22 sonuç bulundu

Geri dön

"Rahmetinle affet beni"...

Rahmetinle affet beni! Senin affın elbet çoktur, Rahmetinle affet beni! Yalvarmaya yüzüm yoktur, Rahmetinle affet beni! Gafletteyim ben her zaman, Perişanım hâlim yaman, Diliyorum senden aman, Rahmetinle affet beni!
Hesap soran Kahhâr sensin,
Ayıp örten Settâr sensin,
Çok affeden Gaffâr sensin,
Rahmetinle affet beni!
Gerçek kulluk edemesem,
Emre uygun gidemesem,
Farz borcumu ödemesem,
Rahmetinle affet beni! Hoca der ki, yansa sîne, Günah çıksa birkaç bine, Ümit kesmem senden yine, Rahmetinle affet ben
 

 

 
Kalp
 
Siyahin_Matemi
Cmt Haz 29, 2013 8:38 pm
 
Foruma git
Konuya git

Klavyedeki Dostluklarımız ve Yalanlar...

Klavyedeki Dostluklarımız ve Yalanlar...


Birbirimizi görmeden, tanımadan ve sadece "hissederek" yürüttüğümüz dostluk ilişkisi yaşamımızdaki diğer ilişkilerden çok farklı gelişiyor

Gerçek yaşamda önce fizikleriyle, giyim kuşamlarıyla, sonra da fikirleriyle ve yaşam görüşleriyle, zihinleriyle tanışırız insanlarla.
Oysa burada, sanal ortamda, önce fikirler ve görüşler ön plandadır, birbirimizi zihinlerimizle tanırız, severiz (ya da sevmeyiz) ve bazen de tanımak isteriz, görüşür tanışırız.
Değer verir, dost oluruz.

Bazen bu büyü bozulmasın diye, dürüst olamadığımız için, tanışmayı istemeyiz.Karşımızdakinin dürüstlüğü veya bizimki, bir şekilde kafamızda hep dürüstlüğü sorgularız, güvenmek isteriz yazılana, dostlarımızaGerçekten o kişi miGerçekten böyle mi düşünürO mu gerçekten bizim etkilendiğimiz sevgi duyduğumuzYoksa yalan mı bize söyledikleriyoksayoksaEn azından, insanları iddia ettiği kadar sevmiyor olabilir mi? Zaman içinde tanıdıkça kuşkular başlayacaktır

Hiç kimse yalanı sürekli sürdürecek kadar zeki değildirVe hiç kimse de bu yalanlara sonsuza kadar inanacak kadar saf değil

Dürüstlük, özgürlük demektir ve özgürlük kısıtlanmamalıdır asla"Özgürlüğünüz, kendisine vurulmuş olan zincirlerinden kurtulduğunda, daha çok büyüyecek bir özgürlüğe zincir olur"

Ne kaybederiz , ne olur boyumuz kısa veya uzun ise, zayıf veya şişman isekSağlığımız yerinde veya değil iseEksiklerimiz varsaParamız olsa veya olmasaVeya o filmi görmemişsek, o şiiri duymamışsakYa da o ülkeye gitmemişsekSesimiz güzel değilseO konuya yabancı isekSöylediğimiz yaşta değilsekManken-fotomodel bir kadın değilsekYa da yaşamımızda olmadığını söylediğimiz birileri varsaNe fark eder dostluk adınaYalanların esiri olarak yaşamak ve bir gün her şeyden kaçmaktansa, dürüst olmayı denesek dostlarımıza ve kendimizeYarattığımız dünyanın birgün başımıza çökmesindenseDaha kötüsü, bir başkasının dünyasını yıkmaktansa"Tıpkı okyanusun sahilinde durmadan kumdan kaleler yapan ve sonra da bir vuruşta gülerek yıkıveren çocuklar gibiOysa sizler kumdan kaleler yaptıkça okyanus sahile daha çok kum yığmaktadırVe yaptığınız kaleleri yıktıkça okyanus sizlere gülmektedir" Kendine mükemmel bir kişilik yaratmak çok kolayZor olan,olduğunu dürüstçe olabilmekEn acı gerçeğin bile en güzel yalandan üstün olduğunu hatırlaDürüstlük temelinde oturan dostlukların daha değerli ve uzun ömürlü olacağını ta içinde biliyorsun.Unutma, uzun vadede dürüstlük her zaman galip gelecektirKendini zor olsa da, acı olsa da, kabullenÇünkü sen biriciksin, çok değerlisinSonradan acısını çekeceğin hayalleri yaratmaKarşındakine güvenmek istiyorsan, dürüstlük arıyorsan, önce kendini güvenilir kılmalısın.Bunun da yolu bir; acı da olsa, zor da gelse kendinle tanış ve bize seni sun
Çünkü biz birbirimizi seviyoruz, klavyenin tuşlarındakini sahte dostu değil, sadece ve tam da şu halimizle birbirimizi ... 
 

 
Sanal alemde yalan hayatlar
 
Günlük hayatında insanlarla diyalog kurmaktan uzak, çekingen, içe kapanık bireyler internet ortamında bir süre sonra kendilerini farklı kimliklerle tanıtmaya başlıyorlar. Sanal sohbet odalarında arkadaş edinenler çoğunluklaoldukları gibi değil olmak istedikleri gibi bir karakter çiziyorlar.İnternet her birimizin hayatında artık vazgeçilmez hale geldi. Çocuklarımızın ödevlerinden, okul kayıtlarına, sınav sonuçlarına, fatura ödemelerinden, bilet rezervasyonuna günlük hayata dair her tür ihtiyacımızı pratik olarak çözme imkânı sağlayan internet, aile ilişkilerinde de en az televizyon kadar rol çalmaya başladı. Artık okuldan gelen çocuklar mutfağa koşup akşam yemeğini hazırlamakta olan annelerine o gün neler yaptıklarını, neye sevinip, neye üzüldüklerini anlatmak yerine alelacele bilgisayarı açıp sanal arkadaşlarıyla sohbet etmeyi seçiyorlar. Genç kızlar ve genç erkekler problemlerini evde sır saklayan ve her derde bir çare bulan büyükleri, ağabeyleri veya ablalarıyla değil internetteki dostlarıyla paylaşıyorlar. Birbirinin ilgisizliğinden şikayetçi olan eşler, sanal aleme bambaşka kimliklerle girerek sevgi açlıklarını gidermeye çalışıyorlar. Tam bu noktada internet kullanımıyla ilgili çok ciddi problemler ortaya çıkıyor. Günlük hayatında insanlarla diyalog kurmaktan uzak, çekingen, içe kapanık bireyler internet ortamında bir süre sonra kendilerini farklı kimliklerle tanıtmaya başlıyorlar. Sanal sohbet odalarında arkadaş edinenler çoğunlukla oldukları gibi değil olmak istedikleri gibi bir karakter çiziyorlar. Kimileri sanal alemde daha çok ilgi görmek ve dikkat çekmek için kendilerine hayali bir hayat kurguluyor. Hayal ettikleri ama gerçeğe dönüştüremedikleri pek çok şeyi yapmış gibi anlatıyorlar. Böylece muhataplarının ilgisini çekerek, hayranlık duyulan biri haline geliyorlar. Kimileri ise yaşadığı kişilik bozukluğu sonucu baskılanmış asıl benliğini sanal ortamda gün yüzüne çıkarıyor.Sınırların olmadığı sanal dünyada kendini özgürce ifade edebilmek, sorunlarını hiç tanımadığı ve muhtemelen gerçek hayatta hiç yüz yüze gelmeyeceği insanlara anlatmak bu gibi durumlarda geçici bir rahatlama sağlayabiliyor. Ancak çoğunlukla psikolojik açıdan sorunlu kişilerin bu yolu tercih ettiği düşünülürse internet iletişiminin faydadan çok zarar getireceğini söylemek pek de yanlış olmaz.Sanal kimlikler problemleri artırıyorUzmanlara göre sanal dünyada seçilen “nick name” (takma isim) ile yedek kişilikler kimi zaman kişi ile özdeşleşirken kimi zaman da gerçekliğin tam dışına çıkıyor. Hatta kişiliğin ötesinde, sanal ortamda cinsiyet, yaş, sosyal statü, medeni hal bile değişiyor. Sanal alemin sağladığı özgür alan ve “chat modası” insanların asıl dünyada arkadaşlarıyla, aile bireyleriyle ve dostlarıyla yaptıkları sahici muhabbetleri ve duygu alış verişini de ortadan kaldırıyor. Chat, bir yandan sorunları, korkuları paylaşmaya yardımcı olurken, bir yandan da sorunlardan ve gerçek dünyadan kaçmanın bir aracı oluyor. Bu kaçış bir süre sonra daha büyük sıkıntıları da beraberinde getiriyor. İletişim problemi yaşanan evliliklerdeeşlerin birbiriyle diyaloğu tamamen ortadan kalkıyor, birbirlerinin yüzünden çok bilgisayar ekranına bakmaya başlıyorlar.. Gençler kimlik çatışması yaşamaya başlarken okuldaki başarısızlıklar da beraberinde geliyor. Üstelik kendini yetişkin gibi tanıtan çocuk ve gençlerin kötü niyetli kişilerce kullanılmaları da işten bile değil. İnternet ortamında farklı kimliklere bürünenlerde kişiliklerin bozularak yedek kişilikler oluşması, yabancılaşma ve yalnızlaşma ise ciddi psikiyatrik bozuklukların altyapısını oluşturuyor ya da bu bozuklukların açığa çıkmasını hızlandırıyor. Chatleşirken mantık ve kurallar unutuluyor
 
Chatleşmede kişilerin karşı tarafa kendilerini istedikleri şekilde yani olumsuz yönlerini bastırarak ya da olmadıkları bir kişilik portresi çizerek tanıttıklarının altını çizen Prof. Nevzat Tarhan bunun sebebini de şöyle açıklıyor: “Chat anında insan içindeki düşünce ve duygu obsesyonlarına kolaylıkla kendini kaptırır. Düşünce obsesyonu, beynimizin bir bölgesinin istem dışı yanlış düşünce üretmesidir. İnsanın içindeki düşünce ve duygu obsesyonları, chatleşme esnasında kontrolden çıkar. Kişi o anda hiç düşünmeden, süzgeçten geçirmeden aklına gelen her şeyi yazı ya da ses yoluyla karşı tarafa aktarır. Arzular ve dürtüler ile mantık ve kurallar arasındaki denge, arzular ve dürtülerden yana bozulur.” Psikiyatr Dr. Nihat Kaya’ya göre aslında, birçok insan “yüzüne maske takarak” içinde olan arzuları ve ifade edemediklerini başka bir kimlik ve kişilikle ifade edip rahatlamaktadır. Adeta o görüşler onun değil de öteki insanındır. Sanal ortamda hiçbir sansür baskı olmadan her şeyi ifade etme, deşarj olma imkânı vardır.Sanal kişiler bize yakın gibi görünebilir ama…
Doç. Dr. Kemal Sayar “İnternette aşk ve sevgi” başlıklı makalesinde internet üzerinde sanal kimliklerle kurulan arkadaşlıkların mahiyeti hakkında şu bilgileri veriyor: “Kendini açma ya da iç dökme online ilişkilerin de vazgeçilmez bir parçasıdır. İnsanlar hattın diğer ucunda birileri bunları okuyacak da olsa, bir bilgisayara daha fazla açılabilirler ve bu da internet ilişkilerinin özünü oluşturmaktadır. Bazen bilgisayardaki sanal kişilik bize yan odada oturan gerçek kişilikten daha yakın görünebilir.”
Sanal alemde insanların kendilerini daha rahat ifade edebilmelerini ise internet üzerinde iletişimin kelimelere dayalı oluşuna bağlıyor Sayar: “Sadece bir klavyenin tuşlarına dokunarak ona daha fazla şey açıklayabilirsiniz, duygularınızı belli edebilir ya da karşınızdaki insanın cazibesine kapılabilirsiniz. Klavyede yalnızca kendiniz, 
ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol
 
 
Sanal Ortamdan Evlilik Olabilir mi?

Sanal arkadaşlık yapıp da evlenenler az da olsa var. Yapılan bu evliliklerin sağlıklı olup olmadığı pek bilinmiyor.internet teknolojisi bizde yeni geliştiğinden ne gibi sosyal rahatsızlıklara yol açacağını ileriki zamanlarda daha iyi göreceğiz. Şu anda var olan şekliyle olumlu yönleri yanında, olumsuzlukları daha fazla öne çıkıyor. Bu bağlamda, internet dünyasının sanal âlemi içerisinde eş arama girişimlerini hiç doğru bulmuyoruz. Evlilik gibi ciddi bir kurumun temellerini bu sahte dünya içerisinde arayanlar, körü körüne kendilerini maceraya atmış olurlar.Gazete ve televizyonlardaki evlilik ilanları, internet dünyasındaki çetleşmeler ve diğer sanal arkadaşlıklar, tamamıyla para tuzaklaradır. Bu tür girişimler, insanların yalnız paralarını almıyor, aynı zamanda umutlarını ve güzelim duygularını da alıp götürüyorlar. Sanal âlem içerisinde gerçek hayat arkadaşı bulmak tamamen şans işi. Sağlıklı ve mutlu bir evlilik yapma ihtimali çok azdır, hatta tamamıyla bir risktir diyebiliriz. Bir ömür boyu beraber olacağınız insanı, bu sahte dünya içerisinde arayıp riske girmeye değer mi?Diğer yönüyle, sanal âlemde gerçek sevgi yoktur. Evliliğin içtenliğini, sıcaklığını ve samimiyetini bulmak imkânsız gibidir. Bu nedenle teknoloji, bize kazandırdıklarından daha fazlasını alıp götürüyor.Bilgi çağının bize kazandırdığı bu güzel imkânın alt yapısını yeterince bilmediğimizden, biz onu kullanacağımıza, o bizi kullanıyor. Bu nedenle, evlilik öncesinde alınması gereken tedbirlerin, sanal âlem içerisinde aranmasının doğru olmayacağını söylemek zorundayız. 
 

Siyahin_Matemi
Sal Eyl 17, 2013 6:43 pm
 
Foruma git
Konuya git

Affet Beni Yarabbim Onu Çok Sevdim...

Affet Beni Yarabbim Onu Çok Sevdim

Affet beni yüreğim... Açtırdım kapılarını seni sevmeyenederinlerdeki güzellikleri görmeyene...Sevgisizliklerine hapsettim seni... Affet beni gözlerim... Sana bakmayan gözlerin esiri etti.Gülerken saçtığın ışığını zindana çevirdim... Affet beni dizlerim...
Gelmez yarin yolunda beklettim.Ayakta durmaya dermansız ettimAffet beni kollarım...
Seni sarmayan kollara her daim açık beklettim. Gelmeyince zalim yarsevdalara seni açmamaya yeminler ettim..Affet beni gülüşlerim...
Yalancı gülmelere kanıp gönülden gülmelerimle karşılık verdirdim.Yüreğimi ağlattılar sen yine de gülmeye devam ettin... Affet beni ellerim... Uzanmaz elleri tutmanıhiç bırakmamanı senden bekledim.Bomboş kalınca üşüdün soğukluğun yüreğime işlettin... Affet beni Yarabbim... Verdiğin bu canın hakkını veremedim... Yüreğimi bir kulun yaralamasınagözlerimi ağlatmasınaKollarımı bağlatmasına izin verdim...
Affet beni yarabbim O'nu çok sevdim.... Doğru zamanlarda yanlış insanlarayanlış zamanlarda doğru insanlara mahkum oldu bu yürek... Belki doğruyu görmeye yetmedi gözlerim.Belki de yanlışı silmeye yüreğim...

AFFET BENİ YARABBİM...
Bos_Dunya
Çar May 07, 2014 7:57 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Sanal Kahve Yeşil Evren çanak 101 le yola devam...)

Hergün dahada huzurlu oluyor lobimiz teşekkürlerr tutku adminem

Melodi-_-
Cmt May 02, 2015 7:18 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Sanal Kahve Yeşil Evren çanak 101 le yola devam...)

Tutku abla hayırlı olsun......

Hacegan__
Cmt May 02, 2015 10:00 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Sanal Kahve Yeşil Evren çanak 101 le yola devam...)

bizlere böyle sevgi dolu bir yer sunduğun için çok teşekür ederim adminem  hayırlı olsun hepimize ve tüm dostlarımıza

KeeLeBeK
Cmt May 02, 2015 8:20 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Sanal Kahve Yeşil Evren çanak 101 le yola devam...)


  1. Yeşil Evren Çanak 101 ailesine teşekkürler ..

Melodi-_-
Cmt May 02, 2015 8:16 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Sanal Kahve Yeşil Evren çanak 101 le yola devam...)

Yeşil Evren 101 çanak okey  Ailesine Teşekürler

Guzzu
Cum May 01, 2015 6:46 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Sanal Kahve Yeşil Evren çanak 101 le yola devam...)

Bizlere böyle sevgi saygı dolu bir yer sunduğun için çok teşekkür ederim Tutku Adminim Hayırlı olsun hepimize Adminlerime ve tüm dostlarımıza..

MeLoDiii35
Cum May 01, 2015 1:44 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Sanal Kahve Yeşil Evren çanak 101 le yola devam...)

yeşil evren 101 çanak odası


 

O6abs14
Cum May 01, 2015 1:47 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Sanal Kahve Yeşil Evren çanak 101 le yola devam...)

  Saygının dostluğun kardeşliğin bir arada olduğu tek adres Yeşil evren..Öncelikle böyle bir ortami bize sağladığın için Teşekür  ederiz Tutku Adminem Hayırlı olsun

Turku
Çar Nis 29, 2015 5:39 pm
 
Foruma git
Konuya git

Sanal Kahve Yeşil Evren çanak 101 le yola devam...)

Sanal kahve de 4.yılımızı bitirdik ...
5.yılımızda Yeşil Evren 101 salonumuz ve Çanak 101 le yol almaya devam ediyoruz...Amacımız,Sanal kahve sitemizin çıtasını daha yükseklere çıkartmak ve gönül hoşluğu ile eğlenmek...
Lobimizi teslim eden site sahibimiz Cengiz'e ve emeği geçen tüm arkadaşlarımıza teşekkürler...
Yeşil evren ailemizde emeği geçen admin arkadaşlarıma,yayıncı arkadaşlarıma ve oyuncu arkadaşlarımız olmazsa bir hiç liğin farkında olduğunun bilincinde olduğumu özellikle belirterek gönül birliğimizin dirliğimizin devamını yürekten diliyorum...
Bu vesileyle lobimize tüm oyuncu arkadaşlar davetlidir...
Tutku
Çar Nis 29, 2015 10:07 am
 
Foruma git
Konuya git

Değerinin farkındamısın?

Değerinin farkındamısın?
Köyde amcanın biri, son dakikada yetiştiği trene binmiş. Bindigi vagon dolu olduğu için oturacak yer bulamamış. Diğer vagonları da tek tek dolaşmış, hepsi dolu... Tam umudunu kestiği anda vagonlardan birinin boş olduğunu görmüş ve ''milletvekillerine aittir'' yazısını da farketmeden, gidip oturmuş.

Biraz sonra, biri gelmiş ve adama çıkışmış; - Ne işin var burada, çabuk kalk!.. Burasi, benim yerim!.. - Nereden senin oluyormuş, para verip biletimi aldim, burası da boştu, niye kalkayım? - Bak arkadaş, şu levhaya dikkat etsene ''milletvekillerine aittir'' diye yaziyor. Ben milletvekiliyim, sen kimsin? - Hadi oradan be... Sen milletin vekili isen ben de aslıyım. Milletin aslı varken, vekilin ne işi var!..
Bu hikayeden çıkarılacak ders : Asıl olan değerini anladığında, vekil vekilliğini bilmek zorunda kalır.
 
Tüm gönül dostlarıma huzur dolu bir akşam diliyorum...)
 
Yeşil Evren Çanak 101 
Tutku
Sal May 26, 2015 5:52 pm
 
Foruma git
Konuya git

Kadın kaneviçede silah işlemedi hiç...

KADIN KANEVİÇEDE SİLAH İŞLEMEDİ HİÇ Gül işlerdi kadın kaneviçeye, tavus kuşu işlerdi. Çocuk işlerdi, dağ işlerdi. Ama hiç silah işlemedi kadın kaneviçeye, tank top işlemedi. Mutluluk işlerdi kısaca, umut işlerdi, barış işlerdi. Ancak savaş işlemedi kadın, kavga işlemedi hiç. Belki düş kırıklıkları işledi, belki göz yaşı işledi. Ama kin ve öfke işlemedi kaneviçede. Kaneviçe alınteri, kaneviçe sanat. Kaneviçe emek kokar, üretim kokar, gül kokar, çocuk kokar. Ama kaneviçe bir silah kadar ederi yok bu kirli yaşamda. Bu devran bitmeli, bu sürgit kıyamet bitmeli ama. Bitecek de. Çünkü; Devrim kadının çilesini bitirir, erkeğin ise egemenliğini..."
 
Yeşil Evren Çanak 101

Kaneviçe emek kokar, üretim kokar, gül kokar çocuk kokar...
Tutku
Sal Haz 02, 2015 12:15 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: ÖZLÜ SÖZLER

Bi hayli kırgınım.. Kime olduğunu, neden olduğunu bilmeden. Belki hayata, belki kendime, belkide dilimden düşmeyen keşke'lere"


Can Yücel


 


Tutku
Sal Haz 02, 2015 1:21 pm
 
Foruma git
Konuya git

Burçlar Aldatılırsa Naaapar?? :)

Konu ister AŞK, ister dostluk, ister iş olsun… her insan evladının ALDATILMAYA allerjisi vardır! Yani şimdi düşünsenize; siz ”nayna nayna naaay naaa…” diye tıngır mıngır yürür ve önünüzün arkanızın sobe olduğunu varsayarken, birileri çalıların kapıların ardına saklanmış vaziyette bir takım işler çeviriyor ve sizin bundan bihaber kalmanızın avantajını kullanıyorlar!!!
Esasen ”Aldatan Kendini Aldatır!” denir ve bu da ziyadesiyle doğrudur…
Ama bu beni Sivri, Hınzır & Cüretkar bir dille Burç ve Yükselen Burca göre ALDANMA TEPKİLERİ bohçasını, ortaya dökmekten alakoymazzz :))))
Buyrun burdan YANIN efendimmmm;
KOÇ : Kafası kesilmiş tavuğa döner…. BİLDİĞİN SALAKLAŞIR! Önce inanası gelmez… Yani şimdi bi dakka… Dünyanın merkezi O iken, her şeyi ama herrrrşeyi yapan da, koyan da alan da, silen de, yıkan da, bizzat ”Ulu, Eşsiz ve Titretici” şahsı iken, hangi X!!!@WZZT…@jjjX böyle bir ”kural dışı” harekete CÜRET etmiş olabilir? Ama gerçeği kabul edince, süngüsü müngüsü yerle yeksan olur. Durumu sindirmesi biraz zaman alır. Koç Moç denilince de, sanılır ki tufaya geldiğini anladığı gibi, şahlanıp yeri göğü yıkacak… NERDEE… Yani elbette onun da sırası gelir! Ama Koç önce bir sağlam yıkılır. Bir müddet sessiz sedasız kendiyle halleşir… Acıyla cebelleşir. Sonra da bir sabah uyanır, veee kendisini aldatanı önce yeniden kucağa oturtup sonra bizzat aldatmak üzerine ”göz yaşartıcı bomba ve elektrikli cop” içeren planlara girişir!
BOĞA : DİREKT DALARR! O sakin, düşünmeden hareket etmeyen, hatta düşündükten sonra da uzuuun bir süre harekete geçemeyen insan-güzeli :))))) UÇAN KAFA neymiş konusunda literatüre girecek türden bir gösteri yapar. Aldanma varsa, çanak çömlek kırılmış, hesap kitap dağılmıştır. Güvenin olmadığı yerde Boğa da olmayacağı için hiiiç önünü sonunu hesap etmeye gerek görmez. Resmen ”kan görmüş” gibi olur ve sağlam bir olay çıkartır. Üstelik durgun suların akıntısı derin olduğu için, bir kez kalkan Boğa kolay kolay yerine oturmaz… Hırsı, küskünlüğü, intikam girişimleri epey bi devam eder. Kısacası Boğaya kıtır atmak, cesaretten ve hınzırlıktan biraz daha fazlasını ister ;)
İKİZLER : ÖNCE Bİ KAL GELİR! Ve Ajdaa Pekkan’ın ”HANCI” şarkısındaki gibi durum İkizler’e ”sonradan yavaş yavaş kor!” Düşünür düşünür içi kabarır… İşin kötüsü, onu aldatan – ister aşkta, ister dostlukta, ister işte – her kim ise, bu kişi birden kıymetli de olur! Yani dönüp sümüğünü atmayacağı birisi ona madik atsın… İkizler birden onu aşırı önemsemeye ve dalamadığı deniz, çıkamadığı dağ gibi görmeye başlar. Durup dururken dert sahibisi olur :))) Kendisini kül yutmaz, büyü tutmaz bişi sandığı için, arkasından iş çevirmeyi becerini, piskolocikman ”ÜSTAT” olarak görmeye başlar :))) Veee İkizlerin kendisini kündeye getirenlerle arasında gariiip bir göbek bağı oluşur… Yaaa İŞTE ELE :)))))
YENGEÇ : Ney… ney ney ney… SİZ BİR YENGEÇ’i ALDATTINIZ HA!!!! Oyyyyy anammmm :)))))) Ya bak vakit varken vazgeçin tamam mı… Yani daha anlamadıysa  – gerçi onların burunları accayip koku alır ama… – hemen operasyonu durdurun… İzlerinizi örtün… Ve Yaradana adaklar adayıp dualar etmeye başlayın. Zira Yengeç durumu saptadığı andan itibaren, hayatınız bir darbeli matkap ile delik deşik edilecektir :))))) Var yaaa oyar oyar… Gider gelir konuşur… Dolar dolar boşalır… Sizi ananızdan doğduğunuza, onu bulduğunuza, sonra kandırdığınıza külliyen pişman ve kendi varlığınıza düşman etmeden, kanı yerden kalkmaz! Veee bu aldatışın yıldönümleri, mevsim dönümleri, ay dönümleri ve münferit anma günleri deee ayyynı itina ile kutlanır :)))))
ASLAN : Hiii… Ayyy yapmayın kız… Bak çok fena bişeydir bir Aslan’ı o halde görmek. Yeminle içiniz kaldırmaz, kendinizi intihar edersiniz! Aldatılan Aslan var ya… tıpkı minicik terk edilmiş bir bebek gibi olur. Öyle yaralı, öyle hüzünlü, öyle çaresiz hisseder ki kendini… kalbi öyle çok kırılır ki, kendi kalbinizi yere atıp üstünde tepinmek istersiniz. Aslan sevilmeye, beğenilmeye, eşsiz ve vazgeçilmez bulunmaya öyle odaklanmıştır ki, birilerinin ona ihanet edebileceğini aklından bile geçirmez. Bunu fark ettiği anda da, gerçekten biter… Afra tafra filan yapacak hali olmaz. Avutulmayı bekleyen bir çocuk gibi tüm duyguları ortada kalakalır. İşte tam o anda sardınız, sarmaladınız, kendinizi affettirdiniz… NE ALA! Yoksa Aslan kalbini bir süre içinde sertleştirip, size karşı bir kaleye dönüştürecektir. Ondan sonra da Çanakkale GEÇİLMEZ!
BAŞAK : Konu ister iş, ister aşk, ister dostluk olsun… Başak aldatılmayı önce çookk ama çok kişisel alacaktır! Yani karşısındakilerin şahsiyeti, söylenen yalanın mahiyeti, ciddiyeti ve vehameti filan solda sıfır kalacak… Merkezde ise, kendisinin acımasızca harcanmış olması olacaktır. Sonra da, mazohistçe bir ”haklılık gururu” çökecektir üzerine… Ne de olsa Başak her acının bir ömür tiryakisi olmamış mıdır? Onun kaderinde başkalarının bencilliğinin, anlayışsızlığının, kadir-kıymet bilmezliğinin, insafsızlığının ….. nın, nın, nın da nın… baş-kurbanı  olmak yok mudur? İŞTE… İŞTE HAYAT ONU YİNE YANILTMAMIŞTIR! Kendi içinde acı dolu, umutsuz, olumsuz… dışa karşı ise katı, yargılayıcı ve mesafeli olmasını haklı çıkartacak bir neden daha vermiştir işte insanlar ona… Çok şükür Başak mutlu olmak riskini ya da etrafına o kadar da aldırmama baskısını taşımak yerine, acı gerçeğin verdiği rahatlamayı bağrına basıp, YİNE bildiği gibi yaşamaya devam edebilir…
TERAZİ : Teraziler panik-ataklı insanlardır! Atak haline girmemek için panik oluşturabilecek her şeyi öngörmeye çalışırlar. Yani o biriyle dans ediyorsa zokayı yutmamak için partnerinin her adımını ölçüp biçmiş, olası zaafiyetleri dikkate alarak kendini konumlandırmıştır. Dolayısıyla kağıt üzerinde Terazi ALDATILAMAZ… Biri ona hiiç çaktırmadan böyle bir fake atınca da, Terazi atanı bırakır, kendiyle uğraşır; önce itinayla NEYİ KAÇIRDIĞINI bulmaya çalışır… Hayır yani bir maç kaç settir… En basit dediğimiz futbol bile iki devredir :)))) Önemli olan kendini ve sahayı kontrol etmek, harici durumları minimize etmektir. Açığı ve kaçağı bulunca, Terazi önce bir yol kendini toplarrr ve ardından düşünmeye başlar; eğer aldatanı tamamen gözden çıkartmadıysa, bu seti kaybetmiş olmanın acısını uzatmalarda gani gani çıkartır :))) Yok konuyu kapatmaya niyet ettiyse, elini sizinle kirletmez; konuyu mahkemeye, medyaya, o da olmadı mafyaya devreder :)))) Ama HESAP MUTLAKA GÖRÜLÜR!
AKREP : Valla AYNIYLA KARŞILIK VERİR :))) Öyle ezilmiş hissetmekle, efendime söyliyim bunalıma girmekle filan vakit harcamaz… Üstelik bir kez durumu tespit edip, karşılığın ölçüsünü de belirledikten sonra, hiiiç istifini bozmaz ve şartları zorlamaz… En uygun anın ve koşulların eline geçmesini bekler. Sonra da göstere göstere… karşısındakinin yüzüne sırıta sırıta darbeyi ÇAKAR! Bu Akrep için hakkın yerini bulması, kaybolan dengenin kurulmasıdır. Öyle davranır ki, muhatabı bu karşılığı aldığı için rahatlayıp hafiflediğini, üstünden yük kalktığını dahi hisseder :))) ÜSTELİK ARTIK KONUMLAR EŞİTLENDİĞİNE GÖRE DANS DEVAM EDEBİLİR :) Akrep ne hinlik geleceğini göremediği biriyle gül alıp vermektense, iyi tanıdığı bir rakiple dövüşmeyi tercih edecektir…
YAY : Amaninnnn… İşte YAY’ın küllüm olup, hem kendini hem sizi yakmak istediği an, bu durumu fark ettiği andır! Bildiğin KAFFAYI YERR… Ne böyle bir dalgaya düştüğü için kendini affedebilir, ne onun ”saflığından yararlandığı için” karşısındakini… Derin ve uzun bir depresyona girmesi ve arada bir dozunu ayarlamakta zorlandığı saldırılara kalkışması mümkündür. Yay’ı bir kez aldattıysanız üzülmesin ya da olay çıkmasın diye saklamak yerine, doğrudan gidip durumu itiraf etmek ve ”boynum kıldan ince” naaparsan yap, diyetini al ama lütfen aramız bozulmasın filan demek en iyisidir! Sakın ona geçmişte kendisinin attığı kıtırlardan filan dem vurmaya da kalkmayın :)))) Bi kerem o daima yaptıkları hakkında açık olmuştur. Sizin gibi arkadan iş çevirmemiştir. YEKTEN AF DİLEYİN AMAN İSTEYİN! Gerçi Yay olayı müteakkip paranoyaklaşıp güven duygusunu tamamen kaybedeceği için, artık ilişkiniz asla eskisi gibi olmaz. Ama hiç değilse her iki taraf için de çok acı ve verimsiz sonuçlara yol açacak ”bitmek bilmez” bir savaş başlamamış olur…
OĞLAK : Hımmmm… evet işte bu biraz dönüşsüz bir yoldur! Zira Oğlak zor siler ama tam siler. İstifini bozup olay çıkartacağını, ya da açıkça intikam alacağını sanıyorsanız yanılırsınız… Onun kaybetmekten en fazla çekindiği şey insanlar değil, onurudur! Onurunu kırdığınız zaman, kaybedenin – yani elbette onu kaybedeninin :)))) – siz olması garantidir… Uzun bir dargınlık olur mu? Şart değil… Ama bir görüşme arası mutlaka olur. Oğlak güvenmediği insanla mümkünse aynı mekanda ve aynı yolda kalmamayı tercih eder. Eskaza karşılaşırsanız, soğuk bir baş selamı verip sizi gözleriyle aşağılamak onu yeterince tatmin eder. Ama mutlaka yan yana kalması gerekiyorsa onu çok incitmiş olan bir ”utanç anısını” ikide bir sofraya getirmektense, bu ilişkinin artık bir öneminin olmadığını, ne yaptığınıza aldırmadığını, numaranızı verdiğini ve daha fazla bir beklentisi olmadığını ince ince belli edecektir…
KOVA : Önce tam bir ”akıl tutulması” yaşar! O bir risk yönetim uzmanı olarak böyle bir tuzağa düşmüş olmayı asla ama asla içine sindiremez… Bu duruma gelmek öyle bir midesine oturur ve kendine öyle kızar ki, O KADAR OLUR! Depresyonun derin denizleri gayrı Kova’ya mesken olacaktır… Bulunduğu mekanda adınız anılsa, orayı terk eder! Büyük ihtimalle kendini ilk topladığında çok ağır, yenilmez yutulmaz bir konuşma yapmadan devreyi kapatmaz ve özür mözür kabul etmez. Sizi görmek ona kendi salaklığını hatırlatacağı için, ilişkisini tamamen kesmesi ve aranıza ikinci Çin Seddi’ni örmesi kuvvetle muhtemeldir…
BALIK : En beklemediğiniz tepkiyi verecektir :)))))) Bir gece içip içip arabanızın tavanını üstünde zıplayarak çökertmekten, sizi patronunuza ya da karınıza ispiyonlamaya, ya da ofisinize isimsiz tehdit mektupları yollamaya kadar her rezilliği deneyebilir. Ya da, tamamen tepkisiz kalabilir… Hiiiiççç ilgilenmiyormuş ve zaten bu konunun çoktan farkındaymış filan gibi de görünebilir. Hatta yani… farkında olmuş olması bile mümkündür :)))) Zira onların evrenin ruhuyla garip, ince ipliklerle örülü bir bağları vardır :)))) Dolayısıyla ensesine çöken belirsiz bir hüzünle gezmek yerine, gerçeği duymak ona huzur dahi vermiş olabilir. Ama asıl intikamı; onun hayatında da ”bilmediğiniz ve aslaaa bilemeyeceğiniz” bir şeyler olduğunu hissetirecek ipuçlarını ayağınızın dibine sermek olacaktır… Sonra da sizi kendi şokunuz ve vahşi hayal gücünüzle başbaşa bırakacaktır :))))
 

Yeşil Evren Çanak 101...
Tutku
Cum Haz 05, 2015 7:01 pm
 
Foruma git
Konuya git

Re: Burçlar Aldatılırsa Naaapar?? :)

KOVA : Önce tam bir ”akıl tutulması” yaşar! O bir risk yönetim uzmanı olarak böyle bir tuzağa düşmüş olmayı asla ama asla içine sindiremez… Bu duruma gelmek öyle bir midesine oturur ve kendine öyle kızar ki, O KADAR OLUR! Depresyonun derin denizleri gayrı Kova’ya mesken olacaktır… Bulunduğu mekanda adınız anılsa, orayı terk eder! Büyük ihtimalle kendini ilk topladığında çok ağır, yenilmez yutulmaz bir konuşma yapmadan devreyi kapatmaz ve özür mözür kabul etmez. Sizi görmek ona kendi salaklığını hatırlatacağı için, ilişkisini tamamen kesmesi ve aranıza ikinci Çin Seddi’ni örmesi kuvvetle muhtemeldir…                 Şunuda ekleyeyim kova burcu aldatmaz kova burcu evcildir. evinden işine işinden evine gider   o yollarda taraği yoktur deyip konuyu kapatayim....))                                      
Turku
Cmt Haz 06, 2015 11:15 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Burçlar Aldatılırsa Naaapar?? :)

YENGEÇ : Ney… ney ney ney… SİZ BİR YENGEÇ’i ALDATTINIZ HA!!!! Oyyyyy anammmm :)))))) Ya bak vakit varken vazgeçin tamam mı… Yani daha anlamadıysa  – gerçi onların burunları accayip koku alır ama… – hemen operasyonu durdurun… İzlerinizi örtün… Ve Yaradana adaklar adayıp dualar etmeye başlayın. Zira Yengeç durumu saptadığı andan itibaren, hayatınız bir darbeli matkap ile delik deşik edilecektir :))))) Var yaaa oyar oyar… Gider gelir konuşur… Dolar dolar boşalır… Sizi ananızdan doğduğunuza, onu bulduğunuza, sonra kandırdığınıza külliyen pişman ve kendi varlığınıza düşman etmeden, kanı yerden kalkmaz! Veee bu aldatışın yıldönümleri, mevsim dönümleri, ay dönümleri ve münferit anma günleri deee ayyynı itina ile kutlanır :)))))
Melodi-_-
Cmt Haz 06, 2015 11:51 am
 
Foruma git
Konuya git

Re: Burçlar Aldatılırsa Naaapar?? :)

 
YAY : Amaninnnn… İşte YAY’ın küllüm olup, hem kendini hem sizi yakmak istediği an, bu durumu fark ettiği andır! Bildiğin KAFFAYI YERR… Ne böyle bir dalgaya düştüğü için kendini affedebilir, ne onun ”saflığından yararlandığı için” karşısındakini… Derin ve uzun bir depresyona girmesi ve arada bir dozunu ayarlamakta zorlandığı saldırılara kalkışması mümkündür. Yay’ı bir kez aldattıysanız üzülmesin ya da olay çıkmasın diye saklamak yerine, doğrudan gidip durumu itiraf etmek ve ”boynum kıldan ince” naaparsan yap, diyetini al ama lütfen aramız bozulmasın filan demek en iyisidir! Sakın ona geçmişte kendisinin attığı kıtırlardan filan dem vurmaya da kalkmayın :)))) Bi kerem o daima yaptıkları hakkında açık olmuştur. Sizin gibi arkadan iş çevirmemiştir. YEKTEN AF DİLEYİN AMAN İSTEYİN! Gerçi Yay olayı müteakkip paranoyaklaşıp güven duygusunu tamamen kaybedeceği için, artık ilişkiniz asla eskisi gibi olmaz. Ama hiç değilse her iki taraf için de çok acı ve verimsiz sonuçlara yol açacak ”bitmek bilmez” bir savaş başlamamış olur…
CorabiminTekiYok
Cmt Haz 06, 2015 12:17 pm
 
Foruma git
Konuya git
cron