243 sonuç bulunduHoşgeldin Aşkım...Bir kere geldin artık. Bir kere girdin o kapıdan. Hoş geldin ömrüme, hoş geldin hudutlarıma. Buralar benim hayatım. Şu çizgiler alnımdaki, benim hayatımın hudutları. Aslında uzun zamandır bir sürü hudut karakolu dikip, bir sürü asker koymuştum. İzin vermiyordum topraklarıma girilmesine. Sen öyle masum ve sade bir ritimle girdin ki, ''Tamam" dedim, "Buyursun girsin ömrüme..". Hoşgeldin... Gelir gelmez yağmur yağdı farkındayım. Allah'ın hikmeti işte. Elimizde olmaz bazen her şey. Ya da bahane ederiz işte böyle. Aslında bulamaz mıydım bir şemsiye? Bal gibi de bulurdum da, işime gelmedi. Özlemişim yağmurda ıslanmayı. İyi de geldi bu serinlik yangınına yüreğimin. Sen gelmeseydin istemezdim yağmur falan yağsın. Sen girdin ya o kapıdan içeri, değil yağmur taş yağsa koymaz artık. Hoşgeldin.. Simdi geç otur bakalım şöyle köşesine alnımdaki çizgilerin. Artık nasıl olduğunu biliyorum, telaş etmiyorum farkındaysan. Gençliğimde bende bir telaş, her gelen memnun olsun diye yer açardım da, Her giden bir çizgi daha atar giderdi alnıma. Şimdi bana kırış kırış gelen alnıma, bir çizgi de sen atacaksın anlaşıldı. Ona da eyvallah..Hoşgeldin.. Boş ver adını, gözlerin yeter bana. O çizgiler boşuna olmadı.. Gözlerine baksam anlarım derdini, üzme kendini.Hoşgeldin.. Bil ki bir kere girdin mi o kapıdan, bu hudutlar bırakmaz adamı. Artık benden biri olur çıkarsın. Tehlikelidir ama zevklidir benden biri olmak. Benden olmak, benimle ıslanmak demek. Eğlenirken zatüre olmayı da göze alabilmek demek. Ama ağlarsan gecenin bir yarısı, Kaf Dağı'nda bile olsa kopup gelecek bir omuz demek sorgusuz yaslanılacak.Hoş geldin ömrüme... Hoş geldin hudutlarıma... Hoş geldin yağmuruma... Hoş geldin hayatıma...Hoş geldin dünyama... HOŞBULDUK...Geldim işte,Bir kere girdim bu kapıdan!Bir daha çıkmam asla.Sessiz, sedasız dururum. Söz!İstemem baş köşe,gözlerini göreyim yeter bana.Girdim artık hayatına, hudutlarına,git desende gidemem ki!Yağmur yağıyor bak,seninle buluşmam bir rahmet mi?söyle bana,yoksa her zaman mı rahmet yağar buralara?Senden biri olmak için girdim hududuna,bırak izleyeyim gözlerini,anlındaki çizgileri.Ağlarsan gecenin bir yarısı,omuzuma yasla başını.Nemlenen gözlerimle seyredeyim,Pınarlar gibi çağlayan gözlerini...Hoşbulduk Ömrün'e,Hoşbulduk Hudutlarına,Hoşbulduk Hayatına.. NoT: Alıntıdır..
Re: Hoşgeldin Aşkım...Süper olmuş kardeşim emeğine sağlık
Adını koyamadığım sevdam...!ADINI KOYAMADIĞIM SEVDAM
seviyorum seni senden habersiz hayalimde tutuyorum ellerini hayalimde geliyorum göz göze hep bende seni diyeceğin günü bekliyorum ve o gün gelecek biliyorum hep uzaktan seyrediyorum seni en çokta gözlerini her yere bakıpta beni göremeyen gözlerini... oysa sevgimi anlatmak isterdim sana ne kadar büyük olduğunu ne kadar özel olduğunu hani havayı içine çekersin nefes alırsın yaşamak için hani kana kana içersin ya suyu işte öyle birşey... yaşamak vardı seninle bu hayatı aynı duyguları hissetmek vardı akşamdan kalma sohbetleri uzatıp sabahlamak vardı günlerce ama yoksun ki... bekleyeceğim seni ömrüm yettiği kadar son nefesimi verene kadar hatta daha ötesinde bile bekleyeceğim elbet birgün geleceksin adını koyamadığım sevdam...
Re: Tut Ellerimdenhissediyorum,yaklaşıyorum,sabırla bekliyorumen büyük özlemime kavuşacağım günüölüme sarılacağım onla buluşacağım günü hayal ediyorum heponu hiç bırakmıycamtıpkı sevgilisine sarılınca o'nu hiç bırakmak istemeyen aŞık gibi...güLüne kavuşmuş bülbül gibi.... senin dizelerinin yanında izninle bende bikaç satır paylaşmak istedim üstad ( sevmiceksin biliyorum)
Re: Tut EllerimdenAh be zalim hayat,ipini çektim seninİdâm sehpan oldu şu küçücük yüreğimBen artık acılar deniziyim İnadına çılgın,inadına asiHadi,gücün yetiyorsa durdur beniNe olur durdur beni!Durdur beni,durdur kalbimi
Arkadaşım süper bir paylaşım...emeğine yüreğine sağlık... yüreğinin kaleme dokunuşu hiç bitmesin.
Re: Tut Ellerimdenabicim yüreğine sağlık çok güzel bir paylaşım olmus...
Tut EllerimdenSoğuk bir kış günü,gözlerimi mutluluk için açtığımda üşümeye başladığım yalnızlığımBeni o kadar çok mu sevdinki bir türlü peşimi bırakmadın!Sessizlik lütfen!Bir kadeh daha sessizlik alayımSusun,konuşmayın bu kadehin de tadını çıkarayım,Bu kadeh sizlerin şerefine olsun sevdiklerim,Sevenim bilip sevilemediklerimDuyuyor musunuz sessizliğimi?Görüyormusunuz yok olup gidişimi!Bitişimi...Ah be zalim hayat,ipini çektim seninİdâm sehpan oldu şu küçücük yüreğimBen artık acılar deniziyim İnadına çılgın,inadına asiHadi,gücün yetiyorsa durdur beniNe olur durdur beni!Durdur beni,durdur kalbimi...Ben zaten hiç yaşamadım bu kahrolası hayatıTaaki seni tanıyana kadarNefesim oldun doldun ciğerlerimeTaht kurup oturdun kalbimeBu bana nede iyi gelmiştiNeden gittinki?Bilemedin mi sensizliği çekemeyeceğimi?Dayandım.Yandım yandım dayandımAma artık kalmadı gücümBak,nasılda eriyip bitiyor sevdiceğin!Hani bana kıyamazdın,hani beni çok özlerdinSesin nefesimdir derdin ya haniNefesin senden sonra sustuBiliyormusun artık dolamıyorum ciğerlerine!Yetemiyorum kendime ve bunu anlatamıyorum hiç kimseye!Bulutların arasından bir yağmur tanesi düştü elimeBen zaten kabullendim de sende mi ağlıyorsun kaderime?Dalmak istiyorum,bir daha hiç uyanamayacağım bir uykuyaKolların yastığım olsa,tenin yorganımUyusam,hiç uyanamasam!İnan artık çok yorgunum...Hadi tut ellerimden ve çek al yanına beni...
Metincee
Kutlu Doğum Haftası..Peygamberimizin doğduğu geceye “Kutlu Doğum” denir ve bu doğuma denk gelen geceye de “mevlid” gecesi adı verilir. Peygamberimizin doğumunu ve hayatını anlatan eserler de mevlid diye adlandırılır.
Mevlid kandili kutlamaları, Anadolu Türk beylikleri zamanında başlamış ve günümüze kadar gelmiştir. Peygamberimizin doğum yıldönümüne isabet eden haftaya “Kutlu Doğum Haftası” denildiğini belirtmiştik; bu hafta hicri takvime göre belirlenmektedir. Kutlu Doğum Haftası ülkemizde 1989′dan bu yana kutlanmaktadır. Sadece Diyanet İşleri Başkanlığı değil, ülkemizdeki birçok sivil toplum kuruluşları, dernekler ve vakıflar da Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla birçok etkinlik gerçekleştirmektedir. Kutlu Doğum Haftasının Kutlanma Amacı Nedir Mevlidi, Türk kültürünün sağlam bir dayanağı, halkımızı birlik ve bütünlük içinde umutlu geleceğe intikal ettirecek sağlam bir gelenektir. Kutlu Doğum Haftası vesilesiyle tertip edilen programlar belirlenirken gözetilen amaç hep bu olmuştur. Takipçisi olduğumuz geleneğin kudreti ve bunun hâlâ ulusumuzun gönlünde capcanlı yaşaması, istikbâl için bizlere umut vermektedir. Asırlardır görülmüştür ki Türk Milleti inançlıdır, sağduyuludur, dinî inançlarını bir çatışma mevzusu değil, barış ve huzurun simgesi olarak görmektedir. Mevlid’le anlamını bulan kültür ortamı, bu geleneğin devam eden parçasıdır. 1989 yılından beri düzenlediğimiz programlardan devşirdiğimiz düşünce ve kültür iklimi, Türkiye Diyanet Vakfı’nın doğru bir yolda olduğunu göstermektedir. Bilinmelidir ki, insanlık için en güzel yol gösterici; bütün güzellikleri kendisinde toplayan ve güzel ahlâkı tamamlamak için gönderilen Hz. Peygamber, örnek ise Peygamberimizin insanlığa sunduğu örnektir. Çünkü O, tam bir isyan ve karışıklık ortamında, insanlık için bir güneş olmuş, çirkinlikleri güzelliklere döndürmüştür. İnsanoğlu O’nun getirdiği yüce değerler ve ilkeler doğrultusunda büyük uygarlıklar kurmuş, yitirilen haklarına kavuşmuş, fıtratında mevcut olan yüce değerlerin farkına varmış, kadın erkek Allah’ın ve toplumun huzurunda eşit olmanın mutluluğunu tatmıştır. İslam uygarlığı Kur’an ve Hz. Peygamberin sünnetinden kaynaklanan, global ahlak ilkeleri ve insan hakları ile ilmi anlayış üzerine kurulmuştur. Zira İslam Medeniyetinin esası, İslam dininin hikmet ve adaleti üzerine tesis etmiş olduğundan, ilmi ve irfanı öğretmiş, zulmü ve zoru men ederek, haksızlıklara karşı koymayı amaç edinmiştir. Şu nokta bir hakikattir ki Cenab-ı Hak, insanın kendisi ile olan ilişkisini iman ve ibadete bağladığı halde, insanın diğer insanlar ve eşya ile ilişkilerini ahlak ve hukuk ilkelerine bağlamıştır. Arif ve Kamil bir insan, bu ilişkilerini yerli yerince ve dengeli bir şekilde yerine getiren kişidir. İşte Hz. Muhammed, bunu sağlamış ve bize örnek olmuş bir insandır.Selam ve dua ile Hacegan
Re: Kutlu Doğum Haftası..PEYGAMBER EFENDİMİZİN DOĞUM GÜNÜ OLARAK OLARAK MEVLİD KANDİLİNİ KUTLUYORSAK BU KUTLU DOĞUM HAFTASI NEREDEN ÇIKTI ??İSLAM DÜNYASINDA BÜTÜN ÖNEMLİ GÜNLER HİCRİ TAKVİM ESASINA BAĞLI OLARAK KUTLANIRKEN, ''SADECE'' KUTLU DOĞUM HAFTASI NEDEN MİLADİ TAKVİME GÖRE KUTLANIR ??MİLADI TAKVİME GÖRE HER YIL TAKVİM 10 GÜN GERİ ATARAK GİDERKEN BU KUTLU DOĞUM HAFTASI NEDEN SABİT KUTLANIR??TÜRKİYE DIŞINDA BAŞKA HİÇ BİR İSLAM ÜLKESİNDE NEDEN KUTLU DOĞUM HAFTASI DİYE BİR HAFTA KUTLANMAZ ??ŞİMDİYE KADAR OSMANLI'DAN SELÇUKLU'YA, MEMLÜK'TEN, GAZNELİLER'E KADAR NEDEN HİÇ BİR İSLAM DEVLETİ KUTLU DOĞUM HAFTASI DİYE BİR HAFTA KUTLAMAMIŞTIR ??
TÜRKİYE 1980'LERİN SONUNA KADAR BÖYLE BİR HAFTA KUTLANMAZKEN SON 20 YILDA BU HAFTAYI KİM İCAT ETMİŞTİR?? PEYGAMBER EFENDİMİZİN DOĞUM TARİHİ OLARAK ŞİMDİYE KADAR 12 REBİUL-EVVEL YANİ 17 HAZİRAN KABÜL GÖRMÜŞKEN BU HAFTA NEREDEN ÇIKTI ?? ECDADIMIZ AKILSIZ MIYDI ??ONLAR BÖYLE BİR HAFTAYI KUTLAMAYI BİLMİYOR MUYDU ?? Kutlu doğum, miladi takvime göre kutlanmaz. Mevlit Kandili zaten Hz. Muhammed'in doğumudur, o da hicri takvime göre olduğu için 10 gün geri gelir.Mevlit Kandili de geçtiğimiz ocak ayında kutlandı.
Re: Kutlu Doğum Haftası..Kutlu Doğum Haftası, peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V)’in doğum gününü kutlamak amacıyla her yıl 14-20 Nisan arasında kutlanır.
Kutlu doğum haftası başlangıcı rebiülevvel ayının 12. gecesi olan miladi takvime göre 14 nisan 2013 tarihine denk gelmektedir. Kutlu Doğum Haftası; Peygamber Efendimizin dünyaya teşrifleri olan Mevlid-i Nebevî yani halk dilinde bilinen adıyla Mevlid Kandili asırlar boyunca kutlanmaktadır.Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı, bu büyük geleneğimizi daha büyük coşkuyla geçmesi ve ayrıca daha iyi hatırlanması için Peygamber efendimizin doğum gününü içine alan haftayı Kutlu Doğum Haftası olarak ilan etmiştir.Bütün Müslümanların Kutlu Doğum Haftası şimdiden kutlu olsun. Kutlu Doğum Haftası; Peygamber Efendimizin dünyaya teşrifleri olan Mevlid-i Nebevî yani halk dilinde bilinen adıyla Mevlid Kandili asırlar boyunca kutlanmaktadır.
Re: Kutlu Doğum Haftası..Burada belirtmekte fayda vardır. İslam dininin son Peygamber'in (s.a.v) doğum gecesi, yani Mevlid kandili, öngörülen tarihlerde her yıl 10 gün geriye alınarak kutlanmakta. Fakat son yıllarda uygulananan "Kutlu Doğum Haftası" her nedense Hz. Peygamberin doğum gününde değil de, her yıl nisanin son haftasında kutlanmaktadır. Bunun nedenini ben açıklamakta zorlanıyorum. Neden nisanın son haftasında? Gerçekten 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'na alternatif bir kutlama olarak mı topluma bu şekilde lanse ediliyor, yoksa başka nedenleri de var mı? Tüm dini özel günler gibi Mevlid kandili de her yıl hicri takvime göre yaklaşık 10 gün geriye alınıyorsa "Kutlu Doğum Haftası" neden sabit tarihlerde kutlanmakta? Yoksa bu haftanın din ile bir bağlantısı yok mu?
Fethullah Gülen, 27 Nisan 1941'de, Erzurum ili, Hasankale (Pasinler) ilçesi, Korucuk köyünde dünyaya geldi. Şimdi anladınız mı biz bir hafta boyunca "Kutlu Doğum Haftası" münasebetiyle kimin doğum günü ve neden bu hafta her yıl nisanın son haftasında kutlandığını? çok teşekkürler GÜLSAMİRA paylaşımınız çok doğru....
Re: Kutlu Doğum Haftası..Mevlit Kandili, Hicri takvimdeki Rebiülevvel ayının 12. gününün sabahıymış. Bir başka deyişle bu ayın 11. gününü 12. güne bağlayan gece kutlanırmış. Bu gün, bizim kullandığımız Miladi takvimde her yıl değişen karşılığına göre değişiyor haliyle. Mesela bu yıl Mevlit Kandili'ni 8 Ocak 2013 tarihinde kutladık. Kutlu Doğum Haftası ise, Miladi takvimin 571 yılındaki Hicri takvimin Rebiülevvel ayının 12. gününün kutlanmasıymış. Bu gün de Miladi takvime göre tam olarak 20 Nisan 571'e denkmiş ve Kutlu Doğum Haftası da bu günü içine alan hafta olurmuş. Örneğin bu yıl 14-20 Nisan 2013 tarihleri, Kutlu Doğum Haftası diye kutlanıyor. Dolayısıyla peygamberimizin doğum gününü her yıl iki kez kutlamış oluyoruz. Tabii bu hep böyle olmamış, 1989 yılında icat olmuş Kutlu Doğum Haftası.
Re: Kutlu Doğum Haftası..Fethullah Gülen, 27 Nisan 1941'de, Erzurum ili, Hasankale (Pasinler) ilçesi, Korucuk köyünde dünyaya geldi. Şimdi anladınız mı biz bir hafta boyunca "Kutlu Doğum Haftası" münasebetiyle kimin doğum günü ve neden bu hafta her yıl nisanın son haftasında kutlandığını?
Ben bilerek bunu es geçmiştim devamını sen getirdigin için teşekkür ederim..TeLmA. Hacegan arkadaşıma da teşekkür ederim fikirlerimizi paylaşmamıza vesile oldugu için..
Kutlu Doğum Haftası Üzerine...Kutlu Doğum Haftası üzerine...SORU: Hz. Muhammedin doğumu tam olarak hangi güne rastlıyor? Kaynaklara göre 571 senesi 12 Rebiülevvel (20 Nisan) Pazartesi gecesi dünyaya gelmiş. Biz Onun doğumunu Mevlit Kandili olarak kutluyoruz. Böylece hicri takvime göre her yıl 10 gün geriden takip ederek farklı zamanlara denk geldiğini de biliyoruz. Ancak 16-20 Nisan (miladi) günleri arasında Kutlu Doğum Haftasında da kutladığımıza göre bunların hangisi doğrudur? (Ahmet Yılmaz)CEVAP: Hz. Peygamber herhangi bir doğum günü kutlaması yapmadığı gibi kendi doğum gününü de kutlamamıştır. Mevlit yani Doğum Kandili, Hz. Peygamberin uygulaması olmadığına göre sünnet değildir. Kitapta da sünnette de yeri yok. Kitap ve sünnette yeri olmayan, sonradan çıkma din uygulamalarına bidat denilir. Peygamberi anmaya, Allahı zikretmeye ve belki de artı ibadete vesile olduğu, dini hayata zaman zaman canlılık verdiği için Mevlid Kandili, bidat-i hasene (güzel bidat) kategorisine girebilir. Hz. Peygammberin doğum gecesi aslında o kadar kesin değildir ama ay takvimine göre 12 Rebiülevvel gecesi genel kabul görmüştür. Miladi olarak 20 Nisana rastlar. Ama önemli olan, net doğum gecesi değil, dini bir heyecan yaşanmasıdır. Bin yıldan beri gelen bir uygulama var, 12 Rebiülevvel. Suudi Arabistan hariç İslâm âleminin çoğunda bu gece Mevlid Kandili olarak kutlanır. Diyanet İşleri Başkanlığımız bir de 20 Nisanı esas alarak bir Kutlu Doğum Haftası icat etti. Takriben 20 yıldan beri bu kutlamalar git gide dozajı kaçıran bir vaziyet aldı. Konferanslar, paneller, büyük şovlar, çok büyük masraflar. Böylece dinin sadeliğini koruması gereken resmi bir kurum, dine yeni bidatlar katar oldu. Bu toplantılarda, panellerde çok abartılı şeyler anlatılıyor ve Hz. Peygamberin ruhaniyetini rahatsız eden şovlar yapılıyor. Bunları tasvip etmiyorum. Bir kandili iki yapmanın âlemi ne? Din gösteriş değil, sadeliktir. Asıl makbul ibadet ise bireyin geceleyin kalkıp sükunet içinde Allahına yalvarmasıdır. Umarım Diyanet, dinde bir temeli olmayan bu ikinci bidatı kaldırır. Eğer kutlama yapılacaksa bunu bidat olan hafta uygulamalarında değil, geleneksel zamanında yaptırır. Hz. Peygamber, dinin sadeliğini bozan bidatların doğru olmadığını vurgulamış, Kullu bidatin dalâletun: Her bidat sapıklıktır buyurmuştur. Süleyman Ateş (12.05.2007)
Sindirme.Susturma ve KöleleşmeSİNDİRME, SUSTURMA VE KÖLELEŞME
İnsanlık gelişirken; değişim ve dönüşümlerde yaşamaya devam ediyor. Belki yaşam kolaylaşmıştır ancak köleleştirme, yöneten yönetilen ilişkisi, sürüleştirme uyuşturma ve ayrıcalıklı kesimin mutlu ve rahat yaşama anlayışı değişmemiştir. Öylesine ki köleleştirme köleleşme değişmemiş sadece şekil değişimine uğramıştır. Köleleşme gerçeğini birçok insan dile getirmeye çalışır. Ancak alternatif oluşturma da zorluk yaşarlar. Kimileri bireysel, kimileri parti grubu olarak hareket ederler. Bazı kişiler ve partiler ise duyarlı görünüp duyarsızlıklarını çıkarları için devam ettirirler. Bilgi Çağında; bilgisizlik ve çaresizlik nedeniyle işbirlikçilik moda olmuştur. Aydın mı yoksa kimliksizleşen aydınlar mı var sorusu soruluyor! Ülkelerin yönetimine gelmek için kriterlerin başında, küresel sermaye ve örtülü derin dünya örgütlerin icazeti gelmektedir. Aydınların gaflet ve hıyaneti, aydınlardaki ideolojik körlükten ileri gelmektedir. Bilim adamı ve sorumluluğunu yitirmiş akademisyenler, devşirilen aydınlar ve embesil medya mensupları; sonu kaosa giden yolları döşemektedirler. Dönek Aydınlar ve Diplomalı cahiller kafa karıştırmaktadır. Kimliksizler etkili ve yetkilidir. Beynin biyolojik ve sosyolojik ritmi bozulmuş, siyasi iradeleri felç etmek üzere ve biyolojik ve psikolojik Savaş her alanda her şekilde kural tanımaksızın uygulanmaktadır. İnsan ve toplum üzerinde zihin operasyonları ile kitlesel zihin çökertme silahı kullanılmaktadır. Kontrollü Gerilim Stratejisi; kitlelerin düşünme sorgulama melekelerini alt üst etmiştir. Dinleme merakı insanları sarmalamıştır. Casus yanıbaşınızdadır. İstihbarat sistemlerinin şifreleri elinde olan küresel güç dünyayı dinliyor. Terörün yeni silahı internettir ve siber savaş her alanda sürdürülmektedir. Tele kulak ve medya-siyaset içiçe olmuştur. Özel Hayatın Gizliliğinin İhlali artmıştır. Bu nedenle derin kulaklara dikkat edilmelidir. Korku ülkesi algısı, kitlelerde oluşmuştur. Bilgi toplumu ve çağın gerçekleri ortada iken insanlar teknoloji bağımlısıdır. Tehlikeleri algılamaktan uzaktır. Siber güvenlik ortadan kalmış, bilgisayar yoluyla da takip sürmekte, mailler okunmaktadır. Beyin avcıları işbaşındadır. Yabancılar uzman, gazeteci, danışman, iş adamı akademisyen kimlikleriyle ülkeleri mesken tutmuşlardır. Provokasyonlarını örtülü bir şekilde rahatlıkla yapar hale gelmiştir. Toplumlar; kaosa sokulmuştur. Küresel merkezlerin kaostan kozmosa stratejisi işlemektedir. Bölge ülke lider ve kadroları, figüranlığı kabul etmiş, rollerini oynamaktadırlar. Dikkat edin: Bilgi kirliliği yaratan sosyal ajanlar peşinizde olabilir. Bunlar her meslek grubundan olabilir. Muhbirlik, gizli tanıklık nemalanma ve takdir edilme kimliğine dönüşmüştür. Gazete sayfalarında yer alan ve TV ekranlarında yer alan ucube tipler, ücretli asalak işbirlikçilerdir. Ajan akademisyenler, ajan gazeteciler, ajan siyasetçilerle kolkoladır. Gizli Tanıklık nedeniyle gizemli soruşturmaya maruz kalma endişesi, duyarlı herkeste panik meydana getirmiştir. Asimetrik psikolojik savaş yürütülürken, Kontrollü Gerilim Stratejisi uygulanmaktadır. Köleleşmeyi kabullenen insanları uyandırmak aydınlatmak dünyanın en zorlu yoludur. Günün Sözü: güç, makam, unvan, servet ve şöhret insanın vazgeçemediği tutkularıdır. Nurullah Aydın
Re: İyi Bir Dosta...Şiir.!Dostluk dilde değil yürekteyse insanın sırtı üşümezmiş! Emeğine,yüreğine sağlık Telma,çon anlamlı ve değerli bir paylaşım.Sırtını üşütmeyecek dostların gönül kapından hiç eksik olmasın.
İyi Bir Dosta...Şiir.!İyi Bir Dosta… Şiir…
Omuzlar düşerken yavaşça Biriken hasret acısının Ağırlığı altında Kaybedilenlerin ve özlenenlerin Puslu geleceğin bilinmeyen sessizliğinin yankıları Çınlarken beyninin en ince kıvrımlarında bile Bir bahar öğlesinde İsyana çığlık atarken yüreğin Tuttun ellerimden, sımsıcak… ******* Bir sen vardın, bir de şarkılar Yıllardan biriken, yüreğimizde Sıcaktan terlerken, ellerim Soğuktan titrerken, ellerim Bir sen vardın, bir de şarkılar Yankılanan sessiz bir bahar gününde Kuytu bir park köşesinde… ****** Dalgalar vururken kayalara Köpük köpük… Çınlayan sesi kulaklarımda Uğuldayan rüzgarın… ****** Geçmek bilmeyen günler Bir anda akşama vuruyordu Saatin “akrep” kısmını -zehirli- Yanındayken, birden bire… Ne saat dönmüyordu bizim için Ne zaman duruyordu… Bir çırpıda gelen ayrılık vakti Gözlerimin ışıltısını da götürüyordu Batan güneşle… ****** “Karanlıkta bir yıldızdı Gözlerimi kamaştıran, Alev gibi yanan, yüreğimde parlayan ” Bir ada vapurunun yanındaki çarkta Şırıldayan su olmak isterdim Başım sürekli dönsün, dönsün, dönsün… Sormasın balıklar ne olduğunu Deniz parlasın gözlerinde Güneş aydınlatsın yanaklarında Bulutlar yıkansın ellerinde Göçmen kuşlar sana; Büyük mutluluklar getirsin Yüreklerinde… Bir de; Beklediğin sevgiyi ve hayalinde yaşattığın, gönlünü bağladığın her zaman aradığın uğruna feda edebileceğin düşler olan gerçek “sevgi-li”yi getirsin Senin hak ettiğin ve seni hak edebilen… Senin uğruna düşlerini yüreğine gömebilen… ****** Göçmek zamanı geldiğinde Düşlerinden, gözlerinden ve sözlerinden Ardıma bakmadan, gözlerimi kırpmadan ve hiçbir iz bırakmadan sessizce, bir kimsesizlik vaktinde Tüm şehir uykudayken Sokaktaki çöpçülerin süpürgelerinin ucundaki çöpler gibi akıp gideceğim hüznünden içeri Karanlıkta yitirilen umutların ****** Gün batımında kuş sesleri azaldığında Saatin kuşu ayrılık vaktini –guguk-ladığında Elimizde kalan yalnızca Tertemiz yürekte barınan - DOSTLUK- olacak
Re: Tut EllerimdenKuzey'imm;buradaki ilk paylaşımımda beni yalnız bırakmadığın için teşekkür ederim.Bu sitedeki ilk paylaşımım olduğu için hatalarım olabilir ama güzel dostlar hatayı görmezden gelirler bunu da bilirim...Varlığınız umarım hiç ayrı düşmez bu kardeşinizden.
Telma;hissediyorum,yaklaşıyorum,sabırla bekliyorumen büyük özlemime kavuşacağım günüölüme sarılacağım onla buluşacağım günü hayal ediyorum heponu hiç bırakmıycamtıpkı sevgilisine sarılınca o'nu hiç bırakmak istemeyen aŞık gibi...güLüne kavuşmuş bülbül gibi.... Gözler nemlenir,hasret akla düşünce Kalpler demlenir,gözden yaş gelince Hayaller süslenir,umutlar bitince! Benim umudum ne gözyaşında Ne de kalp yangınında! Benim umudum dün demediğim,diyemediğim yarınımda Ve her yarınım bahar tadında. Bülbülün koynunda gül açar, Gülün dikenleri bülbül'ü yaralasada Her damla kanda ortalık sevda kokar. Telmaaaa,yüreğine sağlık.Sen hep yaz emi?Yazmak istemediğin zamanlarda kalemi kır ve yüreğine batır ki kelimeler anlasın neler kaçırdığını! Birsummmm;o güzel yüreğinden bu Ağabeyini sakın düşürme,bir yerleri kırılır sonra!Varlığına sağlık.Kocaman saygılarımı sundum o güzel yüreğine...
Re: Kutlu Doğum Haftası Üzerine...canım seni özlemiştik forumda.... iyiki geldin ,,iyiki burdasınn...
Re: İyi Bir Dosta...Şiir.!sizler gibi dostlarım olduğu sürece sırtım hiç üşümicek metince gönlünüze sağlık,
birsuu senin gibi dostum oldukça direnmekten yorulmam ben.... güzel yorumuna tşkrlrrr cnmm....
Dualarımızın kabulü.....Cenabı Hak kullarının, kendisinden dua vasıtasıyla aciz ve fakir olmaları hasebiyle her şeyi talep etmelerini ister. Ama bu istemelerde kullarına Hikmeti Rabbaniye göre muamele eder. Kulların istediklerinin mahiyetini ve camiyetini bildiği için verirken, kulların hevasatının tahakkümüne karşılık hikmetiyle muamele eder. Kulun istediğinin ya aynısını verir ya da daha iyisini verir ya da ahrette verir ya da hiç vermez.Eğer dua edildiği zaman başa gelen belalar ve sıkıntıları Cenabı Hak fazıl ve keremiyle def ederse nur üstüne nur olur. Dua vakti biter kaza olur. Eğer dua edilmesine rağmen başa gelen musibet ve belalar gitmediyse demek dua kabul olmadı denilmemeli. Ya daha duanın vakti bitmedi. Kulun dua etmesi ve acziyle ve fakrıyla dua etmesi gerekir denilmelidir.
Duada Allahın hikmetine itimat edip, rahmetini ittiham etmemelidir. Aciz ve fakrıyla iltica etmeli Allahın terbiye ediciliğine karışmamalı, takdir ve tedbiri ona bırakmalı, istenilen şeyler isteyene faydadan ziyade zarar verecek talepler olduğu için hikmeti ilahiye de kabul görmedi denilmelidir. Rahmet hazinelerinin anahtarı ve tükenmez bir kuvvetin medarı olan dua vasıtasıyla insan, elinin yetişmediklerini Allahtan isteyecek ama istediklerinin de Allahın hikmetine tabi olduğunu bilecektir. Rahmet hazineleri bol olan ve her şeyin anahtarı yanında, her şeyin ipleri elinde olan bir Zatın kulun her istediğini vermemesinde hikmeti ilahiye olduğunu bildiği takdirde duasının neticesinin ahret hesabına kabul olduğunu ya da daha güzel bir surette dünyada verildiğini anlar ve Rabbine tevekkül eder, ibadet ile kulluk ile teşekkür eder. Duada hikmeti ilahiyenin esas olduğunu bilmeyen ve istedikleri matlupların iç yüzlerini idrak edemeyen insanlar ise niçin duam kabul olmuyor, neden istediklerimi vermiyor, niçin dualarımı duymuyor, neden karşılık vermiyor diyerek bir nevi hikmeti ilahiyeyi ve rabbaniyeyi itham ederler. İsyankar tavırlarıyla duadan ellerini çevirip Rablerine mecazi olarak küserler Halbuki kullarına karşı rahmeti bol, nimetleri sonsuz olan, şefkati nihayetsiz olan bir Zata karşı isyankar bir tavır takınmak şükür yerine şikayet olduğu için nimeti ziyadeleştirmek yerine nimetleri azaltır. Hikmeti itham edip, rahmetini beğenmemek olur. İstenilen şeylerin nefsin ve hevanın tahakkümü ile istenildiğinin farkına varmamak olur. Duanın ibadet olduğu gerçeğinden gafil kalınmış olur. Duada fiili ve hali olarak sebeplere teşebbüs eden, lisani ve kalbi olarak ise elinin yetişmediği şeyler için ellerini açan kullar neticelerini Allaha bırakmalı, hikmeti ilahiye ye tabi olmalı, sabır etmeli, başa gelenlerin dua ibadetinin vaktinin geldiğini bilmeli, matlubunu tahakküm ile değil tevekkül ile istemelidir. Kendisi için takdir edilen şeylerin en hayırlısı olduğunu bilmeli, başına gelenlerin çoğusunun Allahın zulmü değil kendi nefsinin kusurları, hataları ve yanlışları ve suistimalleri neticesi geldiğini görmelidir. İstediği şeylerin verilmesindeki şartların daha yerine gelmediği için geciktiğini, istediği matlup ve maksutların hikmet iktiza ettiği takdirde verileceğini idrak etmelidir. Eğer kulların her istedikleri bu dünyada birebir ya da misliyle verilseydi imtihanın sırrı ve anlamı ya da cennetin gereği kalmazdı. Her istenilen insana verilseydi insanlar bir zaman sonra her istediklerinin verilmesi gerektiği tahakkümüyle hareket eder hale gelirlerdi. Bu halet ise hikmete ve rahmete uymaz. Dünya mükafat ve ücret yeri olmadığı için ve asıl maksadın ahret yurdu olduğu için oraya insanların şevklerini artırmak ve hazırlık yaptırmak için Rabbimiz kulların istediklerinin bir kısmını burada veriyor büyük bir kısmını ise ahrete tehir edip orada daha ihtişamlı ve şaşalı olarak verecektir. İstedikleri her şeyin kendilerine verilmemesinin hikmet ve rahmetini akıl, vicdan, iman ve insaf sahibi insanlar bu dünyada anladığı gibi bu dünyada anlamayanlar ise ahrette görecekler. İstedikleri her şeyi kendilerine niçin verilmeyip ahirete tehir edildiğini görüp Rablerine şükür edecekler. İyiki Allah istediğimiz şeyleri dünyada değilde burada vermiş. Yoksa bu nimetlerden mahrum kalacaktık. Diyeceklerdir. Vesselam. Rabbim yaptığımız tüm dualarımızı kabul etsin inşallah selam ve saygılarımla Hacegan...
Re: Dualarımızın kabulü.....Birsu kardeşim çok tşk ederim gözlerinize sağlık....
Re: Askerim.........Birsu kardeşim emeğine yüreğine sağlık bu güzel paylaşımın için tşk ederim....
Re: Askerim.........Askerimizi bu haliyle bu durumlara düşürenlere yazıklar olsun. Esasında çok şey söylemek istiyomda neyse .....
Re: Askerim.........Birsu kardeşim çok anlamlı bir konuyu paylaşmışsın seni tebrik ediyom. Emeklerine sağlık
SanalKahve © Copyright 2007 - 2014 Tüm Hakları Saklıdır.
|