Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler,
Ağzına dolar insanın....
Sussan; Acıtır....
Konuşsan;Kanatır.
28 sonuç bulundu
28 sonuç bulundu • 2 sayfadan 1. sayfa • 1, 2
Günün Sözü...Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler, Ağzına dolar insanın.... Sussan; Acıtır.... Konuşsan;Kanatır.
KırıldımO kadar kırıldım ki, tükendi kelimelerim Şimdi susma zamanlarım Beşinci mevsimi yaşıyor yüreğim Yağmur damlalarınla birleşti kirpiklerim Benden geriye kalan, sadece aynalardaki izlerim Aklandı yürek, gizlendi ilk sevmelerim Şimdi susma zamanlarım Kelimeleri bitirmeliyim Kırıldım… O kadar kırıldım ki, tükendi gülmelerim Şimdi gözyaşı zamanlarım Beşinci mevsimi yaşamaya alışmalıyım Yalanı tanıyışım.. ilk aldanışım Aşktan geriye kalan, sadece gerçeği arayışım Bu kadar kolaymıydı, ilk harcanışım Savurup , parçalanışım Kırıldım… O kadar kırıldım ki, tükendi tüm zamanlarım Aylarım.. günlerim.. haftalarım Kış bitti.. bahar bitti.. hazan bitti.. yaz bitti Şimdi beşinci mevsimi yaşamaya başladım Ne yağmur var ne soğuk nede sıcak Sadece koyu bir yalnızlık, birde kırılmış bahar dalları Açmıyor bu mevsim bahçelerde aksam sefaları Sarmayacak sarmaşık gülleri, sevdalı gönülleri Dönüşü olmayacak yolcululuklar başladı Okunmayan şiirler yazıldı Söylenmeyecek aşk şarkıları Dedim ya bu beşinci mevsim
Re: Kırıldım''''Gitmek kolay; Yürek yanar, gönül ağlar...'''' içimde fırtınalar kopar, bilmezsin... Gözlerimden yağmurlar boyu yaşlar akar, Görmezsin...
Oysa ben hiç sıradan sevmedim kimseyi... dostumu, annemi, babamı, arkadaşlarımı Ve birde sevgiliyi... Kırıldım işte... Öyle çok ve içten kırıldım... Canımı yakanlara hesabımı soracak Bir tek kelime bile bulamadım...
Re: İşte.....En çok sevdiğin acıtır canını
Ve en çok sevdiğine kırılır insan Çünkü yüreğinde en büyük yere sahiptir O yüreğin kıymetini bilmediği için üzülür Sen bu denli severken o nasılda incitir En sevdiğinin sözleri hep daha itinalı olmalıdır Sen gözün gibi bakarken onun alelade söylediği söz sende ne yaralar açar En sevdiğinken en vazgeçilmezinken o anlamıyorsa seni Bu yüzdendir nefes alırken ki göğsünde ki batma hissi Ve anlamadığı için değil kırgınlığının, gözündeki yaşın sebebi Yüzünde anlamaya çalışmadığı için bulunan surat ifadesi Yerle bir eder sol yanında sakladığın kalbi En çok sevdiğin acıtır canını Ve en çok sevdiğine darılır insan Gözlerine manalı bakmayıp ya da gözlerini kaçırmasından alınırsın Oysa tek bir bakışıyla oracıkta canın vermeye hazırsın Sen gibi hissetmediğine üzülürsün, sen gibi sevmediğine Uyanınca ilk duymak istediği ses sen olmayınca Elinde telefonla senin kadar heyecanla beklemediğine kırılırsın Ve karşında soğuk tavırlarıyla kemirirken tenini acı Boğazında ki yumruk darbeleri çoğalır aniden Hissiyatsızca duruşun da kaybolur gülüşlerin O bilmez oracıkta yaktığın hayallerini Oysa en çok ona muhtaçken ona darılırsın En çok sevdiğin acıtır canını Ve en çok sevdiğine alınır insan Sen ondan bir adım öteye gidemezken Onun her gün senden gitmesinden Yastıklara gömülüp yaşlar dökülen gözbebeklerinden Yan yana bile çekilen hasretinden En kötüsü bunlarda bir haberliğinden Üzülür.. kırılır.. darılırsın.. En çok sevdiğin acıtır canını Ve en çok sevdiğine alınırsın…
İşte.....Düşünceler beyninizi yemeğe başlamıştır. Artık kurtuluşunuz yoktur. Konu kapanmaya yaklaşmasını sağlamışsınızdır. Ama üzüntü acı aynı, değişmez. Hep karşıdaki insanı kırmamak istersiniz, İşte; Biraz kırılırsınız sonra hep parça parça dağılır ve toparlanamazsınız. Peki, karşıdakinin anlayışı nedir? Çok fazla, ama hiç. Bildiğini okur insan. Ben de sizde öylesiniz. Doğrularınız vardır onun doğrularını savunduğu gibi. Yanlışlarınız vardır onun kendi yanlışlarını bile bile söylemesi gibi. Ve gerçekleri vardır kırıcı olan, bir türlü o kırıcılığınızı gösteremediğiniz gibi. İşte insan kendini kırmaya meyillidir. Kırılır kırılır parça parça dağılır ve toparlanamaz.
Elveda...!Elveda diyebilmek zor iştir. Zor iştir,güzel anlarını uzak siluetlere yolcu etmek. Kıyamadıklarını,zamanın hoyrat girdabına uğurlamak… Hüzünlerin ve mutlulukların tadını sararmış sayfalarda bırakmak… Zor iştir;bitmeden başlamaya mecbur olmak. Hayatın ta kendisiydi yaşadıklarımız. Yaşamanın en doruk noktasında anılarımız. Güldüğümüzde hep beraber güldük.Katıla katıla,doyasıya! Sanki bugünlerin acısını çıkarırcasına.Sanki bir gün elveda diyeceğimizi bilirmişçesine. Ağladığımızda yine beraber ağladık. Birimizin içini yakan,diğerimizin de içini acıtırdı öyle değil mi? Birimizden akan gözyaşını hepimiz akıtmalıydık,dostçasına ve kardeşçesine. Ağlamanın verdiği asaleti bilirmişçesine! Bir gerçekten güldük,mutlu olduk,coştuk,çıldırdık,sıkıldık,sinirlendik,bağırdık,ağladık. Dolu dolu yaşadık yaşadık hayatı,hayat denen koskoca yüklemin başlı başına tek öznesi olurmuşçasına! Güzel şeyler bulduk,güzel şeyler öğrendik. Sevginin evrenselliğini,umut etmenin verdiği vitamini,gözyaşının ardından gelen bekleyişi,bekleyişin ardından gelen mutluluğu…Hırçın,öfkeli ve ürkütücü şimşeklerden sonra yağan yeniden dünyaya gelişi,temizlenişi,doğallığı,masumiyeti,o görkemli yağmuru,uysal gökkuşağını…Gerçekleşmesi imkansız gibi görünen fakat gerçekleşen dilekler tutmayı…Susarken konuşmayı,konuşurken bağırmamayı… Var olmanın yok olmaktan sonraki evre olduğunu ya da yok olmanın varsızlığını… Açığa vurulmamış kızgınlıkları Kaf Dağı'nın ardında saklamayı… Lambadan çıkan cinden özgürlüğü,sevgiyi ve adaleti istemeyi… Sadece kendimiz için değil,başkaları için de dua etmeyi…Evet,evet hepsini!!! Güzel şeyler buldum ve öğrendim ben de. Hayatı aradım değişik coğrafyalarda.İnsanların sahip olduğu iklim çeşitlerinin altındaki kişilikleri fark ettim. Her insanın farklı bir iklimi vardı ve bir de kişiliği. Çoğunun mutluluk rejimleri de düzensizdi ayrıca;ama ben yine de mutluluğun biriktirme şekillerini seçtim karınca kararınca.İçimde çıkan isyanları nasıl bastıracağımı,başarısızlığımda benim için gerekecek ıslahatları,yüreğimin merkezi otoritesini koruma biçimini öğrendim.Ruhumun kültürünü ve uygarlığını keşfettim.Müttefiklerimi belirledim. Dersler çıkardım kendime özgü yerel tarihimden. Sonra…Bazı kötülükleri,nefretleri, hataları,hüzünleri,gözyaşlarını görmezden gelmeyi öğrendim.Tecahül-ü arif yaptım hayata.Kendimi bildim hep,nerede olduğumu,nasıl olmam gerektiğini,neye ihtiyacım olduğunu hep farkında olmam da,kendi veznimi çözmüş olmamdan ileri gelirdi elbet! Son öğreneceğim şeyse,elveda demekmiş birbirimize.Yaşayarak öğrenmek en etkili yol belki de…Bunu demekten daha kötü olan hiç diyememektir bence. Kelimelerin bir yerlerde uyuması,seni duymaması…Demek istediklerini dile getirememek…
Aslında 101 lobisine çok önce veda etmiştim Forumdan kopamamıştım. Mutlu Kalın....Ece-Telma yani benn ELVEDA
Re: Günün Sözü...Bilemezsin paylaşımıma kattığın yorumlar için çok teşekkür ederim
Bir İlişki Nasıl Biter...1) İlgisizlik (ilgi önceliği)
Öncelikle unutmamak gerekir ki kadın dediğin ilgiyi sever. Hayatındaki erkeğin önce onunla sonra başkasıyla ilgilenmesini ister. Ama ne yazık ki erkekler genel olarak ilgi sıralamasını doğru yapamazlar. Sanırlar ki bir gün iki gün ilgilenince o kadınlara yeter. Yetmez arkadaşım. Sen bir kadını sahipleniyorsan önceliği de ona vermeyi bileceksin. Yoksa ne diye o kadına benim diyorsun ki? Aslında zor bir şey değil bu kadınların istediği ilgiyi vermek. Kadın demiyor ki sana hep benimle ilgilen hep benimle ilgilen diye. Yapacağın şey , her gün aynı ilgiyi göstermek. Başta her sabah günaydın diyor muydun? O zaman diğer günlerde de diyeceksin. Gün içinde mesaj atıyor muydun? Her gün atacaksın. Kadın dediğin sürekliliği sever. Üç gün canım cicim dedikten sonra dördüncü gün aynı sıcaklığı vermezsen kadın ondan soğuduğunu uzaklaştığını düşünür. 2) Tek eşlilik Bu kadınlar için fazlaca önemlidir. Sen sevgilin varken diğer kadınlarla da içli dışlıysan o iş sakatta demektir canım. Hiçbir kadınla görüşme demiyoruz elbette. Ama sınır koymayı bileceksin. Etrafındaki her kadına aynı yakınlıkta davranırsan esas kızın diğerlerinden ne farkı kalır? Böyle ayrıntılara dikkat etmek lazım. 3) Sinirlilik hali & Anlayışsızlık Kadınlar narin yaratıklardır. İsterseniz iki eliniz kanda olsun yine de karşınızdakinin sizi seven biri olduğunu unutmayın. Başkasına da sinirli olsanız ona da sinirli olsanız o sizin kıymetliniz. Aman dikkat kadınlar kırılmayı sevmez. 4)Zaman ayırma Kime ne kadar zaman ayırdığınıza dikkat edeceksiniz. Arkadaşlarınıza fazla sevgilinize az zaman ayırıyor, üstelik daha sonra hatunun gönlünü almıyorsanız çok geçmeden kapının önüne koyulursunuz benden söylemesi. 5)Dert paylaşımı Kadınlar eğitim almamış psikologtur arkadaş! Bu böyle biline. Derdin sıkıntın olduğunda gelip anlatacaksın. Çare bulunamasa bile kadın hem kendini daha sana daha yakın hisseder hemde sen fark etmeden derdini hafifletir. Bir sıkıntın olduğunda ondan kaçar, uzaklaşırsan ya da gidip başkasına anlatmayı tercih edersen kadın onu dışladığını düşünür. Bu da senden soğumasına sebep olur. 6)Sahiplenme İşte bu madde önemli. Kadın sahiplenilmeyi sever. Ama o sahiplenmeyi sadece kendi aranızda yaparsan paşam o iş biraz sakıncalı. Neden mi ? Başkalarının içinde sen bu hatunu sahiplenmez, uzak durursan kısaca arkadaş muamelesi yaparsan yalnız kaldığınızda o kızdan bir güzel tribi de yersin, tekmeyi de. Ağzını açıp tek kelime etmeye de hakkın olmaz. Haberin ola. 7)Belirsizlik Nefret ederim bu durumdan. Hemcinslerimin de benden farklı düşündüğünü sanmıyorum. İşe bak ya. Biz bizeyken hayatım,canım,bebeğim ama diğerlerinin yanında hiç. Oldu canım. Sen bir kadını sahipleniyorsan, benim diyorsan, baş başayken her şeyim diyorsan dışarıya karşıda aynısını yapmak zorundasın. Her ilişki de olur “Arkadaştan öte ama tam olarakta sevgili değil” durumu. Ama bununda bir süresi var değil mi ? “Birde biz sevgili olalım ama kimse bilmesin” durumu var. Bu sürekli olarak böyle devam ederse kadın bir süre sonra “acaba başkası mı var?, benimle zaman mı geçiriyor?” diye düşünmeye başlar. Bu da ilişkinin çatırdamasına bir süre sonrada bitmesine sebep olur. Sonra kız karşınıza çıkıp bitti dediğinde aptal aptal bakmayın. 8)Güven Bir kadının size güvenmesini sağlayamazsanız o ilişki sürekli sallantıdadır. Lam ı cim i yok bu işin. Kadınlar güvenmeye ihtiyaç duyarlar. Eğer güven veremiyorsanız Bana güven diyemessiniz o güveni siz vereceksiniz üzgünüm. 9)Kıskançlık Kadın kıskanır. Erkek kıskanır. İki tarafta boşuna “ben kıskanmam” demesin. Mesela ben. Ölümüne kıskanırım arkadaş. Benim sevgilim başkalarıyla benden çok vakit geçiriyorsa, çevresinde fazla kadın varsa(ki bu konuda harbi çok şanssızım adamın neredeyse erkek arkadaşı yok :D) , hadi kadının olmasını geçtim onlarla gereğinden fazla samimi ise kıskanırım. İşin kötü yanı biz kadınlar sadece hem cinslerimizi kıskanmayız. Yeri geldiğinde erkek arkadaşları, aileyi de kıskanırız. Hele ki birlikte geçirebildiğimiz zaman azsa azıcık kıskanabiliriz. Ama daha çok hemcinslerimize yöneliktir kıskançlığımız. Erkeklerin buna dikkat etmesi gerekir. Çünkü ” ne var bunda yav” diyebileceğiniz bir hareket bizim kıskanmamıza sebep olabilir. Bazılarımız bu kıskançlığı fazla belli etmez. Ama belli etmiyoruz diye de abartmamak gerek. Bir sevgiliniz olduğunu ve yalnız biri olamadığınızı unutmamız gerek beyler. Bir şey yapacağınız zaman “Benim bir sevgilim var. Onu seviyorum, o da beni seviyor” gerçeğini unutmayın lütfen.
Re: Bir İlişki Nasıl Biter...Konuştum SUS dediler..;
SUSTUM cevap beklediler.. AĞLADIM GüL dediler..; GÜLDÜM Gamsız diye seslendiler.. SEV dediler herkesi sev..; SEVDİM.. Saf bildiler.. KIRDILAR Kalbimi affet dediler..; AFFETTİM tekrar tekrar sancıttılar.. Benimse birtek sözüme SIRT çevirdiler..; HAYATIN KURALI bu yanılacaksın kırılacaksın üzüleceksin dediler.. Ama hiç dedirtmediler HEP dediler.. Bırakmadılar, BEN DE diyeyim içimdeki sızıyı, sancıyı, kırgınlığı.. HEP dediler AMA dinlemediler.. Aldırmadılar GÖZYAŞLARIMA. . Bense hep SUSTUM.. SUSTUM.. SUSTUM.. Bugün ise artık dinleselerde KONUŞAMAM.. Diyecek SÖZÜM, kuracak cümlem, koyacak noktam kalmadı.. Ne var ne yok BOĞAZIMDA düğümlendi.. YUTKUNDUM oracıkta kaldı.. Kimseyi kırmamaktı, üzmemekti susmamdaki AMAÇ.. Ama geriye dönüp baktığımda ben o kadar KIRILMIŞIM ki... ACI bir GÜLÜMSEME kaldı benliğimden geriye.
Eyvah Babam İnternette!İnternet ve teknoloji bağımlılığı denince akla çocuklar, özellikle de gençler gelir. Oysa günümüzde ebeveynlerin bilinçsiz internet kullanımı da problem olarak çıkıyor karşımıza.
"Haydi baba!” dedi küçük Ayşe ve aynı küskün, bir o kadar da beklentili edayla devam etti sözlerine: “Bu akşam birlikte yeni aldığımız kitaptaki resimleri boyayalım.” Kızının kendisiyle vakit geçirmeyi ne kadar istediğinin farkındaydı genç adam. Bir yandan da bilgisayarın başına geçmek için sabırsızlanıyordu. Aklı bilgisayarındaydı babanın Nasılsa kızının isteğini annesi de yerine getirebilirdi. “Benim bilgisayarı açmam gerek Ayşe, annenle birlikte boyayın.” diyerek odaya doğru yöneldi. Küçük kızın gözlerinde şaşkınlıkla birlikte beliren hüzünü görmedi bile Ayşe ile babası arasında yaşanan hadise önemli bir gerçeği daha gözler önüne seriyordu: Her fırsatta gençler üzerindeki menfi etkilerinden dem vurduğumuz internet bağımlılığı artık yetişkinlerde de ciddi bir tehlike. Özellikle sosyal imkânların kısıtlı olduğu düşük gelirli ailelerde ebeveynler, bilhassa babalar için internet artık yaygın bir vakit geçirme aracı. Hâl böyle olunca aile içinde toparlayıcı olan, her konuda örnek teşkil eden anne-baba profili yerini internetin başından kalkmayan, vaktinin çoğunu sanal âlemde harcayan ebeveyn algısına bırakıyor. Meselenin en can alıcı yanlarından biri de özellikle sosyal ağlar aracılığıyla kurulan gayrimeşru ilişkiler. (Bu kişiler sanal ilişkileri eşlerine ihanet saymıyorlar) Eşinin bilgisi dışındaki bütün yazışmalar sohpetler İHANETTİR oysa İHANET BEYİNDE BAŞLAR Zaman zaman medyaya bu tarz haberler yansıyor. Sanal ortamda kurulan arkadaşlıkların sonu yuvaların yıkılmasına, hatta eş cinayetlerine kadar varıyor. Eşlerden biri internet başında vakit geçirip eğlenirken diğer çift yalnız kalmanın verdiği etki ile psikolojik sorunlar yaşıyor. Sosyal hiç bir şeyi paylaşmayan çiftler zamanla birbirlerinde kopmaya başlıyor ve boşanmalar artıyor. İlişkideki kopmalar anksiyete ve kaygıları da artırıyor. Sanal ortamda aldatmalar ya da bu sorunla ilgili şüpheler çiftlerin birbirlerine olan güvenlerini de zedeliyor Bu yazının altına Koray arkadaşımızın sözüde çok yakışır senin için hayatındaki kadını aldatan erkek, yarın bir başkası için de seni aldatır.İhanet ve sadakat duygu değil, karakter meselesidir...Koray
Re: Sana Özel Bu...Güzel bir çalışma emeklerine sağlık arkadaşım
Re: Quiet-voiceBir sabah öylece kör dilsiz bir sabah… Sokaklarda yankılanan bu kederin sessizliği Geride aldanan bir çift göz İçimde soğuyor sevmekle yetinmek şimdi Dalından koparılan gül
Re: Quiet-voiceKalbimin sesi kısılmış olmalı
Yoksa camlar ,aynalar kırılırdı Fırtınalar kopar isyan çıkardı. Düşlerimin kalkmış olmalı Kırılan kırılana, Dost bildiğim mısralar Görünce halimi korkup kaçtı
İnternet Bağımlısımıyım'Belirtileri'ı- Zihniniz sürekli internetle mi meşgul?
2- “Tama” demek için internette geçirdiğiniz süre giderek artıyor mu? 3- İnternete girmeme ya da girince de çıkma konusunda sorun yaşıyormusunuz. 4- İnternetten çıkmak sizde can sıkıntısı, sinirlilik veya moral bozukluğu yaratıyor mu? 5- İnternette düşündüğünüzden daha uzun süre mi kalıyorsunuz? 6- İnternet yüzünden dostluklarınızı, işinizi, kariyerinizi ya da eğitiminizi riske ettiğiniz oluyor mu? 7- İnternetle olan ilişkiniz yüzünden çevrenizdekilere yalan söylemek zorunda kalıyor musunuz? 8- İnterneti problemlerden kaçış yada mutsuzluk anksiyete ve depresyondan kurtulma yolu olarak mı görüyorsunuz? 9-Uyku saatlerinizi,yemek saatlerinizi internetteki arkadaşlarınıza göremi ayarlıyosunuz? 10-Eşiniz uyuduğu zamanları internettemi geçiriyorsunuz? Bu sorulardan en az 5’ine “evet “ yanıtı veriliyorsa bağımlısınız Bu temel özellikler esas alınarak Amerikan Psikiyatri Birliği’nin hazırladığı tanı kriterleri: -Depresyon,-Sosyal fobi,-İmpuls kontrol bozukluğu, en sık -Dikkat eksikliği, -Başka bir bağımlılığı daha bulunması ,-Bipolar bozukluk, -Anksiyete,-Şiddet eğilimi,-Şizoit kişilik bozukluğu,-Cinsel açlık gibi ruhsal problemlerin bulunduğu saptanmış.
Muammer Aksoy Unutmadık......Muammer Aksoy,. Hukukçu ve siyaset adamı. 1961 Anayasasını hazırlayan komisyonun sözcülüğünü yapmıştır. Milletvekili Numan Aksoy'un oğludur. faili meçhul bir cinayet sonucu öldürülmüştür 31 Ocak 1990 ATATÜRK düşünce özgürlüğü kurucularındandır.
SanalKahve © Copyright 2007 - 2014 Tüm Hakları Saklıdır.
|