531 sonuç bulundu

Geri dön

Re: •*¨`*•✿ Susarım ✿•*¨`*•

Ece adminim emeklerine sağlık paylaşımlar için tşkler

Efe
Cmt May 25, 2013 11:30 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Önemsenmiyen

Ece adminim emeklerine sağlık

Efe
Cmt May 25, 2013 11:54 pm
 
Foruma git
Konuya git

AnLayış ve Hoşgörü...!!!


ANLAYIŞ VE HOŞGÖRÜ
 
İnsan ilişkilerinin temelini sağlıklı iletişim oluşturur. Bu iletişimi daha doğrusu ilişkileri incelemek, geliştirmek, iyileştirmek, barış ve huzur getirmesi için yönlendirmek şansına sahip olan da yine bizleriz.
 
 
 
Bu şansı doğru ve bilinçli bir şekilde ve iyi kullanmalıyız. İlişki içerisinde bulunduğumuz insanlara anlayışla davranmak, “Anlayış ve hoşgörü” kavramlarına günlük yaşamımızda ve özellikle çatışma hallerinde kurtarıcı unsur olarak dört elle sarılmak, sorunsuz iletişimin en kestirme yoludur.
 
Karşımızdaki kişinin yerine kendimizi koyduğumuzda, olaylara onun bakış açısıyla bakmaya çalıştığımızda, anlayışlı olmanın ilk adımını atmış oluruz.
 
Sözü edilen o kişinin eğitim düzeyi nedir? Kültürel değerleri hangi doğrultudadır? Duyguları nasıldır? Bugüne kadar yaşadıklarından nasıl etkilenmiştir? Bu ani duygu patlamasını neden yaşıyor? Bu soruları süratle kendimize sorup, bu kez de “Onu kırmadan düşüncelerini ve kararını yeniden gözden geçirmesi için ne yapabilirim?” in cevabını bulmaya çalışmalıyız.
 
İşte, onun hakkında düşünmeye ve önce içimizden kendimize sorular sormaya başladığımızda da ikinci adım atılmıştır. İkinci adımın sonuca varabilmesi için, olumlu duygular ile hoşgörü anlayışını birlikte sergilemeliyiz.
 
Son adım, bütün bunları karşımızdakine hissettirmektir. Onu anlamaya çalıştığımızı, benimsemeye hazır olduğumuzu beden dilinin de desteğiyle kelimelere dökmeliyiz. Şöyle ki; gülümseyerek ve yumuşak bir ses tonu ile...
 
Aslında sözcükleri kullanarak ne söylediğimiz çok önemlidir. Ancak ses tonumuz, konuşma hızımız ve vurgulamalarımız, en az kullandığımız sözcükler kadar önemlidir ve iletişimin ana öğeleridir.
 
 
 
 
 
Yüksek ses tonu, kullanılan kelimelerin anlamı ne olursa olsun dinleyeni yorar. Savunma güdülerini harekete geçirir. Düşünce ve duygu kanallarını tıkar. Bu nedenle, iletişim anında karşımızdakini kendi değerlerimiz ile algılamalı ve empati kurmalıyız.
 
Herhangi biri ile ilişkilerimizin başlangıcında, çok önemli iki yoldan birini seçebiliriz. Bu seçimi yaparken bilinçli olmak da çok önemlidir. Biri, “Ben” merkezli, diğeri de “Sen” merkezli bakış açısıdır.
 
“Ben merkezli” olmak kolay yoldur. Çoğunlukla da bilinçsizce uygulanır. “Benim dediğim olsun. Ben bilirim. Beni dinleyin. Benim kararım doğrudur,” gibi bakış açısıyla, karşımızdakini anlamak ve ona kendimizi anlatmak çok zordur. Böyle bir yaklaşım daha başta, olumlu bir ilişkiyi sona erdirir.
 
“Sen merkezli” düşünceye sahip olarak yaklaşmak ise daha baştan avantaj getirir. ‘Sen merkezlik’ lik, başkalarına hak verebilmeyi, duygu ve düşüncelerine saygı duymayı, onların haklı ve doğru olabileceğini kabul eden düşünce yapısıdır.
 
Bu kişiler, kendilerine iletilen sorunu ya da karşı bakış açısını anlamakta zorlanmazlar. Kendilerinin ya da toplumun değer yargılarını hemen ortalığa dökmezler. Karşılarındaki kişinin sorununa daha olumlu yaklaşmak, hoşgörülü davranmak, sevgi ve anlayış göstermek için çaba gösterirler. Bu da çok önemli bir farktır.
 
Yaşadığım yoğun insan ilişkilerinden öğrendiğim ve sonunda yaptığım bazı tespitlerim oldu. Örneğin, kimseyi gereksiz yere eleştirmeyin. Kimseyi kınamayın. Eğer sizden sormuyorsa kimseye akıl vermeye kalkmayın. Bunları prensip edinen ve uygulayan kişi, anlayışlı olma yolunda daha ilk adımda mesafe alır.
 
İnsanları abartıya kaçmadan, dozunda övmek gerekir. Olumlu düşünceler ve bunların kelimelerle ifade edilmesi, insanlarda ‘İyi Enerji’ oluşturuyor ve beyinler mutluluk hormonu salgılıyor. Bu yöntem kolaylıkla empati duymanın da yoludur.
 
 
 
Karşımızdaki kişiyi anladığımızı ya da en azından samimi bir yaklaşımla anlama gayreti içinde olduğumuzu hissettirmeliyiz. Sorunu irdelemeli, çözüm üretmeye çabalamalıyız. Unutmayalım ki, iletişimde olduğu kişilere anlayışlı davranmak becerisi gelişmiş olanlar, yardımcı olanlar, çevreleri tarafından sevilen insanlar olurlar. Başkalarına yardım ederek hem kendi hem de başkalarının yaşamlarını mutlu kılarlar.
 
Kendimizi severiz, doğayı severiz, başka insanları da severiz ama bir türlü mutlu olamayız. Çünkü bu sevgilerde akıl, mantık, anlama ve empati derinliği yoktur. Bilinçle ve mantıkla bu sevgiyi derinleştirmek bilgece bir davranıştır.
 
Bunun dışında bir de kimseyle anlaşamayan, doğayı, insanları hatta kendini bile sevmeyen, ‘Şanssız’ diyebileceklerimiz de vardır. Onları da anlamaya çalışmak durumundayız. Onların da Allah’ın kulları olduklarını ve bu alemde var iseler, negatif de olsa bir görevleri olduğunu unutmamalıyız. Şunu da bilmeliyiz ki, tüm alem ve yaratılanları sevmek, herkese anlayışla yaklaşmak, insanı huzura götüren en sağlam yoldur.
 
Efe
Cmt May 25, 2013 11:52 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Toplu yaşam kuralları..!

Ece adminim emeklerine sağlık paylaşım için tşkrler

Efe
Cmt May 25, 2013 11:34 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: •*¨`*•✿ Susarım ✿•*¨`*•


Ben Sana Susuyorum
Susuyorum seni kırarım korkusuyla,Esersem hızımı rüzgar kıskanır,Orta yerinden çatlar ben diyen kasırga,Susuyorum seni kırarım diye tüm dünyaya,Hapsoldu kalbimin mahseninde ruhum,Bu gece bensiz yatacaksın yatağında,Kızgınım bu deli yalnızlığıma, susuyorum.Bilirsin üzülsem de bu alemde,Kimseye bir şey diyemez, aciz kalır dilim,İnancım olsa da düşlere,Gerçekçi olmakta fayda var sevdiğim,Sen en iyisimi beni düşle,Sakın ele verme ruhumu sakın,Beni sadece kendine saklayasın.Derin mevzular bunlar takılmaya gelmez,En iyisi mutlu ol unut canım.Sana öfkelensem de hayatım içinde,Bilirsin ki diyemem bir kötü söz,Ama yine de sana varır yolum,Bu gece çok üzüldüm nedense,O nedenle susuyorum.Kırk yerinden kırsam yalnızlığımın kolunu,Devir döner devran döner,Gelir bulur bir parçası,Bir şarapnel gibi saplanır yüreğime,Hücrelerime karışır zehri,An gelir anlamazsın sen beni,Unutulduğunu sanırsın.Halbu ki kırmızı düşlerdesindir.Yaşandıkça şiirlerime yansırsın.Dudaklarına saplanınca çığlıkların,Bir an gelir gözlerinde dururum.Anlam veremem feryadına,Anlamak için seni susuyorum.Oysa sana gelmeyi hayal etmiştim.Gerçeklerinin ötesine çekemedin ki,Düşlere yer kalsın yüreğinde,Buzdan dağları diziverdin önüme,Peki ya sevgimi,Üşüteceğini mi sandın?Bak sayende ben titriyorum.Sen üşüme diye gönül parçam,Ben sana susuyorum...!!!
Efe
Pzr May 26, 2013 12:14 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: AnLayış ve Hoşgörü...!!!

Ece Adminim yorum için tşkler

Efe
Pzr May 26, 2013 12:04 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Aşk Bu Akıl Sır Ermiyor...

koray emeklerine sağlık tşkler

Efe
Pzr May 26, 2013 2:07 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: •*¨`*•✿ Susarım ✿•*¨`*•

senem adminim &  ece  adminim valla sizlerden ilham aldım bi taneden benden olsun dedim. emeklerinize sağlık

Efe
Pzr May 26, 2013 12:16 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Önemsenmiyen

Sevmek DeğiI benimki ÖIürcesine inanmak sana, Aşık OImak değiI benimki tapmak, Sana OIan iLgim Sensiz OIamam ben Yarım KaIırım Sensin Tek iIacım Seviyorum Seni...!!!


 


 


Efe
Pzr May 26, 2013 2:39 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Önemsenmiyen

Seni Sevmek Hayata haykırmak Gibi, Seni Sevmek Bütün GüzeIIikIerin BaşIaması Gibi, Seni o kadar çok Seviyorumki içimdeki dünya Sevgi yükIü Sana Karşı meleğim. Seviyorum Seni...!!!


 


Efe
Pzr May 26, 2013 2:48 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Miraç Kandili Nedir...







  • Bin damla serpilsin yüreğine, bin tatlı mutluluk dolsun günlerine, binbir hayalin gerçekleri bulsun, her türlü duaların kabul olsun, Miraç kandilimiz mübarek olsun...!!!

     







Efe
Pzr May 26, 2013 4:50 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: AnLayış ve Hoşgörü...!!!

Hacegan yorum için tşkler

Efe
Pzr May 26, 2013 12:05 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Organik yiyeceklerin önemi..!

Ece adminim emeklerine sağlık paylaşım için tşkler

Efe
Cmt May 25, 2013 11:33 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Sevmeyi Hatırlamak..!

Ece adminim emeklerine sağlık paylaşım için tşkrler

Efe
Cmt May 25, 2013 11:32 pm
 
Foruma git
Konuya git

Adam OLanın FarkLı Duruşu OLmaLıdır...!!!



Yoğun iş hayatı, günlük koşuşturmalar, aşırı teknoloji bağımlılığı artık gözden düşmek durumunda olan “adam olmak” kavramlarını ve içeriklerini her şeye rağmen bize unutturmamalıdır.
 
 
         Yaşamıyor olsak da, aklımıza getirmiyorsak da hatta unutmaya meyilli olsak bile bu “Adam olmak” konusunu ciddi olarak ele almamız gerektiği kanısındayım. Üzerinde düşünelim, araştırma yapalım, tartışalım hatta yazalım. Okudukça, sosyal ortamlarda tartıştıkça hepimizin insani eksikliklerimizle savaşmamız gerekliliğinin şart olduğunu görüyorum.
         Adam olanlar ve adam olmayanlar arasındaki fark yalnızca büyük olaylarda ve geniş çaplı ortam şartlarında değil çok küçük nüanslarda bile kendini belirgin kılar. Adam olmak zor iştir, adam kalmak ise daha da zordur. Daha doğrusu sonu olmayan bir süreçtir.
         Adam olanın farklı duruşu olmalıdır. Bu, zorlama ya da yalnızca dış görüntüde değil, kendiliğinden olan bir farklılıktır. Mevlana insanı bir ceviz benzetmesiyle tanımlar. Dış kabuk o güzel rengiyle dünyevi hazlar, sonra iç kabuk ve incecik bir zarla korunan beyaz iç. Kar beyazı ve tertemiz. Yeni doğan bir bebeğin duru saflığında. İşte insanın iç dünyası arındıkça bu farklılık da ortaya çıkar.
         Adam olmak yılmamak ve vazgeçmemektir. “Nelerden yılmamak?” diye soracak olursanız; yaşamın zorluklarından, dışımızdaki insanların karşımıza çıkardığı sorunlardan, kaprislerinden, yalandan, iki yüzlülükten, günü kurtaran ucuz hesap yapanlardan, dünyevi hazların ve şan şöhret peşinde koşanlardan...
         Adam olmak, üzerinde öğrenmemiz gereken dersler, aşmamız gereken sınavlar olan uzun bir yoldur. Akıl... Ahlak... Düşünce derinliği... Düzen ve disiplin... İnsancıl duygular... Hoşgörü... Empati... Sevgi... Bunlar yolun anahtarlarıdır. Sonsuz olan bu uzun yolda aksamadan ilerleyebilmek için, akıl yolun başıdır ve diğer her bir kelime o yolun duraklarıdır. Yola çıkılır ve duraklarda durarak öğrenilir. Sonunda sevgi noktasında bir soluk alınır.
         Sonsuza varan bu yolda devam edebilmek için Konfüçyüs, “Adamlık insanlar için su ve ateşten üstündür. İnsanların ateşe ve suya girdiklerini ve bu yüzden öldüklerini gördüm ama adamlığa girip de bu yüzden ölen kimseyi görmedim,” der ve özelliklerini de, “Adam olan adam iç değerleri sever, bayağı adam dünya değerlerini sever. Adam olan adam hukuk sever, ilke sever bayağı adam her durumda göze girmeyi sever. Adam olan adam vakarlıdır ama kendini beğenmiş değildir. Bayağı adam kendini beğenmiştir ama vakarlı değildir,” sözleriyle açıklar.
         Adam olmak, “O ne der, bu ne der?” düşünce ve sınırlaması ile yaşamamaktır. Ancak ölçülü ve dengeli yaşamaktır. “Kendi gibi” olmaktır. Başkalarının yalanlarına yalanla karşılık vermemektir. Başarı karşısında kazandım diye gururlanmamak, yenilgide kaybettim duygusuyla yılmamaktır.  Yüreğine ve sinirlerine “Dayan” diyebilmek, herkesle dost olup erdemli kalabilmektir.
         Her dakikayı, her saati emekle, hakça, alın teri ve akılla yaşamaktır. Saniyeleri bile bir gün gibi değerlendirmektir. Susması ve dinlemesi gereken yerde susmak, konuşması gerektiğinde az ve öz konuşmaktır.
         Adam olan adam neşelidir, saygı duyulan ciddiyeti ile de kimseyi ürkütmez. Soylu, cömert, bilge, erdemli, adil ve yardım severdir. Sır saklar. Kendi hür iradesi ile kendini terbiye etmiş insandır. Düşünerek hareket eden ve düşünerek konuşandır.
         “Biz adam olmayız,” sözü sanırım hiç birimiz için bilinmeyen bir söz değildir. Hiç hoşuma gitmese de, halkımızın diline ve aklına o kadar yerleşmiştir ki, “deyim” haline gelen bu tanım, yüzlerce yıllık geri kalmışlığın, cehaletin, okumamanın, düşünce tembelliğinin acı sonucudur. Bilançosu’ dur.
         Her önyargı gibi, insanımızın bu yöndeki olumlu yaklaşımı, gayreti de kısıtlanmış oldu. Bu düşüncenin hala geçerliliğine karşıyım. Her insana akıl ve irade sunulmuş. Bunları kullanmak insanın kendi elindedir. İnsanımız elbette “Adam gibi adam” olabilir hatta olur!.
         Adam gibi adam bu dünyayı terk ederken, “Namuslu yaşadım, bencil olmadım, toplumuma ve tüm insanlığa yararlı olmaya çalıştım,” diyen insandır. Bilim ve sanat bunu öğretir.
         Adam gibi adam olabilmek görüldüğü gibi hiç de zor ve aşılmaz engellerle çevrili değil. İnsan aklı ve iradesi, “adam olmak” için gerekli istek ve arzuyu ve kendi isteğiyle ve kendi eliyle yaratabilir.
         Noktayı koymadan, sözü yine Konfüçyüs’e bırakmak istiyorum: “Kesin kararlılıkla az konuşma birleşti mi adamlık çok yakındır. Konuşulmaya değer birine rastlanıldı ve onunla konuşulmadı ise bir adam ziyan edilmiş demektir. Kendisiyle konuşmaya değmeyecek birine rastlanıldı ve onunla konuşuldu ise sözler ziyan edilmiş demektir. Adam olan adam ne adamı ziyan eder ne de sözlerini ziyan eder”


 
Efe
Pts May 27, 2013 10:19 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Sevgi mi? Korku mu?

Yaratılan tüm insanlar eşit yaratılmıştır. Kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur. Fark sadece düşünce yapısındadır. Olayları algılama ve anlamlandırmanızdadır.


 


Ece adminim emeklerine sağlık süper paylaşımlara imza atıyon tşkleRrRr...

Efe
Sal May 28, 2013 12:40 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Adam OLanın FarkLı Duruşu OLmaLıdır...!!!

Koray kardeşim yorum için tşkrler

Efe
Sal May 28, 2013 1:31 pm
 
Foruma git
Konuya git
cron