90 sonuç bulundu

Geri dön

ARKADAŞ VE DOST KAVRAMI...

Arkadaş evinize geldiğinde misafir gibi davranır,
> > > >Dost geldiğinde buzdolabını açıp istediğini alır.
> > > >Arkadaş senin ağladığını görmez,
> > > >Dostunun omuzu ise senin gözyaşlarınla ıslanır.
> > > >Arkadaş davetine katılınca bir paket hediye ile gelir,
> > > >Dost sana yardım etmek için erken gelir toparlanman için geç gider.
> > > >Arkadaş, onu o yattıktan sonra ararsan rahatsız olur,
> > > >Dost neden bu kadar geciktiğini sorar, derdini anlatmak için,
> > > >Arkadaş bir kavgadan sonra her şeyin bittiğini düşünür,
> > > >Dost ise tekrar arar.
> > > >Arkadaş senin daima onun arkanda olmanı ister,
> > > >Dost ise her zaman senin arkandadır.
> > > >Arkadaş zaaflarınızı öğrenir ve onları kullanabilir,
> > > >Dost zevklerinizi öğrenir ve onlara hitap eder.
> > > >Arkadaş zayıflıklarınızı bilirse başınıza kakar,
> > > >Dost zayıflıklarınızı bilirse örtmeye çalışır.
> > > >Arkadaş sizi ikinci görmek ister,
> > > >Dost ikinciniz olmaktan şeref duyar
> > > >Arkadaş sıkıntınız olmadığında yanınızdadır,
> > > >Dost sıkıntınız olduğunda size koşar,
> > > >Arkadaşlarınıza siz huzur vermeye çalışırsınız,
> > > >Dostlarınız size huzur vermeye çalışır.
> > > >Arkadaş bu mesajı okur ve siler,
> > > >Dost okur ve dostlarına yollar...
Koray
Per Şub 09, 2012 7:08 pm
 
Foruma git
Konuya git

GENÇLİĞE HİTABE NEDEN RAHATSIZ EDİYOR BEYLER?

Sayın sanalkahve dostlarım okurlarım gün geçmiyorki ülkemizde gündem değişmesin şimdi ise Son günlerin en önemli tartışması;Atatürk’ün gençliğe hitabesiydi.Niçin rahatsız oluyorlardı?Bu tartışmaların bir faydası varmıydı?tabii bunlar bilinçli bir hareketin parçası.Star gazetesi yazarı,Mustafa Akyol’un tartışmaya açtığı yoldan hız alan takipçileri yazarlardan destek geldi..

Atatürk nasıl bir gençlik istemişti;

Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirin”


Akyol ne yazmıştı:

Meşhur hitabe şöyle başlıyor:

“Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.”

Bu sorunlu bir ifade, çünkü milyonlarca bireye “senin birinci görevin budur” diye kollektif bir misyon biçiyor. Oysa bir ülkenin bağımsızlığı gerçekten kritik bir değer olsa da, kimsenin bunu her daim “birinci vazife” edinme zorunluluğu yoktur. İsteyen bunu edinir kendine “birinci vazife” olarak, isteyen de aynı ülkeyi demokratikleştirmeyi, veya dini inancını yaymayı, yahut sokak kedilerine bakmayı. Herkes kutsallarını belirleme ve onlar için çalışma hakkına sahiptir. (Ülkeye iyi gelecek olan da bu renkliliktir.)
Tabii bu görüş O nun gibi düşünenlerin fikri.Aidiyet fikrinden uzak kalanların böyle düşünmesi normal.Bugün ki,Yeni dünya düzeninin savunucularına bakıyorum,çifte vatandaş.Aidiyet fikrinden uzak kişiler.Onların gideceği bir başka ülke var şüphesiz.

Taha Akyol ve oğlu Mustafa Akyol’daki fikri değişimi sosyoloğların işi.Bu konuyu bir tarafa bırakalım.

Rahmetli Attila İlhan,şöyle diyordu;batı Türkleri Anadolu’dan değil taaa! Orta Asya’ya sürmek niyetinde.Bu emele hizmet edenler sessiz ve derinden "aidiyet"duygusundan habersiz bir nesilin yetişmesi için çalışmalarına devam etmektedirler.Böylece işleri kolaylaşacak.

Bilge kağan,Şeyh Edebalı,ve Atatürk’ün hitabesi O zamanın şartları ve bugün içinde geçerli olmak üzere,bunlar bizim kültürel mirasımızdır.

Bir başka yazar Aslan Bulut ’a göre Nutuk un yazım öyküsü;

Hepimiz, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesini biliriz. Atatürk’ün, 1924’te Orhun Yazıtları kitabını okuduktan sonra, Bilge Kağan’ın “Ey Türk, üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir ki. Ey Türk! Ökün ve kendine dön!” dediği bölümün yanına, “Büyük Nutuk, böyle bir hitabe ile son bulacaktır” diye not düşmüş olduğunu ise çoğumuz bilmeyiz. Kitap, halen Anıtkabir’dedir.
Büyük Atatürk, Türk gençliğine Bilge Kağan gibi hitapta bulunmuş ve yine benzer şartlarla karşılaşırsa ne yapması gerektiğini söylemiştir. Tek tek inceleyelim:
“Ey Türk gençliği!
Birinci vazifen, Türk İstiklâlini, Türk Cumhuriyeti’ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır.”
Bugün, Türk gençleri, artık CIA projesi olan “Yeni Osmanlıcılık” çerçevesinde kimliksizleştirme operasyonuna teslim edilmiştir.


Bütün bunlar kimliksiz ,aidiyet duygusundan uzak,içi boşaltılmış,milli değerlerimizin adım adım silinmesini amaçlıyor.

Yeni Anayasa hazırlıkları Cemil Çiçek’in bütün sivil toplum kuruluşlarından fikir almasının altında suça ortak olmama amacının telaşı var.Tartışmaya açılayacak üç madde için kıyamet kopacak.
Zaten bu kapından delip açmak için çalışanların acelesi bundan.

Yeni Anayasa da TÜRK üst kimliği olmayacak.Arzuları o.Bakalım buna müsade edilecek mi?

Son söz:komşu devletlere bakalım?kıyaslayın,farkı göreceksiniz.Delinin biri kuyuya bir taş atmış ve kırk akıllı bunu çıkaramamış herşeyin hayırlısı olur inşallah selam ve saygılarımla Hacegan....
Hacegan__
Per Şub 09, 2012 2:22 pm
 
Foruma git
Konuya git

HEP GÜLÜMSEYİN:)))

Emanete ihanet etmeyin
Halinizden şikayet etmeyin
Büyüğünüze emretmeyin
Boş şeylerde israr etmeyin
Cahillerle sohbet etmeyin
Nefesinizi boşa tüketmeyin
İnsanları bekletmeyin
Etrafınızı kirletmeyin
Hayatınızı mahfetmeyin
Kimseye minnet etmeyin
İnsanları yüzüne karşı methetmeyin
Kimseye küfretmeyin
Kötülüğe meyletmeyin
Malınızı boşa sarf etmeyin
Sırrınızı açık etmeyin
Her şeyi merak etmeyin
Suçunuzu inkar etmeyin
Şerefinizi kaybetmeyin
Vatanınızı terk etmeyin
İyiliğe niyet edin
Büyüklere hürmet edin
Sıkıntıya sabredin
Aza kanaat edin
Sözünüzde sebat edin
Bildiğinizle amel edin
Hatanızı kabul edin
Yaramaz ise def edin
Varken tasarruf edin
Alimlarle sohbet edin
Nefsinizle inat edin
Sofranıza davet edin
Zararlıyı men edin
Seviyorsanız ifade edin
Kalbleri feth edin
Misafire ikram edin
Muhtaca yardım edin
Bilsenizde istişare edin
Tehlikeye dikkat edin
Hakkı teslim edin
Unutacaksanız kaydedin
Esirgemeyin lutfedin
Gariplere merhamet edin
Kazanmaya gayret edin
Çalışanı takdir edin
Başarıyı tebrik edin
Mazereti kabul edin
Her an tevekkül edin
Hastaları ziyaret edin
Çocuğunuzu terbiye edin
Herkese tebessüm edin
Güvensenizde kontrol edin
İnanmayana ispat edin
Fakirleri gözetin
Hayır için sarf edin
Hep gülümseyin Gülün varsa gülünü ver gülün yoksa gülüver:)))
Hacegan__
Per Şub 09, 2012 5:17 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: HEP GÜLÜMSEYİN:)))

EMEĞİNİZE YÜREĞİNİZE SAĞLIK GÜZLE PAYLAŞIMINIZ İÇİN...
Koray
Per Şub 09, 2012 9:36 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: HEP GÜLÜMSEYİN:)))

SİZİNDE GÖZÜNÜZE SAĞLIK....
Hacegan__
Per Şub 09, 2012 1:42 pm
 
Foruma git
Konuya git

BANA '''' SENİ SEVİYORUM '''' DEME !!!

Bana " Seni Seviyorum " Deme !
Deme İşte Arkadaş ..
İnanırım, Güvenirim ..
Ve İllaki Benden de Duyarsın
Dudaklarımın Arasından " Bende Seni " Karşılığını . .
... ...
Ama Çok Merak Ediyorum ;
Sevişirken, Kaç Kişinin Kulağına Fısıldadın Bu Cümleleri ..
Kaç Kişiye Verdin Nefesini,
Kaç Dudak Islatıp, Isırdın Zevkden ..
Elin Kaç Saçı Okşadı Senin ?
Kaç Kişiyle Kan Ter İçinde Kaldın Günah Odasında !!

Hani " Farklıyım " Derdim ya ..
Galiba Tek ve En Büyük Farkım Bu Olsa Gerek;

" Ben Sevişmeden Sevdim Seni " ...[b][/b]
Koray
Per Şub 09, 2012 10:10 am
 
Foruma git
Konuya git

Gidişim, Bendeki Yokluğun Olacak

Aşağıda herşey giderek küçülüyor küçüldükçe bütün yollar birbirine benziyor bütün ağaçlar bütün evler... Küçüldükçe,birbirine benzedikçe herşey hızla çoğalıp yokoluyor. Seni de böyle küçültebilecek miyim içimde O kentte seninle yaşanan o kocaman o küçük zaman dilimini diğerlerine benzetip çoğaltabilecek miyim?Yokedebilecek miyim? O kentin yollarında kaybolmuştum ben bütün sokaklar senin kapına çıkıyordu.Orada hangi evin kapısını çalsam sen çıkıyordun karşıma, belki de ben hep senin kapını çalıyordum. Baktığım bütün insanlarda bir parça seni gördüm,yüreğim irkilerek...

Günlerce sen indin taksilarden bütün telefonlarda senin sesin soluduğum havada bile sen vardın.Durmaksızın senin kokunu doldurdum içime O kentte seninle boğulup kalmıştım.

Seninle yaşamak herşeye rağmen güzel,upuzun bir düş gibi geliyor bana.Ama yalnızca bir düşle ne kadar yaşayabilir ki insan... Seninle yaşadığım tutkunun sende dokunduğum tenin, her gittiğim yerden alıp beni sana getiren kokunun ansızın tükenip yokolabileceği korkusuyla daha ne kadar yaşayabilirdim. Üstelik artık yavaş yavaş karabasana dönüşen bir düş. İkimizde o kentte oldukça hiç bitmeyecekti.Kimbilir belkide o kentin kendisi bir düştü.Bir başka kentte sevebilir miydim seni? Seni sevme cesaretini bulabilir miydim kendimde?Seni sevme sabrını gösterebilir miydim?

O kent uçsuz bucaksız karmaşası içinde her gece akıl almaz raslantılarla yaşanıyor biliyorsun Her gece bütün günahları saklıyor karanlığında . Yoruyor insanı;bitmez tükenmez bir yorgunluğun içinde uyuşturuyor. Öylesine uyuşturuyor ki yaşanmış bütün hoyratlıkları, bütün düş kırıklıklarını çarçabuk unutuyoruz..Unutulmayan düş kırıklıkları ya da en derinden yaşanan pişmanlıklar hiçbirşeyi yeniden başlatmaya yetmiyor.

Doğru sen milat oldun benim yaşamımda “Bir ömürde kaç kez milat yaşanır” bu soruyu sorarken ne kadar güvenliydin kendine... Oysa bana seninle yaşadığımız milattan önce de yaşadığımı bilmek yetiyor.Sende bilirsin doğada hiçbirşey tümüyle yokolmaz .Her nesne dönüşür yalnızca, sürekli olarak dönüşür yeni birşeylere. Doğanın sonsuz devinimini yaratır bu dönüşüm Bütün bunları senden öncede biliyordum ben. Şimdi senden önce nasıl yaşandıysa senden sonrada öyle yaşanacağını bildiğim kadar iyi biliyordum üstelik.Bunu bilmek öylesine güç veriyor ki bana yaşanmış tüm düş kırıklıklarını, unuttuğum tüm pişmanlıkları yeniden anımsıyorum. Beni her an biraz daha tüketen yokluğunu,bendeki yokluğuna dönüştürebileceğime de daha çok inanıyorum artık.

“Kaçış bu”dedin bana .Sesin öfkeliydi. Ellerinden anladım şaşkınlığını. Seni bırakıp gideceğime hiç inanmamıştın biliyorum.. Oysa yanıbaşında gecelerboyu hazırlandım yokluğuna farketmedin. Karanlığa sığınıp usulca uykusuzluğumu değdirdim uyuyan bedenine. Senin koynunda ellerimi saçlarında gezdirirken her gece yeniden yitirdim seni.Bir daha dönmemecesine her gece bırakıp gittim. Yapamadım. Uykusuz sabahlarda yeniden çaldım kapını.Beynimdeki o deli,tutkulu çığlıklarda aradım hep koynunda buldum seni..

Bu kenttende senden de kaçabilir miyim hiç.Bu kenti ne çok severim bilirsin , Seni...Hayır kaçış değil ama karşı konulmaz bir sürüklenme duygusu bu. İnsanoğlunun bütün acılardan sonra yüzünü kendine, yalnızca kendine dönüp yaşadığı bir sürgün.Her sürgün gibi benim sürgünümde de ayrılık kaçınılmaz ve her sürgün gibi benim sürgünümden de yeni buluşmalarla dönülecek.

-yılın sonunda öyle çok alışmışım ki sana
Üstelik sen öyle bağladın ki beni, sana yaklaştıkça kendimi yitirdim yok oldum sonunda.Gidişim seninle yaşanan bütün yokluklardan arınmak olmalı

“Seviyorum seni” demiş miydin hiç... Sanmıyorum ama sevmek tenin tene karşıkonulmaz dokunuşysa, tutkulu çağrıları bir gecenin uykusuzluğunda yatıştırmaksa eğer sevdin beni biliyorum. Diğerlerini sevdiğin kadar sevdin beni de. Bizi sarıp kuşatan o koskoca fanusun içinde,kurulu bütün değerlere gözükara bir başkaldırı olmayacak mıydı evliliğimiz... Sen,yaşamın sürekli değişen renkleriyle çoğaltabildin kendini. Yeni yeni sevgileri taşıdın sevgimize. Bende denedim,diğerlerini sevmeyi bende istedim. Ama senin kokunla öyle doluydumki ne kokularını duyabildim onların ne de soluk almayı becerebildim. Geriye yalnızca yokluğunu yaşamak kaldı bana. Yanıbaşımda yokluğuna dayanamazdım.

“Bütün günahlarını bana bırakıp gidiyorsun öyle mi!...”

Herşeyimi sana seninle birlikte varoluşuma borçlu olduğumu söyleyen sen değil miydin?Kimbilir doğruydu belkide...Bir tanrı olmak istedin sen;küçücük dünyamın tek tanrısı...O zaman günahlarımdan korkmamalısın, tanrıların günahı olmaz ki. İçinde doğup büyüdüğüm o kenti adım adım doldurdun. Günahlarımla,korkularımla yürek acılarımla yapayalnız bıraktın beni.Onları sana değil tümüyle sana ait olan kente bırakıp gidiyorum. Çünkü onlarda benim gibi yalnızca seninle varoldular. Oysa “Gidişim, Bendeki Yokluğun Olacak” biliyorsun.

Bembeyaz bulutların arasında ilerliyor uçağım. Soluğunun başımı döndüren ılıklığını duyuyorum. Yüzün arasıra görünüp kayboluyor. Yüzünü bulutların arasında gördükçe sana henüz söylemediğim bütün sözler adına burukluk kaplıyor içimi.O kentin seninle yürüyemediğim yolları bütün kıyıları seninle açmadığım bütün kapıları adına...

Yaşamın sana ait olan biriktiremediğim her anı için kahrolası bir pişmanlık duyuyorum.

Yolboyu ilerliyor uçağım. Gidilecek yere henüz varılmadı. Uçak az sonra inişe geçecek biliyorum ki varılacak yerde sen olmayacaksın artık, bulutlar olmayacak.

Yüzünü de yavaş yavaş unutacağım

Süheyla Acar Kalyoncu
efe_19
Cum Şub 10, 2012 2:23 am
 
Foruma git
Konuya git

Isyanda Birakma Rabbim Affet

[color=#000040][b]Nisyandan aldın beni, isyanda bırakma Rabbim!
Bağışla beni Rabbim, tevekkülden başkası gelmiyor elimden. Başkası yok elimde.
Şimdi elimden gelenlerin hepsi senin “El”inde.
… Bağışla beni, göremedim.
Göremedim, nice ananın karnında nice karanlıklar içindeyken gün yüzüne çıkardığını bebelerin yüzünü.
Unuttum, çocuk tebessümlerini nice belirsizliklerden alıp güneşe erdirdiğini,
Bilemedim, yüreğimizi yokluğun dehlizlerinden aşırıp aşkın vadisine eriştirdiğini.
Göremedim, her sabah yerin sükûnetini odamda ekmek gibi sımsıcak hazır ettiğini.
Her akşam yastıkta unuttuğum bedenimi sabah yeniden yanıma verdiğini göremedim.
Beni her sabah ihya ettiğini, bedenimi her an zaaflardan çıkardığını, varlığını her an yokluktan geri getirdiğini göremedim.
Göremedim Rabbim her günü ödünç verdiğini.
Göremedim, bağışla beni…
Fakat, şimdi gördüklerim gösterdi bana hepsini
Geç kaldım görmekte.
Tebessümü beton yığınları arasında sönen bebeler gördümse de, biliyorumSenin El’nde şimdi hepsi ve sonsuz tebessümler verdin herbirine.
Sevinci soğuk topraklarda boğulmuş çocuklar gördümse de, biliyorum Senin Rahmetinin kucağında hepsi ve bitmez sevinçler bağışladın herbirine.
Ümitleri bir apansız sarsıntıyla yıkılan insanları gördümse de, biliyorum Senin Şefkatinin ikliminde âsûde ve mutlu her biri…
Bağışla beni Rabbim, unuttum, nisyanda kaldım.
Hatırlamadım verdiğini ve var kıldığını.
Elimden alınca verdiğini ve yokluğa yuvarladığında varlığımı
Hatırladım ve ama geç hatırladım.
Gördüm, ama güç gördüm, acıyla gördüm.
Varlıkta kör oldum, yoklukta gördüm.
Bollukta unuttum, darlıkta hatırladım.
Affet beni Rabbim, bari, yoklukta Sana vardım.
Hiç olmazsa, hiçlikte seni andım.
Şimdi, bir tevekkül var elimde.
Başka herşey düştü, herşey yokluğa döküldü.
Hatırladım, elimdekiler de, ellerim de Senin Elinde.
Şimdi, dua sığıyor sadece avuçlarıma.
Sadece yakarış yakışıyor yakama.
Gözlerim müjdeni gözlüyor uzaktan.
Gönlüm hiç bitmez tesellini özlüyor.
Sen ki, unutmaktan alıkoydun, nisyandan kurtardın beni Rabbim
Şimdi isyandan koru beni Rabbim.
İsyandan koru beni, isyandan koru beni, isyandan koru beni…
Ve lûtfet ki, avuçlarında teselliden ötesi yok.
Affet ki, elimde duâdan başkası yok.[/b][/color]
CheinTall
Cum Şub 10, 2012 9:35 pm
 
Foruma git
Konuya git

Erkekleri Eriten Kadınsal Davranislar...

1- Her ne kadar dudak parlatıcılarının yapışkanlığından şikâyet etseler de, ıslak görünümlü parlak dudaklar erkekleri cezbeder.

2- Çoğu erkek kadınların çantalarında taşıdıklarıyla dalga geçse de her duruma yönelik eşya taşımaları onları çok etkiler.

3- Erkeklerin çoğu evlerinde düzensizdir. Evlerini düzene sokan kadınlar erkekler için vazgeçilmezdir.

4- Bahaneye gerek duymadan sadece aklınızdan geçtiği için telefon etmeniz, kendi içlerinde itiraf edemeseler bile erkekler için etkileyicidir. Bu, onu düşündüğünüzü belli edecek özgüvene ve samimiyete sahip olduğunuz anlamına gelir.

5- Kadınların yumuşak ve mis kokulu elleri erkekler için vazgeçilmezler arasındadır. Ellerinizin her zaman bakımlı ve mis kokulu olmasına dikkat edin.

6- Kadınların koruyucusu gibi hissetmek erkekler için gurur verici bir davranış olduğundan, etkileyicidir.

7- Bakım için tonlarca para döktüğünüzden yakınsalar bile, kadının bakımlı olması erkekleri etkileyen en önemli faktörlerin başında gelir.

8- Kadınların eşyalarına gösterdikleri özen, erkeklerin gözünde sadakat ve özveri simgesidir. İlişkinize gösterdiğiniz özveriyle ne kadar sadık ve güvenilir olduğunuzu anlamasını sağlayabilirsiniz.

9- Kadınların bakımlı olmalarına dikkat ettikleri kadar, sade ve doğal olmalarına da dikkat ederler. Abartılı makyajlar veya giysiler, sade ve doğal haliniz kadar onları etkilemeyecektir.

10- Yaşantısının her alanında başarılı, ne istediğini bilen ve yardım sever kadınlar erkekleri cezbeder.

11- Çocuklarla iyi anlaşan ve onları seven kadınlar erkekleri etkiler.

12- Birçok erkek, gömleğini veya tişörtünü kadınların üzerinde görmekten çok hoşlanır.

13- Bazı erkekler, kadınların tırnaklarına özenle oje sürmesinin çok estetik ve etkileyici olduğunu düşünür.

14- Özel eşyalarını emanet ederek onlara duyduğu güveni belli eden kadınlar, erkekleri etkiler.

15- Her ne kadar kokulu mumlardan, ambiyanstan anlamıyor gibi gözükseler de birçok erkek böyle şeyleri baştan çıkartıcı bulur.

16- Bazen, erkeklerin kadınlarla kasten inatlaştıklarını unutmamak gerekir. Kimisi inatlaşan kadınları çok çekici bulurken, kimisi de çocuk gibi küsen kadınları çok şirin bulur.

17- Bacakları ve kalçayı her ne kadar çekici gösterse de çok yüksek topuklar sanıldığının aksine erkeklerin ilgisini fazla çekmiyor; özellikle de üzerlerinde durmakta zorlanıyorsanız.

18- Erkeklerin kalbine giden yol, boğazlarından geçer. Özenerek hazırladığınız yemekler, onlar için vazgeçilmez olmanızı sağlayabilir.

19- Eleştirmelerine rağmen kadınların duygusallıklarını yansıtabilmeleri onlar için önemlidir çünkü hiçbir erkek duygularını rahatça ifade edemez.

20-Giyimlerinden, yemeklerine kadar onlara özen gösteren kadınlar erkekler için etkileyicidir. Bu, ilişkilerine ne kadar özen gösterdiklerinin bir işaretidir.

21- Cinsel hayatınızda bastan çıkarıcı olsanız bile, erkeklerin aslında şehvetin habercilerinden (imalı bakışlar ve sözler gibi...) etkilendiklerini unutmayın.

22- Erkeklerin zevklerine ve alışkanlıklarına anlayış gösteren kadınlar, onlar için daha vazgeçilmezdir.

23- Birçok erkek, kadınları banyo yaparken izlemekten keyif aldığı gibi, onları banyo yaparken düşünmenin bile çok cezbedici olduğunu itiraf ediyor.

24- Hatırlamaları için erkekleri zorlamadığınız sürece özel anlarınıza dair tarihleri es geçmemeniz onlar için etkileyicidir.

25- Kadınların uzun sürede hazırlanmaları erkekler için işkencedir ancak kadınları soyunurken izlemeye bayılırlar.

26- Arkadaşlarının ve başkalarının yanında söylemediğiniz sürece, özel hitaplarla ona seslenmeniz erkekleri çok etkiler.

27- Her ne kadar kadınların ilgi alanlarından anlamasalar da, kadınların bu konulardaki sağduyusu birçok erkek için etkileyicidir.

28- İşte bir klasik: Erkeklerin çoğu ilk bakışta kadınların kalçalarından etkilenir.

29- Birçok erkek romantizmi yaşarken müziğin etkileyici olduğunu düşünür.

30- Bir erkek bir kadından gerçekten hoşlanıyor veya onu seviyorsa, onu uyurken izlemenin tarifsiz bir duygu olduğunu düşünür.

31- Beklenmedik sürprizler erkekler için her zaman etkileyicidir.

32- Evde temizlik veya yemek yaparken bile onların gözünde çekici olduğunuzu biliyor muydunuz? Sebebi gayet açık, doğal halinizlesiniz.

33- Erkeklerin her söylediğini dikkatle dinleyen kadınlara bayılırlar.

34- Sürprizler karşısında kadınların yüzünde beliren çocuksu tebessümler ve gözlerinin parıldaması erkekler için vazgeçilmezdir.

35- Onları her ortamda iyi temsil eden kadınlara daha çok bağlanıyorlar.

36- Bazı erkekler kadınların onları elleriyle beslemelerinden çok hoşlanırlar, onlara göre bu yakınlığın göstergesidir.

37- İhtiyaç duyduktan anlarda onları yalnız bırakmayan ve desteğini esirgemeyen kadınlar erkekler için vazgeçilmezdir.

38- Onlar için özenle seçtiğiniz iç çamaşırları baştan çıkarıcıdır.

39- Rahatlıkla her şeyi paylaşabildikleri, konuşabildikleri kadınları daha etkileyici bulurlar.

40- Erkekler hastalıkları boyunca yanlarından ayrılmayan kadınları severler.

ERKEKLERİ ÇİLEDEN ÇIKARAN DAVRANIŞLAR

Bazı kadınsal davranışlarınızın sizin aleyhinize döneceğini de unutmayın.

• Havanın soğuk olmasına rağmen, üşüyeceğinizi bile bile ince giyinir, üstüne üstlük mızmızlarınırsanız.

• Herhangi bir sebeple sinirlenip, ısrarla sebebini onunla paylaşmaz ve sizi anlayamamasından dolayı onu suçlarsanız

• Kavga anında, konuyu saptırıp geçmişteki hatalarını da yüzüne vurmaya kalkarsanız

• Rejim yaptığınızı söylerken, abur cubur yediğinizde iyiliğiniz için sizi uyarmaya kalktığında, fevrileşirseniz veya bunlara benzer davranışlar sergilerseniz, erkekleri çileden çıkarmayı başarırsınız
Koray
Pzr Şub 12, 2012 11:56 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Erkekleri Eriten Kadınsal Davranislar...

BENCE ERKEKLERİN HAYATTA EN SAVUNMASIZ KALDIĞI ŞEY BAYANLARDIR VE BAYANLAR BU ÖZELLİĞİNİ ÇOK İYİ KULLANMAYI BAŞARIYOR BUNU ERKEKLER İÇİN AYNISINI DİYEMİYECEM AMA BENİM AÇIMDAN BAYAN NE OLURSA OLSUN Hasla la victoria siempre... gerçekçi olmalı ve imkansızı istemeli öncelikle hayatta bunları yaptınızmı zaten gerisi gelir...
Koray
Pts Şub 13, 2012 2:27 am
 
Foruma git
Konuya git

Houston'un ölümüyle ilgili ünlülerin mesajı...

T24 - Dünyaca ünlü şarkıcı Whitney Houston'un otel odasında ölü bulunmasının ardından ünlüler dünyası Twitter'dan mesajlarını ilettiler.

HaberTürk'te Yağmur Yıldız'ın haberine göre, Grammy ödüllü şarkıcı ve oyuncu Whitney Houston 48 yaşında hayatını kaybetmesinin ardından ünlüler dünyası şoka girdi. Bir çok sanatçının idolü olan Whitney Houston, herkesi yasa boğdu. İşte dünyaca ünlü sanatçıların ve Türkiye'deki ünlü camiasının üzüntü dolu mesajları...

Twitter'da paylaşılan bazı mesajlar şöyle:

Ricky Martin

''Huzur içinde yat Whitney Houston. Ailesine ve dostlarına sevgilerimi, en derin üzüntülerimi gönderiyorum baş sağlığı diliyorum.

Lady Gaga

"Huzur içinde yat Whitney Houston. Ölmüş olabilirsin, ama asla unutulmayacaksın. Müziğin yaşayacak ve gelecek nesillere ilham verecek."

"Bu ölüm, uyuşturucuyla mücadele verenler için bir işaret olabilir."

"Hayat kıymetli. Bizler kırılgan ruhlarız. Birbirimize saygı ve sevgimizi gösterelim."

Rihanna

"Diyecek tek sözüm yok! Sadece ağlıyorum."

Christina Aguilera

"Bir efsaneyi daha kaybettik. Sevgim ve dualarım Whitney'nin ailesiyle"

Mariah Carey

"Eşi benzeri olmayan arkadaşımın şok ölümü yüzünden kalbim kırık ve ağlıyorum."

Justin Bieber

"Gelmiş geçmiş en iyi seslerden birini kaybettik. Huzur içinde yat Whitney Houston. Dualarım ailenle ve dostlarınla."

Kim Kardashian

"Kızı ve sevdikleri için dua ediyorum. Seni hep seveceğiz Whitney."

Katy Perry

"Çok üzücü bir haber. Seni her zaman seveceğiz Whitney."

Kelly Osbourne

"Seni tanımak bir şerefti. Umarım huzuru bulmuşsundur."

John Legend

"Umarım Grammy son anda bir anma konseri düzenlemeyi başarır."

Lenny Kravitz

"Senin gibi başka birisi olmayacak. Huzur içinde yat."

Jeniffer Lopez

"İnanılmaz bir kayıp. Dönemimizin en iyi seslerindendi. Ailesine dualarımızı yolluyoruz."

Işın Karaca

''İdol olmak kolay mı?.. Bugün idolümü kaybettim. Huzur içinde yat''

Harun Kolcak

'Müzik değişmez, insanlar müziği değiştirdiler. Müzik cennetten bir hediyedir' (Whitney Houston)

Nihat Odabaşı

''Whitney, seni her zaman hatırlayacağız...''

Armagan çaglayan

''Whitney Houston. Çok yazIk, hem de çok.''

Ece Erken

''Whitney Houston, 48 yaşında hayatını kaybetmiş.Müzik dunyasının altın kızı..Bütün şarkılarını ezbere bildiğim güzel yorum..Çok üzüldüm..''

Erol Köse

Yıkıldım, AMY'den sonra Whitney Houston'da göçmüş aramızdan, huzur içinde yat Whitney Houston, Seni daima seveceğiz tatlım, öpüyorum canım. Cennette bizi bekle.
Koray
Pzr Şub 12, 2012 12:00 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Houston'un ölümüyle ilgili ünlülerin mesajı...

sadece türkiyedeki ünlüler değil bence dünyanın her yerinde bulunan sanatçı sinema insanlarıda çok üzgün çünü gerçekten o bir efsaneydi ve yanlış değilsem TİTANİK flimin müzğide ona ait ama işte malesef uyuşturucu ve kokain bir dünya yıldızını daha kaydırdı nur içinde yatsın...
Koray
Pzr Şub 12, 2012 12:10 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Sevgililer Günü sözleri

DiLay payLaşım için tşkler
efe_19
Pts Şub 13, 2012 7:11 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Whitney Houston Hayatını Kaybetti!

Üzüldüm. Allah rahmet eylesin :((
efe_19
Pts Şub 13, 2012 7:10 am
 
Foruma git
Konuya git

GALİBA YORULDUM HERKES KADAR ,HER ŞEY KADAR,SEN KADAR..

Galiba Yoruldum; Her Şey Kadar...Herkes Kadar...Sen Kadar

Biraz değiştim,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar…
Değiştim,
Unutamadığım sözlerinin arasında sıkışıyorum,
Bir yanım kendimi kolluyor bir yanım seni
Ben benimle savaşıyorum,
Seninle değil!
Sonucu kılıcı kuşananından belli olan bir savaşın
Ne kazanabileni ne de kaybedeniyim,
Sorun değil!

Elbet alışırım,
Biraz alıştım,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
Alıştım,
Varlığını istemediğim tüm eksik yanlarıma,
Ve çokluğunu da yokluğunu da istemediğim bu iki arada bir derede duyguya alışıyorum,
Bir yanım bırak diyor bir yanım –ma,
Kesin değil!

Henüz tanıştım,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
Tanıdığımı sandığım bana daha da yakınım artık,
Duvarlara anlatırken öğrendiklerim kendi hakkımda,
Ve aynalara ağlarken gördüklerim kendi tarafımda…
Bir yanım memnun oldum diyor, bir yanım tanıyamadım daha,
Samimi değil!

Bir hayli kırıldım,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
Canıma batan her halin felç gibi indi bedenime,
Gözlerimden tut da ciğerime kadar kırgınım!
Aslında ne sana, ne olanlara…
Kendime kırgınım…
Maziye hiç değil, an’a kırgınım.
Anlatamadığım, anlayamadığım masalların bana yaptıklarına,
Dinlediğim şarkılarda bana seni anlatan şarkıcılara,
Beni anlamadığın kelimelerin bana her şeyi anlatıyor
Beni anlamadığın kelimelerin bana her şeyi anlatıyor gibi geliyor oluşlarına…
Bir hayli kırgınım…
Beni ben kırdım oysa,
İyi değil!

Galiba yoruldum,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
Kendime kalbimi kanıtlamaktan,
Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan,
Ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum...
mihrinur
Pts Şub 13, 2012 9:29 am
 
Foruma git
Konuya git

VATANSEVERMİ ? İŞGÜZARMI?

Hepimizin bildiği üzere Hakan Fidan ve bazı mit mensupları geçtiğimiz günlerde özel yetkili savcı tarafından ifadeye çağırıldı... Savcı bunun ardından birde bu şahıslar için yakalama emri çıkardı üstüne üstlük... Konu kck davasıydı... Bu nokta çok ilginç..

Geçen yıllara baktığımızda Mitte ciddi değişiklikler görüyoruz ki bu değişiklik sonrası faili meçhuller neredeyse sıfır seviyesine indi, ergenekon denilen davada ciddi ilerlemeler kaydedildi ve Pkk terör örgütüyle mücadelede gerçekten önemli adımlar atıldı.... Bu açıdan Mit in gerçekten fayda maksimizasyonunu sağladığını söylesek yanlış olmaz herhalde..

Osloda mit ile örgüt arasında bir diyalog olduğu biliniyor.. Diyaloğun amacı belli, akan kanı durdurmak... Fakat her nasıl olduysa oldu ve bu görüşmedeki ses kayıtları basına sızdı ve bazıları ’’Terörle nasıl görüşürsünüz?’’ diye ortalara atıldı hemen... Terörle mücadelenin sadece silahla yapılmadığı gerçeği bir tek bizim ülkede bilinmiyor sanırım.. Bunun üzerine uzun uzadıya konuşmaya gerek yok zira neden görüşüyorsunuz diyenler terörle mücadelede çözüm değilde intikam arayanlardan başkaları değil bana göre...

Milat gazetesinden yapılan araştırmaya göre Oslodaki görüşmenin basına sızdırılmasının arkasında mossad var. IP adreslerinin İsrail kaynaklı olduğu Türk istihbaratçılarca keşfedilmiş bulunuyor...Yani Mit her ne yapıyorsa bu mossadın işine gelmiyor.. Sadece bu bilgi bile bende doğru yolda olduğu algısını oluşturuyor aslında :)

Eski bir mitçinin röportajını okuduğumda şunları gördüm.. Ona göre pkk nın ve kck nın arasına sızmak alkışlanacak bir durum... Evet gerçektende öyle.. Ama bizim ülkede iyi bir şey yaptın mı kötü muamele görme geyiğine girmeye gerek yok tabiki.. O eski Türkiyede kaldı.. Fakat hala yeni ülkeye geçememiş elemanlar mevcut ki böyle manzaralarla karşılaşıyoruz...

Şimdi manzara çok açık... Mit, hükumetin emriyle pkk içine sızıyor ve sadece işgüzar olmasını ümit ettiğim bir savcı bunu adeta baltalıyor... Bundan mossad ve İsrail gayet memnun oluyor.. En son olarak ta Pkk içerisindeki mit mensupları deşifre oluyor... Artık çok rahat uyuyabilirsiniz gençler...
Karar vermek zor değilmi ? Selam ve saygılarımla Hacegan
Hacegan__
Pts Şub 13, 2012 8:51 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Yüreğim

DiLay emeklerine sağlık paylaşımların için tşklerrr
efe_19
Cmt Şub 11, 2012 4:58 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Sende benim kadar gerçekleri görüyorsun

Artık geçmeLiyim tüm kaLmaların üzerinden


soL adımım sarhoş sağ adımım yorgun, artık gitmeLiyim bu hikayedeN,
sağ yanım bitkiN soL yanım vurgun::

hEpimiz birgüN tOpraK oLacagiz, yavaş yavaş biticez ölümsüz olan sevdalarmı yoksa öldüren sevdalarmı::.





.::Kız kULesi kadar güzel masum mu aşk yoksa yılanın can alıcı zehiri gibimi aşk::.

Bir sevda sokağında deLi bir sevdaLı.. Aşkı eLLerinde renkLi kalmaLı..
Minicik yüreğini sevdaLara yasLamaLı..
Aşık oLmak için mi yaşamaLı, yaşamak için mi aşık oLmaLı? BazeN zaman öyLe hızLı akar ki yeLkovanı tutup durdurmak isteriz... BazendE geçmesi için saniyeLeri sayarız::.





siz aşklarınızla meşklerinizle ugrasa dursun esas yılanın zehiride saatin yelkovanıda yolların yorgunluguda onlara vurmustur asıl caresiz asıl yoksun asıl yanlız onlardır...
.::İnsanı düşünceLere daLdıran ve bir o kadar da suratıNa bir tokat etkisi veRen bir kare::.
Koray
Cum Şub 10, 2012 5:38 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Sende benim kadar gerçekleri görüyorsun

Çok güzel parça TEŞEKÜRLER...
Ezgiliii
Cum Şub 10, 2012 2:35 pm
 
Foruma git
Konuya git

Sende benim kadar gerçekleri görüyorsun

Haklısın biraz geç karşılaştık Oysa hiç konuşmadan anlaştık Bazı şeyler varki söylenmiyor Biz senle sözleri susarak aştık İnsan acılarla kıvransada Ve o aşkla bir daha doğsada Dünyasını yeniden kursada Düşlerle gerçekler ayrı ayrı yaşar....Muhteşem bir seçim bir zman çok dinlediğim elden birşey gelmiyor DÜNYA çok acımasız....

su77
Cum Ağu 27, 2010 2:35 pm
 
Foruma git
Konuya git

SEVGİ KAYNAGI.....

Canlı, cansız bu dünyada yaşıyoruz ve her varlığın da bir sonu var. Ancak canlı olan varlıklar hayatta sevgiye ihtiyaç duyarlar. İnsanlar ise sevmeye, sevilmeye… İnsan neyi seviyor, neden haz alıyorsa onlarla birlikte olmak ister. Bir hayat düşünün ki o hayatın içersinde iman yoksa sevgi yoksa aşk yoksa o hayatı yaşamanın bir sıkıntı, azap ve acıdan başka bir anlamı olmaz.

Sevgi, duygu, his ve düşünceler hayatın her safhasında yaşanan güzelliklerdir. Gönül dünyamızdaki zenginliklerdir. Gönlümüzü, kalbimizi sevgilere, tüm güzelliklere açık tutmalıyız ki hayatımız da güzel olsun. İçinde sevgiyi barındıramayan insanın içi nefretle dolar ve insanlıktan uzaklaşır. İçimizdeki nefreti, kalbimizdeki sevgiyle kovabiliriz... Sevgisizlik ağır bir yüktür, kötülüklerin beslenme kaynağıdır. İnsanlar bundan kurtulmak için gayret etmeli, kalplerinde sevgiye yer ayırmalıdırlar.

Sevgi, değer vermesini bilmektir. Sevmek, inanmak ve yaşamaktır. Sevmek, Sevgili olmak ve birlikte olmaktan kıvanç duymaktır. Sevgi, bütün suni davranış ve düşüncelerin hayattan çıkarılması, ulvi düşüncelere yöneliştir. Sevgi, insanın yüce yaratıcıya hakkıyla kul olmasıdır. Sevmek, gerçek ve büyük bir imtihandır... Sevgi Ferhat ile Şirinin, Aslı ile Keremin, Mecnunla Leyla’nın aşkını yaşamaktır. Leyla’dan Mevla’ya yöneliştir…
Sevgisiz, umutsuz ve inançsız hayat bir hiçtir. Şu âlemde ister sultan, ister hükümdar olalım, her ne olursak olalım ama hakkıyla insan olalım. Yaratanı bilip, sonsuzluk âlemine göre yaşamalıyız ki mutlu olalım. Yoksa fani olan âlemde neyiz ki… Sizlere ibretlik bir hikâye;
Yaşlı bir adam tarlasında çalışırken tebdil-i kıyafet halkın içinde gezen hükümdar ona yaklaşır. Selamlaşırlar, yaşlı adam yolcunun sıcaktan bunaldığını düşünerek ona ayran ikram eder. Daha sonra sohbet etmeye başlarlar. Hükümdar yaşlı adamın sözlerinden etkilenir ve ona kim olduğunu sorar. Yaşlı adam ona:
-Hiç, der. Hükümdar merakla;
-Ne demek bu, senin muhakkak bir adın ve unvanın vardır. Yaşlı adam gene;
-Hiç, der. Hükümdar bu sefer kendisiyle alay edildiğini sanır,
-Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Ben bu ülkenin hükümdarıyım der. Adam bu durum karşısında durumu izah etmeye çalışır:
-Peki hünkarım şimdi siz bu ülkenin hükümdarısınız, bundan sonra ne olmayı planlıyorsunuz der. Hükümdar şaşkın bir tavırla,
-Hiç, der. Yaşlı adam o zaman,
-Hünkârım işte ben sizin hükümdarlıktan sonra ulaşacağınız o mertebedeki adamım der...

Fiziksel olarak vücudumuzu arındırabiliriz, fakat ruhsal yapımızın sonsuz sevgiyle arındırılması gerekir. Bunun için ilahi yaratıcının sevgisine, merhametine ihtiyacımız olacaktır. Bu sevgiyi kalbimizde yaşayarak, küçük bir et parçasında büyük bir aşk ve dava taşıyacağız. Böylece enerji kazanacağız, hayatımıza anlam katacağız…
Sevgisiz hayat sıkar, daraltır içimizi. Oysaki ne kadar geniştir kalbimiz. Her şeyi alır içine, bazen de genişliği nispetinde daralıverir, sığmaz olursun içine. İki ten, iki kalp, iki gönül yoktur sevgide. Tek bir kalp olmak, sevdiğiyle kalbi bölüşmektir… Sevmek paylaşmaktır. Sevdiğiyle sevgiyi paylaşmaktır…

Vazgeçiş yoktur sevgiden, sevgiliden. Sevgilinin gönül gözü sevgi renkleri arasından gerçek renge ulaşmayı idrak eder. Sevgiler bitmez öyle ki, tüm beşeri gerçekler, tüm dünya silinir gider ama sonsuz sevgiler devamlı yaşar.

Gerçek sevginin ve güzelliğin yanında bizimkisi sönük kalır. Bu sevginin membaı da yaratıcıdır, rabbimizdir. Her insan yaratıcının güzel parçasını içinde taşımaktadır.
Vicdan, kalp ve ruh kir, pas, leke kabul etmez. Kalbimizde sevgi ve merhamete çokça yer verdiğimizde, vicdan duygusunu geliştirdiğimizde, içimizde olan volkan sonsuz yaşama dönüşür.
Sevgi gayret ister, emek ister. Sevginin en büyük kaynağı olan rabbimizi her şeyden çok sevmeliyiz ki sevgide derinleşerek, sevginin sonsuzluğuna varalım.

Sevmek sevgiliyi istemeyi de öğrenmektir. Sevgili olunca, âşıkla maşuk olunca ölüm bile güzeldir. En büyük sevgi, sonsuz yüce sevgilerde, yaratıcıda saklıdır. Sevgililerin sevgilisi yaratıcıyı sevmek de sevgiliden gelen her sözü kabullenmek, “öl” emrine bile “ölürüm” diyebilmektir. Sevmek, ölümden öte sonsuzluğa taşınabilmek, sevgili olmasını bilmektir. Tükenmeyen kaybolmayan sevgiler kaynağından doya, doya içmektir. Sevgilerin aslı ve odağı olan Allah sevgisini hiçbir zaman kalpten çıkarmamaktır.
Şu dünyada beşer, şaşarız. Ne kusursuz insan aramalı, ne de insanda kusur. Seveceksek öylece sevmeli. Sevgilerde yücelip yaratıcıya ulaşmalı…

Yeni ufuklara gerçek sevgi ve inançla dolu gönül yelkeniyle yola çıkalım. Kalp gözüyle görüp, aşk gözüyle yaşayalım… İnancı, sevgileri kalpten kıyama kaldırıp sevgiler dağıtalım. Sevgilerin kaynağına, sevgililerin en büyüğüne, yaratıcıya teslim olalım…Selam ve dua ile Hacegan...
Hacegan__
Pts Şub 13, 2012 1:56 pm
 
Foruma git
Konuya git

Sevgililer Gununuz Kutlu Olsun

http://img27.imageshack.us/img27/1481/angelprettyresim030lg1.gif
http://img.antoloji.com/siir/media/13/www_antoloji_com_660713_239.JPG
http://www.sohbety.com/img/sevgililer0101rt2.gif
http://i44.tinypic.com/2e1udna.jpg
Seni seviyorum demek
Herşeyi kabul etmektir
Gitmeleri
Kalmaları
Ağlamayı
Gülmeyi
Acı çekmeyi
Haksızlığı
Sabretmeyi
Kabullenmeyi
Sadık kalmayı
En önemlisi de sevdiğinin gözlerine
Yenik düşmeyi
Yenilgiyi kabul edersen;
Sevilmeyi hakedersin
Ufak bir öpücük için sabredersen
Sadakati hakedersin
Onun beline mıhlanır kolların,
Sımsıkı sarılırsın,
Bırakmak istemezsin
Oysa ufak bir öpücüktür,
Kollarının anahtarı
Ne o, ne de sen bilemezsin
SeNeM
Pts Şub 13, 2012 6:40 pm
 
Foruma git
Konuya git

En Güzel Türk Fıkraları

http://t3.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcStMp29bGN4qW3ej0yc2xfL5GbSVOO3dge00haugY9Rpix5sq3b5A

En Güzel Türk Fıkraları

* Dünyanin Sahibi Kim Olacak?
Dünyanin gelismis ülkeleri bir araya gelmisler. Bir gün, en son teknolojilerle üretilmis bir bilgisayara bütün ülkelerle ilgili verileri yüklemisler ve sormuslar: "Dünyanin sahibi kim olacak?"
Bilgisayar uzun süre bilgileri değerlendirmis ve büyük an gelmis. Nefesler tutulmus. Bilgisayar, sonucu yaziciya göndermis. Hakem heyeti sonucu ilan etmis.
"Türkiye" Herkes sasirmis. Mutlaka bir yanlislik olmustur düsüncesiyle ayni soruyu bir kez daha sormuslar Bilgisayar uzun süre çalistiktan sonucu yaziciya göndermis. "Türkiye"
Tüm dünya soka girmis. Birisinin aklina "niye?" diye sormak gelmis. Herkes bu fikri begenmis ve bilgisayara sormuslar. "Niye?"
Bilgisayar sonucu yaziciya hiç düsünmeden göndermis."Herkes bir gün uzaya çıkacak ve dünya Türklere kalacak"


* Ayı Nerden Bilsin
Avcılar kendi aralarında atıp, tutuyorlarmış. Avcının biri;
- Geçenlerde İstanbul'da Belgrad Ormanlarında ava çıkmıştım. Birde ne göreyim, karşımda 5 metre boyunda bir ayı.
Avcılardan biri hemen atılır:
- Hadi be sende İstanbul'da Belgrad Ormanlarında ayı ne gezer.
Avcı hemen cevap verir:
- İyide arkadaş Allahın ayısı oranın Belgrad Ormanı olduğunu nerden bilsin.


* Ramazan Topu
Bir gün tilki ormanda tek başına gezerken ağaca asılmış bir parça et görür. Etin yanına yaklaşarak incelemeye başlar ve etin arasına gizlenmiş bir bomba görür. Ete hiç dokunmadan 10-15 metre kenara çekilerek uzanır ve beklemeye başlar. Biraz sonra kurt çıkagelir ve eti görür, şöyle bir sağa sola bakınırken tilkiyi görür ve sorar: "Eti görmüyor musun?" Tilki: "Ben orucum." der. Kurt: "Ben yiyebilir miyim o zaman?" diye sorar. Tilki: "Buyur ye, afiyet olsun!" der. Kurt eti ısırmasıyla bombanın patlaması bir olur ve kurt ağır yaralı bir şekilde 8-10 metre ileriye sürüklenir. Tilki bulunduğu yerden kalkarak etin yanına gider ve başlar yemeye. Buna dayanamayan kurt sorar: "Hani sen oruç tutuyordun?" Tilki: "Top atıldı duymadın mı?" der.


* Cenaze Namazı
Birgün temelin annesi ölmüş temele sormuşlar niye namaz kılmeysun temel ben cenaze namazı kılmasını bilmeyrum demiş 15 gün sonra kaynanası ölmüş temel en önde namaz kılıyomuş temele hani sen cenaze namazı kılmasını bilmiyordun demişler temel bu cenaze namazı deyildür bayram namazudur demiş.


* Sarışın öğretmen
Sarışının biri ilkokul öğretmeni olarak staja başlar, çok heveslidir.
Bir gün teneffüs sırasında bütün çocuklar futbol oynarken bir çocuğun oyun alanının sonunda kenarda durduğunu görür. Çocuğun iyi olup olmadığını öğrenmek üzere yanına yaklaşır ve çocuk bir sorununun olmadığını söyler. Bir süre sonra sarışın çocuğun yine tek başına aynı yerde durduğunu görür, içi rahat etmez ve tekrar çocuğa yaklaşarak;
- ''Senin arkadaşın olmamı istermisin?'' diye sorar, çocuk pek hevesli olmamakla birlikte;
- ''tamam'' der.
İlerleme kaydettiğini düşünen sarışın öğretmen;
- ''Bütün çocuklar topun peşinde koşturup oynarlarken sen neden burada duruyorsun?''.
Afallayan çocuk hayretle cevap verir;
- ''Çünkü ben kaleciyim''..


* Dört Ayaklı Ördek
Bir gün, Nasrettin Hoca, camide bir vaaz veriyordu. Cemaatten bir kışının esnediğini ve bir kısmının uyukladığını fark etti. Bunun üzerine şöyle konuşmaya başladı: -Bir sabah, Akşehir'den dışarı çıkmıştım. Çayın kenarında dört ayaklı ördekler su içiyorlardı... Dört ayaklı ördek sözünü işiten cemaat, gözlerini açarak Nasrettin Hoca'yı dikkatle dinlemeye başladı. Bunun üzerine Nasrettin Hoca: Yahu!... Siz nasıl adamlarsınız. Deminden beri size vaaz ediyorum, uyukluyorsunuz da, kuyruklu bir yalan uydurunca hepinizin gözleri açıldı...
Almira
Çar Şub 08, 2012 11:05 pm
 
Foruma git
Konuya git

Seni seviyordum, haberin yoktu!

Bir şiir yazmak istiyorum beni anlatan beni ağlatan
Olmuyor yapamıyor yazamıyorum
Kelimelerim yetmiyor içimi dökemiyorum
Artık yeter çok doldum dayanamıyor susamıyorum
Geleceğimden kaygılıyım ben böyle yaşayamıyorum
Geçmişime dönüp her baktığımda kendimi göremiyorum
Yarım kalmış hayyellere beni bekleyen şiirlere
Gülemediğim espirilere kısacası yapamadığım herşeye
Dalıııp dalıııp gidiyorum ama nafile yine kendimi bulamıyorum
Ne yapmak istediğimi biliyorum ama yapamıyorum
Gözlerim herşeyi görüyor ama ben göremiyorum
Kendim için en iyisinin hangisi olduğunu bilemiyorum
Gitmek mi kalmak mı yoksa bitmek mi seçemiyorum
Ne eş ne dost ne aile kimse kalmadı gözümde
İstemiyorum ama isyan var artık her sözümde
Anladım ki yalanmış en güzel günüm de gecem de
Evet şimdi her şeye elvada diyor ve karanlığa doğru gidiyorum sessizce
Kimse ardımdan yalancı gözlerle ağlamasın çünkü ben artık ölüyorum
Elveda yarım kalan geçmişim elveda demek zor çünkü beni bir sen sevmiştin
Elvedaa.......
Koray
Pzr Şub 26, 2012 2:08 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Seni seviyordum, haberin yoktu!

Bana mutluluğun resmini çiz desen
Gözlerim kapalı senin resmini çizerim
Sessiz, sedasız yanıma gelsen
Usanmam saatlerce seni izlerim

Gözlerine baktığım zamanlarda cenneti görüyorum
Uzaktalarda olsan bile yüreğin bende biliyorum
Aynaya bakıyorum ve kendi kendime gülüyorum
Bunun adı aşk ben seni seviyorum

Bu şiirle paylaştım sana karşı olan bütün duygularımı
Senin için saklıyorum en güzel yıllarımı en şirin anlarımı
Bilmezsin belki ama sana yazdım bütün şarkılarımı
Bebişim sen iste heba edeyim bütün hayatımı

Bir gün çıkacağım karşına, sev beni al beni kollarına diyeceğim
Sen ne kadarda inatcı olsan bile ben ısrar edeceğim
Aslında çok korkuyorum kırlırsın diye, bilmem nasıl söyliyeceğim
Sen sevmesen bile beni, ben seni ebedi seveceğim
Koray
Pzr Şub 26, 2012 2:08 pm
 
Foruma git
Konuya git
cron