112 sonuç bulundu

Geri dön

Her Şey Sende Gizli..

Her Şey Sende Gizli
Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif. Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç…Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü…Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin.
Yaşadıklarını kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna, ne kadar yaşarsan yaşa, sevdiğin kadardır ömrün. Gülebildiğin kadar mutlusun, üzülme, bil ki ağladığın kadar güleceksin sakın bitti sanma her şeyi, sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın bir gün yalan söyleyeceksen eğer bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hisseciğin kadar yalnızsın ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.
İste budur hayat!İste budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun çiçek sulandığı kadar güzeldir kuşlar ötebildiği kadar sevimli bebek ağladığı kadar bebektir ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin, bunu da öğren:
Sevdiğin kadar sevilirsin…
 
 
Can Yücel
TeLmA
Pts Nis 15, 2013 6:03 pm
 
Foruma git
Konuya git

Anne'lerimize

Büyüdüm anne..
Anlattığın masallar kadar masum değilmiş hiç kimse..
Masallarla uyurdum ya, Ayakta uyuyorum artık yalanlarla.. Adın kadar hiçbir kelime kutsal değil.. Cennet ayaklarının altında değil, Cennet sensin annem, Bunun nesi garip! Ağlayınca giden geri gelmiyormuş anne.. Ağlayınca kimse istediğini yapmıyormuş.. Sen yanlış öğretmişsin bana.. Sol yanımı çiğneyerek giden adamı, Ağlayarak bekliyorum hala..

Öğrendim! İnsanın bir tek cam kırıklarıyla kanamazmış teni.. Hayal kırıklıkları her gün kanatabilirmiş yüreğini.. Ezberledim merak etme anne! Üç öğün yemek yemekle büyümezmiş her zaman insan.. Üç öğün gözyaşı içmeliymiş kimi zaman.. Aşktan ağzım yandı anne.. Canım yandı.. Solum yandı.. Nefesim tıkandı.. Bir numara büyük geldi bu hayat bana, Anne, beni sil baştan doğursana!

TeLmA
Cmt Nis 20, 2013 12:21 pm
 
Foruma git
Konuya git

Bayramını Kutluyana Kötek,teröristlere Çiçek!..

Dün gü­ya eme­ğin bay­ra­mıy­dı! Bay­ram, iş­çi­ler için çok özel bir an­lam ta­şı­yan Tak­si­m’­de kut­la­na­cak­tı. Kit­le­ler mey­da­na ge­le­cek, geç­mi­şin kan­lı olay­la­rın­da ha­yat­la­rı­nı kay­be­den­ler için say­gı du­ruş­la­rı ya­pı­la­cak, son­ra da ha­lay­lar çe­ki­le­cek­ti. Ama ol­ma­dı. İn­şa­at ge­rek­çe gös­te­ri­le­rek kut­la­ma yap­tı­rıl­ma­dı! Tak­si­m’­e çı­kan tüm yol­lar po­lis­ler­ce tu­tul­du, de­yim ye­rin­dey­se o ta­ra­fa kuş uçur­tul­ma­dı! Ba­ri­kat­la­rı aş­mak is­te­yen­le­re bi­ber ga­zı ve taz­yik­li su sı­kıl­dı. Pro­tes­to­cu­lar­la po­lis­ler ara­sın­da kü­çük çap­lı mey­dan sa­vaş­la­rı ya­şan­dı. Re­kor dü­zey­de bi­ber ga­zı kul­la­nıl­dı­ğın­dan, 1 Ma­yıs, iş­çi­ler ye­ri­ne dev­le­te bi­ber ga­zı sa­tan­lar­ca kut­lan­dı!
* * *
Tür­ki­ye AKP dö­ne­min­de 650 to­na ya­kın bi­ber ga­zı it­hal et­miş! Bi­ber ga­zı it­ha­la­tı­na 38 mil­yon li­ra har­can­mış! İle­ri de­mok­ra­si­ye (!) pa­ra­lel ola­rak, bi­ber ga­zı tü­ke­ti­mi de art­mış!
* * *

Gör­dü­ğü­nüz fo­toğ­raf­la­rı “AK­P’­nin İle­ri De­mok­ra­si Al­bü­mü­”n­den seç­tim! CHP İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Mah­mut Ta­nal, fo­toğ­raf­la­rı 2012’de Mec­lis gün­de­mi­ne ge­tir­miş. İs­tan­bul Üni­ver­si­te­si önün­de ey­lem ya­pan öğ­ren­ci­le­re atı­lan ve genç­le­rin yüz­le­ri­nin yan­ma­sı­na ne­den olan ga­zın kim­ya­sal içe­ri­ğiy­le il­gi­li so­ru öner­ge­si ver­miş. Öner­ge­sin­de bu ga­zın da­ha ön­ce ne­re­ler­de kul­la­nıl­dı­ğı­nı sor­muş. Zira öğ­ren­ci­ler, bu kez “a­lı­şık ol­duk­la­rı gaz­da­n” da­ha fark­lı bir mad­de kul­la­nıl­dı­ğı­nı id­di­a et­miş­ler. “Po­lis­ler bah­çe ilaç­la­ma­sın­da kul­la­nı­lan­la­ra ben­zer bi­çim­de, bir bo­ru için­de, ka­tı ve ya­pış­kan bir mad­de püs­kürt­tü­ler üze­ri­mi­ze. Bu mad­de el­bi­se­le­ri­miz­den ge­çip, te­ni­mi­ze iş­le­di. Yü­zü­müz yan­dı, acı­mız üç gün­dür geç­me­di!” de­miş­ler.
* * *
Dö­ne­min İçiş­le­ri Ba­ka­nı İd­ris Na­im Şa­hin, bi­ber ga­zıy­la il­gi­li so­ru­la­ra ge­nel­lik­le ben­zer ce­vap­lar ver­miş. Açık­la­ma­la­rın­da “Po­li­sin yö­net­me­lik­le­re uy­gun ka­li­te­li bi­ber ga­zı kul­lan­dı­ğı­nı ve bu ga­zın kim­se­nin sağ­lı­ğın­da ka­lı­cı et­ki yap­ma­dı­ğı­nı­” söy­le­miş! Po­lis­le­rin eği­tim­li ol­duk­la­rı­nı be­lirt­tik­ten son­ra “Bi­ber ga­zın­dan ölen yok­tur!” de­miş. Bu ve­ciz (!) açık­la­ma­lar, ka­ri­ka­tür der­gi­le­ri­nin ka­pak­la­rın­dan düş­me­miş!
* * *
AKP usu­lü ile­ri de­mokra­si iş­te böy­le­dir! Fel­se­fe­si; “Bay­ra­mı­nı kut­la­yan­la­ra kö­tek, as­ke­ri­mi­zi, po­li­si­mi­zi şe­hit eden PKK’­lı te­rö­rist­le­re çi­çe­k”­tir!
TeLmA
Pts Nis 22, 2013 11:10 pm
 
Foruma git
Konuya git

Adını Sen Koy

Hoş geldin!
Artık bütün ayrılıklar bize iki beden küçük gelir sevgilim.. Bu aşk tam da üstümüze göre oldu.. Güle, güle giyelim.. Gözünden tanırdım seni.. Tüm kaçışlarını.. Susuşlarını.. Öylece olduğun yerde duruşlarını ezberlemiştim! Tutmazdı artık yalnızlığımızı hiçbir yama, Beni engelleyip durma, Ben senin tüm çevrimdışı hallerini bilirim! Gece soğuk.. Gözlerin yeter ellerimi ısıtmaya.. Bir bakışın yeter tenimi yakmaya.. Dokunacak olsan gözlerime, Kaç şiddetinde sarsılır bu şehir de dönüşür enkaza? Neden'leri yada Niye'leri hiç sormadım kendime.. İnan hiç sormadım! Sana satırlar dolusu cümle, Cümleler dolusu 'biz'den bahsetmek istiyordum sadece..
Nefesime kaç şehir uzaklıkta olduğun umurumda bile değildi.. Yada ellerine değmek için kaç ülkeyi fethetmem gerektiği.. Ben sadece bir büyüydü bu, Ve onun bozulmasını istemiyordum.. Yıllardır kaybettiğim bir şeyimi bulmuş gibi.. Masal gibi.. Belki de roman gibi bir şey bu.. Gerçek mi değil mi onu bile bilmeden geldim sana.. Hiçbir şey beklemeden geldim.. İçimizde bir şey var.. Benim söyleyemediklerimde saklı, Senin saklayışlarında.. Bir şey var aramızda.. Adını Sen Koy... Baş harfi AŞK olsun..

TeLmA
Çar Nis 24, 2013 1:21 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Hayata Dair İnciler....


TEŞEKKÜRLER ZİCAN ABLAM SÜPER TESPİTLERR

TeLmA
Per Nis 25, 2013 10:00 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Seni Seviyorum Demek

 


 


 


 


 


 



 


 


 


 


 


 


 


TeLmA
Cmt Nis 27, 2013 10:05 am
 
Foruma git
Konuya git

En Akıllısı İmralı'da

Ne Tay­yip Bey, ne onun mua­vin­le­ri, ne de ik­ti­da­rın psi­ko­lo­jik ha­re­kat ele­man­la­rı ola­rak or­ta­lık­ta do­la­nan akıl­lı­lar… Pi­ya­sa­nın en akıl­lı ada­mı İm­ra­lı­’da!.. “Ne­re­si akıl­lı?” di­ye­bi­lir­si­niz… Dü­şü­nün… Bir adam 30 yıl­da te­rör­le ya­pa­ma­dı­ğı işi, mü­eb­bet ha­pis­le yat­mak­ta ol­du­ğu İm­ra­lı­’dan ger­çek­leş­ti­ri­yor!.. Şim­di­lik coğ­ra­fi sı­nır­lar için ol­ma­sa da bu top­rak­lar ya­şa­yan in­san­la­rı bö­lü­yor!.. İk­ti­dar da bu bö­lü­cü­lü­ğe alet olu­yor!..
* * *
Apo İm­ra­lı­’da ka­rar ve­ri­yor ve Kan­di­l’­e ta­li­mat gön­de­re­rek “te­rö­rü bi­ti­ri­n” di­yor!.. Ti­yat­ro iş­te bun­dan son­ra baş­lı­yor!.. Apo’­nun bu fe­da­kar­lı­ğı­na (!) kar­şı ik­ti­dar­da yel­ken­le­ri su­ya in­di­rip her şe­yi ver­me­ye ra­zı olu­yor!.. Tay­yip Bey, kar­puz gi­bi se­çip se­çip akıl­lı­lar lis­te­si ya­pı­yor, Türk hal­kı­nı “çö­zül­me­” ko­nu­sun­da ik­na et­me­le­ri için or­ta­lı­ğa sa­lı­yor!.. Ge­lin gö­rün ki iş­ler ik­ti­da­rın san­dı­ğı gi­bi git­mi­yor, psi­ko­lo­jik ha­re­kat ela­man­la­rı git­tik­le­ri her yer­de pro­tes­to edil­me­ye baş­lı­yor!..
* * *
İk­ti­dar yan­daş­la­rı “çö­zül­me sü­re­ci­ni­” des­tek­ler­ken, yurt­se­ver­ler kar­şı çı­kı­yor, Tür­ki­ye sa­de­ce Türk-Kürt ola­rak de­ğil, hal­kın bir bö­lü­mü mil­li duy­gu­lar ba­kı­mın­dan da bö­lü­nü­yor!.. Ba­kı­nız, Zon­gul­da­k’­ta­ki top­lan­tı­da Tay­yip Be­y’­in akıl­lı­la­rın­dan Ben­de­vi Pa­lan­dö­ken çö­zül­me­yi pro­tes­to eden­le­re, “Kork­ma­yın bu top­lu­mun üni­ter ya­pı­sı bo­zul­ma­ya­ca­k” de­mek zo­run­da ka­lı­yor!.. De­mek böy­le bir en­di­şe her­ke­sin içi­ne iş­le­miş!.. Pe­ki Ben­de­vi ad­lı bu şa­hıs, ne­ye da­ya­na­rak “Ü­ni­ter ya­pı bo­zul­ma­ya­ca­k” di­yor?.. Ne­re­den bi­li­yor, na­sıl ga­ran­ti ve­ri­yor, ül­ke­yi o mu ida­re edi­yor?.. Yok iş­te, laf ol­sun tor­ba dol­sun!..
* * *
Di­ğer yan­da Bas­kın Oran ad­lı şa­hıs, top­lan­tı­ya ka­tı­lan­lar­la kav­ga edi­yor… Akıl­lı­lar (!) in­san­la­rı azar­lı­yor… İz­mir gi­bi yer­de bir Muş­lu bu­lu­yor­lar, Kürt­çe ko­nuş­tu­ru­yor­lar, çö­zül­me­nin ne ka­dar iyi bir şey ol­du­ğu­nu söy­let­ti­ri­yor­lar… Di­ya­net İş­le­ri Baş­ka­nı, Di­yar­ba­kı­r’­da sö­ze Kürt­çe baş­lı­yor, ken­di­si­ne he­di­ye edi­len ve üze­rin­de Amed ya­zı­lı ta­ba­ğı bü­yük bir onur­la alı­yor!.. PKK te­rör ör­gü­tü ül­ke­yi Türk-Kürt di­ye ay­rış­tı­rır­ken, Apo da ik­ti­dar eliy­le şim­di Türk top­lu­mu­nu bö­lü­yor, el­le­ri­ni gö­be­ği­nin üze­rin­de bir­leş­ti­rip Tay­yip Be­y’­in he­di­ye et­ti­ği te­le­viz­yon­dan bun­la­rı sey­re­de­rek kah­ka­ha­lar atı­yor…
* * *
 PKK’­nın 30 yıl­da kah­pe­ce kan dö­ke­rek ya­pa­ma­dı­ğı­nın faz­la­sı­nı Apo-ik­ti­dar iş­bir­li­ği ger­çek­leş­ti­ri­yor!.. Tür­ki­ye­’nin mer­ke­zi İm­ra­lı ol­du, ül­ke­nin en akıl­lı­sı Apo çık­tı!.. Çok akıl­lı Tay­yip Bey da­hil her­ke­si par­ma­ğı­nın ucun­da oy­na­tı­yor!..
TeLmA
Cmt Nis 27, 2013 10:14 am
 
Foruma git
Konuya git

Türkiye Cumhuriyeti Çözülüyor.....çözüm süreci adı altında

Uğur Dündar’a konuşan duayen diplomat Şükrü Elekdağ, PKK ile pazarlık için, “Söz konusu olan, Türkiye’nin sınırlarının yeniden çizilmesidir. Egemenliktir” dedi
Sev­gi­li okur­la­rım, AKP ik­ti­da­rı, “çö­züm sü­re­ci­” adı­nı ver­di­ği PKK ile pa­zar­lık­la­rı top­lu­ma haz­met­ti­re­bil­mek için, yo­ğun bir yön­len­dir­me ve de­zen­for­mas­yon kam­pan­ya­sı sür­dü­rü­yor.
Baş­ba­ka­n’­ın li­der­li­ğin­de ve ya­la­ka med­ya­nın tam des­te­ğiy­le yü­rü­tü­len bu kam­pan­ya sa­ye­sin­de Tür­ki­ye, bir ya­lan ba­lo­nu­nun için­de ya­şa­tı­lı­yor. Bu öy­le bir kam­pan­ya ki, mü­za­ke­re sü­re­ci­ni sor­gu­la­yan­lar ya da sa­de­ce so­ru so­ran­la­rın suç­lu­luk komp­lek­si du­ya­cak­la­rı bir psi­ko­lo­jik or­tam ya­ra­tı­lı­yor. Ya­lan­lar ve çe­liş­ki­ler­le do­lu bu sü­reç­te Baş­ba­kan, in­san­la­rın göz­le­ri­nin içi­ne ba­ka­rak “Bu bir al-ver sü­re­ci de­ğil­dir. Ta­viz ver­me­miz, pa­zar­lık yap­ma­mız as­la söz ko­nu­su ola­ma­z” der­ken, Kan­di­l‘­de­ki te­rö­rist­ba­şı Ka­ra­yı­lan, PKK‘­nın çö­züm şart­la­rı­nı ilan ede­bi­li­yor!
Ka­ra­yı­la­n’­ın ta­lep­le­ri “Baş­ba­kan hal­kı­na ya­lan mı söy­lü­yor?” de­dir­ti­yor.
Top­lu­mu ki­me ina­na­ca­ğı­nı bi­le­mez du­ru­ma dü­şü­ren ge­liş­me­le­ri, PKK ve Kürt so­ru­nu ko­nu­sun­da tüm yo­rum­la­rı doğ­ru çı­kan dua­yen dip­lo­mat, es­ki CHP Mil­let­ve­ki­li Şük­rü Elek­da­ğ‘­a sor­dum.
İş­te Elek­da­ğ‘­ın gün­de­me bom­ba gi­bi dü­şe­cek açık­la­ma­la­rı:
ŞÜK­RÜ ELEK­DAĞ (ŞE): Ön­ce şu­nu be­lir­te­yim. AKP ik­ti­da­rı­nın yö­net­ti­ği psi­ko­lo­jik sa­vaş so­nu­cun­da Türk top­lu­mu­nun ger­çe­ği ara­ma ref­lek­siy­le, ya­lan ve hi­le­ye kar­şı koy­ma an­ti­kor­la­rı tah­rip ol­muş du­rum­da. Bu ne­den­le ik­ti­da­rın söy­le­di­ği ya­lan­lar, yan­daş ve iş­bir­lik­çi med­ya­nın da des­te­ğiy­le ka­mu­oyu ta­ra­fın­dan ger­çek gi­bi al­gı­la­nı­yor. Ve gi­de­rek bir ko­yun sü­rü­sü­ne dö­nüş­tü­rü­len hal­kı­mız, “çö­züm sü­re­ci­ni­n” ger­çek­te te­rö­rün so­na er­di­ril­me­si kis­ve­si al­tın­da Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­’nin çö­zül­me­si ol­du­ğu­nu fark ede­mi­yor. Ka­ra­yı­lan, Kan­di­l’­de 25 Ni­sa­n‘­da­ki ba­sın kon­fe­ran­sın­da, PKK‘­nın üç aşa­ma­lı çö­züm sü­re­ci­ni açık­la­dı. Bu­na gö­re bi­rin­ci aşa­ma­yı si­lah­lı PKK grup­la­rı­nın Tür­ki­ye dı­şı­na çık­ma­sı oluş­tu­ru­yor. İkin­ci ve üçün­cü aşa­ma­lar ise, Tür­ki­ye ta­ra­fın­dan PKK ta­lep­le­ri­nin ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si­ni kap­sı­yor. Bu­ra­da­ki yak­la­şım, san­ki PKK Türk Or­du­su’­nu sa­vaş mey­da­nın­da pe­ri­şan et­miş de ona şart­lar em­po­ze edi­yor gi­bi… Ni­te­kim ikin­ci aşa­ma, ana­ya­sal re­form­la­rı ve ya­sal de­ği­şim­le­ri kap­sa­ma­sı­nın ya­nı­sı­ra, ko­ru­cu­luk ve özel tim gi­bi ku­rum­la­rın kal­dı­rıl­ma­sı­nı ön­gö­rü­yor… Bu­na gö­re PKK, elin­de si­lah Ku­zey Ira­k’­ta bek­le­ye­cek, Tür­ki­ye ise düş­man­la ve te­rör­le mü­ca­de­le et­me­si ge­re­ken as­ke­ri kuv­vet­le­ri­ni tas­fi­ye ede­cek!.. BDP’­nin Mec­li­s’­e sun­du­ğu ana­ya­sa tas­la­ğın­da böl­ge mec­-lis­le­ri ku­rul­ma­sı ön­gö­rü­lü­yor. Tas­lak­ta, böl­ge baş­kan­la­rı­nın mer­ke­zi yö­ne­tim­le ya­ni TBMM ve hü­kü­met­le ege­men­lik yet­ki­le­ri­ni pay­laş­ma­la­rı da yer alı­yor. PKK’­nın ta­le­bi ka­bul edi­lir­se, bu mec­lis­ler­den böl­ge hü­kü­met­le­ri çı­ka­cak ve ulu­sal gü­ven­lik, ge­nel ada­let ve sa­vun­ma dı­şın­da ka­lan, eği­tim, sağ­lık, kül­tür ve tu­rizm gi­bi tüm hiz­met­ler bun­la­rın yet­ki­sin­de ola­cak!..
ANAYASA İÇİN ÖCALAN’LA PAZARLIK YAPILIYOR
UĞUR DÜN­DAR (UD): Açık­la­ma­la­rı­nız­dan yo­la çı­ka­rak, PKK te­rör ör­gü­tü, çö­zü­mün ikin­ci aşa­ma­sın­da, Gü­ney­do­ğu­’da özerk bir dev­let kur­ma­yı amaç­lı­yor di­ye­bi­lir mi­yiz?
(ŞE): Evet, ta­ma­men öy­le… Yal­nız bir de “nor­mal­leş­me sü­re­ci­” de­ni­len üçün­cü aşa­ma var. PKK cep­he­si bu son aşa­ma­da Öca­lan da da­hil ol­mak üze­re her­ke­sin öz­gür­lü­ğü­ne ka­vuş­ma­sı­nı da­ya­tı­yor. En önem­li­si de Ka­ra­yı­lan, ta­lep­le­ri­nin ye­ri­ne ge­ti­ril­me­me­si ha­lin­de, si­lah bı­rak­ma­ya­cak­la­rı teh­di­din­de bu­lu­nu­yor. PKK‘­nın si­lah­lı grup­la­rı­nı sı­nır dı­şı­na çek­me­si­nin ar­dın­dan, bu­gü­ne ka­dar ör­tü­lü ola­rak sür­dü­rü­len mü­za­ke­re sü­re­ci res­mi­yet ka­za­na­cak. Mü­za­ke­re, Öca­lan-Kan­dil-BDP üç­lü­sü ile AKP Hü­kü­me­ti ara­sın­da de­vam ede­cek. Böy­le­ce Öca­lan ve PKK, dev­le­tin bir tür le­gal mu­ha­ta­bı ha­li­ne ge­le­cek! Da­na­nın kuy­ru­ğu da PKK’­nın “Kürt hak­la­rı­” bağ­la­mın­da­ki ta­lep­le­ri­nin ye­ni ana­ya­sa­ya kay­de­dil­me­si için ya­pı­la­cak pa­zar­lık­lar sı­ra­sın­da ko­pa­cak. Bu pa­zar­lık kap­sa­mı­na, ye­rel yö­ne­tim­ler, baş­kan­lık sis­te­mi, de­mok­ra­tik­leş­me ko­nu­la­rı da da­hil edil­miş du­rum­da. Ya­ni AKP Hü­kü­me­ti­’nin ye­ni ana­ya­sa­yı, Öca­la­n’­la pa­zar­lık yo­luy­la oluş­tur­ma­sı gi­bi bir du­rum or­ta­ya çı­kı­yor… Hü­kü­me­tin yo­ğun pro­pa­gan­da­sıy­la mil­li his­le­ri ne ka­dar kör­le­nir­se kör­len­sin, ben­ce Türk mill­le­ti böy­le­si­ne ze­lil bir du­ru­ma (aşa­ğı­lan­ma­ya) as­la ra­zı ol­ma­ya­cak­tır.
TÜRKİYE’Yİ BÜYÜTEREK BÖLME PROJESİ
(UD): Bu nok­ta­ya dö­ne­ce­ğiz… Ka­ra­yı­lan da ko­nuş­ma­sın­da Öca­lan gi­bi, Or­ta­do­ğu böl­ge­sin­de­ki tüm Kürt­le­ri, mil­li bir­lik ve da­ya­nış­ma­ya ça­ğır­dı. Siz da­ha ön­ce­ki ya­zı ve rö­por­taj­la­rı­nız­da “Ö­ca­la­n’­ın çağ­rı­sı­nın oda­ğı­nı, Baş­ba­kan Er­do­ğa­n’­la Öca­lan ara­sın­da mu­ta­bık ka­lı­nan Ana­do­lu ile Me­zo­po­tam­ya­’yı Türk-Kürt Fe­de­ral Dev­le­ti ça­tı­sı al­tın­da bir­leş­tir­me pro­je­si­ni­n” oluş­tur­du­ğu­nu be­lirt­miş­ti­niz. An­cak, bir-iki kö­şe ya­za­rı böy­le bir mu­ta­ba­ka­tın ol­ma­dı­ğı­nı öne sür­dü. Ne der­si­niz?
(ŞE): Öca­la­n‘­ın uzun sü­re bek­le­nen ve Türk-Kürt iliş­ki­le­rin­de bir mi­la­dı sim­ge­le­di­ği ge­niş ka­bul gö­ren Nev­ruz açık­la­ma­sı (21 Mart), esa­sın­da MİT Müs­te­şa­rı Ha­kan Fi­da­n‘­la Öca­lan ara­sın­da ay­lar­dır de­vam eden ve her saf­ha­sın­da Baş­ba­kan Er­do­ğa­n‘­ın gö­rüş ve ta­li­mat­la­rıy­la adım adım şe­kil­le­nen mü­za­ke­re­le­rin özü­nü yan­sıt­mak­ta­dır. Bu öz, Türk-Kürt ulu­sal part­ner­li­ği te­me­lin­de ori­ji­nal Mi­sak-ı Mil­li sı­nır­la­rı­nı (ve bi­raz da faz­la­sı­nı) kap­sa­yan böl­ge­sel si­ya­si bir ya­pı­lan­ma­dır. Öca­lan, kav­ram­sal bir te­me­le oturt­tu­ğu bu ya­pı­lan­ma­yı Os­man­lı­lık pers­pek­ti­fin­de sun­muş­tur. Öca­la­n‘­ın bu yak­la­şı­mı, Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı Da­vu­toğ­lu­’nun Tür­ki­ye­’nin Or­ta­do­ğu­’nun “ön­cü­sü, sa­hi­bi ve hiz­met­ka­rı ol­ma­” ve es­ki Os­man­lı top­rak­la­rı üze­rin­de İn­gi­liz Mil­let­ler Top­lu­lu­ğu mo­de­li­ne ben­zer bir li­der­lik kur­ma yo­lun­da­ki açık­la­ma­la­rıy­la ör­tü­şü­yor. İm­ra­lı­‘nın tüm mu­ha­be­ra­tı AKP hü­kü­me­ti ta­ra­fın­dan in­ce­le­ni­yor. Öca­la­n‘­ın Nev­ruz açık­la­ma­sı­nın da kri­tik öne­mi ne­de­niy­le Baş­ba­ka­n‘­ın ona­yın­dan geç­me­di­ği söy­le­ne­mez. Bu ba­kım­dan, sö­zü­nü et­ti­ğim Türk-Kürt ulu­sal part­ner­li­ği te­me­lin­de­ki fe­de­ras­yon pro­je­si­nin Öca­lan-Er­do­ğan mu­ta­ba­ka­tı­na ko­nu teş­kil et­ti­ği gö­rü­şü­nün fan­te­zi bir ta­ra­fı yok­tur. An­cak, Mi­sak-ı Mil­li sı­nır­la­rı­nı ve pet­rol böl­ge­le­ri­ni de kap­sa­ma­sı ne­de­niy­le ca­zip gö­rü­nen bu si­ya­si ya­pı­lan­ma esa­sın­da Tür­ki­ye­’yi “bü­yü­te­rek böl­me­” pro­je­si­dir. Bu­nun ne­den­le­ri­ni da­ha ön­ce­ki gö­rüş­me­miz­de ele al­mış­tım.
(UD): Türk­ler ve Kürt­ler ara­sın­da gi­de­rek kes­kin­le­şen ai­di­yet ko­nu­sun­da­ki ça­tış­ma­nın Tür­ki­ye­’yi fe­de­ra­tif bir mo­de­le it­ti­ği­ni be­lir­ten ün­lü bir ya­za­rı­mız, Gü­ney­do­ğu­’da adı kon­ma­mış coğ­ra­fi ve si­ya­si bir Kürt var­lı­ğı­nın fik­ren oluş­tu­ğu­nu ve fe­de­ras­yon ol­maz­sa çı­kar yo­lun “dost­ça ay­rı­lık­ta­n” geç­ti­ği­ni söy­lü­yor. Ya­ni Kürt­le­rin “self de­ter­mi­nas­yo­n” hak­kı­nı kul­lan­ma­la­rın­dan söz edi­yor. Bu ko­nu­da­ki de­ğer­len­dir­me­niz ne­dir?
(ŞE): Ta­bi­i böy­le bir gö­rüş ve­ya öne­ri kar­şı­sın­da ilk ak­la ge­len hu­sus, ül­ke­miz­de tür­deş bir Kürt böl­ge­si ol­ma­dı­ğın­dan, ba­ğım­sız­lık ve­ri­le­cek böl­ge­nin sı­nır­la­rı­nın na­sıl sap­ta­na­ca­ğı­dır. Kürt­le­rin de­mog­ra­fik da­ğı­lı­mı ko­nu­sun­da el­de­ki ve­ri­ler, bu­gün Tür­ki­ye­’de­ki Kürt nü­fu­sun en az ya­rı­sı­nın Ba­tı il­le­ri­miz­de ya­şa­dı­ğı­nı gös­ter­mek­te­dir. Ni­te­kim, Kürt­le­rin önem­li bir ço­ğun­lu­ğu­nun İs­tan­bul, An­ka­ra, İz­mir, Ada­na ve Mer­sin gi­bi bü­yük il­ler­de ya­şa­dı­ğı bi­li­ni­yor. Hat­ta bu­gün Kürt nü­fu­su­nun en yo­ğun ol­du­ğu ken­tin Di­yar­ba­kır de­ğil İs­tan­bul ol­du­ğu, sık­ça di­le ge­ti­ri­li­yor. Ay­rı­ca, Do­ğu ve Gü­ney­do­ğu böl­ge­le­rin­de de Kürt­ler­le bir­lik­te yo­ğun bir Türk nü­fus ya­şa­mak­ta­dır. Öy­le ki, bu böl­ge­ler­de­ki ba­zı kent­ler­de Türk­ler ço­ğun­luk­ta­dır. Bu şe­kil­de iç içe geç­miş bir hal­kı na­sıl ayı­ra­cak­sı­nız? An­cak farz ede­lim ki Kürt­le­rin ay­rıl­ma­sı bir zo­run­luk ola­rak gün­de­me gel­di. O za­man re­fe­ran­dum han­gi top­rak­la­rı ve böl­ge­yi kap­sa­ya­cak? Böy­le bir du­rum­da Kürt ta­ra­fı­nın öne­ri­si­nin re­fe­ran­du­mun Gü­ney­do­ğu vi­la­yet­le­ri­ni kap­sa­ma­sı yo­lun­da ola­ca­ğı mu­hak­kak gi­bi­dir. İş­te bu­ra­sı zur­na­nın zart de­di­ği nok­ta­dır. Çün­kü, bu­ra­da söz­ ko­nu­su olan hu­sus Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­’nin sı­nır­la­rı­nın ye­ni­den çi­zil­me­si­dir. Ya­ni ko­nu bir ege­men­lik me­se­le­si­dir. Ege­men­li­ğin ba­ğım­sız­lık yo­luy­la et­nik bir grup­la pay­la­şıl­ma­sı hak­kın­da­ki ka­ra­rı, ay­rıl­mak is­te­yen o et­nik grup tek ba­şı­na ve­re­mez. Zi­ra bu ka­rar ül­ke­de­ki tüm va­tan­daş­la­rı il­gi­len­di­rir. Bu du­rum­da so­run na­sıl çö­zü­le­cek­tir? So­run, 75 mil­yo­nu kap­sa­ya­cak bir re­fe­ran­du­mun so­nuç­la­rı­na gö­re çö­zü­le­cek­tir. Ya­ni ka­ra­rı tüm ulus ve­re­cek­tir. Ül­ke­miz nü­fu­su­nun yüz­de 88’i ken­di­ni Türk ola­rak gör­mek­te ve ka­mu­oyu araş­tır­ma­la­rı­na gö­re Türk­le­rin yüz­de 95’i Kürt­le­re özerk­lik ve­ril­me­si­ne ha­yır de­mek­te­dir. Bu, yüz­de 100’e ya­kın bir ora­nın ba­ğım­sız­lı­ğa kar­şı ol­du­ğu­na işa­ret et­mek­te­dir. Bu du­rum­da re­fe­ran­du­mun ne­ti­ce­si de bel­li­dir!
PKK’YA VERİLECEK TAVİZLERİN VEBALİ AKP İÇİN ÇOK AĞIR OLUR
(UD): Pe­ki çö­züm sü­re­ci­nin so­nu­nu na­sıl gö­rü­yor­su­nuz?
(ŞE): AKP ik­ti­da­rı he­nüz Ka­ra­yı­la­n’­ın üç aşa­ma­lı ta­lep­le­ri­ni ya­nıt­la­ma­dı. Mü­za­ke­re­ler baş­la­yın­ca, Hü­kü­met ta­ra­fın­dan giz­le­nen ko­nu­la­rın bir kıs­mı açık­lı­ğa ka­vu­şa­cak. Ka­mu­oyu ken­di­ne söy­le­nen kuy­ruk­lu ya­lan­la­rı al­gı­la­ya­cak. Ger­çek du­ru­mun Baş­ba­ka­n’­ın söy­le­di­ği gi­bi ol­ma­dı­ğı, ve­ri­le­cek ta­viz­ler so­nu­cun­da dev­le­tin üni­ter ya­pı­sı­nın tah­rip edi­le­ce­ği, ül­ke top­rak­la­rı üze­rin­de özerk­lik kis­ve­si al­tın­da ege­men bir baş­ka dev­let ku­ru­la­ca­ğı, Türk mil­le­ti ye­ri­ne Tür­ki­ye­li­lik kav­ra­mı­nın ana­ya­sa­ya ge­çi­ri­le­ce­ği ve Öca­la­n’­a öz­gür­lük ve­ri­le­ce­ği ko­nu­la­rı or­ta­ya çı­ka­cak. Ben bu ta­viz­le­rin Türk ka­mu­oyu ta­ra­fın­dan haz­me­di­le­me­ye­ce­ğin­den, teh­li­ke­li tep­ki­le­ri tah­rik ede­ce­ğin­den ve de­rin bir top­lum­sal kı­rıl­ma­ya yol aça­ca­ğın­dan en­di­şe edi­yo­rum. AKP ik­ti­da­rı için bu­nun ve­ba­li çok ağır olur.
TeLmA
Cmt Nis 27, 2013 10:31 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Sen, Sadece, Günden, Güne, Hissizleşiyorsun


emeğine yüreğine sağlık Senem

TeLmA
Cmt Nis 27, 2013 12:26 pm
 
Foruma git
Konuya git

İkisinden biri Namert!..

Pazarlık sürecinin iki tarafı var!.. Pazarlıkta kısmen anlaştılar ki  çapulcularının “silahlı” olarak çekilmeleri yarın başlayacak!.. Kandil’in 1 numarası çok açık konuşuyor: “Öcalan özgürleşmeden silah bırakmak yok” Başta Tayyip Bey olmak üzere iktidar kanadı da, Apo’ya kesinlikle af getirilmeyeceğini söylüyor!.. Bakalım, göreceğiz hangisi mert, hangisi namert!..
* * *
Ya Apo hiçbir zaman serbest kalmayacak ve çapulcular tekrar silah kullanmaya başlayacak; Veya iktidar Apo’nun işini zamana yayacak, önümüzdeki seçimlerin silah patlamadan, şehit cenazesi gelmeden geçmesini sağlayacak, böylelikle oy kaybı yaşamadan her istediğini elde etmiş olacak!.. Bunun sonucu olarak da “terörü bitirdik” pompalaması ve seçimlerden aldığı güçle Apo‘nun affedilmesi kolaylaşacak, bebek katili canavar İmralı’dan büyük lider, büyük devlet adamı olarak dönecek, siyasete kazandırılacak!!! Belki de törenle AKP’ye girecek!.. Biz de anlayacağız kim mert, kim namert!..
* * *
Bu sürecin orta yolu yok!.. Kürtlere statü tanınacak… “Anayasal reform” dedikleri Apo’nun istekleri anayasada yer alacak… Bölge meclisleri kurulacak, valiler seçimle gelecek… Zaten resmi daireler ve mahkemelerde Kürtçe konuşulması, savunma yapılması halledildi… Köy, kasaba adlarının Kürtçe isimleri yasadışı olarak tabelalarda yerini aldı… Diğerleri için de kesin dayatma var…
* * *
Bunları izliyoruz ve not alıyoruz!.. Ama Başbakan muavini çıkıyor, bütün bunlar olmamış, pazarlıklar yapılmamış gibi, “Pazarlık da yok, al-ver de yok” diyor!.. Peki bu talepler nereden çıkıyor?.. Tayyip Bey‘in “Silahları ister gömsünler ister mağaralarda bıraksınlar, silahsız çekilecekler” lafı yerde kaldı!.. Terörist başı Karayılan önceki gün yine “Çekilme silahlı olacak” diye restini çekti, iktidar dut yemiş bülbül vaziyetlerinde!.. İktidar yandaşı, yalakası bir tek yazar “Bu ne iştir?” diye yazıp sordu mu?.. Hepsi birden yalayıp yuttu; Tayyip Bey‘in de Kasımpaşalılık balonu söndü!..
* * *
Bir taraf rest çekiyor, tehdit ediyor, diğer taraf “pazarlık yok” numarasına yatıyor!.. Taraflardan biri namerdin önde gideni!.. Acaba hangisi?!..
TeLmA
Pzr Nis 28, 2013 10:20 am
 
Foruma git
Konuya git

Çıkmasada Olur::!

Börtüden böcekten, taze bahardan gündelik yaşamdan söz etmesi güzel. Güzel çiçekten renkten alıp kalemi, gökyüzüne çevirmesi. Hikayeler anlatması da güzel çocukluğa dair.Hayaller göstermek uzaklığın inadına, sonra parlatmak kağıdı cilanın en koyusuyla, güzel. Yarin elindeki badeden, kutsanmış imgeden tümceler türetip ayrılması da güzel evrenin sonsuzundan.         Takip etmesi güzel sevdiklerimizi sosyal medyada. İstanbul güneşli ya bu gün, sahile parka bahçeye gitmesi de güzel. Dondurmayı külaha yerleştiren güler yüzlü kıza bakması, sonra o  dondurmayı afiyetle yemesi güzel. Karınca kararınca bir sofra kurup, biraz sohbet ilave edip yemeğe çaya, doymak da güzel.Yaşaması güzel yani. Nefes alması güzel, su içmesi ve dahası ve dahası güzel.         En güzeli de unutması: Yok sayıp görmezden gelmesi. Haberleri izlemiyorum, çünkü hep kan ve gözyaşı kokuyor demesi güzel. Sırt çevirmesi de güzel gazetelerin üçüncü sayfalarına.         Ben bilmem büyüklerim bilir demesi hele, bir başka güzel. Havale etmesi her işi ehil olana. Ülkemin geleceğine ne diye ben karar verecekmişim? O sandığa boşuna mı gittik demesi, milletin aynı zamanda denetleyen olduğunu akla getirmemesi güzel. Eyaletleşecekmişiz, başkanlık sistemi geliyormuş, eli kanlı katiller seğirte seğirte geçip gideceklermiş önümüzden bize ne demesi çok güzel.         Altımızdan petrol fışkıracak yerde biz benzine fahiş fiyat ödüyoruz, bir vakitler tarım ülkesi olduğumuz gerçeği hatıralardan küçücük bir  detay, ilaç ve hastahane yokluğundan insanımız yok yere heba oluyor, hepsini izlemesi güzel.         Neredeyse bıçak sallanmayan, kurşun atılmayan sokağımız kalmamışken biz yürüyecek alan bulabiliyoruz, bu da güzel. Televizyonlar yarışma programlarıyla, pembe dizilerle dolu hepsinden ayrı keyif alıyoruz, güzel.         Bilgisayar korsanları hesaplarımıza dikmiş gözlerini, başka bilgisayar uzmanları virüsler yayıp tuttuklarını ipe gönderiyor, güzel. Nasılsa bize dokunmuyor bunca yılan, o zaman her şey güzel.İçki yasakları il il kabul görüyor, dinler arası diyalog başlatıyoruz denilirken misyonerler ülkemizi mekan tutuyor, otobüslere artık kadın erkek ayrı ayrı biniyor ne güzel. Din bezirganlarından icazet alınmaksızın şuradan kalkılıp şuraya oturulamıyor, azıcık aykırı ses, çıkmasa daha güzel. Köşe yazarları yazmasa, fotograf kareleri olmasa, öylece sürse gitse bu düzen, daha daha da güzel. Öğrenciler ve öğretmenler yok iken şu okullar ne kolay yönetilir misali, topyekün boşaltsak şehirleri ne güzel.         Hepimiz sussak olan bitene, resmi plakalı araçlardan önümüze atılan bir iki paket makarnaya kanaat etsek, etli sütlü istemeyip un çorbasına razı olsak çok güzel. Yağmur yağınca evden çıkmasak, yangın başladığında en son itfayeyi arasak, kokmasak bulaşmasak, rahatsız etmesek devlet ricaalini sinemize taş bassak, kan kussak ama kızılcık şerbeti içtik desek işte böyle güzel güzel.         Oturup beklesek ve giysek üzerimize biçtikleri elbiseyi. Çıksa da olur ağızdaki baklalar, çıkmasa da. Söylemeyip susarak birilerinin işlerini zorlaştırmamak ve kuklası olmak iir parmaklı oyuncunun, kaçınılmazdan zevk alsak güzel güzel.         Hay dilimi ve elimi, en çok da kalemimi eşşek arısı soksun. Yazmıyordum böyle şeyler, uyuşmuştum aklımın karanlığında ben. Düşünmeyi bile bırakmıştım bir kenara. Olsun. Söyleyip yazacak hala bir iki şey var hala, güzel...
TeLmA
Pzr Nis 28, 2013 10:52 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Günün Sözü...

Hoşumuza giden yalanları avuç avuç içerizde, Acı gerçekleri yudum yudum içeriz..
İlk insan ve beşer Hz Âdem’den bu yana insanların çoğu hep kuvvetten, zenginden ve doğru olmadığını bile bile tercihlerini güçten ve gücü elinde bulunduranlar tarafında olmuş tur. Hak ve hakikati savunanlar bir şekilde başarıya ulaştıklarında hemen onların tarafında saf tutmayı ise insanî bir davranış biçimi haline getirmişlerdir.
Hz. Musa gibi “İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helâk etme Allah’ım” diye dua etmekle birlikte devletimizi, ülkemizi, milletimizi ve de cumhuriyetimizi korumak için dağa çıkmak gerekiyorsa gereğini yapmaya hazırım. Başkaları adına konuşmanın doğru olmadığını biliyorum. Ancak, ecdattan miras, evlattan emanet bu değerleri korumak için geçmişte olduğu gibi bugünde dağa çıkmaya hazır milyonlarca insanımızın bulunduğunu kimse hatırdan çıkarmamalıdır. Kimse nohut, bulgur, fasulye ve makarna ile uzun süre uyutulamaz. Özendikleri Samiri’lerin doksan sene önceki akıbetlerini hatırlatmayı  kendime görev bilirim
Emeğine yüreğine sağlık KORAY arkadaşımm
TeLmA
Pzr Nis 28, 2013 5:29 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: KIRMIZI BEYAZ YARİM....

TEŞEKKÜRLER TUTKU

TeLmA
Pts Nis 29, 2013 1:25 pm
 
Foruma git
Konuya git

Susacaklarım B/aşkaydı

susacaklarım b/aşkaydı…

içimin kalabalığında hüküm giymişken ve s/aklamak isterken sancımı
ve sus/amışken bir düş/e… …
düş/tüm…
en kanayan y/anıma sığınırken..
düş/tüm..
matem havasına bürünmüş susuşlarımı sunacakken yar(sız)lığıma…


ellerimi saracak hüznümü s/aklayacak
y/ansız bir düşe muhtacım şimdi………!


satır aralarına gizliyorum birikmiş pişmanlığımı…
en içli ağıtlara yaslanıyorum
bakışlarım nem kokuyor rutubetli…
siyaha boyanmış…
Araf simsiyah…!
günceme siyah düşler bulanıyor
karanlık hırpalıyor ruhumu…


sözlerim d/üşüyor…
Meryem iffetle susuyor
gözlerim susuyor…


Ey yar..!
‘susacaklarım var sana’
duy/ma beni….!

TeLmA
Pts Nis 29, 2013 7:34 pm
 
Foruma git
Konuya git

Kanunsuz Emir

Anayasamızın “Kanunsuz emir” başlıklı 137. maddesi çok açık:“Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse (asker veya sivil) üstünden aldığı emri yönetmelik, tüzük, kanun veya anayasa hükümlerine aykırı görürse yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir.Ancak üstü emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, emir yerine getirilir. Bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz…”Şimdi aynı maddenin çok önemli olan devamı geliyor:“Konusu suç teşkil eden emir hiçbir suretle yerine getirilmez.Yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.”* * *Terörist kafileleri bugünden başlayarak veya daha sonra, ellerini kollarını sallaya sallaya sınırımızdan geçip ana üsleri olan Kuzey Irak’a yolcu edilecek.İçlerinde kim olduğu bilinen şahıslar var.Adam öldürmüşler, köy basmışlar, mayın döşemişler, bombalar patlatmışlar, nice insanların ölümüne neden olmuşlar.İçlerinde Mehmetçik katilleri, polis katilleri var.Hepsi suç işlemiş durumda.Şimdi sen bu şahısların sınırdan şu veya bu biçimde özgürce geçmesine gözyumarsan…Anayasanın “Kanunsuz emir” maddesi işte bu aşamada devreye girecek.Sınırdaki askeri birliklere Valiler ve Genelkurmay tarafından çoktaaan sözlü emir verildi:“Geçişleri görmemiş olun…Bırakınız geçsinler!.. Dokunmayın yavrucuklara!..”* * *Anayasanın 137. maddesi açıktır. Gerek anayasa ve gerekse yasalarımızda, bunun aksine bir hüküm yoktur. Hiçbir asker veya sivil kamu görevlisi “Bana verilen emri uyguladım, geçişe göz yumdum” diyemez. Böyle bir emir aldığı takdirde yapacağı şey yazılı emiristemektir.O da, yazılı emri verecekler açısından biraz sıkar!Dolayısıyla, bu gibi kanunsuz emirleri veren ve uygulayan her kamu görevlisi, unvanı ve rütbesi ne olursa olsun suç işlemiş olacaktır…Ve zamanı gelince hesap verecektir.
TeLmA
Pts Nis 29, 2013 5:48 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Anlat Bana...

yüreğine sağlık arkadaşım harika paylaşım

TeLmA
Pts Nis 29, 2013 6:13 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Hazır, Olun,


senemim unuttuğumuz bişeyi hatırlatıyosuun çok haklısınn


DÜN BİTTİ .YARINA ÇIKARMIYIZ? BİLİNMEZ..!KALAN SADECE ŞİMDİKİ ANIMIZ..KIYMETİNİ BİLELİM..

TeLmA
Pts Nis 29, 2013 10:40 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: HuZuRLu OLMaK...!!!

Bir gün bir kral, ama halkı tarafından sevilen bir bilge kral, huzuru en güzel resmedecek sanatçıya büyük bir ödül vereceğiniilan eder.Yarışmaya çok sayıda sanatçı katılır. Günlerce çalışırlar birbirinden güzel resimler yaparlar. Sonunda eserleri saraya teslim ederler.Tablolara bakan kral sadece ikisinden hoşlanır. Ama birinciyi seçmesi için karar vermesi gereklidir.
Resimlerden birisinde sakin bir göl vardır. Göl bir ayna gibi etrafında yükselen dağların görüntüsünü yansıtmaktadır. Üst tarafta pamuk beyazı bulutlar gökyüzünüsüslüyorlardı. Resme kim baktı ise onun mükemmel bir huzur resmi olduğunu düşünüyordu.Diğer resimde de dağlar vardı.. Ama engebeli ve çıplak dağlar.Üst tarafta öfkeli bir gökyüzünden yağmurlar boşanıyor ve şimşek çakıyordu. Dağın eteklerinde ise köpüklü bir şelale çağıldıyordu. Kısaca resim hiç de huzurlu gözükmüyordu. Fakat kral resme bakınca, şelalenin ardında kayalıklardaki çatlaktan çıkan mini minnacık bir çalılık gördü. Çalılığın üstünde ise anne bir kusun örttüğü bir kuş yuvası görünüyordu. Sertçe akan suyun orta yerinde anne kuş yuvasını kuruyor... Harika bir huzur ve sükûn örneği.Ödülü kim kazandı dersiniz.Tabii ki ikinci resim.Kralın açıklaması şöyle idi:"Huzur, hiçbir gürültünün, sıkıntının yada zorluğun bulunmadığı yer demek değildir. Huzur bütün bunların içinde bile yüreğimizin sükûn bulabilmesidir."

EMEĞİNİNE YÜREĞİNE SAĞLIK EFE ADMİNİM SÜPER PAYLAŞIM
TeLmA
Sal Nis 30, 2013 11:54 am
 
Foruma git
Konuya git

10-16 Mayıs Engelliler Haftası

10-16 Mayıs arası Engelliler Haftasıdır. Sakatlık insanlığın ortak sorunudur. Bu yüzden Sakatlar Haftası yalnız ülkemizde değil Birleşmiş Milletlere üye 156 ülkede aynı zamanda değerlendirilir. Sakatlar Haftası boyunca; sakatlık sorunu, sakatlığın önlenmesi ve sakatların eğitimi konusu üstünde durulur. Radyo ve televizyonda konu ile ilgili programlar yayınlanır. Okullarda her gün ayrı bir sakatlık konusu işle­nir. Sakatları Koruma Millî Koordinasyonu Kurulu haftanın değerlendirilmesi için aşağıdaki programın uygulanmasını kararlaştırmıştır. 10 Mayıs Sakatlar Haftasının açılışı 11 Mayıs Görmeyenler günü 12 Mayıs işitme ve Konuşma Kusurluları günü 13 Mayıs Ortopedik Sakatlar günü 14 Mayıs Zeka ve Ruhsal Özürlüler günü 15 Mayıs Güçsüz Yaşlılar ve Korunmaya Muhtaç Çocuklar günü 16 Mayıs Sakatlar Haftasına genel bakış.
 
ÖZÜRSÜZ(!) ÖZÜRLÜLER…
 
Dilimizde sıkça tekrar edilen ama her defasında yanlış yerde kullanılan pek çok kelimelerimiz mevcut. Bazı kelimelerimiz sesteş olduklarından doğru yerde kullanılsa bile seslendirilirken vurgu hatası yüzünden başka manalara gelebilmektedir. Misal vermek gerekirse; yar ile yâr, hala ile hâlâ, kar ile kâr gibi birçok kelime yazabiliriz. Birde sesteş olmadıkları halde sıkça kullanılan; kullanılırken de yanlış kullanılan kelimelerimiz var ki bunların başında “Özürlü” ve “Engelli” kelimeleri gelmekte. Şimdi kendi kendimize bu iki kelimeyi soralım bakalım ne cevap alacağız?
 
İlk denemeyi özürlü kelimesi ile yaptım. Aldığım cevap “Özrü olan, kusuru olan, defolu, hatalı…” İkinci olarak da engelli kelimesini sorduğumda; “Engeli olan, vücudunda eksiklik ya da kusuru olan” diye cevapladı.
 
Niçin bu kadar detaya girmek istiyorum?
 
Çok basit… Bir kelimeyi nerede, ne için kullandığımız önemlidir. Bakar mısınız? Özürlünün bir anlamı da defolu demek. Yani alınıp satılması için üretilen ticari bir maldaki kusura defolu denildiği gibi.
 
Bu açıklamayı daha da uzatmadan kanuna geçmiş tanıma bakalım. 5378 Sayılı ÖZÜRLÜLER KANUNU şöyle tanımlamakta özürlüyü. "Özürlü: Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişi"
 
Görüldüğü gibi kanun yapıcı bile herhangi bir nedenle değişik uzuvlarını kaybeden insan için maalesef “özürlü” kelimesini kullanıyor.
 
Şimdi isterseniz tarihte gelmiş geçmiş bazı özürlü dediğimiz kişilerden hatırlamaya çalışalım. Gerçekten özürlü olup bir kenara atılmışlar mı; yoksa görüntüsüne bakmadan yaptığı işlerden dolayı baş üstünde mi tutulmuşlar?
 
Klasik Batı Müziği bestecilerinden gelmiş geçmiş en önemli besteci Beethoven duyma özürlüdür mesela.
 
Çok uzaklara gitmeye gerek yok, ülkemizdeki özürlülerden sadece görme özürlü olanlara bakalım yeter.
 
 
 
“Ben giderim adım kalır/Dostlar beni hatırlasın/Düğün olur, bayram gelir/Dostlar beni hatırlasın” diyen; ülkemizin yetiştirdiği büyük halk ozanı Âşık Veysel,
 
Bu Ülke, Umrandan Uygarlığa, Mağaradakiler, Kırk Ambar, Bir Facianın Hikâyesi, Işık Doğudan Gelir, Kültürden İrfana diye aklımıza ilk gelen bu kitapların ve daha pek çok kitabın yazarı Cemil Meriç,
 
İstanbul’un son elli yılda tanıdığı en ünlü hafız ve mevlithanlardan Kani Karaca…
 
Bu kadar değil elbet ama biz bu kadarla yetinelim ve son olarak Harvard Üniversitesi’nin; büyük başarılarından dolayı dünyanın ilgisini çekerek beynini incelemeye aldığı Görme özürlü ressam Eşref Armağan.
 
Tablolarını fırça kullanmadan parmaklarıyla yapan Armağan “Bir görmez olarak, görselliğin öncelikli olduğu bir sanatı yapıyorum, bakıp göremeyenlere bir şeyler anlatmak istiyorum" diyor.
 
Bu sözü duyunca kendimi görme özürlü dediğimiz kişilerin yerine koyarak, gerçekte kimin özürlü olduğunu anlamaya, dilimin döndüğü kadar da anlatmaya çalıştım. Artık karar sizin.
 
 
 
TeLmA
Sal Nis 30, 2013 1:28 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Yalnızlık, İyidir,


Canım emeğine yüreğine sağlıkk

TeLmA
Sal Nis 30, 2013 5:03 pm
 
Foruma git
Konuya git
cron