Oyle cok reddedildim ki, oyle cok unutuldum ki senin tarafindan, sensiz kalmak yuregimi ezen tek korku artik. Oyle ki hayatim yalniz bir korku halinde ayakta duruyor simdi... Korkumu gercege burundurdugun anda yikilip gidecegim. Her seyi tukettim. Hayata tutunmak adina ne varsa her seyi yaktim seni sevebilmek icin... Tum sabrimi, kendime ve insanlara guvenimi, sevginin hayatin tek harci olduguna olan inancimi... Artik senden baskasina verecek enerjim, sevgim ve hayatla hesaplasacak bir benligim kalmadi. Geriye donup siginacak ...
Bir "HOŞLANMAK" vardır.Kara kaşını, badem gözünü beğenirsin. Hep yanında gezdirmek istersin.Öpmek,elini tutmak... Farklı bir çekim vardır aranızda.Ama gitse 1 bilemedin 2 gün üzülürsün.O sadece boş zamanlarını doldurmak, gözünü boyamak için vardır aslında. Bir "ELDE ETME DUYGUSU" vardır.Saplantı gibi.Herkes tarafından beğenilirsin, tuttuğunu koparırsın.Birgün karşına zor biri çıkar.Evet kelimesi birtürlü çıkmaz ağzından.Ağırdan satar kendini kendince. Ama bence ağırdan da olsa satmayın kendinizi.Elbet herkesin vardır indirimli günleri.Neyse, ağzından eveti almak için, günlerce, aylarca hatta yıllarca uğraşan insanlar vardır.Karşıdaki ...
“İstiğfâr okuyunuz, imdâdınıza yetişirim” Tövbe; harâm, günah işledikten sonra, pişmân olup,Allah ü teâlâdan korkmak, bir dahâ yapmamaya azmetmek, karar vermek demektir. Günâhın dünyâdaki zararından korkarak pişmân olmak, tövbe olmaz. Nûr sûresinin 31. âyetinde meâlen; (Ey mü’minler! allaha tövbe ediniz!) buyuruldu. Günâhtan sonra hemen tövbe etmek farzdır. Tövbeyi geciktirmek de, büyük günâhtır. Bunun için de, ayrıca tövbe etmek lâzımdır. Farzı yapmamanın günâhı, ancak kazâ etmekle affolur. Bekara sûresinin 222. âyetinde meâlen; Allah(ü teâlâ, tövbe edenleri sever) ...
Bir hocaefendi camideki vaazında demiş ki: – İslâm kadına öylesine geniş haklar vermiş ki, bir hanım dilerse evinde beyinin çamaşırını ... ... yıkamaz, yemeğini pişirmez, ev temizliğine bakmaz, bey bunları yapması için hanıma ısrarda bulunamaz… Hanımefendinin biri de bu bilgiden son derece memnun olmuş. Akşam eve gelince beyine fikrini söylemiş...: – Efendi demiş, İslâm bana haklar tanımış. Ben bu haklarımı kullanmak istiyorum. Yarından itibaren ne çamaşır yıkama, ne de yemek yapmak var. Bey bakmış ki, ...
Bizler yaşadığımız hayatın içerisinde nerdeyiz nereye gidiyoruz ?. Yaşadığımız hayatın zor şartları bizlerin nasıl yaşayacağını ve birbirimize nasıl davranacağımızı bozuyor değilmi? Büyük şehirlerde modern yaşamın içinde kaybolup giden değerlerimiz,birbirimize karşı davranış şekilerimizin bozulmasının bariz bir göstergesi değilmidir. İnsanların güne stres içinde başlaması ve zor şartlarda ekmeğini kazanmaya çalışması insanları gerginleştirmekte olup bu nedenle yapmak istemediği davranışları yaparak saygı ve sevginin ortandan kalkmasına sebep olmaktadır. Selamlaşmak,saygı göstermek,sevgiyle bakmak,yardımlaşmak,paylaşmak,inanmak,güvenmek ,ziyaret etmek,hal hatır sormak,komşuluk yapmak,vesaire vesaire,gibi daha çokca ...
Dört kitabın mânası ve bütün ilimlerin özü “Lâ ilâhe illallah”dır. Yani: Allah'tan başka ilah yoktur. O (C.C.), herşeyi ile tektir, birdir. Bütün mülk O'nundur, yaratan ve yaşatan O'dur. Her şey O'nun varlığına ve birliğine delildir, ibâdet ancak O'na lâyıktır.
Bütün kâinât “Lâ ilâhe illallah” hakikatını ispat için yaratılmıştır. Bütün insanlar ve cinler bunu anlamak için var edilmiştir. “Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zâriyât/56) âyeti, kulluktan önce imanı ve tevhidi istemektedir. ...
… İşte bütün ihtiyarlığımdan ve firak (ayrılık) belalarından gelen teessüratıma (üzüntülerime), bana nur-u iman tam kafi (yeterli) geldi; kırılmaz bir rica, kopmaz bir ümit, sönmez bir ziya, bitmez bir teselli verdi. Elbette sizlere ihtiyarlıktan gelen karanlık ve gaflet ve teessürat ve teellümata (tasalanmalara), iman kafi (yeterli) ve vafidir (elverişli)… (Gavsi sani Ks)
Allah’ın rahmetinden umut kesmemek Allah’ın buyruğudur. Rahmetini umut etmek, Rabb’imizin her şeye güç yetiren olduğu gerçeğinin şuurunda olmaktır. Umut kesmek ise inanan insanın ...