8 sonuç bulundu
8 sonuç bulundu • 1 sayfadan 1. sayfa
yenidenBenim için ..Siler misin yanağımdansüzülen yaşıDindirebilir misin gönlümdeki yası?Karalar giyinen göklerime güneş olupdoğar mısın ?.....Atamadığım adımım olur musun ?Söyleyemediğim sözüm…Yarım kalan her neyimvarsa,Tamamlar mısın ?..Yüreğimdeki yangının sebebinibulabilir misin ?Ateşi kaynağından başlayaraksöndürebilir misin ?Kırılmış dökülmüş olsa da dört biryana parçalarımToplayıp birleştirebilir misin ?Suya hasret toprak gibi, güneşe özlemduyan yaprak gibiHer defa yeniden, yeniden sevebilirmisin beni..
ozlemBir zamanlar, bütün duyguların üzerinde yaşadığı bir ada varmış: Mutluluk, Üzüntü, Bilgi ve tüm diğerleri... Aşk dahil. Bir gün, adanın batmakta olduğu duygulara haber verilmiş. Bunun üzerine hepsi adayı terketmek için sandallarını hazırlamışlar. Aşk'la adada en sona kalan duygu olmuş, çünkü mümkün olan en son ana kadar beklemek istemişler. Ada neredeyse battığı zaman, Aşk yardım istemeye karar vermiş. Zenginlik, çok büyük bir teknenin içinde adanın önünden geçmekteymiş. Aşk, "Zenginlik, beni de yanina alır mısın ?" diye sormuş. Zenginlik, "Hayır, alamam Teknemde çok fazla altın ve gümüş var, senin için yer yok" demiş. Aşk, çok güzel bir yelkenlinin içindeki Kibirden yardım istemiş. "Kibir, lütfen bana yardım et "Sana yardım edemem, Aşk. Sırılsıklamsın ve yelkenlimi mahvedebilirsin." diye cevap vermiş. Kibir Üzüntü yakınlardaymış ve Aşk yardım istemiş: "Üzüntü seninle geleyim." "Of, Aşk, o kadar üzgünüm ki, yalnız kalmaya ihtiyacım var." Mutluluk da Aşkın yanından geçmiş; ama o kadar mutluymuş ki Aşkın çagrisini duymamış. Aşk, birden bir ses duymuş. "Gel Aşk! Seni yanıma alacağım..." Bu Aşktan daha yaşlıca birisiymiş. Aşk o kadar şanslı ve mutlu hissetmiş ki, onu yanına alanın kim olduğunu ögrenmeyi akıl edememiş. Yeni bir kara parçasına vardıklarında, Aşka yardim eden yoluna devam etmiş. Ona ne kadar borçlu oldugunu farkeden Aşk, Bilgiye sormuş: "Bana yardşm eden kimdi?" "O, Zamandı" diye cevap vermiş Bilgi. "Zaman mı? Neden bana yardım etti ki?" diye sormuş Aşk. Bilgi gülümsemiş: Çünkü sadece Zaman Aşkın ne kadar büyük olduğunu anlayabilir
Re: Keşke...bazen farkedilmezler..telefonda konuşulan her kelimenin arkasınsa saklıdırlar çünkü, ya da söylenen her kelime karşısında duyulan düş kırıklığında..yok edilmek istenirler ama yok edilemezler yola çıkmışlardır bir kez akacaklardır ya içinize zehir olacaklardır, ya da dışınıza deniz..içe ya da dışa akan gözyaşları sonucunda bilinen bir şey vardır ki her damla bir tutam duygu götürür içinizden bazen nefret olur bu bazen aşk..saklarsın göz yaşlarına
hayatİnsanın hayatı boyunca en önemli ödevi, kendi içsel güçlerinin ve iç potansiyelinin gelişmesine, ortaya çıkmasına, kısaca içsel doğumuna gayret etmektir. Bu çalışmanın sonucu ve mükafatı ise, kendi gerçek kişiliğini elde etmesidir. Bir kişinin elindeki bu potansiyel güçleri ne dereceye kadar gerçekleştirdiği ve ne kadarını kullanıma sunduğu, yani ödevini ne kadar başardığı, objektif bir değerlendirme ile hemen ortaya çıkar. Kendini gerçekleştirmekte başarısız kalan bir, tıpkı ödevini yapmamış bir öğrenci gibidir. Ve onu “ tembel” ya da “başarısız” olarak nitelendirmek mümkündür. O kişinin bir sürü zorluklarla mücadele etmek zorunda kalması ya da onunla birlikte diğer kişilerin ve herkesin de ödevini yapmamış olması gibi bahaneler ve mazeretler, bizim bu kararımızı değiştirmez. Çünkü insanın bir tek var olma nedeni vardır, o da kendini ve potansiyel güçlerini geliştirmesidir. Kişiyi saran olumsuz koşulları görmek ya da anlamak, belki bizde acı veya üzüntü duygularının canlanmasına yol açabilir. Ama bu, o kişinin ödevini yapmamasını haklı göstermez. Bir insanı anlamak, onun her hareketini doğrulamak demek değildir. Bir insanı anlamak, onu koşulları içinde değerlendirmektir. Yoksa hiç kimse bir hakim ya da tanrı gibi, bir diğerini yargılama hakkına sahip değildir
ÖZÜR DİLİYORUM...KENDİMDEN ÖZÜR diliyorum... Yaşadığım süre boyunca hep MERHAMETİMİN arkasından yürüdüm, beklentilerimi arkada BIRAKTIM. Kimseden bir şey BEKLEMEDİM, doğrusu bu sanıyordum çünkü. Yaşadıklarımı yaşayamadıklarımı İÇİMDE sakladım, SUSTUM bastırdım olsun dedim İNSANLIK bende kalsın. Verdim, hep VERDİM karşılığını alıp alamadığıma BAKMADAN, aslında güçlü olmak değildi istediğim, ama olmak ZORUNDAYDIM ve oldum...... Kendimi hep ERTELEDİM. Kimsenin beni anlamadığını bildiğim halde hayatıma girenleri bana verilmiş KUTSAL bir görev olarak gördüm. Herkesi mutlu etmek zorundayım ZANNETTİM. Benimde mutlu olmam gerektiğini UNUTMUŞUM.. Görevim neyse en iyisini yapmalıydım ki VİCDANIM rahat etmeliydi. Birilerinin de bana karşı GÖREVLERİ olduğunu hiçe saymışım oysa... NE YAZIK Kİ; Karşımdakilerin EKSİKLERİNİ tamamlamaya çalışırken, onların HATALARINI görmeye vaktim kalmamış SANKİ. Beni ÜZMELERİNE bakmadan, karşılığında ne ALDIĞIMA ne hissettiğime ALDIRIŞ etmeden hep VERDİM.. Kendimi nasılda UNUTMUŞUM.. unutturmuşlar aslında. PARAMPARÇA olmuş KALBİME, doğruları söylemeye çalışan BEYNİME, mutsuz YÜZÜME hep SUS dedim. Sen SUS.. Kendime HAKSIZLIK ettim, kimseye etmediğim kadar. Kendime Geldiğimde ise YORGUN, yılgın, bitkin bir köşede saklanıp ağlayan ÇOCUK olarak buldum. Ve ona elimi uzattım diyebildiğim tek şey " GEÇTİ ", bir daha seni kimse ÜZEMEYECEK. Şimdi senden ÖZÜR diliyorum. Seni bu kadar HİÇE saydığım için, insanların seni bu kadar ÜZMELERİNE müsade ettiğim için, seni hiç bir zaman DİNLEMEDİĞİM için, üzerine bu kadar SORUMLULUK yüklediğim için, hakkın olan bütün duyguları sana YAŞATAMADIĞIM için... Şimdi tekrar SÖYLÜYORUM. İNSANLIĞIMDAN, KALBİMDEN, DUYGULARIMDAN, ÇOCUKLUĞUMDAN, HİSLERİMDEN çok ÖZÜR diliyorum... ! Galiba ben almadan vermenin ALLAH'a mahsus oldugunu UNUTMUŞUM....
SanalKahve © Copyright 2007 - 2014 Tüm Hakları Saklıdır.
|