1 sayfadan 1. sayfa

HUKUK DEVLETİMİ DEDİNİZ....

İletiTarih: Pzr Oca 29, 2012 8:54 pm
Hacegan__
Yıllardır televizyonlardan duyarım ’’Burası Demokratik Bir Hukuk Devletidir!!’’ cümlesini. Bir haksızlığa uğrayan veya hararetli bir tartışma esnasında sürekli söylenmekten adeta klişeleşmiş bir cümle haline gelmiştir bu söz.. Düşündüm de yahu biz gerçekten böyle miyiz?

Demokrasi açısından baktığımızda durum hiçte iç açıcı gözükmüyor. 1923 te kurulan bir devlet çok partili sisteme tam 1950 yılında geçiyor. Ne komik değilmi. Tabiki bunca zaman çeşitli denemeler olmuştur fakat muhalefete kapalı vicdanlar sonucu ’’aman irtica geliyor!’’ yaygaraları kopartılıp bu süreç sürekli ertelenmiştir.

Peki çok partili hayata geçince her şey tamammı? Tabikide hayır! 50 lerde Büyük oy oranlarıyla seçilen bir parti 1960 ta darbeyle karşılaşıyor ve bir başbakan gayri rasyonel sebeplerle asılıyor!!! Daha sonra Meşhur 12 Mart muhtırasıyla karşılaşıyoruz.. Hemde 1971 yılında yahu ne oldu? Daha 10 sene oldu. Daha bitmedi 12 Eylül 1980 de bir darbe daha oluyor. Burada işin ilginç tarafı darbe olduktan 1 gün sonra çatışmalar, ölümler bıçak gibi kesilmiştir.. Enteresan değil mi.. Sanki darbeler sadece askerin suçuymuş gibi davranıyoruz ya!! O dönemin gazetelerine bir bakmak lazım. Nasılda gaza getiriliyor millet.. Nasılda gaza geliyor millet!! Elbette darbenin haklı gösterilmesi gibi bir durum olamaz fakat bunlarıda göz önüne almak gerek... Her neyse sonrasında 28 Şubat 1997 post- modern darbe adıyla anılan müdahale geliyor. Dikkat edin, yıl oldu 1997.. En sonunda 2001 yılında seçim oldu ve seçimi Adalet ve Kalkınma Partisi kazanır ve bu partiye darbe teşebbüsleri olmasına rağmen başarılı olmaz... Bu göstergelere bakarak demokrasiye 2001 yılında geçtiğimizi söyleyebiliriz sanırım... 2001 eksi 1923 78 eder... 78 sene dile kolay....

Gelelim hukuk devleti geyiğine.. Geyik diyorum çünkü hukuk açısından bakınca da demokrasi sınavıyla pekte arasında bir fark görmüyorum ben..

Yasa yapışımız ctrl+c ctrl+v den ibaret. İtalyadan ceza yasasını, Fransadan idare hukuku ilkerelerini, Almanyadan ceza yargılaması hukukunu ve en garibi de İsviçreden medeni hukuku aldık.. Hadi kültür ve medeniyet uyuşmazlığını bir kenara bıraktık diyelim(aslında kabul edilemez).. Türkiyenin bü günkü nüfusu aşağı yukarı 73 milyon. Bu haliyle sıraya koyarsak 17nci sıradayız. İsviçre ise yaklaşık 7 buçuk milyon kadar bir ülke.. Yani bizim onda birimiz. Şimdi soruyorum 10 kişiyi yönetmekle 100 kişiyi yönetmek aynı şeymidir? Yahu bu nasıl iştir demek geliyor içimden.. Yıllar boyu uygulanan yasanın ortaya koyduğu skandallardan bahsetmiyorum bakın!! Küçücük bir örnek veriyorum. Fakat bu örnek temel taştır ve kesinlikle göz ardı edilemez bir hatadır... Çokmu acelemiz vardı da kopyala yapıştır yaptık?

Kendimizi kandırmayalım. Bir çok ortadoğu ülkesinden iyi durumda olduğumuz doğrudur. Fakat halen çok kötü durumdayız. Bu durumdan kurtulmak hiçte kolay değil hele ki 1930 larda kalmış kafalar olduğu müddetçe hiç kolay değil.Hep söylediğim güzel bir söz vardır Başkasına hükmeden kuvvetlidir ama kendisine hükmeden kudretlidir. Bizlerde kudretli olalım en azından olmaya çalışalım selam ve saygılarımla Hacegan....