29 sonuç bulundu

Geri dön

SEVİYORUM İŞTE

Seni seviyorum işte!

Saysam bitmez sebeplerim, düşünsem yetmez.

Sense bana illede sebep diyorsun..

Seviyorum niye mi?!

İlk aklıma gelen sen oluyorsun sabahları.

...Gün içinde aklımdan çıkmayan gözlerimin aradığı ellerimin özlediği sensin!

... Seni seviyorum işte! Çünkü benim hissettiğim ve benim hissettiren tek sen varsın.

Çünkü tek senin yanında tüm masumiyetimle gülebiliyorum.

Ben tek senin yanında mutluyum!

Seni seviyorum çünkü senin yanındaki her an,

sensiz geçirdiğim bir dakikama bile yetiyor..

Seni seviyorum işte ben!

Sebeplerim az gelsede sana benim için çok şeyler çünkü..

Seni seviyorum çünkü sarılıyorsun bana..

Seviyorum çünkü gözlerinde kayboluyorum her baktığında..

Seviyorum belkide sebepsiz.

-Bazende anlamsızca.. Çok seviyorum işte ...
TUTKUMSUN_
Pzr Nis 08, 2012 9:32 am
 
Foruma git
Konuya git

"Ama yeter ki bu eksiklik zihinlerde olmasın!"

Japonya’da bir çocuk 10 yaşlarındayken bir trafik kazası geçirmiş ve sol kolunu kaybetmiş. Oysa çocuğun büyük bir ideali varmış. Büyüyünce iyi bir judo ustası olmak istiyormuş. Sol kolunu kaybetmesiyle bu hayali de yıkılan çocuğun babası, Japonya’nın ünlü bir Judo ustasına giderek yardım istemiş.



Usta ertesi günden itibaren tam on yıl boyunca çocuğa tek bir hareket öğretmiş ve her gün bu hareketi... çalışmasını istemiş.



Çocuk zaman zaman hocasının yanına gitmiş.

“Bu hareketi öğrendim başka hareket göstermeyecek misiniz” diye sormuş.

Hocanın cevabı: “Sen aynı hareketi çalış oğlum. Zamanı gelince yeni harekete geçeriz” olmuş.



2 yıl, 3 yıl, 5 yıl derken çocuk judodaki 10’uncu yılını doldurmuş. Bir gün hocası yanına gelip “Hazır ol” demiş “Seni büyük turnuvaya yazdırdım. Yarın maça çıkacaksın.” Delikanlı şaşırmış. Hem sol kolu yok hem de judoda bildiği tek hareket var. Ünlü judocuların katıldığı turnuvada hiçbir şansının olmayacağını düşünmüş ama hocasına saygısından ses çıkarmamış. Delikanlı ilk müsabakasına çıkmış.



Rakibine bildiği tek hareketi yapmış ve kazanmış. İkinci, üçüncü maç, çeyrek final, yarı final derken final maçına çıkmış. Maç başlamış. Delikanlı yine bildiği o tek hareketi yapmış. Rakibini yenmiş ve şampiyon olmuş. Kupayı aldıktan sonra hocasının yanına koşmuş ve;

“Hocam nasıl oldu bu iş? Benim bir kolum yok ve bildiğim tek bir hareket var. Nasıl oldu da ben kazandım” diye sormuş.

Hocası da:



“Bak oğlum, 10 yıldır o hareketi çalışıyordun. O kadar çok çalıştın ki artık yeryüzünde o hareketi senden daha iyi yapan hiç kimse yok. Bu bir, İkincisi de o hareketin tek bir karşı hareketi vardır. Onun için de rakibinin senin sol kolundan tutması gerekir” demiş.



---

"Bazen farkına varmasak da eksik gördüğümüz taraflarımız aynı zamanda en güçlü taraflarımız olabilir." "Ama yeter ki bu eksiklik zihinlerde olmasın!"
TUTKUMSUN_
Pzr Nis 08, 2012 10:57 am
 
Foruma git
Konuya git

ÜÇ HİKAYE-ÜÇDERS

1.Hikâye

Kavak Ağacı ile Kabak

Ulu bir kavak ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına

sarılarak yükselmeye başlamış. Yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş bir hızla büyümüş ve

neredeyse kavak ağacı ile aynı boya gelmiş. Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa:

-Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?

-On yılda, demiş kavak.

-On yılda mı? Diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak.

-Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!

-Doğru, demiş kavak.

Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak üşümeye sonra yapraklarını

düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış. Sormuş endişeyle kavağa:

-Neler oluyor bana ağaç?

-Ölüyorsun, demiş kavak.

-Niçin?

-Benim on yılda geldiğim yere, iki ayda gelmeye çalıştığın için.



1.Ders: Çalışmadan emek harcamadan gelinen nokta başarı sayılmaz. Kolay kazanılan, kolay kaybedilir.

Her işte alın teri ve emek şarttır.



2. Hikâye

En iyi Buğday

Her yıl yapılan 'en iyi buğday' yarışmasını yine aynı çiftçi kazanmıştı. Çiftçiye bu işin sırrı

soruldu. Çiftçi:

-Benim sırrımın cevabı, kendi buğday tohumlarımı komşularımla paylaşmakta yatıyor, dedi.

-Elinizdeki kaliteli tohumları rakiplerinizle mi paylaşıyorsunuz? Ama neden böyle bir şeye ihtiyaç

duyuyorsunuz? diye sorulduğunda,

-Neden olmasın, dedi çiftçi.

-Bilmediğiniz bir şey var; rüzgâr olgunlaşmakta olan buğdaydan poleni alır ve tarladan tarlaya

taşır. Bu nedenle, komşularımın kötü buğday yetiştirmesi demek, benim ürünümün kalitesinin de düşük

olması demektir. Eğer en iyi buğdayı yetiştirmek istiyorsam, komşularımın da iyi buğdaylar

yetiştirmesine yardımcı olmam gerekiyor.



2. Ders: Sevgi ve paylaşmak en yakınınızdan başlar. Sonra yayılarak devam eder. Kin, cimrilik,

nefret kimsenin hoşlanacağı davranışlar değildir.



3. Hikâye

Geleceğini biliyordum...

Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker, en iyi arkadaşının az ilerde kanlar içinde yere

düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru

altındaydılar. Tam siperden dışarı doğru bir hamle yapacağı sırada, başka bir arkadaşı onu omzundan

tutarak tekrar içeri çekti,

-Delirdin mi sen? Gitmeye değer mi? Baksana delik deşik olmuş. Büyük bir ihtimalle ölmüştür. Artık

onun için yapabileceğin bir şey yok. Boşuna kendi hayatını tehlikeye atma.

Fakat asker onu dinlemedi ve kendisini siperden dışarıya attı. İnanılması güç bir mucize

gerçekleşti, asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa

geri döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Fakat cesur asker yaralı arkadaşını

kurtaramamıştı. Siperdeki diğer arkadaşı;

-Sana değmez demiştim. Hayatını boşu boşuna tehlikeye attın.

-Değdi, dedi, gözleri dolarak,

-Değdi...

-Nasıl değdi? Bu adam ölmüş görmüyor musun?

-Yine de değdi. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi

benim içim.

Ve hıçkırarak arkadaşının son sözlerini tekrarladı:

-Geleceğini biliyordum... Geleceğini biliyordum...



3. Ders: Güven vermek önemlidir. Güven duymak önemlidir. Duyulan güveni boşa çıkarmamak daha da

önemlidir.Hep sevgiyle kalın..
TUTKUMSUN_
Pzr Nis 08, 2012 11:37 am
 
Foruma git
Konuya git

BAŞKA ÇİMSE YOK Mİ?

Temel, bir gün tarlasından eve dönmektedir. Karadeniz bölgesinin sarp arazisindeki patikada ilerlerken, birden ayağı kayar ve yüzlerce metre derinlikteki uçuruma yuvarlanır. Can havliyle, uçurumdaki bir ağacın dalına tutunur. Aşağıya bakar, metrelerce derinlikte ve dibinde de sivri kayalar. Belki duyan olur da kurtarmaya gelir diye avazı çıktığı kadar bağırır:
-Çimse yok miiii!
Bir kaç kere daha bağırır. Sonunda, ta yukarılardan, gökten bir ses duyar:
-Ey kulum Temel! Düşüp ölsen ne var ki? Seni cennetime koyarım. Eğer emirlerimi yaptıysan, yasaklarımdan kaçındıysan, kul hakkı yemediysen hiç korkma!
Temel şöyle bi düşünür, emirlerden hemen hiçbirini yapmamış, yasakların neredeyse tamamını yapmış, kul hakkı desen sadece Fadime'nin hakkını ödeyemez. Başını kaldırıp, tekrar bağırır:
-Başka çimse yok miiii! :lol:
TUTKUMSUN_
Pzr Nis 08, 2012 3:47 pm
 
Foruma git
Konuya git

Her Kadın Bir Hayat...

BİR KADIN DEĞİL BİR HAYATTIR SEÇTİĞİNİZ…

Bir erkeğin düşünsel yeteneği, estetik birikimleri ne olursa olsun, hayatta durduğu kat, içine doğduğu kattır, tanıdığı İlk kadının, annesinin onu bıraktığı kat.
Giyim zevkinin bulunmadığı bir bahçede doğduysanız, giyim zevkinizin gelişmiş olduğu bir bahçeye sizi ancak bir kadın götürür, sofraların inceliklerle donatılmadığı bir katta doğduysanız, incelikli sofraların bulunduğu kata sizi götürecek olan da bir kadındır.
Birlikte olduğunuz kadın değiştiğinde, değişen yalnızca bir kadın değildir, hayatın neredeyse bütünü değişir, bir başka kata, bir başka bahçeye geçersiniz, orada her şey farklıdır.
Dinlediğiniz müzik, okuduğunuz kitap, yediğiniz yemek, gittiğiniz yerler, buluştuğunuz arkadaşlar, hatta taktiğiniz kravat bile değişir.
Bir erkeği hayatin içinde kadınlar gezdirir, hayatin katları arasında kadınlar dolaştırır. Zevkli bir kadına rastlarsanız zevkiniz, bilgili bir kadına rastlarsanız bilginiz, esprili bir kadına rastlarsanız espriniz, zeki bir kadına rastlarsanız zekânız gelişir; yeni huysuzluklar, kaprisler, kavga nedenleri, acılar da öğrenirsiniz.
Hayat, kutsal kitaplarda anlatıldığı gibi kat kattır; Habil'in asma bahçeleri gibi teraslar halinde yükselir. Bir terastan bir terasa sizi kadınlar götürür. Ve bugün durduğunuz teras, seyrettiğiniz manzara, gördüğünüz hayat, yanınızdaki kadının terası, manzarası, hayatidir; hayatin hangi katında durduğunuzu, yanınızdaki kadının durduğu kat belirler.

Hayatiniz, seçtiğiniz kadındır.Bir kadın değil bir hayat seçersiniz çünkü...



Ahmet Altan
TUTKUMSUN_
Pts Nis 09, 2012 12:49 pm
 
Foruma git
Konuya git

Erkek İltifat Ediyorsa :))))

Ahmet Bey 97, Hüseyin Bey ise 92 yaşına gelmiş. Bir gün Ahmet Bey Hüseyin Beyin evine yemeğe gitmiş. Dikkatini çekmiş, Hüseyin Bey karısına hitap ederken gülüm, hayatım, balım, tatlım, şekerim, sevgilim, ruhum gibi laflar kullanıyor. Bir ara karısı mutfaktayken yine, “bir tanem nerelerdesin, yemeğin soğuyacak” deyince, Ahmet Bey dayanamamış.

— Yahu dikkat ediyorum, karına ne iltifatlı laflar ediyorsun. Ballar, şekerler. Bunca seneden sonra olacak şey değil, bravo sana.

Hüseyin Bey şöyle bir arkasını dönüp karısının hala mutfakta olduğunu tespit ettikten sonra:

— Sorma birader, ne balı şekeri. 10 yıl oluyor bizim hatunun adını unuttum. Bir türlü çıkaramıyorum
:lol:
TUTKUMSUN_
Pts Nis 09, 2012 1:10 pm
 
Foruma git
Konuya git

Kayınvalide))))

Adamın birinin evinde yangın çıkmış. Komşuları yardıma koşmayıp olayı seyretmeye başlayınca iş başa düşmüş.. İlk önce oğlunu yangının içerisinden çıkarıp dışarda beklemesini söylemiş. Dalmış tekrar duman ve ateşin içerisine, kızını çıkartmış dışarıya. Sonra karısını, sonra köpeği ve kedisini. Daha sonra dışarı hiçbir şey getirmeden 3 kere daha içeri girmiş çıkmış. Onu seyreden komşularından biri sormuş: - Niçin yanan eve girip çıkıyorsun dışarı hiçbir şey getirmiyorsun?" diye. - "Kayinvalidem içeride!" demiş adam; "arada bir girip çeviriyorum!". :lol:
TUTKUMSUN_
Pts Nis 09, 2012 1:20 pm
 
Foruma git
Konuya git

Kelebek Gifleri ve resimleri

http://data.whicdn.com/images/23368814/tumblr_lzmhtkiiGL1qfb46yo1_500_large.gif

http://data.whicdn.com/images/22631538/tumblr_lx533uGJwz1r0d8mco1_r2_500_large.gif

http://data.whicdn.com/images/22623522/tumblr_lytf8garbg1r5syyvo1_500_large.gif

http://data.whicdn.com/images/22416681/tumblr_ly9sxpxD9a1r44mjwo1_500_large.gif

http://data.whicdn.com/images/25840070/tumblr_ly1njrBAZl1r9gir0o1_500_large.gif

http://data.whicdn.com/images/24020419/tumblr_m04dgoKjOu1qz581wo1_500_large.gif

http://data.whicdn.com/images/12611314/tumblr_lp2x3ifXdf1qklvkjo1_500_large.gif
TUTKUMSUN_
Pts Nis 09, 2012 3:34 pm
 
Foruma git
Konuya git

Hani bazı insanlar vardır ya

Bazı insanlar vardır ki hani nasıl desem, dört dörtlüktür hayat dolu, neşeli, canlı…



Arkadaşlıkta ve dostlukta bağlılıkları güçlüdür. Mutluluklarını neşe ve coşkuyla yaşar. Çabuk kırılsa da ince düşünür, hassas ve duygusaldır. Fikir insanı olup fikir üretmeyi sever. Karşısındakine huzur ve dinginlik verir. Girdikleri her ortamda pozitifliği yansıtır.



Bazen ruh hallerinde iniş çıkışlar yaşasalar da, genel olarak onlar alçakgönüllü, paylaşmaktan keyif alan, açık yürekli, merhametli ve şefkatlidir.



Bakışlar ındaki yumuşaklık ve sevecenliği öne çıkaran o temiz ruhlu karakterleri onları herkes tarafından aranan insan yapar.



Çok iyi bir sırdaş ve hatta akıl hocasıdırlar.



Zaman zaman kırıldıklarında, hırslandıklarında, kalabalıklardan uzaklaşıp sessiz sakin ortamlarda içlerine kapanırlar, tek başına dinlenip tazelenir ve keyif alırlar sonrada bu keyifli halleriyle yine keyif verirler.



Saf, doğal, neşeli ve hatta zaman zaman çocuksu halleriyle herkes tarafından sevilirler. Onlar sevgi, saygı ve güven duygularıyla hareket eder ve size kendi çıkarlarından daha çok önem ve öncelik verirler.



Öyle bazıları gibi haksızlığa sessiz kalıp seyretmezler. Size inanır, güvenir ve iyiliğinizi ümit ederler. İstekleriniz onlara ağır gelmez ve sizi taşırken yorulmazlar.



Onlarla bir arada iken kendinizi rahat hissedersiniz, zira size yol gösterirler ama bu gösterimde kendinizi yargılanmış hissetmezsiniz, kusurlarınızı deşmezler, size onlardan nasıl kurtulabileceğinizi hissettirirler. Samimi, içten ve doğru sözlü oldukları için kendinizi kandırılmış hissetmezsiniz.



Kısa ve uzun vadeli hedefleri vardır ve bu hedefte ne gereğinden fazla hızlı ne de gereğinden fazla yavaştırlar… Güzel bir tempoları vardır, hayatı ritmik yaşarlar.



Onlarda kibir yok gibidir ve yaratılmışa nankörlük etmezler… Kimisi gibi her şey boş, nasıl olsa bir gün öleceğiz masalları okumazlar böylece yaradanın özenine, emeğine sevgi ve saygı gösterirler. Düşünsenize siz büyük bir özen ve emekle biri veya birileri için bir şey yapıyorsunuz ama onlar o şeye boş gözlerle bakıp önemsenmiyorlar ne hissederdiniz?



Onlar insanlarla iletişim kurmayan, konuşma biçimi ağır, sessiz,

içine kapanık, mutsuz ve umutsuz değillerdir. Gelişime açık, tv izleme alışkanlığına karşı okuma alışkanlığını korumuş birer beyefendi ve hanımefendidirler.



İş te böyle bazı insanlar vardır ki gerçekten çok şey ifade ederler. Onları birkaç kelimeyle izah edemezsiniz.

Sitedeki tüm dostlarıma gelsin İYİKİ VARSINIZ.
TUTKUMSUN_
Sal Nis 10, 2012 4:57 am
 
Foruma git
Konuya git

BİRAZ TEBEESSÜM :))

Bir hocaefendi camideki vaazında
demiş ki:
– İslâm kadına öylesine geniş
haklar vermiş ki, bir hanım dilerse
evinde beyinin çamaşırını
... ... yıkamaz, yemeğini pişirmez, ev
temizliğine bakmaz, bey bunları
yapması için hanıma ısrarda
bulunamaz…
Hanımefendinin biri de bu bilgiden
son derece memnun olmuş. Akşam
eve gelince beyine fikrini
söylemiş...:
– Efendi demiş, İslâm bana haklar
tanımış. Ben bu haklarımı
kullanmak istiyorum. Yarından
itibaren ne çamaşır yıkama, ne de
yemek yapmak var.
Bey bakmış ki, itiraz mümkün
değildir. Gerçekten de hanımın bu
işleri yapması, diyaneten
vazifesidir, hukuken değil, Yani
kadıya gidilse bunları yapması için
sadece nasihat eder; ama ceza
veremez. Çünkü bunlar hukuki
mecburiyet değildir. Bey
düşünmeye başlar. O da karşı
teklifini yapar. Der ki:
– Hanımefendi madem öyle. Bu
hizmetleri yapmamaya hakkın var.
O hakkını kullanmak istiyorsun. Şu
orta odayı da boşalt, orası bana
lazım olacak.
– Ne için lazım olacak?
– Sen İslâm’ın sana tanıdığı hakkı
kullanmak istiyorsun. Ben de bana
tanıdığı hakkı kullanmayı
düşünüyor ikinci bir hanım
nikahlayarak o odaya getirmek
istiyorum. Senin yapmadığın
hizmetleri o hanım yapsın.
Hanımefendi bakmış ki işler sarpa
sarıyor. Hemen zekasını kullanmış:
– Yahu, demiş, sen de hiç şakadan
anlamıyorsun?...... :)
TUTKUMSUN_
Çar Nis 11, 2012 7:12 am
 
Foruma git
Konuya git

-- VAH YAVRUM -- :))))

Küpe takan, saç uzatan bir genç otobüse biner.

Yaşlı teyze;

-Kızım kenara geçer misin? der.

... Genç;

+Teyzecim ben kız degilim. der.

Ve o anda teyze bombayı patlatır..

-Vah yavrum bu yaşta dul mu kaldın? :))))
TUTKUMSUN_
Çar Nis 11, 2012 3:19 pm
 
Foruma git
Konuya git

Kapımıza değil ; Kalbimize vuran buyursun

Hayatta her şey olabilirsin; Fakat mühim olan hayatın içinde "İNSAN" olabilmektir.



Anladım ki: İnsanlar; Susanı korkak. Görmezden geleni aptal. Affetmeyi bileni çantada keklik sanıyorlar. Oysa ki; biz istediğimiz kadar hayatımızdalar...

Göz yumduğumuz kadar dürüstler ve sustuğumuz kadar insanlar..!



Hayata tepeden bakarsan insanların sadece tepesini görürsün. Hayata daima insanlarla aynı mesafeden bak. O zaman insanların hem yüzünü, hem kalbini görürsün.





İnsanlar maşuk aramıyor, bencil duygularına köle arıyor. Köle buluyor ama aşkı bulamıyor.


Ne diye böbürlenip büyükleniyorsun. Doğumun bir damla su, ölümün bir avuç toprak değil mi?





Bir gül kadar güzel ol; ama dikeni kadar zalim olma. Birine öyle bir söz söyle ki, ya yaşat ya da öldür; ama asla yaralı bırakma.





Ey İnsan kaf dağı kadar yüksekte olsanda, kefene sığacak kadar küçüksün. Unutma, herşeyin bir hesabı var üzdüğün kadar üzülürsün.



Sevmeye layık olmayanı hatırlayarak değerli etme! Dönmek mi istiyor, bir şans daha verme. Unutma; sevgi yürekli olana yakışır.





Otunu, suyunu bilmediğin gönüllerde koyun gütme! Yoksa, 'kaçırcağın keçilere' çobanlık yapamazsın ...!




İnsanoğlunun edepten nasibi yoksa, insan değildir. İnsan ile hayvan arasını ayıran edeptir...

Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek; Bir muma ateş olmak mı,Yoksa yanan ateşe dokunmak mı?




ŞEMS-İ TEBRİZİ
TUTKUMSUN_
Çar Nis 11, 2012 4:26 pm
 
Foruma git
Konuya git

HAYIRLI CUMALAR

Her Cuma günü,İslam Aleminin bayramlarından olan mübarek bir gündür



Cuma günü kim cemaatin omuzlarını yararak ilerlerse cehenneme bir köprü ittihaz olunur
http://img26.imageshack.us/img26/3339/cumasozleri.png

Cuma gibi günümüz var Islam gibi dinimiz var Muhammed gibi sahimiz var Allah dedim, dostum dedim, 99 ismine mühür vurdum, üstüne


''Cuma günü,günlerin en kıymetlisi,Müslümanların bayramıdırDiğer bayram günlerinden daha kıymetlidir
Adem aleyhisselam,Cuma günü yaratıldıCuma günü Cennetten çıkarıldıCennettekiler Allah'u Teala'yı Cuma günleri göreceklerdir


Allah'u Teala Cuma gününü Müslümanlara mahsus kılmıştırCuma namazı vaktinde alış-veriş günahtır


Cuma günü yapılan ibadetlere,başka günde yapılanların,en az iki katı verilirBuna karşılık,Cuma günü işlenen günahlar da iki kat yazılır


Cuma günleri,duanın kabul olacağı bir an vardırCuma'nın gündüzü,gecesinden daha kıymetlidir

http://img715.imageshack.us/img715/1796/cumasozleri2.gif
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
''Birmüslüman,Cuma günü gusul abdesti alıp,Cuma namazına giderse,bir haftalık günahları inş af olur ve her adımı için sevap verilir''


''Cumartesi günleri Yahudilere,Pazar günleri Hıristiyanlara verildiği gibi,Cuma günü de,Müslümanlara verildiBugün;Müslümanlara hayır,bereket ve iyilik vardır''


''Cuma günü geldiği için sevinen bir mümine,kıyamete kadar hergün,o kadar sevap verilir ki,adedini Allah'u Teala bilir''


''Cuma günü vefat eden müminlere şehit sevabı verilir ve kabir azabından korunur''


''Günlerin en kıymetlisi cuma dırCuma günü Bayaram günlerinden ve Aşura gününden daha kıymetlidirCuma dünyada ve Cennette müminlerin bayramıdır''

http://img16.imageshack.us/img16/9620/hayirlicumalar.jpg
''Ana-Babasının veya ikisinden birinin kabrini her günleri ziyaret edenin günahları af olurHaklarını ödemiş olur inş''


''Cuma günü tırnağını kesen kimse,bir hafta,belalardan emin olur inş''


''Cuma,fakirlerin Haccıdır ve müminlerin,gök ehlinin bayramıdır,Cennete de bayram günüdür,Günlerin en iyisi en şereflisi Cuma dır''
http://img413.imageshack.us/img413/3134/cumamsj.jpg




''Cuma günü,iyiliklerin hazinesidir ve güzel şeylerin menbaıdır''


Bugün Cuma günüdür Dinim Islam dinidir Dinimin Islam dini olduguna, yetmis binin nisfina, mühürledim üstüne
Ya Celil, etme zelil, gönder delil Ilahi Yarabbi hacetimi rahmet deryasini ulastir, duaya açilan elleri icabete eristir


Ilahi Yarabbi son nefesimde kendime malik olmadigim zaman bu duami sana emanet ederim


Selatü selaya yolladim Mevlaya, sen cümlemizin muradini ver gelecek Cuma’ya



Allah cumanızı kabul ve mübarek eylesin




Ne yaprağınız kurusun ne gülünüz solsun her tuttuğunuz altın olsun avuçlarınız semada dudaklarınız duada olsun her an ve her günki dualarınız kabul olsun CUMANIZ MÜBAREK OLSUN!!!


Cumamız mübarek dualarımız ve töbelerimiz kabul olsunSelamların en güzeli sizlerin üzerine olsun


Cuma gibi günümüz var Islam gibi dinimiz var Muhammed gibi sahimiz var Allah dedim, dostum dedim, 99 ismine mühür vurdum, üstüne Cumanız Mübarek Olsun


Lailahe illallahtir özüm, Muhammed Mustafadir sözüm, ihlas-i serif ile yikadim yüzüm Ayetele kürsü için sen kabul eyle sözüm


Bugün Cuma günüdür Dinim Islam dinidir Dinimin Islam dini olduguna, yetmis binin nisfina, mühürledim üstüne


Selatü selaya yolladim Mevlaya, sen cümlemizin muradini ver gelecek Cuma’ya.
TUTKUMSUN_
Cum Nis 13, 2012 9:00 am
 
Foruma git
Konuya git

Kadin Ve Gözyasi..!

Küçük bir erkek çocuk, annesine sordu:
"Niçin ağlıyorsun?" "Çünkü ben kadınım." Diye cevapladı annesi.
"Anlamadım!" dedi çocuk. Annesi, çocuğu kucaklayıp
"Hiç bir zaman anlayamayacaksın!" dedi.
Babasına "Baba, annem niçin ağlıyor?" diye sordu.
Babanın cevabı: "Bütün kadınlar sebepsiz ağlayabilen yapıdadır" oldu.
Küçük çocuk büyüdü, yetişkin adam oldu,
halâ kadınların niçin ağladıklarını keşfedemedi.
Nihayet öldükten sonra cennete gittiğinde Allah'a sordu.
" Allahım !" dedi:
"Kadınlar niçin bu kadar kolay ağlayabiliyorlar?"
Allah:"Ben kadınları özel yarattım!
Tüm yaşamın ağırlığını taşıyabilecek kuvvette olmasına rağmen başkalarına teselli verecek kadar yumuşak omuzlar,
doğumun acısına olduğu kadar doğurdukları evlatlarının
nankörlüğüne dayanabilecek iç kuvvetini verdim.
Başkalarının kuvvetinin kalmadığında;
devam edecek azmi,
ailesinin hastalığında;
yorgunluğa pabuç bıraktırmayacak kudreti verdim.
Her türlü şart altında,
hatta kendilerini çok kötü incitseler de,
çocuklarını sevmek duygusallığını verdim.
Bu duygusallık her yaştaki çocuklarının
yaralarını sarmalarına, sorunlarını dinleyip
paylaşmalarına yardım ediyor.
Kocalarını tüm kusurlarıyla sevmek kuvvetini verdim.
Onlara iyi bir kocanın eşini asla incitmeyeceğini fakat
bazen destek ve kuvvetini deneyecek davranışlarda
bulunacağını anlayacak duyarlı bir zeka verdim.
Tek zayıflık olarak kadınlara bir gözyaşı verdim...
Tamamen kendilerinin sahip oldukları,
ihtiyaçları olduğunda kullanmak üzere.
İnsanlık için bir gözyaşı..." diye cevapladı...
Kadını güzel yapan şey ne saçı, ne vücudu,
ne de kendini ne şekilde taşıdığıdır.

Kadını esas güzel yapan sevgisini paylaşabilmesi,
fedakarlığı, sorumluluğu, anlayışı, sadece bilgiye
değil aynı zamanda kalbe de yönelik aklıdır.
TUTKUMSUN_
Cmt Nis 14, 2012 6:46 am
 
Foruma git
Konuya git

karşıla'ki....

ÇOCUĞUNU ÖYLE KARŞILA Kİ; eve geldiği zaman, en güzel yere geldiğini hissetsin.
...
EŞİNİ ÖYLE KARŞILA Kİ; yanına geldiği zaman, en doğru insana kavuştuğunu hissetsin.

... ANNENİ ÖYLE KARŞILA Kİ; doğumundaki ağrıları lezzetle takas etsin.
...
BABANI ÖYLE KARŞILA Kİ; ömür boyu bir başka evlada imrenmesin.

İŞ ARKADAŞINI ÖYLE KARŞILA Kİ; dünyanın en iyi insanıyla, dünyanın en heyecanlı işini yapıyorum hissini yaşasın.

FAKİRİ ÖYLE KARŞILA Kİ; ona serdiğin sofradan, daha büyük bir dua sofrası sersin.

ZENGİNİ ÖYLE KARŞILA Kİ; gönlünü gördüğünde, kendi gönlünün fakirliğinden kahretsin.

Prof. Dr. Üstün DÖKMEN
TUTKUMSUN_
Pts Nis 16, 2012 5:31 am
 
Foruma git
Konuya git

ELİF OLMAZ ADIN...........

Dostum bilir misin..?
Bağlandığın vakit "Elif" olmaz adın............
Dostum bilir misin..?
“Elif” bağlanmaz kendisinden sonraki harfe, sadece kendinden önceki harfe bağlanır en önceki’ne belki de sen, dünyana sonradan girenlere sıkıca bağlandığın vakit “Elif” olmaz adın..

...

Mevlana

http://a4.sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc7/s320x320/293055_319761141411580_100001330905864_817136_1546620374_n.jpg
TUTKUMSUN_
Sal Nis 17, 2012 6:59 am
 
Foruma git
Konuya git

AŞK...

Barındıracak anlamı bile olmayan yerlere sığınmayacak kadar cesur, sığındığı yerlerde fazla kalamayacak bir göçebe kadar korkak olmanın gel – gitleri siniyor kelimelere…
Yırtılan onca yelkenime rağmen hazırdım fırtınalarının hırçınlığına….
AŞK'la


http://a7.sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash3/p480x480/544785_329410803779947_100001330905864_843121_1944765256_n.jpg
TUTKUMSUN_
Sal Nis 17, 2012 6:53 am
 
Foruma git
Konuya git

NASİHAT....

Cahil ile dost olma İlim bilmez, İrfan bilmez, Söz bilmez, Üzülürsün

Saygısızla dost olma Usul bilmez, Adap bilmez, Sınır bilmez, Üzülürsün

Aç gözlü ile dost olma İkram bilmez, Kural bilmez, Doymak bilmez, Üzülürsün

Görgüsüzle dos...t olma Yol bilmez, Yordam bilmez, Kural bilmez, Üzülürsün

Kibirliyle dost olma Hal bilmez, Ahval bilmez, Gönül bilmez, Üzülürsün



ŞEYH EDEBALİ ‘ NİN NASİHATI
TUTKUMSUN_
Per Nis 19, 2012 6:24 am
 
Foruma git
Konuya git

Bugünlerde hiç iyi değilim ben anne...

_ Bugünlerde hiç iyi değilim ben anne...



Çocukken bana söylediğin gibi olmadı hiçbir şey... "İyi" insan olmak bir şey kazandırmadı bana. "İyi" insan olmak her şeyden önemli değilmiş. "İyi" insan olunca insanı herkes üzermiş... Ben yeni anladım.





Bugünlerde hiç iyi değilim ben anne...



Çocukluğum senin eteğinin dibinde geçti. Ben herkesi senin gibi sandım. Güvenilir sandım, herkes beni çok sever, senin gibi düşünür sandım. Bir tek gözyaşım aksa, başkaları da benim için üzülür sandım. Çok yanılmışım, daha yeni anladım.





Bugünlerde hiç iyi değilim ben anne...



Yemeklerini özledim, seni özledim. Her şey insanın başına kalınca anlıyor annesinin değerini daha da fazla. Ben senin ütülediğin, o bahar kokan nevresimleri özledim. Senin ördüklerini, ördüklerinin üzerine kokunun sinmesini özledim. Ben çocukluğumu, senin yanında olmayı çok özledim anne.



Herkes incitiyor, herkes kendini düşünüyor. Hiçbir şey bana öğrettiğin gibi olmuyor. Ana okuluna giderken bana dediğin gibi değil hiçbir şey, "kimse güzel güzel oyun oynamıyor."



Herkes kendinin, herkes paranın, herkes yalanın dolanın peşinde anne. O zamanlar öğretseydin bunu, bu kadar hayalkırıklığı yaşar mıydım ? Herkesin birbirinin ayağını kaydırmaya çalıştığını bilsem, herkese elimi uzatır mıydım anne?



Bir tek söylediğinin gerçekliğini anladım anne.

"Herkesi arkadaşın gibi görme, herkesten dost olmaz, insanın anne-babasından başka kimse yanında olmaz" derdin, ben de tüm arkadaşlarımın beni çok sevdiğini söylerdim ya hani, haklıymışsın anne. Kimseden dost olmuyor, dost olan kendi derdine düşüyor, insan yardım isteyince kimse elini tutmuyor anne.





Bugünlerde hiç iyi değilim ben...



Bunlardan ibaretse dünya ben neden büyüdüm ? Üzülmeler hiç bitmiyorsa, kaygılar acıları, acılar dertleri, dertler kötülükleri tetikliyorsa neden hep çocuk kalmadım ben anne ?





Her sabah yediğim peynirli tostumla, soğuk su kattığın şekerli çayımla çok mutluydum ben anne.



O günlerimi çok özlüyorum, her şeyden daha çok. Yine hasta olsam, sen sadece hastayım diye bana Jelibon alsan, çok mutlu olsam ?

Yine hastayım diye karışımlarından içirsen bana zorla, içsem sesimi çıkarmadan, iyi oluversem iki gün sonra ?





Bugünlerde hiç iyi değilim ben anne.



Hayatla tanıştım, mutsuzluklarla tanıştım. Bana neden bu kadar huzur verdin başkalarında onu bulamayacaksam anne ?
TUTKUMSUN_
Per Nis 19, 2012 5:05 am
 
Foruma git
Konuya git

Cuma günü ve yapmamız gerekenler..

http://islamcokguzel.files.wordpress.com/2007/05/hayirlicuma.jpg?w=497

İki Cihan Serveri Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz buyurdular ki;

–Cuma günü günlerin efendisidir. Fakirlerin haccıdır. Saadetli bir gündür. Vuslat günüdür.

Kim cuma günü perşembe ve cumartesi günlerini eklemek suretiyle oruç tutarsa, hasta ziyaret ederse, yoksul doyurursa, cenazeyi selametlerse, kırk senelik günah artık ona bişey yapamaz.
(Ramuzul Ehadis No.5015)

* * *
–Cuma geceleri yasin-i şerif okuyan kimse mağfiret-i ilahiyeye nail olduğu halde sabahlar.
(Salebi-Ebu Hüreyye r.a)

* * *
Ebu Said-i Hudri (r.a) şöyle demiştir;
Rasulallah (sav) in
—Her bâliğ olan kimseye cuma günü gusletmek ve imkan bulursa misvaklanmak, gerek hoş koku sürünmek vacip gibidir. Buyurduğuna şahadet ederim. (Buhari. C.3,S.9)

* * *
İmam-ı Şafiî Hazretleri:
—Bu guslü (cuma günü gusül abdesttini) suyunu bir dinar mukabili karşılığında satın almak mecburiyetinde dahi kalsam, seferde de hazarda da terk etmiş değilim. Demiştir. (Buhari , C.3,S.13)

* * *
Ebu Hüreyye (r.a) derki;
Rasulullah (sav) in bana :
—Ey Ebâ Hüreyre, her cuma günü gusul eyle….
Suyunu satın almak pahasına da olsa, bunu yap. (Gunyetüt Talibin, S.361)

* * *
—Cuma günü yıkanın, zira her kim cuma günü yıkanırsa; iki cuma arasındaki günahlarına bir keffaret olur. Hatta, ondan sonraki üç günlük günahada bir keffarettir. (Ramuzul Ehadis, No.1034)

* * *
Rasulallah (sav) :
—Ne olurdu, herbiriniz gündelik iş elbisesinden ayrı olarak cumaya mahsus iki top kumaş alıverse.
Ne olurdu sizden biriniz cuma günü için hergünki elbisesinden başka bir takım elbise satın alsaydı. Buyurmuşlardır(Tac Terc. , C.1, S.495)

* * *
Ebu Hüreyre (ra) dan;
Rasulullah (sav) efendimiz buyurduki;
—Her kim cuma günü sünneti seniyye üzere gusül ettikten sonra ilk saatte cuma namazına giderse bir deve ,
ikinci saatte giderse bir sığır ,
üçüncü saatte boynuzlu bir koç,
dördüncü saatte giderse bir tavuk,
beşinci saatte giderse bir yumurta kurban etmiş gibi sevaba nail olur. İmam hutbeye çıkınca da melekler hutbeyi dinlemek için mecliste hazır bulunurlar.
Bu vakitler ; kuşluk vaktinin evveli, kuşluk vakti ile cuma ezanı arasındaki vakitler olarak değerlendirmelidir..
Hadis-i şerifte tavuk, yumurta gibi tabirler belki; cuma namazına önden gidenler arasındaki ecir ve sevap derecelerini ve onlar arasındaki manevi farkları zihinlere kolayca yerleştirebilmek için her nevi fikrii seviyelere hitap edilmiş bir temsilden ibarettir. (Buhari C.3 , S.13 , 14 , 15 )
TUTKUMSUN_
Cum Nis 20, 2012 4:48 am
 
Foruma git
Konuya git

Kayıp DOĞRULARIN Köyü

KAYIP DOĞRULARIN KÖYÜ



Her doğru her yerde söylenmez… Uygun mekân, uygun zaman ve üslup önemlidir tabi ki. Farz edelim her şey uygun ama karşıdaki zihniyetin kabul sınırına denk geldiniz. Ne olacak şimdi? Hemen söyleyeyim 10. Köy aramak için fikir bohçanızı alıp yollara düşeceksiniz :)



Size göre doğru olan başkasına yanlış geliyorsa bırakın herkes kendi doğrusunu savunsun. Yadırgamak niye? Doğru söyleyeni 9 köyden kovarlarmış. peh… Yanlışı doğru kabul eden bir köyden kovulmayı beklemeden ayrılmak gerek zaten. Ha illaki kovulmayı bekliyorsan bu bile sana şeref vermeli. Mevkisi konumu ne olursa olsun başkalarının yanlışına evet deyip boyun eğeceğime kovulurum daha iyi. En azından savunduğunuz bir fikrin arkasında durarak hem kendinizi hem fikrinizi yüceltirsiniz. Başkalarına yalakalık olsun diye her söylenene kafa sallamak kişiliğinin oturmamasına ya da kişiliğinin yozlaşmasına sebep olur…



Her şeyden önce yaşam kaliteniz yüksek olsun. Doğru bildiğinizi doğru bir üslupla dile getirmek ve bildiğinizden şaşmamak belki de en güzel görev olsa gerek yoksa nerede Eşref-i mahlûkat olmak nerede biz?



Hak ve adaletten kopmayan ve işlerinde doğruluktan ayrılmayan kişiye şüphesiz Yüce Allah her zaman yardım edecektir. Bu nedenle gerek menfaat gerek mal, mülk, mevki için sebep ne olursa olsun doğru bildiğinizi savunun ve kimse için kişiliğinizi ve fikirlerinizi harcamayın çünkü sonunda harcanan siz olursunuz, kazancınız değil kaybınız olur…



Velhasıl kelam 10. köy aramak zor gelmesin. Size başka köy mü yok. Kendi köyünüzü kendiniz kurun adı doğruluk olsun. Vesselam…
TUTKUMSUN_
Cum Nis 20, 2012 10:31 am
 
Foruma git
Konuya git

İki Kadın

İki kadın Hamamda muhabbet ederken



laf kocalara gelmiş





senin eşin sana para veriyo mu?





vermez olur mu ne zaman ıstesem veriyor





aaaaaaaa !!



nasıl alıyorsun bana da soyle benim eşim hiç vermiyor...





"Annemin evine dönerm bida gelmem" diyorum





eeeeee??



oda hemen çıkarıp yoLL parası veriyo ...!!! ))
TUTKUMSUN_
Per Nis 26, 2012 12:16 pm
 
Foruma git
Konuya git

KADININ GİDİŞİ SESSİZ VE ASİLDİR.......

KADINLAR SUSARAK GİDER !











Çok uzun emekler verir ilişkisini yürütmek için. Birinin kadını olmayı yüreği, beyni, ruhu o kadar zor kabul etmiştir ki, başka bir adama ait olmayı istemez. Erkek gibi, çorbanın tuzu eksik diye kavga çıkarmaz mesela, tam tersi, konuşmamız lazım der. Erkekler de en çok bu cümleye sinir olurlar. Ertelenir o konuşmalar, maç bitimine, yemek sonrasına ve daha birçok lüzumsuz şeyin ardına ötelenir.







Kadınlar inatçıdır, hayata tutundukları gibi, aşklarına da sahip çıkarlar. Bu yüzdendir, konuşup derdini anlatma isteği, karşı tarafı ikna edene kadar uğraşırlar. Sonunda pes eder adam, bir ışık görür kadın, tüm derdini paylaşır. Genellikle ne cevap alır? Abuk sabuk konuşma! Gereksiz ve saçma gelmiştir adama anlatılanlar, hiç de üstünde durmamıştır. Yine bir sıkıntı, tatmin edilemeden geçiştirilir ve adam gün gelip bunların kendisine ok gibi döneceğini bilemez.







Bir kadın şikayet ediyorsa, ya da erkeklerin deyimi ile vıdı vıdı ediyorsa; erkek bilmelidir ki, o ilişkiden hala ümidi vardır kadının. Yürütmek, birlikte yaşamak, sorunları çözerek mutlu olmak istiyordur. Daha önemlisi, o adamı hala seviyordur.







Kadın susarak gider!







En önemli detaydır, erkeklerin hiç anlayamadığı durum işte bu kadar basittir. O gün gelene kadar konuşan, kavga eden, tartışan kadın, kendini sessizliğe vermiştir. Ne zaman ümidini o ilişkiden kestiyse, o zaman sevgisi de yara almış demektir. Yüreğindeki bavulları toplamıştır, kafasındaki biletleri almış ve aslında bedeni orada durarak, ilişkiden çıkıp gitmiştir. Kadın, gerçekten gitmişse, çok sessiz olmuştur ayrılışı, kimse hissetmeden, kapıları vurup kırmadan gitmiştir. Her akşam eve geldiğinde, kapının açıldığını gören adam anlamaz ama bir kadın sessizce gider. Ne mutfağında yemek pişiren, ne yan koltukta televizyon izleyen, ne gece ruhunu kenara koyarak yatakta sevişmeye çalışan kadın, artık o kadındır. Bir kadının çığlıklarından, kavgalarından korkmamak gerekir, çünkü kadının gidişi sessiz ve asildir.
TUTKUMSUN_
Per Nis 26, 2012 12:13 pm
 
Foruma git
Konuya git

NAMERT SOFRASI

Hey Arkadaş!

Düşme.

Ama düşersen;

Görürsün, aşkın yalan yüzünü,

Dostlukların ucuzluğunu,

İhanetin bin bir türünü,

Yalnızlığını

Ve ne kadar
hızlı yalnızlaştığını...




Düşme!

Ama düşersen;

Görürsün,
arkadaş
düşmanlığını,

Dedikodu bataklığının çirkin yaratığını.

Akılsızların, nasıl akıl verdiğini,

Dürüstlüğün
, sanki eksiklik olduğunu,

Düşersen, görürsün,

Sakın düşme!



Düştüğünde;

Güneş ışığını senden alır mı?

Soğuk
seni dondurmağa çalışır mı?

Rüzgar sende fırtına mı olur?


Su tadını acılaştırır mı sende,

Toprak seni almamazlık mı eder,

Açmaz mı evin kapıları kilitlerini,

Tavuk yumurtasını vermez mi sana,

Sarısını mı alır senden yumurta,

Kedin, köpeğin saldırır mı düştüğünde sana,

Kanaryan terk mi eder seni?

Atın, eşeğin çifte mi atar sana,

Meyve tadını mı değiştirir sofranda,

Kalem yazmaz mı elinde,

Şarkılar, türküler küser mi sana,

İhanet eder mi sazın telleri,

Notalar düzen bozar mı düştüğün için,

Şiirler düz yazıya mı dönüşür, dedikodu gibi...



Hayır... Hayır...

Bin kere hayır...



Sadece dost bildiğin insancıklar,

İnsan müsveddeleri,

Ya da, insan rolü yapan 'HİÇ' ler;

Namert sorasında başköşede oturanlar

Ve oturtanlar,

İhanet tohumuyla doğanlar;

İşte bunlar...

Sadece bunlar.



Hey arkadaş!

Düşme!

Ama bunları gör...
TUTKUMSUN_
Cum Nis 27, 2012 2:37 pm
 
Foruma git
Konuya git
cron