1 sayfadan 1. sayfa

İnsan bazen görmek istediğini görür..

İletiTarih: Pts Haz 03, 2013 2:00 pm
Ece

 



                                                        

 

iNsAn bAzeN göRmEk isTedigiNi GöRüR


                                                                                                                                                                        
 

İNSAN BAZEN GÖRMEK İSTEDİĞİNİ GÖRÜR >


 


Daha epeyce zaman vardı, uçağın kalkmasına. > Kadın havaalanındaki dükkandan bir kitap ve bir paket > kurabiye alıp, > buldu kendisine oturacak bir yer. > Kendisini kitabına öyle kaptırmıştı ki, yine de yanında > oturan adamın olabildiğince cüretkar bir şekilde aralarında duran > paketten birer birer kurabiye aldığını gördü. Ne kadar > görmezden gelse de. > Bir taraftan kitabını okuyup, bir taraftan kurabiyesini > yerken, gözü saatteydi, "kurabiye hırsızı" yavaş yavaş > tüketirken kurabiyelerini. > Kulağı saatin tik taklarındaydı ama yine de >> >> >> > > engelleyemiyordu & gt; >> tik taklar > sinirlenmesini. > Düsünüyordu kendi kendine, "Kibar bir insan olmasaydim, > morartırdım şu adamın gözlerini!" > Her kurabiyeye uzandığında, adam da uzatıyordu elini. > Sonunda pakette tek bir kurabiye kalinca "Bakalim şimdi > ne yapacak?" dedi kendi kendine. > Adam, yüzünde hafif asabi bir gülümsemeyle uzandi son > ;kurabiyeye ve böldü kurabiyeyi ikiye. > Yarısını kurabiyenin atarken ağzına, verdi diğer yarıyı kadına. > Kadın kapar gibi aldı kurabiyeyi adamın elinden ve > "Aman Tanrım, ne cüretkar ve ne kaba bir adam, > Üstelik bir teşekkür bile etmiyor!" Anımsamıyordu bu kadar > sinirlendiğini hayatında, > Uçağının kalkacağı a nons edilince bir iç çekti > rahatlamayla. Topladı eşyalarını ve yürüdü çıkış kapısına,dönüp > bakmadi bile "kurabiye hırsızı" na. > Uçağa bindi ve oturdu rahat koltuğuna,sonra uzandı, > bitmek üzere olan kitabına. > Çantasına elini uzatınca, gözleri açıldı şaşkınlıkla. > Duruyordu gözlerinin önünde bir paket kurabiye! &g t;>>Çaresizlik > içinde inledi, > "Bunlar benim kurabiyelerimse eğer; > ötekiler de onundu ve paylaştı benimle her bir kurabiyesini!" > Özür dilemek için çok geç kaldığını anladı üzüntüyle, > Kaba ve cüretkar olan,"kurabiye hırsızı" kendisiydi işte...... > Bazen öylesine emin oluyoruz ki kendimizden, &g t;> >>> kendimiz bile farkına varamıyoruz, yanlışın kendimizden geldiğine. > " Eğer bir sey anlatılırken birisi anlamıyorsa ne kadar, > anlayışsız olsada o anlamayan, anlatanda da vardır bir kabahat>>!.." > demişti muhterem birisi. O zaman bende diyorum ki ayni sekilde ne kadar problem > varsa hayatımızda &g t; >> >>ve etrafımızda, ne kadar yanlış varsa mutlaka vardir > herbirimizin bunda kendine göre bir payı. > Ve ne zamanki birimiz en azından başaracağız yüzde yüz dogru > olmayı,o zaman süpüreceğiz hatalıların da tüm hatalarını .... > Aksi taktirde hep geriye dönüp bakacak hep pismanlik duyacagiz kurabiye hırsızlari gibi ... > >>>& gt;>> >>......



Re: İnsan bazen görmek istediğini görür..

İletiTarih: Pts Haz 03, 2013 2:06 pm
Ece

• Her insanın dört gözü vardır. Bunların ikisi başındadır. Bunlarla dünya işlerini görür. Diğer ikisi de kalbindedir, bunlarla da ahiret işlerini görür.    Hadis



• Göz; ancak o kişinin bildiği kadarını görür. J. W. Goethe



• Gözler, dudakların söylemeye cesaret edemediği şeyleri açığa vuracak kadar cesurdurlar.



• Herşeyi maddede arayanların, akılları gözlerindedir. Göz ise, maneviyatta kördür.    Bediüzzaman



• Gözler, görmek istediğini görür.    E. O'Neille



• Göz, mideden büyüktür.    Alman Atasözü



• Göz görmese; gönül düşmezdi mihnet-i aşka.    Nabi



• Bazen dudakların bitiremediği işi gözler tamamlar. Ahmet Hikmet Müftüoğlu



•    Gözlerin konuştuğu dil, her yerde aynıdır. George Herbert



•    Leylanın güzelliğine ancak Mecnun'un gözleriyle bakmalısın ki, onu seyretmenin sırrı sana da görünsün. Sadi



•    Aç gözünü, açarlar gözünü.  Atasözü


Re: İnsan bazen görmek istediğini görür..

İletiTarih: Pts Haz 03, 2013 2:11 pm
Ece

Başkası bir işi uzun sürede yapıyorsa, yavaştır. Ben uzun sürede yapıyorsam, titizimdir.


 



Başkası bir işi yapmıyorsa, tembeldir. Ben yapmıyorsam, meşgulümdür.


 



Başkası bir işi söylenmeden yapıyorsa, sınırlarını aşmıştır. Ben yapıyorsam, bu insiyatif kullanmaktır.


 



Başkası bir görgü kuralını çiğniyorsa, kabadır. Ben çiğniyorsam, kendime özgü birisiyimdir.


 



Başkası amirini memnun ediyorsa, yalakadır. Ben ediyorsam, bu ortak çalışmadır.


 



Başkası öne geçerse, bu kuralları ihlal etmektir. Ben başarırsam, bu sıkı çalışmanın ödülüdür


Re: İnsan bazen görmek istediğini görür..

İletiTarih: Pts Haz 03, 2013 2:20 pm
Ece


Adem vardır cismi temiz
Görmek  Değildir, İşimiz Bizim...">www.vbulletin-turko.com - Kusur Görmek Değildir, İşimiz Bizim...
Alır abdest olmaz temiz

Halkı tan?eylemek nemiz

Bilcümle vebal bizdedir



Arı vardır uçup ezer

Teni tenden geçip gezer

Softa bizden kaçıp gezer

Arı biziz bal bizdedir

Şah Hatayî



* * *

Rahmetli babam ticaretle uğraşırdı. Toptan alır perakende satardı. Halimiz vaktimiz iyiydi çok şükür. Sıkıntı çektiğimiz söylenemezdi.



Benim çocukluğumda bir aile ne kadar varlıklı olursa olsun, çocuk şımarmasın, alın terinin, emeğin, ekmeğin kadrini, kıymetini bilsin diye, yazın okullar tatile girince bir yerlere çırak olarak verilirdi...



İşte beni de; -üçüncü sınıfı bitirip dördüncü sınıfa pekiyi ile geçtiğim yaz- kasabamızın tek aile çay bahçesi olan ?Seher Yıldızı Aile Çay Bahçesine? çırak olarak vermişti... Aslında öyle çok ahım şahım bir yer değildi... Biraz genişçe kırlık bir alanın bir kenarına küçük ahşap bir baraka yapılmış içine çay ocağı, birkaç alçak masa ve tabure konmuştu. Hava güzel olduğu zaman dışarısı kullanılıyordu. Kırlık alanın hemen her yerine masalar ve tabureler konuyordu ve gecenin geç saatlerine kadar insan eksik olmazdı.



O kırlık alan ustama atadan kalmış... Varlıklı biri olmadığından bu alanı ancak böyle değerlendirebilmiş, arazinin etrafını bile çevirmemişti. Sadece güneye bakan tarafa bir kapı koydurmuştu o kadar. Nasreddin hocanın türbesi gibi yani...



?Seher Yıldızı Aile Çay Bahçesi?nin senenin on iki ayında uğramayı ihmal etmeyen müdavimleri vardı, çay bahçesinin. Nargile tiryakileri ile sohbet ehli insanlardı bunlar... Hele bunların arasında ikisi vardı ki, Hacivat ile Karagöz gibiydiler desem yeridir. Hacı Gedik efendi ile Bektaş efendi...



Hacı Gedik efendi okumuş yazmış, memuriyetten emekli, varlıklı, biraz fazlaca sofu bir adamdı. Emekli olduktan sonra hacca gitmiş. Geldikten sonra evinin kapısını yeşile boyatmıştı.



Bektaş efendi ise; adı üstünde bektaşi meşrepli, güler yüzlü, hoş sohbet, nüktedan birisiydi. Birbirleriyle edep sınırlarını aşmayan tatlı bir çekişme vardı. Nargile tiryakisiydi. Her gün mutlaka uğrar nargile içerdi. Onun nargile takımı ayrıydı. Eğer bir gün gelmeyecek olsa ustam merak eder beni evine kadar yollar;



- Git bak bakalım bu gün neden gelmedi. Hasta mı, yoksa başka bir derdi mi var öğren gel, derdi.



Yine günlerden bir gün, Bektaş efendi nargilesini nefesleyip dumanını yele savururken Hacı Gedik efendi gelip Bektaş efendinin bir masa ötesine oturdu. Cebinden koca bir mendil çıkarıp terini silerken derin bir soluk aldı. Kendi kendine ama biraz da etrafa duyuracak bir sesle...



- Çok şükür ya Rabbi elhamdülillah, deyip soluklandı.



Bu arada, Bektaş efendi dikkatle onu süzmekteydi. Ustam yanına yaklaşıp:



- Hoş geldin Hacı Gedik efendi, dedi.



- Hoş bulduk, dedi, içim yanıyor bir bardak soğuk şerbet getirirsen makbule geçer doğrusu...



Hacı Gedik efendi bir yandan kendisine bakıp bir yandan nargile içen Bektaş efendiye şöyle bir baktı. Gülümsedi, elinin birini başına götürerek selamladı.



- Selamünaleyküm Bektaş efendi, dedi.



Bektaş Efendi de aynı şekilde gülümseyerek, kendi meşrebince karşılığını verdi:



- Eyyvallah ve aleykümselam Hacı Gedik efendi... Nasılsınız, eyicesiniz inşaallah?..



- Nasıl olalım Bektaş efendi, her nefeste cayır cayır yanmaktayız...



- Niye ki?..



- Niyesi var mı Bektaş efendi... Yeri, göğü, cümle kâinatı yaratan yüce Rabb?ime hamd ü senalar edip, her nefeste O?nun adını andıkça, O?nun muhabbetiyle, O?nun aşkıyla içimiz cayır cayır yanmakta, fokur fokur kaynamakta...



- Yaa öyle mi, maaşallah maaşaallah...



Hacı Gedik efendi ona üstün gelmenin gururuyla biraz kinayeli bir ifadeyle...



- Eee, sen nasılsın bakalım Bektaş efendi, dedi.



Bektaş efendi:



- Vallaa gördüğünüz gibi hacı efendi, biz de talim yapmaktayız işte, diye karşılık verdi.



Hacı Gedik Efendinin yüzünde istihzalı bir gülümseme belirdi...



- Neyin talimiymiş bu böyle, diye sorunca Bektaş efendi:



- Nefes talimi hacı efendi nefes, diye karşılık verip nargilesinden derin bir nefes çekti ve dumanını üfürdü. Hacı Gedik efendi gülerek:



- İlahi Bektaş efendi sen ömür adamsın vallahi... Bu nasıl nefes talimi, sen bal gibi nargile fokurdatıyorsun yahu...



- Doğrudur halimize dışardan bakınca öyle görünür ama işin aslı öyle değildir.

- Yaa öyle mi, peki nedir işin aslı?..



Bektaş efendi nargilenin üzerindeki ateşi göstererek...



- Biz aşkın harını suda serinletip öyle almaktayız.



- Deme yahu?..



- Öyle Hacı Gedik efendi öyle...



- Peki neden böyle yapıyorsun?..



Bektaş Efendi Hacı Gedik Efendiyi kastederek...



- Nargile şişesi olmamak için... İnsan geldik, insan kalalım öbür tarafa da gene insan olarak gidelim diye...



Hacı gedik Efendi bu cevaba biraz alınır gibi oldu ama bozuntuya vermedi. Üste çıkmaya çalıştı...



- Peki o tömbekiye ne buyurulur? Hiç kötülükten iyilik hasıl olur mu?



- Haklısın elbette kötülükten iyilik hasıl olmaz. Amma bakma sen onun tömbeki gibi durduğuna aslında o, bizim kusur   ve günahlarımızdır. Onu da aşk ateşinde yakıp dumanını yele savurmaktayız...

* * *

İşte böyleydi
bizim Hacı Gedik efendi ile Bektaş Efendinin halleri...



Şimdi düşünüyorum da; onların bu hali aklıma meşhur bir bektaşi kıssasını getirdi.



Efendim vakt-i zamanında günlerden bir gün bir Bektaşi dervişi ile bir Mevlevi dervişi karşılaşınca Bektaşi dervişi Mevlevi?ye demiş ki:



- Yahu muhterem, benim pek bi merakıma mucip olan bir husus var, demiş... Mevlevi son derece kibar, o kendilerine has munis tavrıyla;



- Hayırdır inşaallah Baba Erenler, demiş, nedir o?..



Bunun üzerine Bektaşi:



- Acep kol yenleriniz neden bu kadar geniş diye düşünüp dururum, deyince Mevlevi dervişi gülümseyerek :



- Gördüğümüz kusurları örtmek içindir baba erenler, demiş ve eklemiş:



- Peki sizin kol yenleriniz neden bu kadar dar?



Bektaşi dervişi o muzip gülümsemesiyle şöyle cevap vermiş:



-
kusur   Görmek değildir işimiz bizim, bil cümle kusurları kendimizde biliriz de ondan mirim... Yani anlayacağın biz kusur   görmeyiz de ondan dardır yenimiz, demiş...



Öyle ya; göz
Görmek istediğini görür, kulak duymak istediğini dinler, dil söylemek istediğini söyler... Yani kişi nasıl görüyor, nasıl dinliyorsa öyle söyler, öyle konuşur, vesselâm?


Re: İnsan bazen görmek istediğini görür..

İletiTarih: Pts Haz 03, 2013 2:25 pm
Ece

SÖZLER


•  Parmak Ay'ı gösterdiği zaman, parmağa değil, aya bakmak gerekir.   

 

 

• Bin kadar bahar görse de, taş yeşermez.    Mevlânâ

 

 

• "Bir bakış, bir sevene neler neler anlatır, Bir bakış bir seveni senelerce ağlatır."

 

 

• Çok uzaklara bakan, önündeki çukura düşer. İsviçre Atasözü

 

 

•  Koyunun tozu, kurdun gözüne sürmedir.  Hz. Ömer r.a.

 

 

• Sevmeyerek baktıkları için beni fena görüyorlar. Severek baksalardı bende fena görmekte oldukları şeylerin iyi olduğunu görürlerdi.    İbni Sina

 

 

• Görmek ancak görülecek noktaya gelmekle mümkündür.

 

 

• Bakmak başkadır, baktığınızı görmek başka. Gördüğünüzü, anlamak ise

bambaşka bir şeydir. Anladığınızdan bir şeyler öğrenmek de yine ayrı bir şey. Ama asıl önemli olan, öğrendiğinize uygun hareket etmektir.

 

 

• Sen, kandili bile görmeyen kör! Kandille neyi göreceksin? Şeyh Sadî Şirazî

 

 

• Şaşıya nazar etme, tutar sana eğri bakar.    Meçhul

 

 

• Dışa çevrildi gözler, içe bakış kalmadı.    Meçhul

 

 

• Görünene göre karar verenler, ne kadar az şey gördüklerini

bilmeyenlerdir. R. Southy

 

 

• Çoğu insan gördüğü şeyi olduğu gibi değil, görmek istediği gibi görür.

 

 

• Dibi göremiyorsan suda yürüme!

 

 

• Bakmakla öğrenilseydi, köpekler kasap olurdu.    Atasözü

 

 

• Görmek, yenilenmenin başlangıcıdır.    H. Matisse

 

 

• Kuş ötmeseydi vurulmazdı.    Japon Atasözü

 

 

• Uyuyan ayının burnuyla oynanmaz.         Alman Atasözü

 

 

• Bakmasını bilenler, çok şeyler görürler.    Yogi Berra

 

 

• "Görenedir görene? Köre nedir, Köre ne?"    Erzurumlu İbrahim Hakkı

 

 

•  Derin fikre sahip olan kimsenin nazarı da güzel olur. Hz. Ali (r.a.)

 

 

•  Körler memleketinde görmek hastalık sayılır. Cenap Sahabettin

 

 

•  Nasıl bakarsan öyle görürsün.    Mevlânâ

Re: İnsan bazen görmek istediğini görür..

İletiTarih: Pts Haz 03, 2013 6:14 pm
Ece

Yaşamak şakaya gelmez,  


     


büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın,


  


           bir sincap gibi mesela, 


  


    yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir


 


şey beklemeden, 


 


      yani bütün işin gücün


 


yaşamak olacak