75 sonuç bulundu

Geri dön

Re: Batak Turnuvası

Katılımcı arkadaşlara bol şanslar diliyorum


Aşkın adminem


Tüm batak adminlerinede kolay gelsin


Senem
Pts Nis 01, 2013 5:29 pm
 
Foruma git
Konuya git

Doğum günün kutlu olsun efe kardeşim



 

 

Dün gece düşümde can dostu gördüm Ulu bir çınardan dal verdi bana Uzandım yüzüne yüzümü sürdüm Ben zehir istedim bal verdi bana 


Dağ yanarsa yağmur çiser mi dedim Ten yanarsa rüzgar eser mi dedim Can yağarsa canan küser mi dedim Çağırdı yanına el verdi bana 


Ben aşkı sırtıma vurdum da geldim Hasretin acısını çöl verdi bana Can dostu görünce eridim bittim Yüreğime ateş kül verdi bana 

Aşk olmazsa kalem yazar mı dedim Dost olmazsa gönül tozar mı dedim Hayaloğlu sana kızar mı dedim Yanağımdan öptü gül verdi bana 




 
SEVDİKLERİNLE MUTLU VE HUZURLU SENELER DİLERİM
KARDEŞİM 
furim
Pzr Nis 21, 2013 9:21 am
 
Foruma git
Konuya git

Nice Yıllara Efe Adminim

 
 

 
 
 
  
 
 
SIRA PASTAMIZDA
 
İÇECEKLERİMİZİDE ALALIM
    
 
     
    
HEDİYELERİMİZİDE ALALIM
 
 
  
 
    
AKLIMA BİRŞEY GELDİ YUPİİİ
 
 
 
PASTADAN KIZ ÇIKMADI KUTUDAN 
ÇIKARTIRIZ ( :
 HOPPAAAAA
 DOGUM GÜNÜ ÇOUGU NABER ( :
   SÜPRİZZZZZZZZZZZ
 
   
 
  
 
PARTİYE DEVAM 

MÜZİGİN VOLÜMÜNÜ AÇALIM
  
TÜM 101 LOBİSİ HEP BERABER
SÖYLÜYORUZ İYİKİ DOGDUN EFE
 
 
  
 
 
DANSÖZ OLMADAN PARTİMİ OLUR
KIYDIM PARAYA ONUDA GETİRTTİM ( :
  
MEZDEKE HOPPAAA YANDANN
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
SANALKAHVE 101 LOBİSİ
 
 
Not : efe adminimizin en sevdigi müzik
Rappooo hoppaaaa  
 
   

hoppaaa rappooo yandann tempooo 
 
benden bukadarrr  
cengiz yakalamadan lobiye gidem
 
 
 
 
 
 
 
Senem
Pzr Nis 21, 2013 3:12 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: kalbine sürgün

Emegine yüregine saglik guzel bir paylasim kardesim

Virane_
Sal Haz 25, 2013 2:00 pm
 
Foruma git
Konuya git

Biz aklımızı alanları değil, aklımızda kalanları sevdik!

Sen....! Kalemimin Ucundan Damlayan Yürek Sesim...! Nasıl Başladığını Bilemediğim Çözemediğim Gönül Bağım...! Bir Kıvılcımla Yüreğimi Yakan Bir Sevda Yangınım...! Sen...! Gitmek İsteyipte Gidemediğim Şehir....! Dokunmak İstedikçe Uzaklaşan Bir Hayal...! Özlemlerle Örülü Bir Orman Yandınım....!Yaktıkça Yakan Sevda Ateşim...! Sen..! Tadına Doyamadığım Cennet Mevsimim...! Sen...! Çaresizliğim....! Korkaklığımla Ördüğüm Dönmeyi Başaramadığım Hayat Yolum...! Sonum.. İlklerim..Hece Hece Ezbirim...! Sen...! Yüreğimdeki Son Durağım..!Benim Ol Diyemediğlm ...! Kaybetmeyi İstemediğim Huzur LİMANIM...! Evet Sen ...! İşte Sen...! Sadece Sustuğum....! Her Sustuğumda da Bir Kelime Beklediğim...! Sen....! Sen....! Sen...! İşte Öyle....!!!!!dest
Baran____
Sal Tem 02, 2013 5:15 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Gidişi de Kalışı Gibi Yarım Sevgili...

B u guzel ve duygulu paylasimin icin tesekkur edr yüregine saglik ortim

Virane_
Çar Tem 03, 2013 8:30 pm
 
Foruma git
Konuya git

Madem gidecektın neden gelecekten bahs ettin.

İçimi Çeke Çeke ÖzLüyorum Seni.....Tenini KokLayamıyorum BeLki Ama,.....Her Bir Nefes ALışımda Sen DoLuyor İçime.....Buram Buram Hüzün Kokusu Siniyor,.....GözLerimden Sesine.....ELLerine Dokunsam Hissetsem Sevgini,.....KaLp AtışLarın Oluversem Aniden.....Masum SevinçLerinde Bir Tebessüm,....İşte O Tebessümde BuseLerLe Baksam Sana,.....Zaman HızLa Akıp Giderken,....GözLerimden DoLu DoLu Akıyorsun Yüreğime.....Herşey Yine Sen OLmuşsun.....Farkına BiLe Varmadan.....Sen Benim Herşeyim Olmuşsun....Keşke Bir Yağmur Damlası Olsam ..Usulca Saçlarına Sokulup Hasretle sarılan....dest
Baran____
Per Tem 04, 2013 6:40 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Aşkımaa...

Ablacımmm nerelerdesiniz özledim siziiiiii................


 


 


 

Birsu__
Cmt Ağu 17, 2013 1:35 pm
 
Foruma git
Konuya git

Ben Ne Çabuk Sen oldum...



 
Ben ne çabuk sen oldum, Sarardi mevsimin tenindeki dokunusu, Yagmurlarda üsüdüm. Bekledim seni ey sevdigim, Hasretine dayanamaz oldu, Siirlerimin sana her okunusu. Sehrim suskun,odalarim seni özlercesine Isyan edercesine zamana. Sen ne çabuk geldin, Ne çabuk kendi içimdeki aynalarda kendimdin.
Koray
Cmt Ağu 17, 2013 10:17 am
 
Foruma git
Konuya git

baba anneme iyi bak

Baba; anneme iyi bak olur mu?Benden sana evlat vasiyetidirBaba; anneme iyi bak!Akşam büyük bir heyecanla televizyon izlerken senŞöyle gözünün ucuyla bir kez anneme bakYaşanmışlıklarını göreceksin o çocuksu bakışlarındaYaşattıklarını yaşatamadıklarınıSana adanmış koskocaman bir ömrü göreceksin bakışlarındaAkşamları geç geldiğinde boğazına dizilen yiyemediği lokmaları göreceksinBizim ağzımızı kapatmalarınıYüreğinin ağzına geldiği zamanları göreceksinBaba; anneme iyi bak…Hanım ben gidiyorum dediğinde sen merdivenleri inene kadar ardından bakan insanaBir kez durup merdivenin 5 basamağında sende bakGözlerinde sen daha gitmeden seni özleyen bir kadın göreceksinSokakta gördüğün arkadaşına sarıldığın gibi bir kez sarıl ona babaSıkıca… Sevgiyle!Saatlerini harcadığın kahve sandalyesinde yudumlarken bardağından çayınıHiç birinin tadının annemin çayının tadına benzemediğini fark ederekEvde senin için yemek yapmanın telaşında olan o kadını düşünKoyarak üç beş kuruş yarım bıraktığın bardağın yanına en hızlı adımlarınla koş babaBırak kahveyi orda burada eğlenmeden oyalanmadan koşarak evine gel babaSeni terk eden annen gibiArdından bıçaklayan dost sandığın arkadaşların gibiSenin kıymetini bilmeyen evlatların gibi değilNe zaman düşsen canın acımasın diye düştüğün yere çimen olanHer bayramda senin elini evimin direği diyerek öpen o kadına iyi bak babaNe kadar usulca çıksan da merdivenleriSenin geldiğini daha ilk basamakta anlayan kadınaYüzün asıksa mutfağında sessizce ağlayanAma sana soğanın ne kadar acı olduğunu söyleyen kadınaSen hastaneye yattığında ağlarken uyuyan uyanınca ağlayanBu ev çok büyük geldi bana diyen anama iyi bak babaOnun gözlerinde sana adanmış koskocaman bir ömür göreceksinŞimdi sarıl şu güzel günde boynunaKim ne der diye düşünme babaTut ellerinden öpüverO kadın benim anam babaO kadın benim anamVe deki onaSiyah saçlarımın terk ettiği yıllarımdan geriyeBir sen kaldın ve ben bir tek sana kaldım hanımBir tek sana kaldımAnneme iyi bak baba, anneme iyi bak baba
Desinyo
Pzr Ağu 18, 2013 5:03 pm
 
Foruma git
Konuya git

seni seviyorum özür dilerim.....

Özür dilerim ama seni sevmek zorundayım. Biliyorum, senden bir tane daha gelmeyecek bu dünyaya. Kızma ama yaşamak istiyorum en basitinden eğlenerek, çok gülerek… Herkes bir kez gelirmiş dünyaya ve ölmek de kadermiş. Her şeyi yaşayabilirmiş insanoğlu sevgiyi, hüznü, mutluluğu, ayrılığı… “neden ben” diye sormak çok saçma! Milyonlarca insan arasında sende buldum ruhumun diğer yarısını. Bütünleştim. Seni sevmekten keyif alıyorum. Herkese karşılıksız “selam” verebiliyorum. “nasılsınız” derken, bir karşılık beklemiyorum. Yüzümde binlerce tebessüm ile herkese ulaşabiliyorum. Olabildiğine mutluyum! Sevinçliyim. Huzurluyum.
Hayatıma giren küçük sorunları artık büyütmüyorum. Başım ağrıdığında öyle hemen isyan etmiyorum. Daha çok para kazanmak için hırsımın kölesi de olmuyorum. Kimseyi nedensiz yere hiç sorgulamıyorum. Eleştirmiyorum bir çocuğu bile. Kimsenin uçuk hayallerine gülmüyorum. Çünkü biliyorum, inanırsan, çok istersen olur!
Seni sevmek uçmaktır benim için. Dostlarla muhabbet etmek, annem ile babamın kölesi olmaktır. Sonra çıkartıp sol cebimden ayrılığı, nefreti, çaresizliği (kötülükleri) toprağa gömmek demektir. Seni sevmek başlı başına bir farkındalıktır, yaşarken cenneti hissetmek gibi…
Kırlara çiçek toplamaya giderken en güzellerini seçmiyorum artık. Doğaya yakışan o güzelim çiçeklerin yerine, solmaya yakın olanlarını topluyorum. Çünkü hayatlarının sonundayken senin gibi özel bir kadını görmelerini çok istiyorum. Herkes verir sevdiğine en güzel çiçeği ki kadınların çiçek sevdiğini her erkek bilir. Lakin anlamını pek bilmezler. İşte ben bu solgun papatyalara anlam yükleyerek çalıyorum kapını. Çünkü seni tanımadan önce ben de solgun bir çiçek gibiydim, sonumu bekliyordum. Hiç farkım yoktu solgun papatyalardan, istedim ki insanı yaşama bağlayan, güzelleştiren o kadını görsünler, belki o zaman solmaktan vazgeçerler-mevsimlere inat. Haksız mıyım güzeller güzeli?
Şimdi tüm bunlar için “ayrıldığımıza” nasıl da ah edebilirim. Ya seni hiç tanıma fırsatı vermeseydi Mevla’m, nasıl öğrenebilirdim insan olmanın inceliklerini. Milyonlarca insan arasında kaç kişi böylesine mutlu olmuştur sence? Ve milyonlarca insan için seni sevme görevini bana verdiği için ah mı etmeliyim yaradana? Ben, hiç seni sevmemezlik eder miyim? Şimdi o kadar yakınım ki cennete, istiyorum ki bitmesin bu rüya :))
Özür dilerim ama seni daha çok sevmek zorundayım artık!
MUTLU___
Sal Ağu 27, 2013 11:54 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Aşkımaa...

bu guzel paylasimin icin tesekkurler ortim süperrrrrr

Virane_
Pzr Eyl 01, 2013 3:08 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Kendim için seni Çok Sevdim...

insan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir.gerçeğin mayasını gözler göremez...

Koray
Pts Eyl 02, 2013 9:48 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: SON BAKIŞ...

çok güzel bir paylaşım olmuş emeğine yüreğine sağlık...

Koray
Pts Eyl 02, 2013 9:31 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: İLLEDE SEN...

emeğine yğreğine sağlık  AŞKIN güzel paylaşımın için...

Koray
Pts Eyl 02, 2013 9:30 am
 
Foruma git
Konuya git

Kendin olmak..

Kendin olmak varoluşunun temel şartıdır. Kendin olmak seni sen yapan, seni diğerlerinden ayıran, Seni kalabalıklar içerisinde farklı kılan şeydir. Bu da seni özgürleştiren bir eylemdir. Peki biz ne yapıyoruz? İçimizdeki kendimizi harcamaktan başka? Kendi olamama, umutsuzluk, değersizlik, çaresizlik ve mutsuzluk döngüsüne saplanan insanın kendinden kaçmaya çalışma, kendini inkar etme dileğidir. Yorganın altına gizlenip kendini sevmediğini söylemektir. Yaşamadığın bir başkasının hayatını kıskanmak; bilmediğin hayatı arzulamaktır.

 
Değiştiremediklerini ve asla değiştiremeyeceklerini aklına mıh gibi kazımaktır. Pişmanlıktır, arayıştır. Üç dilek hakkından sadece bir tanesidir, arayıp da bulamadığın sihirli lambadan…. Aslında hepimiz kendimizin bile bilmediği henüz keşfedilmemiş, ne deryalar taşıyoruz içimizde. Bir parça ayna tutsak kendi benliğimize sahip olduğumuz ne cevherleri göreceğiz belki de. Çünkü her insan bir dünyadır kendi içinde, kocaman bir dünya taşır kendi benliğinin derinliklerinde. Elindekilerin kıymetini bilmeyen insan kocaman sandığı hayatlara imrenirken kocaman bir hayatını harcar bu tek gidişi olan hayat yolunda… Bir başka ben arar durur hep dışarılarda, sanır ki mutluluk ve huzur başkası olmakta… Hâlbuki ne güzel demiştir Mevlana ““Canında bir can var, o canı ara… Beden dağında bir mücevher var, o mücevherin madenini ara… Gücün yeterse ara; ama dışarıda değil, aradığını kendinde ara..”




Tutku
Pzr Eyl 01, 2013 1:14 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Kendim için seni Çok Sevdim...

Koray arkadaşım emeklerine sağlık

Ece
Sal Eyl 03, 2013 7:51 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Kendim için seni Çok Sevdim...

teşk ederim AŞKIN güzel yorumun için...

Koray
Sal Eyl 03, 2013 6:41 pm
 
Foruma git
Konuya git

Korkum bu yüzden..

 

 
 
Yeter artık, yeter!
 
Her şeyi alttan almaktan, kimseler gücenmesin diye hep sineye çekmekten, hep başkalarını düşünmekten yoruldum.
 
Biraz da beni sevsinler istiyorum, biraz da beni düşünsünler tıpkı benim onları sevdiğim ve düşündüğüm gibi. 
 
Biraz da beni şımartsınlar, benim için bir şeyler yapsınlar. Zorluklara katlansınlar, mücadele etsinler. Beni düşünerek adım atsınlar, beni mutlu etmenin yollarını arasınlar, buna kafa yorsunlar.

 
Sürprizler yapsınlar tıpkı benim onlara yaptığım gibi, küçük, ufak tefek ama manen çok değerli. Biraz da benim için içleri titresin birilerinin; yeri geldiğinde gözleri nemlenerek, ama mutlulukla ve tebessümle hatırlasınlar ve arasınlar beni.
 
Beni ben olduğum için sevsinler, karşılık beklemeden, art niyet aramadan.
 
Sadece ben olduğum için.
 
 
Arada sırada isyan etmeme, çocuklar gibi mızıkçılık yapmama, küskünlüklerime, asık suratıma katlansınlar sevgiyle. Tepkilerime izin versinler, ağzına kadar dolmuş ve taşmak için son bir damlayı bekleyen sabrıma izin versinler, dinlendirsinler.
 
El üstünde tutsunlar beni, gördükleri tüm güzelliklerde beni de yanlarında istesinler,  paylaşmak için mutlulukları.
 
Şımartsınlar beni; tıpkı minicik bir bebeği öpüp koklar gibi sevgiyle sarılsınlar, içten katıksız. Öyle sıkı sımsıkı sarılsınlar ki bana, kalplerinin atışını hissedeyim tenimde.
 
Çok şey mi istiyorum?
 
Biraz kendini düşünmenin, biraz kendinle ilgili mutluluk ve sevgi aramanın neresi yanlış?

 
Hem hep söylemiyor muyuz; eğer kendimizle barışık olmazsak, eğer kendimizi yeterince sevmezsek başkalarına nasıl hayrımız dokunur ki?
 
Hayır, hayır sakın yanlış anlaşılmasın.
 
 
Yaptıklarımdan, çabalarımdan, karşılıksız sunduğum sevgimden, kendimden çok sevdiklerimi düşünmekten, onlar için şartlarımı sonuna kadar zorlamaktan asla pişmanlık duymadım, duymuyorum.
 
Keşke’lerim yok bu anlamda hayatımda; şimdi bu son damlanın sınırında bile iyi ki yapmışım diyorum ve bundan mutluluk duyuyorum.
 
Ama o son damla ha düştü, ha düşecek.

 
İşte tüm korkum bu yüzden.
 
O zaman ne mi olacak? İşte bunu ben de bilmiyorum.
 
Kimbilir belki de rezervimi çok erken tükettim, yıllar koşup giderken kendimle ilgili her şeyi erteledim. Şimdi geri döndürseler beni ve aynı yılları verseler, yapacaklarım yine aynıları olacaktır biliyorum. O nedenle kimselerle değil, kendimle hesaplaşıyorum.
 
İşte böyle…
 
 
Bu iç seslerinin çoğunu ya da en azından bir kısmını hangimiz duymuyoruz ki hayatımızın o en sancılı dönemlerinde?
 
Kimimiz bastırıyor, yok sayıyor. Kimimiz onunla konuşuyor ve iç sesine kulak veriyor.
 
Ama her halükarda o iç ses ‘’ yeter, son damla ha damladı, ha damlayacak’’ diyorsa durup dinlenme vaktidir. Kendinizi çok ihmal ettiğinizin en açık göstergesidir.
 
Siz siz olun, biriktirdiklerinizle o son damlayı sakın beklemeyin. Ara ara hayat molaları vererek, kendinizi kimsenin şımartmasını beklemeden siz şımartın. Şımartın ki, yüzünüzdeki tebessüm size hiç küsmesin.

Unutmayın ki tebessümün olduğu yerde huzur ve mutluluk her daim vardır.
Tutku
Çar Eyl 04, 2013 2:24 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Korkum bu yüzden..

 
 
                     
Allah korkusu her şeyi ile ibadettir, fazilettir. Bu korkunun sonu, bütün korkulardan emin olmak ve ebediyen emniyette olmaktır. Yüce Rabbimiz, kendisinden korkan dostlarının bütün korkulardan emin olacaklarını, hiçbir endişe ve hüzün çekmeyeceklerini bildiriyor (Yunus 10/62-64). Resûlullah Efendimiz de (SAV), dünyada Allah aşkıyla ağlayan gözlerin ahirette ağlamayacağını ve onlara ateş dokunmayacağını müjdeliyorAllah korkusu insanın kalbini kuvvetlendirir, aklını nurlandırır, kabiliyetlerini geliştirir, görüşünü keskinleştirir. Bu nur ile insan iyiliği ve kötülüğü, güzeli ve çirkini tanır. Nur İçinde yaşar, nur ile bakar, nur ile konuşur. Yüce Rabbimiz, bu korkunun kerametini şöyle haber veriyor: “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ki, O size rahmetinden iki kat versin ve size ışığında yürüyeceğiniz bir nur lıitietsin. Bir de sizibağışlasın. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir” (Hadîd 57/28). Resûlullah Efendimiz (SAV), “Hikmet ve hayrın başı Allah korkusudur” buyurarak, fazilet ve edebin kaynağını göstermiştir.Aslında korku da sevgi gibi hayatın düzeni için şarttır. İnsanın terbiyesi ve dengesi bunlarla sağlanır. Ancak bunların da dengede tutulması gerekir. Hiç korkulmayacak bir zamanda korkmak, zayıflık ve zillettir. Korkulması ve çekinilmesi gereken yerde hiç aldırış etmemek ise cahillik ve ahmaklıktır. Bir çocuğun yanan ateşle oynamaya kalkması, sonucu bilmemesindendir. Büyük bir adamın tavuk veya kediden korkup yolunu değiştirmesi ise hastalık derecesinde korkaklıktır. Bir insanın, “Âlemlerin Rabb’i olan Allah’ın (C.C) azap ve hesabından korkmuyorum” demesi veya ilâhî uyarılara hiç aldırış etmemesi, tam bir cehalet ve gaflet örneğidir. Bir kimsenin, menfaatim elden gidecek, işimden olacağım, aç kalacağım korkusuyla, haram helâl düşünmeden her ne denirse yapması ve böylece insanlığını ayaklar altına alması; yüce yaratıcıya secde etmeye yanaşmazken, bir lokma ekmek için basit bir kulun karşısında iki büklüm olması, dünyada yaşanacak en kötü zillettir. Bu kimse tövbe edip halini düzeltmezse ebedî ahireti de zillet içinde geçecektir.İçimizde korku ve sevgiler değerimizi gösterir. Kimden, neden korktuğumuza ve kimi niçin sevdiğimize bakmalıyız. Yersiz ve gereksiz korkular, iman zayıflığından ve feraset noksanlığından kaynaklanır. İman, bütün âlemlerin sahibi yüce Allah’a inanmak, güvenmek ve teslim olmaktır. Feraset, dünyayı, olayları ve insanları gerçek haliyle tanımaktır. Yüce Allah’ı tanıyan kimse, O’ndan başkasından korkmaz. Dünyayı gerçek haliyle gören kimse, kalbini ona bağlamaz. İnsanın aslını bilen kimse, ona kurtarıcı gözüyle bakmaz, onun yanında şeref aramaz. Allah Teâlâ, bize korkma ve sevme duygusunu vermiştir. İkisi de terbiye ve manevi yükseliş için gereklidir. Yüce yaratıcımıza kulluk sevgiyle yapılmalıdır. Ancak, bazan haddini aşan nefsi korku yoluyla hizaya getirmek gerekir. Allah (C.C) çok merhamet ve rahmet sahibidir; fakat O’nun azabı da çok şiddetlidir. Allah Teâlâ bizlere: “Eğer gerçekten inanmışsanız sadece benden korkun, sakın insanlardan korkmayın” emrini veriyor (Âl-i İmrân 3/175; Mâide 5/44). Allah’a (C.C) güzel kulluk yapmak ve dinimizi yaşamak yolunda bizi korkutan nedir? Niçin farzları terkediyor, haramlara dalıyoruz? Doğum ve ölüm bize bir şey ifade etmiyor mu? Bize ulaşması kesin hükme bağlanmış rızkımız için neden haddinden fazla endişe çekiyor, basit menfaatlere ulaşmak için yüksek değerlerimizi zayif ediyoruz?
Kalbimizde korku ve endişeler hâlâ yer bulabiliyorsa, olan bitenler hayatımızı zehir ediyorsa, sevgilerimizi ve beklentilerimizi bir daha kontrol edelim. Şunu unutmayalım: Kalbimiz, ilâhî aşkla huzur bulmak için yaratılmıştır; onu mutlu edemeyiz ve korkularını dindiremeyiz.
 
Unutmayın ki tebessümün olduğu yerde huzur ve mutluluk her daim vardır.
EMEGINE YÜREGINE SAGLIKKK
 
MUTLU__
Çar Eyl 04, 2013 11:35 am
 
Foruma git
Konuya git
cron