Sevgi sözcüğü, insanlar tarafından yüz yıllar boyunca en çok tüketilen ve o oranda da tahrip ve istismar edilmiş olan bir sözcük. Sevgililer, birbirlerini sevdiklerini söylerler bıkıp usanmadan. Anne-baba çocuklarını, çocuklar anne-babalarını sevdiklerini söyler. Bir çok insan karşısındakini uyarmak için bir şey söyleyecek olsa “seni severim, bilirsin” gibi ilginç bir cümleyle konuşmasına başlar. Komşular birbirlerini, iş arkadaşları birbirlerini sever görünürler. Bir ülkenin çocukları vatanı-milleti sevme güdüsüyle yetiştirilirler. ...
mevlana şems hikayesi mevlana şiirleri mevlananın şiirleri etme şiiri şems Mevlânâ,Şems ile Konya'da buluştuğu zaman tamamıyle kemale ermiş bir şahsiyetti.
Şems, Mevlanâ'ya ayna oldu. Mevlânâ,Şems'in aynasında gördüğü kendi eşssiz güzelline hayran oldu. Diğer bir ifadeyle Mevlânâ,gönlündeki Allah aşkını Şems'te ...
Kırlangıçın biri, bir adama aşık olmuş.Pencerenin önüne konmuş,bütün cesaretini toplamış,röleli tüylerini kabartmış,güzel durduğuna ikna olduktan sonra küçük sevimli gagasıyla cama vurmuş.Tık..tık..tık..Adam cama bakmış.Ama içeride kendi işleriyle uğraşıyormuş.Biraz meşgulmuş! Kimmiş onu işinden alıkoyan? Minik bir kırlangıç! Heyecanlı kırlangıç, telaşını bastırmaya çalışarak, deriiiinn bir nefes almış, şirin gagasını açmış, sözcükler dökülmeye başlamış. `-Hey adam!Ben seni seviyorum.Nedenini,niçinini sorma.Uzun zamandır seni izliyorum.Bugün cesaret buldum konuşmaya.Lütfen pencereyi aç ve beni içeri al.Birlikte yaşayalım`. Adam ...
Osmanlı imparatorluğunun son dönemleridir. Bir paşa, artık yaşı gelmiş mahdumunu takva sahibi, güzel ahlaklı, kocasına bağlı, helal süt emmiş bir kız ile evlendirmek ister.
Zevcesine arzusunu açınca, hanımı "Bizim kahyanın bir kızı varmış. Ben görmedim, lakin ahlakını çok methettiler. Eyüp'de mütevazı bir evde oturuyorlarmış. Bence ona talip olalım bey" diye fikrini söyler. ...
Ben veda etmeyi pek beceremem. Duygularımı da pek açığa vuramam zaten, hele bu veda çok daha zor geliyor. Ama insanın kanı durmuyor işte, ne varsa bu son anlarda.? Senden hatırlamanı bile istemiyorum, sadece temizliği ve saflığıni yaşatalım bu doslugun, kalbimizin bir kuytu köşesinde! … Ne güzel başlamıştı, en güzel heyecanları, en güzel sohbetleri yaşadık. Hemen doslugun kuytusuna indik, zamanı durdurup utançları ve sitemleri yaşadık. Sevdik, sevildik, doruğuna vardık ...
Ben'li çilelerin, ben'li pişmanlıkların bitti artık. Dilediğince özgürsün... Mavi gökyüzünün altında istediğin düş ülkelerine kanatlanabilir yüreğin...Dilediğin mevsimlerde delice ıslanabilir gözlerin... Bana çıkan tüm yolları adres defterlerinden sil artık.. Adımın üzerini kalın harflerle işaretleyip kaldır beni hatıralarının en tozlu raflarına...
Eski zamanların dondurucu bir kışından bütün hayvanlar çok etkilenmiş, büyük kayıplar vermişler. Ama en çok kayıp veren kirpilermiş. Çünkü onların pek çok hayvan gibi kalın kürkleri yok, kendilerini sıcak tutması zor olan dikenleri var. Bu durumdan en az zararla kurtulmak için kirpiler meclisi toplanmış, çözüm ...
Sen uykusuzluk nedir bilir misin, Tırnaklarınla yastığını parçaladın mı hiç, Gözlerini tavana dikip, Düşündüğün oldu mu bütün gece, Ve bütün bir gün, Belki gelir ümidiyle bekledin mi hiç , Gelmeyince , ...
Günler çok çabuk geçiyor, zaman su gibi akıp gidiyor. Ramazan geldi geliyor derken,bitmek üzere bile… “Ahir zamanda bir yılın bir ay gibi, bir ayın bir hafta gibi, bir haftanın bir gün gibi, bir günün ise bir yaprağın yanması kadar hızlı geçeceği” sözünün yaşandığı zaman dilimindeyiz. Dünya ve içindeki canlı cansız tüm varlıklar hep birlikte ömür tüketiyoruz ve mâlum sona doğru hızla yol alıyoruz.