5 sonuç bulundu

Geri dön

hayattta 45 kural

İnsanlar boş durmuyorlar..Amaç Nasıl Mutlu olabiliriz.!
Bu konuda bir Sürü Öneri var.Karma karışığız değil mi ?
Birazda ben karıştırayim !

Haytımızda Mutlu olabilmemiz için Size Toplu Öneri !

En az bunları hayatımıza sokmaya çalışalım.

Hayatın 45 kuralı.

1) İnsanlara beklediklerinden fazlasını verin
ve bunu isteyerek yapmaya çalışın.
2) En sevdiğiniz şiiri ezberleyin.
3) Her duyduğunuza inanmayın. Harcamalarınızı bütçenize göre yapın,Uyumayı ihmal etmeyin..
4) “Seni seviyorum” dediğinizde buna önce siz inanmalısınız.
5) Özür dilediğiniz insanıın gözünün içine bakın.
6) Evlenmeden önce en az altı ay nişanlı kalın.
7) İlk bakışta aşka inanın.
8) Birinin hayallerine asla gülmeyin.
9) İhtirasla sevin.Yara alabilirsiniz ama bu hayatı doyasıya
yaşamanın tek yoludur.
10) Uzlaşmazlıklarda adil savaşın.

11) İnsanları akrabalarına göre ve Dedikodulara göre yargılamayın.
12) Yavaş konuşun, hızlı düşünün.
13) Biri yanıtlamak istemediğiniz bir soru sorduğunda
gülün ve “niye bunu öğrenmek istiyorsun”diye sorun.
14) Büyük aşkların ve büyük işlerin riskli olduğunu unutmayın.
15) Annenize-babanıza telefon edin.Saygılı davranın.
16) Biri hapşırdığında “çok yaşa” demeyi unutmayın. 17) Kaybettiğiniz zamanlar ders almasını bilin.
18) Üç ‘S’ yi unutmayın; kendine saygı, başkalarına saygı
ve her haraketinizin sorumluluğu.
19) Önemli bir dostluğun küçük bir kavgayla yara almasına
izin vermeyin.Teşekkür-Lütfen-Özür dilemek bir erdemdir.
20) Hata yaptığınızı anladığınızda derhal önlemini alın.
tekrarlamaya çalışın..

21) Ahizeyi kaldırdığınızda daima gülümseyin.
22) Sohbet etmeyi sevdiğiniz biriyle evlenin.
23) Zaman zaman yalnız başına kalın.
24) Değişikliğe açık olun ama değerlerinizi yitirmeyin.
25) Sessizliğin bazen en iyi cevap olduğunu hatırlayın.
26) Daha fazla kitap okuyup, daha az televizyon seyredin.
27) İyi, onurlu bir yaşam sürün.Yaşlandığınızda geriye baktığınızda,
ikinci kez mutluluk duyacaksınız.
28) Allah'a güvenin ama arabanızın kapısını kilitleyin.
29) Evinizde sevgi dolu bir atmosfer olsun.
30) Yakınlarınızla münakaşa ettiğinizde geçmiş olayları es geçin.

31) Satır aralarını okuyun.Ne demek istendiğini
tam anlamak için soru sormaktan çekinmeyin..
32) Bilginizi paylaşın. Bu ölümsüzlüğü yakalamanın yoludur.
33) Yeryüzüne iyi davranın.
34) Dua edin.İyi gelir.
35) Size iltifat edildiğinde lafı kesmeyin.
36) Kendi işinize bakın.Haset-Gıybet etmeyin
37) Öpüşürken gözlerini kapatmayan insanlara güvenmeyin.
38) Yılda bir kez hiç gitmediğiniz bir yere gidin.
39) Çok paranız olursa eğer başkalarını da mutlu edin.
40) Unutmayın bazen istediğinizi elde etmek şans olabilir.
Umudunuzu yitirmeyin,yaşama arzunuzun körlenmesine izin vermeyin.

41) Kuralları öğrenin ama arada sırada haddinizi bilerek çiğneyin.
42) Sevginin çıkara üstün olduğu ilişki en güzelidir.
43) Başarınızı onu elde etmek için feda ettiğiniz şeylere göre ölçün.
44) Karakterinizin ve başınız gelen olumsuzlukların
kaderiniz olduğununa İnanmayın.Yaşamla mücadele edin.. 45) Sevgiye, bir de yemek yapmaya ! kendinizi koşulsuz verin.
Sevilmek için Sevin..Sevilmiyorsanız sebebini öğrenin..Düzeltin.

Bol Şanslar..Mutluluklar.
Aleme_inat
Pts May 21, 2012 3:06 am
 
Foruma git
Konuya git

''' MUBAREK 3 AYLAR '''

Mübârek Üç Aylar, Yaratıcımıza, ailemize, çocuklarımıza, milletimize ve bütün insanlığa karşı görev ve sorumluluklarımızı hatırlatmalı, hata, ihmal ve kusurlarımızdan dönmemize ve gaflet uykusundan uyanmamıza vesile olmalıdır.
Aramızdaki çekişmeleri, tefrika ve ihtilâfları, şahsî menfaat hesaplarını ve basit düşünce farklılıklarını bertaraf etmeli; her zamandan daha çok muhtaç olduğumuz ve Yüce Dinimizin bizden ısrarla istediği; barış, hoşgörü, kardeşlik, birlik ve beraberliğimizin güçlenmesini, insânî ve ahlâkî meziyetlerin yeniden yeşermesini sağlamalıdır.




Üç aylar, içinde barındırdığı hazineleriyle bir ANNE şefkatiyle bizi sarmaya hazır. Peki biz üç ayları karşılamaya hazır mıyız?
Gündelik hayatımızın akışı içinde farkında olalım veya olmayalım hayatın temel değerleri konusunda farklı yön ve hedeflere doğru kayıp gidiyoruz. İçinden geçtiğimiz şu netameli ve kaygan zaman diliminde çoğu defa sahte ve sentetik gündemlerin bombardımanı altında adeta kendimizi kaybediyoruz. Sözünü ettiğimiz bu yapay gündemler, çoğu zaman bize dünyaya asıl geliş gayemizi unutturuyor.
Halbuki bizler, bizi asıl gayemizden uzaklaştıracak bu türlü gündemlere karşı sürekli teyakkuz halinde ve gerilim içinde olmalıyız ve bunların yol bulup ruhlarımızı kendi ağlarına almasına fırsat vermemeliyiz. Allah, önümüze bugünlerde altın bir fırsat koyuyor; Üç aylar! Esasen buna sahici ve ilahî gündem de diyebiliriz. Zira Cenab-ı Hak, bu aylarda af ve mağfiretini, nimetlerini sağanak sağanak yağdırıyor. Recep, Şaban ve Ramazan aylarının bütün gün ve geceleri sürpriz feyiz ve bereketlerle dopdoludur.
Üstelik bu aylar içinde bulunan Regâib, Mi'râc, Berât ve Kadir geceleri, hiçbir maddî ve dünyevî ölçüyle değerlendirilemeyecek kadar ilâhî ikramlarla donatılmıştır. Aslında biraz gönül uyanıklığı, dikkat ve samimiyetle bu günlerin ve gecelerin feyzinden yararlanabilirsek manevi yoldaki pek çok eksiğimizi telafi edebilir ve günahlarımızdan arınıp tertemiz hale gelebiliriz.
Peki ne yapalım? Bu fırsat aylarını dolu dolu nasıl değerlendirelim?


NEFİS MUHASEBESİ YAPMALIYIZ


Öncelikle ciddî bir nefis muhasebesi yapmalıyız. Günümüzde özeleştiri dedikleri nefis muhasebesi aslında insanın bulunduğu noktayı belirlemesi açısından çok önemlidir. "Ben nereden geldim? Bu dünyaya gönderiliş amacım ne? Şimdi ne yapıyorum? Nereye gidiyorum?" sorularını kendimize sorarak tefekkür iklimine açılmalı, hayatımızın artı ve eksilerini çıkarıp bir bilanço hazırlayarak durumumuz hakkında bir değerlendirme yapmalıyız. Bu şekilde, yapmış olduğumuz hataları ve günahları daha iyi görme fırsatını yakalamış olacağız.

TÖVBE ETMELİYİZ

İkinci olarak da bu günahlara karşı içten gelerek tövbe etmeliyiz. Zira içten gelen pişmanlık ve hâlis niyetle yapılan tövbeler insanı günahlarından arındırır. Daha sonra bu duygu, gönül dünyamızda bir ışık yakacak ve bizi kulluk ve vazife aşkıyla hayırlı ve faydalı işler yapmamıza vesile olacaktır.

ORUÇ TUTABİLİRİZ

Bu günlerde Allah Resulü'nün diğer günlere nazaran daha çok oruç tuttuğunu ve devamlı hayır yapma peşinde olduğunu görüyoruz. Biz de tutabildiğimiz kadar oruç tutmalı aynı zamanda bu Ramazan'a hazırlık da olur ve elimizdeki imkanlar nispetinde muhtaç olan insanlara maddi yardımlarda bulunarak onları sevindirmeliyiz.

BOL BOL KUR'AN OKUYABİLİRİZ

Bu mübarek günlerde mealiyle birlikte anlayarak bir Kur'an okuma seferberliği başlatabiliriz. Akşamları fazla değil on veya yirmi dakikamızı bu işe ayıralım. Her gün namazlarda okuduğumuz surelerden başlayarak Kur'an'ın mealini okuyup öğrenerek tefekkür edebiliriz. Bu vesileyle evimizde ayrı bir bereket olacak ve Kur'an'ın nuruyla içimiz aydınlanacaktır.

CAMİLERE GİDEBİLİRİZ

Herhangi bir vakit namazı kılmak için camiye gidebiliriz. Bu, kulluk şuurumuzu coşturacaktır. Bu şekilde Allah'a kul olmanın engin hazzını iliklerimize kadar hissetmiş olacağız. Bunun dışında yakınlarımızı ziyaret için özel zamanlar programlayabiliriz. Yüce Rabb'imizin Kur'an-ı Kerim'de akraba ziyaretlerine yaptığı ısrarlı vurgu dikkate alınırsa, bunun karşılığında verilecek sevabın derecesi anlaşılır. Bu ayda fakir fukaraya, başı okşanmaya muhtaç yetimlere, kendisine bakacak kimsesi olmayan dula, yaşlıya sadaka için özel bütçe ayrılmalı. Mübarek geceler bütün ev halkı ile bir bayram neşesi içerisinde geçirilmeli.

UÇ AYLAR NEDiR?

Üç ayların ilki olan Recep, "yüceltilmiş, içine ikramlar konulmuş ay" ve "hazırlanmak" manalarına gelmektedir. Recep ayının ilk perşembeyi cumaya bağlayan gecesi Regaib kandilidir. Regaib, "pek çok ihsan" manasına gelen "Ragibe" kelimesinin çoğuludur. Bu gecede Cenab-ı Hakk engin rahmetiyle tecelli edip sonsuz mağfiretiyle muamelede bulunduğu için geceye bu isim verilmiştir.

Receb ayının 27. gecesi ise Miraç Kandili'dir. Miraç, kelime manası itibariyle "merdiven", "yükselecek yer", "en yüksek makam" manalarına gelmektedir. Bu gecede Peygamberimiz bir mucize olarak Mekke'deki Mescid-i Haram'dan, Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya ve oradan da göklerin İlahi derinliklerine doğru yükselip ruhen ve bedenen Cenab-ı Hakk'ın huzuruna çıkmıştır.


ŞABAN, HAYIR AYI

Üç ayların ikincisi olan Şaban, kelime manası itibariyle "dağılan", "saçılan" manalarına gelmektedir. Bir rivayete göre Peygamber Efendimiz, Şaban ayında Ramazan için pek çok hayır dağıldığı için bu aya bu ismin verildiğini ifade etmektedir. Şaban ayı içerisinde Berat kandili vardır. Berat kelimesi, "borçtan, isnat edilen suçtan, ruha azap veren sıkıntılardan kurtulmak" manalarına gelmektedir. Bu gecede Kur'an-ı Kerim bir bütün halinde dünya semasına indirilmeye başlanmıştır. Bu sebeple bu gece hürmetine pek çok günah bağışlandığı için geceye Berat gecesi denilmiştir.

RAMAZAN, BEREKET AYI

Üç ayların sonuncusu olan Ramazan ayı, on bir ayın sultanı ve ayların en faziletlisidir. Zira bu ayda Kur'an indirilmeye başlanmış ve ay boyunca oruç tutmak farz kılınmıştır. Kur'an'ın indirilmeye başlandığı bu ay içinde Kur'an-ı Kerim'deki ifadesiyle bin aydan daha hayırlı olan "Kadir Gecesi" vardır. Bu gece Allah'ın müminlere bahşettiği çok yüce bir ikramıdır. Ramazan'ın her gecesinin dolu dolu geçirilmesi için bu gecenin zamanı gizlenmiştir. Ancak Kadir gecesinin Ramazan'ın son on günü içinde olduğuna dair güçlü işaretler vardır.

Mübarek Kandil Gecelerini Nasıl Değerlendirmeliyiz?

1. Kur'an-ı Kerim okuyarak,
2. Peygamberimiz (a.s.m) ’ın mübarek duası olan Cevşen-ül Kebiri okuyarak,
3. Aile bireyleriyle birlikte günün mana ve ehemmiyeti hakkında sohbet ederek,
4. Allah rızası için namaz kılarak,
5. Hayatımızın geçmiş günleri ve yılları hakkında muhasebe yaparak,
6. Günahlarımızın bağışlanması için Allah'tan af dileyerek,
7. Sevgili Peygamberimize bol bol salât ve selâm okuyarak,
8. Dünya ve ahirete ait dileklerimiz için dua ederek,
9. Hastaları, yaşlıları ziyaret ederek; yoksulları, öksüz ve yetimleri sevindirerek,
10. Eş, dost ve yakınlarımızla tebrikleşerek,
11. Dargın ve küskünleri barıştırarak, değerlendirebiliriz
efe_19
Sal May 22, 2012 12:36 am
 
Foruma git
Konuya git

TÜRK"ÜM

Türklük, gurur sebebidir. Bilemez Türk olmayan. Hadi onlar bilmiyorlar. Bazıları niye ecdadını tanımaktan aciz. Başkalarından medet arar, onları örnek alırlar. Aslına bakarsan onlarda bilirler Kür-Şad’ını, Atilla’sını, Fatih’ini, Atatürk’ünü. Ama bilmez bizimki bunların büyüklüğünü, yaptığı işleri. Biraz açıp okusalar anlarlar belki.



Kür-Şad kırk kişiyle zülme dur demiş. Sen nasıl ekmeğini elinden alana boyun eğersin. Atilla korku salmış koskaca Çin’e, Avrupa’ya. Sen ne diye her dediğini yaparsın bu zalimlerin bu korkakların. Fatih, çağ açıp çağ kapamış. Sen daha kitabının kapağını açmaktan acizsin. Atam imkansızı başarmış memleketi kurtarmış. Sen elinde olanı mahveder, onların kıymetini bilmezsin.



Che gibi virgül kadar yerde sözde devrim yapan adamdan medet ararsın, koskoca tarihini, ecdadını hiçe sayarsın. milliyetçiliği anlayıp, dinlemeden kafatasçılık sanırsın. Bizler elimize mezura alıp kafataslarını ölçmedik. Uğruna kan döküp, can verdiğimiz toprağımız, türküm diyen milletimizi sevdik.



Ne zulme boyun eğdik ne zulmettik. Ne kimseyi uşak ettik ne kimseye uşaklık ettik. İnsan olanı ayırmadan sevdik ama milletimizi, ecdadımızı hiç etmedik. Biz sadece Türk’ün ilerlemesini, yükselmesini istedik. Bunu yaparken de mazlumu ezmedik. Kimsenin hakkına girmedik. Ele değil yalnızca Allah’a kulluk ettik.Ne ararsan Gökte var Yıldız da var Ay da var TÜRK"E ancak TÜRK"ten fayda var Tanrı Türk"ü korusun ve yüceltsin Amin.Selam ve saygılarımla
hatip_
Per May 24, 2012 5:24 am
 
Foruma git
Konuya git

Duy Sesimizi Yönetimmm...

Selam Arkadaşlar ...
Forum Birseyleri paylaşmak için varsanırım? ama bence forum artık cıgırından cıkmış ve tek bir kişi tarafından yazılımlar oluyor ben bu konuya deginmek isterim.. sadece birkisi forumda sürekli yazamaz bildigim kadar haksızlık olur başka insanların paylasımlarına saygısızlık bu ... Anlamadıgım Nokta Şu bir login bir insana yetmiyomu ya biz aptal insanlarmıyız anlamıyormuyuzz .. diyer loginlerlede gelip yazan aynı kişi allah askına kimi kandırıyorsunuz? Buna Dur Deme Zamanı Geldi Ben Site Yönetiminden Bu İşe El koymasını VE GEREKİLEN NEYSE YAPIMASINI İSTİYORUM ..
bURDA haksızlık Ve Saygısızlık Söz Konusu Bunu Ben Veya Hiç Bir ÜYE Kabullenmezz..
sizlere bir kuralı hatırlatayım

Forum Yönetimi tarafından aynı kişinin birden fazla rumuz veya isimle farklı kişilermiş gibi aynı konuda görüş belirttiğinin tespit edilmesi durumunda kişinin tüm mesajları silinir ve foruma girişi yasaklanır..




evet yönetim bunu diyosunuzda takip ediyormusunuz? caliyormusunuz bunlar üzerinde bence hayır ozaman bu kural ne işe yarıyor .. gerekeni yapın lütfenn.. saygılarr......
Liana
Çar May 30, 2012 7:15 pm
 
Foruma git
Konuya git

Süper bir hikaye....

http://minikkelebek.files.wordpress.com/2010/02/meger-baba-olmak4.jpg


" Toplantıya gideceğim. Baktım geç kalma ihtimalim var, bindim bir taksiye, muhabbetçi bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum. Tam işyerinin önüne geldik. Ankara'da Bakanlıklar. Diyelim ki, taksi parası 9.75 TL tuttu, ben 10 TL uzattım. Hani hepimizin yaşadığı sahne vardır ya taksici üstünü arıyormuş gibi yapar, siz de para üstünü alabilmek için bir ayak dışarıda, inmemek için debelenirsiniz. Tam o sahne olacak. Şoför, para üstü varmı diye aranmaya başladı...

- "Üstü kalsın kardeşim" dedim.
Döndü bana doğru:
- "Vaktin varmı ağabey ?" dedi.
- "Evet" dedim (tek ayağım hala dışarıda)
Dörtlülere bastı, trafik dört şerit akıyor, indi araçtan. Önde bir büfe var. Gitti oraya, bir şeyler konuşup geldi. Bana 25 krş uzattı. Belli ki para bozdurmuş.
- "Birader" dedim,"9.75 değil,10.50 yazsa istermiydin 50 krş. benden?"
- "Ne alacağım ağabey 50 krş.u!"
- "Peki, niye gittin 25 krş. için o kadar uğraştın. Üstü kalsın demiştim."
Döndü bana, attı kolunu arkaya:
- "Vaktin varmı ağabey?"
- "Var."
- "Çek kapıyı o zaman."
Muhabbetçi bir taksici ile karşı karşıyayız...

5 dk. konuştuk. İngiltere'de profösüründen, bilmem kiminden eğitimler aldım. O taksicinin 5 dk.da öğrettiklerini, İngiliz hocalar haftalarca verdikleri derslerde öğretemediler:
- "Ağabey biz Keçiören'de 5 kardeşiz. Babam rençberdi, günlük yevmiyeye giderdi; artık inşaat falan bulursa çalışır gelir, o gün iş bulamamışsa, biz eve gelişinden, yüzünden anlardık."
"Durumumuz hiç iyi olmadı. Akşam yer sofrasında yemek yerdik. Yemek bitince babam bize" Durun kalkmayın" derdi. Önce dua ederdik sonra babam bize sofrada konuşma yapardı."
"Aha" dedim, "Bizim meslekten", seminerci...- "Ne anlatırdı baban?"
- "Hayatta nasıl başarılı olunur?"
" O gün inşaata çağırmazlarsa eve para getiremiyor, sonra çocuklara hayatta başarı teknikleri anlatıyor."

- "Babam işe gidince büyük ağabeyimiz onu taklit ederdi, delik bir çorapla pantolonun ceplerini çıkarır, dört kardeşi karşısına alıp "Dürüst olun, evinize haram lokma sokmayın" diye anlatırken, biz de gülerdik. Annem kızardı,"Babanızla alay etmeyin. O, hem dürüst hem de çalışkandır" derdi. Yan evde iki kardeş var, onların babası zengin. Babaları birahane işletiyor, ama adamda her numara vardı, kumar falan oynatırdı. Bizim yeni hiç bir şeyimiz olmadı, hep o ikisinin eskilerini kullandık. O amca mahalleden geçerken biz 5 kardeş ayağa kalkardık, çünkü bize bahşiş verirdi. Babam eve gelince ayağa kalkmazdık. Çünkü hediye, para falan hak getire. Ağabey biz babamı kaybettik. Altı ay içinde yandaki baba da öldü. Yandaki baba iki çocuğa 5 katlı bir apartman, işleyen birahane, dövizler ve araziler bıraktı. Bizim baba ne bıraktı biliyor musunuz?"
- "Ne bıraktı?"
- "Bakkal veresiyesi ve konuşmalarını bıraktı : "Evladım işinizi dürüst yapın, hakkınız olmayan parayı almayın..." Falan filan...
"Ağabey, aradan 15 yıl geçti…"
"Diğer babanın 2 oğlu şu anda cezaevindeler, ne ev kaldı ne birahane. Ailesi dağıldı.”
“Biz 5 kardeş, beşimizin Keçiören de taksi durağında birer taksisi var. Hepimizin birer ailesi, çoluk çocuğu, hepimizin birer dairesi var."

"Geçenlerde büyük ağabeyimiz bizi topladı ve dedi ki :
- "Asıl mirası bizim baba bırakmış."
"Hepimiz ağladık. 5 kardeş taksiciliğe başladığımızdan beri, taksimetrenin yazmadığı 10 krş’u evimize sokmadık. Her şeyimiz var Allah'a şükür."
Çok duygulandım, veda ettim. Tam ineceğim:
- "Dur ağabey, asıl bomba şimdi!"
- "Nedir bomban?"
- "Nerede oturuyoruz biliyor musun? O iki kardeşin oturduğu 5 katlı apartmanı biz aldık. 5 kardeş orada oturuyoruz."

Evladınıza ne araba bırakırsınız, ne ev, ne de başka bir miras. Evlada sadece değer kavramları bırakırsınız. Bakın iki baba da evlatlarına değer kavramları bırakmışlar.
Bir Babanın En Güzel Mirası AHLAK'tır...
ZiCan
Çar Haz 06, 2012 11:42 am
 
Foruma git
Konuya git
cron