Allah Rızazı - Allah Korkusu - Din AhLalakıyla YaSamak
Bazı insanlar, dünyada kendileri için mümkün olduğunca çıkar sağlamaya, kendi istek ve tutkularını tatmin etmeye, kısa bir yaúam süresini sorumsuzca geçirmeye çalısırlar. Ahlaki yönden bir güzellik elde etme konusunda bir çabaları olmaz. Çünkü bunun kendileri için bir çıkar sağlamayacağını düúünürler. Öyle ki; yardımsever, sefkatli, merhametli, hosgörülü, vicdanlı insanları kendi çarpık bakıú açılarıyla "saf" kiúiler olarak değerlendirirler. Onların yaúam felsefeleri, güçlü olanın zayıf olanı ezmesi, hiç kimsenin ...
İbrâhîm Edhem hazretlerine, falanca yerde bir genç var. Gece gündüz ibâdet ediyor. Vecde gelip kendinden geçiyor, pek çok haller görülüyor dediler. Gencin yanına gidip, üç gün misafir kaldı. Dikkat etti, söylediklerinden daha çok acayip şeyler gördü. Kendinin soğuk, hâlsiz, habersiz, gencin ise, böyle uykusuz ve gayretli hâline şaşıp kaldı. Genci, şeytan aldatmış mıdır, yoksa hâlis ve doğru mudur anlamak istiyordu.
Yediğine dikkat etti. Lokması helâlden değildi. “Allahü Ekber, bu hâlleri hep şeytandandır” deyip, genci evine ...
EFENDİMİZİ TANIYALIM ŞİMDİ PEYGAMBERİMİZİ TANIMA VE ANLAMA ZAMANI
Onu tam olarak anlatabilmek mümkün mü?...Onu tam anlatacak kelimeler,sayfalar,satırlar var mı bu dünyada?...Onun değerini anlatmaya kitaplar yeter mi?...Yine de az da olsa onu anlatmaya ve anlamaya çalışalım. Onu öğrenmek, onun yolundan gitmek, onun davranışlarını örnek almak hepimizin görevi olmalıdır. ÇOCUKLUĞU: Hz.Muhammed (sav),Miladi 20 Nisan,hicri 12 Rebiülevvel 571’de Mekke’de doğdu.Kureyş Kabilesinden,Haşim ailesindendir. Annesi Amine,Babası Abdullah,dedesi Abdülmuttalip, diğer dedesi Vehb, babaannesi Fatıma,anneannesi Bere, sütannesi Halime’dir. Annesi onu sadece bir ...
AYIP ARAŞTIRMAK Ayıp: Kusur, noksan, eksiklik, leke, fena, uygunsuz, utandıracak veya utanmaya sebep olan hâl.
Islâm toplumunda insanlar, yuvalarından, özel hayatlarından ve kendilerinden emin olarak yaşarlar. Hangi sebeple olursa olsun, şahısların dokunulmazlığını çiğnemek, aile mahremiyetlerini ortadan kaldırıcı harekette bulunmak yasaklanmıştır. Hatta suçluyu bulmada bile olsa, insanların ayıplarını aramaya ruhsat verilmemiştir. Böyle bir hâl insanların dokunulmazlığının kalkmasına sebep teşkil etmemiştir. Islâm'a göre, hiç kimse iç görünüşüne göre takîbata uğramaz; dış görünüşüne göre cezalandırılır. Kimsenin görmediği yerde ...
Bir şeyle veya bir kişiyle eğlenmek, insanları hafife almak, tahkîr etmek, başkasının kusur ve noksanlarını söz, işaret veya yazı ile teşhîr etmek, toplumda küçük düşürme hareketleri.
Alay etme duygusu insanlarda, kendini büyük görmeyle başlar; daha sonra karşısındaki insanı hiçe sayıp, ona tepeden bakmaya kadar gider. Neticede bu duygu insanları alaya aldırır, şeytanı Rabb'ine isyan ettiren böbürlenerek Hakkı kabûl etmemek ve insanları hor görmek şeklinde tezahür eden kibir ve gurur hastalığını ortaya çıkarır . ...
Günlerden bir gün Atalay isminde bir adam vardı. Atalay’ın önce küçük ve şirin bir bakkal dükkânı vardı. O zamanlar Atalay gayet dinine sadık, namazında niyazında olan, zekâtını zamanında veren, 2 üniversiteli çocuğa bile burs veren bir adamdı… Sonra bakkal dükkânını büyütüp market açtı. O zaman namazını biraz aksatmaya başladı çünkü artık işleri çoğalmıştı. Ve işleri güzelle gitti, bir market daha açtı, O zamanda artık iyiden iyiye namazı bıraktı. Sonra bir market daha ve bir market ...
Mekke'de üç hafta kaldık. Üç haftanın sonunda, Medine'ye doğru yola çıktık. Medine'ye yaklaştığımız anlardı, Muhammed ile aynı koltukta oturuyorduk. Oturduğumuz yerde elime bir gazete geçti. Gazetenin ismi Medine idi. Arka sayfasında bir bayan resmi, şampuan reklamı vardı. Ben bu resmi görünce hayret ifadesi olarak "Allah, Allah" dedim. Benim itirazımı duyunca neye itiraz ettiğimi sordu. Ben de ona durumu anlattım. Bana dedi ki; "Kadınların böyle reklam yapmaları İslâm'a uygun değil mi?" ...
Beyan: Muhammed, tek kelime ile fabrikasını kapattı öyle mi? Acaba Çin'deki kardeşi Muhammed'in bu sözüne uymuş muydu?
Zikrullah Türkistanoğlu:
Telefonu kapattıktan sonra, Muhammed kardeşinin söylediklerini bana anlatıyordu. Kardeşi ona şöyle diyordu "Sen delirdin mi, sana bir şey mi yaptılar. Bizi iflas mı ettireceksin? Fabrikanın anlaşmaları var, çalışanların tazminatları var, alacak verecek, böyle bir anda kapatılır mı? Biz Bu fabrikayı kurana ve şimdiki hâle getirene kadar az mı sıkıntı ve ...
Dairesinden bile Gazi'yi görüyordu Cumhurevi'nin resmi ilk ev sahibesi Latife Hanım'ın, bilinmezliklerle dolu yaşamında ve özellikle de Mustafa Kemal'siz geçen elli yılının öyküsünde neler saklıydı? Gazi'yle boşandıktan, yaşamını yitirdiği 1975'e kadar nasıl bir ömür geçirdi? Sırrını neden kimse çözemedi? Yakınlarının tanıklığıyla Latife Gazi Mustafa Kemal...Cumhuriyet'in sekseninci yılında bizim de bir öykümüz var... Latife Uşaklıgil.. Latife Uşakizade ya da Latife Hanım.. Gazi Mustafa Kemal'in ilk ve tek eşi... Doğrusu Mustafa Kemal'den ayrıldığı Ağustos 1925'ten sonrasına dair, ...
Beyan: Bu Çinli kardeşlerimizin kaç yaşlarında bulunuyordu?
Zikrullah Türkistanoğlu:
En genç olanı 25 yaşında idi, en yaşlısı da 40 yaşında. 25 ile 45 yaş arasında bulunuyorlardı. Bu kardeşlerimizin hâlleri görülmeye değerdi. Çin ırkının gereği olarak boyları kısa, hepsi de zayıftı, ihrama girmişler, acemi acemi hareketler yapıyorlardı. Bu hâlleri o kadar hoş ve sevecendi ki anlatmakla tarif edilmez.
İslâm dini ile ilgili onlara anlattığım her şeyi kayıtsız şartsız kabul ediyor, harfiyen uygulamaya ...