8 sonuç bulundu

Geri dön

eskiye özlem

Bizim çocukluğumuzda annelerimiz çalışmazdı.
Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç
açmadım.
Hatta Babamın bile anahtarı yoktu. Annem evimizin bir
parçası gibiydi, hep evdeydi.
Her yere birlikte giderdik, zaten öyle çok da gidilecek
bir yer yoktu ki.....

En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı.
Sokakta oynamak diye bir kavram vardı yani.
Cafelerde, alış veriş merkezlerinde buluşmazdık.
Okula arkadaşlarımızla gider, birlikte çıkar, oynaya,

zıplaya yürüyerek gelirdik.

Servis falan yoktu. Ayakkabılarımız eskirdi.
Hatta öyle olurdu ki; çantalarımızı kaldırımlara
koyar oyuna bile dalardık.
Annelerimiz bu durumu bildiklerinden kardeşlerimizle
bizlere ekmek arası bir şeyler hazırlar gönderirdi.
Mahallemizdeki teyzeler Annemiz gibiydi.
Susayınca girer evlerine su içerdik.
Ya da pencereden bize bir sürahi bir bardak uzatırlar,
hepimiz aynı bardaktan kana kana içerdik.
Kısacacı
evine gidip gelen elinde mutlaka yiyecekle dönerdi.
Anneleri o arada çocuğuna verdiği şeyden bizlere de
gönderirdi.
Bu bazen bir kurabiye, bazen bir meyve olurdu.

Cebimizde harçlığımız olduğunda düşmesin
diye çıkarır çantamızın üstüne koyar oyun bitince geri
alırdık.

Çok garip ama kimse almazdı. Sokaklarımız evimiz kadar güvenli idi.
Düşünce kaldırırlar, kavga edince barıştırırlardı bizi...
Polisler gelmezdi kavgalarımıza, zabıtlar tutulmazdı.
Sonra kavgalarımız da öyle ustura, falçata ile olmaz,
onlar nedir bilmezdik bile, asla kanla falan da bitmezdi, en fazla
saçlarımızdan çeker, hayvan adları sayar, tekme atar, yine
oyuna dalardık.

Birbirimizin suyundan içer, elmasına diş atardık.
Misket oynamaktan parmaklarımız kanar yine de mikrop kapmazdık.
Azar işitip, acillere taşınmazdık. Düşerdik ekmek çiğner basarlardı
alnımıza, oyuna devam ederdik. Röntgenlere, ultrasonlara
girmezdik.

Ben bizim çocukluğumuzu çok özledim.
Sokaklarımız ruhsuzlaştı sanki. Komşumu tanımıyorum ama evinin
camında, temizliğe gelen kadını haftada bir görür kolay gelsin
der konuşurum.
Onun dışında orada kim oturur hiç bilmem.
Evimizi kendimiz temizlerdik, kapı silmece ; bilmem kaç
kuruş hepimizin elinde bezler güle oynaya bitirirdik işleri.
Evlerimiz var, içinde yaşayan yok. Parklarımız var,
içinde oynayan çocuk yok.
Ama her yıl sökülüp yenilenen kaldırımlar, lüks
binalar, ışıl ışıl vitrinler, girip çıkan yapay insanlar...
Ruh yok, buz gibi buz, bu biz değiliz..

Tahta iskemlelerimizde oturan yaşlılarımız,
onlara dede, nene diye
hatırını soran çocuklarımız yok oldu.
Ben kapılarında ' vale ' lerin, ' bady '
lerin beklediği yerlerden hep korkmuş çekinmişimdir.
Kapısını çarparak örtüyor diye çocuğuna kızıp,
taksidini bitiremediği arabanın anahtarını, hiç tanımadığı birine vermek
ters gelir bana.
Benim değildir bu kültür. Ne ruhuma, ne kültürüme ne de
cüzdanıma hitap eder.
Nedir bunlar?
Reklamlarla desteklenen beyni, ruhu ele geçirilmiş
insanlar olduk.

Birbirimize yabancı, yalnızlıklarımızla yaşar olduk.
İyi de neden böyle olduk ?
Biz mi istemiştik? Yoksa birileri mi böyle istedi?..
'Her toplum hakettiği gibi yönetilir'' derler ya, hakettiği gibi de yaşar diyelim mi ?
te5ir
Sal Şub 28, 2012 7:04 am
 
Foruma git
Konuya git

eğriye doğru:)

40 YASINI ASMIS KADINLAR
Andy Rooney der ki:
Yaşım ilerledikçe, en çok 40 yaşını aşmış kadınlara değer vermeye başladım. İşte bunun sebeplerinden bir kaçı…

*40 yaşını geçmiş bir kadın asla sizi gecenin bir yarısı uyandırıp ”Ne düşünüyorsun?” diye sormaz. Umurunda değildir çünkü ne düşündüğünüz.
*40 yaşını aşmış bir kadın TV deki maçı seyretmek istemiyorsa, söylene söylene TV”nin karşısında
yanınızda oturmaz. Yapmak istediği bir şeyi yapar. Ve bu genellikle daha enteresan bir şeydir.
*40 yaşını aşmış bir kadın kendini yeterince iyi tanır ve kendinden emindir. Kim olduğunu, ne olduğunu, ne
istediğini, ve kimden istediğini bilir.
*40 yaşını aşmış çok az kadın onun hakkında ya da yaptıkları hakkında ne düşündüğünüzü önemser.
*40 yaş üstü kadın çoğunlukla büyük aşklara, ömür boyu sürecek bağlılıklara doymuştur. Hayatında en son
ihtiyacı olduğu şey bir başka mız mız, devamlı söylenen, ne yapacağına karışan, yapışkan bir aşıktır.
*40 yaşını aşmış kadın, ağırbaşlıdır. Bir operanın ortasında ya da pahalı bir restoranda sizinle çığlık çığlığa kavga etmesi çok nadirdir. Ha tabii, hak ettiyseniz, sizi vururken de hiç tereddüt etmez, sonuçlarına katlanmayı da planlayarak.
*40 yaşını aşmış kadın övgüler yağdırmakta çok bonkördür, çoğu hak edilmemiş bile olsa çünkü takdir edilmemenin ne olduğunu iyi bilir.
*40 yaşını aşmış kadın sizi bayan arkadaşlarıyla rahatlıkla tanıştıracak kadar kendine güvenir. Daha genç bir kadın, en iyi arkadaşını bile görmezlikten gelebilir, yanındaki adama güvenmediği için.
*40 yaşını aşmış bir kadın kıpkırmızı bir ruj sürdüğünde bu ona çok yakışır. Ama daha genç kadınlarda böyle değildir; çiğ durur.
*40 üstü kadınlar açık sözlü, doğrucu ve dürüsttürler. Onun için ne anlam taşıdığınızı merak etmenize gerek yoktur. Ne kadar geri zekalı olduğunuzu bir çırpıda açık açık söyleyiverir. eğer bir geri zekalı gibi davrandıysanız.
Kadınlar yaşları ilerledikçe medyumlaşırlar. Ona günah çıkarmanıza hiç gerek yoktur. Onlar her haltınızı bilirler..
te5ir
Cum Mar 02, 2012 8:00 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: YEŞİL EVREN 101 de Kompozisyon Yarışması

edebiyat parçalamadan kendimce yazıcam vede dost deyince herkesin bildiği üzere jetle olan dan bahsetmek lazım diye düşündüm:) onunla okey masasında şaka maka karşılaştık sonra çata çata tanıdım önce sonrada dalına basa basa anlamaya çalıştım devamında kah ağlayıp kah kahkahakar ata ata perçinleşti arkadaşlımız gelmediği göremediğim günlerde korkudan kalbim ata ata bekledim işde böle kimi düşe kimi kalka 6 sene bitirdik şimdilerdemi? birbirimize kızınca masalardan ata ata ama her gün sevgimize birazdaha sabır kata kata ve son olarak üzerine basa basa sölerimki hala birbirimizi sevmeye devam ediyoz :lol:
te5ir
Pts Mar 05, 2012 9:22 am
 
Foruma git
Konuya git

8marttaki hakkımdan feragat ettim 364 günümü geri verin

Ben Kadınım...
Ben kadınım, acılarla büyüttüm kendimi damla damla...Sabırla besledim sevgiyi yudum yudum...

Ben kadınım;kanımda direnç ve umut , yüreğimde aşk daima.. Dayanırım yokluğa,eksilerek çoğalanım. Sevginin en güzel ifadesiyim.Tüm çözümleri bilirim.

Ben kadınım deniz kadar anlaşılmaz sanılmamın aksine ,ilmek ilmek çözülenim.

Ben kadınım; canımdan can ,kanımdan kan yaratırım. Kalbim inanç doludur.Sevgi ve özlem doludur.Çoğu zaman duvarlara çarpsa da duygularım;
vazgeçmem hissetmekten.

Ben kadınım ; sevdiğim zaman ölümüne severim. Sınırlar,yollar,uzaklıklar vız gelir bana;yıllar önemsizdir.

Ben kadınım ,merhametin ,özverinin kaynağıyım.İnananım.Sevgiyi emeğimle beslerim.

Ben kadınım;
çoğu zaman en çok sevdiğim acıtır canımı yinede gülümserim.

Ben kadınım, sabırla örerim güzelliği ince ince duyumsayarak hayatı. Kimi zaman kapalı kapılar çıkar karşıma asla yılmam. Yine denerim .Ben dünya kadar eski ve kutsal olanım. Bir can doğururken seve seve ölenim. En çok ezilenim.

Ben kadınım; çoğu kez bir kadın çıkar yoluma ve ihaneti yaşarım sessizce, bedelini ben öderim.

Ben kadınım ; her yerde benim izlerim var. Bulunduğum tüm ortama sinerim.Varlığımla anlam kazanır kentler ,caddeler,sokaklar ,evler.

Ben kadınım ;hassas,ince ,duyarlı ve sevecenim. Durmadan törpülendikçe, inadına ayakta duranım.Zaman zaman paralarla satılsam da varım. Aldatılsam da varım.
Hiçler uğruna yıllarca savrulsam da varım. Ezilip horlansam da varım. Emeğim gerçek emektir.
Tamamlayandır.

Ben kadınım ;tüm farklılıklarımla elmanın diğer yarısıyım. Bir ipek böceği gibi örerim
hayatımı dayanarak acılara...

Ben kadınım, bir anayım.Toprakla özdeş olanım.Tüm
bunlara rağmen zorlanırsam eğer bitmişse umutlarım ,yok sayılmışsam, değerlerimden birine
dokunulmuşsa o an en acımasız olanım.

Ben kadınım; ölümün bir son olmadığını bilirim.Tüm varlığımla çıkarım savaşa...Ruhum ve
inancımla...

Ben kadınım; hiçbir denizcinin görmediği fırtınalar,anaforlar bendedir. Hiçbir dağcının
görmediği doruklar ve uçurumlar bendedir. Savrulurum rüzgarlarla ve savururum.En büyük isteğim anlaşılmaktır.

Ben kadınım bir adım gelene on adım gidenim. Aklıma güvenirim. Çoğu zaman aptal
sayarlar.

Ben kadınım; huzur ve mutluluk isterim. Haksızlık olmasın isterim. Kötülüğün değil
iyiliğin ,çirkinliğin değil güzelliğin. Ve barışın ,onurlu bir dünyanın var olmasını isterim…

(Alıntı)
te5ir
Per Mar 08, 2012 12:07 pm
 
Foruma git
Konuya git

kadın olmak masallarda bile zor :)

Ya yedi minicik adamla yaşarsın,

ya kurbağa öpersin,


ya en sevdiğin meyveden zehirlenirsin,


ya kuleye kapatılırsın,


ya elin adamı tırmansın diye saçlarını uzatırsın,

ya geceyarısı külkedisine dönüşür, yırtık pırtık elbiselerle kalırsın...

ve en kötüsü seni sadece ayak numarandan tanıyan bi salağa aşık olursun. :D
te5ir
Cum Mar 09, 2012 6:56 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: BAKIN BAKİM NEYMİŞSİNİZ....

:lol: hahahahahaaaa leydim süperdi bu hele benim burcum aslann:)
te5ir
Çar Nis 04, 2012 8:47 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: CÜZDAN DUASI

dua etmek bizden bereket allahtan rabbim kabul etsin darda olanlara genişlik nasip etsin inşallah
te5ir
Cum Nis 06, 2012 8:20 am
 
Foruma git
Konuya git

CÜZDAN DUASI

A'raf suresi 10. ayet

وَلَقَدْ مَكَّنَّاكُمْ فِي الأَرْضِ وَجَعَلْنَا لَكُمْ فِيهَا مَعَايِشَ قَلِيلاً مَّا تَشْكُرُونَ

Ve lekad mekkennâkum fîl ardı ve cealnâ lekum fîhâ maâyiş’ kalîlen mâ teşkurûn.

Andolsun ki, sizi yeryüzüne yerleştirdik ve orada size geçim kaynakları kıldık. Ne kadar az şükrediyorsunuz. CUMA GÜNÜ SELAYLA EZAN ARASI YAZAR CÜZDANLARINIZA KOYARSANIZ BÜYÜK BEREKETİNİ GÖRÜRSÜNÜZ SENEYE AYNI GÜN DE DEİŞECEK KATLANMADAN KONULACAK PARAYLA TEMAS ETMESİ LAZIMMIŞ
te5ir
Cum Nis 06, 2012 8:19 am
 
Foruma git
Konuya git
cron