu serinlik yangınına yüreğimin.
  Sen gelmeseydin istemezdim yağmur falan yağsın.
  Sen girdin ya o kapıdan içeri, değil yağmur taş yağsa koymaz artık. 
Hoşgeldin.. 
Simdi geç otur bakalım şöyle köşesine alnımdaki çizgilerin.  Artık nasıl olduğunu biliyorum, telaş etmiyorum farkındaysan.  Gençliğimde bende bir telaş, her gelen memnun olsun diye yer açardım da,
  Her giden bir çizgi daha atar giderdi alnıma.
  Şimdi bana kırış kırış gelen alnıma, bir çizgi de sen atacaksın anlaşıldı.
Ona da eyvallah..Hoşgeldin.. 
Boş ver adını, gözlerin yeter bana.
  O çizgiler boşuna olmadı.. Gözlerine baksam anlarım derdini, üzme kendini.Hoşgeldin..
  Bil ki bir kere girdin mi o kapıdan, bu hudutlar bırakmaz adamı.
  Artık benden biri olur çıkarsın.
  Tehlikelidir ama zevklidir benden biri olmak.
  Benden olmak, benimle ıslanmak demek.
  Eğlenirken zatüre olmayı da göze alabilmek demek.
  Ama ağlarsan gecenin bir yarısı,
  Kaf Dağı'nda bile olsa kopup gelecek bir omuz demek sorgusuz yaslanılacak.Hoş geldin ömrüme...
  Hoş geldin hudutlarıma...
  Hoş geldin yağmuruma...
  Hoş geldin hayatıma...Hoş geldin dünyama...
 
 
 
 
HOŞBULDUK...Geldim işte,Bir kere girdim bu kapıdan!Bir daha çıkmam asla.Sessiz, sedasız dururum. Söz!İstemem baş köşe,gözlerini göreyim yeter bana.Girdim artık hayatına, hudutlarına,git desende gidemem ki!Yağmur yağıyor bak,seninle buluşmam bir rahmet mi?söyle bana,yoksa her zaman mı rahmet yağar buralara?Senden biri olmak için girdim hududuna,bırak izleyeyim gözlerini,anlındaki çizgileri.Ağlarsan gecenin bir yarısı,omuzuma yasla başını.Nemlenen gözlerimle seyredeyim,Pınarlar gibi çağlayan gözlerini...Hoşbulduk Ömrün'e,Hoşbulduk Hudutlarına,Hoşbulduk Hayatına..
 
NoT: Alıntıdır..
 
 
 
Malkocoglu_
Çar Mar 27, 2013 10:57 pm
 
Foruma git
Konuya git

Avuçlarımın içi acıyor....






AVUÇLARIMIN İÇİ ACIYOR




Bomboş avuçlarımın içi acıyor...
 
Bir yerlerde yaşamım bitmiş sanırım Bu hala bende yaşayan,
 
Beni anlamsızca bir yerlerde yaşatan Aklımı göklerden uzaklara kadar çıkartıp bırakan...
 
Derdimin en pahalı dermanı, Gönlümün en cefakar azraili Gitmedin değil mi?
 
Ne olursun çık bir yerlerden
 
Işık saç yollarıma yeter artık,
Gel
 
canımı acıtan can ortağım!

Yaşamımın karlı dağlarına güneş ol yalvarırım
 
Sessizliğimin en güzel melodisi, tek tanem.
 
Kurak topraklardan geçen Kervanım ol yalvarıyorum Nerelerdesin dört mevsim açan çiçeğim?
 
Bir sokak arasından
 
Ya da dalgasız bir denizden Çıksan karşıma ansızın.
 
 
Yıkıntı olmuş hatıralarıyla yaşayan
 
 
Aşk mahkemesinde daha geçen sene mahkum olan En değerli varlığın

Çok şey mi istiyor ne olursun söyle
 
 
Bıraktığın gibi Çek al gene uçurumların kenarlarından...
 
 
Geç kalan kaderime Yetiştir beni kar tanesi.
 
Kalbimin ıssız sokaklarının sahibi Hangi parlak sokakları süslüyorsun simdi Gene yeminlerin,
 
gene sözlerin var mı?
 
 
Söylesene vefasız sevdiğim
 
Nerde
 
yeminlerimiz simdi Bırakıp gittiğinden beri Umutsuz ümitsiz başı ellerinin arasında
Bir kuklayım
 
 
Günlüğünün kasım! ayı sayfalarına yaz ki
 
Yeminler bozuldu
 
Bizde günahkar olduk kar tanesi





 
TeLmA
Per Mar 28, 2013 6:21 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Suçtur Kadın Olmak

EMEĞİNE YÜREĞİNE SAĞLIK SENEM ÇOK GÜZEL BİR PAYLAŞIM ANCAK, KADIN OLMAK DEMEK ERKEĞİN ARKASINDA BİR GÜÇ DEMEK, KADIN OLMAK DEMEK KUTSAL BİR ANNE DEMEK, KADIN OLMAK DEMEK YUVAYI YAPAN DİŞİ KUŞ DEMEK, KADIN OLMAK DEMEK EŞ DEMEK, KADIN OLMAK DEMEK ERKEĞİN NAMUSU DEMEKDİR. İŞTE BENCE KADINLAR İÇİN BÖYLE KÖTÜ DÜŞÜNCELERİ OLANLAR UTANMASI İÇİN BENDE BENİM GÖRÜŞLERİME GÖRE BİR KAÇ ŞEY YAZMAK İSTİYORUM. 
Kadın kendi başına ne gül goncasıdır, ne de diken. Koklamasını bilirsen gül,tutmasını bilmezsen diken olur.
Kadınların gözleri keskin, zekaları uyanık, düşünceleri vesveseli olur
Bir kadın ya sever , ya da nefret der ; ortası yoktur .
Kadın öyle bir konudur ki , onu ne kadar incelersen incele herzaman yepyenidir .
En mükemmel kadın , çocuklarına babalarının yokluğunda baba olabilecek kadındır .
Kadın her şeyi affeder fakat asla unutmaz.
Bir kadının güzelliği, ancak sevmeye başladığı zaman meydana çıkar.
Kadınlar, erkeklerden daha çok hikmet sahibidirler, daha az bilir, daha çok anlarlar.
Kadın kocasının, delikanlılıkta sevgilisi, olgun çağda arkadaşı,ihtiyarlıkta da hasta bakıcısıdır.
nsan gerçekten bir kadını severse, onun gözünde dünyadaki bütün öteki kadınlar kesin olarak manasını kaybeder.
furim
Pzr Mar 31, 2013 10:48 am
 
Foruma git
Konuya git

Üzülme

Senem
Sal Nis 02, 2013 1:53 am
 
Foruma git
Konuya git

Hayat Umut Ettiğin Kadardır...

Hayat " Umut " Ettiğin Kadardır


“ Acıya baş göz ettiğin kaç düş(üş)ün kaldı daha
Gecenin karanlığına bağdaş kurdum. Uykusuzum ve bir o kadar susuz. Acının başkahramanlığına soyun/durul/muş yüreğin kanarken nasıl susarım ki ben. Sus-mu-yorum.Yüreğinin “ ben “ kadar ki boşluğuna düşerken sen, nasıl bayramlık elbiselerimi giyerim ki. Dudaklarımı dudaklarımdan sökmeme izin ver. Bırak kanasın çığlıklarım. Seni iyi bilirim. Sonbaharı giyinir, tüm acıları kefenlersin yüreğine. Oysa oysa senin gözlerin değil miydi baharlarım ? Baharlarım solarken ben nasıl susabilirim ki ? Elimdeki tek yaşama gücüm olan cümlelerimi saklama yastığının gölgelerine. Bırak susmalar yürüsün üzerime. Giydirilsin kefen bedenime. İçindeki yangınların eteğine sirayet ederken su-sa-mam. Bıkmadın mı daha acıyı tek başına kucaklamayı ? Usanmadın mı karanlığın koynunda ağlamaktan ? Dön sevgili. Ayak uçlarının yörüngesini çevir sevdaya. Hazanlar yürüse de üzerine sen hayat denilen ipin ucunu hiç bırakma..Sakın bırakma.Düşsüzlüğünle suçsuzluğun muhakemesindesin yine. Tarafsızlığını yitirdin artık. Kendini tüketmekte , kendini asmakta o kadar ustasın ki, boynundaki tek bir iz yok. Kendini öldürmeye yeltendiğin yetmedi mi daha? Us`undan vazgeçmek, hayata yenilgini söylemek bu kadar basit olmamalı. Kendine kefen biçmekten vazgeç. Sırtlan hayatı omuzlarına. Bu zamana kadar hayatla nasıl mücadele ettiysen devam et. Boğma kendini, boğdurma yüreğini. Ölümün sadece senin bedeninle kalsa tamam. Seninle ölecek o kadar şey var ki ? Bari kendi için savaşmayacaksın, bari benim için, bari “ bizim “ için savaş. Yok olursan ardından seni takip edecek o kadar büyük ölümler var ki. Bir göç kadar devasa. Sakın kaybolma. Bir tesbihin imame`si düşünce ne hükmü kalır geride kalanların. Seninle kazandıklarım bu kadar aşikar iken gitme sonsuzluğa.. Düşerim.. Ezilirim.. Sonra ölüme gülümserim..Biliyorum çıkmaz sokakların, adressiz sorguların içinde çıldırmaktasın. Biraz da yorgun. Düşüncelerin bir uçurum ötesi. Duvar çökecek sanki. Sakın başını kaldırma göğe. Yürüyen bulutları üstüne geliyor zannedeceksin..Bir adım bile atma. Sonrası uçurum sevgili. Beni ve sana ait olanları bırakıp gitme ölüme Gözlerindeki sıcaklığa doyamamışken musalla taşının soğukluğu nerden çıktı sevgili.Ayaz kesse de ellerini, yüzünü esirgeme beni.Kıyma beni. Eğdirme başımı. Ezdirme gülüşlerimi. Ben seninle varoldum. Ya yanında beni götür, ya da beni de öldür.Senden mucizeler istemiyorum. Sadece yaşamanı, Yaşarken beni de yaşatmanı istiyorum.Ellerini uzat bana. Sonra da yüzünü hayata çevir. Ben umudun kıyısında, Ben hayatın koynunda, Seni bekliyor olacağım.. Hadi hayatın denilen ipin ucuna sarıl. Yoksa, Acıya baş göz ettiğin kaç düş(üş)ün kaldı daha ? Unutma; Hayat “ umut ettiğin “ kadardır..

 
TeLmA
Per Nis 04, 2013 3:56 pm
 
Foruma git
Konuya git

Sevgi Kutsaldır...!!!

"SEVGİ" KUTSALDIR , "EMEK" GİBİ. SEVGİ EMEKTİR; BEDEL VEYA MECBURİYET DEĞİL. SEVGİ, YÜREKLERİMİZİN EN TEMEL İHTİYACI, İLACI; EVLİLİKLERDE VEYA BERABERLİKLERDE DEVAMLILIĞIN TEMEL TAŞI, YAPTIĞIMIZ İŞLERDE BAŞARININ SIRRI, SOSYAL YAŞAMDA HOŞGÖRÜNÜN TECELLİ NOKTASI, VAHDANİYETTE İSE YOL HARİTASI DEĞİL Mİ? YARATILIŞIN ÇEKİRDEĞİ, KÂİNATIN VAROLUŞ SEBEBİ SEVGİ...
SEVMENİN GEREKÇESİ VAR MI..? SEVGİ, ELBETTE SON ZAMANLARDA DİLLERE PELESENK OLAN "ELEKTRİK" MESELESİ DEĞİL. SEVGİ, BEĞENİYİ İÇİNDE BARINDIRAN, AMA TAMAMI BEĞENİ OLMAYAN BİR DUYGU VE ALGIDA YANILSAMA BU NOKTADA OLUYOR. BU AN BEĞENDİĞİMİZİ, DAHA İYİSİ, DAHA GÜZELİ, DAHA DİJİTALİ... VE İŞVELİSİ İLE KARŞILAŞTIĞIMIZDA YÂDA DAHA FAZLA MENFAAT TEMİN EDECEĞİMİZ HERHANGİ BİR ŞEYİN BİR YENİSİNİNİ ELDE ETTİĞİMİZDE ARTIK DEMODE BULUP BİR KÖŞEYE ATIYORUZ VE UNUTUYORUZ.
İNSANLARI SEVGİSİZLEŞTİREN MENFAAT DÜRTÜSÜ... VE MAALESEF MODERN DÜNYA DİYE ÖNÜMÜZE SÜSLENEREK KONULAN SÜFLİ YAŞAMLARA AYAK UYDURMAMAK İÇİN DİRENİRKEN, HUZURUN KAYNAĞI OLAN "SEVGİYİ" MUM İLE ARAR OLDUK.
KADININ EL KİRİ, ERKEĞİN SOSYAL GARANTİ SAYILDIĞI FEODAL HAFIZADAN SIYRILMAYA ÇALIŞIRKEN, MADDEYE TAPANLARIN NEFİSLERİMİZİ HORTLATAN DÜZENEKLERİNDE, YEMEKLE BERABER İKİ SAATİ GEÇMEYECEK İLİŞKİLERDE ÖNÜMÜZE GELENE "SENİ SEVİUORUM" DERKEN BULMUŞUZ KENDİMİZİ. HOMİNİ GIRTLAK, Bİ FİNİ KANDİL, TOMBİ YATAK. BU MUDUR YANİ..? OYSA "SENİ SEVİYORUM" , İKİ DUDAĞIN MARİFETİYLE DEĞİL, TAAA İÇİNDEN BÜTÜN BENLİĞİNLE VE HER HALİNLE İFADE BULACAK OLAN BİR CÜMLEDİR.
TABİATTA HER MAHLÛK İKİ CİNS OLARAK YARATILMIŞ... İNSAN İSE, YALNIZCA KADIN VE ERKEK OLARAK YARATILMAKLA KALMAMIŞ. YARATAN, AKIL, İRADE, HİS, NEFİS VE İNSÜYET TEN OLUŞAN BİR DE PAKET BAHŞETMİŞ. DÖNÜŞÜN YİNE KENDİSİNE OLDUĞUNU HATIRLATIRKEN, BAHŞETTİĞİ BU ÖZEL PAKETİN İADESİ OLACAĞININ ALTINI ÇİZMİŞ. ÜSTELİK KADIN ERKEK AYIRMADAN... YANİ, YALAN SÖYLEMEYİN, İFTİRA ATMAYIN, ÇALMAYIN, KUL HAKKINA TASALLUTTA BULUNMAYIN, EMANETE İHANET ETMEYİN, YERYÜZÜNDE BÖBÜRLENEREK YÜRÜMEYİN, BİBİRİNİZİN ÜZERİNİZDE HAKLARINIZIN OLDUĞUNU UNUTMAYIN. SİZE VERDİKLERİMİ ADAM GİBİ KULLANIN.....!
DÜNYAYA GELİRKEN AYAK BASACAĞIMIZ COĞRAFYAYI VE ANA BABAMIZI SEÇME ŞANSIMIZ YOK AMA İNSANLIK YOLUNDA KAMİL OLMAYA ÇALIŞIRKEN AKLIMIZI, İRADEMİZİ, DUYGULARIMIZI VE SOSYAL VARLIK OLMA AVANTAJIMIZI KULLANABİLİYORUZ. VE BU KULLANIMLA, BİREY, EVLAT, KARDEŞ, ARKADAŞ, DOST, SEVGİLİ, AİLE, EBEVEYN OLUYORUZ. AMA ÖYLE ANLAŞILIYOR Kİ NEFSİMİZİ İYİ KULLANAMIYORUZ VADA DİĞERLERİ İLE İYİ KOORDİNE EDEMİYORUZ...
HER GÜN 350 ÇİFT BOŞANIYORMUŞ. DOĞRUDUR. ONLARIN DA AKIL, İRADE, HİS VE SOSYAL VARLIK STATÜLERİ VAR, EVLENİRKEN DE VARDI. NEDEN PEKİ BU DAĞILIŞLAR..? ELBETTE SEVGİ KELİMESİNE YÜKLEDİKLERİ ANLAMLARIN SEVGİYİ TARİF EDEMEYİŞİNDEN.. EN BAŞINDA KENDİNE "NİÇİN EVLENİYORUM" DİYE SORUP EMİN OLACAĞI CEVAPLARI BULMAKTANSA, "BU BİR HATAYDI KAHRETSİN" DEMEK,ACITA ACITA DAHA KOLAY GELİYOR HER NEDENSE..VE HER İKİ TARAF TA HAKLILIĞI KONUSUNDA TAVİZSİZ. OYSA HER KES AYNAYA BAKMALI. YANİ, İŞİN BAŞINDA HEVES, ORTASINDA NE UMDUM NE BULDUM, SONUNDA İSE NERDE TRAK ORDA BIRAK DRAMASINA DÖNÜŞMEMELİ. YA AŞK EVLİLİĞİ YAPANLAR... BU DA BAŞKA VE ESASLI BİR KONU...!
SEVGİ İSE TÜM BU ALGILARIN SÜZGEÇİNDEN GEÇİP, HİÇBİR ŞEYİN BEDELİ OLMAYAN VE HİÇ BİR BEDELLE ELDE EDİLEMEYECEK OLAN KUTSALIMIZDIR. VE FEDAKÂRLIK SINAVININ EN ÇETİN ARENASIDIR. EVET, HERKES BUNUN FARKINDA OLSA... NE GÜZEL OLURDU...
SEVGİ KADİR KIYMET BİLENLERİN SAHİP OLDUKLARI EN DEĞERLİ HAZİNEDİR...
( Alıntı ) SELDA İYİEKMEKÇİ…
 

Efe19
Per Nis 04, 2013 9:58 am
 
Foruma git
Konuya git

Bilerek Beni Savurarak Gittin Sevgili...

 
Gittin.. Bir kez daha beni parçalara bölerek ve her bir parçamı uçsuz bucaksız toparlanamayacak yerlere savurarak gittin. Saniyeler önemliydi oysa benim için tek oksijenim nefesindi "Bilerek beni savurarak gittin sevgili"



Bitirdin neyim varsa Türlü türlü acılarla Bir kaderle bitmiyor Kavgam hala sürüyor



Seninle her yola yolcuyum yanımda sen ol yeter dedim sevgili. Her şarkı sözlerinde her sözümde sen ol istedim yanımda. Yüreğimin en büyük kıyısında taşırım seni dedim. Penceremin kenarındaki çerçevemde resmimiz olsun dedim. Resmin yerine hatıran kalmasın istedim. Bilerek aldırmadın çerçeveyi kırıp gittin sevgili



Bilmediğim her yolu Denedim senden sonra Güzel ne varsa seninle var



Kurban ettin umarsız tabularına bizi. Her sözün yüreğime kerpeteni olmayan bir çivi gibi çakıldı

ve artık gelmemeye ant içerken zehirli bir şişenin içinde sensizliği sundun. Kendi ellerinle içirdin onu bana Bilerek beni ölümlere attın sevgili

Gel dön artık deli olma!



Öyle bir acı bıraktınki bana giderken sevgili her yaktığım sigaranın külü oluyorum kimi zamanda küllerle kaybolup gidiyorum bir çöp kutusuna tekrar var olamama umuduyla ama tekrar doğuyorum içimde aynı yaralarım kaybolan yıllarım ve gün geçtikçe kokusu dahada artan resimler Bilerek kanattın beni sevgili



Yok taşıyamam bu yükü Yok yüreğin sesi gücü Öldürecek inan bu inat ikimizi



Sessizliğimle ne çok kal dedim sana oysa

KAL SEVGİLİ GİTME BİR KEZ DAHA BIRAKMA BENİ BİR BAŞIMA...

Ne çok bağırdım sana en çığlık sessizliğimle. Bir kez daha duymak istemedin sevgili. Kalman için girmediğim

masal kahramanı kalmamıştı oysa sen çok severdin masalları Bilerek beni duymadan gittin sevgili :...
Koray
Sal Haz 04, 2013 3:29 pm
 
Foruma git
Konuya git

Tevazu..incelik...güzellik...

Tevazu, müminlerin en güzel sıfatıdır. Tevazu ahlâkını zıddı ile tanımak daha kolaydır.
 
 
Kısaca tevazu, kibirli olmamaktır. Kibir, kendini beğenmek, başkalarını küçük görmektir. Kendini beğenmek aslını bilmemekten kaynaklanır; aslını bilmemek cehalet ve gafletten ileri gelir. Aslını bilen haddini bilir; haddini bilen edepli olur. Bunun için velilerden Muhammed bin Vâsî k.s ., oğlunun çalımlı ve kibirli bir şekilde yürüdüğünü görünce, onu şöyle uyarmı ştır: “Oğlum sakın aslımızı unutma! İlk günlerinde annen bir cariye, baban günahlara dalmış bir âsi , sen de anne karnında bir cenin idin. Sonumuz ise soğuk ve sevimsiz bir cenaze olacaktır. Aradaki bu kibir ve kendini beğenme niye ki ?! ” Demek ki tevazunun aslı marifettir. Marifet de Alemlerin Rabbi'ni tanımaktır. O'nu tanımak, bütün hayır ve güzelliklerin anahtarıdır. Yüce Allah kendini insan ve kainat üzerindeki tecellileri ile tanıtmış; alemi azamet, rahmet ve kudretini yansıtan bir ayna yapmıştır. Bu aynada her şey O'na ait bir tecelli, bir ilim, bir hikmet, bir sevgi ve bir değer taşımaktadır. Bu tecelliyi seyretmek, ilmi okumak, hikmeti anlamak, sevgiyi tatmak ve değerleri korumak için insan yaratılmıştır. Bunların hepsine birden marifet diyoruz. Marifetin sonu muhabbettir. Muhabbetin bir sonu yoktur, fakat onun her sevende kendini gösteren bir sonucu vardır. O da sevgiliye ait her şeyi sevmek ve ancak sevgilinin hoşnut olduğu şeyle sevinmektir. İşte tevazu, bu marifet ve muhabbettin sonucu oluşan bir haldir. Herkes marifeti kadar mütevazi , muhabbeti kadar merhametli olur. Tevazu, kul olduğunu bilip Rabbi'nin mülkünde edeple yaşamaktır. Tevazu, Hakk'ın sevdiğini sevmek, sevmediğini terk etmektir. Tevazu, Hakk'ın kullarına Hak için muhabbet ve hizmet etmektir. Tevazu, Haktan gelen her şeye gönül hoşluğu ile boyun eğip teslim olmaktır. Hadis-i şerifte şöyle buyrulmu ştur: “Kim Allah için tevazu gösterirse, Allah onu yüceltir. Kim de kendini beğenip kibir gösterirse, Allah onu alçaltır.” (Müslim, Tirmizî, Dârimî) Tevazu insanı yüceltir, fakat Allah için olursa... Allah için olan tevazu yüksek bir ahlâk olur ve insana yücelik kazandırır. Bu da iki şekilde olur: Birincisi, tevazu Hak için olmalıdır. Tevazu alçak gönüllülük, merhamet, hürmet, saygı, sadelik, nezaket, incelik, kibarlık şeklinde ortaya çıkar. Bütün bunlarda niyet önemlidir. İnsanlara gösteriş, yağcılık, korku, maddi menfaat ve başka hesaplar için gösterilen tevazu izzet değil, zillet sebebidir. Her çeşidiyle tevazu yüce Allah'ın rızası için olursa fayda verir, kulu yüceltir, sevdirir, sevap kazandırır. Yoksa kula zarar verir ve onu alçaltır. İkincisi, tevazu kulları değil, Allah'ı yüceltmek için olmalıdır. Kimde ne kıymet varsa Allah'tan geldiği bilinmelidir. Birisini severken şirke dü ş ülmemeli , insana hürmet ederken ona tapmamalı, köleyi efendi yerine koymamalı, Rab ile kulu karıştırmamalıdır. Marifet ve muhabbet sahibi kullar tevazu ahlâkıyla süslenerek yüce Rahman'ın dostu olmuşlardır. Bu ahlâkın pek çok yansıması vardır. Birkaçına işaret edelim: Yüce Rahman'ın dostları mütevazi kullar, bütün mülkün, şerefin, itibar ve kıymetin Allah'a ait olduğunu görürler. Mülk O'nundur; öyle ise bütün hamd , övgü, rağbet, hürmet, sevgi, saygı da O'na aittir, O'na layıktır. Bunu anlayan ve müşahede eden aşık , artık kendi nefsinin övülmesini, sevilmesini, halk içinde zikredilmesini ayıp ve abes görür. Birisi onu övse utanır, yüceltse sıkılır, alkışlasa iki büklüm olur, günah işlemiş gibi istiğfara sarılır. Yüce Rahman'ın dostları mütevazi kullar her varlıkta O'na ait bir tecelli ve kıymet görürler. Hiçbir yaratığı basit, değersiz ve sebepsiz görmezler. Özellikle varlıklar içinde hususi bir yeri ve görevi olan insana çok özel, itinalı ve nazik davranırlar. Herkese rahmet gözüyle bakarlar. Yüce Allah'a iman edenleri kardeşi görüp severler. Nefsi için kimseyi üzmezler. Hiçbir mümini kendinden aşağı görmezler. Çünkü hepsi yüce Rahman'a iman etmişlerdir; O'nu sevmi ş lerdir . O'nu sevenleri sevmek imanın gereğidir, aşığın görevidir. Yüce Rahman'ın dostları mütevazi kullar kâfirlere de rahmet gözüyle bakarlar, onların hidayete gelmesi için dua ederler, gönüllerine girip Hak sevgisini aşılayacak günü beklerler. Onlarla savaşları, mücadeleleri, mücahedeleri kendi nefsleri için değil, Cenab -ı Mevlâ içindir. İnanmayanlara karşı gösterdikleri vakar ve izzet de böyledir. Yüce Rahman'ın dostları mütevazi kullar hangi hayrı, ibadeti ve hizmeti yapsalar, onu nefslerine mal edip kendilerinden bilmezler. Bütün iyilikleri Allah'ın bir ikramı olarak görürler; övünmekle değil şükürle meşgul olurlar. İbadet olarak ne yapsalar az bulurlar. Amellerine bir karşılık beklemekten haya ederler. Bütün kötülük ve kusurları ise nefslerinden bilirler. Yaptıkları tövbe ve istiğfarın hemen kabul edildiğini ve günahlarının affedildiğini düşünmezler. Daima Alemlerin Rabbi Allah'tan korkarlar, kulluktaki kusurlarından utanırlar; bunun için gönlü yanık, boynu bükük ve sürekli mahzun gezerler. Yüce Rahman'ın dostları mütevazi kullar O'nun kulu olmaktan, kulu olarak anılmaktan ve kula uygun işler yapmaktan zevk alırlar. Yüce Hak için olan ve dinin edebine uyan her işi kıymetli görürler. Hizmette şahıs, iş ve yer seçmezler. Kendilerinden isteneni ve gerekeni yaparlar. Her başarıdan sonra, sevinçlerini gönülden secdeye kapanarak dile getirirler. Mahviyet sıfatları, onlar için Burak olur, onunla yükselirler. Kulluğun ve dostluğun zirvesinde olan Hz. Rasul -i Kibriya s.a.v. Efendimiz, namazdan sonra hane-i saadetine döndüğü zaman bazen ev işlerine yardımcı olur, ayakkabısını yamar, koyunlarını sağar, yorulan hizmetçisinin işine el atardı. Bir peygamber bunları yapar mı diye düşünmezdi. Ondan bu terbiyeyi alan Hz. Ebu Bekir Sıddık r.a. halife iken, mahallesinde dul ve yaşlı kadınların koyunlarını sağmaktan çekinmez ve bunu basit bir iş görmezdi. Aynı terbiye ocağında yetişen Hz. Ömer r.a ., bir taraftan alemin dört bir yanına ordular gönderirken, diğer yandan sırtına aldığı un çuvalını Medine'nin dışındaki bir fakirin evine götürmekten hiç rahatsız olmuyordu. Çünkü o Rabbi'ne aşıktı . Aşkta benlik olmaz. Sevgilinin işlerinde seçme yapılmaz. Aşık hizmet görür, hesap yapmaz. Yüce Rahman'ın dostları mütevazi kullar tevazuyu dille değil, halle gösterirler. Onlar doğruya aşıktır . Kalpleri hakka açıktır. Hak söz, güzel iş, doğru hüküm kimden gelirse gelsin, kabul ederler. En iyi ben bilirim deyip kibir yapmazlar. Kendilerine kusurlarını gösterene kin gütmeyip, Allah razı olsun derler. Şu hadisi-i şerif tevazu ahlâkını özetlemektedir: Hz. Peygamber s.a.v ., “Kalbinde zerre kadar kibir olan kimse cennete giremez.” buyurduğunda, orada bulunan birisi: “Ya Rasulalllah , bir adam elbisesinin güzel olmasını seviyor, temiz giyiniyor; bu kibir midir?” diye sordu. Efendimiz s.a.v. şöyle buyurdu: “Allah Tealâ güzeldir, güzel olan şeyleri sever. Kibir, kendisine hak gelince burun büküp onu kabul etmemek ve insanları küçük görmektir.” (Müslim, Ebu Davud , Tirmizî , İbn Mace , Ahmed ) Kibrin sonu ateştir. Tarihte kibirli olup da yücelen, sevilen ve hayırla anılan hiç kimse yoktur. Ölüm bütün zalimlerin ve zorbaların belini kırmış, boynunu bükmü ştür. Yüce Allah, her kulundan tevazu ahlâkını istemektedir. Hak dostları asla kibirli olmazlar; üzerlerindeki heybet hayâdandır. Allah yolunda kim bir şeref kazanmı ş sa , tevazu ile kazanmıştır. Bu güzel ahlâkı elde etmek için bir ömür verilse azdır. Bunun en güzel yolu, gerçek tevazu sahibi Hak dostları ile hemdem olmaktır. Güzel ahlâk güzel örnekten alınır. Rabbimiz'in tevfik ve inayeti ile…Selam ve dua ile Hacegan.......
Hacegan__
Çar Haz 05, 2013 6:41 am
 
Foruma git
Konuya git

SANALDA DOSTLUKLAR..

Hani Dost'luklar vardır..
Hani Dost'luklar vardır..Sanalın gerçekliğini..Reelin yalanlarını bastırır...
Tam düşerken..Hiç görmediğin..Belkide çokta tanımadığın meçhul bir el tutar kaldırır seni...
 
Kimi zaman bir gece yarısı..Şiirsel bir sohbette ağlarken..
Tüm yaşanmışlığına inat..Alır götürür hüzünlere o güzel sohbet..
Kimi zaman..Kimi zaman ..Yalnızlar rıhtımının martıları olursunuz onlarla..
Uçarak özgürce kanat çırparsınız..Hayat denen prangaya inat..
Resim ..Resim..kahkahalarınızı derin bir offf..çekiş böler.. kimi zaman
Kardeş..Abi..Abla..Bacı.. bulursunuz.
Kimi zaman..Kimi zaman bir AŞK çalar kapınızı..Hiç yaşanmamış kadar yüce üstelik..
 
 
Bir tık kadar uzağındadır Dost'lar..Hasretin vuslatına bir tık kalmıştır...
Kışın yakıcı soğuğunda..Kışın yakıcı soğuğunda sıcacık bir çay dır ..Edilen sohbetler..
Bazen bir bardak buzlu rakı  alır getirir Dost meclisindeki şenliği..
Oysa alkol oranı sıfırdır..Ceza yemez..Yadırganmazsınız...
Ağlıyorsanız..Ağlıyorsanız eğer mutlaka bir içten sesle irkilirsiniz..
Neyin var..Paylaş lütfen der.. O sıcacık nefes..
Kırk yıllık Dost'luklara inattır..üç günlük paylaşım..
Hayatın yalanlarında tek gerçektir..Sanaldaki Dost'luklar kimi zaman..
Cansız silüetlerde canlılık..Açlıkta duyulan ve sunulan sofradır..O canım sohbetler..
Beklentisiz değildir elbet gösterilen çabalar..Ancak beklenti ne bir çuval dolusu maddiyat,
Nede imkansızların kucağından kurtarılıştır..
Bir Hoş Sada'dır sadece..Bir nefes mutluluk,içilen acı bir kahve tadındadır beklenti..
Riyasız yalansız paylaşımdır beklentiler..Ne kadar dürüstsen o kadar Dost'sundur..
Ne kadar doğruysan o kadar Dost'un olur..
 
Çaresizliğe..Çaresizliğe aranan çare değil..
Yorulmuşlukta alınan bir dinlenme molsıdır..
Bazen bir radyonun linkinde yaşanır..Bir ömür mutluluk..
Bazen msnden çözüm deryasına geçiştir..Paylaşımdır kısacası..
Riyasız beklentinin minumum olduğu..Üstelik..üstelik kaybedecek birşey olmadığından..
Cesurdur Dost'luklar burda..
Ülkemin bir ucunu diğer bir ucuna bağlayıp,üstelik bununla yetinmeden,ülke sınırlarını aşıp giden paylaşımdır..
Azla çoğun kardeşliğinde..İyilik ve kötülüğün çırılçıplak gözlemlendiği,herkesin kendinden birşeyler verdiği
yerde yaşanan duygular bütünüdür...Sanalda Dost'luklar...
Her güzelliğin yaşandığı kadar,kötülükleride barındıran,Ancak kısa zamanda ortaklaşa arındırılan bir paylaşımdır...
 
Hüsranla biter beklentiler bazen...
Bazende reelde bulamadığın özü bulursun.Dost'luk..İnsanlık..Hatta AŞK tan yana..
Dost meclislerinde...Dost olanlara ..Yalnızlara inat..Dost bulanlara...
Dost'luğa özüyle..Kalbiyle katılanlara..Selam olsun...
Saygılarımla...Baralcan'dan...
 
 
 DOST'luklarımızın kıymetini bilmemiz ümidiyle..
Tutku
Sal Haz 04, 2013 11:21 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: SANALDA DOSTLUKLAR..

Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın... "Nereden çıktın bu vakitte" dememeli bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında; "Gözünün dilini" bilmeli; dinlemeli sormadan söylemeden anlamalı... Arka bahçede varlığını sezdirmeden mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında; sen her daim onun orada durduğunu hissetmelisin. ihtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesine yaslanabilmeli kovuklarına saklanabilmelisin. Kucaklamalı seni güvenli kolları ...dalları bitkin başına omuz yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı... En mahrem sırlarını verebilmeli en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz... Onca dalkavuk arasında bir tek o sözünü eğip bükmeden söylemeli yanlış anlaşılmayacağını bilmeli. Alkışlandığında değil sadece asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli. Övmeli alem içinde baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin"hak ettim" diyebilmelisin. Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi... Seni senden iyi bilen sana senden çok güvenen bir sırdaş... Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin. Ve sen ağladığında onun gözünden gelmeli yaş..Tutku ablam emeğine yüreğine sağlık bu güzel paylaşımın için....
Hacegan__
Sal Haz 04, 2013 1:29 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: SANALDA DOSTLUKLAR..


tutkum emeğine sağlık cnm.Bu güller benden sana en güzel dostluğumuza...                     <3 MeLTeM <3 

huzun_gecesi
Sal Haz 04, 2013 4:09 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: SANALDA DOSTLUKLAR..

              DOST ne kadar anlam yüklü..DOST'umda ben varım..Bende ise DOST'um..
               Konumuz sanalda Dostluklar  idi ama gördüğüm sanalı kabul etmeyen arkadaşlarım..Fikrimiz bir..Sonuçta gelişen teknoloji var..ama insan odaklı hep.Teknolojiden faydalanırken kendimizden varolan değerlerimizden de kaybetmemeliyiz.
            Sanal insan yalan insan...Bu sözü kabullenmek mümkünmü..Teknolojiden faydalanırken nasıl kendimizi yalanlarız..Sonuçta herkesle bişeyler paylaşmak zorunda değilsinki..Samimiyetini hissettiğin..kendi ruh halinle paylaşabildiğin  ne varsa yada.. o anki durumda paylaşılan konu ne ise istersen o sohbete katılıyorsun..Yani her şey bizim elimizde..Yüzlerini göremiyorsun ama yüreklerini hissediyorsun..Pek aceleci davranmaz isen eğer..olumsuz düşüncelere sahip olan kişiler kendilerini fazla gizleyemiyorlar..Bir şekilde ele veriyorlar..Sadece yüzlerini göremiyorsun..ama kişiliklerini keşfediyorsun..Bazen kahkahalarla gülebiliyoruz yazılan 2 satırlık cümleye..Bu kahkahalarımız yalanmı?..Üzüntülerimizi paylaşıyoruz..Birlikte gülüp birlikte  duygu yumağı oluyoruz..Bunun nesi yalan?
          Asıl önemli olan kendi insanlığımızı unutmamak...
          Reel yada sanal sonuçta pci başında biz varız.
          Ne arıyorsak onun içindeyiz..Karşımızı suçlamanın hiç bir anlamı yok...
         Üzülmemek istiyorsak hep mesafeli davranmalıyız...
                                                                  
        
Tutku
Sal Haz 04, 2013 5:46 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: SANALDA DOSTLUKLAR..

Meltemim paylaşımlarda nasıl kendimizi buluyoruz..ortak noktalarımız nasıl kendiliğinden ortaya çıkıyor..Yüreğin sevgi dolu..Bir o kadar da dikkatli temkinlisin kendine ve sevdiklerine karşı..Aylardır beraberiz..kendini taşımasını bilen..sevdiklerini inandığın insanları koruyan..Ve Meltem benim arkadaşım Dost um demekten onur duyduğumsun..Bunu da söylemeden geçemicem..o paylaşımlarınla ama hep seviyeli..hep düzeyli espirili halllerinle beni kahkahaya boğansın..seviyorum seni....ve o güzel güller için teşekkürler ediyorum...
Senin için ....
   
Tutku
Sal Haz 04, 2013 6:08 pm
 
Foruma git
Konuya git

Seni Sevmek.


 
Denizi aramaktır gözlerinde seni sevmek;Güneşi tutmaktır çıplak elle.Camın buğusuna ismini yazmaktır;Saf bir çocuk kalbiyle.Seni sevmektir işin özü;Toprağa ekin ekmek,Tarlayı çapalamak.Seni sevmek;Günleri beklemek,Beyaz kağıda mükerekkep dökmek, Ve yine seni sevmek;Nefes almak.Öyle karmaşık öyle anlatılamazdır ki seni sevmek;Seni sevmek; Allah'a inamaktır.Seni sevmek; yol almaktır kışın köy yollarında.Seni sevmek; deniz olmaktır Nisan'da balıkçılara kuçak açan.Seni sevmek; tarlada çalışmaktır Ağustos'ta.Seni sevmek; sonbaharda yağmur olmaktır gözlerden akan.Seni sevmek; yollarda geceleri dolaşmaktır sessizce.Seni sevmek; tarladan umut toplamak.Seni sevmek; dar ağacında olmak, bağırmak, haykırmak, ağlamaktır.Seni sevmek; Kayıtsızca ben olmaktır.Ben seni sevmesem nefes almayı becerememki! Kısacası dört mevsim sevmek gerekir seni
 
Asi_Kral
Cmt Ağu 24, 2013 12:27 pm
 
Foruma git
Konuya git

İnsanlar vardır..

İnsanlar vardır; Gelip geçerler hayatlarımızdan. Kimi hiçbir iz bırakmaz ardından, Kimi hafifçe okşar ruhumuzu, Kimi de hüzün bırakır ardından. İnsanlar vardır; Usulca sokulurlar içimize, Sonsuzcasına orada kalsın isteriz. Bazıları serap gibidir, Yokluğunda hayalleridir gerçeğimiz. İnsanlar vardır; Konuştukça su olur akarlar kalbimize, Kan gibi, Can gibi, Canan gibi. İnsanlar vardır; Işığı sönmüş yıldızlar gibi çaresizdirler. Açtın mı kollarını, Kalbine doldururlar ışığı. İnsanlar vardır, Soğuk duvarlar misali Gülümsemenin sıcaklığını bilmezler, Bilseler de sevmezler. İnsanlar vardır, Gelip geçerler hayatlarımızdan Kimi depremlerle, Kimi fırtınalarla. Ben kalanlardan yanayım. Gitmeyenlerin sadakatini ve sabrını severim, Sarılıp bırakmayanların sıcaklığını...
Tutku
Cmt Ağu 24, 2013 3:15 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: İnsanlar vardır..

hz.şems den harika bir alıntı yüreginize saglık ablacım....tesadüf 2 saat önce okudum ve başka biryerde paylaştım..=)

Birsu__
Cmt Ağu 24, 2013 7:18 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: İnsanlar vardır..

"Alemden maksat insandır""İnsanın bir soluğu bir cana değer;Ondan düşen bir kıl bir madene değer.
 
"Canında bir can var o canı ara ...Beden dağında bir mücevher var o mücevherin madenini ara ...A yürüyüp giden sufi gücün yeterse ara ;Ama dışarıda değil aradığını kendinde ara."
 
"Sen su değilsin toprak değilsin başka bir şeysin sen...Balçık dünyadan dışarıdasın yolculuktasın sen.Kalıp bir arktır can o arka akan bengisu;Fakat sen senliğinde kaldıkça ikisinden de haberin yoktur."
"Dışa bakarsan insan şeklini görür ;
İçine bak da insandan başkasını gör."
 
Der..........
HZ Mevlana..
 

 
Birsu__
Cmt Ağu 24, 2013 9:57 pm
 
Foruma git
Konuya git
cron