1231’den daha fazla sonuç bulundu

Geri dön

Re: •*¨`*•✿ Sessizligin Sesiyim ✿•*¨`*•

Ne Olursan Ol Göründüğün Kadarsın,


Nasıl Görünürsen Görün


Sana Baktığım Kadarsın...!


 


 


 

Senem
Cmt May 04, 2013 5:27 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Bıcak Nereye Dayandı...?

Öncelikle bu konuyu dile getirdiğin için sana bir kez daha teşk ediyorum arkadaşım emeğine yüreğine sağlık bende bu konuda bi iki cümle yazmak istiyorum öncelikle hepimizin başı sağolsun reyhanlıdaki saldırıyı nefretle kınıyorum bu bir insanlık suçudur ama bizim medyaya o kadar kızgınımki lanet olsun bu konuyu hiç dile getirmediler hep sessiz kaldılar düşününki bir ülkenin başbakanı bile bu konuda sessiz kalıyor yazık birde barış süreci diyip ülkemizi ne hale getirdiniz başbakanın annesi vefat ediyor tüm kanallardaki eğlenceler programlar iptal ediliyor reyhanlıda 50 insanımız kalt ediliyor vur paylasın çal oynasına devam onlar insan değil değilmi yazık... türk medyasından iğreniyorum ve nefretle kınıyorum...
Koray
Cmt May 04, 2013 5:38 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Bıcak Nereye Dayandı...?

GÜZEL BİR PAYLAŞIM OLMUŞ BACIM EMEĞİNE YÜREĞİNE SAĞLIK. 


furim
Cmt May 04, 2013 5:48 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Yorgunum yorgun ey hayat


Furim Abisimm Emeğine yüreğine sağlıkk

TeLmA
Cmt May 04, 2013 10:29 pm
 
Foruma git
Konuya git

Yorgunum yorgun ey hayat

 

Her sonbahar gelişinde dökülür yapraklar birer birer, her biri bir tarafa savrulur… “Hazan mevsimi, doğanın da ölüm mevsimidir” derler… “Elveda zamanı, hüzün mevsimi, ayrılık mevsimidir” derler. Oysa ben mevsimler içerisinde en çok sonbaharı severdim bir zamanlar. Uçurum kenarlarında açan sarı sarı çiçekleri bir de, çiçekler arasında. Düşme tehlikesiyle de olsa uzanıp kokusunu içime çekerdim yudum yudum, nefes nefes... Hayatın bütün derinliğini, dinginliğini, gizini orada ve onlarda bulurdum... Dalından ayrı düşen her yaprağın hüznünü yaşıyorum şimdi ey hayat! Sararmış, gazel olmuş, solmuş ve rüzgarın önünde savrulan yaprakların hüznünü… Gönlümde sonbahar rüzgarları esiyor, şarkılar daha bir içli çalıyor şimdi , gönlüm yorgun, gönlüm küs, gönlüm suskun... Boğazımda düğüm düğüm hasret, bulut bulut gözlerimde çakıyor şimşekler... 
Gurbetten gurbete savrulan insanların iç acısını duyuyorum içimde her sonbahar gelince... İçimden kopan her duygu kırıntısı yüreğime batıyor... Yapraklar gibiyim ben de ey hayat, her sonbaharın gelişiyle beraber bende sonbaharı yaşıyorum, sonunda ilkbaharın müjdesi olsa da... İlkbaharda çayırlar yeniden yeşillenip, ağaçlar filiz sürse de, çiçekler yeniden süslesede dağları, kırları, ovaları. Ben hep güzdeyim... 
,Her baktığımda soluk sarı yapraklar gibi duruyor aynalarda ki yüzüm, içim, dışım sonbahar ey hayat. Bütün anılar yaprak yaprak sokaklara dökülmüş. Kardan bir kefenle kocaman bir dağ gibi gelip oturmuş göğsümün üzerine hüzün... Yorgunum, çok yorgun ey hayat, vefasız dünyanın ihaneti beni bitirdi... Bilirim ne yapsamda bir sonbahar yaprağına yazgılıyım, değiştiremiyorum yazgımı... Acılara, hüzünlere, sevdalara, sararmış yaprakların rüzgardan savruluşuna yazılmış adım neylersin. Terkedilmiş evlerin hanelerine, yıpranmış defterlerin sayfalarına yazılmış adım... Bilirim sonbaharların sarı kaderine yazılmış sonu hazin küçük bir öyküyüm ben, kimselerin açıp okumadığı bir kitapta; üzerine hüzün tozları serpilmiş kederli gecelerin sonbahar rüzgarlarıdır belki de; bütün bu yaşadıklarım... Ki, sonbahar yaprakları gibi dökülüp, dökülüp savrulup gidiyor ömrüm elimden... 
Yalnızlığın en derin uçurumuna yaslanmış kalmışım yangın yüreğimle ey hayat. Sonunda gücüm tükenip düşeceğim belki ya da kendi yüreğimden taşınıp gideceğim kimsenin bilmediği, ulaşamadığı, uğramadığı bir yüreğe... Varsın karanlık geceler yokluğuma ağıt yaksın, sahte sevgilerle avutsun hicranımı zaman... Kaç yıldır ki, yaşamın uğramadığı mezarlıklar gibiyim, içime binlerce ölü gömülü. Dolaşıp duruyorum ağaçların dökülmüş yaprakları arasında, sonbaharın sarı soluk yüzüne sürüyorum yüzümü yaprak yaprak... Ağaçlara baktıkça nedenini bilmediğim ama acısını duyduğum sararmış hüzünler kaplıyor içimi. Bilmem bu kaçıncı çığlığımdır ey hayat, sesimi duyuramadığın . Bilmem bu kaçıncı imdat... Şimdi vurulmuş bir kuş kanadı gibi duygularım, sığınacağım dal da yok. Yıpranmış, paralanmış eski bir giysi gibi duruyor üzerimde ömrüm... Her ihanet onulmaz bir yara açtı yüreğimde, ne yapsam durmuyor kanama. Kahretsin... İçimin yaşayan sevinçli yanını öldürdüler ey hayat, hüzne bulandı her yanım, ben ki sevinç rüzgarları doluydum bir zamanlar sevgi dağlarında, sevgi eserdim gece gündüz yüreklere, yüreklerden dağlara, ormanlara, sokaklara. Şimdi ihanetin kara bulutları kaplamış göğümü, güneşli günlere hasretim ey hayat... Ellerine kapanıyorum şimdi, anla beni, al beni... Bir sonbahar yaprağı gibi bekletme son yaprakta. Bırak alıp götürsün beni sarı yapraklarıyla sonbahar rüzgarları, yapraklar gibi savurup savurup götürsün uzaklara... Bir varmış bir yokmuş diye başlar bütün masallar. Ellerim soğuk şimdi üşüyorum, bedenim,dudaklarım buza dönmüş... 
Yokumsa beni ey hayat, doğmamış gibi...Sayki hiç yaşamadım, tatmadım, acıyı, ihaneti. Masalım da olmadı sonu mutlulukla biten. Gökten üç elma düşmesini beklemiyorum artık, yorgunum ey hayat, yorgun...

 
 
furim
Cmt May 04, 2013 6:40 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: •*¨`*•✿ Sustum ✿•*¨`*•


Senem'cimm Süper bir paylaşım o güzel yüreğine kalemine sağlıkk

TeLmA
Pzr May 05, 2013 11:20 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: •*¨`*•✿ Sustum ✿•*¨`*•


BUGÜN YEMEK BENDEN SENEMİM SEN YORULMA NE YEMEĞİ DİE SORMA SAKIN BEN ANLAMADIM PİŞEN Bİ BUNU


 BB ULDUUM

TeLmA
Pzr May 05, 2013 11:29 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Tarihimizdeki Milli Birlik ve Beraberlik...!!!

EMEĞİNE O GÜZEL YÜREĞİNE KALEMİNE SAĞLIK EFE ADMİNİM HARİKA PAYLAŞIMIN İÇİN

TeLmA
Pzr May 05, 2013 11:22 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Tarihimizdeki Milli Birlik ve Beraberlik...!!!

EMEĞİNE YÜREĞİNE SAĞLIK KARDEŞİM. ÇOK GÜZEL BİR PAYLAŞIM 

furim
Pzr May 05, 2013 4:53 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Bıcak Nereye Dayandı...?


Teşekkürler Efe Adminim okuyan gözlerinize yorum yapan yüreğinize sağlık

TeLmA
Pzr May 05, 2013 11:15 am
 
Foruma git
Konuya git

İnternet Hayatımızı Nasıl Etkiliyor..?



Siber uyuşturucular olarak adlandırabileceğimiz durumların başında internette oynanan online oyunların geldiğini belirten Psikiyatrist Dr. Gürkan Odabaşoğlu, internet bağımlılığının sosyal hayatı nasıl etkilediğini ve bu durumun çözüm yollarını bizlerle paylaştı.
 
Yaklaşık 20 yıldır hayatımızda olan internet, iletişim şeklini ve sosyal hayatı etkiler. İnternet bağımlılığı son zamanlarda giderek yaygınlaşan bir durumdur. Online oyun bağımlısı olan kişilerde; giderek daha fazla oyun oynama isteği, sosyalliğin azalması, yapılan etkinlik ve diğer uğraşların bırakılması gibi sonuçlar görülür. Ergenlik döneminde ise bu durumdan en fazla akademik hayat etkilenir, ders başarısının düşmesinin yanında okul devamsızlığı da artar.
Sosyal hayatı nasıl etkiler?
Online oynanan bazı oyunlar ve bahis sonucunda kişiler giderek daha az sosyalleşmeye başlar. Bu kişiler, çoğu zaman evde veya internet cafelerde vaktini bilgisayar karşısında geçirir. Bilgisayar başında vakit geçirme süresi 16-18 saate kadar çıkabilir. Bağımlılık, PC karşısında yemek atıştırmaya başlamak ve spor etkinliklerinin tamamen durması şeklinde sonuçlar doğurabilir. Bağımlılık geliştiğinde ise sadece oyun oynayan kişilerle sınırlı bir sosyallikle kısıtlı bir durum gelişir. Spordan uzaklaşma ve sürekli oturma pozisyonunda olmak, kilo alma ve çeşitli eklem problemlerinin gelişimine katkıda bulunur.
İnternet Bağımlılıgı-Risk Grupları-Önlemler
İnternet bağımlılığını, diğer bağımlılıklar gibi ele alabiliriz. İnternetin kullanımı hayati ihtiyaçların önüne geçiyorsa, internette geçirilen süre kontrol edilemiyor, süre gittikçe artıyorsa, internet kullanımı engellendiğinde, kızgınlık ve çöküntü yaşanıyorsa; yoksunluğun yarattığı gerginliği gidermek için davranış bozuklukları başlamışsa, evet bağımlılıktan bahsedebiliriz. Bunun arkasında pek çok neden olabilir, bağımlılık risklerini arttıran faktörleri şöyle sıralayabiliriz:
Bilgisayar oyunlarına ve internet kullanımına küçük yaşta başlama
Gençlik dönemi
Düşük benlik algısı
Sosyal kaygı
Dürtü sorunları
Başarısızlık
Yalnızlık
Spor veya yaratıcı aktivite eksikliği
İletişim becerileri zayıf aile
Değerleri ve sınırları net olmayan ailelerde büyüme
Yanlış modeller ve yanlış sosyalleşme
Sonuç olarak internet kullanım, tartışmasız, gündelik hayatımızın bir gerçeği ve öyle olmaya da devam edecek. Bu noktada ailelere, eğitimcilere, sosyologlara, psikologlara büyük rol düşüyor.
Anne ve babalar:
Teknolojinin kullanımını ve dilini öğrenin.
Çocukluk döneminde başlatılacak sosyal ve spor faaliyetlerine önem verin.
Çocuklarınızın izlediğini siz de izleyin.
İnternette ne kadar zaman geçirdiklerini gözleyin.
İnternet kullanımını süre ve program içeriği olarak sınırlayın.
Gençlerinize seçici olmayı öğretin.
İnternet güvenliliğini arttırın.
Kendi yaşantınızla model olun.
Okullarda medya kullanım eğitimleri önerin.
İnternet Kullanımı İle İlgili Alıntılar
“Ben de herkes gibi modern çağı takip edebiliyorum.”
“Teknolojiyi takip etmek iyi geliyor, yenilikleri takip edebiliyorum…”
“Birkaç işi aynı anda yapabiliyorum. Mesela banka sırasındayken ‘maillerime’ bakabiliyorum.”
“Bilgisayarda oyun oynarken gerçek sorunlarımdan uzaklaşıyorum.”
“Arkadaşımla yemekteyken sürekli telefonundan başkalarıyla ‘whatsapp’dan veya ‘bbm’den
konuşması beni rahatsız ediyor.”
“Sabah gözümü açar açmaz Facebook’umu kontrol ediyorum.”
“Eski arkadaşlarımdan haber alabiliyorum.”
“Cep telefonum yanımda olmadığı zaman, sanki bir parçam eksikmiş gibi hissediyorum.”
“Cep telefonumun şık bir tasarımı olması kendimi iyi hissetmeme neden oluyor.

 
Ece
Pzr May 05, 2013 9:08 pm
 
Foruma git
Konuya git

Selam olsun


 
Selam olsun geceyi,
Ayakta geçiren yüreklere.
karanlığı gündüze bağlayan,
Apaydın dileklere...
Tutunca kardeş gibi tutup
Bırakmayan bileklere...selam olsun

Hasret yüklü bulutlar gibi
Gönülden çoşanlara
"yA Allah " deyip
Helal işe koşanlara.
Sevgi pınarından içip İçip de kananlara...
Bir sevda masalı dinleyip
İçin için yananlara...Selam olsun

Yıkık gönüllere
Yuva yapıp kuranlara,
Çile yükünü alıp
Cılız omuzlara vuranlara,
Eğilmeyen dik başlarla
Secdelere duranlara...Selam olsun

Gönlünde bize sönmeyen
Bir kandil yakanlara.
Karanlıkta meşale olup
Işıl ışıl akanlara,
Bir umut bir neşe
Yüreklere takanlara...Selam olsun

Selamı hak edenlere.
Kirden , pastan gönlünü
Tertemiz... pak edenlere..
Ece
Pts May 06, 2013 12:18 am
 
Foruma git
Konuya git

Ekmek İsrafını Azaltmak İçin Neler Yapmalıyız

Ekmek İsrafını Azaltmak İçin Evlerde Neler Yapılmalıdır ?

İhtiyaçtan fazla ekmek alınmamalı,
Ekmek poşette saklanmalı,
Uzun süreli saklama amaçlanıyorsa ekmeğin derin dondurucuda ve poşet içerisinde saklanmalı,
Ekmek dilimlenerek tüketilmeli,
Kuruyan ekmekler israf edilmemeli, içinde az miktarda su kaynayan tencerenin üzerine yerleştirilen süzgeç üstüne konularak tüketilmeli,
Bayatlayan ekmekler galeta unu veya kurutulmuş ekmek içi şeklinde çeşitli yemek, pasta ve tatlı yapımında kullanılmalıdır.

Toplu Tüketim Yapılan Kuruluşlarda Alınması Gereken Tedbirler

Toplu tüketim yerleri olan; hastane, yatılı okul, askeri birlik ve öğrenci yemekhanelerinde ‘ekmek israfı önleme planları’ oluşturulması ve hayata geçirilmesi,
Üretimin talebe göre planlanması,
Raf ömrü uzun kaliteli ekmek üretilmesi,
Ekmeklerin fırında veya satış yerinde uygun koşullarda saklanması,
Toplu yemek tüketim yerlerinde ekmeğin dilimlenmiş veya küçük yuvarlak ekmek olarak verilmesi,
Self servis tezgahlarında ekmeğin baş tarafta değil, yemeklerden sonra yer alması,

Toplu yemek tüketim yerlerinde, mönüye göre ekmek siparişi verilmesi, artan ekmeklerin daha sonraki günlerde kullanılmasını sağlayacak mönü düzenlemesi yapılması önerilmektedir.



 
Ece
Pts May 06, 2013 5:59 pm
 
Foruma git
Konuya git

Türkiye

Türkiye acayip bir ülke oldu. Bir sürü yalanla yönetiliyoruz. Devlet kurumları birbirini suçluyor. Terör almış başını gidiyor, neler olduğunu hiç kimse anlamıyor.
Şimdi medyadan izliyoruz,  teröristler sınırı geçip Kuzey Irak’a giriş yapmaya başlamış.
Yanlarında refakatçi olarak Hasan Cemal isimli bir gazeteci varmış!
İlk terör grubu sınırı geçmiş, mola verilen yerde televizyonu açmışlar, ekrandaki Tayyip’i hayranlıkla izlemişler…
Tayyip dağdan inenlere toprak ve ev vaadinde bulunuyor. Ayrıca bunları işe yerleştirecekmiş.
İyi de, bugüne kadar öldürdükleri binlerce insanımız ne olacak?
Şehit ettikleri Mehmetçiklerin ve polislerin kanı yerde nasıl kalacak?
Reyhanlı olayı çıkınca Terörist olayını unuttuk. Ama orada da ilginç bir şeyler oluyor.
* * * Şimdi bu teröristler sınırı geçip Kuzey Irak’a gidiyor mu?
Hükümete bakarsanız evet, geçişler başladı.
Terör örgütüne bakarsanız yine evet, onlar da aynı şeyi söylüyor.
Bizim medyada aynı doğrultuda haberler ve görüntüler yer alıyor.
Peki Genelkurmay bu konuda ne diyor? Birkaç gün önce yine bir bildiri yayınladılar:
“Basın yayın organlarında teröristlerin sınır ötesine çekilmeye başladığına dair resim ve haberlere yer verilmektedir. Kara Kuvvetleri Komutanlığına, Jandarma Genel Komutanlığına ve Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığına mensup birlikler, geçmiş yıllarda olduğu gibi şu anda da arazide, kendilerine emredilen üs bölgelerinde görevlerini sürdürmektedir. Ayrıca insansız ve insanlı keşif araçları, eskiden olduğu gibi rota değiştirmeden görev uçuşlarına meteorolojik şartların elverdiği ölçüde devam etmektedir.”
Çok güzel, kutlarız! Demek ki sınırlarımız başıboş bırakılmamış!
Ancak bundan sonra gelen iki cümle var ki, işin bütün tılsımı orada yatıyor:
“Teröristlerin sınır ötesine çekilmesine ait herhangi bir görüntü ve bilgi elimizde mevcut değildir.
Türk Silahlı Kuvvelerinin bölgede görevli unsurları yasalara uygun hareket etmektedir.”
* * *
Araya Reyhanlı olayı girdi ve Genelkurmay’ın bu bildirisi gargaraya geldi. Gündem değişince üzerinde durmamız mümkün olmadı. Genelkurmay böylesine önemli bir konuda “Bilmiyorum, görmedim, duymadım” diyor!
Peki Genelkurmay nasıl oluyor da bilmiyor, görmüyor, duymuyor?
Böyle bir şey olabilir mi? Siz bu açıklamaya inanır mısınız?
O halde bu konuyu biraz irdelemek gerekiyor. Ortada üç olasılık var:
Bir: Genelkurmay Başkanı hükümetin bu yaptıklarından, terör örgütüyle yapılan pazarlıklardan, verilen güvencelerden rahatsız. Yarın hesap günü geldiğinde sorumluluk almamak için “Bu olaylar siyasi iradenin emriyle gerçekleşiyor. Sorumlusu biz değiliz, biz bu işlere karışmıyoruz” demeye getiriyor.
İki: Zamanı gelince bu rezilliklerin hesabının sorulacağını Genelkurmay çok iyi biliyor ve korkuyor. O nedenle, bu ağır sorumluluğu ve rezilliği şimdiden hükümetin üzerine yıkmak istiyor. İktidarı açıkça suçluyor, suçu onun üzerine atıyor.
Üç: Genelkurmay, askeri birliklerin sorumluluk bölgelerinde denetimi bırakmış ve kontrolü kaybetmiş. Ya da teröristlerin geçişine göz yumarak suç işliyor. Başka bir deyişle, verilen emirler doğrultusunda terör bölgelerinde bostan korkuluğu durumuna düşürülmüş. İşte bu acı gerçeği itiraf etmek zorunda kalıyor.
Hangi olasılığın doğru olduğunu bilemiyoruz. Ama hangisi doğruysa, ülkemiz için yüz kızartıcı bir hadisedir.
* * *
Evet, Genelkurmay terör bölgesinde olanları bilmediğini, görmediğini, duymadığını iddia ediyor!
Bu nasıl iştir, nasıl bir bildiridir, amacı nedir, anlayan var mı? Buna kim inanır?
Böyle anlamsız açıklamalar yayınlayarak sorumluluktan kurtulmak mümkün olmaz… Çünkü bu işin hesabını sorumlu makamda olan herkes verecektir. Asker veya sivil, hiç fark etmez.
Türk ordusu tarih boyunca bu durumlara düşmemiş, böylesine küçülmemiş, saygınlığını böylesine yitirmemiş, siyasetin dümen suyuna girmemişti.
Ece
Pts May 06, 2013 6:21 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: İnternet Hayatımızı Nasıl Etkiliyor..?

Yine güzel bir konuya deginmişsin adminem


Kutlarım


 


 

Senem
Pts May 06, 2013 4:56 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: İnternet Hayatımızı Nasıl Etkiliyor..?

Teşekkürler Efe adminim  okuyan gözlerinize yorum yapan kaleminize sağlık

Ece
Pts May 06, 2013 10:45 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: İnternet Hayatımızı Nasıl Etkiliyor..?

öncelikle seni tebrk ediyorum bu güzel paylaşımı yaptığın için... soruna gelince cevap veriyorum kısa ve öz... interneti iyi kullanırsan vezir kötü kullanırsan rezil olursun...

Koray
Pts May 06, 2013 9:43 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Selam olsun


Seni seviyorum Senem Adminemm..Aleykümselam

Ece
Pts May 06, 2013 10:38 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Selam olsun


Selam olsun Efe Adminim

Ece
Pts May 06, 2013 10:36 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Selam olsun

Bizdende sana selam olsun adminem


Senem
Pts May 06, 2013 4:52 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: HuZuRLu OLMaK...!!!

Emegine Saglık ÜSTAD


yorgunluk çayını hakettin


 


buda suyun pc den kalkma dik kafana


Senem
Sal Nis 30, 2013 4:25 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: 19 Mayıs ATATÜRK'Ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı

Mustafa Kemal Atatürk 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsuna çıkarak,
itilaf devletlerinin işgaline karşı Kurtuluş Savaşını başlatmıştır.
Bu onurlu gün 20 Haziran 1938 yılında çıkarılan kanunla birlikte
"Gençlik ve Spor Bayramı" olarak anılmaya başlanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal bayramı 19 Mayıs şimdiki adını
12 Eylül darbesinden sonra almıştır.
Günümüzde de "Atatürk'ü Anma ve
Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kutlanmaktadır.
 
 
bu anlamlı paylaşımın için seni
tüm içtenligimle kutluyorum Ece adminem
 
Senem
Çar May 08, 2013 10:41 am
 
Foruma git
Konuya git

19 Mayıs ATATÜRK'Ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı

19 MAYIS ATATÜRK'Ü ANMA GENÇLİK ve SPOR BAYRAMI
 
 
 
 

 
 
 
 
 
 
  Ey büyük Ata'm,    Türk gençliği
 
olarak hürriyetin, bağımsızlığın,
 
egemenliğin, cumhuriyetin ve
 
İnkılâplarının yılmaz bekçileriyiz.
 
   Her zaman, her yerde, her
 
durumda, Atatürk ilkelerinden
 
ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa
 
geçmek için; bütün zorlukları
 
yeneceğimize namus ve şeref sözü
 
verir, kendimizi Büyük Türk Milletine
 
adarız.
 
 
 
 

Türk Gençliği
 

 
 

Ece
Çar May 08, 2013 10:24 am
 
Foruma git
Konuya git
cron