Ebu Hüreyre (r.a),den rivayet olunmuştur: Allahın Resulü (s.a.v.)ashabı ile oturuyorlardı. Bu esnada Beni Süleym kabilesinden biri ağlayarak Resulüllah,ın huzuruna geldi Resulü Ekrem(s.a.v.)ona Ey Allahın resulü ! Namaza kalktığım zaman beni bir korku ve heyacan sarıyor. Uyuduğumda kötü rüyalar görüyorum Çok defa vesveseye kapılıyorum. İbadetlerim fesada gidiyor. Bunun üzerine Resulü Ekrem (s.a.v.) Ey kardeşim ! Senin anlattkların. melun şeytanın sana yaptığı işlerdir Şimdi ben sana Mirac,a çıktığımda rabbimin bana öğrettiği on dokuz ismi öğreteyim mi? bu ...
İnternette oyun oynamak haram mı? Oyun oynarken herhangi bir kazanç elde etmiyoruz, kazanan veya kaybedenden maddi olarak bir şey gitmiyor sadece puan gidiyor.
Karşılıklı bir iddialaşma olmadığı için, bu şekilde oynamak haram değildir.
Boş yere geçen her ânın, pek çok fırsatları da beraberinde götürdüğü kabul etmemiz gereken bir gerçektir. Çünkü insanın vakti dünyanın ömrüne nisbetle çok az ve kısadır. Bu bakımdan, tek bir saniyesi dahi altından daha kıymetli olan zamanın, ebedî hayata nur ve ışık ...
insan ne kadar iyi bir dindar olsada nefsine mağlup oluyor. Sonra pişman oluyor. Daha sonra bu pişmanlığık benden adam olmaz oluyor. Bizde nimetlerden yararlanmak istiyoruz(internet v.s) ama araya nefis girip onu kötüleştiriyor. Tövbe edip bir daha gunah işlemek bir daha aynısını yapmak insanı mahvediyor.Tövbe-günah,tövbe-günah derken insan tamamen yoldan cıkmaktan korkuyor. Ne yapmalıyız nasıl korunmalıyız.. Kullanıcı: karayel | Tarih: 30-Haziran-2006, Saat: 20:09:43 Cevap
Değerli kardeşimiz; İnsan hangi durumda olursa olsun tevbe etmekle mükelleftir. Şeytan insanı ...
Nefsin şerrinden kurtulmanın önemli bir kaç yolu vardır.
Birincisi: Riyazet yapmak, sık, sık oruç tutmak, farzların yanında nafile ibadetleri de yerine getirmek suretiyle, kalbi takva dairesinde bulundurup güçlenmesini ve nefse mağlup olmamasını sağlamaktır.
İkincisi: Her an Allah’ın kendisini görmekte ve teftiş etmekte olduğunu, melekler tarafından her şeyinin görüntülenip kayıt altına alındığını ve mahşerdeki büyük mahkemede aleyhinde şahitlik edecek birer belge olduğu bilgisini iyice hazmetmek, özümsemek gerekir. Bizim tecrübelerimize göre, bu asırda ilmî yoldan bu perspektifi ...
●- Güvenmediğin kimseye aleyhine kullanabilecek hiçbir koz verme. ●- İnsanlara doğru değer ver, hak etmeyenleri sil. ●- Kimseye yalvarma. ●- Asla dönüp arkana bakma. ●- Sır tutmasını bil. ●- Dostlarının yeri ayrı, sevgilinin yeri ayrı. Sevgilin için dostlarını, dostların için sevgilini satma.
●- Kimsenin lafıyla dolduruşa gelme, ama aklının bir köşesinde de tut. ●- Bir ilişkiyi kafanda bitirdikten sonra iki çift tatlı söz, iki damla gözyaşı için asla yumuşama. ●- Seni sevenlerle kullananları iyi ayırt ...
Salonumuzda düzenlemiş olduğumuz''Dost'luk bir Kasa'ysa eğer ne saklamak isterdiniz? konulu kompozisyon yarışmamızın sonucu belli olmuştur.Katılımcı arkadaşların daha çok Dost'luk üzerine olan paylaşımları birbirinden güzeldi.Yüreklerine sağlık.. 1.Olan Difuzyon arkadaşımızın paylaşımı Selam ile.. Yukarıdan aşağıya doğru bir düşüş varsayalım hayatı.Benzerine sadece çizgi romanlarda rastlayabileceğimiz bir raslantıdır; Bir dala takılıp düşüşü engelleyebilmek. Müstesna bir histir dostluk, ve elbette karşılık bulması onu kuvvetli kılar.Bir çınar dalı olmalı düşerken takılacağın dal.Kumaşından çalınmamış birede kıyafetin olmalı tabi bedenini saran .Düşüşün hızyla ...
“Geldim ya resullulah geldim. Garip bir kuş gibi huzuruna geldim. Dünyanın yalancılığından kaçıp huzuruna geldim. Al beni de ey resulllah al benide. Garibim yetimim senin gibi ey resul ne annem var başımı okşayan ne bir yarenim var al benide ey resullulah” diyordu… O kadar çok dilemişti ki Rabbinden kutsal topraklara gitmeyi. Rabbi duasını kabul etmişti. Kırk yaşındaydı. Tek duası En sevgiliye gidebilmekti. Rabbi onun hiç beklemediği bir anda en ...
Yaşadığımız kâinat, fiilî bir Kur’ân ve esmâ-i ilâhiyyenin tecellîleri ile müzeyyen bir sanat hârikasıdır. Cenâb-ı Hak, kullarının rûhen zarifleşip hassasiyet kazanarak ilâhî azamet tecellîleri ve kudret akışlarını gönül gözüyle seyredebilmesini ve bunun neticesinde kendisi ile bir dostluk kurulmasını arzu etmektedir. Bu vesile ile Kur’ân-ı Kerîm’de çok çeşitli ve hayran bırakıcı muhtelif üsluplar kullanmıştır. Bu üsluplardan biri de bazı varlıklar üzerine edilen yeminlerdir.