414 sonuç bulundu

Geri dön

Re: •*¨`*•✿ Susarım ✿•*¨`*•

Teşekkür ederim


Ece & Efe


Adminlerim


Seninde Yüregine saglık Ece Hoh (:


 


 


 

Senem
Cmt May 25, 2013 11:50 pm
 
Foruma git
Konuya git

•*¨`*• Düşme •*¨`*•

 
Düşersen bağımsızlıgını ilan eder dostların
Görüş günlerin yasaklanır,
Gelenin gidenin olmaz
Bayram eder düşmanların düşme..
Düşünce bütün düşüncelerin değişir hayata dair…
Dostluk arkadaşlık aşk yeniden şekillenir beyninde düşme..
Hayatın ve dostların vefasızlıgını görünce
Yaralanır duyguların en derinden DüŞme..
Düştün mü ilk once guvendiklerin vurur sırtından
kimse bakmaz yüzüne işe yaramaz adam olursun
Bir bir uzaklaşır dostların senden
tutacak dal bulamaz yorulursun düŞme..
Düştün mü isyan edersin yasadıgın hayata
gözyaşlarını dökersin her gece yastıga
Yılanın ne kadar masum kurtun sucsuz
Çakalın cakal olmadıgını anlarsın iki yuzlu insanları gorunce
DÜŞME…
Düşenin dünyada dostu yok imiş aman amanyokimiş ölem ölem
Düşme…
Düşünce sahili olmayan koca bir deniz olur dünya
Sığınacak bir liman bulamaz kaybolursun
İki yüzlü düzenbazlar hüküm sürerken
Sen kederinden kahrolursun
Düşme..
Düştüm mü ..
 Baş ucunda bir tek anan olur
Gerisi yalan olur
İmdat demeye engel olur gururun düşme.
Kalıbı bes para etmez adamın soyledigi sözler yaralanır olur
Düşme
Düşersen maziye dalar gider gözlerin
Yazılmamış hikaye olursun
Düğümlenir bogazında kelimeler kederinden
kahrolursun düşme..
Haddinide hesabınıda bileceksin bugunlerde
Yoksa farkın kalmaz bu yolda gelip gidenlerden
Seni üzenleri hayatından sileceksin gerekirse
Düşme..
En iyisimi bir kurşun sık hayatının orta yerine
 Barut izleri kalsın ellerinde
aAma Sakın düşme..
Düşenin dünyada dostu yok imiş..
 
 
 
 
Senem
Pzr May 26, 2013 12:08 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Miraç Kandili Nedir...

Bu önemli günde anlamlı olan  paylaşımın


için seni tebrik ediyorum


Paylaşımı kimin yaptıgına bakmadan


sadece gösteriş için degil


tüm içtenligimle kutluyorum


senin nezlinde tüm islam eleminin


kandili mübarek olsun


AMİN

Senem
Pzr May 26, 2013 1:08 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: •*¨`*•✿ Susarım ✿•*¨`*•

Sevgili dostum,Yeni şeyler öğrendim, mataramda acılar...
Meğer bitti dediğim şeyler, eksikmiş, meğer hayat
dediğim kendi kurgularımla doluymuş.Ne gördüğüm papatya bembeyazmış,
ne de çamur dediğim kötü kokarmış...
Basit sınıflamalar arasında karmaşıklaşan
kurgularım, meğer pek de yavanmış.İçim çok acıyor dostum, sanki bir sen kaldın
bildiğim gibi olan.
Hayatımda kalamayan...Affetmekten vazgeçtim dostum.
Dolayısıyla kızmaktan...
Her mahkemede masumiyetimi bileylemekten
vazgeçtim.
Haklılık dostum, bir kibir yumağından başka
nedir ki...
Ve suçluluk daha çok kulluk değil mi?Hâlâ kırık yanlarım var, hâlâ kırgın bi yanım.
Demek ki hâlâ yolum var dostum,
hâlâ okuyacaklarım...Gönlümün değdiği her gönülde biraz hüzün,
biraz haklılık ve biraz kızgınlık var.
Hatalarla, sevaplar arasında koca koca sütunlar...
Tövbeyi diline, affetmeyi kendine bırakan
insanlar... Ah dostum, sevdiklerime bakan gözlerimde
incinen dostluklar...İçimde gam...
İçimde hicran var.
Gölgeler, gölgeler ve duraklar...
Bu alem, bu aciz saraylar ve tahtlar arasında
kayıp insanlar...
Dostum, bu hayat gözlerimi ne çok yorar...Benim için dua et dostum...
Sözün, başka hayrı kalmadı dünyama.
 
Senem
Pzr May 26, 2013 12:55 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: AnLayış ve Hoşgörü...!!!

Bu güzel paylaşımın için yürekten Kutluyorum


emegine saglık Efe Adminim

Senem
Pzr May 26, 2013 1:03 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: •*¨`*•✿ Gelme Artık Bir Kıymeti Kalmadı ✿•*¨`*•

Teşekkür ederim canım


yüregine saglık gözlerine saglık


 


 

Senem
Pts May 27, 2013 9:04 pm
 
Foruma git
Konuya git

Şimdi git artık...

 
Aslı olmayan hayaller için savaşmışım...
Yağmurlu bir İstanbul’du karşılayan
beni bu sabah.
Alıp elimden yüreğim kadar kara gözlerimi
buyur etti, Kızkulesi’ne karşı, yüreğimin
en göz alıcı köşesine hayat.Tutup buz gibi ellerimi, bastım ateşlere
sebep olmuş yüreğimin orta yerine.Yağmur tanelerine yoldaş oldu fırtınalarım,
ezildi aşk kokulu bir şehrin ağırlığında...
Bir ben kaldım koskocaman evrende
bir de yalnızlığım, yanılmışlığım buz tuttu
her saniye üşüdüm, kimseler bilmedi bilemedi...
Bir yabancıydım ben bu topraklarda,
koynunda, şehrinde, yemek yediğim tabaklarda,
su içtiğim bardaklarda aldığım her nefeste
yabancıydım ben bu sevdaya bu şehre..Samimiyetsiz tebessümler
dudaklarımda intihar ederken,
derin bir acı, içten bir özleyiş ve sığ düşüncelerimin
ziyan edilmiş tüm renkleri
kanat çırpıyor kirpiklerimde artık.
Suskunluğundan dinliyordum çok sonraları
yaşayarak öğreneceğim hayat denen yalanı.
Asırlar kirpiklerime yapışmış ,
yakamda kopan fırtınaların sessizliğiyle
boğuştum geceler boyunca..
Aslında inandığım sevda değilmiş
şimdi geriye dönüp baktığımda fark ediyorum ben.
Kendime inanmışım verdiğim sözlere, güvenmiş
hayallarime şimdi bu satırları yazıyorsam
buda kendime,
kendim için yaşadığım tüm o hoyratlıkları,
kırılmışlıkları kırmaları,
paramparça sokaklara savrulmaları öğrenmişim.
Herşey için savaşmıştım evet herşey için.
 Sebebim derken tutuşan dudaklar için,
seni seviyorum derken şimşekler çakan gözler,
ömrümü adamışlığım için, tek nefesim sevda için.
Aslı olmayan hayaller için savaşmışım...Şimdi git artık...
Hiç sevmedim de..
Kırılmadım de..
Sensizde hayatı yaşarım de.
Hiç ağlamam de..
Şaşırmadım de.
Seni şimdiden bile unuttum de...
Oysa ben, tüm Sen'leri, Sen gibi
umutsuzluğa bileylediğim yüreğimde
bir başka sevmiştim...
Tüm yaşadıklarım ve yaşattıkların,
gözlerinin her bir rengi, her anın her anın
bende kalsın ve git artık..
Seni bembeyaz bir tebessümle dudaklarıma yazdım
hepsi bu kadar işte...
 
   
 
 
Senem
Pts May 27, 2013 5:22 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Organik yiyeceklerin önemi..!

Ece canım emeklerine sağlık paylaşım için tşkler

Senem
Pts May 27, 2013 9:27 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Toplu yaşam kuralları..!

Ece Prensesim emeklerine sağlık paylaşım için tşkler

Senem
Pts May 27, 2013 9:28 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Tarihimizdeki Milli Birlik ve Beraberlik...!!!

paylaşım için öncelikle teşekkürler üstad


peki tarihte bugün sanalkahvede ne olmuş


 


 

Senem
Pts May 06, 2013 4:59 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Adam OLanın FarkLı Duruşu OLmaLıdır...!!!

Adam olmak bir zanaattır.
Sözde kolay gibi gözükebilir lakin zordur,
sonu yoktur, meşakkatli bir süreçtir.
Farklı bir duruştur.
Erdem sahibi olmaktır.
İlkeli, prensipli, öz disiplinli,
omurgalı bir yaşam sürmek demektir.
Kimilerine göre
cibilliyet(yaradılış) meselesidir.
 Diğer görüşe göre sonradan edinilir.
“Paraşüt kumaşından smokin olmaz,
hamuru iyi olmayan adam, adam olmaz...
” veya “Katranı kaynatsan olmaz ki
şeker, cinsine yandığımın
cinsi cinsine çeker.
” şeklinde halk arası yaklaşımlar
sonradan gelişimin zorluğunu
vurgulasa da bu, imkânsız değildir.
Aile, bireyin eğitimi için
 elbette anahtar rol oynar.
 Ancak aile, bireyin kaderi
olmaya da bilir.
Özü düzgün kişi bir şekilde
insan gibi insan, adam gibi
adam olmayı başarabilecektir.
 
 Adam olmak, yılmamak,
vazgeçmemek demektir.
Asla umudunu yitirmemektir.
Kimseye göbeğinden bağlı olmadan,
özgürce yaşamaktır.
“Bir kalıba uyayım beni sevsinler” diye
kendinden çıkmak, aynada
 
 aksine bakamamak değildir.
 
Onurlu ve kültürlü olmaktır.
 
 Görgülü ve sevecen olmaktır.
 Günü kurtarmak, ucuz
hesaplar adamı olmak değildir.
“Gelene ağam gidene paşam”
demek de değildir.
Bilgelik, dürüstlük, çalışkanlık
onun için başta gelir.
Görev bilinci ile yaşamaktır.
Adam olmak adil de olabilmektir.
 
Adam olmak, toplumun öngörü
ve istekleri doğrultusunda yaşayan
bir insan olmak veya
başka bir deyişle ruhunu satmak değildir.
Tam tersidir.
Adam gibi adam zaten sıradan
ve sürüden farklıdır.
O, düşünür, sorgular, tartışır, okur, çalışır.
 
Sözü, düşüncesi ve eylemi tutarlıdır.
Bilge bir filozoftur.
“Sürekli bir kontrol, hâkimiyet çabası,
ay gelemem ben buna, rahat olmalıyım,
koy ver gitsin”cinin ne anlatıldığını
algılayamaması doğaldır.
 
Neye isyan ettiğini bilmeden
“karşıyım karşı her şeye karşı”
şeklinde tavır almak gülünçtür.
 
"Adam olmak" tabiriyle kastedilen,
toplum tarafından zorla bireye
itelenen sözde bir ahlaka, tavra
ve duruşa sahip olmak ya da
makbul olarak tanıtılan belli kalıplara
uymak ise bu yol yazarın yolu
kesinlikle değildir.
 
Kuralı koyan toplumun genelinin
gölgesinde ya da ailenin klan ezberinde,
onların istediği gibi yaşamak,
kaz gibi önündekinin adımlarını
takip etmek adam olmaksa
olmamakta fayda vardır.
Adam gibi adam, gerektiğinde
toplumun büyük çoğunluğunca
benimsenen yapıları sorgular,
kitlelere ters düşer.
Bu sorgulayan ve yığından
ayrılan insan için normaldir.
“Adam olmak” deyişi
erdem sahibi olmayı içerir.
Yola gelmeyi değil,
kendi yolunu bulmayı belirtir.
Kitlenin yüzeysel düşünce tarzına
göre hizaya gelmek, sıradan olmak,
kalıpların adamı olmak anlamında
kullanılırken aslında tam tersi
değerler erdem sayılmaktadır.
 
Adam olmak ne sadece görgü ile
eğitimle, aileden alınan terbiye ile
yaşanmışlıktan edinilen demle,
ne de edinilmiş bilgi ile olur.
Tamamının ahenk ve düzen içerisinde
söze, düşünceye ve eyleme geçişi
adam gibi adam yani insan gibi insan
olmanın gereğidir.
“Koy ver gitsinci” burada da
her daim bu tip yaklaşımları sulandırmak
için cıvıklıklarla taarruza hazırdır.
 
Klişe alıntılardan biri şöyledir:
“Vakti zamanında babasından
çok azar işitmiş bir çocuğun hikâyesidir.
Baba çocuğun tepesine binip hep:
“Senden adam olmaz, bir işe yaramazsın” der.
(Sevgi dolu ve cesaretlendirici ördek
(pardon örnek) baba tipi) Zaman geçer...
Çocuk bir mevkie gelir ve babasını
ayağına çağırır.
Şunu der: “Bak baba kral oldum.
Sen bana hep senden adam olmaz,
bir işe yaramazsın derdin.
Bak şimdi koskoca bir ülkeyi yönetiyorum" der.
 
Ve öngörü sahibi mazlum ağlak baba
 iç çekerek: "Ben sana kral olamazsın
demedim, adam olamazsın dedim.
Baksana babanı ayağına çağırıyorsun
ve hala adam olamadığını gösteriyorsun.”” der.
 
 
 Bu hikâyede işgüzar babanın hissikablelvuku ile
 
 (önsezi) belki biraz haylaz oğluna
 mayhoş davranışı gözden kaçar.
Sözde baba, ona kalbinde bir taht verebilse,
belki de yaşamını eksiklikleri tamamlamak
üzere yanlış bina edip farklı tahtların
 
peşinde olmayabilecektir oğul.
 
O zaman tahtlar gönüllerde kurulur
sevgi köprüleri ile birbiri ile buluşur.
"Eti senin kemiği benim; bırakın
ben onu adam ederim" ayıya bağlamış
köhne modeli hala kimi insancıklar
arasında yaşanmaktadır.
 
Adam gibi adamın neyin yanında
neyin karşısında olduğu bellidir.
Karar verirken ne şiş ne de kebap yanmasın
aman o kırılır aman o gücenir diye
politikleşmez.
 
O, ortamlarda ona buna laf sokuşturup
ortamın huzurunu bozan
burnu havadalardan değildir.
Kendi kendisinin propagandasını yapmaz.
 
 
Bunun kendini küçültmek
olduğunu çok iyi bilir.
Adam gibi adam çevresi ile de bellidir.
 
Arkadaşlarını, dostlarını ince eleyerek seçer.
 
“Aptallarla tartışma, çevredekiler
farkınızı anlamayabilir.
” sözünü hep aklında tutar.
 
Adam olmak, ketum olmayı da gerektirir.
 
Atasözünde ifade edildiği gibi:
“Söyleme sırrını dostuna,
onun da dostu vardır, o da söyler dostuna.
Senem
Sal May 28, 2013 1:23 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Adam OLanın FarkLı Duruşu OLmaLıdır...!!!

”Adam gibi adamın başta gelen
özelliği ise adil olmasıdır.
“Öyle davran ki herkes kendi kendinin
yargıcı olsun!” denir.
 
Adam olmak toplumun genel kurallarına
uyup, toplum beğenisiyle benzer,
toplum beklentileri ile özdeş yaşamak
elbette ki değildir.
Adam olmanın birinci şartı, insan olmaktır.
 
 
İnsan olmanın olumlu değerlerini
özünde toplamaktır.
 
Adam olmak, gerekirse
yolda yalnız yürüyebilmektir.
Olduğu gibi görünmek, göründüğü gibi olmaktır.
 Akıllı ve cesur olmaktır.
 
 
Adam gibi adam olmak demek omurgalı bir varlık
 
 olmanın şuuru ile hareket etmektir.
 
“Boş ver, kasma ya bu kadar” cıvık
yumuşatır kremleri tiplerinin
algılayamadığı bir yaşamdır.
“Ne haz, ne şan şöhret, ne iktidar:
özgürlük, yalnızca özgürlük.
” deyişini benliğinde hissetmektir.
Etiket, paye, mevki ve paradan
güç almadan; kaba değil içeriğe bakmaktır.
 
O, düşünerek hareket eden
ve konuşan insandır.
 
 
Yaptıktan sonra düşünen, boşboğazlık sonrası
 
 
sürekli hayıflanan avamdan değildir.
 Küfredene gülünme seviyesizliğinin
genel geçer olduğu bir toplulukta,
o görgü sahibi, saygılı insan gibi insandır.
“Işık karanlıkta parıldar” denir,
o karanlıkların ortasında parıldayan bir yıldızdır.
 
 Sürünün ulaşılmaz bir ideal diye burun kıvırdığı
insanlık idealidir.
 
Kendini, nefsini yine kendisi öz iradesi ile
 
 
terbiye etmiş kişi açısından adam olmak,
 
 
kendini yontmayı ve doğru olanı yapmayı gerektirir.
 
Aldığı tavrın tetikleyicisi ya da karar aldırıcısı
 
toplum dayatması değildir.
 
 
Adam olmak dürüst olmayı gerektirir.
 
 
Aristo’nun lisesinin kapısında şöyle yazarmış:
 
 
“Ey oğul! Kendini bul, kendini bil!”O, sürüde yaşayan koyun değildir.
 
 
Bir babanın oğluna vereceği anlamlı
 
 
öğüt şöyle olabilir:
 
 
“Özünü ara evlat, ama örnek kopyalama
ve özgür ruhundan asla vazgeçmeden
her daim ara oğul!”
 
 
Adam olmak kendi gibi olmak,
 
 
kendi gibi davranmaktır.
 
 
Adam olmak, sevmeyi bilmektir.
 
 
Konuşmasını bilmek, adam olmanın
 
 
en önemli göstergelerindendir.
 
 
Hayatı kavrayabilmektir.
 
Kendin olmaktır.
 
Toplum çok haz etmez bu insanlardan
 
zira kendileri gibi değillerdir.
 
“O ne der, bu ne der” diye yaşamamaktır.
 
Gelişmek, iyi yetişmek, bilgi sahibi olmak,
 
iyi bir duruma gelmektir.
 
Ölçülü ve dengeli olmak yaşamın anahtarıdır.
 
Ölçüyü bulabilmek için çevresine
 
ve kendisine objektif bakabilmek,
 
aynayla korkmadan gerçek anlamda yüzleşebilmek
gerekmektedir.
 
Bu meşakkatli bir zanaattır ancak ömür bu amaç
 
uğruna bilgece yaşanır ve sınav kâğıtları toplanır...
“İşin güç kısmı, adam olmak değil,
 
adam kalmaktır.”
 
Andre Mazerelles.
 
( ''yazının devamıdır'' )
 
Başta Efe adminim siz olmak üzere
Emegi geçen herkesi Tebrik Ediyorum
 
Senem
Sal May 28, 2013 1:26 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Türkçe Konuş..

DOĞRU SÖZCÜKLERİmla kurallarına mutlaka uymalısınız.
Türkçe’de bazı sözcükler söylenişlerindeki
kolaylık ve alışkanlığın yazı diline de
yansıması sonucu yanlış yazılıyor.
Bunları yaparsanız, yazınızı okuyan sizin için
“acemi” diye düşünür.“Acemi” bir yazar olarak adlandırılmamak
için şu sözcüklerin yazılışına mutlaka dikkat edin:
Yanlız değil yalnız yazmalısınızYalnış değil yanlış yazmalısınızÇünki değil çünkü yazmalısınızHerkez değil herkes yazmalısınızKurdela değil kurdele yazmalısınızMeyva değil meyve yazmalısınızMakina değil makine yazmalısınız
Sarımsak değil sarmısak yazmalısınız
Fasulya değil fasulye yazmalısınızAmbülans değil ambulans yazmalısınızAkedemi değil akademi yazmalısınızDeklerasyon değil deklarasyonPapuç değil pabuç yazmalısınızOtobos değil otobüs yazmalısınızOrjinal değil orijinal yazmalısınızKonservatuar değil konservatuvar yazmalısınızAlimünyum ya da aliminyum değil alüminyum yazmalısınızSovan değil soğan yazmalısınızKapora değil kaparo yazmalısınızProsedir değil prosedür yazmalısınızTraş ve heykeltraş değil tıraş ve heykeltıraş yazmalısınızDokuman değil doküman yazmalısınızLabaratuvar veya labaratuar değil laboratuvar yazmalısınızAcenta değil acente yazmalısınız.
 
(Kaynak TDK Türkçe Sözlük)
 
Emeğine Sağlık Gülüm  Kocaman Öpüyorum
 
Senem
Sal May 28, 2013 10:17 am
 
Foruma git
Konuya git

Karagöz ile Hacivat

Günlerden bir gün, Karagöz,
Bursa sokaklarında turşu satarken, yanına bir adam yaklaşır." Ben beni arıyorum ama bulamıyorum.
Sen beni buldun mu? " diye sorar.
Adamın ne dediğini anlamayan Karagöz sadece " hı " der.
Bunun üzerine adam tekrar sorar:
" Ben kendimi arıyorum ama yokum.
Yoksam yokum ve ben yoktan çıkıp, kendimi bulup
kendimle kucaklaşmak istiyorum. "Karagöz: " Bre adam, kendinle nasıl kucaklaşacaksın ki?
İnsan ancak bir başkasıyla kucaklaşabilir. "Adam: " İnsanlar çift yaratılmıştır derler.
Böyle birşey doğruysa eğer, işte ben bu çiftimi, benzerimi arıyorum.
Tıpkısının aynısı ben bu adamı sen tanıyor musun?
Görmüşlüğün var mı? "Karagöz: " Görmüşlüğüm var.
Onunla konuştum bile. "Adam: " Gördün mü?
Konuştun mu?
Nerde gördün, konuştun, çabuk söyle? "Karagöz: " Az önce görmeye, konuşmaya başladım.
Şimdi de onu görüyorum, konuşuyorum. O sensin ya. "Karagöz ile konuşan, onu ara sokaklara çeken,
Hacivat'tır. Ulucami'nin yapım işinde çalışan
Karagöz ile Hacivat sık sık tartışarak caminin yapımını geciktirince,
padişah Orhan Gazi bunun nedenini mimardan öğrenir
ve Karagöz ile Hacivat hakkında idam fermanı çıkarır.
Ertesi gün tebdil kıyafet camiye gelen Orhan Gazi,
Karagöz ile Hacivat'ın tartışmalarını izler ve gülümsemekten kendini alamaz.
Saraya dönünce, verdiği ölüm kararı için pişman olur.
Padişah, fedailerinden birini, Hacivat'a gönderir.
Fedai, Hacivat'a, tanınmaması için ne lazımsa yapıp,
Karagöz'ü de yanına alıp,
Bursa'dan gitmelerini ve kurtulmalarını söyler.Hacivat evine gider ve sakallarını keser, sadece bıyıkları kalır.
Yıllardır giymediği elbiselerini giyer,
Karagöz'ü arar.
Hacivat'ın Karagöz'ün yanına gidince sesini değiştirerek
konuşmasının sebebi; Karagöz'ün şaşırmasını sağlayarak
daha ne olduğunu anlamadan, onu Bursa'dan uzaklaştırmaktır.
Hacivat olanları Karagöz'e küt diye anlatsa,
padişahın idam fermanına karşı gelmek istemeyecek
Karagöz, kendini cellâdın önüne atacaktır.Hacivat Karagöz'ü Bursa dışına çıkarınca
normal sesiyle konuşmaya başlar,
Hacivat olduğunu söyler ve olanları anlatır.
Karagöz Hacivat'ı yıllardır sakallı gördüğü için,
sakalsız haline güler ve Hacivat'la alay eder.
Hacivat'ın tanınmamak için sen de sakalını
kesmelisin demesi üzerine
Karagöz: " Sen ne diyorsun Hacivat?
Ben hayatta sakalımı kesmem. " der.Bunun üzerine Hacivat:" Sakalını kesmezsin ama tanınır da yakalanırsan ne olacak?
İnsanın hayattaki en önemli amacı, hayatını devam ettirebilmesi olmalı.
Geride kalacak karını, çocuğunu düşün.
Onlar sensiz ne yapar, ne yer, ne içerler? " der." O da doğru ya. "" Gel bakalım, şu dere boyunda traşını ol.
Erkek adama bıyık da yakışır. "Traştan sonra Hacivat, Karagöz ile birlikte,
yakındaki bir çiftlikten iki at satın alırlar ve
atlarına binip hep batıya doğru yol alarak,
Balıkesir taraflarına giderler.
Birkaç yer dolaştıktan sonra, bir köyde iş bularak,
tarlada ırgat olarak çalışmaya başlarlar.İki ay içinde çalışkanlıkları ve doğrulukları sayesinde
köydekilerle sağlam dostluklar kuran Karagöz ile Hacivat,
bu arada kendilerine birer ev yaparlar.
Köylülerin yardımıyla ailelerini buraya getirtirler ve uzun yıllar
boyunca sakin bir hayat yaşarlar.Bu arada Karagöz ile Hacivat'ın idam edildikleri
söylentisinin çıkması üzerine arkadaşları Şeyh Küşteri çok üzülür
ve perde gerisinde Karagöz ile Hacivat oyunu oynatmaya başlar.
Oyun, Bursa halkı tarafından çok beğenilir
ve zamanla tüm Anadolu'ya yayılır.
O köyde ve civar köy ve kasabalarda pek çok defa
kimliklerini belli etmeden oyunları seyreden iki dost
çok önemli bir ayrıntı hariç, oyunları beğenirler.Karagöz'ün hemen her oyunda Hacivat'a vurup, O'nu dövmesi...Bu durumun açıklamasını Karagöz şöyle yapar:" Ben Hacivat'a neden vurayım?
O tam bir beyefendi.
Bana her zaman yardımcı oldu.
İşsiz, parasız kaldığım durumlarda bana iş buldu.
Bu durum beni üzüyor. "Hacivat ise:" Yok efendim, yok.
Dayak, vurma falan yok.
Bu oyunu oynatanlar, ilgiyi en üst düzeyde tutabilmek için,
Karagöz'e beni dövdürtüyorlar.
Gerçekte, Karagöz bana bir fiske dahi vurmamıştır.
Oyun oynanırken, Karagöz bana vurduğunda
seyredenler gülmeseler, zamanla bu kötü hareketin
oyun harici kalacağına inanıyorum.
 
Amaç üzüm yemekmi bağcıyı dövmekmi?
 
 
Senem
Sal May 28, 2013 2:29 pm
 
Foruma git
Konuya git

✿ ✿ ✿ ✿ ✿ Kırıldım doğrusu ✿ ✿ ✿ ✿ ✿

 
Çini bir vazo gibi düştüm ellerinden. 
Dağıldım, parçalandım.
Her bir tarafım ayrı bir köşede kaldı.
Ondan şimdi konuşsam duyamam;
işitsem ses veremem. Kollarımda alçıyla tutturulmuş parçalar var.
Dokunamayışım sana ondan.
Yüreğim yeniden bir tutkalla yapıştırılmış gibi.
 Bir parçası eksik.
 Bir köşesi boş...
 Suçlu bir çocuk gibi bırakıp da kaçtın beni.
 Öyle kırık, öyle dağınık yerlerde
terkettin yüzsüstü.
 Yere düşmem değil; bırakıp gitmen asıl kırdı beni.
 İstedimki beni sen toplayasın ayak uçlarından.
 Ökçende ezilen gururumu sen kaldırasın oradan.
 Kuru bir ekmek gibi yüksek bir duvarın üstüne
koyasın usulca ellerinle.
 Üç defa öpüp alnına değirmene bile
gerek yoktu hani.
 Senin avuçlarına toplansaydı herbir parçam.
 Beni sen sarmalasaydın.
 Kırılan yanlarımın izi kalıcı olsa da
umrumda olmazdı.
 Senin ellerinde yeniden şekillenseydim.
 O zaman içimdeki bu hüzün kırık bir
cereymişim gibi dışarı sızmazdı...Sen beni iki kere kırdın.
Kırman ve kırılan yanlarımı onarmamanla.
 Oysa ben çoktan hazırdım ilk kırılışımı unutmaya.
 Kendi ellerimle bantladım
yüreğimin çizilen yanlarını.
 Sırf içinde sen varsın diye. 
Gözbebeklerine değecek rüzgardan kıskandım seni;
teninin kokusunu duyarlar diye sakındım.
Oysa sen sakınmadın beni; kırılmamdan korkmadın.
 Bıraktın gamzelerinin kenarından bir boşluğa. 
Yüreğimde bir yare,terkettin beni öylece biçare.
Kırıldım doğrusu!..
 
 
 
Senem
Çar May 29, 2013 12:14 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Can Dostlarıma...

 


Emegine saglık canım 

Senem
Çar May 29, 2013 12:29 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: •*¨`*•✿ Eyy Sevgili ✿•*¨`*•

Teşekkür ederim Ece Adminem 


 


 

Senem
Çar May 29, 2013 12:55 am
 
Foruma git
Konuya git

Değer verdiklerim

 
 
Nasıl bir şiddetti bu nasıl çarptı bana anlamadım inan!
Değer verdiklerimin vurmasıdır asLında bana en çok koyan . .
Delilik bu !
Fazlasıyla insanlara deger vermek bir delilik! Ötesi yok .
Ağlıyorum işte dolar kuyular hatta taşar! Kıskandım..
Yeri geldi cinlerim tepeme cıktı deyimi tam beni anlattı.
Yeri geldi sinirlendim.
 Çok kırdın beni..
Ama hep ağladım .
Tam dedim son’a yaklaştık bu sefer olucak oLmaLı(!)
derken. . .
fiLm gene başa sardı!!
Ama bu seferki daha farklıydı çünkü gercekten bitti!
Geri dönüşü olmayan denizler bekler şimdi beni. .
Limanlar adımı sayıklar. Yokyok!
Dönmeyeceğim geri !
İstediğim bir ‘özür’ bir şefkatti .
Her zaman olduğu gibi gene anlamadı beni . .
Nasıl bir şiddetti bu nasıl çarptı bana anlamadım inan!
Değer verdiklerimin vurmasıdır asLında bana en çok koyan . .
Kimseye anlatmadım içimde yaşadım adeta sevgimi.
Kaçırdım sürekli gözlerimi..
Gözlerim bile biliyor artık kaybolmamalı!
Dönmemeli geri . .
Sana cok kez ‘eLveda’ dedim ama her seferinde
‘merhabalar’ doldurdu yüregimi.
Sürekli döndüm sana.
Yüreğim itti.
Ama bu seferki farkLı !
Gene anlamıyosun dimi beni. . . (:
Herkes hak eder bir şansı.
Hata yapmak doğasında vardır ya bu 1 deqil 2 deqil!
Hani her acıya dayanırdım ya dayanamadı bu sefer.
Ağır geLdi.
Hemde cok ağır. . .
Çünkü; bu sefer tam kendimden eminken tam taşları oturtmuşken
gene gitme vakti..
Gene ne yaptığını anlamayan bir siluet .
Cevapsız suaLLer…
Bu yaşlarımın duygusuzluğumun sebebi sensin SEN !
Nasıl bir şiddetti bu nasıl çarptı bana anlamadım inan!
Değer verdiklerimin vurmasıdır asLında bana en çok koyan .
   
 
 
Senem
Cum May 24, 2013 5:11 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Değer verdiklerim

Teşekkürler Ece cansın 


 


( : (: (: 


 

Senem
Çar May 29, 2013 12:46 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: ✿ ✿ ✿ ✿ ✿ Kırıldım doğrusu ✿ ✿ ✿ ✿ ✿

Geç anladım zamanın da yorulacağını
ve o güzelim saatlerin de bir gün duracağını. Günaydın dendiğinde karanlıklarla savaşılmayacağını,
‘iyi uykular’ dendiğinde güneşin aranmayacağını.
Kimbilir belki yanlış bir yerden başlamıştı hayat,
ama doğmakla anlaşılmaz ki hayatın değeri. O müthiş kavuşmasını görmeseydim bedenin
toprakla, belki daha da anlamayacaktım
hayatın önemini. Yüreğimin tozunu aldım dün gece.
Geç anladım kıtaların da hareket edebileceğini.
Sanki yürek koca bir atlas da, sınırları var..
Silinmez bölünmez sanki...
ama dün gece...
Anladım artık o kadar da zor değil
kıtaların hareketi. İnsan zannediyor ki böyle gelmiş gidecek böyle.
değil...
Anlamıyor bir afilli yumruk yüzüne değmedikçe.
Belki bir göktaşı, belki deprem, belki bir çift göz
nebileyim.
Bir milat yani...
ben sana döksem kelimeleri, toplasam roman yazsam
adına, mil çekiliyse gözlerine görebilir misin?
Gidince geri dönersin ama, döndüğünde
aynı yerde misin?
Ben kelimelerimi sana açık ettim bunca zaman,
hepsine değip geçen rüzgar gibiydin.
Dün gece tozunu aldım eskimiş günlerin.
Bunca zaman sızlamadı da yüreğin,
şimdi mi farkına vardın sevdiğinin.
Kader bir başka kaderle karışınca ancak kadermiş.
Yoksa sen dur orada öyle çini vazoda,
dünyanın 9.harikası gibi...
kaderim kaderine değmedikten sonra ne fayda?
Ama geç...
geç anladım yüreğimin bir yangın söndürücüye
ihtiyacı olduğunu.
Ve o yangın söndürücünün kendi
gözyaşlarım olduğunu.
Meğer kimse söndüremezmiş içimin yangınını
benden başka,
meğer kimse ısıtamazmış yüreğimi, ben istemeden.
Şimdi koy bir yanına geçmişi, öbür yanına gelecek
günleri..
Hangisinin acısıdır kıtaları sallayan? ..
Hangisidir takdire şayan?
 Yüreğimin tozunu aldım dün gece.
Tarihleri karaladım, pusulamı kırdım,
kitapları topladım,
 mektupları yırttım, gemileri yaktım,
çığlık çığlığa uzandı hayat kollarıma.
Yolculuk bitti ve kıtalarda kader buluşmaları..
Ve seller aşındırıyor artık yüreğimin duvarlarını.
Ağlamak yok, hadi artık sus.
Deli çizgiler atmışsın bunca zaman boynuma.
Ben nice uysal çizginin içinde yeterince oyalanmışım.
Döndürülmüyor zaman en başa...
Yüreğimden çekilen kelimelere bir bak...
neler söylüyor sana...
Sen benim güvercin kırılganlığımı unuttun da,
söylesene biraz geç kalmadın mı bana?
Gitme demişim yüreğime, gitmemiş..
Onca sözcük tıkılıp kalmış, esirgenmiş.
Sonra dökülmüş bir denizin ortasına,
değememiş kulaklarına. Hadi canım, beterin beteri var, üzülmeyelim...
Bir yangın varsa eğer ve sarmışsa tüm bedenini,
biri çıkar susturur ağlayan kelimelerini.
Bundan böyle düzgün çiz yüreğinin mühim çizgisini.
Öyle düzgün çiz ki, tütmesin o yangın yeri. Malum bir kabulleniş gerekir filmin bittiği yeri.
Bir zamanlar gözlerimi kör, kulaklarımı
sağır eden, hatsız hudutsuz, sevgili.
Bir zamanlar kıtaları hareket ettiren, coğrafyayı değiştiren, hain savaşçı,kaçınılmaz barışçı.
Ben seni hiç bir zaman ‘kader’ deyip fırlatmadım ki.
Yavaş yavaş eriyip gitti masumiyetin bakirliği.
 En güzel yerinde durdurdum şimdi,
seyrediyorum eski filmi.
Baştan yazılabilir mi aynı senaryo, tekrar
çekilebilir mi aynı film, oyuncular
hala aynı oyuncu mu? ...Gitme demiştim yüreğime, gitmemiş bak...
Giden başka şeylermiş....
Tozunu aldım dün gece, orada sana
ait hiçbirşey kalmamış...!
 
Senem
Çar May 29, 2013 10:14 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Aslan abime ithaf ediyorum (Cin Ali)

Allah iyiligini versin Ece canım süpersin yaa


Maşalalh vallahi çok güldük


 


 


 

Senem
Çar May 29, 2013 10:48 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: ✿ ✿ ✿ ✿ ✿ Kırıldım doğrusu ✿ ✿ ✿ ✿ ✿

 


Teşekkürler Ece'm Hoh :)))))


 

Senem
Per May 30, 2013 1:26 am
 
Foruma git
Konuya git
cron