Say ki, O seni sevmiyor yani sevilmiyorsun. Seni duymazdan geliyor.
Bunca çabaların var, niyazların, iniltilerin var. Hep, bir takım beklentilerin oldu. Gidecek makamı da zaten bilmiştin ya.
Kim bilir, kaç defa ellerini açıp yalvardın, yakardın durdun. Bilemiyorum, acaba kim bilir kaç defadır seccadelerin ıslandı, dakikalarca belki de saatlerce kaldın. Hep bekledin, bekledin, bekledin.
Ama sonuçta gördün ki değişen bir şey yok. Sen hep aynısın. Dertler aynı dert, hüzün ise artmış aynı ...
Zor zanaat insanca olmak. Hem merhametli, hem adaletli olabilmek, inisiyatif verebilmek ama arkadan vurulmamak, affedici olmak, ama bundan ileride pişman olmamak, hem statüyü korumak, hem de dostça sohbet edebilmek, hoşgörülü olmak, ama suistimal edilmemek, iradene hakim olmak, ama zevkten de mahrum kalmamak…
Delicesine sevmek ama saplantı haline getirmemek,
Fırsatını yakalamak, ama sadakatten ayrılmamak,
Entelektüel olmak, ama kibrini yenmek,
Uzlaşmak ama benliğinden parça kaybetmemek,
Sabretmek ama aptal yerine de konulmamak,
Eleştirmek ama aynı zamanda gönlünü fethetmek, ...
Uzmanların tanımlarına göre aşk, insanın ayaklarını yerden kesen, içinde şiddetli heyecanlar yaşamasına vesile olan bir duyguymuş. Böyle bir durumda insanın sabah yataktan kalktığı anda ilk aklına gelen, âşık olduğu kişi olurmuş. Gece yatmadan önce onu düşünür, her girdiği ortamda ondan bahsetmek istermiş. Bütün planlarını, âşık olduğu kişiyi düşünerek ve onu da dâhil ederek yaparmış. O kişi için pek çok şeyden, hatta sevdiklerinden dahi vazgeçebilirmiş.
Bütün bu bilgiler ışığında Allah’a duyduğunuz aşkı düşünün. Yukarıda sayılanların hepsini ...
“Bitti hoşcakal” der dudakları. İçinde bir şeyler kopar. İnanmak istemezsin. Kabus olduğunu düşünürsün ilk birkaç saniye. Onun uzaklaşan adımlarını ve gözlerinin pınarlarına akseden katreleri hissettiğin zaman bunun gerçek olduğunu farkına varsan da her şey için geçtir. “bitti” sözü yankılanır tam bu anda kulaklarında. Aynı sözcük binlerce defa tekrarlanır zihninin sokaklarında.
Adımlar uzaklaşıyordur ve arkasından seslenirsin. Bunun bir şeyi değiştirmeyeceğini aslında sende çok iyi biliyorsundur fakat umut denen seçmelerden bir çıkar ortaya o anda. Son bir ...
Atatürkün Kadınlar İle İlgili Sözleri 1 Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.
Atatürkün Kadınlarla İlgili Sözleri 2 Zaman ilerledikçe, ilim geliştikçe, medeniyet dev adımlarıyla yürüdükçe; hayatın, asrın bugünkü gereklerine göre evlat yetiştirme'nin güçlüklerini biliyoruz. Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye, eski devirlerdeki gibi basit değildir. Gerekli özellikleri taşıyan evlat yetiştirmek, pek çok özelliği şahıslarında taşımalarına bağlıdır. Bu sebeple kadınlarımız, hatta erkeklerden daha çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla ...
8 Mart 1857 'de, günde 15-16 saat çalışan ancak çok düşük ücret alan Amerikan Dokuma İşçisi Kadınlar;daha iyi yaşama koşulları,eşit işe eşit ücret ve 8 saatlik işgünü talepleriyle greve çıktılar.Parababalarının bugünde yaptığı gibi,grev zorla ve kanla bastırıldı.129 emekçi kadın yakılarak katledildi.1910 yılında Devrimci kadın önderlerden Clara Zetkin'in önerisiyle 8 Mart II.Enternasyonal'e bağlı Uluslararası Sosyalist Kadınlar toplantısında Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilan edildi
Amerikan İşçi sınıfının bağrında yanan bu isyan ateşinde en ön saflarda kadınlar bulunuyordu ...