7 sonuç bulundu

Geri dön

Re: Yemin Ettim

emeginize saglık  güzel paylaşım

ZeHRA__
Pzr Tem 06, 2014 3:41 pm
 
Foruma git
Konuya git

Anlamı yok

 


Gitme zamanı gelmişse 'dur' demenin;


Zaman geçmişse 'dön' demenin.


Ve aşk bitmişse 'yeniden' demenin;


Hiçbir anlamı yoktur...


 

ZeHRA__
Per Ağu 21, 2014 9:22 am
 
Foruma git
Konuya git

SUSUYORUM

ZeHRA__
Per Ağu 21, 2014 7:55 pm
 
Foruma git
Konuya git

HERŞEY


 
 
Bir gün çok fakir giyimli bir kadın yüzünde bir hüzünle manava girer.Dükkan sahibine mahcup bir şekilde yaklaşır. Kocasının çok hasta olduğunu,çalışamaz duruma düştüğünü ve yedi çocuğu ile birlikte aç kaldıklarını ve yiyeceğe ihtiyaçları olduğunu söyler. Manav ona ters bir şekilde bakarak derhal dükkanını terk etmesini ister.Kadın ailesinin ihtiyaçlarını düşünerek Lütfen efendim der’ paramız olur olmaz getirip ödeyeceğim’.Manav:Kendisine bir kredi açamıcağını çünkü onun eski müşterisi olmadığını, kendisinde bir hesabının bulunmadığını söyler. O sırada dükkanın dışında bekleyen bir müşteri ikisinin arasında devam eden bu konuşmayı dinlemektedir.İçeriye girerek manava yaklaşır ve ‘ben o kadının almak istediklerine kefilim der’. Ailesinin ihtiyacı olan şeyleri ona ver’.Bunun üzerine manav çok isteksiz bir şekilde kadına döner ve ‘bir alışveriş listen var mıydı?diye sorar. Kadın evet efendim der.’Tamam ‘der manav şimdi onu şu terazinin kefesine koy onun ağırlığınca diğer kefeye istediklerinden koyacağım. Kadın bir an duraklar,sonra başını önüne eğer ve çantasını açarak  üzerine bir şeyler karalanmış kağıt parçasını çıkarır ve manavın  kendisine gösterdiği kefeye özenle bakarken başı öne eğiktir.Manav ve  diğer müşterinin gözleri terazinin kefesine dikilirken hayretle  büyümüştür.Manav müşteriye dönerek kısık bir sesle ‘inanmıyorum’  der.İnanılacak gibi değildir.Müşteri manava gülerken manav çoktan diğer  kefeye eline geçeni doldurmaya başlamıştırama nafile,diğer kefeyi  yerinden bile kıpırdatamamıştır. Terazinin kefesi artık üzerindekileri  almayacak kadar doldurulduğunda çaresiz hepsini bir torbaya doldurarak  kadına verir. Şaşkınlıkla üzerinde bir şeyler yazan kağıdı eline alır ve  okur.Birde bakar ki orada bir alışveriş listesi yoktur.Sadece bir dua  yazılıdır. "ALLAH'ım...! Neye ihtiyacım olduğunu ancak sen bilirsin. Kendimi sana teslim ediyorum . . . Manav taş gibi bir sessizliğe bürünmüştür. kа­­dın kendisine teşekkür  ederek dükkandan ay­rılır. Müşteri mаnаvın eline bir elli dolarlık  tutuştururken: “Her kuruşuna değdi” der. Daha sonra mаnаv terazisinin  kefeleri­nin kı­rılmış olduğunu görür. Bu nedenle duanın ne kadar ağır  çektiğini sadece Аllаh bilir.
 
 
ZeHRA__
Çar Eyl 10, 2014 7:20 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: HERŞEY


 


 Ben teşekkür ederim gezgin

ZeHRA__
Sal Eyl 16, 2014 10:09 pm
 
Foruma git
Konuya git

MUTLULUĞUN PEŞİNDEN

500  kişi bir seminerdeydi. Birden konuşmacı durdu ve bir grup çalışması  yapmaya karar verdi. Herkese bir balon vererek başladı. Herkes gazlı  kalemle balonuna adını yazmalıydı. Sonra bütün balonlar toplandı ve bir  odaya kapatıldı.
Katılımcılar odaya alındı ve 5 dakika içinde  üzerine isimlerini yazdıkları balonu bulmaları söylendi. Herkes deli  gibi kendi adını aramaya başladı, insanlar çarpıştılar, bir birlerini ittirdiler, tamamen bir kaos ortamı oluştu. 5 dakikanın sonunda kimse kendi balonunu bulamamıştı. Konuşmacı bu sefer herkesin bir balon almasını ve üzerinde adı yazan  kişiye o balonu vermesini söyledi. Bir kaç dakika içinde herkes kendi  balonuna kavuşmuştu. Konuşmacı dedi ki: "Yaşamımızda bunu  görüyoruz. Herkes deli gibi mutluluğu arıyor ve nerede olduğunu  bilmiyor. Bizim mutluluğumuz başkalarının mutluluğunda gizlidir. Onlara  mutluluk verin; sizinki size gelir. Ve insanların yaşam amacı da  budur... Mutluluğun peşinden gitmek."  
 
 
                        
 
 
ZeHRA__
Çar Eyl 10, 2014 7:06 pm
 
Foruma git
Konuya git

EMEK

Hindistan’da renklerin ustası anlamına gelen Ranga Guru adı verilen çok ünlü bir ressam varmış.
Onun yetiştirdiği bir ressam olan Raciçi ise artık eğitimini tamamlamış, son resmini yaparak Ranga Guru’ya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş. Rangu Guru ise;
– Sen artık ressam sayılırsın Racaçi ve artık senin resmini halk değerlendirecek diyerek resmi şehrin en kalabalık meydanına götürmesini ve en görünen yerine koymasını istemiş. Yanına da kırmızı bir kalemkoyarak, halktan beğenmedikleri yerlere çarpı atmalarını rica eden bir yazı bırakmasını istemiş.
Raciçi denileni yapmış. Birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde tüm resim kırmızı çarpılar içinde ve neredeyse görünmüyor. Emeğini ve yüreğini koyarak yaptığı tablo kırmızıdan bir duvar sanki. Üzgün bir şekilde resmi Ranga Guru’ya götürmüş ve ne kadar üzgün olduğunu belirtmiş. Ranga Guru üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini önermiş. Raçici, yeniden resmini yapmış ve Rangu Guru’ya götürmüş. Rangu Guru tekrar resmi aynı meydana ama bu sefer yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde yağlıboya ve birkaç fırça ile birlikte bırakmasını istemiş. Resmin yanına da insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını söylemiş.
Raciçi resmi meydana götürmüş. Birkaç gün sonra resmi görmeye gittiğinde meydanda resmine hiç dokunulmamış, fırçalar da boyalar da kullanılmamış. Çok sevinmiş ve koşarak Ranga Guru’ya gitmiş ve resme dokunulmadığını söylemiş. Ranga Guru ise öğrencisine demiş ki;
– Sevgili Raciçi, sen ilk seferinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız eleştiri yapabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı. Oysa ikinci seferde, onlardan hatalarını düzeltmelerini istedin, yapıcı olmalarını istedin. Yapıcı olmak, eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye kalkmadı.
Sevgili Raciçi, mesleğinde usta olman yetmez, bilge de olmalısın. Emeğinin karşılığını ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın. Onlara göre senin emeğinin hiçbir değeri yoktur. Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenlerle tartışma.
 
ZeHRA__
Pts Kas 07, 2016 12:27 pm
 
Foruma git
Konuya git
cron