Kur'ân-ı Kerim'de adı geçen İsrailoğulları peygamberlerinden biri.
Yahuda kabilesinden İsa (Yasa)'nın sekizinci oğludur.
İnsanoğlu yoldan çıkıp da bataklığa düştükçe, yüce Allah, onlara peygamberler göndermiştir. Onlar bu peygamberler vasıtasıyla uyarılmıştır. İsrailoğullarına da peygamberler gönderilmiştir. Onlar, umumiyetle bu peygamberlere isyan hatta ihanet etmişlerdir.
Hz. Musa'nın vefatından sonra, yine İsrailoğulları isyanın karanlığına daldılar. Azgınlık yaparak Hz. Musa'nın Allah'tan getirdiği akîdeyi terk etmeye başladılar. Cenâb-ı Allah, onların üzerlerine başka bir kabîleyi musallat etti.
İbrânice Şlomo (Salomon). Hz. Davud'un oğlu, O'ndan hemen sonra İsrail oğullarının peygamberi "akl-ı selim" ve "nazik" manalarına gelen "selim"in eş anlamlısı.
Kitab-ı Mukaddes'e göre Hz. Süleyman, israiloğullarının icraatlar yapmış büyük peygamber ve hükümdardır. Kur'ân-ı Kerim, Hz. Süleyman'ın bir İsrailoğulları peygamberi olduğunu açıklarken; Hıristiyanların mukaddes kitabı İncile göre O, bir İsrail kralıdır. Devrinin en önemli hadisesi, Ken'anlıların kesin olarak itaat altına alınmasıdır. Bundan ayrı olarak Hz. Süleyman memleketini 12 eyalete ayırarak her birine ...
Kur'an-ı Kerîm'de ismi geçen peygamberlerden biri. Hz. Musa (a.s)'dan sonra gelen nesebi Hz. Harun (a.s)'a dayandığı rivayet edilen bir İsrailoğulları Peygamberi.
Hz. Musa'dan sonra İsrailoğullarının çeşitli boyları. Şam civarına yerleşmiştir. Şam bölgesindeki "Bek" şehrine yerleşen ve zamanla Allah'a isyan ederek haddi aşan bir Benu İsrail kabilesine Hz. İlyas (a.s)'ın gönderildiği rivayet edilmektedir. İlyas (a.s) Kur'an-ı Kerîm'de iki değişik sûrede anılmıştır. Bir yerde diğer Peygamberler ile birlikte ismi geçmiştir: "(İbrahim'e) Zekeriya, Yahya, İsa ...
İsrailoğulları'na gönderilen peygamberlerden biri.
Elyesa' (a.s.)'ın ismi Kur'an'da iki defa geçmekte (el-En'âm, 6/86 ve Sid, 38/48). Ahd-i Atık'te de Elîşa' seklinde zikredilmektedir (Ahd-i-Atık, I. Kırallar, XIX, 16, 17, 19). İslâm kaynakları ondan Elyesa' b. Uhtûb ismiyle bahsederler.
Elyesa' (a.s.), küçüklüğünde kötürüm bir vaziyetteydi. O sırada İsrailoğullarının peygamberi olan Hz. İlyâs, bir gün yahudilerin azgınlığından kaçarak dul bir kadın olan Elyesa'ın annesinin evine sığınmış, kendisini koruyan bu kadının kötürüm oğluna yaptığı dua ...
Kur'ân'da iki yerde kendisinden bahsedilmektedir: "İsmâil, İdris ve Zülkifl, hepsi sabredenlerdendi. Onları rahmetimize soktuk. Şüphesiz onlar salih olanlardandı" (el-Enbiyâ, 21/85, 86).
Âyette geçen "Zülkifl" adı değil lakabıdır ve "nasib ve kısmet sahibi" anlamına gelir. Fakat burada dünyevî zenginliği değil, onun üstün kişiliğini ve âhiretteki derecesini kastetmek için kullanılmıştır. Onun gerçek adı hakkında çok farklı rivayetler vardır. Yahudiler O'nun, İsrailoğullarının esâreti sırasında peygamber tayin edilen ve vazifesini Habur ...
Dostum bilir misin..? Bağlandığın vakit "Elif" olmaz adın............ Dostum bilir misin..? “Elif” bağlanmaz kendisinden sonraki harfe, sadece kendinden önceki harfe bağlanır en önceki’ne belki de sen, dünyana sonradan girenlere sıkıca bağlandığın vakit “Elif” olmaz adın..
Barındıracak anlamı bile olmayan yerlere sığınmayacak kadar cesur, sığındığı yerlerde fazla kalamayacak bir göçebe kadar korkak olmanın gel – gitleri siniyor kelimelere… Yırtılan onca yelkenime rağmen hazırdım fırtınalarının hırçınlığına…. AŞK'la
CENNET VE CEHENNEM Adam ve hayattaki tek arkadaşı olan köpeği bir kazada birlikte ölmüşlerdi... Gökyüzüne çıktıktan sonra bembeyaz bulutların arasında dolaşmaya başladılar... Adam çok susamıştı... Biraz su bulabilmek ümidiyle yürümeye devam ederken, Birden kendilerini muhteşem bir manzaranın karşısında buldular.. Rengârenk çiçeklerle süslü bir bahçe, altından yapılmış, Bir bahçe kapısı ve onları karşılayan beyazlar içinde bir kadın... Adam köpeğimle birlikte kadına yaklaştı ve sordu: "Affedersiniz... Burası neresi?'' Kadın ona gülümsedi: "Burası Cennet, efendim". Adam bunun üzerine ...
Yüce dinimiz İslâm, günlük hayat içinde tecrübe, bilgi ve birikime büyük önem vermiştir. Kültürümüzde “bir bilene sor”, “ehline sor” denilir. Bundan maksat işleri bilenin rehberliğinde yürütmek, istişare ile ortak akıldan faydalanmaktır. Bilgi ve birikime önem vermenin, tecrübeden istifade etmenin bir diğer boyutu da işi ehline teslim etmektir. Tarih boyunca başarıya ulaşan yöneticiler, komutanlar, liderler daima istişare üzere bulunmuşlar, işi ehline teslim etmişler ve bu sayede parlak zaferler elde etmişlerdir. Bizim için “üsve-i hasene” yani en ...