10 sonuç bulundu

Geri dön

Hani bizim''Sevda'mız''?

Ben sevginin istismarına,onun ticarete alet edilmesine tur'laşmasına,otel'leşmesine,restoran'laşmasına,mönü'leşmesine karşıyım.Ama en çok ta ithalleşmesine karşıyım...Sorarım size Leyla ile Mecnun'ların,Kerem ile Aslı'ların,Ferhat ile Şirin'lerin köküne kıranmı girdi?..Sevgi denilen bir kavram,illa 1 güne hapsedilecek se niye bizim aşıklarımızın doğğum veya ölüm gününü değilde kalkıp bir hırıstiyan papaz olan Valentine'nin ölüm gününü kabul ediyoruz? Söyleyin hele,Leyla ile Mecnuun ünü demek Aziz Valentin Günü demekten çok daha sıcak ve çok daha yerli olmazmı?..
Bir gülücük bir sıcak bakış bir güzel söz değilmidir sevgi?..Ya da kulağa bir fısıltı?..Ama,her gün!..Ama yıllar boyu! Yılda sadece 1 gün değil!...Neresinden bakarsanız bakın 14 şubat ithal bir gün yabancı bir ürün dür Ama yıllardır kutlanıyor..Kutlandıkça da maddeleşiyor Sıcak bir söz'ün,sevgiyle bakan bir göz ün hükmü yok artık..Artık sevgiler Vicdanın özünde değil cüzdanın gözünde..Merhum Üstad Necip Fazıl Kısakürek sağlığında İmanı da İnkarı da tenekeden bir nesil den şikayetçiydi...Ya şimdi Sevgisi bile Papaz Valentine den olan bir nesil var karşımızda..Yazık çok yazık....Heeeyy gençler, Nereye?Pardon Where are you going?
Tutku
Çar Şub 15, 2012 3:20 pm
 
Foruma git
Konuya git

Sanalkahve Forum yenilendi

Merhaba sanalkahve yönetim olarak site forumumuzu yenilemiş bulunmaktayız hafta içi yenilikler devam edecek umarım beğenirsiniz..
Admin
Pzr Oca 22, 2012 8:00 pm
 
Foruma git
Konuya git

(((( Adam gibi adam olmak ))))



Adam gibi adam olmak !Nasıldır bilirmisin ?Öyle mekanizma falan değil mesele.Dik durmak,eğilip bükülmemek.Adam olmak için...


İki kulak, iki göz, Ağız burun değil konu.Adam olmak başta, insan olmak.Özünde sözünde insan olmak.İçinde olduğumuz yalan dünyanın;Görüntüde gerçek,gizlilikte sahte görüntüsüne itibar etmemek.


Halka vacip hak ve hakikatin önünde durmak.Gerekirse mücadele etmek.Yalnız dahi olsan önder olmak.Anlı şanlı namlı yaşamak.Gerçekten büyük olmak.Soyluluğu ırkta değil benliğinde hissedip göstermek.Gardaşa gardaş,bacıya bacı gözü.Haklıya eyvallah, haksıza hayde bismillah demek.Kalleşliğe prim vermemek.Korkaklığa namertliğe yenik düşmemek.


Büyüklük bu işte .Meşhur yada ünlü olmak değil.Namlı ,namzetli olmakta değil.Adam gibi adam olmak işte.Olduğu gibi, göründüğü gibi değil,Aydınlık yolda yürür insan önü açıktır çünkü.Mühim olan karanlık yollarda cüssenle yolları aydınlatmak.İleriye doğru her adım atışta duyurmak ayak sesini.Hakiki kahramanlık saldırıp geri kaçmak değil.Ben burdayım demek.



Giyim,para, boyposla ölçülmez adamlık.Yada güzel kandırmaca sözlerle konuşmak değil.Yürüdüğü çizgiyi iyi bellemek.Kıvırmak değil köçebek gibi.Nokta kadar kararlı.virgül kadar asil olmak.Düşmana yarenlik edip,dosta arkadan vurmamak kalleşçe.Merhameti iyi niyeti ,şefkati varmış gibi sınırsız,Lakin menfaati çalar şom ağızlı hırsız.Böylesine duyarsız ve arsız;Ve yılgın olmamalı adam dediğimiz.Olumsuz yoktur ki olumluya çevrilmeyecek.Bazen öyle adamlar var ki dövülmeye değmeyecek.


Azimli ve kararlı,Bakışları keskin ve ateş gibi parlayacak.Atam gibi bakacak çakmak çakmak.Oturduğu koltuğa güç katacak.Bulunduğu mevkiye yakışacak.Güce güç ve şerefe şeref katacak.


Güçsüzle alay edip,güçlüğe çanak tutmayacak.Üste mevki ve makamlarda diz çökmeyecek.Allahtan başka kimseye boyun eğmeyecek.Fener alayı gibi yanıp sönmeyecek.İki yüzlülük,kalleşlik kahpelik etmeyecek.Kelime oyunları etmeyecek.Doğrucu olacak, alkışa değil,mertliğe soyunacak.Emellerine ,özlemlerine yenilmeyecek.Uğuşuk olmayacak, pineklemeyecek.Gerekirse yüksek dağlarda mehmetçiye önder olacak.Devletine canla başla canını ortaya koyacak.Tıpkı mehmetçik gibi yürekli olacak.Sarp ve çetin yollarda aslan kesilecek.



Önden havlayıp sonra sinmeyecek.Rahatına düşkün olmayacak.Zorlukları göze almasını bilecek.Kula kul olmayacak.Kendi borusunu kendi öttürecek.Düzenbaz yardakçı olmayacak.Dalkavuk yağcı olmayacak.Rotasını kendisi ayarlayacak.Rotaya dümen olmayacak.

 

 
Gelene ağam,gidene paşam demeyecek.Adam gibi adam olacak işte adam dediğin.Giyim kuşamla değil ,parlak yürekle duracak.Aydınlık havada mum yakmayacak.Ne adamlar gördüm üzerinde giyim kuşam yok...Ne giyim kuşam gördüm ama içinde adam yok.


Ne mutlu ki, bu vasıfları taşıyanlara. Sorumluluğunu bilip adam gibi adam olanlara.Adam dediğin ... Adam gibi olacak işte !

şair:ADALET PELİT
Düzenleyen: FURİM
furim
Cmt Mar 30, 2013 1:17 pm
 
Foruma git
Konuya git

Dogum Günün Kutlu Olsun Senem

 
 

Doğum günün kutlu olsun...
Bu gün çok özel bir gün,
çünkü bir var oluşun güzelliğini yaşıyoruz!
Bir güneşin, gökte parıl parıl parlayan
bir yıldızın doğduğu gün bu gün.
İnsanlığı bilmeyenlere insanlık,
mertliği bilmeyenlere mertliği öğreten...
İnsanlara bir kutup yıldızı gibi
doğru yolu gösteren bir değerin var oluşu...
Bir doğruluk timsali, büyük bir değer olan
Senemin doğduğu gün bu gün.
  
Asil duruşuyla herkese örnek olmayı başaran,
herkesin saygısını kazanan
Kıvrak zekasıyla ve hazır cevaplarıyla
herkesin gönlünde taht kurmayı başaran
Küçücük bir bedende taşıdığı kocaman yüreği ile
haksızlıklarla erkek gibi savaşan...
İnsanlık bilmeyenlere yeri geldiğinde
insanlık dersi verip , herkese örnek olan
Mutlulukların en güzelini hakeden
yüreği güzel, insan iyi ki doğdun, iyi ki varsın.
 
Yeri geldiğinde iyi bir arkadaş oldun herkese,
yeri geldiğinde kardeş oldun.
Yüreğin kan ağlarken bile
insanlara yaptığın esprilerle insanları
güldürmeyi başardın.
Kimseyi kırmamak için yeri geldi
kendin hıçkırıklara boğularak ağladın,üzüldün
Yeri geldiğinde sana öyle şeyler yapıldı ki,
hiçbir insanın afedemeyeceği şeyler
Ancak altın gibi yüreğin ile yine
büyüklüğünü göstererek
afedilmeyecekleri bile afettin!
 
Nisan ; yağmuru gibi,
baharın gelişini müjdeleyen çiçekler gibi
açtın 29 Nisan ; günü
Mutlulukların en güzelini tatdırdın
seni sevenlere, bir ışık gibi doğdun
karanlık gecelerine
Hayat, verdin, mutluluk, verdin,
güzel olan her şeyi sundun doğuşunla
sevenlerine
Belki ; değerini bilmeyenlerde olmuştur
şu acımasız, şu anlamsız fani dünya'da
Ancak sen en büyük değersin bizler için,
mutluluk kaynağımızsın, iyi ki doğdun.
 29 Nisan ; günü bir başka doğmuştur güneş, 
bir başka parlamıştır gökyüzündeki yıldızlar...
Irmaklar bir başka akmıştır o gün,
Nehirler bir başka coşmuştur sen doğdun diye...!
Renga renk çiçekler açmıştır, sen doğduğun için,
belki o çiçeklerden biri senin için açmıştır.
Çünkü Nisan ; ayında başlar çiçekler
tomurcuklanmaya, o zaman başlar dünya
güzelleşmeye!!!
Senin dünyaya gelişinle
başka bir güzelleşmiş hayat,
başka bir güzel olmuş ki dünya...!
 Eyyy dostluğuyla insanları şereflendiren,
sevgisiyle sevenlerine hayat, veren
altın kalpli insan...!
Sen doğduğun gün gibi masum, doğduğun an gibi
günahsız, hala küçük bir bebek, gibisin
Doğduğun gün bir melektin
melekler hep seninle oldu
çünkü, günahsız ve tertemizdin.
Yeni bir yaşına girdin yıllar, senden
hiçbir şey alıp götürmemiş hala
doğduğun gibi temiz...
Hala doğduğun gün gibi masumsun,
iyi ki doğdun, iyi ki senin gibi süper insanı tanıtım...!
 Dilerim yeni yaşın, sana yaşadığın
tüm acıları unutturur ve sana hep huzur,
ve mutluluk, verir.
Dilerim gözünden akan yaşlar
bu saatten sonra mutluluk, ve
huzur, göz yaşları olur.
Ağlamayı unutur, o neşe dolu yüzün
hep gülümser, yine seni sevenlerin
mutluluk kaynağı olursun.
Dilerim yuvandan huzur,
kalbinden sevgi,
yüzünden tebessüm ve neşe
hiç eksik olmasın
 ''DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN SENEM''
 
  
 
 
 
 
 
furim
Cum Nis 19, 2013 1:16 pm
 
Foruma git
Konuya git

Başlarım,

Senem
Pzr Nis 21, 2013 5:01 pm
 
Foruma git
Konuya git

Nice Mutlu Yıllara Aslan

 
 
  
 
 
 
 

 
 
 
 
 
 
 
  
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  
 
 
 
 
 
 
Senem
Pzr Nis 21, 2013 7:36 pm
 
Foruma git
Konuya git

Ekmek İsrafını Azaltmak İçin Neler Yapmalıyız

Ekmek İsrafını Azaltmak İçin Evlerde Neler Yapılmalıdır ?

İhtiyaçtan fazla ekmek alınmamalı,
Ekmek poşette saklanmalı,
Uzun süreli saklama amaçlanıyorsa ekmeğin derin dondurucuda ve poşet içerisinde saklanmalı,
Ekmek dilimlenerek tüketilmeli,
Kuruyan ekmekler israf edilmemeli, içinde az miktarda su kaynayan tencerenin üzerine yerleştirilen süzgeç üstüne konularak tüketilmeli,
Bayatlayan ekmekler galeta unu veya kurutulmuş ekmek içi şeklinde çeşitli yemek, pasta ve tatlı yapımında kullanılmalıdır.

Toplu Tüketim Yapılan Kuruluşlarda Alınması Gereken Tedbirler

Toplu tüketim yerleri olan; hastane, yatılı okul, askeri birlik ve öğrenci yemekhanelerinde ‘ekmek israfı önleme planları’ oluşturulması ve hayata geçirilmesi,
Üretimin talebe göre planlanması,
Raf ömrü uzun kaliteli ekmek üretilmesi,
Ekmeklerin fırında veya satış yerinde uygun koşullarda saklanması,
Toplu yemek tüketim yerlerinde ekmeğin dilimlenmiş veya küçük yuvarlak ekmek olarak verilmesi,
Self servis tezgahlarında ekmeğin baş tarafta değil, yemeklerden sonra yer alması,

Toplu yemek tüketim yerlerinde, mönüye göre ekmek siparişi verilmesi, artan ekmeklerin daha sonraki günlerde kullanılmasını sağlayacak mönü düzenlemesi yapılması önerilmektedir.



 
Ece
Pts May 06, 2013 5:59 pm
 
Foruma git
Konuya git

Türkiye

Türkiye acayip bir ülke oldu. Bir sürü yalanla yönetiliyoruz. Devlet kurumları birbirini suçluyor. Terör almış başını gidiyor, neler olduğunu hiç kimse anlamıyor.
Şimdi medyadan izliyoruz,  teröristler sınırı geçip Kuzey Irak’a giriş yapmaya başlamış.
Yanlarında refakatçi olarak Hasan Cemal isimli bir gazeteci varmış!
İlk terör grubu sınırı geçmiş, mola verilen yerde televizyonu açmışlar, ekrandaki Tayyip’i hayranlıkla izlemişler…
Tayyip dağdan inenlere toprak ve ev vaadinde bulunuyor. Ayrıca bunları işe yerleştirecekmiş.
İyi de, bugüne kadar öldürdükleri binlerce insanımız ne olacak?
Şehit ettikleri Mehmetçiklerin ve polislerin kanı yerde nasıl kalacak?
Reyhanlı olayı çıkınca Terörist olayını unuttuk. Ama orada da ilginç bir şeyler oluyor.
* * * Şimdi bu teröristler sınırı geçip Kuzey Irak’a gidiyor mu?
Hükümete bakarsanız evet, geçişler başladı.
Terör örgütüne bakarsanız yine evet, onlar da aynı şeyi söylüyor.
Bizim medyada aynı doğrultuda haberler ve görüntüler yer alıyor.
Peki Genelkurmay bu konuda ne diyor? Birkaç gün önce yine bir bildiri yayınladılar:
“Basın yayın organlarında teröristlerin sınır ötesine çekilmeye başladığına dair resim ve haberlere yer verilmektedir. Kara Kuvvetleri Komutanlığına, Jandarma Genel Komutanlığına ve Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığına mensup birlikler, geçmiş yıllarda olduğu gibi şu anda da arazide, kendilerine emredilen üs bölgelerinde görevlerini sürdürmektedir. Ayrıca insansız ve insanlı keşif araçları, eskiden olduğu gibi rota değiştirmeden görev uçuşlarına meteorolojik şartların elverdiği ölçüde devam etmektedir.”
Çok güzel, kutlarız! Demek ki sınırlarımız başıboş bırakılmamış!
Ancak bundan sonra gelen iki cümle var ki, işin bütün tılsımı orada yatıyor:
“Teröristlerin sınır ötesine çekilmesine ait herhangi bir görüntü ve bilgi elimizde mevcut değildir.
Türk Silahlı Kuvvelerinin bölgede görevli unsurları yasalara uygun hareket etmektedir.”
* * *
Araya Reyhanlı olayı girdi ve Genelkurmay’ın bu bildirisi gargaraya geldi. Gündem değişince üzerinde durmamız mümkün olmadı. Genelkurmay böylesine önemli bir konuda “Bilmiyorum, görmedim, duymadım” diyor!
Peki Genelkurmay nasıl oluyor da bilmiyor, görmüyor, duymuyor?
Böyle bir şey olabilir mi? Siz bu açıklamaya inanır mısınız?
O halde bu konuyu biraz irdelemek gerekiyor. Ortada üç olasılık var:
Bir: Genelkurmay Başkanı hükümetin bu yaptıklarından, terör örgütüyle yapılan pazarlıklardan, verilen güvencelerden rahatsız. Yarın hesap günü geldiğinde sorumluluk almamak için “Bu olaylar siyasi iradenin emriyle gerçekleşiyor. Sorumlusu biz değiliz, biz bu işlere karışmıyoruz” demeye getiriyor.
İki: Zamanı gelince bu rezilliklerin hesabının sorulacağını Genelkurmay çok iyi biliyor ve korkuyor. O nedenle, bu ağır sorumluluğu ve rezilliği şimdiden hükümetin üzerine yıkmak istiyor. İktidarı açıkça suçluyor, suçu onun üzerine atıyor.
Üç: Genelkurmay, askeri birliklerin sorumluluk bölgelerinde denetimi bırakmış ve kontrolü kaybetmiş. Ya da teröristlerin geçişine göz yumarak suç işliyor. Başka bir deyişle, verilen emirler doğrultusunda terör bölgelerinde bostan korkuluğu durumuna düşürülmüş. İşte bu acı gerçeği itiraf etmek zorunda kalıyor.
Hangi olasılığın doğru olduğunu bilemiyoruz. Ama hangisi doğruysa, ülkemiz için yüz kızartıcı bir hadisedir.
* * *
Evet, Genelkurmay terör bölgesinde olanları bilmediğini, görmediğini, duymadığını iddia ediyor!
Bu nasıl iştir, nasıl bir bildiridir, amacı nedir, anlayan var mı? Buna kim inanır?
Böyle anlamsız açıklamalar yayınlayarak sorumluluktan kurtulmak mümkün olmaz… Çünkü bu işin hesabını sorumlu makamda olan herkes verecektir. Asker veya sivil, hiç fark etmez.
Türk ordusu tarih boyunca bu durumlara düşmemiş, böylesine küçülmemiş, saygınlığını böylesine yitirmemiş, siyasetin dümen suyuna girmemişti.
Ece
Pts May 06, 2013 6:21 pm
 
Foruma git
Konuya git

İnternet Hayatımızı Nasıl Etkiliyor..?



Siber uyuşturucular olarak adlandırabileceğimiz durumların başında internette oynanan online oyunların geldiğini belirten Psikiyatrist Dr. Gürkan Odabaşoğlu, internet bağımlılığının sosyal hayatı nasıl etkilediğini ve bu durumun çözüm yollarını bizlerle paylaştı.
 
Yaklaşık 20 yıldır hayatımızda olan internet, iletişim şeklini ve sosyal hayatı etkiler. İnternet bağımlılığı son zamanlarda giderek yaygınlaşan bir durumdur. Online oyun bağımlısı olan kişilerde; giderek daha fazla oyun oynama isteği, sosyalliğin azalması, yapılan etkinlik ve diğer uğraşların bırakılması gibi sonuçlar görülür. Ergenlik döneminde ise bu durumdan en fazla akademik hayat etkilenir, ders başarısının düşmesinin yanında okul devamsızlığı da artar.
Sosyal hayatı nasıl etkiler?
Online oynanan bazı oyunlar ve bahis sonucunda kişiler giderek daha az sosyalleşmeye başlar. Bu kişiler, çoğu zaman evde veya internet cafelerde vaktini bilgisayar karşısında geçirir. Bilgisayar başında vakit geçirme süresi 16-18 saate kadar çıkabilir. Bağımlılık, PC karşısında yemek atıştırmaya başlamak ve spor etkinliklerinin tamamen durması şeklinde sonuçlar doğurabilir. Bağımlılık geliştiğinde ise sadece oyun oynayan kişilerle sınırlı bir sosyallikle kısıtlı bir durum gelişir. Spordan uzaklaşma ve sürekli oturma pozisyonunda olmak, kilo alma ve çeşitli eklem problemlerinin gelişimine katkıda bulunur.
İnternet Bağımlılıgı-Risk Grupları-Önlemler
İnternet bağımlılığını, diğer bağımlılıklar gibi ele alabiliriz. İnternetin kullanımı hayati ihtiyaçların önüne geçiyorsa, internette geçirilen süre kontrol edilemiyor, süre gittikçe artıyorsa, internet kullanımı engellendiğinde, kızgınlık ve çöküntü yaşanıyorsa; yoksunluğun yarattığı gerginliği gidermek için davranış bozuklukları başlamışsa, evet bağımlılıktan bahsedebiliriz. Bunun arkasında pek çok neden olabilir, bağımlılık risklerini arttıran faktörleri şöyle sıralayabiliriz:
Bilgisayar oyunlarına ve internet kullanımına küçük yaşta başlama
Gençlik dönemi
Düşük benlik algısı
Sosyal kaygı
Dürtü sorunları
Başarısızlık
Yalnızlık
Spor veya yaratıcı aktivite eksikliği
İletişim becerileri zayıf aile
Değerleri ve sınırları net olmayan ailelerde büyüme
Yanlış modeller ve yanlış sosyalleşme
Sonuç olarak internet kullanım, tartışmasız, gündelik hayatımızın bir gerçeği ve öyle olmaya da devam edecek. Bu noktada ailelere, eğitimcilere, sosyologlara, psikologlara büyük rol düşüyor.
Anne ve babalar:
Teknolojinin kullanımını ve dilini öğrenin.
Çocukluk döneminde başlatılacak sosyal ve spor faaliyetlerine önem verin.
Çocuklarınızın izlediğini siz de izleyin.
İnternette ne kadar zaman geçirdiklerini gözleyin.
İnternet kullanımını süre ve program içeriği olarak sınırlayın.
Gençlerinize seçici olmayı öğretin.
İnternet güvenliliğini arttırın.
Kendi yaşantınızla model olun.
Okullarda medya kullanım eğitimleri önerin.
İnternet Kullanımı İle İlgili Alıntılar
“Ben de herkes gibi modern çağı takip edebiliyorum.”
“Teknolojiyi takip etmek iyi geliyor, yenilikleri takip edebiliyorum…”
“Birkaç işi aynı anda yapabiliyorum. Mesela banka sırasındayken ‘maillerime’ bakabiliyorum.”
“Bilgisayarda oyun oynarken gerçek sorunlarımdan uzaklaşıyorum.”
“Arkadaşımla yemekteyken sürekli telefonundan başkalarıyla ‘whatsapp’dan veya ‘bbm’den
konuşması beni rahatsız ediyor.”
“Sabah gözümü açar açmaz Facebook’umu kontrol ediyorum.”
“Eski arkadaşlarımdan haber alabiliyorum.”
“Cep telefonum yanımda olmadığı zaman, sanki bir parçam eksikmiş gibi hissediyorum.”
“Cep telefonumun şık bir tasarımı olması kendimi iyi hissetmeme neden oluyor.

 
Ece
Pzr May 05, 2013 9:08 pm
 
Foruma git
Konuya git

Kandilimiz Kutlu Olsun..

Bu gece kulun yalvarış ve yakarışlarını Yüce Mevla’ya sunacağı ve O’nun sonsuz affından, merhametinden, iyiliğinden bol bol yararlanacağı umut, huzur ve müjde gecesidir.
Bütün arkadaşlarımın, Türk ve İslam dünyasının Regaib kandilini kutluyorum. Regaib Kandili dolayısıyla Cenab-ı Allahtan içinde bulunduğumuz şu zor dönemde Ülkemize, Milletimize ve bölgemize istikrar ve hayırlar vermesini niyaz ediyorum. Allaha emanet olunuz...
 
 
Birsu__
Pts May 06, 2013 8:13 am
 
Foruma git
Konuya git
cron