Resulullah(sav): "Yâ Muâz, günde kaç defa Allah'ı zikrediyorsun? On bin defa "La ilahe illallah" diyerek mi? Bak sana bazı kelimeler öğreteyim, bu onbin defa demenden senin için daha kolaydır. Şöyle de!
"Allah'ın kelimeleri adedince Lâ ilahe illallah. Yarattıkları adedince Lâ ilahe illallah, Arş ağırlığınca Lâ ilahe illallah. Semâlar dolusu Lâ ilahe illallah. Bunlarla beraber bunların mislince Lâ ilahe illallah. Bunlarla beraber bunların mislince Elhamdülillah." Böyle dersen ne bir melek sevabını yazmağa takat getirebilir, ne de ...
ALINTIDIR (Biraz uzun ama lütfen sonuna kadar sabredip okuyun)
28/04/2006 Sevgili arkadaşlar, 28 yaşında bir bayanım.ızmir’de yaşıyorum, özel bir şirkette ithalat dep.da çalışıyorum,şişmanken kimse bana bakmadı,zayıfken de ben onları beğenmediğim için bekarım:))) Ne olur anlatacaklarımı iyi dinleyin eğer sokağa çıkmaktan utanıyorsanız kat kat yağlarınız yüzünden, bacaklarınız birbirine sürtünmekten pişik olduysa, kendi ailenizin yanında bile utana sıkıla yemek yiyorsanız, odanız gizlenmiş yemekler/suçluluklar/utançlar ama yine de hiç durmadan çatlarcasına yemeler cehennemine dönmüşse , sırf pantolonlarınızın fermuarları kapanmıyor ...
Hayatın her alanında zaman zaman zorluklar ve sıkıntılarla karşılaşıyoruz. Çünkü hayat mutluluk, kolaylık, ferahlık ve güzellikleri içinde barındırdığı gibi sıkıntı, zorluk ve mutsuzlukları da barındırır. Ama mutlu olmak veya mutsuz olmak elimizde. Bu iki zıt duygu, bakış açımız ve algılarımızın etkisi altında.
Aile hayatımız başta olmak üzere işimizde ve tüm sosyal çevremizde kişisel bir takım problemlerden kaynaklanan zorluk ve sıkıntıları da hepimiz farklı şekillerde yaşayabiliyoruz. Kimimiz olayları büyütüyor; nefis, ...
Hayatımızın her evresinde çok çeşitli insanlar tanırız. Kimileri yürüme engelli, kimileri görme ya da işitme engellidir. Bazıları vardır ki onlar düşünme engellidirler.
Çevremizde kimi insanlar vardır ki, çevrelerinde gördüklerini, duyduklarını, yaşadıklarını kendi bakışlarıyla değerlendirmekten acizdirler. Bunlar komşularımızın, arkadaşlarımızın, ya da siyasetçilerimizin içinde bolca vardır. Bahse konu insanlar kime inanıyorlarsa onların düşüncelerini kutsal bir kitabın sözü gibi kayıtsız, koşulsuz kabullenirler. Doğru söylediklerine inandıkları insanların, sözlerini benimserler, isteklerini buyruk sayarlar. Düşüncelerinin içinde kendilerine ait tek bir satır ...
Riya; Gösteriş, dışa karşı sevimli görünme arzusu, karşısındaki kişi-kişilere kendinde olmayan maharetleri varmış gibi göstermek anlamındadır. kısaca karşı samimiyetsizliğin, ikiyüzlülüğün, kişiliksizliğin en açık örneğidir.
Bazı zayıf karakterli insanlar, ya bir dünyalık elde etmek için veya bir makama çıkmak, ya da şöhrete ulaşmak için başkalarına ve özellikle amacına ulaşmada ilgili kimselere şirin görünmeye çalışırlar. Onların hoşuna gidecek davranışlarda bulunurlar. Oldukları gibi değil, yaranmaya çalıştıkları kişilere göre görünürler, ortama göre hareket ederler.
Dinimize göre bir kimsenin, yüzüne karşı söylendiği takdirde üzüleceği eksik ve ayıp taraflarını arkasından konuşmak demek olan gıybet ve dedikodu çok kötü bir davranış olarak nitelendirilmiştir. Arkasından konuşulan kimse hakkında söylenenler doğru ise bu gıybet, eğer doğru değilse bu iftira olur. Kur’an’da;
“Birbirinizin kusurunu araştırmayın, biriniz diğerini arkasından çekiştirmesin. Hanginiz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır, ondan tiksinirsiniz. Allah’tan sakının” (Hucurat 12) buyurulmuştur.
Çekiştirme, başkalarında yanlışlık ve eksiklikler arama alışkanlığıdır. İnsanların vucutlarında, elbiselerinde ve diğer özelliklerindeki ...
Doğumumuzla başlayan gelişim ve öğrenim sürecimiz yaşamımızın son anına kadar devam eder. Önce anne-babamız ve aile çevremizle olan gelişim yolculuğumuzda zaman ilerledikçe etkilendiğimiz kişiler de değişmektedir. Kendi kişisel özelliklerimize, duygularımıza, bakış açımıza, yaşantımıza, görüş ve düşüncelerimize uygun birilerini bulmak güç iştir ama özlem duyarak aradığımız da tam böyle bir şeydir.
Gün gelir kendimizi o kadar çaresiz hissederiz ki sanki dünya üzerimize gelmektedir. Hiçbir şey istediğimiz gibi değildir. Hoşnutsuzluk alabildiğinedir ve anlamsızdır tüm yaşanılanlar. Dertlerimizi kimseye ...
Çatalın kenarını bıçak niyetine kullanmaktır. . Nereye giderse gitsin, bir sekilde manzara resmi çekebilmektir. Güneş gözlüğü takınca yakışıklı olduğunu sanmaktır... Arabayi her yere park edebilmektir. . TV yayının arkasından el sallayıp aynı anda cep telefonu ile yakınlarını arayıp haber vermektir... ... Şampuan bitmek üzereyken içine su doldurmaktır. .. Cihazların uzaktan kumandalarını naylonla kaplamaktır.. . Bütün olayları ’bir arkadaşımın arkadaşının arkadaşı...’ şeklinde anlatmaktır.. . Telefon çalınca yanına gidip bir kez daha çalmasını beklemektir. .. Çayın yanında ...